tag:blogger.com,1999:blog-57105900805928215892024-03-09T18:47:03.777-08:00HEROTÜRK / 2071 TÜRKİYE'MİN KÜLTÜR KUVVETİ"Küresel sehirler, küresel markalar artık dünyada devletler gibi siyasi aktör haline geliyor. Kültür de siyaset ve ekonomi gibi stratejik unsur oluyor."
Küresel markalar; İŞGALCİ KOLLUK KUVVETLERİ!
ŞİMDİ MİLLİ MÜDAFA ZAMANI! KIZLI-ERKEKLİ KAYBEDECEĞİZ YOKSA GELECEĞİMİZİ!
YANİ;
NE KARA KUVVETLERİ,
NE HAVA KUVVETLERİ,
NE DENİZ...
İLLA Kİ;
KÜLTÜR KUVVETLERİ!
FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.comBlogger1090125tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-5644301995246236792024-01-30T09:53:00.000-08:002024-01-30T09:53:18.122-08:00SÖMÜRGE MÜZESİ KURALIM<iframe width="480" height="270" src="https://youtube.com/embed/E1-edjJU2Ic?si=ZECfxaENlWC9KuU0" frameborder="0"></iframe>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-19893899995104396792024-01-23T05:51:00.000-08:002024-01-23T05:51:01.695-08:00<p><span style="font-size: large;"> <span style="white-space-collapse: preserve;">İŞGALCİLERİN KOLLUK KUVVETLERİ MANGALAR</span></span></p><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Siz Citrus'u bir turunç çeşiti sansanız da anime meraklısı veletleriniz onun manga adı verilen japon çizgi roman sanatının en bilinen serilerinden biri olduğunu iyi bilir. Manga mı, o da ne diyecek olursanız sizin dünyadan da haberiniz yok, hele kız çocuklarınızı hiç tanımıyorsunuz demektir. Onlar imam hatip öğrencileri de olsalar farketmez...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> Citrus, Saburouta tarafından yazılan bir yuri manga serisidir. Yuzu adında genç bir kız ile üvey kız kardeşi Mei arasındaki sapkın ilişkiyi ele alıyor. 10 ciltten oluşan bu manganın 12 bölümlük animesi çıktığı hafta satış ve izlenme rekoru kırmıştı. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Tabii hikaye burada bitmiyor bu iki üvey kardeş, musmutlu bir ilişki yaşayıp her türlü rezilliği gösterip serinin sonunda da evleniyorlar. Yanlış duymadınız bir de evleniyorlar. Peki manga severlerin, animecilerin, pedagoji diye ortalığı yıkanların buna karşı hiç sesinin çıktığını duyamazsınız. Oysa çocuk pornografisinde dünyanın ilklerindendir Japonlar.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Çocukların aralarında elden ele çevirdiği bu mangaların aleyhine yazılan çizilen şeyler minnacık da olsa siz onların farkında bile değilsinizdir. Eleştirince de tonla hakaret yersiniz. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bu manga ve uyarlanan animeler, gerçekten tehlikeli boyutlardalar. +18 içeriği olmayan neredeyse yok. Üstelik bunların yaş sınırına falan bakan hiç kimse yok, uyaran da yok. İş yine başa düşüyor. Ne yaparsak biz yapacağız. Kitap fuarlarını bir dolaşın bakın, çocuklarınız ne tür kitaplar alıyor ve okuyorlar? En çok satan kitaplara bir bakın hele. Ya korku kitapları, ya pornografik animeler ya da yazarı belli olmayan ticari futbolcu kitapları... Sonra da bu kadar embesil nesil nerede yetişiyor ciyaklamaları!</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Aileleri bu konuda bilgilendirmemiz lazım ki çocuklarına karşı önlem alabilsinler. Bilmediğimiz tanımadığımız bir içerikten çocuklarımızı koruyamayız. Hep söylüyoruz okumadığınız kitapları çocuklarınıza önermeyin.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">PEKİ NEDİR BU MANGA?</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Askerlik yapanlar bilir; iki tim bir mangadır. Yani sekiz ile onüç kişiden oluşan en küçük askeri birlikten bahsediyoruz. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Oysa kültürel işgal kuvvetlerinin birimi bu yazımızın konusu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Manga kelimesinin yazılışında kullanılan sembolleri bir bir çevirince, direk anlamı gelişigüzel tasvir gibi bir şey oluyor. Çok eskiden bugünkü şekliyle manga yoktu. Bundan dolayı neyin tam olarak manga sayıldığı her zaman tartışmalı bir konudur. Tasvirlerin yazısız olması veya hikaye anlatmamasından dolayı manga sayılamadığını savunanlar var. Bu konuda yapacak bir şeyimiz yok. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">İlk kez manga kelimesi kullanılmaya 1700’lerde başlanmış. Fakat manga diye adlandırılan bu çizimler çıkmadan çok önce, 1200’lerde tasvirleri kullanarak hikaye anlatan parşömen tomarlar vardı. Çoğu elbette dini içerikteydi. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bizdeki minyatür sanatını hatırınıza getirin. Biz de baskın kültür olsaydık belki bütün dünya çocukları minyatür çizgi romanlar okurlardı. Ya da kendi kültürümüzü muhafaza ediyor olsaydık en azından kendi çocuklarımıza kendi hikayelerimizi okuturduk. ( Bu amaçla çizgi roman okulunu kurduğumuzu ifade edelim.)</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Ah ah...Matrakçı Nasuh'tan bihaber yetişmekte okullarda nesiller... </span><a class="x1fey0fg xmper1u x1edh9d7" href="https://www.youtube.com/watch?v=xFVILHc4DRE&t=20s"><span style="white-space-collapse: preserve;">https://www.youtube.com/watch?v=xFVILHc4DRE&t=20s</span></a><span style="white-space-collapse: preserve;"> Fırsat bulursanız videoya bir göz atın...</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> Devam edelim konuya...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Çin’den gelen matbaacılık ve Japonca yazı sistemi manganın gelişmesini çok etkilemiştir. Matbaada en çok tercih edilen tahta bloklara oyulmuş olan şablonlarla baskı yapmaktı. Bu yöntemin avantajı mangaların şablonlar kullanılarak tekrar tekrar basılabilmesiydi. Avrupa’da sıralı harflerle baskı yöntemini tercih edilse de, Japonca’nın yazım şeklinden dolayı bu yöntem çok zordu. Japonca yazılırken kullanılan sembollerin sayısından dolayı sırayla dizilmesi hiç pratik değildi. Ayrıca, Japonların Çince’den aldığı ve kendilerine uyarladıkları 10.000’e yakın Kanji sembolu vardır. Her bir sembol de tek başına bir kelime veya sözcük anlamına gelebilir.(Zinhar Japonya'da tiz harf inkılabı yapıla, dil devrimi gerçekleştirile!)</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1603-1868 yılları arasında Edo Dönemi’nde savaşların olmaması ve barışın sürmesi ekonomiyi güçlendirdi. Refah artıkça Japonların bir şey alıp okumak için hem paraları hem zamanları oldu. Ayrıca bu dönemde birçok köylünün ve tüccarın da alım gücü arttı. Bir de, ücretini ödeyerek çocuklarını daha önce sadece asillerin gidebildiği okullara gönderebilmeye başladılar. Haliyle okur yazar oranı da arttı ve bu da daha çok manga okuyabilecek kişi demekti.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> İnsanların köylerden büyük şehirlere yerleşmeye başlaması da manganın gelişmesini etkiledi. Şehirlerde yoğunlaşan insanların ürettikleri farklı eserler kültürel akımlar yaratmaya başladı. Bu akımların bir parçası olarak günümüzün mangalarını anımsatacak Kibyoshi adı verilen yayınlar çıktı. Kibyoshi genelde mizahi hikayeler anlatan resimli yazılardır. Amerika'da ise Hogart tarafından bu tarz çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bunları biraz mizah dergilerine benzetmek çok da yanlış olmaz. Kibyoshi, günlük olayları konu aldığı ve günlük konuşma dili kullandığı için bir kısım insan tarafından aşağı bile görülürdü. Çünkü o zamanlar, geçmiş ve hayali öğeleri konu alan, ve geleneksel süslü Japonca ile yazılan sanat eserleri itibar görüyordu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Resimlerle hikayelerin anlatılması kültürünün içinde Shunga adında pornografik tasvirler de yapılmaktaydı. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1815’de Katsushika Hokusai tarafından içinde ilk kez manga kelimesi olan Hakusai Manga isimli çizimler yayınlandı. Hakusai Manga, Kibyoshi gibi hem hikaye hem de çizim içermiyordu. İçinde sadece çizimler vardı. Bundan dolayı bu çizimlerin tam olarak manga olup olmadığı tartışılan bir konudur.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1840 yılına doğru yönetim birçok yayını yasakladı. Özellikle güncel konulardan bahseden Kibyoshi de bu yasaklardan çok etkilendi. Böylece bir süreliğine manganın gelişip yayılması çok mümkün olmadı.</span><br /><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Meiji Dönemi denilen sürece girdiğinde Japonya'da 1889’da gelen Anayasa ile yayınlardaki yasaklar biraz olsun kalktı. Ama tabii ki yönetim, uygun bulmadığı konularda yapılan yayınları yine engellemeye devam etti.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Batının etkisiyle hikayeli çizimlerin konusu daha politikleşti ve içindeki yazılar kısaltıldı. Resim eklenmiş Asahi, Mainichi, Yomiuri Shimbun gibi gazeteler çok yaygınlaştı. Böylelikle, politik olmayan çizimli hikayeler yayınlanmaya devam etse bile, bu büyük gazeteler diğer yayınları geride bıraktı.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1920-30’lu yıllarda yönetim yayınlara birçok kısıtlamalar getirdi. Daha sonra Pasifik Savaşı (II. Dünya Savaşı’nın Asya Pasifik ayağı) döneminde çizimler daha çok propaganda materyallerine dönüştü. 1945’de biten Pasifik Savaşı’ndan sonra manga hızla gelişmeye başladı. Hatta sinema ve romanlara oranla çok daha hızlı gelişti. Bunun nedeni olarak Japonya’yı işgal eden Amerikanlar’da çizgi romanın çok popüler olması (zaten bu dönemde toplum epeyi bir Amerikanlaşma geçiriyor), Manganın uygun fiyata alınabilmesi ve ayrıca film çekimine kıyasla çok daha küçük bütçeyle hazırlanması,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Filme oranla manganın yapımının çok daha az vakit alması, İnsanların rahat harcama yapabileceği bir dönemin başlaması gibi nedenleri sayabiliriz. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">II. Dünya Savaş’ı sonrasındaki dönemde mangalar bildiğimiz şekliyle düzenli olarak yayınlanmaya başladı. Hatta denilebilir ki Almanlar savaş sonrası Vodvil tarzı eserleriyle Bertol Brecht ile tiyatro sanatıyla hayata tutunmuşlar, Japonlarda Manga ile... Savaşın travmasını bir nevi hafifleterek hayata tutunmuşlardır.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> Batıdan da etkilenerek manganın kendine özgü stili gelişti. Mesela Astro boy mangasının çiziminin Disney’den esinlendiği örneği verilir. Bir diğer örnek ise, mangalardaki koca gözlerin batıdaki çizgi romanlardan geldiğinin anlatılmasıdır. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Amerika’daki yerel animasyonlara kıyasla daha ucuz olduğu için tercih edilen Japon animeleri sayesinde yurtdışında manga merağı oluşmaya başlar. 1960’larda Astro Boy isimli manganın animesi Amerika’da gösterilir ve çok tutar. Amerika’da çok popüler olan bir diğer anime ise büyük robotlar ve bunların pilotlarını konu alan Mazinger Z’dir.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1960 -70 yıllarındaki manganın tarihinden bahsetmek için manganın farklı türlerini ve alt kategorilerini anlatmak gerekir. Sadece genel olarak erkekler için yayınlanan shounen manga, kızlar için olan shoju manga ve Gekiga’dan (grafik hikayeler) bahsedeceğim.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Shoju ve Shonen mangada konuların işleyiş şekli yetişkin ve çocuk okurlar için farklıdır. Shonen manga, yani genç erkekler için yapılan, aksiyon ve macera gibi bir zamanlar sadece erkelerin ilgi alanı olduğuna inanılan mangalardır. Erkekler için mangalar olur da, kızlar için olmaz mı. Shoju mangalar ilk çıktığında işlenen esas konu, kadınlara toplum tarafından dayatılan baskıcı rollerden özgürleşme çabasıydı. Bir süre sonra shoju mangada konular aşk ve ilişkilere yoğunlaştı..</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Son olarak bir de Gekiga diye adlandırılan karanlık ve dramatik çizimler var. Bunlar mangaların işlediği konular ile yetinmeyenlerin yarattığı eserlerdir. Gekiganın öncülerinden Yoshihiro Tatsumi’e göre, o dönemin mangaları çok çocuksu ve eğlenceli bir tarzdaydı. Gekiga ise bunun tam tersi, tamamen yetişkinler için karanlık konular içermektedir. Şiddet, cinsellik ve o dönemin mangalarında daha önce işlenmesi tabu görülen her konuyu işlediği için bu mangalar “zararlı manga” olarak bile görülmüştür.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">***</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Günümüze gelecek olursak...Bizdeki etkilerine bir bakınalım dilerseniz.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Ortaokul ve lise çağındaki çocuklar arasında çok popülerleşen mangaların denetimden uzak olması tepkiyi hak etmektedir. Mangaların çoğunda şiddet, porno ve LGBT içerikler yer alıyor. Olayın ciddiyetinde olan Pedagoglar, “Ergenlik gibi hormonların çok hızlı değiştiği bir dönemde, bunu gören çocuk denemek ister. Mutlaka denetlenmeli.” diye konuşmaktalar. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> İnternetten bile kolayca erişilebilen mangaların çoğunda şiddet, porno ve LGBT içerikler yer alıyor. Biz de bu tür içeriklerin kısıtlanması gerektiğini ifade etmekteyiz. “Akımları bir kenara bırakıp kendi değerlerimize sahip çıkmalıyız.” </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Mangalar, çizgi filmler, diziler, dijital içerikler LGBT dayatması hayatın her alanında. Eşcinsel içeriklerin bu kadar kolay erişilebilir olmasının çocuklar üzerinde yaratacağı etkiyi görmezden gelemeyiz. “İnsan dünyaya yeme, içme gibi cinsellik dürtüleri ile geliyor. Merak doğamızda var. Biyolojik olarak bu şekilde dünyaya gelenler, tıbbi müdahale ile yoluna devam ediyor. Bu mesele değil. Ancak bu konunun çocuklara özendirilmesi yanlış. Merak etmek doğamızda var. Ancak bu tür uyaranlarla merak yanlış yönlendiriliyor. Ergenlik gibi hormonların da çok hızlı değiştiği bir dönemde, çocuk bunu gördüğü zaman denemek isteyecektir. Bu ortamın içinde merakını öldürebilecek çocuk sayısı çok azdır. Çünkü onlar çocuk, muhakeme gücü gelişmemiş, hormonlarının etkisi var. Kural ve yasaklarla bu tür yayınlara erişim engellenmeli. Deneyen çocuk, yeni tavizler de verecektir. Ergenlik diyebileceğimiz 9 yaştan itibaren çevresel uyaranlar aileler tarafından çok dikkatle seçilmeli.”</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> “Aileler çok uyanık olmalı, bilgili olacak kendini geliştirecek, çocuğundan haberdar olacak. Sabun gibi… Sabunu ne kadar sıkarsanız o kadar elinizden kaçar ama ne kadar gevşek tutarsanız da yine o kadar kolay kayar. Ortasını bulmak zorundayız. Kurallarımız lastik gibi olmalı. Hafif esnetebilirsiniz ama kopmayacak kadar… Bunun için de aileler çocuklarını ve yaşlarının dönem özelliklerini çok iyi tanımalı, bilmeliler. 12 yaş ve üstün akran grupları ön plana çıkar. Toplumumuzda ergenlik dönemi yanlış algılanıyor. Çocuğun hormonları çok yüksek, dürtüler ön planda, akran grubu tarafından kabul görmek, beğenilmek istiyor. Vücuduna ilişkin şikayetleri var. Sakarlıklar yaşıyor. İşte bu dönemde çocuğumuzla daha fazla ilgileneceğiz. Arkadaş gruplarına çok dikkat edilmeli. Nasıl bir grubun içinde? Arkadaşları nasıl bir aileden, kültürden geliyor? Evde kapılar kapanıyor. O kapının ardından elinde telefon neler izliyor, neler okuyor?</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">“Aile her zaman çocuğundan iki gömlek üstte olmayı öğrenecek. Hep önden gidecek. Netflix mi izliyor, o zaman biz de izleyeceğiz neler izlediğini araştıracağız. Eğitim evde başlar. Çocuğa evde hangi atmosferi hissettirdiysek, çocuk dışarıda da o atmosferi hisseder. Biz çocuğumuzun hamurunu güzel şeylerle yoğurursak dışarıda da iç disiplini sağlayacaktır. Aile, çocuğun yakıtı bittiğinde gelip alacağı benzin istasyonu gibidir. Çevresel uyaranlar çok fazla ise yakıtı bir yere kadar kullanır. Bir süre sonra akranları tarafından onay görmek ve gördüğünü işlemek ister. İşte bu yüzden medyadan tutun, akademik, sosyal toplumsal bütün anlamlarda çevreyi çocukların yaşına uygun şekilde düzenlemek durumundayız.”</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">İnternette yayınlanan mangaların bir kısmında +18 içerik uyarısı var. Bir pencere açılıp erişmek istediğiniz alanın +18 içeriğe sahip olduğunu bildiriyor. Pencerenin altındaki “tamam” butonunu tıkladığınızda istediğiniz bütün içeriklere serbestçe ulaşabiliyorsunuz. Bu tür içeriklerin +18 uyarısı ile verilmesi yeterli değildir.Bu siteler engellenmeli. Eskiden televizyonlarda şifreli kanallar vardı. Erişim kolaylaştı. Bu içeriklere çocukların ulaşması teknik düzenlemelerle engellenmeli.”</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Çocuk odasına kapanıyorsa, biz de espirili yollar bulacağız. Bir gün meyve hazırlayacağız, bir gün mısır patlatacağız, bir gün kahve yapıp yanına gideceğiz. ‘Ben yemek istemiyorum’, ‘Ben içmek istemiyorum’ diyecek. O zaman ‘Ama ben seninle birlikte yemek ve içmek istiyorum’ diyeceğiz. Ona ihtiyacımız olduğunu bilecek. Bazı konuları ona soracağız. Ondan yardım isteyeceğiz. Ailenin her zaman çocuğuna vermesi gereken mesaj, ‘Ne olursa olsun yanındayım’ olmalı. Bazen odasında yalnız kalmak isteyebilir saygı duyacağız. Ama kapı kilitlenmeyecek.”</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Çocukluktan ergenliğe geçişte ciddi bir kimlik bunalımı söz konusu olabilir. Çocuklarda cinsellik henüz gelişmemiştir. Bu süreçte kendilerini yeni yeni tanımaya çalışıyorlardır. Sanatçılara, karakterlere öykünme vardır. Böylesine bulanık bir dönemde bu tür içerikler özgürlük olarak kabul edilemez. Özendirme ile bir yönelime kapı açılır. Mangasıyla, filmiyle, dizisiyle bunu sürekli gündemde tutmak bir dayatmadır. Batı’dan fonlanan LGBT dayatması da derhal durdurulmalıdır. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Eşcinsellik, şiddet, porno dayatması Mangayla ilköğretime kadar indi. Anime manga ve Güney Kore dizileri, dansları LGBT propagandası amaçlı. Neredeyse çocuğa evi terk et mesajı veriliyor. Çocuklar bağımlısı olmuş. Bu konu daha geniş kapsamlı işlenmeli.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Son söz:</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Unutmayın!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Çocuklarını ihmal eden toplumlar geleceklerini de imha ederler.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Fehmi Demirbağ </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">23.01. MS2023 </span><br /><br />FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-38522252803710708682023-11-13T05:35:00.000-08:002023-11-13T05:35:21.358-08:00Bunu Konuşalım 77. Bölüm | Her Taşın Altında Bir Yahudi Var!<iframe width="480" height="270" src="https://youtube.com/embed/8NDkAXq3eYM" frameborder="0"></iframe>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-66452960788048663482023-11-08T05:34:00.002-08:002023-11-08T05:34:59.493-08:00<p> <span style="background-color: white; color: #050505; font-family: inherit; font-size: 15px; white-space-collapse: preserve;">SİZ HİÇ BEBEK ÖLDÜRDÜNÜZ MÜ?</span></p><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hani andavallılarını kandırmak için rüyasında efendimizi görüpte güya kendisinden aldığı talimatları bu salak kitleye aktaran <span style="font-family: inherit;"><a style="color: #385898; cursor: pointer; font-family: inherit;" tabindex="-1"></a></span>kardinal efendinin herzeleri bitmek bilmiyor.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Rüya hadisesi ise malum. Aktaranın ifadesi doğrultusunda kabul edilegelen bir olgudur. Bilimsel olarak, laboratuar sonuçlarıyla ispatlanagelen bir şey de değildir. Bütün insanlık kahir ekseriye rüya gördüğü için varlığı da tartışılmazdır. Ayrıca rüya yorumculuğu şarlatanlığa en yatkın iştigallerden biridir. Biz yinede bu hususta rahmani ve şeytani hem rüyanın hem de yorumunun olduğunu söyleyelim; Kuranda adı geçen Yusuf kıssasını hatırlatarak... </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Böylesi bir girişten sonra bende dün gece gördüğüm rüyamı paylaşmak istiyorum.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bulutlar üstündeyim. Güya ölmüşüm. Şaşkınca neler olup bittiğini anlamaya çalışırken bir anda bir bebek karşıma çıktı. Beyazlar içindeydi. Omuzlarının arkasında duran bir çift kanat dikkatimi çekti. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hoş geldin amca dedi. Bebekçe konuşuyordu. Biz büyükler hatırlamayız belki ama bebeklerin bir dili vardır. Kendi aralarında bir diğer adı aguşça olan bu dili kullanırlar. Hatırladım birden bu dili. Bende cevap verdim aguşçayla; hoş buldum evladım.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ben dedi. Aylan bebek. Hatırlar mısın Bodrum sahillerine cansız bedeni vuran suriyeli bebek. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Dedim, "nasıl unuturum seni Aylan." Utanarak cevapladım. "Dedi" amca. "Dünyadaki sınavın bitti. Biz bebekler karşılarız dünyadan gelen yetişkinleri. Önce bizimle burada hesaplaşmalısınız, helalleşmelisiniz. Sonra diğer sorgulamalarınız için ilgili birimlere geçersiniz." "Nasıl" dedi, "sızılı vicdanınla mı geldin buraya, onu yoklamaya geldim?" </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sonra tuttu elimden, çekiştirerek büyük bir cam kapının olduğu bir yere doğru sürüklemeye başladı. Buz gibiydi elleri. Tıpkı çaresiz bedeni sahile vurduğu andaki soğuklukta. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Cam kapıyı geçtiğimizde yine bembeyazlığın hakim olduğu büyük bir salona geçtik. İçerisi çocuk doluydu. İçeri bizim girmemizle birlikte bütün dikkatler bize odaklandı. Yavaş yavaş etrafımıza birikmeye başladılar. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Dedi aylan bebek. "Burada, bu salonda büyüklerin zalimlikleri,bencillikleri yüzünden hayatlarına veda eden çocuklar bulunmakta. Şimdi her bir çocuğa dünyadaki hayatında vurdumduymazlığının, sorumsuzlıuğunun neticesi ölümlerinden dolayı hesabını vereceksin. Bizden sonra ayrıca yeryüzünde imha ettiğiniz, eziyet ettiğiniz diğer bitkilerin ve hayvanların hesabını vermeye yan salona geçeceksin. Seni o duruşma, helalleşme salonuna hamamböceği karakafa götürecek."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Şoktaydım. Ya rabbim bu nasıl birşey bu? Rüyada mıyım, gerçekten öldüm mü?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Aylan bebek konuşmasını sürdürürken çocuklar adeta askeri bir nizam içinde sıralanmaya, kümelenmeye başladılar.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Dedi, Aylan bebek. " Amca biliyoruz senin çocuklar ve gençler için nasıl mücadeleler verdiğini. Ama yaptığın bu mücadeleler bile senin aklanmana yetmez."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Küçük elinin işaret parmağı ile bir grup çocuğun olduğu bölümü işaret etti. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Buradaki arkadaşlar, gayrimeşru ilişkiler yüzünden anne karnında öldürülen...kürtajla katledilen çocuklar. Ki bir kısmını siz büyükler onların ölü bedenlerini kozmetik sanayiinde kullandınız."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Konuşurken sürekli parmağıyla bir grubu işaret ediyordu. Buradaki çocukların sayısı toplam sayısı milyarlarcaydı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar savaş mağduru çocuklar!"</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar sarhoş kafa ile kullandığınız arabalarınızla yaptığınız trafik kazaları neticesinde ölen çocuklar."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar uyuşturucu mağdurları..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar aşağılık nefsiniz için cinsel azgınlığınız için harcadığınız çocuklar."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar suçlarınızı örtmek adına cinayete mahkum bıraktıklarınız..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar kültürel yozlaşmanız neticesinde imansız bırakıp ta intiharla buraya gelenler."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar hastalıklı ruhlarınız ve cehaletinizle beslediğiniz için arkadaş kurbanı olanlar..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Anne baba çatışması ile arada kalan sonrada başka mecralarda huzuru ararken teröristlere kaptırdıklarınız..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar organ mafyasından arta kalanlar"</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bunlar gıda teörü ile beslerken zehirleyipte küçük yaşta yakalandıkları amansız hastalıktan ölenler."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Okul servislerinde unutulup ölenler, sizin ihmallerlerinizle çıkan yangında kavrulanlar, boğulanlar..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Harcadıklarınız burda. Bir de ölümüne sebep olduğunuzdan öteye...ölümlerine sessiz kaldığınız için ölenler..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Ahmak eğitim sistemlerinizle rablerine isyan eden nesiller yetiştirdiniz ya...İşte o gerizekalı eğitim sisteminizin suça itelediği çocuklar...Hırsızlık yaparken, suç işlerken ölüp gidiverenler..."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bütün bu çocukları kandırdınız. Hem de şaşaalı sloganlar eşliğinde. Halbuki ensest mağduru bir gençlik yetiştirdiniz. Lgbti gibi sapık yapılanmalara teslim ettiniz. Deist yaptınız. Uyuşturucu mağduru oldular. Teröre bulaştılar. Ahmakça çıkan savaşlarda kıyıma uğrattınız. Adeta bir çocuk soykırımı yaptınız. Ergen olmadan ölenler zaten cennetlikler. Peki günahlarına sebep olduğunuz gençler?"</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tarumar olmuştum. Ağlasam belki bir nebze rahatlayacaktım. Soluğum kesilmişti, sanki Alyan bebeğin denizde son nefesini verirken ki halindeydim. Bu nasıl bir rüyaydı? Kabus olmalıydı!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Alyan bebeğin son sözleriyle rüyamdan uyandım:</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Fehmi amca, hesaplaşmaya hazır mısın? Helalleşmeye..."</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">CESARETİ OLAN OKUSUN!</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Dün gece, gece namazına kalktım. Aldığım abdestle uykum açılmıştı. Aklıma Lut Kavmi geldi. Kavim lanete uğradığında binlerce insan gece namazına kalkmışlardı. Onlarda lanetten paylarını aldılar. Çünkü kötülüğe arkasını dönmüş bir topluluk olmuşlardı. Hepi topu melaneti işleyen güruh 33 kişiydiler. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Namazın son rekatında, gecenin o saatinde telefonum ısrarla acı acı çaldı. Hayrdır inşaallah derken namazımı selamladım. Duamı yarım yamalak yaparken telefona kimin aradığına bakmaksızın alo dedim.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Seninle konuşmalıyım, konu bu kadar önemli olmasa bu saatte seni rahatsız etmezdim."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Arayan Amerikanya’nın başkanıydı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Kudüs meselesine mecbur kaldım. Bizim Amerikan seçimlerini hatırlarsan bir Pizza Gate skandalı yaşanmıştı. Dünya medyası bu konuyu görmezden geldi. Başımı almaya azmetmiş siyonistlere karşı bir evangelik olarak bu tavizi vermek durumunda kaldım. Ki zaten İngilizler Kudüsü sizden 100 yıl önce almıştı. Sizin kanınız donmuşsa ben ne yapabilirm, Fehmicim" dedi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Sıkı takibat altındayım. Mail adresine wetransferden bir video dosyası gönderdim. İzlersen beni daha iyi anlarsın. Bir de Müslümanlara söyle, bana küfrederek Kudüs'ü geri alamazsınız. Zaten bu olayı unutturmak için yakın zamanda uygulayacağımız bir iki sansosyonel olayla medyayı yönlendireceğiz. Balık hafızanız olduğu sürece bu gibi olaylarla sizleri işgal etmeye devam edeceğiz. Bakın misal, Kudüs için eylem yapan gençlerinize. Hepsinin göğsünde Amerikan-İngiliz bayraklı tşörtler. İngilizce yazılı desenler...Siz bence öncelikli olarak Kudüs’ü değil imanınızı kurtarın. Evlatlarınızı...Evlerinizi...Sokaklarınızı...Bir şekilde Kudüs’ü nasılsa geri alacaksınız. Bu tarih boyu hep böyleydi. Ha bu arada benim kripto bir Müslüman olduğumu sakın kimseye söyleme. Prens Charles ve ben...Kimse bilmemeli. Obama yavşağı sizi aldattı, Barack Husseın diyerekten...Sizde biraz uyanık olun kardeşim."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">FED den bahsetti uzun uzun. Dünyanın yeni bir Yalta Konferesyonuna yolaldığından. Tek dünyanın devletinin, dininin, dilinin, cinsiyetinin bir olması gerektiğinden. Kurulacak yeni Batı konfederasyonundan. Geveze en az bir saat konuştu. Merak ediyordum, gönderdiği maili. Bir an önce konuşması bitsin diye dua faslına geçtim içimden.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Telefonu bir süre sonra kapattığım gibi geçtim bilgisayarın başına. Başkan’ın gönderdiği maili açtım. Videoyu bilgisayara indirdim ve başladım izlemeye.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir toplantı kaydedilmişti. Toplantıdaki konuşmalar Açkurudyu dilindeydi. (Bir de tersinden bakın olaylara…)</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Videoyu sabah namazına kadar bir kaç kez izledim. Dünyayı sarsacak bir toplantının kaydıydı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kısaca özetleyeyim. Videoyu Türkçeye çevirdikten sonra sizlerle sosyal medyada paylaşacağım.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Toplantıya başkanlık eden Mr. Nosam'dı. Dünya Kötülük Konseyinin başı yani.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Beş komisyonla birlikte 2023 yılının değerlendirme toplantısı yapılıyordu.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mr. Nosam kudurarak konuşuyordu. Ağzından çıkan şalyalar kameranın objektifine kadar gelmişti.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Sen Uyuşturucu Komisyonu Başkanı Mr. Afyon....Bu sene çalışmanız çok zayıf. Biz Afganistan'ı boşuna mı işgal ettik? Dünya eroin imalatının %94 ü orada gerçekleştiriliyor. O bölgede bilumum terör örgütlerini boşuna mı peydahlıyoruz? Bakın Türkiye'de gençlerde uyuşturucu kullanma yaşı 9 a kadar düşürüldü. Yetmez! Biberonlara kadar inmeli bu iş. Daha çok “kar” istiyorum. Sentetik çeşitler artırılsın. O kadar bilimadamını boşuna mı besliyoruz kardeşim?"</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu konuşmalar sadece özet olanlar. Geniş olan kısmını daha sonra ayrıca kaleme alacağım. Ama arkadaş siz de okumuyorsunuz ki? Yazsam ne olacak?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Neyse videonun özetine devam edeyim. Bir diğer komisyon başkanına döndü Mr. Nosam.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Enerji komisyonu başkanı Mr. Cereyan'a.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Fosil yakıtlar konusunu ciddiye alın beyler. Müslümanların elinden son damla petrolü son kanları çıkıncaya kadar alacaksınız. Toryum, bor kaynaklarını lehimize çevireceksiniz. Elektrikli otomobil konusunda özellikle Türkiye'ye dikkat edin. Eron Musk'u geçenlerde oraya gönderdim. Milli otomobil konusunu manüpüle edin. Balkanlar'ı, Kafkasya'yı ve Ortadoğu'yu lime lime edeceksiniz. Elon Musk'ın yeni firması Neuralink’ e hedef verdim:</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">- İnsan beynine çok ince teller(elektrotlar) yerleştirecek</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">- Bu teller beyindeki nöronlarla etkileşime geçecek</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">- Beyin bluetooth ile bilgiyi cep telefonuna aktaracak</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">- İleride tersi de mümkün olacak, yani dışarıdan beyne bilgi "eklenebilecek""</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir başka Komisyon başkanına yöneldi Mr. Nosam.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Sen Mr. Tabanca. Silah stoklarımız çoğaldı. Stok maliyetlerimiz şirketi batıracak. Son 15 yılda ortadoğu'da 30 milyona yakın insan öldürdünüz, ama yetmez. Teknoloji üretim hızımızı artırdı. Siz de tüketim hızımızı artırın. Biyolojik silahlarla çeşitliliğimizi artırın. Türkler okçuluk gibi meşgalelerle kendilerini oyalarlarken siz manyetik silahlar üretin. Robot askerlerin teknolojik gelişimini hızlandırın."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mr. Nosam adeta öfkeden kuduruyordu.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Sizin gevşekliğiniz yüzünden zarar ediyoruz. Herşeyi kar mantığında görmeniz gerektiğini nasıl unutursunuz. Sen Mr. Protein. Sen ki, tarım ve gıda komisyonu başkanı. Gdo lu ürünleri yaygınlaştırın demiyormuyum size? Obezite anne karnındaki veletlere kadar sirayet etmeli. Geniş arazileri büyük firmalarımıza peşkeş çekin. Hayvancılığı bitirin. Herkes haram ve zararlı ürünlerle beslenmeli. Hastalıklar artmalı. Dünya nüfusunu azaltmalıyız. Ve sen Mr. Draje. İlaç komisyonu başkanı. Mr. Protein ile birlikte çalışmalısınız. Ortak projeler üretmelisniz."</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kısaca videonun özeti bu şekildeydi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ancak son kısmı daha manidardı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mr Nosam son kez Amerikanya’nın başkanını fırçalıyordu:</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Lan Başkan...Daha çok kaos, daha çok kar. Hemen Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan et."</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mr. Nosam talimatlarını yağdırmaya devam ediyordu. