28 Kasım 2013 Perşembe

OKULDA ÖĞRETİLMEYENLER!


KELİMELERLE DÜNYA TARİHİ

https://www.facebook.com/photo.php?v=398211396976113&set=vb.100003617676311&type=2&theater

"Kün", varlık sebebi,
"Ben" dedi iblis,
ya da lucifer;
"yeryüzünde bozgunculuk yapacak olana,
secde yapmam!"
ilk oyun bozan olarak!

Kadim hikaye böyle başlar,
Ademin hikayesi...
224. 000 adam
varlığın nefesi!
Hermetik inanışlar,
İdris'in gölgesinde
Mısırda esmer tende,
Babil'de, Harut ile Marut,
unutulmuş hikayelerde...
Nuh yol alırken denizlerde,
İbrahim ya ateşte,
ya İsmail'in derdinde...
Eyüp ya sabr derken,
Süleymanın asası yenik,
Musanın ki ejder!
Meryem iki eli böğründe,
oğluna mı üzülsün,
Aminenin yetimine mi sevinsin!
suhuf suhuf,
4 kocaman kitap,
satır aralarına saklarlar,
idraki ve hikmeti!
şifre, 570!
düzlem, kerbela!
hedefse ahir!
Torunlarının torunları adem'in
babaları gibi,
bir habil, bir kabil!
saltanat tacı,
illa ki kabir!
Yıldızlar gece boyu,
Endülüs semalarında,
bir yıldız ki,
Alparslan soyu!
Teharet bilmezler,
Alamut kalesinde öğrenirler oyunu!
1,2,3 bilumum ehli salib!
Engizisyon, kan deryası!
ve gözyaşı...
üzerinde gotik uygarlık!
Rengin sarı ise,
ya da kızıl...
kara belki,
beyaz hiç bu kadar kirlenmemişti!
Cihanşümul bir fitne,
ardından ikincisi...
işgal her yerde!
vadedilmişin peşinde!
Arz-ı mevud;
uyut!
kaos yer misin,
fitne fücur,
yecüc mecüc!
of course!
Tapınak katilleri,
izdüşümü baronlar,
neylesin sarı çizmelim?
ben bunları bilmem ki?
Teharet bilmezlerin çocukları,
pisliğe bulandılar,
pisliğe buladılar,
hani sözün başındaki
lucifer var ya,
şimdiler de pek bahtiyar!
Bana dava,
işkembe ve apış aram,
eloğlu neyin peşinde?
Germeyin beni, germeyin,
Meryemin oğluna benzetmeyin!
4 melek 4 kitap
4x4 lük hitap...
duyan yok,
uyanda!
uyanda balığa gidek diyecem,
balıkta yok...
umman da!
Bir başınasın,
derin uykudasın,
bir de bitmez yasın...
değince ıslak toprağa,
"kün" ile başlayan hikaye,
bitecek;
"elasti bi rabbiküm"!

27 Kasım 2013 Çarşamba

RESİMLİ ŞİİRLER!

kalem yazsın, küheylan bir aşık ol!
ellerin rahmet balyalasın!
büyüt sevdanı; devir değişsin,
sen! zamanı durduran!



GÜCE TAPANLAR ÜLKESİ

https://www.facebook.com/photo.php?v=397484770382109&set=vb.100003617676311&type=2&theater

TUZU KURULAR ÜLKESİ

https://www.facebook.com/photo.php?v=397490850381501&set=vb.100003617676311&type=2&theater

KELİMELERLE YAKIN TARİH

https://www.facebook.com/photo.php?v=397497213714198&set=vb.100003617676311&type=2&theater

MÜCAHİT

https://www.facebook.com/photo.php?v=397504703713449&set=vb.100003617676311&type=2&theater

BİR AMERİKAN RÜYASI!
https://www.facebook.com/photo.php?v=397686047028648&set=vb.100003617676311&type=2&theater

AŞK

https://www.facebook.com/photo.php?v=397513587045894&set=vb.100003617676311&type=2&theater

"O"

https://www.facebook.com/photo.php?v=397498503714069&set=vb.100003617676311&type=2&theater

İŞKENCE
https://www.facebook.com/photo.php?v=397881623675757&set=vb.100003617676311&type=2&theater

ezoterik OTTOMAN HİSTORİSİ

https://www.facebook.com/photo.php?v=397880383675881&set=vb.100003617676311&type=2&theater

KELİMELERLE DÜNYA TARİHİ

https://www.facebook.com/photo.php?v=398211396976113&set=vb.100003617676311&type=2&theater

NE DERSHANESİ, NE MİLLİ EĞİTİMİ?

yalnız bıraktık reis'i!

Kocaman bir ordu, en kalabalığından,
keyif verir düşmana; korkağından olursa,
belki yalnız bir adam, yanındaysa Allah'ı!
bileğidir ve yüreği; kocaman bir ordu!



NE DERSHANESİ, NE MİLLİ EĞİTİMİ?

  

İŞİN ASLI NEDİR PEKİ?

geçiniz kardeşim! 

asimilasyon, yozlaşma tavan yapmış...hala gaydırı-guyduru meselelerle gün tüketiyoruz!

ahlaksızlık! çürüme! ve hatta Allahsızlık! vicdansızlık!


milli eğitimmiş? neresi milli bunun diye soran yok! birileri de geçim derdinde? ne cemaati; sektör, sektör! kapatırsan dershaneleri; kim burs, kurban, zekat toplayacak!

Allahım! SANA SIĞINIYORUM!