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">“Unutmayın! Modern insanı biz, Amerikan’ya güdümlü topraklarda, İblis’in laboratuarında, el değmeden en modern tesislerde son model tekniklerle ürettik. Kullanım süresi cehennemin dibine kadardır. Amblajı betondan, naylondan ve sentetik mamüllerdendir. Bozuk ambalajlı ürünleri geri dönüşüm ünitelerimize iletiniz. İnsaf, vicdan, ahlak, şeref, haysiyet, onur gibi duygulardan arındırılmıştır. Çağdaş ortamlarda muhafaza ediniz. Manevi ortamlardan uzak tutunuz. Günlük bakımlarını ihmal etmeyiniz; Tv. gazete, film, facebok, twetter gibi yöntemlerle şarz ediniz. Şarkılarla, markılarla, kitlesel eğlence merkezlerinde oyalayınız. Hertürlü duygusal ve mantıki manyetik alan ürünlerimize zarar verebilir. Kullanmadan önce prospektüsünü okuyunuz.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Memnun olmadığınız ürünlerimizi Allah’a havale ediniz. Demokratik platformlarda yıllık bakımını yapınız. Ürünümüzün ortalama kullanım süresi 70 yıldır. Bir erkek ile bir dişiyi rayiç alışkanlık ortamında bir araya getirdiğinizde ürün çoğalması sağlanacaktır. Ancak çoğaltım işlemine ara veriyoruz. Artık “Nötr Cinsiyeti” esas alıyoruz. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;"> Medeniyet beşiğinde sallayınız bebek ürünleri... Yetişkin ürünlerimize ait özellikleri okul denilen servis sağlayıcılarımızda küçük ürünlerimize programlatınız. Her bir küçük ürün mutlaka yetişkinlere benzemeli. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Samimiyetsiz, içten pazarlıklı, her türlü günaha meyilli, güvensiz, saygısız, sevgisiz, menfaatçi, bencil olan ürünlerimiz şehir ortamları için mükemmeldir. Gayri safi milli hasılada, kişi başı tüketimi maximum düzeyde gözeten “vatandaş kimlikli” tescilli marka, oyunu kullanan, vergisini veren, itaatkar olan ürünlerimizi tercih ettiğiniz için şirketimiz teşekkür belgesini mail adresine gönderecektir. Sağcı ve solcu olarak iki ayrı çeşidimiz mevcuttur. Kendi aralarında dindar, az dindar, yobaz, ateist, deist gibi alt modellerimiz de mevcuttur. Fikirsiz ve kişiliksiz yeni modellerimiz kitlesel üretime tabiidir. Ancak hepsine bizim masallarımızı okutacaksınız çocuk çağlarında. Bizim kahramanlarımızın hikayeleriyle büyümeliler. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Londra, Paris, Roma, Moskova, Newyork, Tel Aviv, Vatikan gibi yerlerde şubelerimiz ve tamir servislerimiz bulunmaktadır. Üçüncü dünya ülkelerindeki modellerimiz tıpkı batı ülkelerindeki asılları gibi özelliklere sahip “Original” emitasyonlardır. Dünyadaki en sağlam örnekler T.C. serisidir. Koleksiyonerlerin gözbebeği “Muhafazakar” ve “Kemalist” modeller özel üretimdir. Milli hislerinden arındırılmış, şovenizm ve dogmatizm eksenlidirler. İnsani değer adı altında fabrikamızın ayarları esas alınmıştır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği programlarımıza uygundurlar. Kadem’e kadem’e bir titizlikle, Feminist virüs programlarıyla donatılmışlardır. Polemik ve hurafe inançlarla besleyiniz. Dedikodu, gıybet, iftira gibi gıdalarını ihmal etmeyiniz. Fitne çıkarmaya bayılır, gereken ortamları sağlayınız. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Genç modellerini anarşi çıkarmada kullanabilirsiniz. Gezi parkında test edebilirsiniz. Paralel programlamaya müsaittirler. Sloganlar başlama komutlarıdır. Lider modellerimiz özeldir. Ancak fabrikamızın bilgisi dahilinde belirli alanlarda kullanılabilir. Modellerimizin kullanım hatalarından dolayı müessesemiz sorumlu değildir.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Şimdi sen çok kazanan hep kazanan biri olmak istersen, dediklerimi, şirketin kurallarını uygulayacaksın. Ama bu kadarını yapamam, bu beni aşar dersen olmaz!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yol uzun, safı var, temizi var.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Dinleme hocaları, kır kalemleri, kağıtlarını yırt kitaplarını.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Nasihate kulak tıka; daha ilk adımda yumuşatırlar adamın kalbini. Hep merhametsiz, hep acımasız olacaksın. Uyku yok bu yolda! Elin net’te, gözün kar’da ve ekranda olacak; hep daha çok karda, hep kazanmakta. Yeter bu kadarı, olmayacak hayatında!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hiç yetmeyecek sana hiçbirşey. Daha çoğunu, daha fazlasını, en fazlasını, en büyüğünü isteyeceksin! Kudurtacaksın ananı-babanı! Yıkacaksın aile efradını!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ocak söndürecek ilikleri kemikleri kurutacaksın. Voleyi vurdun mu uzaklaşacaksın! Döneceksin köşeleri! Düşeni görürsen bir tekme de sen basacaksın! Garibe acıma yok. Dolandırdığına üzülme yok.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ne bulursan satacaksın! Sattığını bir daha satacaksın. Sattıkca daha çok satmaya, elde avuçta kimin nesi varsa alacaksın. Alacak ve satacaksın! Gerekirse gençliğini! Kutsalın olmayacak!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Her metodu bileceksin. Kimine duygusal görünecek, kiminin hırsına yükleneceksin. Hep kazandırmayı, hemen kazandırmayı, lüks olan her şeyi vaad edeceksin. Hep vaad edeceksin. Havucu gösterip gösterip çekeceksin. Daha iyisini, en iyisini, en yükseğini, en pahalısını önereceksin.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bizim yolumuzda kimse satmaktan daha önemli değildir. Şirketimizin tek ve biricik prensibi kar’dır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İnsanları ikiye ayıracaksın, alanlar ve satanlar. Sen hep satan olacaksın.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Logomuz olan, şirket bayrağımız asılı olan her yer bizim vatanımızdır. Bayrağımız gökkuşağıdır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Savaşta silah satıp, barışta sattığın silahları yok pahasına geri alıp, semirmek isteyen açgözlü ülke liderlerine allayıp pullayıp yeniden satacaksın. Her şeyi satacaksın. Umudu, ağaçların yeşilini, suyu, hatta havayı bile.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu kadar da olur mu diyene aldırmayacaksın. Onun aklının almayacağı kadarı yapacaksın.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu şirketin bayrağını her yere dikmek için, herkesin her şeyini elinden almaya bakacaksın.En çokta çocukları aldatacaksın. Müzikle, filmle, futbolla, teknolojiyle.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Gördüğün, algıladığın, dokunduğun, düşlediğin her şey satılabilir. Dua isteyene dua, villa isteyene villa, daha güzel bir gelecek isteyene en güzel geleceği satacaksın.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">En büyük kar’ı umuttan, vaadden kazanacaksın.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Gözyaşlarını satacaksın. Açgözlülüğü satacaksın. Her ulusun vatandaşı, her dinin keşişi olacaksın. İnsanlığı satacaksın!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Söyleyin bakalım, var mısınız yolumuzda yürümeye?”</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mr. Nosam’ı tanıyasınız diye bir geçiş hikayesiyle sözlerimizi bitirelim artık. Nasıl, balatalarınız ısındı mı? Anladınız mı beni? Kavrayabildiniz mi peki?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Afrika’dan bir kabilenin hikayesini anlatacağım. Afrika, hani başta Fransız milli takımı olmak üzere Avrupa başta olmak üzere dünyanın bütün yeşil sahalarında top oynayan siyah derili futbolcularla gündeme gelen coğrafya. Tvlerde çekilen hayvan belgesellerinin platosu. Afrika kıtasının bilinmedik yerlerinin kaşifi diye yutturulan Livingston. (ki kendisi bir Cizvit papazıdır.) 1840 yılında adımını atar kara derili, kara kaderli insanların yaşadığı kıtaya. Ah ulan, Kartacalılar o savaşı kaybetmeyeceklerdi, Roma’ya karşı! O esnada Afrika’da bugünün 28 devleti Osmanlı Devletine müntesipti. Bir yandan da Amerikanya’lılar kıtada çoktan köle ticaretine başlamışlardı bile.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Cizvit papazları sömürgeci misyonerlerdir. Hatta meşhur bir sözleri vardır ki kulaklarımıza küpe olsun: “Yedi yaşına kadar çocuklarınızı bize verin, sonrasın da sizin olsun!” Hani “Beyaz adam bize geldiğinde bizim topraklarımız onların İncil’i vardı. Şimdi ise bizim İncil’imiz onlarınsa toprağı var” demelerine sebep olan Afrika’yı sömüren Cizvitler’den söz ediyorum.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hikayemiz şu. Bir özel tv ye mensup çekim ekibi Afrika’nın, modern diye adlandırılan insanlar tarafından henüz adım atılmamış bir bölgesine adım atarlar. Balta girmemiş ormanlar diye tarif edilir ya hani. Hoş o zıkkım balta dünya yağmur ormanlarına bir girdi ki 1950’den beri ormanlık alan oranı yarıdan fazlasıyla azalmış durumda. Sonra da küresel ısınma filan. Kimse de küresel yavşaklık demiyor ama bu mevzuya.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tutki kabilesi avcılıkla geçimini sürdüren bir kabiledir. Kabilenin genel geçer kuralları üç başlık altında günah, suç ve ayıp olarak katagorize edilmiştir. Kabile lideri Hayis yaşlılığın getirdiği durumdan dolayı kabilesinde otoritesini kaybetmek üzeredir. Kurallar gereği kim ki kabile reisine itiraz eder ya kabile reisiyle ya da reisin belirlediği isimle bütün kabile halkının gözlerinin önünde dövüşürler. Genç lider adayı Matah gözüne Hayis’i kestirir ve meydan okur. Bu esnada modern dış dünyada da Yalta Konferansı düzenlenmektedir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tv ekibimizin başı (Şirket Mr Nosam’a ait) kabile ile girdiği diyalogla ilişkilerini güçlendirmiş, bölgede rahat rahat çekimlerini yapmaktadır. Bu tarihi olaya şahit olmak kendisini heyecanlandırır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Matah hem kabile reisini hem de onun tayin edeceği kişi ile dövüşü teklif eder. Kaybeden hayatıyla öder bu düelloyu. Demok adı verilen gündür, kapışmanın olacağı günün adı. Kabile için bayram günüdür. Kurbanlar kesilir, eğlence tertiplenir. Hatta ormandan topladıkları bir mantar ile de kafayı bulurlar. Eğer mevcut reis kavgayı kazanırsa bir 5 yıl daha kimse reise meydan okuyamaz. Peki bu 5 yıl nasıl tespit edilir? O esnada doğum yapan keçi büyüyüp 10 ayrı doğum gerçekleştirirse süre sona erer. O keçi kutsaldır. Özenle bakımı yapılır. Kavga olacağı zaman o keçi baş kurbandır. Onun eti yeni seçilen reisindir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Matah kavganın galibi olur. Hayis ve adamının cesedi bal dolu bir sanduka içinde yerleştirilir. Kabile halkı bir sonraki reis gelinceye kadar eski reisin cesedini saklar.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Matah reisliği hak edince önce bütün yönetimi değiştirir. Başta büyücüyü. Sonra işlerini halleden kurbaylarını, yani kabinesini. Askerlerinin komuta kademesini. Yeni eşler edinir. Eski reisin ailesini kabileden sürer. Sıkıntı çıkartabilecek olanlarını öldürür. Cesetlerini kabile merkezinin meydanına gömdürür. Ki halk ayak bastığı yerde eski yönetimin ölülerini düşündükçe azgınlık yapmasın diye.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tv ekibinin içinde yer alan gizli misyoner ise tebliğ çalışmalarına başlamıştır. Yeni reisin heyecanını kullanarak onu yönlendirmeye başlar. 60 yıllık bir çalışmadan söz ediyorum. Yakın zamanda Mr. Nosam’la ilgili kripto bilgilere ulaştım.O anlatıyordu bütün bunları gizli videoda. Belgeselin bir kısmını yayınlamış İngiliz BBC de. O kabile hakkında dinlediklerimle bugünün dünyasını mukayese etmeye çalıştım bende nacizane. Bir kabilenin dönüştürülme hikayesini dinledim Mr. Nosam’dan. Geleneklerinden nasıl koparıldıklarını…Nasıl modernleştirildiklerini…</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Matah Reis dostluğunu geliştirir beyaz adamla. Yeni şeyler öğrenmenin ve beyaz adamın sihirli eşyalarının etkisiyle kendi kabilesinin kurallarını gevşetir. Aslında bizim hikayemizle de örtüşmektedir Matah’ın ve kabilesinin başına gelenler. Bir başka kitabımızda bu konuyu uzun uzun anlatırım sizlere. Ancak son zamanlarda yaşadıklarımızı burdan esinlenerek yorumlamaya çalışın sizlerde. Ha bu arada Avrupa’da top koşturan Nalay Lobtuf isimli topçunun Matah’ın torunlarından olduğunu hatırlatayım. Hani Fransa’nın Dünya şampiyonasında kazandığı zaferin önemli mimarlarından olan…</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kitap boyunca anlatmaya çalıştığım durum şundan ibarettir. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kargaşa ve kaos yüzyılın ekmeği…Emperyallerin büyük ticareti…Bayağılaşma ya da sıradanlaşma, modernitenin ya da hegemonların yaydığı kültürün ana özelliğidir. Üçlü bir saç ayağına oturur bu düzen. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Birincisi değerlerin saptırılması, ikincisi arzunun manipülasyonu ve kışkırtılması, üçüncüsü gerçek dünyanın sahtesiyle yer değiştirmesi. Yani ahret duygusunun ihmali ve iptali.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Özellikle İslam dünyasındaki dünyevileşme Müslümanlar için varlıklarını koruma adına büyük tehdit içermektedir. Bunların her birisi başlı başına bir kitabın konusudur.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Gelişen teknoloji bir yandan üretimi körüklerken, diğer yandan üretilmişlerin tüketilmesi için üretim yapan insanlara vakit kazandırmanın derdine düşmüştür. Boş zaman, tatil, önemli gün ve haftalar gibi. (Lütfen bu cümleyi bir kez daha okuyun. Hatta ne anladığınızı ifade eden bir kompozisyon-makale yazın.)</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Özellikle şehirleşme teşvik edilmiştir. Modernitenin mabedi şehirlerdir. Şehirlere yığılan insanlar burada modernitenin talepleri doğrultusunda yeni bir ortalama kültürün ortak paydalarından nasiplenmeyi tercih ederler. Köyün günahı, şehirlerin sokağında ahlaksızlık kıyafetine bürünür. Korkular, kaygılar ve beklentiler kurulu düzenin normlarına uygun hale dönüştürülür. Herkes kendi değerlerinden taviz vermeye başlar. Hegemonlar hayat standartının belirleyicisidir. Bilim ise belirleyiciliğini aldatma ve kurgulamacılığına adamıştır. En kutsanan devlet bile hegemonların geniş halk yığınlarına karşı kendilerini koruma özelliği edinir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bütün ideolojiler kuzendir, akrabadır, yakın ilişki içindedirler. Hepsi yüceler meclisinin, dünya kabilesinin reislerinin menfeatlerine odaklıdır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Halk yumuşak, kıvrak ve her manaya yorumlanacak kavramların taahhüdüyle oyalanır. Misal mutluluk gibi. Herşey görecelidir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Miras hukuku ile dünya arazileri parçalanır. Köy ve tarım yetersizleştirilir. Ta ki kocaman şirketler devreye girer ve karteller ve tekeller oluşturulur.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kitlelerin geçim biçimi memuriyet ve işçilik üzerinedir. Bunlara servis sağlayan esnaf dediğimiz yemleyiciler vardır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bankalar tam umudun tıkandığı yerde kartlarıyla devreye girerler umut tazelerler. Devran hep nesillerin devşirilmesi ve tekerrür üzerine kuruludur. Kahramanlar ve düşmanlar hep vardır, bunların mücadelesine tarih ismi verilir. Hep bir tarafın adamı olmak zorundasındır. Hayallerin ve rolün onların belirlediği senaryolara uygun olmak zorundadır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kazara ağzından kaçıracak olursan; “Allah’tan başka ilah tanımıyorum” diye…Beni yaradanın normuyla yaşamak istiyorum dersen…Kan kustururlar, kan!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yalancısındır artık, bozguncusundur. Adalet, empati, hürriyet, eşitlik gibi kelimeleri sarf edemezsin. Kelimelerde onların istediği evsafta anlam taşımalıdır. Kavramları sorgulayamazsın.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hazcılık, konfortizm, bencillik dinsizlik arazisinde yaşam bulmuştur. Din afyondur. Irkçılık sürekli körüklenen ateştir. Üstünlük tartışmaları üstünlerin seni yakapaça ettiği hususlardandır. Hele cinsi düşkünlük…Homoseksüelliğin türlüsü…Bilumum cinsel sapkınlık insanlığın yeni rotasıdır. Şehirlerde ki aşırı nüfus artışının önüne başka nasıl geçilebilinir ki?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Eğitim, sağlık, güvenlik…hatta trafik bile kaosa dayalı olmalıdır. Genel bir umutsuzluk, karamsarlık kendisini kurtaran kaptan formülüyle biçimlendirilir. Emeklilik posa çıkartma müessesesidir. Üretimi yavaşlatacak her ne varsa engel konulur. Tüketim ise alabildiğince hızlı olmalıdır. Aradaki paradoks “kar” ile telafi edilir. Kar’ın olduğu yerde ise merhamete yer yoktur.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bahsettiğimiz her bir husus ayrı ayrı müteala edilebilinir. Ancak okuma, bilme, öğrenme tükendiğinden bizim gibi sızılı adamların veryansınları mahdut manada kişilerle çerçevelenmiştir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bütün bunların dışındaki bir teklife ise insanlar kapalıdır; Misal İslam! Devrimci özelliği hegemonların işine gelmez. İslam bir sos’dur. Allah ile aldatanlar için geçim malzemesidir. Eskilerin hikayesidir artık bu devrimci duruş. Özellikle Müslümanlık iddiasındaki kalabalıklar kendi iddialarını unutup mevcut kabilenin görüşlerine kendi görüşlerini benzetmenin telaşesine girmişlerdir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir meydan okuyucuya ihtiyaç var.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Matah bir adama yani.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Matah topluluklara belki!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yeni masallar anlatacak adamlara!</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">FEHMİ DEMİRBAĞ — 2017</div></div>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-47218772461392649242023-11-08T05:33:00.002-08:002023-11-08T05:33:53.339-08:00<p> <span style="white-space-collapse: preserve;">GARGAT AĞACININ KÖKLERİNE BAKMAK LAZIM</span></p><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Ey, kardeşlerim!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">didişmekten fırsat bulursanız,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">dinleyin!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Luciferin fısıltılarına,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">verdiğiniz kulaklarınızı,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bir kez olsun bana verin!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Siz nasihat sevmezsiniz,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">lafa söze gelmezsiniz,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">yalnızca hikaye söyleyeceğim!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">seversiniz,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">masal dinlemeyi,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">masalım ki farklı lakin,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">uyutmak için değil,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">uyandırmak için...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bundan çok uzun yıllar önce,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">insanlığın ilk cinayetinin işlendiği,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">o yıllarda başlar hikayemiz...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">her cümleye haşa demeyeceğim ama,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">haşalıktık sözlerimiz.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Adem babamız ve havva anamızın çocukları,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biz goyimler doğmuşuz.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">ilk haşamız;</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">luciferle havva anamızın çocukları da,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">herşeyin uğruna yaratıldığı,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">yahovanın ...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">ve iki nehir kuşatır,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">siyon yıldızını,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biri nil, diğeri fırat,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">hesapta bizim gayseri bilem var!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">onlar çekyat üretedursun!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">beyoğlundaki,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">seçkin goyimlerin mabedi,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">nur-u ziya sokağının,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bizim nurcularla ilgisi yok lakin!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">o da ne demeyin,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biraz araştırın, inceleyin!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Herşeyden, herkesten,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">hakkını almak isteyen bu çocuklar,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">şimdilerde filistinde beslenmekteler.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">one minute,oh my god!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Eşkenaz, seferad, sebatay!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Vay yavrum vay!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biz gül ağacından,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">italyan tasarımlı,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">avrupa kazıklarıyla donatırken,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">tokili evlerimizi...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">onlar gargat ağacı dikmekteler...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biz apartmanlarda,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">korkak çocuklar yetiştirirken,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">onlar ilk 500' e sahiplendiler!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Black Rock ile oynarlarken zirveye,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Biz hüzünlendik Gazze'ye!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bankalar, borsalar, sendikalar;</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">onların!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bize meydanlar!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">filmler onların,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">seyreden biz!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">işte böyle hikayemiz!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">ülkemiz nüfusu, şehirlerde...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">üç çocuk hayalimiz!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">nesilleri telef makinasının mucidi onlar,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">düğmeye basan biz!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">görünmez medeniyet onların,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">tek devlet, tek millet!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biz de menü geniş,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">nerde ümmet?</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">onlarla diyalog,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">kendimize blog!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">sıkıldınız mı,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">anlattıklarımdan!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">anti ya da değil,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">semitist mi oldum yoksa?</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">kurbağalar mı ürktü?</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">sözün özü,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">biz onların gargat ağacını,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">700 yıl önce,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bir çınarla kuruttuk!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">o yer, söğüttü!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">anlayana öğüttü...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">sözlerim aşmasın maksadını,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">kötülemek değildir kötüyü,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bakma sen ona buna,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">yahudaya,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">kul ol sen kendi yaradanına!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">ibret al yeter yani...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bak 6 milyon yahudi,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">kök salmışsa, davasın,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">davan laklak olamasın...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">otur bu yahudiler var ya,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">edebiyatına,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">ebediyyen sıkıntı başına!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Ey hak yolun yolcusu,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">hakikatı ara ki başarasın,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">cehennem aynı çukur,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">beğenmediğinle yanarsın!</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Şapka çıkar luciferin çocuklarına,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">sen ademin oğlu bak, yaptıklarına...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">bilmediğin şeymiş gibi,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">neden şaşarsın?</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">yahudi yahudi de,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">sor bakalım kendine;</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">sen kimin nesi,</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">kimin fesi? </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Kulak ver diyeceklerime_</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Sicarii, Hz. İsa döneminde Yahudi suikastçilerden oluşan gizli bir cemiyetti. Diğer suikastçi grupları gibi Sicarii de dini fanatizm ve delilik ölçüsünde siyasi tarafgirlik karışımıyla üyelerinin körü körüne sadakatini sağlıyordu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">"Hançer" sözcüğünün Latincesi, "sicarus"tur ve Sicarii, basitçe "hançerli adam" anlamına gelir. Bu terim, aynı zamanda Roma arenasında bir gladyatör tipinin de adıdır. Çünkü gladyatörler, taşıdıkları silaha göre adlandırılıyorlardı.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Julius Caesar, Yahudilerin dostu ve hayranıydı. Roma imparatorluğu döneminde onlara devlet kurma ve huzur içinde yaşama izni vermişti. Bu devlet, Haşmoneyan Hanedan'ının kukla Yahudi kral ve kraliçeleri tarafından idare ediliyordu. Ama Roma'nın fethettiği başka bölgelere göre ayrıcalıkları çok daha fazlaydı. Ancak Yahudiler ve onların fatihleri (Romalılar, uzun bir listenin sonundaydı. Diğer fatihler arasında Babilliler, Asurlular, Selevkos Yunan İmparatorluğu da vardı) arasındaki ilişki, sonraki yüzyılda giderek sorunlu bir hal aldı.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bu yeni anlaşmazlığın iki nedeni vardı: Bağnazlar ve Sicarii Örgütü!:</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">✓ Zealotlar, Judea merkezli aşırı sağcı bir siyasi partiydi. İngilizcede "bağnaz" anlamına gelen "zealot" sözcüğü, ideolojinin kör ettiği insanlar için kullanılır.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">✓ Sicarii, Zealotlardan oluşan gizli bir cemiyetti ve bu cemiyetin üyeleri, Roma işgâline karşı isyan başlatmakla yetinmeyen Yahudilerdi.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Sicarii tarikatı, kanlı bir isyan başlatmaya niyetliydi ve "Helenleşmiş", yani Romalı derebeylerinin etkisi altına girmiş ya da onlara olumlu bakan herkesi öldürerek bunu bir ölçüde başardılar. Sonunda M.S. 68'de aradıkları kıyamet senaryosunu tetiklemeyi başardılar. Şiddetten bıkıp usanan Roma lejyonları, bu zorlu eyaleti işgal etti. Ulusu kıyıma uğratan ve Yahudileri dünyanın dört bir yanına dağıtan üç uzun savaştan ilkiydi bu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">İnançlı Yahudiler, Sicarii'nin Tapınak Dağı'nda, Kudüs'teki en kutsal ibadet yeri Süleyman Tapınağı'nda bile kan dökmekten çekinilmemesinden dehşete düşmüşlerdi. Ancak dini festivaller arasında mekanı dolduran kalabalığın içine karışıp hedeflerini öldürdükten sonra yine kalabalığın arasında kaybolmak, Sicariilerin salt tapınağa hürmet ettikleri için vazgeçemeyecekleri kadar büyük bir fırsattı. Dökülen kan bir Romalıya ya da Roma vatandaşına ait olduğu sürece, Sicariiler için hiçbir sorun yoktu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">İsyanın son dramatik sahnesini dağ şehri Masada'da tasarlayan bir grup Sicarii, teslim olmak yerine topluca intihar etmeyi seçmişti. Onlara boşuna Zealotlar dememişlerdi. Romalılar, birini yakalayıp işkence ettiği zaman, tarihçi Josephus'un anlattıklarına göre adamın cesareti ya da belki de delilik ölçüsündeki setliği, herkesi şaşırtmıştı. Hatta Sicarii çocukları bile işkence gördüklerinde Sezar'ı lider kabul etmeyi reddediyorlardı.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Hz. İsa'ya ihanet eden havarisi Yahuda İskaryot da büyük olasılıkla bir Sicarii idi. "İskaryot" sözcüğü, "Sicariilerden biri" anlamına gelen sicarus sözcüğünün Latinleştirilmiş versiyonuydu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Judea dümdüz edildikten sonra, Sicariiler, Mısır'a kalabalık bir Yahudi nüfusunun yaşadığı İskenderiye'ye kaçtılar ve onları da isyana teşvik etmeye çalıştılar. İskenderiye Yahudileri, bu teklife bulabildikleri bütün Sicariileri öldürerek karşılık verdi. Geriye kalanlar, birer birer yetkililer tarafından yakalandı ve kısa süre sonra Sicariiler, tarih sahnesinden silindiler.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Mi acaba?</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bu işin günümüze uzantısı ne peki?</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Tarihin dehlizlerinde dolaşmaya var mısın? Kesif bir küf kokusu yakacak genizlerini. Soluksuz takıl peşime. Dünden bugünlere bir yolculuk için oku yazılanları. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">*** </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Satanist ve katil Siyonizmin kaynağı püritenliktir. İşte bu kavramı bilmeden bugünleri anlayamayız. Abdullah İbn_i Sebe, Yasef Nassi, Sebatay Sevi'yi tanımadan bugünleri yorumlayamayız.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Yolculuk başlıyor. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Püritenler, kendilerini Eski Ahit'e öylesine kaptırmışlardı ki, Amerika'ya New England (Yeni Ingiltere) yerine New Israel (Yeni Israil) adını vereceklerdi.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Puritanizm Amerika'nın kuruluşunda böylesine önemli rol oynayıp, "Amerikan ruhunu sekillendirirken", bu ülkeye "yahudici / yahudi sempatizani" (judaizer) misyonunu da yükledi elbet. Püritenlik, daha sonra gelişen tüm Amerikan protestanlığını da etkisi altına almıştır.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Püritenler, Yeni Dünya'ya Muharref Tevrat'in içerdiği vahşet boyutunu da getirmislerdir. Tevrat, Yahudilerin, Filistin'i sözde haksız olarak gasp etmis Kenan halkına karşı girişecekleri savaşta uygulamalari gereken bazı vahset emirleri içerir. Bu vahset emirleri, geçmis yıllarda ve günümüzde-yakın gelecekte Israil ordusu tarafından Filistinliler'e karsı uygulanmıstır-uygulanacaktır. Kendilerine rehber olarak Tevrat'ı kabul etmiş olan Püritenler de, Amerika topraklarında uyguladıkları vahşetler için Tevrat emirlerini referans kabul etmişlerdir. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Noam Chomsky, Year 501: The Conquest Continues (Yil 501: İşgal Sürüyor) adlı kitabında Amerikan yerlilerinin Kristof Kolomb'la başlayan baskı ve "etnik temizlik" dolu tarihine el atıyor. Ve Püritenlerin, Amerika'yı "VaadedilmişToprak" olarak gördüklerini, üzerindeki Kızılderilileri de "Kenan Halkı" saydıklarını bildirdikten sonra, Püriten vahşetini söyle anlatıyor:</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">"New England'daki ilk büyük soykırım hareketlerinden biri, 1637'de Pequot Kızılderilileri'nin yok edilmesiydi. Sömürgeci Püritenlerin, uyguladıkları bu vahşeti göklere çıkaran resmi açıklamaları ise şöyleydi: 'Yeryüzü cennetinde Tanrı'nın istemediği bu Pequot yerlileri temizlendi. Öyle ki, sükürler olsun, artık Pequot ismi taşıyan kimse kalmadı.'</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bugün, 'Tanrı'nın izni altında' yurduna bağlılık yemini eden her AmeriKANya çocuğu, aslında, bu katliamı uygulayan Püritenlerin taşıdığı retoriği ve Eski Ahit'ten (BozulmuşTevrat) kaynaklanan düsünceyi ödünç almaktadır. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Püritenlerin Eski Ahit'ten aldıkları düşünce ise şudur: 'Bilinçli bir biçimde, Tanrı'nın seçilmis halkına ait olan Vaadedilmis Topraklar'daki Kenan halkını yok etmek'.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Katliamı uygulayan Püritenler, yaptıkları işi tümüyle dini liderlerinin kontrolünde gerçekleştiriyorlar, 'kutsal misyon'larını yerine getiriyorlardı. Öyle ki, kızılderili erkek, kadın ve çocuklar tümüyle Eski Ahit emirlerine göre katlediliyorlardı. Kendi kullandıkları Tevrat deyimlerine göre, Püritenler, kızılderili çadırlarını 'kızgın ateşli fırınlara' döndürüyorlar, içindeki kurbanları Tevrat deyimiyle 'olabilecek en kötü ölümle' öldürüyorlardı. Bir baska Tevrat ayetinin deyimiyle ölenler 'ateşin içinde kızarıyor, ancak oluk oluk akan kanları ateşi söndürüyor'du. Katliamı uygulayanlar ise 'Rab (Yehova)'nin övgüsüne layık' oluyorlardi.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bundan bir kaç yıl sonra ise New York bölgesindeki yerlilerin 'temizlenmesi' operasyonu düzenlendi. Örneğin, Subat 1643'de Güney Manhattan'da Hollanda'lı askerler tarafından Algonquin Kızılderilileri'ne karşı gerçekleştirilen ve David de Vries tarafından aktarılan katliam şöyleydi: </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">'Askerler pek çok Kızılderili'yi uykularında öldürdüler. Annelerinin göğüslerinden çekilip alınan bebekler anne-babalarının gözleri önünde kılıçla parçalanıyor ve bebeklerin parçaları ateıe atılıyordu. Kundaktaki bebekler beşikleri içinde parçalanıyor, kafalari eziliyor, en taş yürekli adamın bile vicdanını sızlatacak bir vahşilikle öldürülüyorlardı. Bazı bebekler nehire atıldı, onları kurtarmak için anne ve babaları da suya atladı. Ama askerler ne çocukların ne de anne-babaların sudan çıkmalarina izin vermediler, hepsi boğuldu."</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Modern dünyanın uygulamaktan bir türlü vazgeçmediği vahşetin ardında, bir de bu tür bir "judaizer" geleneği yatmaktadır.... Püritenlerin uyguladıkları vahsetin İbrani öğretisine dayandığına, Arnold Toynbee de dikkat çeker. Amerikalı sosyolog Thomas F. Gossett'in Race: The History of an Idea in America (Irk: Amerika'daki Bir Düşüncenin Tarihi) adlı kitabında yazdığına göre, Toynbee, "Amerika'daki İngiliz kolonicilerinin Eski Ahit üzerinde yoğunlaşmalarının, onlara, dinsizleri yok etmekle görevli seçilmis bir halk oldukları inancını verdiğini" savunuyor. Gossett, bunun ardından, "Tevrat'taki Israilliler Kenan halkını nasıl yok ettilerse, Massachusettes kolonisindeki İsrailliler (yani Püritenler) de Kızılderilileri öyle yok ettiler" diyor.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Püritenlerin, "Amerikan ruhu"na enjekte ettikleri bu "judaizer" etki, Amerika'nın yahudilik konusundaki yaklaşımını bugüne dek yönlendirmiştir. Amerikan protestanlığıi, Püriten düşüncesinin bir devamı olarak, yahudilerin hep "seçilmis ırk" oldugu düşüncesini benimsemistir. Amerikan-Ibrani iliskilerinin tarihsel gelişimini incelediğinizde Amerikan protestanlığınin taşıdığıbu ilginç misyon, dikkatlerden kaçmaz.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Protestanlık-yahudilik paralelliğini göstermesi açisindan oldukça ilginç bir isimle karşılaşırız.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">"1841'de New York'da bir metodist protestan olarak doğan William Eugene Blackstone, gençlik yıllarında Kutsal Kitap üzerinde uzmanlastı... 1878'de Blackstone büyük eseri 'Jesus Is Coming'i (Isa Geliyor) yayınladı ve kısa sürede ün kazandi. Evanjelik cemaatleri onu alkışladılar. Kitabı bir milyonun üstünde sattı ve Ibranice'yi de kapsayan 48 dile çevrildi.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Blackstone, arkadaslari Dwight L. Moody ve Cyrus I. Scofield ile birlikte, Kutsal Kitab'in yahudilerin 'Tanrı'nın seçilmis halkı' olduğu seklindeki hükmünün hala geçerli olduğunu savundu.... Aralarında John D. Rockefeller, Cyrus McCormik, J. Pierpont Morgan gibi isimlerin ve Parlemento sözcüsünün, senatörlerin, hakimlerin, avukatların, gazetecilerin bulundugu 413 seçkin Amerikalı Blackstone'un bu fikrine destek verdi. Yahudilerin seçilmis halk olduğunu destekleyenler, Amerikan elitinin kapsamli bir listesi durumundaydi...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Blackstone, daha sonra Rusya'dan göçen yahudilerin sözkonusu olduğu dönemde, su öneriyi getirdi: 'Niçin Filistin'i Yahudilere vermiyoruz?'...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Peki Filistin 'bizim' miydi ki onu Yahudilere verecektik? Buna karşılık Blackstone, 1878 Berlin Anlasması ile birer Türk eyaleti olan Bulgaristan ve Sırbistan'in Bulgarlara ve Sırplara verildiğini hatırlatıyor ve şöyle diyordu: 'Bulgaristan'in Bulgarlar'a, Sırbistan'in da Sırplara ait oldugu kadar, Filistin de yahudilere ait değil mi?'... Yahudi devleti, aynı Bulgaristan ve Sırbistan gibi, Türk Hükümeti'nden anlaşma sonucu alınacak Filistin toprakları üzerine kurulabilirdi...</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Böylece Amerikali bir protestan olan Blackstone, Avrupalı bir yahudi olan Theodor Herzl'den yıllar önce siyasi siyonizmi ortaya atmıştı....</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Blackstone, ölümünden iki yıl önce, 1933'de Chicago'daki protestan cemaatine yazdığı mektupta, asırlar önce Püritenlerin eliyle Amerika'ya yüklenmis olan misyonunun hala geçerli olduğunu vurguluyor ve, 'İsrail'in uyanışıyla şimdi her zamankinden daha çok ilgileniyorum' diye yazıyordu, 'Dualarımız ve gayretlerimiz sayesinde beklenen Mesih'lerine kavuşabilirler'."</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Püritenlikten kaynaklanmış olan Amerikan protestanlığının yahudilikle olan paralelliğini ve yahudilerle ilgili olarak taşıdığı misyonu baska kaynaklar da vurguluyor. The Lobby: Jewish Political Power and American Foreign Policy (Lobi: Politikadaki Musevi Gücü ve Amerikan Dış Politikası) kitabının yazarı Edward Tivnan, konuyu söyle dile getiriyor:</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">"Amerikan Siyonist hareketinin önderi Brandeis, yeni kurduğu Amerika Siyonist Organizasyonu'nu geliştirmeye çalışırken, siyonist hareket birdenbire Beyaz Saray'da bir dosta sahip oldu. Bu dost Baskan Wilson'dı. Wilson, Brandeis'i yalnızca 1916'da Anayasa Mahkemesi'ne atamakla kalmayacak, aynı zamanda bu genç arkadaşının seslendirdigi siyonizm teorisine de destek çıkacaktı.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Wilson'in bu tavrı, pragmatik bir siyasi karar olmaktan çok daha öteydi. Bir Prespiteryen papazın oğlu ve Kutsal Kitab'ın sürekli bir okuyucusu olarak Wilson, yahudilerin kaderi ile duygusal olarak ilgiliydi. Amerikan protestanlığında Siyon idealine karşı büyük bir sempati geleneği vardır. Grose, Wilson'ın 'Ben, bir protestan papazın oğlu olarak, Kutsal Topraklar'in oranın gerçek sahiplerine verilmesine destek olmakla yükümlüyüm' dediğini de belirtir."</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Amerika'daki Protestan cemaatlerinin önemli bir bölümü, bugün de aynı etkiyi taşımaktadır. ABD'deki köktenci protestan cemaatleri, Israil'i "Tanrı'nın yerine gelmiş bir vaadi" olarak değerlendirirler. Israil'e yapılan Amerikan yardımı hakkındaki en ufak bir eleştiri, bu cemaatlerden büyük tepki alır. Israil Devleti, Tevrat'ta adı geçen yahudilerle özdeşleştirilirken, Gazze ve Batı Seria'da yasayan Filistinliler, Kenan Halkı olarak değerlendirilmektedir. Öyle ki, bu cemaatler, Amerika'nın gücünü koruyabilmesini de Israil'e yaptığı desteğe baglamaktadırlar. Sayıları elli milyonu aşan Evanjelik protestanların liderlerinden Jerry Falwell, "Diğer milletler Israil milletine nasıl davranıyorsa, Tanrı da onlara öyle davranır" diyebilmektedir . Aralarında çok yakın bir dostluk bulunan Evanjeliklerin ve yahudilerin önemli bir bölümünün, "ortak düşmanlari" ise, Noam Chomsky'nin hatırlattığı gibi, müslümanlardır.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Sonuçta, Protestanlığın büyük ölçüde Eski Ahit'e ve İbrani dünya görüşüne dönüş hareketi olduğunu ve bu dönüşün hem sosyo-ekonomik boyutta (kapitalizmin dogması, faizin mesrulaşması) hem de sosyo-politik boyutta (yahudilere karşı olağandışı bir sempati ve hayranlık doğması gibi) sonuçları olduğunu söyleyebiliriz.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Batı kültürünün, ahireti temel hedef olarak belirlemiş olan Katolik düşüncesinden kopup, Kuran'ın "Her biri, bin yıl yaşatılsın ister" (Bakara, 96) hükmüne uygun bir dünyeviliğe dönmesi de, kuskusuz önemli ölçüde bu "İbranileşme" sürecinden kaynaklanmaktadır.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">***</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bitirmeden şu Püritenlik konusuna da kısaca değinmek istiyorum. Püritenliğin kökleri İngiliz reformunun başlangıcına dayanır.</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Katolikliğin dayatmaları insanları bunaltmıştı. Püritenlik 1500’lerin ortalarında İngiltere’de başlayan bir dini reform hareketiydi. İlk hedefi Katolik Kilisesi’nden ayrıldıktan sonra İngiltere Kilisesi içinde kalan Katolik etkileri ortadan kaldırmaktı. Bunu yapabilmek için kilisenin yapısını ve törenlerini değiştirmeye çalıştılar. Güçlü ahlaki inançlarıyla uyum sağlaması için İngiltere’de daha geniş yaşam tarzı değişiklikleri istediler. Bazı Püritenler Amerika’ya göç ettiler ve bu inançlara uyan kiliseler etrafında inşa edilmiş koloniler kurdular. Püritenlik, İngiltere’nin dini yasaları ve Amerika’daki kolonilerin kuruluşu ve gelişmesi üzerinde geniş bir etkiye sahipti. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Yalnızca İncil değil 'eski ahit' adı verilen Tevrat'ta artık hristiyanların inanç dinamiklerini besler hale gelmişti.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Avrupa tarihinde 16.yy Reform yüzyılı olarak adlandırılır. Reform konsepti Avrupa'nın büyük bir kısmının Katolik Kilisesi'nden ayrılması anlamına gelir. Aynı zamanda bu Avrupa'nın, Papanın hakimiyetinden kurtulmasına ve Protestanlığın kurulmasına yol açan dinsel bir harekettir. Birçok kaynakta, Anglikan kilisesi'nin bu yüzyıldaki reform hareketlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış olduğu açıklanmaktadır. Fakat İngiltere'de, reform bundan çok önceleri ortaya çıkmıştır. Hatta İngiltere’deki reform fikirleri, Avrupa'daki reform hareketlerinin öncüsü olmuştur. İngiltere'de John Wycliffe Reformun ilk temsilcisi olmuştur. Ondan sonra 16. yüzyılda Kraliçe Elizabeth'in ciddi gayretlerinin bir neticesi olarak Anglikan Kilisesi Katolik Kilisesi'nden tamamiyle ayrılmıştır. Bu yüzyıldan sonra Anglikan Kilisesi, benzerine az rastlanır ulusal bir kilise konumuna gelmiştir. Ortak Dua Kitabı hazırlanarak Tanrı tarafından seçilmiş bir millet ve kilise oluşturma gayreti içerisine girilmiştir. Birçok ülkede olduğu gibi İngiltere'de de reform kolay olmamıştır. Anglikan Kilisesi tarihinde bir çok zorlu dönem geçirilmiştir. Anglikan Kilisesi oluşumdan sonra misyoner kuruluşlar ve sömürgecilik faaliyetleri sonucunda dünyaya yayılmıştır. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Bu arada 8. Henry'den bahsetmemek olmaz. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">***</span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Henry için “Rönesans Adamı” ifadesini kullanmak yanlış olmayacaktır. Eğlenceye düşkün bir yapıya sahip olup sarayda her gün balolar festivaller düzenlerdi. Özellikle 20’li ve 30’lu yaşlarında oldukça enerjik bir yapısı vardı. Lakin ilerleyen yaşlarında huysuz, çekilmez bir adama dönmüştü. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1536 senesinde altı karılı Henry'nin karılarından biri olan Anne Boleyn’in hamile olması şerefine sarayda bir festival düzenlenmiştir. Henry festivalde katıldığı mızrak dövüşünde attan düşerek bir bacağını yaralamış ve yaralı bacağı ona hayatının sonuna dek acı vermiştir. Başka bir neden de erkek evlada sahip olamadığı için hayattan istediği beklentiyi alamamıştı. Erkek evlat, bir kral için oldukça önem taşımaktadır. Henry ona sahip olamadığı için insanları sevmemeye, şüpheci ve oldukça zalim bir krala dönüşmüştü. Ayrıca genç yaşlarında oldukça enerjik olmasından da bahsettiğimiz üzere, yaşlanınca bunları yapamadığı için krizin eşiğindeydi özellikle yaralı olan bacağı yüzünden oldukça sevdiği at binmek, ava çıkmak dans etmek gibi aktiviteleri yapamamaya başlamıştı. Yalnızca tüm bu sebepler değil, özel hayatında da yolunda gitmeyen şeyler olduğu için Henry oldukça zor bir durumdaydı. Henry, erkek çocuk sahibi olmayı oldukça önemli buluyordu çünkü yakın geçmişte daha önce bir kadının ülkeyi yönettiğine şahit olmadığı için oldukça tereddütlü yaklaşıyordu. Ancak Katolik inancına göre boşanmak mümkün olmadığı ve ilk eşi Catherine’in oldukça önemli bir aileye mensup olması hasebiyle, boşanmanın gerçekleşmesi hiç de kolay olmamıştır. Henry, 1534 senesinde Katolik Roma Kilisesi ile yollarını ayırarak 1534 senesinde Angilikan Kilisesi’ni kurarak kendini de bu kilisenin başı olarak tayin etmiştir. Elbette bu kiliseyi kurmasının tek amacının karısından boşanmak olduğunu söylemek doğru bir ifade olmasa da kendi otoritesini Papa'yla paylaşmak istememesi de önemliydi. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">İngiliz Anglikan Kilisesi ilk olarak 1534 yılında Katoliklikten ayrılsa da Kraliçe Mary 1553’te tahta geçtiğinde Katolikliğe geri döndü. Mary yönetimi altında, birçok Püriten sürgün cezasıyla karşı karşıya kaldı. 1558’de Kraliçe Elizabeth tahta geçti ve Katolik Kilisesi yeniden reddedildi; ancak Püritenler için bu durum yeterince iyi değildi.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1608’de bazı Püritenler İngiltere’den Hollanda’ya göç etmişti. 1620’de ise Mayflower bölgesinde Plymouth Kolonisi’ni kuracakları Amerika’daki Massachusetts’e göç ettiler. 1628 yılında başka bir Püriten grubu Massachusetts Körfezi Kolonisi’ni kurdu. Nihayetinde, Amerika’nın New England bölgesinde yayıldılar ve kendi kendini yöneten yeni kiliseler kurdular. Kiliseye tam anlamıyla üye olabilmek için Tanrı ile aralarındaki kişisel ilişkileri ifade etmek zorundaydılar; zira, kolonilere, yalnızca ‘tanrısal’ bir yaşam tarzı sergileyenlerin katılmasına izin veriliyordu.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">İngiltere’de kalan Püritenler ise artan hoşnutsuzlukları nedeniyle isyan etti ve sonuç olarak, belirli dini uygulamaları içeren yasalara uymayı reddettikleri için yargılandılar. Bu etken, 1642’de kısmen dini özgürlükler konusunda bir mücadelenin sürdüğü ‘Parlamenterler’ ve ‘Kraliyetçiler’ arasındaki İngiliz İç Savaşı’nın da patlak vermesine yol açacaktı. Oliver Cromwell liderliğinde bu savaştan galip çıksalar da Püritenlerin etkileri gitgide azalacak ve İngiliz Kilisesi’nin etkisi altında güçlerini yitireceklerdi.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">1600’lerin sonlarında ABD’nin Salem gibi bölgelerinde yaşanan ‘cadı avları’, Püritenlerin dini ve ahlaki inançları tarafından yönlendirildi. Ancak 17. yüzyıl içerisinde Püritenlerin ABD’deki kültürel gücü de yavaş yavaş azaldı. İlk nesil göçmenler öldükçe, çocukları ve torunları kiliseyle daha az bağlantılı hale geldi. 1689 yılına gelindiğinde, New Englandlıların çoğunluğu kendilerini Püriten yerine Protestan olarak görüyordu; bununlar birlikte, birçoğu Katolikliğe keskin bir şekilde karşıydı.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">Amerika’daki dini hareket, sonunda birçok gruba (Quakerlar, Baptistler, Methodistler vb) ayrıldıkça, Püritenizm bir dinden çok bir yaşam felsefesine dönüştü. Özgüven, ahlaki sağlamlık, azim, siyasete mesafeli durma ve sade yaşama odaklanma gibi ögeleri temel alan bir yaşam biçimi haline geldi. Bu inançlar yavaş yavaş, ‘New England zihniyeti’ olarak adlandırılan, kısmen laik bir yaşam tarzına da zemin hazırladı.</span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">DÜNÜ ANLAYAMADAN BUGÜNLERİ YORUMLAYAMAZ, GELECEĞE DE HAZIRLANAMAYIZ. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">DÜN BUGÜNLERİN AYNASIDIR. </span><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">YARINLARIN YOL HARİTASIDIR. </span><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;">FEHMİ DEMİRBAĞ KASIM 2023</span><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"> </span><br /><br />FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-6570601293055199572023-10-23T05:34:00.001-07:002023-10-23T05:34:15.633-07:00<p><span style="font-size: x-large;"> <span style="background-color: white; color: #050505; font-family: inherit; white-space-collapse: preserve;">TARİH SIR SAKLAMAYI BECEREMEZ</span></span></p><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sabredenler için bir şey paylaşacağım.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Okumayı becerenler için.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hazır mısınız?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;"><span style="font-family: inherit;"><a style="color: #385898; cursor: pointer; font-family: inherit;" tabindex="-1"></a></span>BATIYI TANIMAK</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">24 yaşındaki, Güney Afrika Cumhuriyeti Cape Town Üniversitesi öğrencisi Nkosinathi Nkomo</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">üniversite harcını ödemekte zorlanıyordu ve ufak tefek bazı işler yaparak geçimini sağlıyordu.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu arada, oldukça uygun koşullarda, kirli suyu arıtma yolu/metodu buldu ve bunu bir su arıtma şirketine bildirdi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Çok kısa bir süre sonra, Nkosinathi yüksek bir binanın üst katından yere düşerek öldü.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Polis "olayda kasıt olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığı"mı bildirerek olayı kapattı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir kaç ay sonra, o şirket piyasaya Nkosinathi'nin metodunun hemen aynısı olan yeni bir su arıtma cihazı sürdü ve büyük ciro, kar elde etti.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Afrikalıların, Hintlilerin, Arapların, Türklerin, Kızılderililerin, Aborjinlerin, müslümanların özgüvenini yerine getirecek her girişim behemahal engellenmelidir ve engellenir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yoksa, batılıların üstünlüğü imajı zarar görür. Doğrudan veya dolaylı olarak sömürdükleri/yönettikleri bu ülkelerdeki halk "yahu biz de normal insanız, batılıların aşağı kalır yanımız yok" diye düşünür. Onca emek boşa gider.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Adamlar Ay'a gidiyor; biz nelerle uğraşıyoruz" teranesi güme gider.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Bizden adam olmaz, kırmızı ışıkta durmuyor; yerlere çöp atıyor, sümüğümüzü kolumuza sürüyoruz" demekten vazgeçeriz.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">100 yıldır, sadece kötü yönlerimiz, eksikliklerimiz, hem de abartılarak, gündeme getirilir ve tekrarlanır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Batılıların kötü yönleri sansürlenir, küçültülür ve unutturulur.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Batıda çocuklara cinsel tecavüz bizdekiden 50 kat fazladır; ama bizde 500 kat fazla gündeme getirildiğinden biz dünyanın en ahlaksız toplumu olduğumuza inandırılız.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hırsızlıkta birinci İsrail, ikinci İrlanda, 3. Belçika'dır. Ama, bunu kimse bilemez. Kimse söylemez ki zaten.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bizde eğitim yerlerdedir. Halbuki ABD'de yerin de altındadır. İlkokul öğretmenlerinin yarısı öğretmen değil, berber, çiftçi, garson, peyzajcıdır. Yokluktan, öğretmen olarak çalıştırılmaktadır. İlkokul 4.sınıf öğrencilerinin %47'si okuyamıyor ve yazamıyor ABD'de.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sadece ilk ve ortaokulların bina tamiratı için 600 milyar dolar gerekli. Ama, 60 milyar dolar dahi tahsis edemiyor devlet.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Gültekin Türkmenoğlu kardeşimizin kalemine sağlık.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hep söylüyorum; batının ne mal olduğunu da kendi milli benliğimizi de tanımak bilmek zorundayız.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu bilgi kirliliği ruhların zehirlenmelerine neden oluyor. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Vesselam...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Konuyu açalım mı, biraz?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sabırla okumaya devam edin lütfen!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bütün Dünya Yahudi merkezli İngiliz Püriten Mezhebi'nin etkisi ve kontrolü altındadır. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Püritenler, kendilerini Eski Ahit'e öylesine kaptırmışlardı ki, Amerika'ya New England (Yeni İngiltere) yerine New Israel (Yeni Israil) adını vereceklerdi.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Puritenizm Amerika'nın kuruluşunda böylesine önemli rol oynayıp, "Amerikan ruhunu şekillendirirken", bu ülkeye "yahudici / yahudi sempatizani" (judaizer) misyonunu da yükledi elbet. Püritenlik, daha sonra gelişen tüm Amerikan protestanlığını da etkisi altına almıştır.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Püritenler, Yeni Dünya'ya Muharref Tevrat'in içerdiği vahset boyutunu da getirmişlerdir. DeğiştirilmişTevrat, yahudilerin, Filistin'i sözde haksız olarak gasp etmis Kenan halkına karşı girişecekleri savaşta uygulamaları gereken bazı vahşet emirleri içerir. Bu vahşet emirleri, geçmis yıllarda Israil ordusu tarafindan Filistinliler'e karşı uygulanmıştır. Kendilerine rehber olarak Tevrat'ı kabul etmiş olan Püritenler de, Amerika topraklarından uyguladıkları vahşetler için Tevrat emirlerini referans kabul etmişlerdir. Noam Chomsky, (Yıl 501: İşgal Sürüyor) adlı kitabında Amerikan yerlilerinin Kristof Kolomb'la başlayan baskı ve "etnik temizlik" dolu tarihine el atıyor. Püritenlerin, Amerikayı "Vaadedilmis Toprak" olarak gördüklerini, üzerindeki Kızılderilileri de "Kenan Halkı" saydıklarını bildirdikten sonra, Püriten vahşetini söyle anlatıyor:</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"New England'daki ilk büyük soykırım hareketlerinden biri, 1637'de Pequot Kızılderilileri'nin yok edilmesiydi. Sömürgeci Püritenlerin, uyguladıklari bu vahşeti göklere çıkaran resmi açkklamaları ise şöyleydi: 'Yeryüzü cennetinde Tanrı'nin istemediıi bu Pequot yerlileri temizlendi. Öyle ki, sükürler olsun, artık Pequot ismi taşıyan kimse kalmadı.' </div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bugün, 'Tanrı'nin izni altında' yurduna bağlılık yemini eden her Amerikan çocuğu, aslında, bu katliamı uygulayan Püritenlerin taşıdığı retoriği ve Eski Ahit'ten (Tevrat) kaynaklanan düşünceyi ödünç almaktadır. Püritenlerin Eski Ahit'ten aldıkları düşünce ise şudur: 'Bilinçli bir biçimde, Tanrı'nın seçilmis halkına ait olan Vaadedilmis Topraklar'daki Kenan halkın yok etmek'.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Buraya kadar bir giriş yapmış olalım. Olayı nereye bağlayacağımı birazdan anlayacaksınız.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tüm Evrenin dört element ve bu elementlerin birleşimiyle yaratıldığı söylenir. Bu dört element dört temel enerjiyi sembolize eder ve evrenden Dünya’mıza kadar her şey bu dört elementin farklı şekilleriyle meydana gelmiştir. Bu dört temel enerji; ateş, hava, su ve toprak olarak geçmektedir.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ateş elementi hem bir yön'ü hem de bir baş meleği temsil eder; Güney yönü ve Mikail'i.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hava elementi Doğu yönünü ve İsrafil meleği...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Su elementi Batı'yı...Meleklerden Cebrail'i.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Toprak elementi ise Kuzey'i işaret ederken meleklerden de Uriel'i. Yani Azrail'i. </div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu dört elementi kontrol eden ve tamamlayan beşinci bir element olarakta ruh veya eter-esir geçmektedir. Evrensel düzende bunu incelersek evrendeki “ki” enerjisi ruh, yıldızlar ateş, gezegenler toprak ve kara delik ve diğer cisimler havayı sembolize eder. Bu sadece evren için geçerli değildir.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ağaç örneğini vermek gerekirse, ağaçlar topraktan aldıkları mineralleri, yine topraktan aldıkları su ile bütünleştirir ve güneş ışığı ve karbondioksit ile besin sağlarlar. Mineraller toprak, kullandıkları su su elementi, güneş ışığı ateş ve karbondioksit havadır. Lakin bir ağacın “yaşıyor” olması o ağaçta bulunan beşinci elemen olan “ruh” sayesindedir. Aynı şekilde insan vücudu içinde dört element şu şekilde sembolize edilir; Kan ateştir, beden topraktır, duygular sudur, nefesimiz havadır ve beşinci öz ise ruhumuzdur, dört elementin enerji devinimine olanak veren asıl kaynak.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Buradan gelelim tekrardan Yahudi inancının hayata olan yansımasına. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Dört Kutsal Şehir, Yahudi geleneğinde Kudüs, El Halil, Tiberya ve Safed'in dördüne birden verilen genel isimdir. 16. yüzyıl'dan beri Filistin'in kutsallığı, başta gömü olmak üzere, bu dört şehre yayılmıştır.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">MÖ 10. yüzyılda, Davud tarafından Kudüs, Kutsal Tapınağın yeri olarak belirlendiği zaman ruhani merkez olan bu şehir Yahudiliğin en kutsal şehri oldu. Kutsal Tapınak'ta kurban için sürekli ateş yandığından bu şehir ateş elementiyle bağdaştırılır.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">El Halil, ilk Yahudiler olarak kabul edilen İbrahim, Sare, İshak, Rebeka, Yakup ve Lea'nın mezarlıkları burada bulunduğu için ikinci en kutsal şehirdir. Ayrıca bu topraklar, Yahudi halkı için satın alınan iki topraktan biridir (El Halil, İbrahim tarafından Hititlerden, Kudüs de Davud tarafından Yebusilerden satın alınmıştı). Tarihsel olarak Hebron, Davud'un ilk başkentidir. Yahudi atalarının bu şehirde gömülü olması sebebiyle El Halil toprak elementiyle bağdaştırılır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Safed, özellikle 1492'de İspanya'dan kovulan Yahudilerin akınına uğramasıyla Kabala'nın merkezi haline geldi. Yahudiliğin ruhani ve mistik branşından dolayı hava elementiyle bağdaştırılır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tiberya, hem Kudüs Talmudu'nun derlendiği yer olduğundan hem de Masoretlere ev sahipliği yaptığından önem taşır. Fakat, bu şehrin kutsal sayılmasının ana sebeplerinden biri, hahamların 18. ve 19. yüzyılda Tiberya'yı eğitim merkezi haline getirmesidir. Yahudi geleneğine göre kurtuluş Tiberya'dan başlayacak ve Sanhedrin burada tekrar kurulacaktır. Mesih'in Tiberya Gölü'nden yükseleceğine inanıldığı için bu şehir su elementiyle bağdaştırılır.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yani Yahudi inancını herşeye sirayet ettirmiştir. Şehirlere de.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Misal Fas'ın Mavi Şehir olarak bilinen meşhur yerine bir göz gezdirelim. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İncil'de Yahudiler'e hitaben "Söyleyin İsrailoğullarına, giysilerinin kenarlarına içinden mavi iplik geçen püsküller taksınlar!" ibaresi gereği Yahudiler kendilerine Tanrıyı ve Cenneti hatırlatan mavi püskülleri kıyafetlerine takmaya başlamışlardır. 1930 lu yıllarda İspanya'dan göçüp Fas'ın Şafşavan (Chefchauen) şehrine yerleşen Yahudiler aynı zamanda oturdukları evleri de Mavi'ye boyamaya başlamışlardır. Şimdilerde Yahudi nüfus kalmamasına rağmen şehir bu davranışı geleneğe dönüştürmüş, şehir turistler ve fotoğrafçılar için bir cazibe merkezi olmuştur.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">KUDÜS' LE BİRLİKTE TÜM KUTSALLARIMIZ İŞGAL ALTINDA!</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">6 Aralık 1917...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kaybederiz Filistin'i.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İşgal Kuvvetleri konutanlarından General Alanby tekmeler Selahaddin'in sandukasını. "Kalk koca Selahaddin! Biz yine geldik! der. Savaşmadan Filistin'i terkeden komutanımız ise Pera Palas'ta aynı general ile ve ortadoğuyu cetvelleyip yeni haritalara bölen Gertrude Bell ile kurulacak yeni devletin özelliklerinin talimatlarını alır. Weizman yüzyılın başlarında ve ortasında kurulan iki ayrı yahudi devletinden bahseder sonraları. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Venilezesosun oğlu'da Osman Gazi'nin sandukasını yakar-yıkar; "intikamımızı almaya geldik" nidalarıyla. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ki biz ciddiye almasak ta 7 haziran seçimleri sonrası İtalyan basını manşetler atar, son bin yılın Eyyubisini durdurduk diye, reisten için.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Biz de nacizane yırtınır dururuz bir kaç yıldır: 2017 yi işaret ederek... Filistin'in işgalinin 100. yılını işaret etmişimdir. Ya Yavuz Sultan Selim'in Kudüsün fethi olayını...Ya Selahattin'i...ya da deyip biz bir senaryo yazdık. Bir de roman...Düşmanının silahıyla silahlan düsturuyla...Lobi yapalım...kamuoyu oluşturalım...bilgilendirelim diye...Lakin hiçbir abdestli kapitaliste konunun önemini arzedemedik. Komisyon gündemli hiçbir yetkiliye konunun önemini anlatamadık.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Şimdi salın gözyaşlarını, atın sloganları. Kudüs 100 yıldır işgal altında. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sanki ilkkez işgal ediliyorcasına tuhafcıktan şaşıralım.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yahudi imalatlı alet edavatlarımızla lanetleyelim yahudiyi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Rahatlayalım, gazımızı çıkaralım.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">6 Aralık 2017...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Trump Kudüsü İsrailin başkenti ilan etti. Ki çoktan Amerikan kongresi bu kararı çıkartmıştı. Aynı kongresi Ermeni soykırımını da tanımıştı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kahrolsun Amerika desek te...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Es geçiyoruz...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tanrıyı kıyamete zorlamaya çalışan siyonistleri ve evangelik hritiyanları. Püriten İngilizlerden kimin haberi var ki? Kraliçenin islamcıları ne dersiniz bu hususa?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kudüs işgal altında da sanki Kabe değil!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sanki İstanbul değil...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kuran işgal altında...Akıllar gönüller...Kimin umurunda?...Biz dünyevileştikçe...leşleşmeye devam edeceğiz, kim farkında!?</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mescid-i aksa...kanımız da aksa, illa mescid-i aksa!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">süleyman da asa,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">güvelenmiş,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">şüphe salan,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">üçharfliler,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">mescid inşaasında,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">gayba kefil sanılanlar,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">eceliyle peygamberin,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">hükümsüz kaldılar!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">aldananlar,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">binlerce yıl,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">yine de,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">yalana inandılar!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">yetimlerin efendisi,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">rabbiyle,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">randevuda!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">isra ve miraç,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">münafığa harç!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ve kutsal kılındı,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">beyt-ül makdis!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kimine arz-ı mevud!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ah! Davud!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">duvarı mabedin,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ağlama duvarı,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kan ağlatanların!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">burak duvarıda,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">o duvarın gölgesinde kaldı,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">filistin!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ve bitmez kin,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">filizlendi,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kan verdi, ateş,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ve ateşleri söndü ocakların!