USTA'nın esas derdini keşke bir anlayabilen olsa...
Tam teşhisi koymakta; ilmine, irfanına ve ferasetine çok güvenilen muhatabı Fethullah Gülen hocamız dahi zorlandığına göre (belki biliyordur da dillendirmek istemiyordur!) bizim zorlanmamız çok normal. Hocaefendinin “Meselenin makuliyet üzere bina edildiğini görseydik, aklî ve mantıkî argümanlar sıralamanın faydalı olabileceğini düşünürdük.” dedikten sonra,Duaya sarıldık zira, inanıyoruz ki hazımsızlık ateşini söndürecek ve basiret lütfedecek sadece Allah’tır.” teslimiyeti içine girmesinden onu anlıyoruz...
Her kes kendince bir çok alternatif cevap üretebilir belki ama, hangisi tam isabetli olur bilemem...
Olabildiğince mutedil ve soğukkanlı kalarak farklı fikir cimnastikleri yapıyorum ve başka bir pencereden de bakmayı deniyorum. Sizlerin gördükleriniz ve tepitlerinizle pek uyumlu olmayabilir belki ama, gördüklerimin ne kadarı hakikat, ondan da tam emin değilim tabi...
Kim emin ki zaten deyip, pencereme döneyim:
Benim ilk aklıma gelen, henüz bileğini bükemediği görünmez bir “güç odağının” iktidarı tam anlamıyla Usta'ya teslim etmek istememesi ve onunla yaptığı pazarlığın gereğini, Usta'nın yapmak zorunda kalıyor olması...
İsminin başında “MİLLİ” sıfatı olan ne varsa, aslında “o odağın vazgeçilmez kaleleri” ama özellikle “MİLLİ” demişler ki içeride toplumun "gönlü rahat olsun"!
MİLLİ” İstihbarat Teşkilatı kurulduğundan beri milli değil (Teşkilat-ı Mahsusa dahil) ve özellikle 1948'den beri CIA ve MOSSAD'ın Türkiye şubeleri gibi olageldi hep.... Usta buraya, yani MİT'e bir müdahale yapayım dedi ve kıyamet de ondan koptu zaten.! Öyle ki, bu kıyametin nerede ve hangi pazarlıkla duracağı da henüz belli değil.! “Görünmez odağın en bariz iç kalesi” olduğunu kabul ediyorsak, bu pazarlığın cemâatle olduğunu iddia etmek de, komik ve abesle iştigâl olur!
MİLLİ” Savunma Bakanlığı da hiç milli olamadı.... Göstermelik ve mutlaka mason bir bakanla bu alan da, “O odağın” tamamen kontrolünde tutulurken, diğer yandan her türlü askeri satış için hep “pazar” konumunda da tutulduk..!
O odak”, şimdi dünyayı uzaydan kontrolü altında tuttuğu için ve istediği zaman uydudan müdahaleyle savunmamızı felç edebileceği için, uçak dahil tüm konvansiyonel silahları üretmemize göz yumdu... “MİLLİ” bildiğimiz bu bakanlıktaki Bakanların profiline dikkat edilirse, mutlaka ismini ve atamasını “o odak” belirlemiştir ve çoğu zaman da emekli asker veya masondur! Sivil olmak zorundaysa da, mutlaka “odakla bağlantılı” bir ailenin bireylerinden biridir.! Şimdi "kendi uçağımızı-helikopterimizi-tankımızı-tüfeğimizi kendimiz yapıyoruz" demek kulağa ne hoş geliyor ve ne çok “gurur verici” değil mi?!! Oysa, “adamım” uzayı ele geçirmiş, istediği an istediği müdahaleyi yapma şansı var ve sana da çelik çomak oynaman için alan açmış.!!
Gelelim üçüncü “MİLLİ” olanımıza: MİLLİ Eğitim..!
Ülkelerin en büyük gücü ve sermayesi (gelecekte uzayı da güvence altında tutacak) gençliği ve genç nüfusudur. Bu gücün eğitimi de, şuuru da, donanımı da, sağlığı da, Eğitim ve Kültür Politikaları ile belli olur ve bu politikalarla kontrol altında tutulabilir ancak...
Bu kadar önemli; geleceği de garanti altında tutacak bu kadar kıymetli bir gücü, senin inisiyatifine ve kontrolüne bırakmaları asla mümkün olmadı ve olmayacaktır.!! Böyle olunca da; bir bakıma "MİLLİ"ler içinde dahi en stratejik ve en büyük kale “Eğitim Kalesi”dir. Bu kaleyi fethedip tam sahibi olduğun gün, tam bağımsız ülkesindir zaten. Gerisi çelik çomak oyunu ve teferruat bir bakıma...
1950'ye kadar hüküm sürmüş antidemokratik “Tek Parti” dönemi, bahse konu odağın yapılanmada köklü temeller attığı yıllardır ve ayrı ele alınmalıdır. Çok partili “demokrasili yıllarımız”daki ara dönemleri de geçiyorum. Çünkü o dönemler “o odağın” sisteme iyice çöreklenmesine fırsat vermesi açısından da tam bir fecaâttır.!
Ben uzun ömürlü “demokratik tek partili” değişim ve kalkınma dönemlerini ele alıyor ve “Değişmeyen Kader”e göz atıyorum...
Tek başına ve çoğunlukla iktidar dönemi olan, Adnan Menderes'li 10 yılda; “MİLLİ” İistihbarat'da, “MİLLİ” Savunma'da ve “MİLLİ” Eğitim'de hiç yoksundur..! Hatta sana bağlı MİT, “diğer partnerleriyle” beraber sana darbe hazırlamaktadır da, haberin yoktur....
10 Yıllık Turgut Özal'lı yıllarda da bu kader değişmemiştir. .. “MİLLİ” İstihbarat'a müdahale etme isteğinin bedelini çok ağır ödemiş ama, yine de istediği sonucu elde edememiştir rahmetli Özal. “MİLLİ” Savunma'da teslimiyet devam etmiş; “MİLLİ” Eğitim'de Hasan Celal Güzel dışındaki 3 “MİLLİ” Eğitim Bakanı da, Mason ve misyon sahibi olarak “savsaklama görevlerini” bihakkın yerine getirmiştir. 10 yılda 4 MEB değişmiş, ama makus talih yine değişmemiştir...
En çok güvendiğimiz ve göğsümüzü kabartan Ak Partili Onbir yılda mason olmasa da (Erkan Mumcu hariç!) gelip geçen Beş “MİLLİ” Eğitim Bakanı'ndan, her biri birbirinden kıymetli, ehil ve donanımlıdır şüphesiz... Ama, “kendilerine verilen program”ı uygulamak zorunda kaldıklarından çabuk tükenmiş ve kolay refüze edilmişlerdir. Şu anda Ak Parti ve Başbakan'ın en büyük kozu Nabi Avcı beydir... Hem, Nabi bey gibi dev projelerin perde arkası akıl hocası deşifre edilecek ve hem de MEB değirmeninde öğütülerek çifte kavrulmuş kazanç, “o odağın” olmaya devam edecektir. Zira, “En Muhkem Kale” olarak “MİLLİ” Eğitim'i “teslim etmeyi” asla düşünmemektedir..!
Siyaset ve demokrasi tarihimizde; on bir yılda bir çok alanda üç dönem tek bakanla güzel icraatlar yapmış bir Recep Tayyip Erdoğan'ımız olacaktır ama; onbir yılda beş kıymetli bakanını değiştirse de, en büyük kaleyi fethedememiş ve tam bağımsızlığı yine ilan edememiş bir Usta'mız olarak, O da hatırlanacaktır!
Durumu bu noktadan ele alırsak, Usta'mız ile ilgili diğer argümanları istediğimiz kadar sıralayalım, önemi olsa da anlamı olmayacaktır.... Yorgun, yoruldu artık, danışmanlarının çok etkisinde ve eskisi gibi toplumun nabzını doğrudan tutamıyor, kendisine dev aynası tutulup pohpohlanıyor, güç sarhoşu ve dediğim dedikçi oldu, diktatör, nobran, falân filân...
Hepsi bir anlam ifade etse de, işin esası şu olmalı ki; perde arkası bilek güreşinde mağlup, çaresiz ve “O'ndan İstenen”i uygulamak zorunda olan birisi sanki... Milli Eğitim Sistemi'mizin kendi ürettiği çaresizliğine kim çare üretmeye kalkarsa, Usta'mız “aldığı talimatın gereği olarak” onun da üzerine gidiyor ki, hem kendi iktidarı devam etsin ve hem de “yenemediği odağın 150 yıldır devam eden iktidarı” garantide olsun.!!
Teşbihte hata olmasın ama, ben Usta'nın şu anki durumunu , fıkradaki çömez vaizin durumuna benzetiyorum:
Medresede hocasından vaizlik ve hitabet dersi de alan öğrenciye hocası; “Bugün kürsüye sen çık ve cemaâte ilk vaaz-u nasihatini dene bakayım.” der. Henüz kendine tam güveni olmayan öğrencisi ; “Hocam, emriniz başım üzredir ama, henüz kendimi yeterli bulmuyorum, şaşırıp yanlış bir şey yapmaktan da çok korkuyorum” deyince, hocası ona da çözümü bulur: “Bak evladım, ben cemaatin içinde sana yakın ve görüş alanında olacağım. Şu ipin bir ucunu ayağına bağla, diğer ucunu uzatır, cemâatin görmeyeceği şekilde yanımda tutarım. Yanlışını görünce ben ipi hafifçe çeker ve seni uyarmış olurum; sende kendini düzeltirsin.” der... Öğrenci kürsüde vaazına başlamış, ip sistemi çaktırmadan kurulmuş ve hocası da cemaât içinde yerini almıştır. Vaaz tam istendiği gibi gidiyorken, cemâatten uyanık biri ipi keşfetmiş ve merakla arada bir çeker olmuştur. Öğrenci kürsüde adeta şapşala döner ve ne yaptığını bilmez hale gelir. Zira her düzelttiğinde yeni uyarı gelmektedir. Şaşkınlık içinde ve adeta yalvarırcasına hocasıyla göz göze gelir ve neler olduğunu anlamak ister... Artık olay deşifre olmuştur ve hocası cemaâtin de duyacağı şekilde; “Ne yapayım evladım, ipin ucu puştun eline geçti” demek durumunda kalır.
Tekraren teşbihte hata olmasın diyeyim de; dershaneler konusunda yaptığının/yapmak istediğinin ve izahı için ürettiği gerekçelerin, hiçbir makuliyetinin olmadığını Usta da biliyor ama, ne yapsın garip?!
İPİN UCU PUŞTUN ELİNDE” çünkü..!
Kısa izah edeyim dedim ama, yine uzadı...
Selamla...
Doğan TOPGÜL