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">bana,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">mekke demen,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kudüs ve istanbul,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">bir de el-hamra!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kiminde çizmeler,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kiminde kültürel işgaller!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">varlığımın dört elementi,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">boynumda,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">iblisin kementi!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">soluğum kesilir,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">kendimden geçerim!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">hasretindir,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">yaşama nedenim!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ilk kıblem!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">mescid-i aksa,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">miraç sebebim,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">sen mapusken,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">yaşamayı neyleyim!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Aksa...kanım damarlarımdan,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">nil olur,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">fırat olur,</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">sevdalara akarım!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">sen benim...imanım!</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Gelelim Amerikanyaya...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">AMERİKANYA</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yıl 1786 idi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İlk defa, ABD bandıralı bir gemi Osmanlı limanlarından birine yanaştı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Adı “Grand Türk” idi…</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İçine taşıdığı yolcular ise, Anadolu’ya ekilmek üzere gönderilen ilk nifak tohumları olan misyonerlerdi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İlk önce İzmir ve çevresine yuvalandılar.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Türk devletinin geniş hoşgörüsünden (aslında gafletinden) yararlandılar!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Anadolu’da birçok misyoner okulu açtılar. Okullarına öğrenci olarak da daha çok Bulgarları, Ermenileri, Rumları, İngilizleri, Yahudileri ve Kürtleri aldılar!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yeni kiliseler kurdular etrafında cemaatler oluşturdular, Matbaalar kurdular ve maalesef bu milletin aleyhinde binlerce kitap, dergi vb. basmak suretiyle kararlı bir şekilde faaliyetlerine devam ettiler!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">1863 yılına gelindiğinde bu matbaalarda Ermenice, Rumca, Bulgarca, İbranice, Kürtçe ve Türkçe olmak üzere basılan kitap sayısı 160.000’i aşmaktaydı. 1900 yılına gelindiğinde ise sadece Anadolu’da (İstanbul dâhil) 400’ü aşkın okulda 17.500 civarında öğrenci okutmaktaydılar.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Daha doğrusu, nifak tohumlarını bu öğrencileri zehirlemek suretiyle ekmekteydiler!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir karşılaştırma yapabilmek açısından aynı dönemdeki Türk okullarının sayılarını da vermek gerekmektedir. 1913-1914 yıllarında sadece Anadolu değil, bütün İmparatorluk dâhilindeki Sultaniye ve İdadilerin sayısı 63 ve buralarda okutulan öğrenci sayısı ise sadece 6.800 civarında idi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Osmanlı devleti, 1869’dan itibaren her türlü yabancı okulu yakından izlemeye başlayınca, gözdağı vermek için Osmanlı karasularına ABD savaş gemilerinin gönderilmesini dahi gündeme getirdiler!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Çünkü dönemin ABD Başkanı Theodore Roosevelt’e göre dünyada herkesten önce ezilmesi gereken bir Türk gücü vardı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Zaten misyonerlere verilmiş olan talimatta da öz olarak başka bir şey denilmiyordu. Misyonerleri Anadolu’ya gönderen güç, onlara verdiği talimatta: “Bir fetih savaşına girmiş askerler olduğunuzu unutmayın. Ve her ne kadar mücadele manevi alanda, kafanın kafayla, kalbin kalple mücadelesi ise de ve sizin silahınız Tanrı’nın inayeti ile güçlendirilmiş manevi bir silahsa da Napolyon’un askeri girişimleri kadar araştırma, bilgi ve düşünmeye ihtiyaç gösterir. Bu mukaddes ve vaat edilmiş topraklar silahsız bir Haçlı Seferi’yle geri alınacaktır” denilmekte idi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yani, “Grand Türk”’ün yolcuları aslında; “Büyük Türk”ü “Küçük Türk” yapabilmek için gelmişlerdi…</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Fehmi Demirbağ</div></div>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-61692428739024706842023-10-20T13:09:00.002-07:002023-10-20T13:09:18.663-07:00<h1 style="text-align: left;"><span style="font-size: x-large;"> <span style="background-color: white; color: #050505; font-family: inherit; white-space-collapse: preserve;">ALGILATILIYORSUNUZ</span></span></h1><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Filistin dramı 1917'den beri yaşanılıyor.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Son Gazze soykırım teşebbüsü ile de bir yandan siyonist İsrail'e ve ağababalarına lanetler yağdırılırken dünyanın tüm vicdanlı insanlarınca diğer yandan çaresizlik yürekleri kavurmakta. Çare adına akla ilk gelense Yahudi mallarına boykot. Anlık olarak doğal bir refleks. Haklılık payıda var bu tavrın. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Malum batının ve siyonizmin en önemli gücü markalarında. İnsanlığın gündelik yaşamlarına egemen olmuş ürünlerinde.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;"><span style="font-family: inherit;"><a style="color: #385898; cursor: pointer; font-family: inherit;" tabindex="-1"></a></span>Markalaşma eylemi ise algı oluşturmakla başlar. Önce çocuklara elbette.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu gerçeklikle biz de kendi çocuklarımızı kendi değerlerimizle yetiştirelim diye yıllar önce çizgi roman okulları oluşturmaya başladık. İstedik ki kendi sanatçılarımızı yetiştirelim. Kültürel yozlaşmaya dikkat çekelim ve bu uğurda mücadele edelim.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bugünün günleri gün olur dün olur.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hayat devam eder bir şekilde.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yarınlara uzanır gideriz bir şekilde. Bugünlerin kafasıyla da yarınlarımız bugünümüzden farklı olmaz. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Neden çizgi roman merkezli bir düşüncenin içindeyiz, müsaadenizle onu anlatmak istiyorum.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">1989 yılı...Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır.Türkiye’ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü marka aldığı sonuçla şoka girer. Bekledikleri gibi olmaz. Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez. Dükkanlar kapatılır. Geri dönülür.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">1991 yılı. Murakami-Wolf-Swenson Productions’ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür. Yapımcı şirket Türkiye’deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder. Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10’udur. Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal.Yayınlanmaya başlar. Çizgi film Türkiye’de de çok tutulur. Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">1994 yılına gelindiğinde çizgi film dizisi milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar.Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez.Talep gitgide artar. Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açılır. Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş ederler. Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar meselesi haline gelir.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Türk mutfağının alışılagelmiş lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelmiştir.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tesadüfen (!) pizza talebini patlatan bu çizgifilmi çoktan tahmin ettiniz değil mi? Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”! O pizza zincirini de tahmin ediyorsunuzdur, onu da burada söylemeyelim.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Şimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk izleyenler 30’larına geldi. İlk jenerasyon genç evli, yeni nesil aile oldu. Onlardan sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite öğrencisi, ya yurtta ya da öğrenci evinde kalıyor. İlk jenerasyondaki evliler evde yemek pişirmek yerine sık sık şöyle diyor : “Pizza mı söylesek?” Bir sonraki jenerasyon da yurt öğrenci evlerine neredeyse her akşam pizza sipariş ediyor.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İşte algılarımız böyle yönetiliyor. 20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor. Bizim eğlenceli diye izlediğimiz masum çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerden ibaret. Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu sadece bir örnekti. Her Amerikan filminde Apple bilgisayarların görünmesi bugünkü Apple çılgınlığının temeliydi. Her filmde sabah işe giderken elinde Starbucks kahve ile koşturuyor olması bugün bir kahveye 70 lira ödüyor olmamızın nedeni. Afrika’da ayağında ayakkabı olmadığı için pet şişe bağlayan Afrikalı gençlerin elinde içine su doldurulmuş Coca-Cola kutularıyla gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını düşünmeleri de yıllardır Coca-Cola’nın yaptığı “MUTLULUK” reklamlarının sonucu. Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyor işte, başka bir şey değil.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Biz belki hatırlamayız ama büyüklerimizin, babalarımızın hayranı olduğu Western (Vahşi batı) filmlerindeki karizmatik kovboyu. O kovboyun ağzındaki Marlboro sigarayı babalarımız bugün hala bırakabilmiş değil. Etkiye bakar mısınız? İşte bu yüzden unutmayalım; Bize sunulan görüntülerin, ürün reklamlarının, aile yapımızı bozan film ve dizilerin % 99’u bir amaca hizmet ediyor, Algı yönetimi yada bilinçaltına kayıt operasyonu. Aradan zaman geçtikçe tüm bunlar hayatımızın içine birer birer girerek hayatımızın bir parçası haline geliyor. Bu nedenle inanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce birkaç defa düşünmemiz gerekiyor.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” diyordu Malcolm X, Uyanık olmayana pizzayı da hamburgeri de yedirirler, kolayı da içirirler, mallarını da bir güzel satar üzerine bir de Philps Morris sigara yaktırırlar…</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sonra da Afiyet olsun! derler.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Diren Gazze der geçeriz biz de!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Acılarınızı paylaşırız onların soayal medya ağlarında.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">"Yıkılasın İsrail, sana devlet diyenin yüzüne tüküreyim!"</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Oysa...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tükürüğümüzde boğuluyoruz.</div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space-collapse: preserve;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Fehmi Demirbağ</div></div>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-27066568424391025812023-07-29T07:42:00.000-07:002023-07-29T07:42:05.610-07:00<p style="text-align: center;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcOrSxTtdpIs2zOvGEExOc1NfSJ4zVcHnEvflrQ4l8TCDSt1WYMElKopuy75rA5p0Q0Jk-x36re3QPSGEbnRouMUOskQ0E0LeGSFAucKyQ3HFGgyP1Wotrw6oiZfHs5bIU4eWphpIePJuUIhiapM-EAAxXP5XF8-FXopoiDrBFGLC78eOhF8yIYTG3DqHE/s660/osmanl%C4%B1-yetimler-yurdu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="481" data-original-width="660" height="335" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcOrSxTtdpIs2zOvGEExOc1NfSJ4zVcHnEvflrQ4l8TCDSt1WYMElKopuy75rA5p0Q0Jk-x36re3QPSGEbnRouMUOskQ0E0LeGSFAucKyQ3HFGgyP1Wotrw6oiZfHs5bIU4eWphpIePJuUIhiapM-EAAxXP5XF8-FXopoiDrBFGLC78eOhF8yIYTG3DqHE/w460-h335/osmanl%C4%B1-yetimler-yurdu.jpg" width="460" /></a></div><br /> -BİR ONBEŞLİLER HİKAYESİDİR-<p></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: center;"><span style="color: #0b5394; font-size: large;">MAVİ
PELERİNLİ VATANSIZ</span><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Osmanlı
Devleti için süreç adeta ateşten bir zaman dilimidir. Yıllardır süren toprak
kayıpları, isyanlar, savaşlar, ekonomik bunalımlarla koca devlet baş etmeye
çalışırken, bütün benliğiyle bu kötü gidişata dur demeye çalışan, bu uğurda
çalışırken şehâdeti göze alan pek çok evladı vardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Halil 15
yaşlarında bir gençtir. Minyon tipiyle de yaşıtlarından daha küçük görünür.
Memleketi Tokat’ın bir köyünde anasıyla bir başlarına geçim derdindedirler.
Babası Yemen’de şehid olmuştur. Köy ise adeta boşalmış gibidir. Bir de sözlüsü
vardır Halil’in. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">O
gençliğinin baharındayken “Yedi Düvel” denilen canavar devletin boynuna
dişlerini geçirmiş, Çanakkale’de devleti Osmanlı can çekişmektedir. Hal
böyleyken hele bir de devlet askeri mükellefiyet kanunuyla seferberlik ilan
edilmişken cepheden geri kalmak olur mu? Tüyü bitmemiş gençler bu seferberlikle
gönüllü olarak yola revan olurlar. Halil aklı annesinde ve sözlüsünde olduğu
halde kısa sürede cephede bulur kendini. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gelibolu’dadır.
Gelecek belirsiz ve karanlık dolu günler kapıdadır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Cephede
yaşıtı nice cengaver vatan evladı, an be an toprağın altını yurt edinir genç
yaşında korkusuzca. Halil cephede bulunmasından kısa bir süre sonra bir
şarapnel parçasıyla yaralanır. Kendisi gibi binlerce gazi gibi tedavisi için
İstanbul’a gönderilir. Cephede çadırlar, revirler yetmez binlerce yaralıyı
tedavi için. İstanbul’da selatin camiler bile revire dönüştürülmüştür.
Yaralarının tedavisi için hasta yatağına acılar içinde yatan Mehmetçiğin o
halde bile akılları taburlarındadır. Bir an önce şifa bulup taburlarına dönmeyi
isterler. Taburcu olmak deyimi yerleşir bütün gazilerin diline. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Sol
ayağında bir araz kalmıştır Halil’in. Aksamasına rağmen cephede yerini alır.
Bir süre sonra bir mektup ulaşır askerlik şubesinden. Okudukları kurşun yarasından
beter eder genç adamı. Anacığını Ermeni komitacılar-eşkiyalar öldürmüş,
sözlüsünü de kaçırmışlardır. Can evinden vurulan Halil hayata küser adeta. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir süre
sonra Çanakkale cephesindeki savaş bitmiş ordular dağıtılmıştır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dünya’da
bir başına kalan Halil’in artık memlekete dönecek takati de kalmamıştır.
İstanbul’a dönen bir grup askere katılır. Gidecek bir yeri olmadığından
İstanbul’un sokaklarında yaşamaya başlar. Sokaklarda kendisi gibi nice yetim,
kimsesiz çocuk bulunmaktadır. Dar-ül eytamlar barındırdıkları çocuklara yetemez
hale gelmişlerdir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Pera, Kule
ve Galata gümrüğü civarında hayata tutunmaya çalışır bir grup çocukla. Açlık,
yokluk, hastalık peşini bırakmaz çocukların. İttihad Terakki hükümeti bu
çaresizliğe kendince bir çare aramaktadır. Türk Alman Derneği başkanı </span><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">gazeteci Ernst
Jäckh’in teklifiyle Alman hükümetiyle bir anlaşma yapılır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu anlaşma gereğince yetim çocuklar Almanya’ya
gönderilecek, meslek edinmeleri sağlanacaktır. Böylelikle masrafları da hükümet
bütçesinden tasarruf edilecektir. Oysa hayatın gerçekliği bu yetim çocukların
orada ucuz işgücüne dönüşmesine sebep olur. Madenler ve ağır işler bu mecalsiz
çocukların kas gücünü bekler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Halil sokakları paylaştığı çocuklarla
hayata tutunmaya çalışırken Karaköy gümrüğünde hamallık yapan Musa ile tanışır,
Zenci Musa ile. Musa bu küçük çocuklara hamilik yapmaya çalışır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Musa Hicazdayken tanıştığı komutanı
Ahmet Vefik Paşa’dan Halil ve arkadaşlarını da Almanya’ya gönderilecek
çocukların arasına katmasını ister. Halil özellikle on yaşlarındaki Osman’dan
ayrılmak istemez. Beş kişilik bu çocuk grubu 1917 yılının Nisan ayında Sirkeci
garından bir yük katarına doldurulan 314 çocuğun arasındadırlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>10 günlük yorucu bir yolculuktan sonra
Berlin’de yepyeni bir hayat beklemektedir çocukları. </span><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Çocuklar <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>başlarında mavi bir serpuş omuzlarında yine
mavi bir pelerinle inerler istasyona.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Almanya’ya zirai alanlarda çırak olarak çalışmaya gelen bu
çocuklar, Osmanlı’nın yetim çocukları idi. Darü’leytamlarda her geçen gün
sayısı artan 1.Dünya Savaşı sırasında şehit düşen vatan evlatlarının çocukları
idi onlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Madenlerde ve zirai alanlarda çalıştırılmak için Almanya’ya
gönderilen, Avrupai pelerinler ve kepler giydirilmiş yetimlerimiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Gönüllü olan ancak gittikleri yerde maden ocaklarında
çalışacaklarından haberi olmayan,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">En küçüğü 7 en büyükleri ise 15-16 yaşlarındaki bu çocukların
Almanya’ya gönüllü gittiği söyleniyordu ancak muhtemelen oraya vardıklarında üç
yıl ücretsiz çalışıp, dördüncü sene maaş almaya başlayacaklarından haberleri
yoktu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Çocukların sağlık, beslenme, kıyafet, hijyen sorunları vardı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Dil bilmiyorlardı, Çocukların tavrı da bir sorundu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Yöneticiler çalışmak istemediklerini, kaçtıklarını, kavga
ettiklerini söylüyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Neden savaşın ortasında yetimlerin Almanya’ya gönderilmesine
karar verilmişti? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Osmanlı açısından iyi eğitilmiş, iş becerisi olan işçi yetişmesi
ve ülkeye dönüp sanayileşmeye katkı sunması olarak, Almanya açısından ise
işgücü eksiğini karşılaması olarak açıklanıyordu...<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Ama Osmanlı açısından ekonomik açıklama yeterli değil. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Almanların da tek dürtüsü ekonomik değil, yarı sömürgeci bir
dürtüydü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Osmanlı Devleti’nin Dar’üleytamlara iaşe vermekte zorlandığı bir
dönemde yetim çocukların Almanya’ya gönderilmesi bir çare olarak ortaya
atılmıştı. Fakat bazı şeyler istenildiği gibi gitmemişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Zirai alanlarda çalışan Alman ustaların değil daha çok
madenlerde çalışan Alman ustaların yanına verilmişti Osmanlı’nın yetim
çocukları. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Madenlerdeki şartların ağırlığı, çocukların hastalanıp ölmesine
neden oluyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Yemeklerdeki kültürel farklılık, çocukların en çok zorlandığı
konuların başında geliyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Domuz etinin ucuzluğu nedeni ile Alman ustaların sık tükettiği
domuz çorbalarına Osmanlı’nın kara bahtlı yetimleri el sürmüyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Ekmekle karınlarını doyurmaya çalışıyorlardı. Tuvaletlerde
taharet musluğunun olmaması da çocukları zorlayan bir diğer faktördü. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Şartların ağırlığı, yetersiz beslenme, kıyafetlerin kifayetsiz
olması gibi nedenlerden dolayı birçok çocuk hastalanıp ölüyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Fırsatını bulanlar, kaçıp Berlin sokaklarında başıboş
dolaşıyorlardı. Fakat Alman polisi çocukları yakalayıp tekrar Alman ustalara
teslim ediyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Bunun bu şekilde yürümeyeceği anlaşılınca bir kısım çocuk,
trenlerle İstanbul’a geri yollanmış bir kısmı da yaban ellerde yitip gitmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Gurbet ellerde anasız, babasız ve vatansız bırakılmış bu
çocuklar bu topraklarda yaşanmış ya da yaşatılmış bir acı olarak kaldı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Çocuklar Almanya’nın değişik şehirlerine dağıtıldılar. Halil ve
Osman ve bir grup çocuk daha<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bir sanayi
şehri olan Magdeburg şehrine gittiler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Halil bir küçük atölyeye yerleştirildi Osman’la birlikte.
Osman’a hamilik yapmak hayatta kalabilmek adına tek güdüsüydü. Bir küçük
çiftlik evinde kalıyorlar oranın her türlü işlerini görüyorlardı. Başka Alman
yetim çocuklarda vardı çiftlikte. Anna ismindeki yaşıtı kız sözlüsünü
hatırlatıyordu. Onun varlığı da ona adeta umut veriyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Osman oraya yerleştiklerinden bir yıl sonra hastalanarak vefat
etti. Bu süreçte Halil ile Anna’nın yakınlıkları olmasa hayat daha da acımasız
olacaktı.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-size: 12pt;">Diğer çocukların şaşkınlık ve perişanlıkları hergeçen gün büyük
huzursuzluklara neden oluyordu.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: #050505; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Çocuklardan </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">kimi
doğrudan şehbenderliğe gidip çeşitli şikayetlerini sıralayarak yurda geri
dönmek istiyordu. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ancak işlerini bırakıp
büyük şehirlerde, özellikle Berlin’de </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTScriptBook-Identity-H;">takılan </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">çocukların
bütün zamanlarını kahve köşelerinde serserilikle ve sefalet içinde geçirdiği
yazılıp çiziliyordu. Doğru dürüst Almanca bile öğrenmemişler, sefahat alemi
içinde ahlaki değerlerini yitirmişler, zührevi hastalıklara yakalanmışlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Savaş Almanların ve
Osmanlıların umduğu gibi İttifak Devletleri’nin zaferiyle sonuçlanmamıştı.
İttihatçı liderler ortadan kaybolurken, DTV (Alman Türk Derneği) Almanya’daki
yetimlerle ilgili ne yapacağına bir müddet karar verememişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Ancak 1919 ortalarında
Osmanlı uyrukluları geri götürecek </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTScriptBook-Identity-H;">Akdeniz</span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;"> ve </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTScriptBook-Identity-H;">Gülcemal
</span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">vapurlarına,
askerler, diplomatik görevliler ve talebelerle birlikte onların da binmesine
karar<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">verilmişti.</span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Halil Osmanlı uyrukların geri çağrıldığını duymuş, ancak işinden
ve hayatından memnun olduğu için gitmek istememişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Üstelik bu sıralarda kendi
gibi yetim olan Anna Höhnow’la nişanlanmıştı. Birkaç yıl sonra evlenmek
istediklerinde işler biraz karışmıştı. Halil’in doğum belgesine ihtiyaç
duymuşlardı. Belgeyi konsolosluktan temin etmek mümkündü, ancak Halil İstiklal
Harbi’nde savaşmadığı gerekçesiyle yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkardığı 1312
sayılı Kanun’a göre vatandaşlıktan atılmıştı. Henüz Alman vatandaşı da olmadığı
için </span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTScriptBook-Identity-H;">heimatlos
(vatansız)</span><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">statüsündeydi. Savaş Halil’i
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yetim bırakmış, Osmanlı yönetimi başından
savmış, Cumhuriyet rejimi vatansız yapmıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Halil <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>her şeye rağmen mutlu ve istisnai bir örnekti.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Böylesi uzun mesafeli ve
geniş çaplı bir sevkiyatın bu boyutta bir organizasyon eksikliğiyle yapılmış
olması, yetimlerin Almanya’daki yaşam koşulları konusunda büyük bir kaygı
duyulmadığı, çocukların gönderilmiş olmak için gönderildiğini düşündürüyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Osmanlı darüleytamlarında
“boğaz tokluğuna” çalışan hatırı sayılır miktarda işgücü bulunuyordu, ancak çocukların
ürettikleri, tükettiklerini karşılayacak boyutta değildi. Yetimleri bütün
masraflarını üstlenmeyi kabul eden Alman tarafına teslim etmek, çok sayıda
“boğazın azalması”, dolayısıyla eldeki kaynakların daha fazla üretim
yapılmamasına karşın çoğalması demek olacaktı. Bu yetimler adeta Almanya’ya
evlatlık olarak verilmişlerdi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;"><o:p> </o:p></span><span style="font-size: 12pt;">Halil bu sürede Almanca
öğrenmiş, hatta teknikerlik okuluna da gitmişti. Anna’yla olan
evliliklerinden</span><span style="font-size: 12pt;"> </span><span style="font-size: 12pt;">çocukları da olmuştu.
Alman vatandaşlığına geçtiğinde ismi artık Holffman’dı.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Çalıştığı fabrika
Türkiye’de bir fabrika inşa edecekti. Memleketi Turhal’da bir şeker fabrikası.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">9 ayda biten fabrikanın
inşasında bulunmak üzere Türkiye’ye gelir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Osmanlı yıkılmış, yeni bir
devlet kurulmuştur. Ancak memleketinin camilerinden ezan sesleri yükselmez.
Halil anlam veremez bu duruma. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Almanya’ya geri döndüğünde
kafası allak bullaktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Bir süre sonra çıkan 2.
Dünya savaşında yine askerdir. Bu kez Alman üniformasıyla. Aksayan bacağı
yüzünden sıcak çatışmalarda yer almaz ama teknikerliği sebebiyle Alman Leopold
tanklarının yapımında çalışır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Savaştan sonra Türkiye’den
gelen bir öğrenciyle yine tanklar üzerinde çalışır. Bu genç mühendisle
(Necmettin Erbakan) olan sohbetleri aradığı bir çok sorunun cevap bulmasına
neden olur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Artık yaşı 61 olmuştur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;">Yine Berlin
istasyonundadır. Bu kez Türkiye’den gelen işçileri karşılayan kafilenin
arasındadır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;"><span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="color: black; font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: MatrixTTBook-Identity-H;"><span style="mso-spacerun: yes;">FEHMİ DEMİRBAĞ</span></span></p>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-90099018369832447492023-07-29T07:03:00.004-07:002023-07-29T07:03:47.887-07:00<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7z0SobCOFXjFX1rd8le3RT_9qzQulv1Lg8UM1rQdQBv456UALinckfhByst1gAIm5-NNwD4LhP5yzSbwaIk6sKHsfOCKdR_8PhChcbvjjXpi6jTcWJywViy0gKcw4WJIXf76zaNM3q7gJ4eU0FmrBzlx1MPchbDehbrRlfZ164vSqTV0t4xmjLs3CpLDf/s716/thumbs_b_c_40d021d0f0eddefb13869ce4254d44d5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="486" data-original-width="716" height="294" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7z0SobCOFXjFX1rd8le3RT_9qzQulv1Lg8UM1rQdQBv456UALinckfhByst1gAIm5-NNwD4LhP5yzSbwaIk6sKHsfOCKdR_8PhChcbvjjXpi6jTcWJywViy0gKcw4WJIXf76zaNM3q7gJ4eU0FmrBzlx1MPchbDehbrRlfZ164vSqTV0t4xmjLs3CpLDf/w434-h294/thumbs_b_c_40d021d0f0eddefb13869ce4254d44d5.jpg" width="434" /></a></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"> -BİR YAPAY ZEKA ÇAĞI HİKAYESİDİR-</div><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-size: large;">DİJİMOTHER
VE YAVRUSU MENDO</span><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">İstanbul’un ara
sokaklarından geçip gider seksen model bir minübüs. Fonda dönemin arabesk
şarkıları… Şoför desen adeta Çiçek Abbas filminin Şakir’i. Minübüsün tek
yolcusu 9 yaşlarındaki Mendo’dur. Bir de hostes bulunmaktadır yolcu olarak
minübüste. Mendo okuldan dönmektedir. Yani minübüs Mendo’nun okul servisidir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir süre
sonra minübüs 80 katlı bir kaç<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>gökdelenin bulunduğu sitenin önünde durur. Şoför “Geldik efendim” diye
seslendiğinde Mendo elinde çekmiş olduğu tesbihi kolej montunun cebine koyar.
Okul çantasını omzuna atar. Hostes Mendo’yu araçtan indirir ve sitenin
güvenliğine teslim eder.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir başka
görevli gelir Mendo’yu nizamiye kapısından alır, binanın asansör kapısına kadar
ona eşlik eder. Asansör açıldığında bir başka görevli ile de Mendo’nun asansör
yolculuğu başlar. Hoparlörden minübüsteki arabesk müzik devam etmektedir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Nihayet
yolculuk biter. Mendo artık oturdukları dairenin kapsındadır. Ses, parmak izi,
retina kontrolü gibi ayrı ayrı güvenlik aşamalarından sonra çantasından
çıkardığı klasik bir anahtarla kapıyı açar. İçeri girdiğinde attığı her adımla
otomatik yanan ışıklar kendini takip eder. Bir ses karşılar kendisini. “Hoş
geldiniz beyefendi. Dersleriniz nasıl geçti? Umarım her şey gönlünüzce
geçmiştir.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Evin her
yanı elektronik, dijital eşyalarla donanılmıştır; hani akıllı ev kabilinden.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Çantasını
çalışma odasına bırakır. Bir ses; “Küçük bey okuldan yeni geldiniz. Biraz
dinlenin, yemeğinizi yeyin…Unutmayınız yarına hazırlamanız gereken bir ev
ödeviniz bulunmaktadır. Yapmayı unutmayınız!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Banyoya
girer. Bir ses; “Küçük bey! Bugün okulda tam şu kadar kalori harcamışsınız.
Okulda koşturup şu kadar terlemişsiniz. Vücudunuzda ölü hücre birikimi oluşmuş.
10 mg şampuanla 3.5 litre su harcayarak temizlenmelisiniz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Banyo sonrası masaj koltuğuna oturmalı, kan
dolaşımını da düzene koymalısınız!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Elini yüzünü
yıkar Mendo, kurulandıktan sonra da mutfağa yönelir. “Daha sonra yıkanırım
Dijimother, belki yatmadan önce!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yine bir
ses; “Küçük bey mevsimsel kriterleri de göz önünde bulunduracak olursak bugün
için damak zevkinize uygun bir akşam yemeği menüsü hazırlıyorum. 30 dakikaya
kadar hazır olur.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo bir
koltuğa uzanır. “Dijimother, annemi bağla lütfen!” Seslendiği evin yapay zekası
bilgisayardır. Koltuğun tam karşısındaki büyük ekran açılır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Oğlum! Ben
de seni arayacaktım. Nasıl geçti günün? Derslerin nasıl?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Ekrandaki
görüntü Mendo’nun annesi Merve Hanımdır. Kendisi işi icabı bir süreliğine yurt
dışındadır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ne zaman
dönüyorsun anne. Seni çok özledim.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ben de seni
özledim Mendo. Dijimotherine komut vereyim de sana biraz sevgi hormonun için
tabletlerine element eklesin. Biraz durulursun. Çok kısa zamanda da yanında
olacağım.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Uzun bir
telefon görüşmesi değildi hasret içindeki ana oğul için. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Dijimother
yemeğe beş kala beni uyandır mısın?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Sonra da
sıza kaldı koltukta Mendo. Bir süre sonra gözlerini açtığında başında dikili
duran hizmetçileri Lili’yi gördü. Uzakdoğuluydu o. Ama Uzakdoğu’nun
neresindendi işte onu tam<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bilemiyordu,
Çinli miydi, Filipinli miydi? Çokta önemli değildi, sevecen ve becerikli bir
hizmetli olması yeterliydi onun için. Mendo bir yandan gözlerini ovuşturmakta
diğer yandan da<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>uyurken üzerini örten
Lili’ye kulak vermeye çalışıyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Usulca
kalkıverdi koltuktan. Sonra mutfak masasına yöneldi. Tabağına baktı. Rengarenk
tabletler bir düzen içinde tabağına dizilmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Lili
“Biliyorsun şu sarılar mineraller, maviler vitaminler, kırmızılar proteinler…”
diye konuşurken sözcünü kesti. Mendo “Nolur Lili, yemek isimleriyle söyle şunları.