kolay


sözler!

Ay dilim, çatal dilim,
n'olaydı da susaydın,
niye ürkütürsün,
fincan katırlarını?
ezberini bozarsın,
şeytanın alametlerini...
duyulmak istenileni, de,
lal olası,
olası hesaplardan sana ne!
ecdatmış, unut,
ölüden sana ne!
torunlar mı?
sende ölcen sana ne?
koyun koyun bacağından,
keçi, keçi...
kime ne, sana ne!
Allah de, peygamber,
say mangırları...
Allah'ın adaletinden sana ne!
mazlumlar mı?geç!
yardım iste, al payını,
edebiyatsa edebiyat!
öv yat, söv yat!
sana ne! al sana hakikat!
Açlık payın, saflık ta,
divanesi kimin umurunda?
dil susar, kolay!
ya gözler nasıl görmez?
çevir başını,
demesi kolay!
....

hadi bu sözlerin devamını da siz yazın!













heroturk soylesi 1

26 Kasım 2013 Salı

BABAMI KAYBETTİM





SENİ ÇOK ÖZLEDİM!

çerkez babamın,
neden balık yemediğini,
sonraları öğrenecektim,
yüzbinlerce çerkezin,
karadenizi boyladığı
sürgün hikayesiyle...
hastalık, kıtlık hikayelerini,
starbucks cafede
bir yanda cafemi yudumlarken...
açınca laptopumu,
bir avmde,
fastfood sıramı beklerken,
öğrenecektim,
sarıkamışı,yemen'i, çanakkaleyi...
blogspotumda yazacaktım öğrendiklerimi,
paylaşacaktım sonra facede,
twitleşecektim, tanımadığım insanlarla...
içimin burukluğunu kimse görmeyecekti,
ben klavye boyu ağlayacaktım!
Ahkamlar kesilecek,
nutuklar atılacak,
birilerine karşı olunacak,
birilerinin yanında saf tutacaktım.
Kutsalları konuşacak,
laflar boğduğunda, sinkaf!
sorgu nerde, el insaf!
digital dünya vatandaşıyız ya...
rolümü oynayacaktım...
Ta ki yıkılınca dağım,
öpülecek eline hasret kaldığım,
hatıraları hasrete dönüşünce babamın,
akvaryumdaki balık olacaktım!
Gerçeğim;
babamı çok özlediğim...

TUZU KURULAR ÜLKESİ


SÖYLE BANA MECALSİZLER MAKAMININ SULTANI,

HALA GEÇMİŞ ZAMANLAR COĞRAFYASINDA ŞİİR SEVMEYE CESARETİN VAR MI?

HELE BİR BAK DİYECEKLERİME; HAZIR KİRPİKLERİNE ŞİİR LEKELERİ DEĞMİŞKEN....

UZAN DOKUN SÖZLERİME Kİ, BELKİ DEĞİŞİR BU KEZ DÜNYA!

Ete kemiğe bürünüp,
Ademoğlu görünenler,
vay gidi oyalanasıcalar!
Geçim derdi olmayıp,
seçimde zorlananlar...
Ay onu mu seçmeliyim, bunu mu?
Dertleri dert, keder ki keder!
...
üstüne gitmeyin, ağlar!
Hay Allah, kararsızım!
Onu mu yemeliyim,
bunu mu giymeliyim?
Şimdi dinlence,
eğlence zamanı,
nereye gitmeliyim?
Yorulduk ayol, sayarken paraları...
Onlarda insan,
üzülürler de çoğu...
gözyaşları bol,
timsahlısından,
kıyafetleri gibi...
marka marka teselli,
doktor alışveriş yap dedi!
Salık verme, usul,
talkın talkın!
salkım; benim payım!
Deve görgücüyle mideye,
erkan böyle, huy böyle!
Sahtesinden besmele,
Allah'ın adıyla başlanır,
şanıyla bitirilmez...
slogan malum, çok şükür!
Tuzu kurular ülkesinde,
Allahın on kuluna bir pul,
bir puluna on kul!
Nuhun ki başka,
asıl benden sonrası tufan!
Göm başını kuma,
çal böyle, çal söyle!
Herodot tarih söylesin, ninni!
Ay çok banalsin, çok avami,
Harami ki ne harami!
Burunlar havada, kaf dağında,
dağları ben yarattım edasında!
kibir katık, öfke aparatif
Palavra; masallar devri!
Tuzu kurular ülkesi,
Güce tapanlar ülkesinin,
az ötesinde...
Tahtım taht, bahtım baht!
Şans, çirkin şansı...
Marifet, iltifata tabi...
övgü illa ki,
yergi gereksiz...
sabırsa, fakir işi...
umut, garibana fildişi!
Bunaldım, stresteyim canım,
ikikere iki neden dört?
rögar kapakları açık, ört, ört!
Şişikler, hepsi bir millet
Tuzu kurular ülkesinde...
İtinayla ahkam kesilir,
kurban niyetine!
İbrahimin hikayesi,
halil ibraam sofrası,
İsarda ne, hele infak!
Artıklarım, artık zekat!
fitre, sadaka; oh rahatladım!
Ben ki seçkin, sen zavallı,
Hemi de pek bi akıllı!
Tuzu kurular ülkesinde,
Rütbe Allah'ı kandırmak
Dua değil, maval okumak,
insanlık mı?
hepsi birer basamak!
Egoma dokunanı yakarım,
şeytandır benim, ortağım!
Kader, günah keçisi,
Ben güçlerin efendisi...
Tuzu kurular ülkesinde,
tek korku,
mazlumun ahı,
bir de göz yaşı...
Görmeyin canım, sizde,
ya da görmezden gelin!
tuzu kurular ülkesinde,
velhasılı;
işler; yaş, yaş!
...
beis yok! aynı yatakta sabahladıklarım,
şimdi düşmanlarım...
zekatımı çaldılar,
fidyemi, sadaka mı?
imdaat! kimse yok mu?
...
keçi sakallı lejyonerler saldırın!

Güce tapanlar ülkesinde,
kemik; kutsal aş
sunaklarda çocuklar
milli marş; ne kuru, ne yaş!
ruhlar taş!
kadınlar meta,
aile mevta!
adamlar kukla!
Ferisiler yazıp, bozmakta
oyun; ibadet,
tanrılar dahi vatandaş!
gayri safi milli amentü!
Anayasa yok,
akla esen kanun,
bük bileğimi gardaş;
iflastır sonun!
Güce tapanlar ülkesinde,
ne yaz, ne kış
mevsim ne dediysek o!
kar yağacak ya da yağmayacak!
küresel ısınma, kutup ayılarına!
Bugün sıra bende,
şimdi istismar zamanı!
Eskilerden bahsedeyim mi canım,
uyuturum belki...
helal ile haram yasak kelime,
fetvalar resmi onaylı,
karar; el-cevap:
ya getiri ya götürü...
Güce tapanlar ülkesinde,
mevzuat hazretleri şah mı şah,
daha çok eğilen tek padişah!
Mürekkep yasak, harf yasak,
kokmayın diye çözüm, sarımsaklamak!
illaki savsaklamak!
yok yok değil lakin,
fikir,izan ve insaf...
Güce tapanlar ülkesinde,
birdirbir binbirdirek,
sınırı olmayan ülke
başkenti egonuz,
rüyalar bile patentli.
Ütopyamız;
Belki bir kadın,
bir de bir adam,
gerekecek...
Musa doğacak...
Asasının gölgesinde,
vaad edilmiş bir ülke belirecek!
Alan memnun, satan
güce tapanlar ülkesinde
değişmeyen tek şey değişim!
Putlar satranç tahtasında,
piyon bir senin, bir benim!
Böyle gelmiş böyle gider,
yolu bulmak tek şose!
İlk taşı atacaklar yok lakin,
herkes günahkar, herkes masum!
Bir mermer lahit,
şehirden çıkış yolu,
kefen üniforma, ceplisinden...
Meyyitler başvekil,
meçhuller mebus!
Güce tapanlar ülkesinde,
korku elzem,
beklemek kabus!
Ah kudüs, ah kudüs!
Kara, renklerin sultanı...
Ak güvercin kafesinde, sus!
bir uzak düş, endülüs!
Burdan kabe'ye yol yok,
yordam yok...
pus mu pus!
sus!
...
ey! inandığı gibi yaşamayıp ta,
yaşadığına inanan milletim,
bunları unut;
hani,
yüzyılın başında,
almanlar ve sairleri,
arkeolog olmuşlardı,
bağdat demiryolu filan...
petrol bölgelerine girmişlerdi de,
hani,
güzide anadolum,
tezek yakmakla meşguldü...
bakın kuluncağa,
toryum yataklarına...
şimdilerde orada,
amerikanın füzesavarları var,
dikkatimizi savarak...
savaronalı günlerden,
aksaraylara!
biz ki hala burnumuzu boktan çıkarmadan,
yakarız ya kendi çıramızı da,
tezeğimizi de...
...
üniversitelerde eğitim tırt...
hadi istisnalarını hocaların,
tenzih edelimde,
ürkütmeyelim fincancı katırlarını!
neymiş dershaneler,
üniversitelere öğrenci hazırlıyormuş...
yuh!
kendi çocuklarına,
müşteri muamelesi yapan,
başka memleket var mı yeryüzünde!
...
bahaneler en kemiklisinden,
filanda filan işte,
hazırız efendilerim,
boş beyinlerimizle,
gündemlerimizi belirleyin...


FEHMİ DEMİRBAĞ

25 Kasım 2013 Pazartesi

güce tapanlar ülkesi,



Güce tapanlar ülkesinde,
kemik; kutsal aş
sunaklarda çocuklar
milli marş; ne kuru, ne yaş!
ruhlar taş!
kadınlar meta,
aile mevta!
adamlar kukla!
Ferisiler yazıp, bozmakta
oyun; ibadet,
tanrılar dahi vatandaş!
gayri safi milli amentü!
Anayasa yok,
akla esen kanun,
bük bileğimi gardaş;
iflastır sonun!
Güce tapanlar ülkesinde,
ne yaz, ne kış
mevsim ne dediysek o!
kar yağacak ya da yağmayacak!
küresel ısınma, kutup ayılarına!
Bugün sıra bende,
şimdi istismar zamanı!
Eskilerden bahsedeyim mi canım,
uyuturum belki...
helal ile haram yasak kelime,
fetvalar resmi onaylı,
karar; el-cevap:
ya getiri ya götürü...
Güce tapanlar ülkesinde,
mevzuat hazretleri şah mı şah,
daha çok eğilen tek padişah!
Mürekkep yasak, harf yasak,
kokmayın diye çözüm, sarımsaklamak!
illaki savsaklamak!
yok yok değil lakin,
fikir,izan ve insaf...
Güce tapanlar ülkesinde,
birdirbir binbirdirek,
sınırı olmayan ülke
başkenti egonuz,
rüyalar bile patentli.
Ütopyamız;
Belki bir kadın,
bir de bir adam,
gerekecek...
Musa doğacak...
Asasının gölgesinde,
vaad edilmiş bir ülke belirecek!
Alan memnun, satan
güce tapanlar ülkesinde
değişmeyen tek şey değişim!
Putlar satranç tahtasında,
piyon bir senin, bir benim!
Böyle gelmiş böyle gider,
yolu bulmak tek şose!
İlk taşı atacaklar yok lakin,
herkes günahkar, herkes masum!
Bir mermer lahit,
şehirden çıkış yolu,
kefen üniforma, ceplisinden...
Meyyitler başvekil,
meçhuller mebus!
Güce tapanlar ülkesinde,
korku elzem,
beklemek kabus!
Ah kudüs, ah kudüs!
Kara, renklerin sultanı...
Ak güvercin kafesinde, sus!
bir uzak düş, endülüs!
Burdan kabe'ye yol yok,
yordam yok...
pus mu pus!
sus!

hemşerim, mimleket nire?