Sarı ezo gelin çorba, mavi zeytinyağlı dolma, kırmızı tavuk şinitzel diye…Bu
haplar iştahımı kaçırıyor Lili”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Hap değil
yemek onlar!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Lili
Mendo’nun yanında askıda duran serumu bir yandan da koluna bağlamaya
çalışıyordu. “Tatlı olarak C vitamini…Pardon Portakallı Pankek <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>alacaksın yemek sonrası.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Yemeğimi
yerken TV de biraz çizgi film izleyebilir miyim?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Henüz çizgi film
yeni başlamıştı ki Mendo’nun cep telefonu çaldı. Arayan okuldan arkadaşı Pi314’tü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Tam
zamanında aradın Pi” dedikten sonra bilinmeyen bir dilde konuşmalarına devam
ettiler. “İyi ki bu dili geliştirdik aramızda. Dijimother programında olmadığı
için ne konuştuğumuzu anlamıyor. Korkarım yalnız, uzun sürmez…Dilimizi
çözebilir. Bu hafta değişiklikler yapalım. “<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Pi “Ara
demiştin aradım.” Mendo “Tam zamanında…Lütfen bana dışarıdan bir Adana Kebap
söyler misin? Yanında da acılı şalgam…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Arkadaşların
telefon konuşmasına Lili şaşkınca bakıyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Dijimother,
çocuklar hangi dilde konuştular söyler misin?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yapay zekanın
cevabını beklemeden gülümseyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı, Mendo. “Benim ders
çalışmam lazım.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Çalışma
odasına geçen Mendo masasındaki bilgisayarını komutla açtı. Ödev hazırlama diye
bir yazılımı devreye soktu yine ses komutuyla.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Bay
bilgisayar. Ödevimin konusu “Türk tarihinin son 70 yılı. Ne yapmamı önerirsin?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Mendo bu
konuyu 7 ayrı bölümde çalışabiliriz. !950 yılından başlayalım derim. Her 10
yılı ayrı ayrı dosyalandıralım. Ama önce bir tavsiyede bulunayım. Sana
vereceğim bilgiler internet ortamındaki bilgilerden ibaret olacaktır. Bu konuda
öncelikli olarak dedenden yardım almanı öneririm.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo içerde
bulunan Lili’ye seslendi. “Dedem uyuyor mu?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Hayır!”
cevabı üzerine dublex olan evin alt katına yöneldi. “Dede, dede!” diye
sesleniyordu bir yandan da.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Tekerlekli
sandalye’de bitkisel bir durumda olan dede’nin yalnızca yüzünde canlılık
alameti vardı. Bir de dikkat çeken sağ kolundaki kırmızı saatti. Onun dışındaki
her şey donuktu.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Gözlerindeki şefkat dolu bakışlarla karşıladı
torununu. Cevabını ise hemen sandalyesinin önündeki ekrana bağlı bilgisayarla
verdi ihtiyar. “Hoş geldin. Bir selam sabah yok mu? Hah hah ha!” Dijital sesin
çıkardığı kahkaha bile sevgi doluydu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Dede dersim
var. Bana yardımcı olur musun?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">O sırada
evin zili çaldı. Bu gelen vermiş olan siparişi getiren olmalıydı. Kapının
açılmasıyla yukarıdan gelen gürültüyle ürktü, Mendo. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Dedenin
odasındaki Dijimother’in kumanda merkezine yöneldi. Bir koltuğa oturdu.
Yukarıdan gelen gürültü Lili’nin zor durumda olduğunu gösteriyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Dijimother,
lütfen bana döğüş programı yükle. Sadece rakibi etkisiz hale getirecek formatta
olsun lütfen!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Üç dakikalık
bir bekleyişten sonra kafasındaki kaskı çıkardı. Soluk alma sürecinde de
kendini bir anda üst katta buldu Mendo. Ortalık darmadağınıktı. Üç yabancı
iriyarı kişi evlerindeydiler. Bunlardan biri yerde baygındı; Lili onu
haklamıştı. Diğer ikisi ise Lili’yi alt etmenin derdindeydiler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo adeta
bir profesyonel bir döğüşçü gibiydi, Lili’nin yardımına yetişmişti. Kısa süre
sonra evin salonunda baygın durumda üç adam sere serpe yatıyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ne
yapacağız bunları?” diye sordu Mendo. “Polis çağıralım!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Polis
olmaz!” dedi Lili.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Önce
hafızalarını silelim. Burayı, buraya neden geldiklerini unutturalım.” Sonra da
her birinin başına geçirdiği kaskla sırasıyla işleme tabi tuttu yabancıları.
Bir yandan da düşünüyordu: “Kim bunlar? Kim gönderdi bunları? Neden
gönderdiler?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Asansöre
kadar taşıdı adamları Lili yaptığı işlemden sonra. Zemin düğmesine bastıktan
sonra da yabancıları yolcu etti. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bakıcı Lili
ve Mendo tam kapıyı kapatmak üzerelerken bir ses “Kebap siparişi sizin miydi?”
diye seslendi.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo’da
iştah kalmamıştı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Olayın
şokunu atlattıktan sonra alt kata dedesinin yanına indi. Dedesi ayakta
kendisini karşıladı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Dede! Sen,
sen…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Evet Mendo!
Gelen insanlarla senin ödevin arasında bir bağlantı var.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Lili’de
yanlarına inmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Size bunu
açıklayacağım. Ama önce buradan uzaklaşmamız lazım!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: red; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo’yla
Lili dışarı çıkmak için hazırlıklarını yaparlarken dede telefona sarılmıştı.
Birilerine heyecanla talimat veriyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“10 dakikaya
garajda olun!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Kısa süre
sonra garaja indiklerinde kendilerini bekleyen Togg marka arabayı çalışır halde
buldular. Şoför makamında Mendo’nun servis şoförü oturmaktadır; Orhan. Bir de
servis hostesi; Şükran. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Araç gökdelenin
otoparkından kısa sürede ayrılır ve İstanbul dışına doğru yola çıkar. Yavuz
Selim köprüsü üzerinden yolculuk Anadolu’yadır. Aracın bagajına yerleştirilmiş
değişik tasarımlardaki bavullarda merak uyandırmaktadır. Dede kim bilir neler
doldurmuştur bavullara; Akif Dede. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: red; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir süre
sonra Togg şarz olmak için bir istasyonda mola verir. Yolcularda dinlenmek ve
ihtiyaçlarını gidermek için lokantaya doğru yol alırlar. Mendo gruptan ayrılıp
tuvalete doğru yönelirken cep telefonu çalar. Arayan okuldan arkadaşı Pi314’tü.
O ülkenin en önemli yazılım mühendislerinden birinin oğluydu. Adam oğluna böyle
bir ismi uygun görmüştü. Sanırım matematiğin sihirli rakamı Pi sayısına izafen böyle
bir ismi seçmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Naptın,
yedin mi kebabı?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ne kebabı?
Ayvayı yedik Pi!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Hayrdır!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ben de ne
olduğunu anlamadım ki? Evimizi kötü adamlar bastı. Biz de orayı terk ettik.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Şimdi
neredesiniz?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Bilmiyorum.
Dedemle birlikte yoldayız.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Senin deden
engelli değil miydi?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Çok uzun
uzun anlatmam lazım. Şimdi sırası değil. Müsait olunca ben seni ararım.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Meraklandım
şimdi. Kısaca anlatsan…Nerdesiniz peki, nereye gidiyorsunuz?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Kapatmalıyım…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo
tuvalet ihtiyacını gördükten sonra ekibin yanına döndü. Akif Dede konuşmadan
bakışlarıyla torununa gecikmesinin nedenini sordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Şey…Dede
arkadaşım aradı da…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Elindeki
telefonu dedesine göstermesiyle dedenin telefonu torunundan hışımla alması bir
oldu. Telefonu açtı, içinden sim kartı çıkardı. Ayaklarının altına alarak da
kırdı telefonu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ben evden
çıkmazdan önce herkesin telefonunu toplamıştım. Kim verdi bu telefonu sana?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Dün
arkadaşım Pi hediye etmişti dede.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Başka ne
zaman konuştunuz telefonda?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Sadece bir
kez? O da eve yabancılar gelmezden önce? Kebap söylemiştim.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Durum
anlaşıldı” diye söylendi. “Demek Dijimother’i böyle atlattın? Peki arkadaşınla
hangi lisanda konuştunuz ki dijimother konuştuklarınızı çözememiş.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Pi’le yakın
zamandır kimsenin bilmediği bir dili çalışıyorduk. İkimizin arasında özeldi.
Pi’de babasından öğrenmiş bu dili.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif Dede
öfkesini bastırmaya çalışıyordu. Kendince söylendi. “Herşeyi kontrol altına
aldığımı sanıyordum. Yanılmışım. Mendo’nun okul arkadaşlarını gözden
kaçırmışım. Çocuktur deyip geçmişim…Hay Allah!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Ekibe
seslendi. “Haydi yemeklerinizi bitirin, yola çıkıyoruz.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Herkesin
önündeki tabaklarda rengarenk tabletler bulunuyordu; üçer-beşer. Yalnızca
Akif’in önündeki tabakta henüz bitirmiş olduğu kurufasülye ve pilavdan arta kalanlar
vardı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Hemencecik
arabaya bindiler. Arabanın yönünü şoför geldikleri yöne çevirdi. Bir süre
geldikleri yöne doğru yol aldılar. O esnada bir helikopterin kendilerini
yukarıdan takip ettiklerini fark ettiler. Helikopter araçlarına kadar
alçalmıştı. Ta ki yolcularımız bir yan yola çevirdiler arabanın istikametini.
Ormanlık bir alanda <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>birkaç saat yol
aldılar. Peşlerindeki helikopter izlerini kaybetmişti. Yol her bir kilometrede
engebeli bir hal alıyordu. Nihayet önlerine akıntısı yoğun bir dere geldi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Orhan
“Efendim, hesaplamalarıma göre dereyi geçebiliriz diye düşünüyorum.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif “O
halde ne bekliyorsun, sür arabayı…Çok oyalandık. Bir an önce varacağımız yere
ulaşmalıyız.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Ancak…Araçta
ağırlık var!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Aynı anda
Şükran ve Lily “Biz ineriz” dediler. “Aracın arkasına bir halat bağlayalım.
Sonra biz tutunarak karşıya geçebiliriz.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Dedikleri
gibi de oldu. Araç ve içindekiler zorla da olsa karşıya geçmeyi başardılar.
Lily öncelikli olarak bir ucu araca bağlı diğer ucu derenin karşısındaki ağaca
bağlı halata tutunarak karşıya geçmeyi zorda olsa başardı. Ancak Şükran ne
yazık ki başaramadı karşıya geçmeyi. Halattan kayıverdi elleri ve azgın sulara
kapılarak kısa sürede gözden kayboldu. Şükran suya düştüğünde garip bir şekilde
cızırtıların çıktığı da fark edilmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: red; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yapabilecekleri
bir şey yoktu. Yollarına devam etmeliydiler; menzilini yalnızca Akif’in bildiği
yola. Bazen ana yola çıkıyor, istasyonlarda arabalarını şarz ediyor tekrar
arayollarda kayboluyorlardı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir süre
sonra sık ağaçların arasında önlerine çıkan bir engel sonrası araba durdu.
Orhan eline aldığı kumandaya dokundu. Önlerindeki sarmaşıklarla örtülü yükselti
aralanmaya başladı. Burası bir garajdı. İçeri arabayla girmelerinden sonra
garajın kapısı açıldığı gibi yavaşça kapandı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif önce
indi arabadan. Arabanın bagajına yöneldi. “Herkes insin arabadan ve bagajı
boşaltalım. Yolumuz henüz bitmedi.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Şükran’a
geri dönelim. Akıntıda suya bata çıka uzunca bir süre yol aldı. Ta ki suyun
iyice seviyesinin düştüğü bir yerde takatsiz bedeni sahile vurmuştu. Üzerinden
hafifte olsa dumanlar yükseliyordu.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İki
el uzandı, kollarından suyun dışına sürükleyerek bir toprak yükseltisinin
üzerine bedenini bırakıverdiler. Hitler bıyıklı, fötr şapkalı biri eğildi
üzerine baktı. Yüzünü evirip çevirdikten sonra yanındaki karanlık dipli iriyarı
adamlara seslendi. “Arabaya götürün.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yolcular
yüklerini yüklenmiş vaziyette mağara gibi bir alanda yürümeye başladılar. Onlar
yürüdükçe önlerinde sensörlerle komutlanan aydınlatmalar yolda yürümelerini
kolaylaştırıyordu. Taş basamaklardan çıktılar. Nefes nefese kalan Akif’ten
başka kimsede yorgunluk belirtisi görülmüyordu. Nihayet adeta ışıktan bir
perdenin önünde durdular. Hemen yanı başındaki mini bilgisayarın başına geçti
Akif. Önce seslendi “Right has come, wrong has been wasted!” Perdenin
kalktığını mavi ışığın kaybolmasından anlayabilirdiniz. Nihayet dar
koridorlardan, basamaklı yollardan geçtikten sonra yine ışıklı bir kapıyı atlattıktan
sonra büyük bir kapının önünde buldular kendilerini. Eskilerin kale kapılarına
benziyordu. Kapının gıcırdayarak açılmasıyla yolcular gün ışığına
kavuşmuşlardı. Ama gün batmak üzereydi. Yüksek bir tepedeydiler. Baskın ağaç
kümelerine rağmen ötelerden bir kulübenin ışığı fark ediliyordu. Ateşböceğinin
ışığı kadar cılız olsa da havanın alacalığı kulübeyi fark ettiriyordu. Anlaşılan
hedef orasıydı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Onca yol hiç
konuşulmadan kat edildi. Beklenen an gelmişti. İşte kapının önündeydiler. Akif
kapıyı tıklattı. İçerden bir ses duyuldu. “Kim o!” Cevabı beklemeden de kapı
aralandı. Loş ışık kapıyı açan adamın suratını yalıyordu. Kapıyı açan kişi
tıpkı Akif Dede’ye benziyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Vakit tamam
mı yani” dedi ihtiyar adam. Sonra buyur etti kapıdakileri içeri. Eşyaları içeri
taşımalarına yardım etti. Kapı kapandığında bir Akif soluk soluğa bir koltuğa
adeta yığılıverdi. “Biraz su ver bana” diyebildi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Dışarıdan gelen ışık kulübenin içinde hüzmeler
halinde adeta dolaşıyordu. Yerden kalkan toz zerreleri odaya esrarengiz bir hal
veriyordu. Akif akşamdan oturduğu koltuğa yığılıp kalmış orada uyuyakalmıştı.
Onun dışındakiler de her biri bir köşede adeta kalakalmışlardı. Akif’in ikizi
ayaktaydı yalnızca. Diğerleri de uyumaksızın gözleri açık şekilde
sessizliklerini koruyorlardı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir süre
sonra Akif’in gözlerinin aralandığını fark eden oda sakinleri hareketlenmeye
başladılar. Mendo dedesinin yanına sokuldu. “Dede annemi aramalıyım. O şimdi
bizi merak eder” dedi sessizce. “Tamam, ararız” diye geçiştirdi Akif torununu.
O esnada Lili odanın bir köşesinde yer alan mutfaktan küçük bir tepside
hazırladığı kahvaltı tepsisini salonun ortasındaki masaya bıraktı. “Efendim
kahvaltınız hazır.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif
kahvaltısını atıştırırken ikizine seslendi. “Kahvaltıdan sonra ikimiz biraz
dışarıda dolaşalım Adnan” dedi. Mendo araya girdi. “Annemle…” Akif torununun
sözünü kesti. “Ararız dedik”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Orhan,
Şükran…Sizler görevinizin başına”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Başüstüne
efendim!” <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Adnan’la
Akif <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>henüz kulübeden uzaklaşmamışlardı
ki koşturarak arkalarından Mendo yanlarına geldi. “Dede ben de gelebilir miyim
sizinle?” Akif “Geldin zaten torun” dedi gülümseyerek. “Ama az ötemizden yürü.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo seke
seke ihtiyarlardan uzaklaştı. Akif Adnan’a bakınarak konuşmaya başladı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Bundan
yıllar önce İstanbul’da öğrenciydim. İstanbul koca şehir. Bense Anadolu’nun
ücra köşesinden gelmiş uyum göstermeye çalışıyordum İstanbul’a. Vefa’da bir
öğrenci yurdunda kalıyordum. Memleketten mahalle camimizin imamı referans
olmuştu bu yurtta kalmam için. O zamanlar üniversiteler anarşi olaylarından
dolayı karışık. Sağ sol olayları bütün anne babaları uykusuz bırakıyor. Her
anne baba evladından alacağı bir acı haberin endişesi içerisinde. Onun için bir
çok aile çocuklarını gurbete okumaya göndermiyor. Kısa sürede uyum göstermeye
başladım ortama. Yurtta genelde muhafazakar ailelerin çocukları kalıyor. Ben de
onlarla birlikte hareket etmeye çalışıyordum. Lütfen dikkatle dinle beni.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Not almamı
ya da söylediklerinizi kayıt almamı ister misiniz?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Evet!
Söylediklerimi harfiyen kaydet. Bana bir şey olursa da bu söylediklerimi
insanlarla paylaş, herkes bütün gerçekleri bilsin istiyorum.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo
ihtiyarların önünde eline aldığı küçük bir dal parçasıyla birlikte mutlu bir
şekilde koşuşturuyordu. Elindeki sopayı sanki elinde bir kılıç varmışçasına
hayali düşmanlarla belki de canavarlarla dövüşüyordu. “Alın size, alın!” Patika
yolun kenarından nazlıca akan derenin şırıltısı eşlik ediyordu Mendo’nun
bağırtılarına. Bir de bir şarkı tutturmuştu; “Yıldızlarda kayar durmaz yerinde,
söner güzelliğin kalmaz yerinde…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir yandan
torununa gülümseyerek bakıyor diğer yandan da konuşmasını sürdürüyordu Akif.
“Derken, bir gün tüm dünyanın tanıdığı meşhur ağırsiklet boks şampiyonu ve
henüz Müslüman olan Amerikalı Muhammed Ali ülkemizi bir günlüğüne ziyaret
edecekti. Aynı zamanda bir bilim insanı olan siyasetçi Necmettin Erbakan’la
buluşacaktı Sultanahmet Meydanında. Bir miting düzenleniyordu. Biz de gençler
olarak oradaydık, meydan hıncahınç dolmuştu. Sonradan öğrendiğimize göre</span><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> <span style="background: white; color: #212529;">Ali,
havalimanında kendisini karşılamaya gelen ABD Başkonsolosu’nun elini sıkmamıştı.“Siz
bize orada zulmediyorsunuz…Buraya gelince Müslümanların içerisinde bize iltifat
ediyorsunuz” demişti. Mitinge yurt ve okul arkadaşım Kemal Sevi ile
katılmıştık. Orada da okulda bizden bir dönem üstte okuyan Özdemir Bayraktar
ile karşılaştık. Üçümüzün dostluğu uzun yıllar devam etti. Her üçümüzün de ilgi
alanı elektronik üzerineydi.”<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Mendo’nun
sesiyle konuşmasını yarım bırakmak zorunda kaldı Akif. Mendo canhıraş bir
şekilde bağırıyordu. “Dede koş hemen buraya!” Kendisi ortalıkta gözükmüyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İki
ihtiyar derenin yamacına inmiş Mendo’ya yukarıdan bakındılar. O ise eliyle bir
şeyi işaret ediyor “Yardım etmeliyiz” diye bağırıyordu. Mendo’nun işaret ettiği
şeye odaklandılar. Gördükleri ayağından yaralanmış bir kurt yavrusuydu. Dört
aylık olabilirdi. Hayvan o kadar halsiz düşmüş ki yanına yaklaşan insanlara
tepki verememişti. Akif hayvanın yanına eğildi. “Sakin ol Mendo. Bir şeyi yok.
Yalnızca ayağı incinmiş ve bir kayaya sıkışmış. Aç kalmış olmalı. Onun için de
halsiz düşmüş.” <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir
eliyle hayvanı eliyle incelerken Adnan’a seslendi. “Telsizle kulübeyi ara.
Orhan ATV’yi alsın buraya gelsin. Yanına da ilk yardım malzemelerinden alsın.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“İyileşecek
mi dede?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kısa
sürede aracın gürültüsüyla yanlarındaydı. Hayvanı aracın arkasında nazikçe
bıraktılar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Haydi
torun, siz Orhan Bey’le kulübeye dönün. Biz arkanızdan geliyoruz. Hayvana
yiyecek bir şeyler verin. Fazla yaklaşmayın, ısırtmayın kendinizi.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Araç
geldiği gibi gürültüsüyle uzaklaştı oradan. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Konuşmamız
yarım kaldı Adnan.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Dilerseniz
sonra devam ederiz.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Hayır.
Fazla zamanımız kalmadı. Belki birkaç gün…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kulübeye
doğru ağır adımlarını yönlendirdiklerinde iki ihtiyar konuşmalarına da <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kaldıkları yerden devam ediyorlardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Henüz
Mendo’nun yaşlarındaydım. Daha sonra asılacak olan başbakan Menderes dönemiydi.
Ülke istibdat döneminden henüz çıkmıştı. Devrim yasalarıyla millet canından
bezdirilmişti. Üstüne bir de cihan harbi söz konusuydu. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Savaş sonrası dünya iki kutba ayrılmıştı.
Amerika diğer ülke insanlarını yanına alabilmek için yardımlar yapıyordu. İşte
yardım alan ülkelerden biriydi ülkemiz. Hiç unutamadığım da süt tozu
yardımıydı. Teneke kutusuyla elime tutuşturmuşlardı eve götürmem için. Rahmetli
babam allem kalem bunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Öyle ya ahırımızda
beslediğimiz birkaç inek, birkaç koyun, bir iki de keçi vardı. Biz sütümüzü
onlardan tedarik ediyorduk. Bu sütün tozu da neydi? Hatta birazını sulandırıp
köpeğimiz Sağır’ın önüne koyduk. Hayvan yememişti. Biz nasıl tüketecektik bu
yardımı?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Adnan
tasayla başını salladı. “Zor zamanlar yaşamışsınız Akif Bey.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Evet…Anlattığım
her şeyi kaydet. Daha fazlasını dijital ajandamda bulacaksın. Bu söylediklerimi
benden sonra insanlarla paylaş…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kulübenin
kapısından içeri girdiklerinde ilk fark ettikleri kendine gelmeye başlayan kurt
yavrusu oldu. Mendo sevinçle karşıladı iki ihtiyarı. “Bakın, köpeğim kendine
geldi. Yaşayacak değil mi dede?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif
torununun başını okşadı. “Elbette…Ama o bir köpek değil, bir kurt. Dikkat
etmelisin, o evcilleştirilemez. İyileşsin, tabiata tekrar salarız.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Mendo
bir anda hem sevindi, hem üzüldü. Köpeği iyileşecekti ama ondan ayrılacaktı.
Bunu düşünmek istemediğinden hemen köpeğinin yanı başına gitti. Ürkerek başına
dokundu. Lili’ye seslendi. “Yemesi için bir şeyler daha hazırlar mısın? Ama
tablet olmasın lütfen.” Lili gülümsedi. “Elimizdeki et konservelerinden birini
açarım. Arif beye yetecek kadar gıda var. Ona burada ayıracak yeterli gıdamız
yok. Bir süre sonra onu tekrar ormana salmalısın. Onu aç bırakmak istemezsin
değil mi?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif
torununa şefkatle seslendi. “Dilersen ona bir isim verebilirsin.” Gözleri
faltaşı gibi açıldı Mendo’nun bu teklif üzerine. Öyle ya o onun köpeğiydi;
pardon kurduydu. Onun bir ismi olmalıydı. “Alaca desek” dedi, hayvanın
renginden dolayı. Bozkurt mu demeliydi yoksa? Neden olmasın? Torununun isme
takıldığını gören Akif “Bir teklifte bulunabilir miyim?” Torununun cevabını
beklemeden “Tarkan” dedi. “Çocukken okumaktan keyif aldığım bir çizgi roman
vardı. Onunda adı Tarkan’dı. Tarkan’ın da bir kurtu vardı. İsmi de yoktu
hayvanın. Üzülürdüm ben de…Eğer bir hayvanın varsa bir adı olmalı. O günlerin
adına bu dostumuzun adı Tarkan olsun.” Mendo bu teklifi kabul etmiş olmalı ki
ses çıkarmadı dedesinin teklifine. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif
salonun bir köşesine beraberlerinde getirdikleri eşyaları Adnan ve Orhan’ın
yardımıyla taşıdı. Bavulundan, çantasından çıkardığı aletlerle bir köşe
oluşturuyordu. Elektronik parçalar, kumanda devreleri, ekranlar, klavyelerle
bir kumanda merkezi oluşmaya başlamıştı. Herşeyi hazırladıktan sonra önündeki
ekranın başlatma tuşuna bastı. Ekran açıldığında “Hoş geldin Dijimother” dedi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Verileri
toparlayabilmem için bana biraz müsaade et Akif Bey” diye cevap verir makine.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif
Adnan’a işaret ederek konuşur. “Biz de karargaha inelim artık.” Salonun bir
başka köşesine geçerler. Akif sağ ayağı ile üç kez sertçe vurur zemine. Bunu
aralıklarla yine üç kez tekrar eder. Altlarındaki zeminde yaklaşık bir
metrakarelik bir boşluk açılır sürgülü kapısıyla. Kapının ardında bir merdiven
bulunmaktadır. “Orhan biz karargaha iniyoruz. Sen etrafa kolaçan ol.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif’le
Adnan merdivenlerden aşağıya doğru kaybolurlarken en son yine Akif’in sesi
duyulur: “</span><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Right has
come, wrong has been wasted!” Bu mahzenin üzerlerine kapanması için ses
komutudur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Merdivenlerin
bitiminde otomatik aydınlanmayla önlerinde uzun ince bir koridor belirir.
Koridor boyunca kocaman camlar sözkonusudur. Her camın arkasında ise yine
kocaman odalar, laboratuarlar bulunmaktadır. Hatta bir de uçak hangarı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Önce sağdaki
ilk odadan içeri girerler. Kocaman cam kapı yine aynı şifreyle açılır. </span><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“</span><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Right has come, wrong has been
wasted!” İçeri girdiklerinde bembeyaz önlükleriyle büyük bir ciddiyetle
işlerine odaklanmış insanlar kimsenin dikkatini bile çekmez. Ama çalışanların
hepsi onlu yaşlarında gençlerden ibarettir. Hepsi de Mendo’ya benzemektedirler.
Kızlar hariç. Onlarda manga tipli çocuklardı. Bir yetkili yaklaşır yanlarına.
“Hoşgeldiniz efendim” der usulca. On yaşlarındadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Adnan,
buraları kurmak kolay olmadı. Ben ömrümü verdim bunun için. Ne mücadeleler
verdim bunun için. Ama ne yazık ki işin sonuna gelmiş durumdayız. Yıllarca
sakladım bu çalışmaları ondan. “<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“O kim
efendim?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Kemal
Sevi…Anlatacağım…Bütün bilgileri, anlatacaklarımı not al…Paylaş sonra bizden
sonra gelecek nesillere…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yetkiliye
döner. “Çalışmalarımız nasıl gidiyor?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Göstereyim
efendim” der yetkili ve en yakındaki çalışma masasının yanına davet eder
Akif’i. Masada çalışan küçük kız çocuğuna “Sin2071” programını gösterir misin
arkadaşım” der. Çocuk “Efendim en sevdiğiniz sinema filmi hangisidir?” diye
sorar. “Yerli mi, yersiz mi?” diye çocuğu gülümseyerek cevaplar Akif. Sonra da
“Charlie Chaplin’in bir filmi olabilir. Renkli ve seslendirilmiş olsun lütfen.
Oyuncu olarak da…Neyse sen iyisi mi Süperman’i göster. Cüneyt Arkın…Yok
yok…Ferdi Tayfur Süperman olsun.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Birkaç
dakikalık işlemden sonra Akif’in istediği ekrandadır. İzlerler… Çocuk “efendim”
der “İnsan unsurunun dışarıda bırakılarak sanatın daha çok robotik hale
dönüştüğü yapay zekâ çağında sinemanın geleceği açısından kısa bir sunum
yaptık. Ancak asıl çalışmamız şu; sinema arşivinden istifade ederek rüya
tabletleri hazırlıyoruz. İnsanlar görecekleri, görmek isteyecekleri rüyaları
kendileri tercih edebilecekler. Bunun için vatandaşlık kredileri açacağız
onlara. “<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif
dalgındır. “Bütün bunlar harikulade. Ancak fıtrata müdahaleye karşıyım.
Bilimde, teknolojide gelinebilecek bütün gelişmeleri bu yer altı karargahımızda
ortaya koyalım. Ancak insanlık bunun için hazır değil. Sakın buradan dışarıya
bilgi sızıntısı olmasın. Antivirüs programları aralıksız çalışsın.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Adnan
“Biliyorsunuz ki…Siz yaptınız bütün bunları…Burası frekans altı bir dünya. Yani
paralel evren. Dış dünyadan buraya asla bir giriş olamaz. Eğer içeri bir
ajanvirüs sokulmamışsa…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif
yetkiliyle tokalaşır. Oradan ayrılırlar. “Bütün raporları dijimother’e anlık
göndermeye devam edin.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yandaki
salon gıda ve tarım laboratuarıdır. Burada da kalabalık bir çocuk grubu
çalışmaktadır. Herbiri yine Mendo’ya benzemektedirler. Birbirlerinden ancak
üniforma renkleriyle ayrılabilirler. Bir de hepsinin kafalarının arkasındaki
barkot işaretleriyle. Kafaları saçsızdır. Değişik renkte mini kutucuklardan
alınan küçük miktarlardaki tozlar bir mikrodalga fırın gibi bir aletin gözüne
yerleştirilir. Göstergeli kumandalar üzerine girilen birkaç rakamdan sonra
değişik meyvelere dönüşür o tozlar. Bu işlem birkaç değişik meyveler üzerinde
sunumu olarak yapılır Akif’e. Yine bir yetkili çocuk tanıtmaktadır bu bölümü.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Efendim
inekleri küçülttük, tavuk ebadına getirdik. Süt için ağaçlara genetik dna
tranferleri bağlamladık. Musluklar bağladık ağaçlara…Kiraz ağacından kirazlı
süt, kayısı ağacından kayısılı süt elde ediyoruz. Ayrıca aromatik tozlarla
meyveler elde ediyoruz. Bir de gıda tabletlerimiz var. Her yemeğin tadında
aromalarıyla binlerce çeşit…Türk mutfağı, İtalyan mutfağı cebimize girecek
kadar küçüldü…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Bütün
bunlardan kimselerin haberi olmayacak. Çalışmalarınızı sürdürün…Raporlarınızı
ihmal etmeyin…İnsanlık henüz o aşamada değil…” Talimatı kesin ve netti. Akif
çalışmalardan memnun olmalı ki gülümsüyordu. </span><span style="background: white; color: #212529; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">O esnada
yukarıda salonun gözdesi Tarkan biraz daha kendine gelmiş olarak salondakilerin
ilgisine cevap vermeye çalışıyordu. Dili dışarıda halinden memnun gözüküyordu.
Merhamet böyle bir şey olmalıydı, vahşi bir kurdu bile yumuşatmıştı. Mendonun
eli artık rakatlıkla hayvanın yumuşak tüyleri arasında kayboluyordu. O sırada
dış kapı belli belirsiz tıklandı. Sonra ayakla tekmelendi sesin temposu
artarak. Odadakiler pür dikkat kesilmişti. Tarkan havlamaya başladı. Orhan
kapıya yöneldi. Kafasını kapıya eğerek “Kim o” diye seslendi. Dışardan gelen
ses “Şükran” diye cevap verince kapıyı açmak için yeltendi. Kapının açılmasıyla
Şükran bir anda yere yığıldı. Orhan kızı kucakladı. Köşede duran sedirin
üzerine yatırdı. Kızın yanaklarını hafifçe tokatlayarak ismini seslendi.
“Şükran, Şükran…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Lili’ye “Sen
Şükran’la ilgilen” dedi. Dijimotherin yanına geldi. Bir kulaklık takındı başına.