KELİMELERLE YAKIN TARİHİ!

https://www.facebook.com/photo.php?v=397497213714198&set=vb.100003617676311&type=2&theater

İnsanlığa niyet ederek söyleyeceğim,
belki uzun gelecek sözlerim,
sıkılacaksınız,
sevdiğiniz diziniz kaçacak belki,
bir süre eğlenemeyeceksiniz...
yine de takılı kaldıysa gözleriniz sözlerimde
siz de hala umut var,
siz dünyayı değiştirecek olan!
Olan bitene müşahade,
Alışkanlıklarınız değiştikçe...
Öyle ya,
sihirli söz yumağı şiirin
Yazanadı da kalmadı, okuyanı da...
...
sizden öncekilerin çektiklerini çekmeden,
cennet hayali kuranlar 79 da uyandı,
Hindikuş dağlarında.
Hikmet yardı, Rabbani!
az ötede humeyni!
Büyük şeytan şaşkın,
güruh umutlu!
Ani duraksama,
arkasından islamizasyon!
bizdeki, netekim evresi.
dünya şekilden şekile girmekte,
yeni aktörler, yeni yıldızlar,
millenyuma starwars!
Büyükayı'ya glastnost!
Abrahanın filleri 79 da yine kabe'de!
yakın gelecekte ikiz kulelerde,
oyun büyük,
büyük Ortadoğu, genişletilmişinden...
100 eşit parçanın 94'ü,
hindikuş dağlarında artık,
yeni kitlesel imha silahı; eroin
hemi de kilosu 100 amerikan doları!
hünere bak hünere,
şapkadan kuş çıkacak!
100 olur 7000,
kardeş pakistanda...
aşırı dinci iranda 12...
seküler memleketimde 22.000
kısaca 40.000 vatan evladı!
500 milyar dolar asyadan avrupaya,
biz avrupa kapılarında!
yetkili ağızlar da aynı sakız, pkk!
de hadi get lo!
barış süreci!
biz niye kavgadayız, soran yok!
önümüzde aynı temcit pilavı!
Ali veli kırkdokuz,
elli elli!
%50 zor zapt ediliyo!
Biz büyük aileyiz
baksanıza 150 milyar dolar,
ihracatımız!
Pardon kar marjımız ne?
hele fitneci!
o nasıl bir soru öyle!
Sıcak sudaki kurbağaya sorulur mu böyle?
dershane mershane,
biraz da üniversite,
şarkılarla markılarla uyuturken,
abes adamsın vesselam!
...
bak yine yaptın yapacağını...
sana ne!
aşk yaz, meşk!
kim kime dum duma!
bişi olmaz ki yurduma!
kör kurşuna gelesice,
geberesice!
gitti ki kelimelerin efendileri,
ne oynarsın kelimelerin çöplüğünde!
sana mı düştü bu yük,
bu dava dualı, bu dava böyyük!
mübarek olan anlar halden,
sanane pazardan, halden!
bozma oyunumuzu,
mızıkçı adlederiz huyunuzu!
la havle...
bende sizin,
topunuzu..
top...

SEBEP!





"O"

Bir küçücük çocuktum,
hiç kumbaram olmadı,
bende kelime biriktirdim,
ondandır şimdi kocaman sözlerim!
babam işçiydi nihayetinde,
bisikletimde olmadı,
ülkeleri aşan kanatlarım ondandır.
korkardım da en çok karanlıktan,
cehalete kükremem ondandır!
oyunlarım vardı, hayalden kahramanlarım
hayatı ciddiye alışım ondandır!
başım okşansın isterdim,
Kara sevdalarım ondan!
isterdim hep,
verişim ondan,
ağlardım,
gülüşüm ondan!
hep ben vardım benle,
yalnızlığım ondan!
kendimle konuşurdum,
şimdilerde susuşum ondan!
neden arardım, neden?
Bildim sebebi,
ne gelirse, O' ndan!
inancım ondan!

24 Kasım 2013 Pazar

kısaca...


FEHMİ DEMİRBAĞ KİMDİR?




1965 Tokat ili zile ilçesi doğumluyum. Çerkez bir babanın oğluyum. 2 fakülte mezunu, 2 çocuk babası 40 kitaba imza atmış…kağıdı ve kalemi yar bellemiş, ömür takviminden yaprak düşen…memleket sevdalısı…önce ahiret yurdunun vatandaşı, sonra ülkemin…ve dünya vatandaşı dertli birisiyim.

RENKLİ BİR KİŞİLİK YANİ… EN BELİRGİN RENGİNİZ NE DİYE SORSAK?

Çocuklar diyeceğim. Bizler çalınmış hayatların kart adamlarıyız. Gördük ki, Hacı Bayram-ı Veli’nin dediği gibi “ Kendi çocuklarına kıyan toplumlar, kendi çocuklarını iyi yetiştiren toplumların köleleri olurlar!” Eğer geleceğe talip isek çocuklarımızı kendi kültürel kodlarımızla donatmamız lazım.

Hani sömürgeci Cizvit papazları da der ki, “bize çocuklarınızı yedi yaşına kadar verin, sonrasında sizin olsun!”

Gündemimizde oluşan her politik tartışma alıp götürüyor kendi geçmişime. Ne görüyorum, çalınan hayatımdan başka? Bizi yönetenlerin kısır ve fasit ihtiraslarından başka. İslam alemi ve hatta bütün insanlık kocaman çağdaş dijital bir yalanın içinde. Zalimler ve mazlumlar ile aldatan ve aldananların hikayesi olmuş yaşamak.

Asrın idrakine yeni bir söz gerek.
Onun için, yeni bir dil oluşturmalıyız. İyilik dolu bir dil!


BİRAZ AÇABİLİR MİYİZ?


Müsaadenizle bir şiirimle cevaplandırayım bu sorunuzu:

TAK TAK TAK!
-Kim O?
-Aç! Benim!
-Sen kimsin?


Eskiden evlerin dış avlu kapılarında iki tokmak bulunurmuş. Biri beyler, biri hanımlar için. Çıkan sese göre evin içindekiler karşılama için tedbirlerini alırlar imiş. ZERAFET!

BESMELE ile açılırmış çarşı-pazar! Aynı şekilde de kapanırmış; AÇMAK-KAPAMAK!

Söz bile Besmele ile başlar...Dua ile kapanırmış!
ESKİDEN!

Şimdi yalnızca açmak-kapamak kaldı; düşüncesizce-fütursuzca!
Meclisi Mebusan açıldı!
Kapandı peşi sıra...
Tbmm açıldı!
Camiler kapandı.
Kadınlar açıldı!
Vakıflar kapandı...Ayasofya misal...


Toplum batıya açıldı...
Kuran kapandı!

AÇ-KAPA!
SLOGAN ORTADA; Aydınlığa açık-Karanlığa kapalı! Tersi miydi yoksa?


Bir yerler açılıyor...bir yerler de kapanıyor...
Bir şeyler...
Okullar açıldı...
Dershaneler...İmam Hatipler...
Ya da tersi; meyhaneler, kerhaneler...
Birini aç diğerini kapa!
Ya zihinler?
Biri bizim ayarlarımızla oynuyo!
Kim bizi açıp-kapatan?
YALAMA OLDUK YA HU! BELKİ DE BOZULUŞUMUZ ONDAN?


Aç kapa!
KAPA ÇENENİ!

ARALIK TUTMAK YOK! ORTASI YOK!
Ya aç, ya kapa!
Gözlerini aç! Kısa kipler; emir hükmünde; aç-kapa!
Diyaloğa açık mısın; Konumuz bu değil ki?
Kapılar çalınıyor tek tonda!

TAK, TAK, TAK!