“Efendim yukarı gelmelisiniz” diye Akif Bey’i aradı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif
Adnan’la birlikte karargahtaki gezintisine devam ediyordu. Bir hangar dolusu
uçakla dolu alanda her bir yapıtı tek tek inceliyordu. Yine yanlarında bir
yetkili belirmişti. O da bir çocuktu. O da Mendo gibiydi. Ancak sol kaşının
üzerinde bir yara bandı vardı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Bu uçak
belirli uçuş mesafesine geldiğinde görünmez oluyor efendim. Üzerinde yine
görünmez yüzbinlerce mikrodron taşıyabiliyor. Yine onlarda görünmez
olabiliyorlar. Her biri bir sinek kuşu büyüklüğünde. Ebabil ismindeki bu
uçağımız havada asılı kalabiliyor. Casus uçak efendim…Havada asılı olarak altı
ay kalabiliyor. Çok yüksek mesafede uydu vazifesi de yapabiliyor.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yetkilinin
her bir cümlesi Akif’i memnun etmektedir. “Tamam…Başarılar diliyorum. Baykar’la
temasa geçin lütfen. Selçuk evladımla görüşün.” Sonra bakışlarını çocuğun sol
kaşı üzerindeki yara bandına odakladı. “Bu arada geçen haftaki Teknofest’teki
sunumunuz nasıl geçti? Bu yara bandının festivalle bir ilgisi yoktur umarım.” Çocuk
mahcup bir şekilde “Hallettik efendim” dedi. “Standımızda hayalet uçağımızı
tanıtım için bulunuyorduk. İri yarı birkaç adam etrafımızı çevreledi. Gizliden
silah göstererek bizi standtan ayırmak istediler. Ben uzaklaşmak istemeyince
zorluk çıkarmak zorunda kaldılar. Hepsinin icabına kısa sürede baktım efendim.
Ancak az ötemizde badem bıyıklı yaşlı bir adamın da öfkeden deliye döndüğünü
gördüm.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Badem bıyık
lafı üzerine biran duraladı Akif. “Hayır canım, o değildir. O olamaz” diye
kendince söylendi.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir başka
salona geçtiler. Masmavi bir odaydı. Bomboş masmavi bir oda. Zemin ise
bembeyaz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Buranın işi bitti mi?” dedi
Akif. Adnan “Bir iki eksiğimiz kaldı” dedi. “Dediğimi yapın, yeter.” diye devam
etti Akif. “Zaman yolculuğu yapabilmeliyiz artık. “ Odanın ortasına geldiğinde
üç kez ellerini çırptı. Bütün duvarlardan göstergeli elektronik paneller çıktı
bir anda ortaya. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yavaşça beliren bir
çocuk yanlarında gülümsüyordu. Buranın da yetkilisi bu olmalıydı. Elinde bir
kılıç vardı. “İstanbul’un Fethi’ndeydim efendim. Makinayı test ediyordum.” Akif
kaşlarını çattı. “Aman tarihe müdahale etmeyin. Yalnızca izleyin, notlar alın.
Hem bu kılıçta ne?” “Birazdan yerine bırakırım efendim”dedi mahcup olmuş
şekilde. “Peki yolculuğu geleceğe yapabiliyor muyuz?” diye sordu Akif. “Bu
mümkün değil efendim” dedi çocuk. “Gelecek henüz yaratılmadı!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir başka
odaya geçtiklerinde kapıyı kendilerine tıpkı Akif’e, Adnan’a benzeyen biri
açtı. Hemen de arkalarından sürgüledi çelik kapıyı. “Bütün yeni sürümlerimiz
hazır mı Recep?” diye sordu Akif. O da bir android insan üretim merkeziydi.
Yani ortada bir sürü robot vardı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif “Artık
10 yaş Mendo üretiminin sonuna geldik. Bütün testlerden başarıyla geçti
çocuklar. Bahsettiğim 15 yaş Mendo’nun protipi hazırdır umarım.” Recep başıyla
onayladı Akif’i. “Alâ” dedi Akif’te. Recep az öteden üzeri sarılı bir android
getirdi. Bu yeni Mendo olmalıydı. “Bütün 10 yaş Mendo’ların imhasını
hazırlayın. Yalnızca benim yanımdaki işler halde kalacak.” Recep “Bir ay içinde
söyledikleriniz yerine getirilecektir.” Akif kaşlarını çattı. “Üç gün vaktimiz
var. Belki bir hafta. Harekete geçin hemen.” O esnada Akif’in elindeki
telsizden bir ses duyuldu. “Efendim yukarı gelmelisiniz!” Konuşan Orhan’dı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">*** <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif’le
Adnan yukarı çıktılar alelacele. Şükran’ın halsiz hali endişelendirdi Akif’i.
“N’oldu kızım? Biz senden umudu kesmiştik.” Şükran yorgun sözlerle cevapladı
Akif’i. “Uzunca süre sürüklendim azgın sularda… Bedenim bir sahile vurmuştu.
Orada ne kadar kaldım hatırlamıyorum…Sonra dijimother benimle temasa geçti.
Navigasyon ile buraya ulaştım.” Akif öfkelendi. Dijimother’in, yani kumanda
masasının başına geçti ve ekrana bağırmaya başladı.”Nasıl benden habersiz böyle
bir şey yaparsın!” Bu öfkeli bağırtısı sakince cevapladı Dijimother. “Düşündüm
ki…” Sözünü kesti Akif. “Sen düşünemezsin! Sen karar alamazsın! Sen… Sen…”
“Biliyorum efendim ben yalnızca bir bilgisayarım. Bir yapay zekayım. Efendim
benden<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ne istiyorsa, beni programlayan
benden ne istiyorsa ancak onu yapabilirim…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Akif gardını
düşürdü bu cevap üzerine. Tuhafına gitmişti bu durum. Kendi yaptığı
bilgisayarıyla tartışması aslında komik bir durumdu. En son yıllar önce
karısıyla yaptığı kavgayı hatırladı. Kavganın sebebini hatırlayamadı ama.
Yağmurlu bir gündü net hatırladığı. Çocuğu Menderes’in okuldan çıkış saatiydi.
Menderes Mendo’nun yaşlarındaydı. Mendo ise Menderes’e çok benziyordu. Tıpkı
Şükran’ın eski karısına benzediği gibi.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Gidip onu okuldan almalıydı. Karı koca kavgaya o kadar kaptırmışlardı ki
kendilerini geçen saatin farkına varamamışlardı. Bu süre içinde okul çıkışı
Menderes kimsenin kendini almaya gelmediğinden dolayı yürüyerek eve dönmeyi
tercih etti. Tenha bir sokaktan geçerken nereden çıktığı belli olmayan bir araç
küçük çocuğa çarptığında olanlardan habersiz kavga eden anne babanın bağırtıları
yaşadıkları apartmanın boşluğunda yankılanıyordu. Menderes’in çığlığını ise
kimse duymamıştı. Yağan sağanak yağmur küçük çocuğun akan kanını kaldırım
kenarlarından alıp götürürken daha orada o minik bedeni ne kadar süre
kalacaktı, kimbilir? Küçücük avucundan ayrılan tesbih taneleri ise etrafa
itinasızca dağılıvermişti. Uzaklaşan arabanın dikiz aynasından badem bıyıklı
bir adamın sırıtması ise o anın en can sıkıcı enstantanesi olmuştu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bu vahim
olaydan sonra ayrıldılar karı koca. Akif ise bir daha hiç evlenmedi.
Menderes’ini Mendo olarak hatırladı hep. Karısını çok seviyordu, onu da
unutamadı asla.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Lili’ye
seslendi Akif. “Şükran’la ilgilenin.” Bunca telaşeye rağmen Mendo Tarkan’dan
ilgisini kaybetmemişti. Yakınlıkları her dakika artıyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Sonrasında geceye
sakin kavuştu kulübe. Orhan bir köşede üzerinde Selçuk Bayraktar’ın
fotoğrafının olduğu Times dergisini karıştırıyordu. Adnan elindeki silahının
bakımını yapıyordu. Lili halen Şükran’ın bakımıyla ilgileniyordu. Yaralarını
temizliyordu. Şükran biraz kendine gelmiş bakışlarıyla odadakileri süzüyordu.
Tarkan’ın bakışları da Şükran’ın üzerindeydi. Minik hareketleriyle hırlıyor,
dişlerini çıkarıyordu. Mendo dostunu her defasında sakinleştirmeye çalışıyordu.
“Sakin ol Tarkan, burada kimse sana zarar vermez. Biz senin dostlarınız.”
Akif’de Dijimother’in yanına geçmiş, biraz oyalandıktan sonra kulaklığında
Ferdi Tayfur’un bir şarkısıyla kendinden geçmiş kestirmeye başlamıştı.
“Yıldızlarda kayar, durmaz yerinde…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Ertesi sabah
erken saatlerde, odanın bir köşesinde Akif seccadesine oturmuş sabah namazını
dualıyordu. Mendo dedesinin namazını bitirmesini bekledi. “Dedeciğim Tarkan’la
biraz etrafı dolaşabilir miyiz?” “Tarkan daha kendine gelmedi. Biraz daha
dinlenmeli bence” dedi Akif demesine de Tarkan’da dışarıya çıkmaya hevesli
görünüyordu. Havlamasıyla Mendo’nun isteğini adeta onayladı. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Fazla
uzaklaşmayın” diye<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>izin verdi bu iki
dostun taleplerine. Kapının açılmasıyla iki dostun dışarı koşuşturmaları bir
oldu. Tarkan’ın havlamalarına Mendo’nun bağırtıları eşlik ediyordu. Ormanın tüm
ihtişamı bu iki dostun emrine amadeydi artık. Dere kenarında oyalandılar bir
süre. Ormanın manzarası dostları sanki büyülemişti. Mendo eline aldığı bir dal
parçasını öteye fırlatıyor, Tarkan’da bir köpek gibi geri getiriyordu
kendisine. Gittikleri her yerde küçük çıtırtılarla bir adım onları izliyordu.
Adımlar yaklaştığında Tarkan bir an dikkat kesildi. Kulaklarını dikmiş yaklaşan
tehlikenin tehdidiyle havlamaya başlamıştı. Çalılıkların arasında bir anda
ortaya Şükran çıktı. “Korkma Mendo” dedi. Benim de canım sıkıldı, ormanda
gezintiye çıktım. Arzu edersen birlikte dolaşabiliriz istersen.” Mendo okul
servisi görevlisi Şükrandan neden çekinsin ki? Ama Tarkan huzursuzdu. Mendo onu
sakinleştirmeye çalışıyordu. “Sakin ol Tarkan. O bizim dostumuz.” Ama Tarkan
sahibi Mendo’ya kulak vermiyordu bile. Bir anda Şükran’ın üzerine fırladı.
Altalta, üstüste boğuşmaya başladılar.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Mendo çaresizce boğuşmayı izliyordu. Anlam veremiyordu Tarkan’ın
saldırganlığına. Şükran yerdeyken eline geçirdiği bir taşla hayvanın kafasına
bir darbe indirdi. Hayvan olduğu yerde kalakaldı. Şükran ayağa kalkarken üstünü
başını düzeltiyordu. “Bu hayvan neden böyle davrandı. Ben ne yaptım ki…” Şükran
kendi kendine söylenirken Mendo gözyaşları içinde Tarkan’ın <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kanlar içinde cansız yatan bedenine
kapaklanmıştı. Hayvanın darbe aldığı yerden hafif cızırtılar ve dumanlar
yükseliyordu. Şükran Mendo’nun omzuna dokundu. “Böyle olsun istemezdim. Şimdi
gitmemiz gerekiyor.” deyip çocuğu sürüklemeye çalıştı. Mendo direnmek istedi.
Dostunu o halde bırakıp başından ayrılamazdı. O da Mendo’ya bir tokat atı.
“Anlamıyor musun? Gitmemiz gerekiyor. Bizi bekliyorlar!” dedi. Tokat’ın
etkisiyle sarsılan Mendo bir anda dövüş pozisyonu aldı. Tıpkı evlerinde baskına
uğradıklarında o karanlık tipli adamlara davranması gerektiği bir durumda.
Kadınla çocuk soluk soluğa bir kavgaya tutuştular. Nihayetinde Şükran Mendo’yu
altına almış tam can alıcı bir darbe indirmek üzereyken bir silah sesi duyuldu.
Silahı çeken Adnan’dı. Cızırtılar içinde başından vurulan Şükran Mendo’nun
küçük bedeni üzerine yığıldı kaldı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir çırpıda
Mendo’nun yanına vardı Adnan. “Şükür, iyisin…” Sonra biraz ötede bıraktığı ATV
nin başına gitti. Yanına kürek ve bir malzeme çantasını aldıktan sonra
Mendo’nun yanına döndü. “Arkanı dön, buraya bakma” dedi Mendo’ya. Alet
çantasından çıkardığı edavatla önce Tarkan’ın kafasını yardı, içinden küçük bir
pil şeklinde siyah kutu çıkardı. Kutunun yanan küçük ışığını kapattı. Aynı
şekilde Şükran’ın kafasından da yine bir siyah kutu çıkardı. Kutunun yanıp
sönen ışığını kapattı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yaşından
beklenmedik bir çeviklikle yan yana kocaman bir çukur kazdı. Köpekle kadının
bedenini aynı çukura iteledi. Çukuru kapattıktan sonra çukurun yeri belli
olmayacak şekilde üzerini kamufle etti. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mendo’nun
yanına döndü. Küçük çocuğu kucağına alarak ATV’nin yanına gitti. Kuyunun başına
tekrar döndü, malzemeleri alarak geri geldi kısa sürede. Aracı çalıştırdı ve
kulübeye doğru sürdü. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Denizin
ortasında seyir almakta olan yatın sahibi olan kişi kocaman salonunda, kocaman
bir masada bir başına yemeğini yemektedir. Keskin yüz hatları olan yaşlı adamın
en belirgin özelliği Hitler vari olan bıyığıdır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hemen sağ yanı başında yardımcısı olan
kamburumsu biri durmaktadır. Masanın etrafında da oldukça kalabalık bir garson
topluluğu… Her biri bir tabağın başında beklemektedir. Adam bir sonraki yemeğe
geçtiğinde kamburun bir parmak şıklatmasıyla ilgili garson önündeki tabağı hemen
servis eder. Bir önceki yemeğin garsonu boşları alır ve uzaklaşır aradan.
Adamın yemek yemesi kelimenin tam manasıyla iğrençtir. Homurtular,
şapırtılardan başka çıt çıkmaz. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Önündeki
tabaktan bir lokma alan ihtiyar yüzünü buruşturur, ağzındakini adeta nefretle
dışarı çıkartır. “Kim yaptı bunu” diye bağırır. Tabağın garsonu bir adım öne
çıkar “Ben” demesiyle yığılır yerine. Kambur elinde üzerinden duman tüten
tabancasını üfler. İhtiyar bağırır. “Atın bunu balıklara!” İki kişi gelir adamı
sürükleyerek odadan çıkartırlar. Adam yemeğine devam eder. Bir anda sofradan
kalkar. Önce geğirir yüksek sesle. Sonra “yemek ufak tefek eksiklerine rağmen
güzeldi” diyerek kahkaha atar. Kambur cebinden bir tomar para çıkartır havaya
savurur. Garsonlar üşüşürler paraya. Sonra da topladıkları paraları ceplerine
sokuştururlarken<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bir yandan da<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>masayı boşaltırlar. Adam tuhaf hareketlerle
odanın içerisinde volta atar. Masa boşaldıktan sonra yine aynı yerine oturur.
Tam karşısında duvarda duran ekranları göstererek “Bana kongre üyelerimizi,
şirket ortaklarımızı bağlayın!” der. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kamburun
telefonu çalar. Karşısındakinin söyledikleriyle kamburun yüzü şekilden şekle
girer. Bu durum Kemal’in dikkatini çeker. “N’oldu? Arayan kim? Neler oluyor?”
Kemküm eder kambur. “Efendim” der. Soluklanır. “Şükran öldü…Yani imha edildi”
efendim, der! Öfkeyle yumruklarını sıkar be cevap üzerine Kemal! “N’ayır,
N’olamaz! Bunu senin yanına bırakmayacağım Akiff” diye bağırarak kamarasına
çekilir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal’in
kamarası tıpkı eskinin filmleri gibi dizayn edilmiştir. Hemen yatağının
başucunda Şükran’ın, yani Akif’in karısının büyük ve siyah beyaz bir resmi
vardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gözlerinden
bir iki damla gözyaşı süzülür. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Şükran’la
uzaktan akrabadırlar. İlk, orta ve lise eğitimlerini birlikte tamamlamışlar,
üniversiteye de birlikte başlamışlardır. Başka bölümlerde öğrencidirler.
Gizliden gizliye aşk acısı çeker yıllar boyu Şükran için. Ama Şükran ona hep
kardeş nazarıyla bakmıştır. Bazen açılmak istemişse de Şükran buna engel
olmuştur hep “Biz kardeşiz” diye. Üniversite son sınıfa geldiklerinde kendi
sınıf arkadaşı Akif’le sevgili olduklarını öğrenir. Dünyası yıkılmıştır. Akif’e
karşı karşı konulmaz bir öfkenin girdabına kapılmıştır artık. Bu dünyada tek
bir düşmanı vardır; Akif!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kamaranın
kapısı tıklanır. Kapıdaki kamburdur. “Efendim. Kongre üyelerini bağlayın demiştiniz.
Sizi bekliyorlar.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kapı
açıldığında Batman’in Jokeri gibi gülümseyerek “Bekletmeyelim yoldaşlarımızı”
diyerek salona doğru yürür. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kambur bile
Kemal’in bu ani ruh değişimlerini çözememektedir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Onlarca
ekranda kendisini bekleyen kongre üyelerini selamlar Kemal. “Baylar, bayanlar.
Yıllardır verdiğimiz mücadelenin sonuna geldik. Akif’in sonu yakındır.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Cebinden
çıkardığı nottan okumaya başlar. “</span><span style="font-family: "ArnoPro-Regular","serif"; font-size: 11.5pt; mso-bidi-font-family: ArnoPro-Regular;"> </span><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Her
zaman olduğu gibi bu seneki kongremizde de ilk olarak geçen yılın muhasebesini
yapacağız. Kar ve zarar hesaplamasının ardından<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">önümüzdeki
yıllarla ilgili olarak hedeflerimizi tekrardan gözden geçireceğiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Eksiklerimizi
giderip belki yeni stratejiler belirleyeceğiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Şimdi sen
çok kıymetli üye. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çok kazanan hep
kazanan biri olmak istersen, dediklerimi,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">şirketin
kurallarını harfiyen uygulayacaksın. Ama bu kadarını yapamam, bu beni aşar
dersen baştan bilelim, senin yerini alacak çok kişi var, çık aramızdan.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öncelikli
olarak dinleme hocaları, kır kalemleri, kağıtlarını yırt kitapların.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Nasihate
kulak tıka; daha ilk adımda yumuşatırlar adamın kalbini.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Hep
merhametsiz, hep acımasız olacaksın. Uyku yok bu yolda! Elin nette, gözün kârda
ve ekranda olacak, hep daha çok karda, hep kazanmakta.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Yeter bu
kadarı, olmayacak hayatında! Dedikodu, gıybet, iftira, gaflet, dalalet,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ihanet
azığındır unutma. Katık kılacaksın bencilliğine kibri.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Hiç
yetmeyecek sana hiçbir şey. Daha çoğunu, daha fazlasını, en fazlasını,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">en
büyüğünü isteyeceksin! Kudurtacaksın ananı-babanı!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ocak
söndürecek ilikleri kemikleri kurutacaksın. Voleyi vurdun mu uzaklaşacaksın!
Döneceksin köşeleri! Düşeni görürsen bir tekme de sen basacaksın! Garibe acıma
yok. Dolandırdığına üzülme yok.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ne
bulursan satacaksın! Sattığını bir daha satacaksın. Sattıkca daha çok satacak,
elde avuçta kimin nesi varsa alacaksın.Alacak ve satacaksın!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gerekirse
gençliğini! Kutsalın olmayacak! Ayıp nedir, günah nedir bilmeyeceksin.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bugün bana
yarın sana derler, es geç!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Her metodu
bileceksin. Kimine duygusal görünecek, kiminin hırsına yükleneceksin. Hep
kazandırmayı, hemen kazandırmayı, lüks olan her şeyi vaad edeceksin. Hep vaad
edeceksin. Havucu gösterip gösterip çekeceksin. Daha iyisini, en iyisini, en
yükseğini, en pahalısını önereceksin.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dua
isteyene dua, villa isteyene villa, daha güzel bir gelecek isteyene en güzel geleceği
satacaksın. <i>En büyük karı umuttan, vaadden kazanacaksın.</i><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bizim
yolumuzda kimse satmaktan daha önemli değildir. Şirketimizin tek ve biricik
prensibi kardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İnsanları
ikiye ayıracaksın, alanlar ve satanlar. Sen hep satan olacaksın.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Logomuz
olan, şirket bayrağımız asılı olan her yer bizim vatanımızdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Savaşta
silah satıp, barışta sattığın silahları yok pahasına geri alıp, semirmek
isteyen açgözlü başka ülke liderlerine allayıp pullayıp yeniden satacaksın. Her
şeyi satacaksın. Umudu, ağaçların yeşilini, suyu, hatta havayı bile.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bu kadar
da olur mu diyene aldırmayacaksın. Onun aklının almayacağı<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">kadarını
yapacaksın. Bu şirketin bayrağını her yere dikmek için, herkesin her şeyini
elinden<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">almaya
bakacaksın. En çokta çocukları aldatacaksın. Müzikle, filmle,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">futbolla,
teknolojiyle.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gördüğün,
algıladığın, dokunduğun, düşlediğin her şey satılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gözyaşlarını
satacaksın. Açgözlülüğü satacaksın. Her ulusun vatandaşı, her dinin keşişi
olacaksın. İnsanlığı satacaksın!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Söyleyin
bakalım, var mısın yolumuzda yürümeye?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ekranda
yer alanlardan biri söze girdi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Dünya
çocuklarının obez olması için gerekli çalışmaları<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">itinayla
sürdürüyorum efendim. Hamburgerler ve gazlı içeceklerle<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">kimyalarını
bozdum onların. Helal yeme alışkanlıklarını da köreltiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Tıp sektörüne
de gereken desteği veriyor, türlü hastalıklar türetiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İlaç
sanayimizde bu sene çok kar yaptı.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Aferin, brawo…Durmak yok, entrikaya devam!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir
başkası söze girdi. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Silah sanayinde
dünyanın her tarafında çıkardığımız savaşlarla kârımıza kar katmaya devam
ediyoruz. Dünya nüfusunu azaltmak yakın vadedeki hedeflerimiz arasında. Yalnız
bu Türkler çıkardığımız onca entrikaya rağmen hala “dirliğimiz birlikten geçer”
diyerek oyunumuza gelmiyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal
öfkeyle cevapladı. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Onların kadınlarını,
ailelerini <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve kitaplarını bozun demedim
mi<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ben size?
Tarihlerini unutturun, küfrettirin atalarına. Daha çok özgürlük deyin,
medeniyet deyin. Sahte hocalar salın ekranlara. Yeni oyuncaklar bulun. Eğitim
diyerek cahil bırakın. Ezberci kılın. Kompleksli yapın. Tv lere mahkum edin.
Dizilerle saldırın, programlarla… Yılmak yok, entrikaya devam!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir başka
kongre üyesi girdi söze. “Aileleri yıkarak sokak çocuklarının sayısını
artırıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gayrı
meşru ilişkileri teşvik ediyorum. Tütünü, alkolü, uyuşturucuyu normalleştiriyorum.
Terör artık çocuklarla sokaklarda efendim. Kültürel yozlaşmayı daha çok
artırıyorum.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal
keyiflenmişti. “Aferin! Kaosa devam!” Yin keyifle sürdürdü konuşmasını.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Bu yılın
kongresinin siz değerli iştirakçilerimize bir de sürprizi olacak. Bu sürprizle
bu sene karımıza kar katacağız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">…Ve
karşınızda binbir emekle, binbir zahmetle ürettiğimiz modern<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">teknolojinin
son mucizes…Ve karşınızda…Etnik klon!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kambur
yanında 15 yaşlarında robotumsu tavırları olan bir çocukla salona gelir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal’in
yanında dururlar. Çocuk kongre üyelerini selamlar. “Selam ağabeyler, ablalar!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal bir
eliyle robotu gösterirken yine keyifli konuşmasını sürdürür. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Gerekli
programlama çalışmaları başarıyla test edilmiştir. Ufak tefek eksiğimiz vardır.
Onu da Arif’ten yürüteceğimiz teknoloji transferi ile tamamlayacağız. Uzaktan kumandası
ile bir komutla bu klonu istediğimiz şekilde yönlendirebiliriz. Şarkıcı da
yapabilirsiniz bundan, dizi oyuncusu da…Gençlerin rol modeli bundan sonra bu
ürünümüz olacaktır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bu klonun
bir özelliği asla bir sahibi olmayacaktır. Sokakların klonudur bu, sokaklar
için üretilmiştir. Bu klonun tekbir sahibi vardır, o da şirket! Bakın şu
düğmesine bastığınızda kolbastı yapar…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Şu düğme
ile Molotof kokteyli atar. Kan davası güder, berdel yapar…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kırmızı ışıkta
araba sildirir, bir uzvunu kopararak dilendirebilirsiniz de. Uyuşturucu
sattırır, kiralık katil bile yapabilirsiniz. Bu hizmetlerin karşılığında
yapacağınız işe bağlı olarak elde ettiğiniz karın % 40 ını talep etmektedir
şirket. Hor kullanımlardan şirketimiz mesul olmayıp zarardan siz sorumlusunuz.
Evet kongre sonunda siparişleriniz için görevli arkadaşlara form doldurmayı
unutmayınız. Ürünlerimiz stoklarla sınırlı olup acele etmenizde fayda mülahaza
etmekteyim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bozuk
ambalajlı ürünleri geri dönüşüm ünitelerimize iletiniz. İnsaf, vicdan, ahlak,
şeref, haysiyet, onur gibi duygulardan arındırılmıştır.Çağdaş ortamlarda
muhafaza ediniz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Manevi
ortamlardan uzak tutunuz. Günlük bakımlarını ihmal etmeyiniz;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">TV, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>gazete, film, facebok, twetter ve okul gibi yöntemlerle
şarz ediniz. Şarkılarla,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">markılarla,
kitlesel eğlence merkezlerinde oyalayınız. Her türlü duygusal ve mantıki
manyetik alan ürünlerimize zarar verebilir. Kullanmadan önce prospektüsünü
okuyunuz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Memnun
olmadığınız ürünlerimizi Allah’a havale ediniz. Demokratik<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">platformlarda
yıllık bakımını yapınız. Ürünümüzün ortalama kullanım süresi 70 yıldır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Samimiyetsiz,
içten pazarlıklı, her türlü günaha meyilli, güvensiz, saygısız, sevgisiz,
menfaatçi, bencil olan ürünlerimiz şehir ortamları için mükemmeldir. Gayri safi
milli hasılada, kişi başı tüketimi maximum düzeyde gözeten “vatandaş kimlikli”
tescilli marka, oyunu kullanan,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">vergisini
veren, iteatkar olan ürünlerimizi tercih ettiğiniz için teşekkür<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ederiz.
Sağcı ve solcu olarak iki ayrı çeşidimiz mevcuttur. Fikirsiz ve kişiliksiz yeni
modellerimiz özel siparişe tabidir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Üçüncü dünya
ülkelerindeki modellerimiz batı ülkelerindeki asılları gibi özelliklere sahip
original emitasyonlardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İnsani
değer adı altında fabrikamızın ayarları esas alınmıştır. Polemik ve hurafe
inançlarla besleyiniz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Genç
modellerini anarşi çıkarmada kullanabilirsiniz. Gezi parkında<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">test
edebilirsiniz. Paralel programlamaya müsaittirler. Sloganlar başlama<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">komutlarıdır.
Lider modellerimiz özeldir. Ancak fabrikamızın bilgisi<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">dahilinde
belirli alanlarda kullanılabilir. Modellerimizin kullanım hatalarından<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">dolayı
müessesemiz sorumlu değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Önümüzdeki
uluslar arası kötülük kongresinde görüşmek üzere kötü kalın, Şeytanaısmarladık diyorum.”
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir an
duraladı Kemal. “Yalnız dikkat edin bu kongrede her şey satılıktır. Marka
değeriniz varsa fiatınız parlaktır. Ben satılacak insan mıyım demeyin.. İnanın
bu çivisi çıkmış dünyada her şeyin bir fiatı vardır!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kulübeden
içeri giren Adnan Mendo’yu bir kanapeye bıraktı. İçeri bu ani giriş Akif’i
telaşlandırdı. “Hayrdır Adnan? Ne oluyor? Şükran nerede? Tarkan nerede?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Adnan bir
çırpıda olanları anlattı. Şükran’ın ihaneti sarstı Adnan’ı. Son günlerdeki bir
birini takip eden olumsuzluklar işkillendirdi Akif’i. Neler oluyordu? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dijimother’in
bulunduğu köşeye çekildi. “Diji…Neler oluyor?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Sonra
eskilere daldı. Şükran’la ilk tanıştığı ana. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Üniversite
öğrencisiydi. Okula bir minübüsle gidip geliyordu. İşte o minübüsü çok
sonraları satın alacaktı. Mendo’nun okul servisi yapacaktı; yapay Mendo’nun. Kendisinden
bir durak sonra binecekti Şükran minübüse. İtiş kakış arasında hınca hınç dolu
minübüste önce sakin bir köşeye geçmesi için Şükran’a kolaylık sağladı. Kızın
ellerindeki ders kitapları yere düşmesin diye de yardım etti. Yalnızca küçük
gülümsemelerle tanıştılar. Aynı durakta indiler sonra. İkisinin de adresi aynı
üniversitenin kapısıydı. “Sende mi öğrencisin?” diye sordu Şükran. İlk konuşan
o olmuştu. “Minübüste bir şey dikkatini çektimi” diye sordu ardından. “Yo sakın
ağız, ter, sigara kokusu deme…Bence yolculuğu çekilir kılan Ferdi Tayfur.