-Kim O?
-Aç! Benim!
-Sen kimsin?
...
PEKİ...SEN KİMSİN?
kuyu derin değil, ip kısa
tuz kokmuş, zahir...
ben buraya yıldızsız gecelerden geldim,
kabullendim; buymuş meğer yasa...
....bir ressam hazin bir tablo çizmiş,
rica-minnet, işe yaramaz iksirmiş...
...
aklıma emanet ettim, inançlarımı...
inançlarım dönmüş acaba? ya...
...birşeyler sindirdi beni,
dostlarım incitti,
bu sözler benim değil,
aranızdaki bu ben, ben değil,
nefsim egomla aramda, sırnaşık...
olmayan ne ki dünyamda karışık...
ihtiyar bir adam umutlarım,
zıpır bir delikanlı, bitmez isteklerim...
...
kundağımın teri kurumadan,
kundaklama peşinde kefenim.
ne zaman başladı bu oyun?
bitti bitecek faslında...
...
hiç olmazsa şehadet,
dudağımın ucunda...

-TAK TAK TAK!Demeyecek,Azrail!

Habersizce gelecek,

ve SEN! -KİM O! ...diyemeyeceksin!

SEN iyisi mi şimdiden KİMİM BEN de!


FEHMİ BEY, SÖZLERİNİZ BİR YERLERE GÖNDERME İÇERİYOR SANIRIM?

Dolduk be kardeşim. Konuşamaz, paylaşamaz olduk. Biz de işi biraz deliliğe vurduk. Bizim mahallenin çocukları iktidar olup ta muktedir olamayışlarını anlayamadılar bir türlü. Sağ sol çatışmalarından şimdi geldik kemik kavgasına, rant kavgasına.

Kesin ve net söylüyorum. Bu millet artık çocuklarını kendi değerlerine göre yetiştirmelidir. Bunun tek yolu informal eğitimdir.

Ne okullardır, ne dershaneler.

Öncelikli olarak bir walt disney yapılanması, bir gelecek enstitüsü oluşturmalıdır. Biz biütün hazırlığımızı yaptık bunun için. Şimdi bize destek verecek makamların ve adamların arayışındayız.

Bu memlekette helal süt emmiş bir yetkili var ise onun peşindeyiz.

Biz hatta bütün ümmetin derdine derman olacak yapının teorisini de hazırladık. Bize sponsor olacak bir babayiğidin peşindeyiz.

Çıkara bulaşmamış bir makam, cüz'i bir rakam ile bütün olup bitenleri bitirme iddiasındayız.

MERAKLANDIM, NEYMİŞ BU SİHİRLİ DEĞNEĞİN ADI?

"HEROTÜRK PROJESİ" diyoruz. (Susar ve konuşmaz Fehmi Bey, derinlere kaymıştır bakışları. Sorumuzu yinelemek durumunda kaldık.)


HEROTÜRK PROJESİ Mİ? ANLATIR MISINIZ BİZE PROJENİZİ?

Sevgili kardeşim, yazmayacaksan anlatayım. Anlatmaktan gına geldi. Kimlere anlatmadım ki... Benim şu anki derdim, proje ya da açılımı değil. Ben muhatap derdindeyim. Başbakana, milli eğitim bakanına, mit müsteşarına, kültür bakanına, sponsorlara, kurum ve kuruluşlara...vicdanlı yüreklere ulaşmanın derdindeyim. Siz bana bu röportajda destek olacaksanız; bu ülkenin milli sanatçısının feryadını duyurun.

40 kitaba imza atmış,

Akpartinin çalışma raportörlüğünü yapıp ta, yazdıkları "Türkiyenin kurtuluşu" diye lanse edilen ama Akpartinin kapısından içeri sokulmayan akredite olmayan namuslu aydınının feryadını yazın!

2. tezkereyi engelleyen adamın dramını yazın, Evet! Abdestli kapitalistlerce çaldığı bütün kapıların yüzüne kapatılan adamın derdini yazın.


ABDESTLİ KAPİTALİZM Mİ?

Anlaşıldı. Bu röportaj böyle sürmeyecek. Siz çattınız bir dertli adama. Türkiye böyle garip bir memleket oldu maalesef. Öküz altında buzağı aramak moda. Herkes kendi putunun savunmasında. Gel ne yapalım biliyor musun? Zor zamanların üstesinden en iyi Şairler gelir. Müsaadenle biraz şiir diliyle konuşalım:
Kısaca arzedeyim efendim,
Bu Amerika var ya bu Amerika...
Hani 740 nolu apartmanın bulunduğu,
Sonbaharı aşk olan,
yıkılmış kuleleri ile, Newyork rümuzlu ülke,
eyaletler topluluğu kısaca...
Tom amcanın kulubesinde dünyalar kuran...
Bize de bir film çeker HolyWood'unda;

MARHALL PİCTURE SUNAR!
WİLSON PRENSİPLERİ:
oynayanlar, ne James Stewart,
ne de John Wayne!
neyse filmi başından anlatmayım,
şimdi en heyecanlı yerindeyiz!
hele bir film bitsin,
parçaları siz birleştirirsiniz!
siz oturun seyredin!
hatta mısır yiyin, patlamış...
meydanlarda izleyin ümmet boyu,
facelerde paylaşın,
twitleyin ve hatta!
klavye mücahitleri!
sizi gidi süslümanlar, sizi!
neyse...ne diyorduk?
yakın zamanda bizde,
Anavatan yıkılınca...az-öz al ver, hani!
The cemaat destekli Ak günler diledi bizim için...
Sıfırları ata ata geldik ya bu günlere,
Jeeplerimiz oldu ya, ikinci karılarımız...
bilumum makamlarımız!
Bir kısım fitneciler hasetlerinden,
sıfırı tükettik diyo ya?!
vel hasılı;
Memleket federal reserve bank destekli betona boğulunca,
yeter dedi...
buraya kadar!
Biz ki,
az geldik, uz geldik...ranta ranta,
halbu ki;
kanırtarak!..
Ne mücadelelerden geçtik!
Ne sınavlardan geldik,
Gömleksiz, cüppesiz kaldık çoğu çoğu!
Derken;
Beklenen mehdi gibi,
3. dönem geldi çattı kapıya;
kapıda bir küskünler ordusu ki,
"istemezük" diyen!
elinde "sarıgülüyle" iktidar randevusu olan mı dersin,
derthaneden ders çıkarıp hane sahibi olanlar mı?
cümleten bir kemik çorbası ki iştahlar dil boyu!
Türk' ü ensest yaptılar, ne gam!
homosu lezzosu; insan hakları!
sokak sokak bitirilişi ilay-ı kelimetullah'ın!
dedik ya ne gam!
Gül, gülen, sarı gül!
gülen gülene...kan ağlarmış millet,
sanane, banane, onane, kime ne?

Katillere, bebe katillerine bile açılım!
...
mart malum bu yıl fena yaktıracak,
kazma kürek saplarını...
ateşimin feri ondandır, yani!