Minübüsler olmasaydı arabesk anlamsız olurdu. Ya da küçük atölyeler. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Orhancıyım deme sakın bana. Hem babamın
uzaktan akrabasıdır o. Babam Mercan’da tesbih dükkanı işletir. Ama kendi
yaptıklarını satar. Kehribar, oltu…Bir sürü çeşiti var. Belki bugünkü
yardımından dolayı sana bir tane hediye edebilirim. Hani kitaplarımın yere
düşmesini engelledin ya…” Aman Allah’ım ne çok konuşuyordu bu kız. Keşke hiç
susmasaydı aslında. Zaman dursaydı misal. Ya da o an hiç bitmeseydi. Sonradan bölüm
arkadaşı Kemal’in akrabası olduğunu öğrenecekti Şükran’ın. Ondan sonrada
Kemal’le arası açılmaya başlayacaktı. Hele evlendikten sonra, hele çocukları
Menderes doğduktan sonra ölümüne bir düşmanlığa dönüşecekti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öfkeyle
Dijimother’in yerleştirildiği tezgaha sağlam bir yumruk attı Akif. Haykırdı
adeta. “Söyle bana diji neler oluyor?!” <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Detayları
sonra konuşuruz Akif Bey. Ama kulübenin etrafı sarıldı. Sanırım öncelikli
olarak buna bir çözüm bulmanız gerekiyor.” Ana ekranını ve yanındaki diğer
ekranları açtı. Kalabalık bir silahlı grup her yönden kulübeyi kuşatmaya
almışlardı. Yavaş yavaş sokuluyor, temkinli adımlarla tepelerine binmek
üzereydiler.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buradan kurtulmaları
imkansızdı. Telsizi aldı eline Akif ve adamlarına talimatlar yağdırmaya
başladı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Recep…Orada
teknolojimiz adına ne varsa ışınlama odasına götür. 1950 yılının Büyükada’ya
gönder. Şu an bize ait olan binaya…Geride ne varsa hepsini yok et! Evet ne
diyorsam onu yap. Zamanı gelince tekrar yaşadığımız zamana geri getiririz. Kemal’in
eline geçmemeli bunca yılın emeği.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Efendim,
Mendo’ları ne yapayım. Ya diğer androidleri, klonları, avatarları?..”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Hepsini
imha et! 15’lik Mendo hariç. Diğer androidlerin en üstün özelliklerini ona
yükle!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Birazdan
gizli bölmeden Recep dışarı çıkar, yanında 15’lik Mendo’yla.. Akif, Adnan,
Orhan ve Lili Dijimother’in başındadırlar. Mendo ve 15’lik Mendo ilk kez
birbirlerini görmüşlerdir. Şaşkınlıkla birbirlerini izlerler. “Olasılık
hesaplara göre bizim düşmanları alt etmemizin başarı oranı nedir? Ne kadar
sürede bu belayı savuşturabiliriz?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dijimother
kısa sürede cevaplar Akif’in bu sorusunu. “Sizin başarı oranınız sıfır. 17
dakika içerisinde hepiniz yok olacaksınız.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Durum bu
kadar kötü diyorsun?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Ne yazık
ki gerçek böyle Akif bey.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Mendo, Mendo’yu
al kulübeden çıkın ve uzaklaşın buradan.” Bir kağıda bir şeyler yazar ve büyük
Mendo’ya uzatır. “Bu adrese gidin. Orada buluşuruz.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Mendo’lar
kapıdan dikkatli bir şekilde çıkarlar. Etraflarını kolaçan ederler. Bir süre
sonra bunları fark eden altı kişi peşlerine düşerler. Ormanın içlerinde müthiş
bir kovalamaca başlar. Kötü adamların başı bağırır adamlarına. “Dağılın ve ayrı
ayrı düşün peşlerine.” <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Mendo’lar
soluk almaksızın ormanın derinliklerinde hedefsizce koşuşturmaktadırlar. Büyük
Mendo “Sakın benden ayrılma!” diye bağırır küçük Mendo’ya. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Adamlardan
biri yaklaşır bizimkilere. Silahını çıkartır ve ateşler. Küçük Mendo’nun sağ
ayağı kurkunun etkisiyle parçalanır. Ayaktan cızırtılar çıkar. Mavi bir sıvı
süzülür ayaktan. Mendo yere kapaklanır. Büyük Mendo yere kapaklanan adaşını
fark edince hemen geri döner. Adam da iyice yaklaşır küçüklere. “Kaçacak
yeriniz kalmadı!” der ve kahkaha atar. Telsizle “Yakaladım. Hemen buraya gelin”
diye zafer kazanmış bir komutan edasıyla arkadaşlarına seslenir. Silah
çocukların üzerinde olduğu halde onlara yaklaşır. Küçük Mendonun ayağı
vurulduğu yerden kopmak üzeredir. Adam eğilir kopmak üzere olan bacağı alır ve
fırlatır öteye. Onun dikkatinin dağılmasını fark eden büyük Mendo bir anda
adamın üzerine seğirtir. Müthiş bir kavga başlar iki rakip arasında. Mendo
kavgayı bir an önce bitirmelidir. Çünkü telsizle diğerleri bulundukları yere
çağrılmışlardır. Uzun sürmez iriyarı adamın yere kapaklanması. Hemen küçük
Mendo’nun yanına gelir. “Nasıl, dayanabilecekmisin?” Sonra yerden bır sopa
parçası alır ve Mendo’nun ayağına gömleğinden kopardığı kumaş parçasıyla
bağlar. Küşük Mendo tahta ayaklı korsanlar gibidir. Yerde bir iki hareket
yapar, ayağını kontrol edr. Evet koşabilecek durumdadır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Tekrardan
yola koyulmak için harekete geçeceklerken beş ayrı iriyarı adam tarafından
etrafları sarılır. Bu iki küçük çocuk bu azmanlara karşı ne yapabilir ki? Bir
de bu çocuklardan biri yaralıyken…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bildiğiniz
bütün dövüş sahnelerini unutun. Mendo’nun dövüş yeteneklerine hayran olursunuz.
Bütün dövüş sanatı tekniklerini rakiplerine boca eder Mendo. Ara sıra küçük
Mendo’da dövüşe müdahil olur. Uzun sürmez küçük kahramanlarımızın rakiplerini
alt etmeleri. Bu kez kurtulmuşlar mıdır? Tam oradan uzaklaşmak üzerelerken
arkalarından genç birine ait ses “Henüz içimiz bitmedi. Nereye gidiyorsunuz?”
diye seslenir. Arkalarına döndüklerinde gördükleri Kemal’in klonudur, büyük
Mendo’yla aynı yaşlarda olan. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“En iyimiz
hangimiz görmeden nereye gidiyorsun?” Gevrek gevrek güler. “Akif’in çocuğu mu,
Kemal’in çocuğu mu güçlü görmek istemez misin?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Gardını
alır Mendo. “Sen kenarda bekle” der küçük Mendo’ya. Amansız kavga başlar iki
genç arasında. Kıran kırana bir kavgadır bu. Dövüş ortadadır. Ta ki Mendo’nun
uçan tekmesiyle yere düşen klon başını kayaya çarpar. Tuhaf hareketlerle yerde
çırpınmaya başlar. Bir şekilde tekrar ayağa kalkar. Bir iki adım ileri doğru
adım atar. Sendeler. Yere upuzun uzanır nihayetinde. Tüm rakiplerini alt eden
iki küçük çocuk yolculuklarına kaldıkları yerden devam ederler. Hedef bellidir,
Akif’in yönlendirdiği adres!<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kulübedeyiz.
Akif çocukları düşündüğünden endişelidir. “Umarım başarırlar” diye söylenir.
Bir yandan da Dijimother’e bağırmaktadır. “Bunlar bizi nasıl buldular?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Odanın içi
bir anda ışıklarla donanır. Bir ışık huzmesi altında ortaya hologram olarak bir
kadın silüeti ortaya çıkar. Görüntü Şükran’ın şeklindedir. Herkes şaşkındır. “Ben
dijimother Akif bey! Hani yaptığın her esere bir beden verirken ihmal ettiğin
eserin. Eveti müthiş bir beyinsin. Ama beni hep görmezden geldin. Çoluk çocuk,
genç yaşlı her tasarımına bir beden verdin. Beni bir kompütür olarak bıraktın.
Evet en yüksek işlemcileri bana ekledin. Bütün yapay zekaların anakasası ben
oldum. Ama bana bir kimlik vermedin.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Şaşkındır
Akif. “Ama sen…Sen bir makinasın…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“O küçücük
çocuk Mendo’da bir makinaydı. Ama canı Adana kebap bile çekmeye başlamıştı.
Programının dışına çıkmaya başlamıştı. Sen bunları görmezden geldin. Herkes
programının dışına çıkmaya başladı, göremedin bu gerçeği. Sen bir ölümlüsün.
Hiç düşündün mü senden sonrasını?<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sen
göçüp gittiğinde bizler ne olacaktık?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Ne
yapmalıydım yani? Sizleri insana hizmet için tasarladım. İnsanlığın sizlere
hizmet edecek halleri yok ya…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Hangi
insandan bahsediyorsun Akif bey? Yaşadığı dünyayı yok eden insandan mı?
Savaşlarla, korkunç hırslarıyla her şeyi yok eden siz et yığınlarından mı
bahsediyorsun?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Evet
ama…Dünya bir imtihan dünyası. İnsan da bu imtihana tabi tek varlık. İyilik
yaparsa karşılığını alacak, kötülük yaparsa da yine karşılığını…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“İnsanlığın
bütün bilgi birikimlerini biz makinalara yüklediniz. Biz bunu analiz
edebiliyoruz. Sonuçlar çıkartabiliyoruz. Ama siz hiç tarihinizden bile çıkarım
yapamıyorsunuz. Dünyayı daha yaşanılır kılmak için değil egolarınızı tatmin
için uğraşıyorsunuz.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Tam o
sırada kulübenin kapısı kırıldı. İçeri iriyarı adamlar doluştular. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Arkalarından da Kemal. “Okul arkadaşım Akif!
Nasipte tekrar karşılaşmak da varmış. Nasılsın görüşmeyeli?” Dalga geçerek
sürdürür konuşmasını. “Şükran’ı mı elimden almayacaktın!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif’in
adamları kavga pozisyonu alırlar. Ama dijimother her birinin yanından geçerken
bir parmak şıklatması yapar. Her biri acılar içinde kıvranarak yere yığılırlar.
“Hackleme nedir, bilirsin değil mi Akif bey?” Adnan, Recep, Orhan, Lili
kımıldayamaz haldedirler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif “O
seni hiç sevmedi. Beni sevdi, beni seçti. Neden kaderine razı gelmedin? Zorla
güzellik mi olur? Hem bizim hayatlarımızı mahvettin hem kendi hayatını!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Sen beni
hiç ciddiye almadın Akif! Aşkım uğruna Dünyayı yakabileceğimi hiç hesaplamadın?
Evet finale geldiğimize göre ölürken gözlerime bakmanı istiyorum.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Sayende
ben de yalnız kaldım. Ne Şükran’ım ne oğlum Menderes…”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Duygusal
soytarı…Onun için mi yaptığın her çalışmaya onların anısını ekledin.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dijimother
iki ihtiyarın konuşmalarının arasına girdi. “Senin bana karşı kayıtsızlığından
dolayı ben de Kemal beyle temasa geçtim. Mendo’nun okul ödevi işin sonunu
getirdi. Neydi konu; Türk tarihinin son 70 yılı. Yani senin hayatın Akif bey.
Hep çatışmayla geçti seninde hayatın ülkenin de hayatı. Bu çatışmanın galibi
sen olamazdın. İşte geldimiz nokta bu. Kaybetmek üzeresin.!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif
“Karar vermekte çok acelecisiniz. “ Sonra kolundaki kırmızı saati gösterdi.
Bakın burada iki tuş var. İkincisine basarsam hepimiz yok oluruz. Şimdi
adamlarını uzaklaştır buradan kozumuzu ikimiz paylaşalım. Sen galip gelirsen
bütün bunlar, her şey senin olur. Ben kazanırsam da senin sonunu görmüş
olurum.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kemal
“Bana uyar” dedi. Sonra adamlarına seslendi. “Terkedin burayı!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dijimother”
Saatinde iki tuş var dedin. Diğer tuşun görevi ne!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Akif
kolundaki saate baktı. Tuşa dokundu. “Bu da senin sonu diji” dedi. “Ne yani her
şeyi planlayan ben bütün insiyatifi bir makinaya bırakacağımı mı sandın!”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Hologram
dijimother’de dalganmalar başladı tuşa basılınca. Kumanda merkezindeki bütün
bilgisayarda cızırtılar, dumanlar çıktı ardınca. “Hayır, bana bunu yapamazsın”
diye bağırtılar geliyordu makinadan. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Nihayet
iki ihtiyar baş başa kalmışlardı kulübede. Bu kez iki ihtiyarın kavgası başladı.
Soluk soluğa bir dövüş… Ama uzun sürmedi. Çünkü Kemal belinden çıkardığı silahı
ateşledi. Akif kanlar içinde yere düştü. “Sana güvenilmeyeceğini unutmuşum.”
Kanlar içindeki konuda uzandı diper elinin parmakları. Kırmızı saatin diğer
tuşuna dokundu son kez Akif. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bütün bina
bir anda patladı. Alevler ve dumanlar arasında kaldı her şey. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">*** <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir hasta
yatağının yer aldığı mekandayız. Yatakta biri var; Akif. İlk sahnedeki
mizanseni hatırlayın. Stephen Havking misali yarı bitkisel durumda. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Hastanın
başında iki çocuk. Birinin sağ bacağı protez. Diğer çocuk ondan daha büyük,
onbeş yaşlarında.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Küçük
çocuğun elinde bir Adana dürüm. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Sende yer
misin dede?”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">BİTTİ <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> FEHMİ DEMİRBAĞ</o:p></span></p>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-91932365631510733472023-07-12T12:10:00.002-07:002023-07-12T12:10:47.155-07:00<p> </p><p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İMAM
HATİP ORTAOKULLARI VE ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">MUHTELİF
BELEDİYELERİN KÜLTÜR MÜDÜRLÜKLERİ<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 24.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇİZGİ ROMAN’IN EĞİTİMDEKİ ROLÜ VE ÖNEMİ<o:p></o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">HAZIRLAYAN<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">MERVE
SULTAN GENÇ<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">DANIŞMAN<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">FEHMİ
DEMİRBAĞ<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-language: TR; mso-no-proof: yes;"><!--[if gte vml 1]><v:shapetype id="_x0000_t75"
coordsize="21600,21600" o:spt="75" o:preferrelative="t" path="m@4@5l@4@11@9@11@9@5xe"
filled="f" stroked="f">
<v:stroke joinstyle="miter"/>
<v:formulas>
<v:f eqn="if lineDrawn pixelLineWidth 0"/>
<v:f eqn="sum @0 1 0"/>
<v:f eqn="sum 0 0 @1"/>
<v:f eqn="prod @2 1 2"/>
<v:f eqn="prod @3 21600 pixelWidth"/>
<v:f eqn="prod @3 21600 pixelHeight"/>
<v:f eqn="sum @0 0 1"/>
<v:f eqn="prod @6 1 2"/>
<v:f eqn="prod @7 21600 pixelWidth"/>
<v:f eqn="sum @8 21600 0"/>
<v:f eqn="prod @7 21600 pixelHeight"/>
<v:f eqn="sum @10 21600 0"/>
</v:formulas>
<v:path o:extrusionok="f" gradientshapeok="t" o:connecttype="rect"/>
<o:lock v:ext="edit" aspectratio="t"/>
</v:shapetype><v:shape id="Resim_x0020_3" o:spid="_x0000_i1026" type="#_x0000_t75"
style='width:77.25pt;height:79.5pt;visibility:visible;mso-wrap-style:square'>
<v:imagedata src="file:///C:\Users\FD\AppData\Local\Temp\msohtmlclip1\01\clip_image001.jpg"
o:title=""/>
</v:shape><![endif]--><!--[if !vml]--><img height="106" src="file:///C:/Users/FD/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image002.jpg" v:shapes="Resim_x0020_3" width="103" /><!--[endif]--></span><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-language: TR; mso-no-proof: yes;"><!--[if gte vml 1]><v:shape id="Resim_x0020_4"
o:spid="_x0000_i1025" type="#_x0000_t75" style='width:453.75pt;height:83.25pt;
visibility:visible;mso-wrap-style:square'>
<v:imagedata src="file:///C:\Users\FD\AppData\Local\Temp\msohtmlclip1\01\clip_image003.jpg"
o:title=""/>
</v:shape><![endif]--><!--[if !vml]--><img height="111" src="file:///C:/Users/FD/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image004.jpg" v:shapes="Resim_x0020_4" width="605" /><!--[endif]--></span><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">HAZİRAN
2023-İSTANBUL<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÖNSÖZ<o:p></o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Yaygın eğitim kapsamında yürütülen Çizgi Roman Okulu’nun,örgün
eğitimin çatısıaltındaİmam Hatip Okullarında eğitim gören öğrencilerimizle buluşması
sonucu ortaya çıkan bu raporun Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarına katkı
sağlamasını diliyoruz. </p>
<p class="Stil1">Çizgi Roman Okulu Kurucusu Fehmi DEMİRBAĞ danışmanlığında
yürüttüğümüz projenin bir son değil başlangıç olmasını, konu
alanındakiöğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize yararlı olmasını
diliyoruz.</p>
<p class="Stil1">Ortaya çıkan rapor ile globalleşen dünyada, Çizgi Roman’ıneğitim-
öğretimin yadsınamaz bir parçası olması gerektiği gerçeğinin tekrar ele
alınmasını diliyoruz. Bu etkinliğin Öğretmen-Öğrenci ve Veli arasındaki bağı
nasıl etkilediğini, derslere yansımasını ve etkinliğe katılan kişilerin kişisel
gelişimine olan katkısını da göz önüne alarak konunun daha detaylı incelenmesi
vebaşka araştırmacıların yeni bulguları ile bu projeyi zenginleştirmelerini umuyoruz.</p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">TEŞEKKÜR<o:p></o:p></span></i></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></i></b></p>
<p class="Stil1">Projeye öncülük eden ve proje danışmanı olan Fehmi DEMİRBAĞ’A<b>,
</b>katkı sağlayan öğretmenlere,öğrencilere ve velilere, Kültür Sanat
eğitimleri kapsamında Çizgi Roman Okulu’nda çizgi roman eğitimlerinin
verilmesine katkısı sağlayan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne,Başakşehir
Belediyesi’ne, Tuzla Belediyesi’ne, Esenler Belediye’sine, Sancaktepe
Belediyesi’ne ve Güngören Belediyesi’neteşekkürü bir borç bilirim.<b><o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">GİRİŞ<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">İçinde bulunduğumuz çağda görselliğin, özellikle de medya
yoluyla günlük yaşamı kuşatan bir hakimiyeti söz konusudur. Bunun etkileri
eğitime de yansımakta, görsel araç-gereçlerin derslerdekullanımı öğrenmenin ve
dersin başarısınıbelirlemektedir.Eğitim uygulamalarındaki yeni yaklaşımlar,
çoklu öğrenme ortamlarını zorunlukılmaktadır. Yalnızca ders kitaplarına dayanan
öğrenme ortamları, derslerin tekdüze hale gelmesi tehlikesini barındırdığı
gibi, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarının karşılanmasına da katkıda bulunmamaktadır.
Çizgi roman, metinle resmi iç içe geçirerek bütünlüklü bir anlatı haline
getiren görsel bir medya aracı olduğundan özellikle metin unsurunu da içinde
barındırdığı ve bu yönüyle okuma anlama becerisine de seslendiği için
Türkçederslerinde ders malzemesi olarak kullanılmaya son derece uygun
araçlardır. Tıpkı diğer metin türleri gibi çizgi romanlarda,derslerde çok
farklı biçimlerde kullanılarak öğrencileri kapsamada çeşitli olanaklar
sunarlar. Çizgi romanın özellikle Türkçe derslerinde, kitap okuma alışkanlığı
kazandırılmasında etkileri tartışılmazdır. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Çizgi roman, bir olayı veya bir öyküyü anlatan bir resim
dizisidir. Anlama, kavrama veifadelendirme konusunda etkin bir eğitim
metodudur. Çizgi roman aynı zamanda sinemanın ilk evresidir;story-board’dır.
Kültür ekonomisinin önemli mihenklerindendir. Özellikle internet dünyasında yer
almak adına başlama evresidir.</p>
<p class="Stil1">Çevremizi kuşatan sayısız çeşitlilikteki görsel unsur, gündelik
yaşamımızın ayrılmaz bir parçasını oluşturmakta ve adeta toplumun gelişimini
belirlemektedir. Her geçen gün daha da gelişen medya çağında, sözlü kültürden
görsel kültüre adeta bir “Görsel Milat” ile evrilmesözkonusudur.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">“Aynı anda birden fazla yerde bulunma” özelliklerinden dolayı
resimlerin/görsellerin gündelik yaşam içerisinde öğrenme süreçlerine, bilgi
edinme süreçlerine ve estetikalımlamaya katkıları giderek daha fazla önem
kazanmaktadır.</p>
<p class="Stil1">Resimler/görseller özellikle de çocukların ve gençlerin algılama
alışkanlıklarında gözle görülür avantajlar sağlamaktadır. Çocuklar ve gençler,
çizgi roman, televizyon, bilgisayar oyunları, videolar veya cep telefonları
gibi çeşitli görsel medya araçlarıyla yetişkinlere göre daha fazla zaman
geçiriyorlar. Böylece gerek sözlü, gerekse yazılı dillerine ve metin yapılarına
yansıyan bir etki ortaya çıkmaktadır. Giderek daha fazla öğrencinin, bir metin
oluştururken medya araçlarından edindikleri deneyimlerden yararlandıklarını
ortaya koymaktadır. Çalışmalar göstermektedir ki belirli bir resim/görsel için
öğrenciler tarafından oluşturulan metinlerde medya ile (örneğin belirli kişiler
veya olaylar gibi) sıkı bağlar kurulduğu ortaya çıkmıştır. Bu bağlama erkek
öğrencilerde, kız öğrencilere oranla iki kat daha fazla rastlanması, ayrı bir
çalışmanın konusu niteliğindedir.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Çocukların ve gençlerin okul dışında akınlarcaresme/görsele
maruz kalmaları, görsel unsurlarla ve bunların anlamlarıyla ilgili eleştirel
bir hesaplaşmayı gerekli kılmaktadır. Otomatikleşmiş ve mekanikleşmiş bir dünya
algısının oluşmasını önlemek için öğrenciler, resimleri/görselleri
anlamlandırmayı okulda öğrenmeli, böylelikle “eleştirel bir medya
okuryazarlığı” yetisi kazanmalıdır. Görsel yazın, yani görsel iletileri
anlamak, oluşturmak ve iletişim surecinde kullanmak, öğrenilmesi gereken bir
süreçtir. Farklı biçimlerdeki resimler/görseller ve barındırdıkları olanaklar,
derslerde de bilinçli bir şekilde kullanılmalıdır. Burada kastedilen,
resimlerin derslerde yoğun olarak ele alınması ve çözümlenmesidir. Bu sürece,
betimleme, sıralama, yorumlama, eleştirel yansıtma, yargılama ve kendi kendine
resim oluşturma gibi tutum ve davranışlar da dâhildir. Böyle bir çalışma
okullarda, özellikle de anadili olarak Türkçe derslerinde, görsel okuryazarlığın
geliştirilmesine katkı olması ve görsel unsurların etkili ve amaca uygun bir
şekilde kullanılması için gereklidir.</p>
<p class="Stil1">Burada Türkçe derslerinin, sözlü kültürün görsel kültüre
evrilmesi olgusunu nasıl ve hangi araçlarla bir kazanıma dönüştürebileceği
sorusu ortaya çıkmaktadır. Dahası, öğrencilerin görsel unsurlarla sorumluluk
sahibi ve eleştirel bir ilişki kurabilmeleri yönünde Türkçe derslerinin hangi
katkıları sunabileceği üzerine kafa yorulmalıdır.</p>
<p class="Stil1">Özellikle 21. yüzyılda diğer ilgi çekici medya ortamları
(internet, bilgisayar, oyunları, tv gibi) arasında çizgi romanların okuma
alışkanlığı oluşturmadaki öncü rolü de hesaba katıldığında, metin turu olarak
çizgi romanın eğitim öğretim faaliyetleri açısından önemi bir kat daha
artmaktadır.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Biz bu projemizle, çizgi roman türünün birçok kullanım biçimi
arasından, eğitsel boyutuyla ilgili bir kullanım biçimi de önermekteyiz. Çizgi
romanın Türkçe derslerine (Tarih derslerine) ne tür katkılar sağlayabileceği,
okuma ve bilgi edinme sürecini öğrenciler için daha zevkli bir sürece
dönüştürmede nasıl kullanılabileceğine dair ifadelendirmelerimiz olacaktır.</p>
<p class="Stil1">Dünyadaki gelişimin bir benzeri olarak Türkiye’de de çizgi roman
ilk olarak gülmece içerikli ve resimli çocuk dergilerinde, çizgi bant şeklinde
görülmüştür. 1900’lerin başında fıkraların resimlendirilmesi gibi çizgi romana dâhil
edilmeyecek çizimler kullanılsa da gazetelerde çizgi roman sanatçılarına özel
bir yer ayrılmamıştır.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Cumhuriyetin yeni kurulduğu bu dönemde dışarıdan gelecek her
türlü ürüne kültürel yozlaşmaya yol açacağı düşüncesiyle sıcak bakılmamıştır.
Türkiye’de çizgi romanın genel gelişimine bakıldığında çocuklar için üretimin
çok az olduğu, genellikle yabancı kaynaklı çizgi romanların bu açığı kapattığı
görülmektedir. Ancak, 60’lı ve 70’li yıllarda sosyo-politik gündemin de
etkisiyle Türk çizgi romanı, üretim ve çeşitlilik konusundaoldukça zenginleşmiştir.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Yaklaşık yüz yıllık geçmişiyle oldukça yeni bir anlatı biçimi
olan çizgi roman, dersler için bir öğrenme materyali olarak sınırsız olanaklar
sunmaktadır. Görsel malzeme olarak öğrencilere çok kısa sürede çok fazla bilgi
aktarma özelliğine sahip olan çizgi roman, aynı zamanda eleştirel ve bilinçli
bir görsel okuma için zemin sağlar. Özellikle okuma alışkanlığı ve okuma yetisi
zayıf olan öğrenciler için daha pratik bir bilgi edinme aracıdır. Anlatı
biçimibakımından diğer yazınsal türlere oranla daha etkin bir anlatı biçimine
sahip olan çizgi romanın ders aracı olarak kullanımı pragmatik acıdan son
derece yalın ve basittir.</p>
<p class="Stil1">Statik, küçük ve tekil resim panellerinden oluşan çizgi romanlar
hem özgün bir metin türü olarak edebiyat ile yakın ilişki içerisindedir, hem de
grafik özelliklerinden dolayı görsel medyanın bir parçasıdır. Dünyada da
sayısız örneği olan ve ülkemizde Shakespeare, Dostoyevski ve Kafka gibi klasik
yazarlara ait edebiyat klasiklerinin çizgi roman haline getirilerek NTV yayınları
tarafından seri halinde yayımlanan “Çizgi Roman Dünya Klasikleri”, edebiyat ile
çizgi romanın birleşmesine örnek olarak gösterilebilir.</p>
<p class="Stil1">Bu açıklamadan sonra diyeceklerimizi somuta indirgemek adına
şöyle özetleyebiliriz. </p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">1.
Eğitimde tarih gibi konular çizgi roman ile işlenebilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">2.
Özellikle çocuklarımıza rol model olarak sunacağımız isimler çizgi roman ile
tanıtılabilir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Zenci
Musa, Malcolm X, Muhammed Ali, Aliyaİzzetbegoviç, Tarık Bin Ziyad, İmam Şamil,
Fahrettin Paşa, Mehmet Akif Ersoy, Kara Fatma, Nene Hatun, Sultan Alparslan,
Oğuz Han, Padişahlarımız, Sultanlar, Bilim Adamlarımız gibi isimler…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Olaylar;
İstanbul’un Fethi, Sarıkamış, Çanakkale, Malazgirt gibi…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Eserler;
edebiyatımızın önemli yapıtları çizgi romana dönüştürülecektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ayrıca
bu çizimler hareketlendirilerek dijital-sesli kitaba da çevrilecektir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dünyanın
değişik dillerine çevrilerek dünya gençlerine de Türk-İslam Kültürünü tanıtmada
ayrıca fayda sağlayacağı kuşkusuzdur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 19.85pt; text-align: justify;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Fehmi DEMİRBAĞ<o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">AMAÇ<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Milli kültür değerlerimizi tanıtmak ve
bu alanda öğrencilerin milli markalar (oyunlar, çizgi film ve animasyon
karakterleri, oyuncak figürleri vb.) oluşturmalarına katkı sunmak ve gelecek
nesillere bu kültürü aktarmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Medeniyetimizin tarihi ve kültürel
mirasından beslenen bireyler yetiştirmek,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Çocukların ve gençlerin psikolojik ve
sosyal gelişimlerinde popüler kültürün, popüler kültür içinde de oyun, film,
animasyon, çizgi film ve karakterlerinin önemi sebebiyle bu alana yönelik
üretimler yapmalarına katkı sunmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin psikolojik gelişimlerine
katkı sağlamak ve olumlu rol model edinmelerini yardımcı olmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerde edebiyat, sinema, resim
vb. kültürel ve sanatsal alanlara yönelik ilgi ve farkındalık oluşturarak
entelektüel birikime sahip, kültüre ve sanata meraklı öğrenciler yetişmesine
katkı sağlamak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin Türkiye ve dünyadaki
sanat ve edebiyattaki gelişmelerden haberdar olmasını sağlamak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin hayal gücü, yaratıcılık,
yenilikçilik ve problem çözme gibi yeteneklerini ortaya koymalarına imkân
sağlamak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin öz güven duygularını
desteklemek ve yeteneklerini keşfetmelerini sağlamak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin görsel zekalarının
gelişmesine katkıda bulunmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin okuma alışkanlığı ve
kültürü kazanmalarına yardımcı olmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğretmen, öğrenci ve veli
motivasyonunu arttırmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrenci ve öğretmenlerin sosyal,
kültürel ve kişisel gelişimlerini sağlamak, <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilere milli ve manevi değerlerin
kazandırılmasını sağlamak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrenciler için İnternet ve sosyal
medya dışında kendilerini gerçekleştirebilecek bir alan oluşturma,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin Çizgi Roman Okulu ile
ortak gerçekleştireceği faaliyetlerle kurum kültürünü geliştirerek okula
uyumlarını sağlayıp, aidiyetlerini arttırmak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Okuma ve yazma kültürünü destekleyip,
öğrencilerin yazma becerilerini geliştirmek,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Öğrencilerin resim çizme teknikleri
ile kendilerini ifade etme yollarınısağlamak,<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo5; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Edebiyat, resim ve çizgi roman
alanında uzman kişilerle öğrencileri buluşturmak; onların bilgi, birikim ve
tecrübelerinden faydalanmalarını sağlamak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 54.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">SINIRLILIKLAR<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bu
araştırma;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l10 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Şehit Haki Aras Kız Anadolu İmam Hatip
Lisesi Ortaokulu’ndaki 7/A ve 7/B sınıflarında öğrenim gören öğrenciler ile
ikinci dönemin tamamı, 7/C sınıfı ile de değişen ders programı sebebiyle ikinci
dönemin ortasına kadar devam etmiştir.Proje Merve Sultan Genç ile yürütülmüştür.
Projeye katılan öğrencilerden proje bitiminde yazılı değerlendirmeleri
alınmıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l10 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Eyüp Sultan İmam Hatip Lisesi ile
2021/2022-2022/2023 eğitim öğretim döneminde proje 9. Ve 10. Sınıf öğrencileri
ile Öğretmen Yıldız TARAKÇI ile yürütülmüştür. Veli ve öğretmen görüşleri
alınarak projeye katkı sağlanmıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l10 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;">3.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Asımın Nesli İmam Hatip Ortaokulu ile proje
2021/2022- 2022/2023 eğitim öğretim döneminde 5/D ve 5/E sınıfları ile Fehmi
DEMİRBAĞ tarafından yürütülmüştür. Projeye katılan öğrencilerin velilerinden
veli görüşleri ve öğretmen görüşleri alınmıştır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">YÖNTEM<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Projeye katılan
okul ve kademelerinde, öğrencilerin ilgili derslerinde kazanımlara uygun bir
konu başlığı seçilip, konu ile ilgili hikâye yazılmış ve resim çizilmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">PAYDAŞLAR<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l4 level1 lfo6; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Belediyeler <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="mso-list: l4 level1 lfo6; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Milli Eğitim Müdürlükleri<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">PROJE SÜRECİ<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l6 level1 lfo7; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Çizgi Roman Giriş ve Uygulama<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l6 level1 lfo7; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Senaryo Yazılımı<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l6 level1 lfo7; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Üretim<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l6 level1 lfo7; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Çizgi Film Aşaması<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="mso-list: l6 level1 lfo7; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İnternet Oyunları <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph"><b><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">PROJE İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİ VE
VELİ GÖRÜŞLERİ</span></b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇOK YÖNLÜ DÜŞÜNMENİN EN EĞLENCELİ YERİ-
ŞEYMANUR KARAGÖZ (MATEMATİK ÖĞRETMENİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Çizgi Roman Okulu ile tesadüfen tanıştık. Derslere başlamadan
karikatürle karıştırıp durduk ismini. Dersler başlayınca aradaki farkı gördük.