...diyalog-miyalog derken yedik birbirimizi!
hasılı bugünleri de yazmayacak tarih...
biz yine,
kahramanları okuyacağız...
onların hayat hikayelerini,
mucizelerini!
biz biz idik o fitne günlerinde,
bin metrobüs dolu idik!
Kalabalıklarda ayakta yolculuk yaparken okuyacağız,
Okuyacağız, adam olacağız!
Aksilik diyeceğiz, en kötüsü;
Rayına girmedi yine bişiler, olsun!
İyi ki var, marmaray!
döşendi ya denize, deniz bu;
malını yemiyenin domuz olduğu!
Oğlanı bir işe yerleştirmek en kutsal dava!
elde dosya, ihalelik!
Kıza da hayrlısıyla bir koca!
Bankanın taksidi!
Emeklilik kapıda, hoca selada!
El insaf kiramen katibin efendi,
yazılır mı bu kadar ceza!
Şimdi Bi tanıdık lazım, işte!
...
Yine abuk sabuk bir şiir,
yine kafiye yok, nizam!
sözümde düzen arayanlar,
neden aramazlar hayatlarında intizam!
bildikleri tek mazeret, zam!
başlar feveran,
bu millet adam olmaz!
olmazın son hecesini tersten oku,
bildiğin tek korku!...
ne dedik?
Amerika; senaryo merkezi,
Bilindik, klasik...aynı hikaye;
yeni aktörlerle yine çekilmekte!
SÖYLEYİN,
SİZ BU FİLMDE OYNAR MISINIZ?
YOKSA OYNADINIZ MI?
FİGÜRAN MISINIZ?
BAŞROL MÜ?
MALUM, ESKİ YEŞİLÇAM DEYİŞİYLE,
REJİSÖRÜN YATAK ODASI...
SİZ İNKAR EDİN,
YOUTUBE'DE İZLERİZ TIKLANMA BOYU...

AŞKOLSUN FEHMİ BEY, HAYATIMDA YAPTIĞIM EN İLGİNÇ ROPÖRTAJ OLDU BENİM İÇİN...
Eeee, madem "Aşk" dedin güzel kardeşim hadi onu da anlatayım da hasbihalimizi nihayetlendirelim:
pus kokan, zift kokan, kardeşin kardeşe... kin kustuğu...
Bu günlerde yazmak,
başlamak söze sorgularla...
kime nasıl?
öykünmek, iktidara?
Yazmak,
vatandaşı olarak ahiret yurdunun,
dünyayı yurt edinmişlere,
yaldızlı kelimeler üretmek,
methiyeler dizmek...
kestirmesi işin!

Ağır konular bunlar geç... girme! anlamazlar!
Onlar, ağlamayı unuttu!
Hem Akif yazdı yazılacak olanı...
Almam bu konuda elime kalem!
"Korkma sönmez bu şafaklar da!"
Aşkolsun kardeşim!
Naifi var konuların,
Misal,
sen yine de,
Aşk deme bana sakın,
o bakışlar bakış değil,
senin derdin, belli!
ürüme! üreme!

Bilmez miyim üslubu?
duyulması istenileni ver sen şair,
Biraz güce tap, biraz yala...yut gerçekleri!
el etek öp... ayar ol, ayar et...
korkuların, ya da beklentilerin, halbuki kıyametin!

Mevlanadan bahset, misal, bizim Yunustan...

Kaben roma ise, ah romeo!

fırlama juliet! sittir et!

Kerem ile aslı, sorma nedir işin aslı!

Ferhat! Feryat!

...

necip bir nazıma mı bağlamalıyım; kelebek misalidir aşk,

anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!

...

Durma haydi, mesaj yaz! De ki; seni seviyorum!...

bir de kalp işareti...
devrede Eros!
Tav oldu bak kız,
bu kaçıncısı...ne hız, ne hız!
seviyeli ilişkiler çukur dibinde!
alçaklık, irtifa kaybı!
arkasından imza günleri...
ürkütmeyen kelimeler senden yana,
ben o kadar itici!

Ben seni sevebilme ihtimalini sevdim!
Bir ihtimal daha var, ölmek mi dersin?
muamma, akaidi insanın...
gayya kuyularında ötesiz hisler,
bilin bakalım,
ben ne dedim şimdi?

yıl 2013, aylardan kasım

ya da; november! Ya da Teşrin-i sani!

Üzümayı... Hasılı, Babil, Roma, süryani!


bir ben bildim iyi şair olduğumu, bir de arkadaşlarımın aşkları!

onlar adına yazdım nice mektubu! onlar, malı götürdüler,

ben kelimelerimle avundum! Ben yazdım...onlar güz, onlar kış!

bende eğlendiler, onlarda dinlendiler!

Saf bu kızlar,

masum Anadolumun,

Bilmezler ki,

Kelime nadir erkeklerin yüreklerinden dökülür,

telifsiz bütün erkeklerindir artık o sözler,

ezbere de bayılır bizimkiler!

Ay çok hoşsun,

hele sen bir ver;

sonrası boşsun!

İşte bunun için aşk şiirleri yazmayı,

çok oldu bırakalı.

vebaline giremem onca bakirenin!

...

Dizi dizi rezalet,

sütun sütun kepaze!

Dor değil, iyon!

marka marka kölelik!

herkes ibretlik!

kölelerimiz el değmeden

modern tesislerde üretilmiştir!

maarif tescilli,

cemaat destekli!

dualıyız dualı, bed!

-anne cennette köşkler var da,

rezidance de var mıdır? Plaza?

-çocuğum babana sor, o müteahhit!

eski mücahit ki,

şimdi başakşehirdeki villasında besler it!

Kangal değil lakin...

gavur itlerinden!

...

salam sosis...

nescafe,

kelimeler tükendi,

kro anadil derdinde!

...

aşk meşk bana göre değil...

bak yine döndüm yarama...

yarama kadar gitti sözlerim,

neyse;

ben en büyük aşkıma döneyim,

vatanım,

milletim,

sakaryam!

...

ben!

diğeri;

hani divanesi;

Allah yolunun!


EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ SÖZLERİNİZ VARSA TEŞEKKÜRLERİMİZLE BİTİRELİM SÖYLEŞİMİZİ.

Şahsınıza ve Seyfullah Türksoy kardeşimize ben teşekkür ederim, sözün tıkandığı yerde sesim olduğunuz için.

İslamın...Türklüğün savunması adına; çizgi sinema filmi çekmek istiyorum. Hertürlü desteğe ve duaya ihtiyacımız var.

Duyarlı Makam ya da para sahibi insanlar bizim varlığımızdan haberdar olsunlar. Belki yolumuz kesişir bir gün.

Selam ve dua ile kalınız!

MÜCAHİT!


müteaddit defa müteahhit!

https://www.facebook.com/photo.php?v=397504703713449&set=vb.100003617676311&type=2&theater

Sokaklarında İstanbul'umun,
kimsesizlere kimse...
pınarları kurumuşken,
çeşmeleri...
yad edilesi günlerin,
kuru hatıralara terk edilip te...
Beyazıt meydanında, kahrolsun nidaları altında
yakıp ta israil ya da amerikan bayraklarını,
hayta mı çocuklardık yoksa!
Yoksa yoksulluğumuz muydu,
bir arada tutan bizleri?
Şimdilerde randevu peşinde koşarken
polis kovalardı oysa bizi,
cebimizde demokrasi risalesi,
bir diğerinde Hasan El-benna!
En çokta bediüzzaman!
Bir mahallenin 40 kişisinden birisi,
şimdilerde tanıyanı olmayan,
oysa bağırınca sokağın bir ucundan,
sarhoş sadaları susardı...
Biz konuşurduk,
Hakim susardı, savcı...
Yürekliydik...
Zalime sille, mazluma teselli!
Birileri müjganla ağlaşırken,
biz hocaefendi derdik, efendi efendi..
Bir reisimiz vardı, yüreğimiz,
Uğruna gömlek değiştireceğimiz...
oysa haramilerin peşindekiler,
bizlerdik...
İstanbul vardı, lağım kokardı...
İstanbul geleceği boğardı...
Abilerimiz vardı az da olsa,
Bulamaç değildi hiç bir şey,
Bir Ayasofya açılsa
Bahar gelecekti sadabad'a!
Sanki peygamber sancağı!
Toplanmalar gizliydi,
taarruzun adı tebliğ!
Parola ayrılırken,
selamun aleykum.
Parmakta gümüş yüzük,
Koltukaltına sürülen hacıyağı,
Beyazıtta beyazsaray!
Valilik makamı, Çakaloğlu!
Masrafsız militanlardık hasılı!
Devletler kurar, yıkardık sabaha doğru...
Aşk namahrem, oyalanmak abes,
nalbur rıza sponsorumuz!
milli gazeteyi beyoğlu meyhanelerine sokmak,
cihadın en büyüğü: Allahüekber!
32. günler istihbaratımız!
Edip yüksel sapıtmış; şok!şok!şok!
80 ler, 90 lar...
şimdi hepsi birer dizi...
Ya biz yanlış çocuklardık,
ya yaşadıklarımız yalan...
Teğet geçerken hayat bizi,
biz yanlış şıklar kurbanı...
Aynı mahallenin başka çocuklarını bilmedik,
Biz bize büyüdük, birlikte büyüttük,
dinlediğimiz masalların canavarlarını...
Derken,
gökten 3 elma düştü!
Lat, menat, uzza!
Kimimiz servetin kulu,
Şehvetin bazımız,
Şöhretse hepimize İlah!
Tevbe kapısı yok!
Akıllar kira da!
Binlerce helvadan tanrı,
Acıkınca yediğimiz...
Seccadeler boyu eğilip bükülmeler,
sayısız umre,
sayısını unuttuğumuz kabe turizmi,
Aç kalışımızın bittiği dominoslar,
elimizin altında zemzemimiz, colalar!
Arakanda yakılmış Müslümanlar,
Hemen yardım toplayalım!
Suriye, ırak, pakistan!
Yardımlar!
Kimse yok mu?
Çok olduk, çoğaldık...
İstanbulumun sokakları şimdi pek şenlik!
Site site kuşatıldık,
Planlarımız bizden gibi...
Necibimiz yok lakin...
Cemil adamlarımız..
Hışırtılı kasetlerden çıkmıyor sesi Timurtaş'ın!
Tam ekran, HD kaliteli hocalar şimdi.
Biz savaşı kazandık, öyle dediler...
Ganimet milyar dolarlar!
Öyleyse...
hala neden gelir mazlumların iniltileri,
sokak aralarından!
Neden hıçkırıklar...
ben neden yazdım bu dizeleri?
neden mutsuzum, lale bahçelerinden?
...
Kır kalemi şair,
Radikal şimdi gazete adı;
Herkes Cuma kılıyor artık,
Mektup bitti, e-mail devri!
bak Hasan Nail'de gideli 9 yıl olmuş,
ara eskilerden bir köşe kapanı,
bük boynunu, yut, yut!
iş iste, ihale!
eskiler mi?
rahatlat kendini; unut!
Avun ve avut!


23 Kasım 2013 Cumartesi

NE DE GÜZELDİR?


AŞK
https://www.facebook.com/photo.php?v=397513587045894&set=vb.100003617676311&type=2&theater

pus kokan, zift kokan, kardeşin kardeşe...
kin kustuğu...

Bu günlerde yazmak,
başlamak söze sorgularla...
kime nasıl?
öykünmek, iktidara?
Yazmak,
vatandaşı olarak ahiret yurdunun,
dünyayı yurt edinmişlere,
yaldızlı kelimeler üretmek,
methiyeler dizmek...
kestirmesi işin!
Ağır konular bunlar geç...
girme! anlamazlar!
Onlar, ağlamayı unuttu!
Hem Akif yazdı yazılacak olanı...
Almam bu konuda elime kalem!
"Korkma sönmez bu şafaklar da!"

Naifi var konuların,
Misal,
sen yine de,
Aşk deme bana sakın,
o bakışlar bakış değil,
senin derdin, belli!
ürüme! üreme!

Bilmez miyim üslubu?

duyulması istenileni ver sen şair,
Biraz güce tap,
biraz yala...yut gerçekleri!
el etek öp...
ayar ol, ayar et...
korkuların, ya da beklentilerin,
halbuki kıyametin!

Mevlanadan bahset, misal,
bizim Yunustan...
Kaben roma ise,
ah romeo!
fırlama juliet!
sittir et!
Kerem ile aslı,
sorma nedir işin aslı!
Ferhat! Feryat!
...
necip bir nazıma mı bağlamalıyım;
kelebek misalidir aşk,
anlamayana ömrü günlük,
anlayana bir ömürlük!
...
Durma haydi, mesaj yaz!
De ki; seni seviyorum!...
bir de kalp işareti...
devrede Eros!
Tav oldu bak kız,
bu kaçıncısı...ne hız, ne hız!
seviyeli ilişkiler çukur dibinde!
alçaklık, irtifa kaybı!
arkasından imza günleri...
ürkütmeyen kelimeler senden yana,
ben o kadar itici!
Ben seni sevebilme ihtimalini sevdim!
Bir ihtimal daha var, ölmek mi dersin?
muamma, akaidi insanın...
gayya kuyularında ötesiz hisler,
bilin bakalım,
ben ne dedim şimdi?
yıl 2013,
aylardan kasım
ya da;
november! Ya da Teşrin-i sani!
Üzümayı...
Hasılı, Babil, Roma, süryani!

bir ben bildim iyi şair olduğumu,
bir de arkadaşlarımın aşkları!
onlar adına yazdım nice mektubu!
onlar, malı götürdüler,
ben kelimelerimle avundum!
Ben yazdım...onlar güz, onlar kış!
bende eğlendiler,
onlarda dinlendiler!

Saf bu kızlar,
masum Anadolumun,
Bilmezler ki,
Kelime nadir erkeklerin yüreklerinden dökülür,
telifsiz bütün erkeklerindir artık o sözler,
ezbere de bayılır bizimkiler!
Ay çok hoşsun,
hele sen bir ver;
sonrası boşsun!
İşte bunun için aşk şiirleri yazmayı,
çok oldu bırakalı.
vebaline giremem onca bakirenin!
...
Dizi dizi rezalet,
sütun sütun kepaze!
Dor değil, iyon!
marka marka kölelik!
herkes ibretlik!
kölelerimiz el değmeden
modern tesislerde üretilmiştir!
maarif tescilli,
cemaat destekli!
dualıyız dualı, bed!
-anne cennette köşkler var da,
rezidance de var mıdır? Plaza?
-çocuğum babana sor, o müteahhit!
eski mücahit ki,
şimdi başakşehirdeki villasında besler it!
Kangal değil lakin...
gavur itlerinden!
...
salam sosis...
nescafe,
kelimeler tükendi,
kro anadil derdinde!
...
aşk meşk bana göre değil...
bak yine döndüm yarama...
yarama kadar gitti sözlerim,
neyse;
ben en büyük aşkıma döneyim,
vatanım,
milletim,
sakaryam!
...
ben!
diğeri;
hani divanesi;
Allah yolunun!