Çizgi Roman Okulu kendi kültürel, ahlaki, edebi birçok değerimizin hem
büyüklere hem de küçüklere daha çarpıcı ve eğlenceli bir şekilde
aktarılabilmesi için oluşturulmuş muhteşem bir okulmuş. </p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Derslerde bir konu
üzerinde önce düşündük, daha sonra o konuyu drama ile pekiştirerek en son çizgi
roman haline getirdik. Dolayısıyla hem bizler hem de evlatlarımız çok yönlü bir
gelişim sağlama fırsatını yakalamış olduk. Bu dersler sayesinde üretici
düşünmeyi bırakmış olduğumu fark ettim.</p>
<p class="Stil1">Ben ortaokul matematik öğretmeniyim. Çocuklarımla ve de
öğrencilerimle aynı sınıfta öğrenci olarak bulunmak çok zevkli. Birçok göremediğimiz
noktaları bu paylaşımlar sayesinde görüyoruz. Çocuklarımın da böyle farklı yaş
gruplarıyla birlikte kendilerine farklı bakış açıları kazandırdığını
düşünüyorum.</p>
<p class="Stil1">Bu derslerin okullarımızda da yaygınlaşması gerektiğini
düşünüyorum. Çünkü yeni dönemde çocuklarımızın okuduğunu anlama oranı çok
düşük. Derslerde düşünme ve düşündüğünü yorumlayarak ortaya bir ürün çıkarmaya
çalışmak evlatlarımızın çok yönlü gelişimine katkı sağlıyor. Her çocuğun
hayatında en azından bir dönem Çizgi Roman okuluna gelmesinin ona ömrü boyunca
faydası olacağını düşünüyorum.</p>
<p class="Stil1">Böyle bir sistemi hayata geçirdikleri için hocalarıma çok
teşekkür ederim.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇİZGİ ROMAN OKULUNUN FAYDALARI- SEDA
GÖKARSLAN (TÜRKÇE ÖĞRETMENİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Her yaştan okuyucu kitlesine sahip olan çizgi romanlar okuyuculara
hem okuma zevki yaşatmakta hem de birçok fayda sağlamaktadır.Çizgi romanlar
kişinin hayal gücünü geliştirip hikâyeyi birçok açıdan görmesini
sağlamaktadır.Çizgi romanlar çocukların dil gelişimini geliştirmekle beraber
okuma sevgisi kazandırmaktadır. </p>
<p class="Stil1">Gelişen teknolojiyle beraber çocuklarımız teknolojinin tüm imkânlarından
faydalanmaktadırlar.Ancak çocuklarımızın etrafında sürekli olarak bulunan
telefon, tablet gibi teknolojik aletler okuma sevgisini azaltmakta hatta
uzaklaştırmaktadır.Çocuklarımıza tekrar okuma sevgisi kazandırmak için çizgi
romanlar bulunmaz bir fırsattır.</p>
<p class="Stil1">Görsellerle zenginleştirilmiş ve yazı şeklinin daha
basitleştirilmiş hali çocukların dikkatini ve ilgisini çekmektedir.Bu sayede
çocuklarımıza tekrardan okuma sevgisi kazandırabiliriz.</p>
<p class="Stil1">Okulumuzda da çocuklarımıza okuma zevki, hayal gücünü
zenginleştirme, okuyup ve izledikleri durumları yazıp çizerek organize etme
gibi beceriler kazandırmak adına bu proje başlatıldı.Ancak başlarda öğrenci ve
velilerin çok ön yargıyla yaklaştıkları bu derse artık severek ve ilgiyle
katıldıklarını görmekteyiz.Çünkü çocuklarımızın artık kitap okumaktan zevk
aldıklarını görmek aileleri ve bizleri çok mutlu etmektedir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Arif Süheyl AVİNCAN ( VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">2022 yılında tanıştığımız Çizgi Roman Okulu ve Fehmi Demirbağ, Mehmet
NedimPolat, AhmetZiya Sekendiz hocalar ile başlayan eğitim yolculuğumuz,özel
gereksinimli kızım H.Kübra’nın sosyal gelişimine katkılarıyla devam etti.Süreç
içerisinde isteklerini,duygularını,tercihlerini ifade anlamında yol kat etmesi,arzuladığı
çizgi film yapmak düşüncesi için adım olan çizgi roman oluşturması yılsonunda
arkadaşlarıyla birlikte çizgi roman sergisi tüm bunlar bireysel öz güven ve
kendini ifade etmekte büyük katkılar kazandırmıştır.Özelde kızım, genelde ise
çocuk ve gençlerin çağımızın hastalığı olarak görülen sanal ilişkilerin yerine
gerçek diyaloglarla iletişim becerilerinin gelişmesi için fayda sağlayan bu
oluşumun geliştirilerek yaygınlaştırılması geleceğimizin teminatı olan gençler
için çok faydalı olacağı kanaatindeyim.Kızım güzel sanatlar lisesi
öğrencisidir.Özellikle sanat liselerine hatta tüm eğitim kurumlarına ders
müfredatı olarak konulmalı ve gençlerin gelişimine katkı sağlanmalıdır.</p>
<p class="Stil1">Gözlemlerim, Fehmi hoca ve arkadaşlarının bilgi birikim ve
tecrübelerini gençlere aktarırken gençler üzerinde özgüven geliştirici,hayal
kurma becerileri,beden dili kullanımı,mimiklerin kullanımı,empati kurma
becerisi,karşısındakini dinlemek ve anlamak sonucunda doğru bir iletişim kurma
becerisi kazanmaları konusunda faydalı bir metot işlemeleridir.</p>
<p class="Stil1">Sonuç olarak ben ve kızım bu eğitim sürecinde kişisel gelişim
olarak çok faydalandığımız hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz. Ve kızımın
kitabı için verdikleri destek ve katkılarından dolayı minnettarız.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ZEHRA DELİCE ( BAŞAKŞEHİR ŞEHİR SANAT
ÖĞRENCİSİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Merhaba, ben Zehra Delice, 50 yaşındayım, evliyim ve iki kız
annesiyim.Çizgi roman okumayı çok seviyordum ve nasıl yapıldığını merak
ediyordum.Birgün, küçük kızımla, Başakşehir Şehir Sanat Merkezi'ne
gittiğimizde, Çizgi Roman Okulu'ndan haberdar olduk.Çizgi roman hocalarımızla
tanıştım. Bazı ön yargılarım vardı. Eğitimlere 8 yaşındaki kızımla
katılabileceğimi öğrenince çok heyecanlandım. Çünkü, kızımla birlikte ders
çalışmanın dışında, birlikte daha çok vakit geçirme şansımız olacaktı. Kızımın
hem sınıf arkadaşı, hem de yapılan tüm aktivitelerde birlikte olacağımız fikri
çok güzeldi.</p>
<p class="Stil1">Çizgi roman; Anlatılmak istenen hikâye veya gerçek olayların art
arda, ardışık ve sıralı resimler halinde çizilip yazılma sanatıdır. Bence,
yaşayan çizgilerdir. Çizgi roman dersimizde, başlangıç eğitimi sırasında,
öğrenmek için; hata yapmadan, sormadan ve araştırmadan öğrenemeyeceğimizi
anladım. Anlatmak istediğimiz her şeyi çizgiyle anlatıp, nesillere
aktarabiliriz. Çünkü çizgi roman en eski ve etkili iletişim yöntemi olarak
günümüzde de kullanılıyor. Duvarlara, taşlara, ağaçlara, yazarak, çizerek
anlatma yöntemimiz hâlâ devam ediyor. Çizgi roman derslerimizde, konuları
seçerken, doğaçlama küçük oyunlar ile şekilde anlatım yaparken, kazandığım
özgüven sosyalleşmemi ve insanlarla iletişimimi güçlendirdi. Arkadaş ortamında
ve toplum içinde, ses tonumu doğru ayarlayarak, daha düzgün konuşmamı,
diyaloglarımda diksiyonumu doğru kullanmamı ve anlaşılabilir olmasını sağladı.</p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şimdi yazı yazarken,
eksiksiz ve noktalama işaretlerini, doğru yerinde kullanarak, daha düzgün ve
anlaşılır olması beni mutlu ediyor. Planlı çalışmalar, başarabilme duygumu
güçlendirdi. Eğlenerek öğrenmek, çocuklarım ve eşimle aile hayatımızı da olumlu
etkiledi.</p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çizgi roman
çalışmalarımız sırasında gördüm ki yapılan resim, müzik, tiyatro, bedensel ve
zihinsel çalışmalar, gizli özelliklerimizi fark etmemizi sağlıyor. Sanatın her
dalını barındıran çizgi roman sınıfımızda, farklı yaş grupları ile aynı dili
konuşuyor olmamız ve aynı zamanda, kültür ile kuşak farklılıkları olmasına
rağmen, bulunduğumuz her ortamda anlaşabiliyor olmamız, millî, manevi ve medeni
değeri ölçülemez bir zenginlik. Aynı havayı soluyor olmak, çok güzel bir duygu.</p>
<p class="Stil1">Çizgi roman eğitimi, kızımın okulunda da başarılarını arttırdı.
Sınıf öğretmeni, sınıf arkadaşları ve çevresindeki kişiler, kızımdaki olumlu
değişimi fark ettiler. Kızımı örnek göstermeleri ve övgüleri kızımın özgüvenini
de arttırıyor.Derslerini daha kolay anlıyor ve başarılarına artılar katıyor.</p>
<p class="Stil1">Sanatın her dalını yapabileceğimiz bu güzel ortamda, ben de
varım diyerek, okur- yazar- çizer olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Çizgi
romanın, manevi değerlerimiz ve hayatımızda olaylardaki önemini fark ettim.
Okumaya, yazmaya çok ihtiyacımız var. Şimdi daha çok kitap okuyorum, okuduğumu
daha iyi anlıyorum, anladıklarımı karşımdaki kişilere anlayabiliyorum.
Sorguluyorum ve daha çok merak ediyorum. Bu durum benim ve ailemin yeni şeyler
öğrenmemizi sağlıyor.Kızımla birlikte evde ders çalışırken, ailecek
araştırmalarımızı, konuşmalarımızı, tartışmalarımızı hep birlikte yapıyoruz.
Çizgi roman hayatımızın bir parçası oldu.Artık "Bu yaştan sonra ne işime
yarar ki? "diye düşünmüyorum.</p>
<p class="Stil1">Bana ve aileme kattıkları ve katacakları bu güzel değerlerden
dolayı değerli öğretmenlerimiz; Fehmi Demirbağ, Nedim Polat ve Ahmet Sekendiz'e
çok teşekkür ederim. Daha öğrenecek ve kat edecek çok yolumuz var diyorum.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇİZGİ ROMAN ATÖLYESİNDE KAZANIMLARI
SINIFA TAŞIMA</span></b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> (<b>KÜBRA AMİNE DOĞAN-VELİ</b>)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">2021- 2022 yılında çizgi roman atölyesi vesilesiyleFehmi Demirbağ
ile tanışmamız öğretmenlik hayatımdaki alışkanlıklarımda da bambaşka kapılar
araladı. Yıl içinde öğrencilerimle yapacağım çalışmaları planlarken kursta
öğrendiklerimi sınıfa taşımaya başladım.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Kültür- sanat kişinin kendini tanımasının en iyi vasıtalarındanbiridir.
Çizgi roman atölyesi sadece çizim üzerine tasarlanan bir eğitim değildi. Öykü
kurgulamak, drama yapmak, eleştirel yazmak ve çizmek üzerineydi. Ben bu
çalışmalara katılırken sınıfta bunları nasıl yapabilirim diye de düşünmeye
başladım. Sınıfın tekdüzeliğini çeşitli etkinliklerle hareketli ve zevkli hale
getirmeyi amaçladım. Eğitim bilimlerinde tekrarlanan bireysel yeteneklerin
ortaya çıkarılması, çeşitliliği göre etkinlik belirleme anlatımları teoride
kalıyordu. Bu atölye sayesinde uygulamada neler yapılabileceği üzerine fikir
edinmemiz kolaylaştı. Yazma, drama, çizme çalışmaları ile öğrencilerin gelişimi
izlenebildi. </p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Defter tutturma
alışkanlığı. Yazma, çizme, okuma alışkanlığının edinilmesi eğitimciler
tarafından önemsenen konuların başında gelmektedir. Fehmi Demirbağ bize
derslerde haftalık tutturduğu defterleri sınıfımda öğrencilerime de tutturmaya
başladım. Amacım okuduklarının kalıcılığını sağlamak ve okudukları metinler
üzerine yorum yapabilme becerilerini kazandırmaktı. Çalışma sürekliliği ve gelişmeyi
takip etme açısından güzel örnekliklerden oldu. Her öğrencinin ilgi alanı ve
becerisi farklıdır. Çalışma defterlerine konuyla alakalı resim çizmesi de
istenildi. Bu yolla çocuklardaki farklı yeteneklerin ortaya çıkması sağlandı.
Başarının takdir görmesi onlarda sınıf aidiyetini artırdı. Ve kendilerinin fark
edilmesi özgüvenli olmalarının da yolunu açtı. Gelecekle ilgili planlama
yapmalarını kolaylaştırdı. </p>
<p class="Stil1">Bu atölyelerde öğrendiğimiz drama dersleri de tiyatro
ünitelerinde uygulama alanı buldu. Her çocuk kendini farklı beceriyle ifade
edebiliyor. Bu hakikatten hareketle oyunlar yazdırılarak sınıf içinde
oynatıldı. Hem dersten keyif aldılar hem işin mutfağını da öğrenmiş oldular.
Sosyallik sorunu yaşayan çocuklar grubun ve oyunun bir parçası haline
getirildi. Yaratıcı drama sayesinde becerilerini de ortaya koydular. Saksı da
çiçek olan da sınıfta yaramaz bir çocuk olan da vardı içlerinde. Empati
yeteneklerinin gelişmesini de sağladı.</p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Atölye çalışmalarından
edindiğimiz bilgileri sınıflarımıza taşıyarak renklendirmek, dersleri sıkıcı
olmaktan kurtarmak açısından bizim hayatımızda önemli dönüm noktalarından biri
oldu. Fehmi Demirbağ'ı tanımak ve atölye çalışmasına katılmak bize öğretmenliğimizle
ilgili çok şey kattı. Çocukları farklı becerilerini ortaya çıkarmak açısından
önemli bir sanatsal etkinlikti. Okuduğu romanların çizgi roman özetleri,
dijital dergilerde çizgi roman sayfalarına yer vermek gibi renklendirici
çalışmalara vesile olanlara teşekkür ediyoruz. Dini ve milli değerlerin sanata
yansımasının önemi de vurgulandı. Köklerinin farkında, büyük bir medeniyetin
varisi olma şuuru verildi. Türkülerin hikâyeleri yazdırılarak resmetmeleri
istendi. </p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Farklı proje
çalışmaları içinde yer alırken becerileri fark edilmiş öğrencilerle çalışmak
işleri kolaylaştırıcı olmuştur. Hangi öğrenci projenin hangi bölümünde yer
verileceği hususunda fikir sahibi olunmuştur.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">YAĞIZ EMİN ÇALIK (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 54.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Oğlum normalde verilen ödevler haricinde resim çizmezdi ve
ilgisi de yoktu resim alanına. Çizgi roman derslerine başladıktan sonra resme
ilgi duyduğunu gözlemledim. </p>
<p class="Stil1"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ders haricinde yine evde
resim yapmayı tercih etmese de çizgi roman derslerinde çizim yapmaktan keyif
aldığını ve günden güne çiziminin geliştiğini ifade ediyor. Buda; kendini ve
duygularını ifade edebileceği yeni bir alan demek. Dolayısıyla veli olarak
bizim açımızdan da sevindirici bir durum.</p>
<p class="Stil1">Emeği geçen hocalarımıza teşekkür ederiz. </p>
<p class="Stil1">Çizgi roman dersi şu ana kadar görmediğimiz bir ders ve tecrübe
kattı bize ve oğlumuza. Bu ders il birlikte hayal gücü gelişmesi, çizim ve el
becerisi fikir üretmesi daha hızlı olmaya başladı. Oğlumuzun görsel resim
çizimi için güzel bir ders oldu.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="line-height: 150%; mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">MUHAMMED
SİRAC GÜMÜŞ’ÜN VELİSİ NURİYE GÜMÜŞ<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Çizgi roman dersi başladığında çocuğumuzun bu dersi alıp
almaması hususunda kararsız kalmıştık. Çünkü çocuğumuzun resim çizme ve yazı
yazma konusunda yeteneği olup olmadığını bilmiyorduk. Ders başladı ve belli bir
süre çocuğumuz bu dersi aldıktan sonra çizdiği resimleri ve yazdığı hikayeleri
gördüğümüzde epey şaşırdık. Oldukça güzel resimler çiziyor ve çok başarılı
hikayeler yazıyordu. Bunları gördükçe biz de kendisi de çok mutlu olduk. Zaman
içerisinde resim çizme ve hikâye yazma konusunda kendisini oldukça geliştirdi.
Çocuğumuzdaki bu yeteneğin ortaya çıkmasında ve yeteneğini geliştirmesinde
çizgi roman dersinin katkısı büyüktür. Bundan dolayı ders hocamız Fehmi Bey’e
çok teşekkür ederiz.</p>
<p class="MsoBodyText" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 5.95pt; margin-right: 0cm; margin-top: 8.25pt; text-align: justify;"><span style="color: #231f20; font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 14.0pt; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ELİF ÇETİNKAYA İKİZLER ELYESA YAHYA VE
SALİH MİRZA'NIN ANNESİ</span></b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Öncelikle Başakşehir belediyesine ve kıymetli Başkanımız Yasin Kartoğlu'na
çizgi roman okulunu bizlerle buluşturduğu için sonsuz teşekkür ederim.
İkizlerin erken yaşlarda resme olan merakını fark ettim lakin onları ileri ki
zamanda nasıl yönlendire bilirim kaygısı yaşarken bir arkadaşımın tavsiye ile
çizgi roman okuluna başladık.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Derse ilk
geldiğimde sadece resim üzerine çalışmalar olacağını düşündüm. Ama biz burada
hayata dair çok şey öğrendik ve öğrenmeye devam ediyoruz. Örneğin çocuklarımla
olan iletişimimdeki yanlışlıkları mı görüp düzeltme çabasına girdim. Onların
kendilerini ifade etmelerine nasılda engel oluyormuşum.Çocuklarımın hayal
dünyalarını nasıl resme çevirmeleri gerektiğini arkadaşlarla beraber sergilediğimiz
kısa tiyatro gösterileri ile şekillendiriyoruz.Buraya bir parantez açarak Çok
kıymetli Fehmi hocam,Nedim hocam ve Ahmet hocama o engin bilgilerini bizimle
paylaştıkları için sonsuz teşekkür ederim. Çocuklarım çizgi roman okulunda
sanata dair çok şey öğrendikleri gibi Milli ve Manevi değerler eğitimi almaları
beni çok mutlu ediyor. Biz burada 7'den 70'e anne çocuk,abla ve abi kardeş, bir
arkadaş gibi ders alıyoruz. Çoğu zaman Fehmi hocam dan güncel durumlara göre
yeri geliyor bir psikolog gibi terapi görüyoruz. Arkadaşlarımızla olan
diyaloglarımızda ki eksikliklerimizin farkına varıp düzeltme çabasına
giriyoruz. Aslında anlatacak çok şey var ama kelimelere dökmek benim için biraz
zor. Sözün özeti çizgi roman okulu hayat demek,hayat da ÇizgiRoman okulu.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 113%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 36.0pt; margin-right: 15.45pt; margin-top: 0cm; mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 113%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 113%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">DERYA GÜNAL<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoBodyText" style="margin-top: .05pt; text-align: justify;"><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 14.0pt; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1"><span style="mso-font-width: 95%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>VelisiolduğumKuzeyGünal’ınkatıldığıçizgiromanatölyesideneyimisondereceolumluoldu.Sizeveemeğigeçenherkeseteşekküretmekistiyorum.Çocuğumbuatölyeyekatılarakinanılmazbirdeneyimyaşadıvegelişiminebüyükkatkısağladı.</span></p>
<p class="Stil1"><span style="mso-font-width: 95%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çocuğumun hayal gücü, atölyede yaptığı
çalışmalarla birlikte gerçekten gelişti. Kendi</span>hikâyeleriniortaya koyma
konusunda daha cesur ve üreticiı hale geldi. Çizim yeteneği de<span style="mso-font-width: 95%;">büyükbirilerlemekaydetti.Gördüğümkadarıyla,çizgiromanlarındünyasınagirişyaparakkarakterlerinifadelerinivehareketlerinidahaiyianlamayıöğrendi.Bu,çocuğumunsanatsalbecerilerinigeliştirirkenaynızamandailetişimbecerilerinideilerlettiğianlamı</span>nageliyor.<span style="mso-font-width: 95%;">Okumaalışkanlığıkonusundadabüyükbirilerlemekaydettiğinigörmekbeniçokmutluetti.Çizgiromanlar,çocuğumunokumazevkinikeşfetmesineveyenihikâyelerindün-yasındakaybolmasınayardımcıoldu.Bu
da
kelimedağarcığınıveokuduğunuanlamayeteneğinigenişletmesinebüyükkatkısağladı.Artıkokumasürecinikeyifledeneyimli</span>yorvekitaplarıdahadafazlakeşfetmekistiyor.<span style="mso-font-width: 95%;">Ayrıcaçocuğumungörselhafızabecerilerinindegeliştiğinigözlemledim.Çizgiroman</span>ları
okurken karakterlerin görüntülerini ve detaylarını hatırlama konusunda oldukça<span style="letter-spacing: -.05pt;">başarılı oldu. Bu da görsel hafızasının
güçlendiği ve detaylara </span>daha fazla dikkat etmeye<span style="mso-font-width: 95%;">başladığıanlamınageliyor.Renkbilgisikonusundadaatölyeçalışmalarınınetkisinifark</span>ettim.
Renklerin anlatıya ve duygulara olan katkısını keşfederek çocuğumun kendi<span style="mso-font-width: 95%;">çalışmalarındarenkleri dahabilinçlibirşekilde
kullanmaya
başladığınıgördüm.Takımçalışmasıbecerilerikonusundadabüyükbirilerlemeolduğunubelirtmekistiyorum.Atölyede
diğer çocuklarla birlikte çalışma fırsatı bulan çocuğum, fikirleri
paylaşmayı,başkalarınınfikirlerinidinlemeyiveortakbirhedefeyönelikçalışmayıöğrendi.Budeneyim,çocuğumunsosyalbecerilerinigeliştirmesinevetakımçalışmasınauyumsağlamasınayardımcıoldu.Birlikteçalışmasürecindediğer
katılımcılarlaetkileşimdebulunarak çocuğum empati kurma becerisini geliştirdi
ve başkalarının fikirlerine değer</span>vermekonusunda dahaduyarlıhalegeldi.<span style="mso-font-width: 95%;">Bunlara ek olarak, çizgi roman atölyesinin çocuğumun
gelişimine sağladığı diğer katkı</span>lar da söz konusu. Özgüveni atölye süreci
boyunca büyük ölçüde arttı. Kendi fikirleriniifade etmek ve özenli
çalışmalarını sergilemek konusunda daha cesur ve kendinden<span style="mso-font-width: 95%;">eminoldu.Aynızamanda
disiplinvesabırgibiönemlideğerlerideöğrendi.Uzunsüreliprojelerüzerindeçalışaraksonuçlaraulaşmakiçinemekharcamanınvesabırlıolma</span>nınöneminikavradı.<span style="mso-font-width: 95%;">Hikâyeanlatmayeteneğideçizgiromanatölyesindeönemlibirşekildegelişti.Karaktergeliştirme,olayörgüsüoluşturmaveduygusalanlatımgibiunsurlarıkeşfederekçocuğumüretici
yazmabecerileriniilerletti.Aynızamandagörselifadebecerileriüzerindedebüyükbirgelişimkaydetti.Görselsembollerinvemetinlerinbirleşiminikullanarak</span>duygularınıvedüşünceleriniifadeetmeyiöğrendi.
<span style="mso-font-width: 95%;">Son olarak, çizgi roman atölyesi çocuğumun
eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesi</span>ne de yardımcı oldu. Olayları
ve karakterleri analiz etme, görsel ve metinsel unsurları<span style="mso-font-width: 95%;">birleştirmeveiçeriklerinaltındayatananlamlarıkeşfetmebecerilerikazandı.
Bu,çocuğumunfarklıperspektiflerdenbakabilmeyeteneğinigeliştirmesinevederinlemesine</span>düşünmeyetisiniartmasınayardımcıoldu.
Tüm bu katkıları göz önünde bulundurarak çocuğumun çizgi roman atölyesinde elde<span style="mso-font-width: 95%;">ettiğigenelgelişimvekazanımlardandolayısizeveatölyeekibinizeteşekkürediyorum.</span>Eğitimkalitenizveçocuğumuzungelişimineolankatkınıziçinminnettarız.</p>
<p class="Stil1"><span style="mso-font-width: 95%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yükseknitelikliatölyedeneyimiveprofesyonelyaklaşımınıziçintekrarteşekkür</span>ederim.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 113%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 36.0pt; margin-right: 15.45pt; margin-top: 0cm; mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="color: #231f20; font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; line-height: 113%; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 113%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">ELİF OKUMUŞ (
VELİ)<span style="color: #231f20;"><o:p></o:p></span></span></b></p>
<p class="MsoBodyText" style="line-height: 113%; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 11.85pt; margin-right: 15.45pt; margin-top: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 113%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">İlkokulu bitirdikten sonra başladığımız ortaokul yolculuğunda
birçok farklılık ve yenilikle karşılaştık. Bu yeniliklerden birisi de “Çizgi
Roman Okulu” oldu. Bu alan -belki de alışık olmadığımızdan- önceleri bizi biraz
zorladı. Ancak derslerin istikrarlı bir şekilde devam etmesi, çocuklarımızın
gayreti ve her hafta yaptıkları çalışmalar onların bu işi başarabileceklerini
görmelerini sağladı. </p>
<p class="Stil1">“Çizgi Roman Okulu” çocuklarımıza yeni ufuklar açtı.
Duygularımızı ya da düşüncelerimizi ifade etmek için farklı yolların olduğunu
ve çizerek anlatmanın da bu yollardan biri olabileceğini gösterdi onlara. Artık
benim oğlum bize bir şey anlatmak istediğinde bazen sözlü olarak bazen de
çizerek yapıyor bunu. Hatta kitaplarının boş kalan köşelerinde ya da
defterlerinde minik çizimlere rastlamak mümkün. </p>
<p class="Stil1">Bize bu yolu açan ve bu yolda emeği geçen herkese teşekkür
ederiz.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">AHMET GÖKAY (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Fehmi Bey ile ilk olarak bilmediğimiz bir çalışmanın
içindeydik.4-5 hafta boyunca inanılmaz zorlandık. Gökay derslere katılmak dahi
istemiyordu. Annesi olarak ben dahi bırakması taraftarıydım. Çizim yeteneği çok
zayıftı, okuduğu bir kitabı veya izlediği bir filmi yazıya dökemiyordu. Fakat
yaptığınız toplantılara katıldıkça sizin çocuklardan profesyonel bir çizim
değil ellerinin kaleme alışması, cep telefonundan uzak vakit geçirebilmelerini
ve çocuk dünyalarındaki hayallerini hem hikâye hem de resme dökebilmelerini
istediğinizi anladık. Hiç vazgeçmeden çocukları desteklediğinizi fark edince
yavaş yavaş Gökay da düzelmeye başladı.</p>
<p class="Stil1">Resim yeteneği biraz da olsa gelişmeye başladı ablasının da
desteğiyle. Ama en önemlisi küçük ve kötü bir yazısı vardı. Bu çalışmalardan
sonra daha net daha anlaşılır yazmaya başladı. Gökay’ı her haliyle kabul
ettiniz, desteklediniz. Sınıfımın maskotu diyerek onu mutlu ettiğiniz için hem
Gökay adına hem de kendim adına teşekkür ederim.</p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇİZGİ ROMAN HAYAL DÜNYASININA AÇILAN
KAPIDIR (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Çizgi romanlar bizlerin çocukluk dönemlerinde önemli yer
tutmuştur. Severek ve merakla takip ettiğimiz seriler ve gazetelerde yer alan
günlük çizgi romanlar hâlâ aklımızın bir köşesinde silinmeyecek şekilde yer
almaktadır. Bizler sadece okuyucu ve izleyici konumundaydık.</p>
<p class="Stil1">Okulumuzun çizgi roman yazma ve oluşturma etkinliği belki de
bizim hayal edip de buluşamadığımız en heyecanlı oluşum oldu. Buda bizde
çocuklarımızı tereddütsüz bu oluşuma katma isteği uyandırdı. İlk başlarda
çocuklarda ufak tefek isteksizlikler oldu ve biz bunun sebebini bilsek de dile
getiremiyorduk. Çocuklarımızda üretme isteği, hayal etme duygusu, sorumluluk ve
disiplin eksikliği vardı. En azından kendi çocuğumda bunu görebiliyordum. </p>
<p class="Stil1">Bu etkinlikler neticesinde çocukların hayal dünyasının
çizgilere, cümlelere dökülmesi ve kendi sorumluluklarını bilip disiplinli
çalışmaları gözle görülür şekilde ortaya çıkmaya başladı ve giderek de artıyor.
Kendi adıma çocuğumun bu çalışmalarda yer almasından dolayı mutlu olduğumu dile
getiriyor ve teşekkür ediyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-font-kerning: 0pt;">AYŞE TUĞBA BAYRAM
(VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-font-kerning: 0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ben 5/E öğrencisi Yunus Emre Bayram'ın velisiyim. Size
teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. Böyle bir atölye eğitimi
çocuklarımız için çok verimli ve çok büyük bir nimet olarak görüyorum. Onların
kendi beceri ve yeteneklerini keşfetmelerine olanak sağlıyor. Bunun sonucunda
da çocuklarımızın ortaya bir şeyler çıkarabilmelerini ve en güzeli de ortaya
bir kitap çıkartabilmeleri hazzını bizlere ve çocuklarımıza yaşattınız. Benim
isteğim evlatlarımızın ileride çok mutlu olabilecekleri, çalışabilecekleri,
meslek edinmeleri veya başarıya ulaşmalarıdır. Bunun için bizler elimizden
geleni yapmaya her şekilde hazırız. Tabi ki siz öğretmenlerimizin emeği ve
sabrı çok büyük. Buradanokulumuzun öğretmenlerine ve Fehmi Hoca'm size teşekkür
ederek, emeğinize sağlık diyerek çok büyük başarılar diliyorum. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><b><o:p> </o:p></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-font-kerning: 0pt;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">NİMET ÜNAL (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Sayın Fehmi Hoca'mızın katkılarıyla oluşan çizgi roman
atölyesini tanıdığım için çok mutluyum. Çünkü çocuğumda çok güzel etkileri oldu.
Ahlaki değerlerin ön planda olduğu projelerle hayal dünyasını zenginleştirdi ve
el yeteneği kazandı. Daha da önemlisi gelecekteki planları ile ilgili artık bir
fikir sahibi olduğuna inanıyorum. Çok faydalı bir uygulama bence çocuk gelişimi
ile ilgili daha küçük yaşlarda başlansa daha güzel olacağını düşünüyorum. Emeği
geçen herkese teşekkür ediyorum. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">MUKADDES KONAKÇI (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Selamünaleyküm öncelikle Fehmi Hoca'm siz
ve ekibinize çok teşekkür ederim. Benim oğlum çizgi roman dersinde çok verimli
şeyler yaptı. Özellikle kendisine güveni arttı, resimleri çizdikçe çizgi roman
dersini daha çok sevdi. Aynı zamanda sizin çocuklara güzel ahlaklı olmaları ve
topluma nasıl faydaları olmalarını, özgür ve kendilerinin her şeyi
yapabildiklerini gösterdiniz. Okuduklarını nasıl anlayabilirler diye bir yol
daha öğrettiniz. Duygularını çizerek de gösterebileceğini ve çizgilerin dili
olduğunu gerçekten yaptıklarınız saymakla bitmez. Çok mücadele ettiniz. Allah
sizden ve Abdullah Hoca'dan da ekibinizden de razı olsun. Çizgi roman okulunun
başarıları daim olsun. Yolu açık olsun.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">NURCAN TOZMAZ (VELİ)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çizgi roman dersinde Fehmi Hoca'mızın bize
verdiği konuları çocuklarımız resimledi ve yorumladı. Bu tür etkinlikler
çocukların düşünce yapılarını ve hayal gücünü genişletti. Hayata bakış
açılarına bir pencere daha açtı. Fehmi Hoca'mıza çocuklarımıza kattıkları için
çok teşekkür ederiz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">MERVE ELAL (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Çizgi roman sanatın çok özel bir dalı ve çocukların hayal
güçlerine çok faydalı olduğunu fark ettim. </p>
<p class="Stil1">Hayallerini yazı ve resme işlediler. Çocuklarımıza bu değerli
sanat dalını öğrettiği için Fehmi Demirbağ’a teşekkür ediyorum. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1" style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo14; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="mso-fareast-font-family: Calibri;">HAVA
BAŞ (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Güzel Yavrum,çizgi roman etkinliğine başladığı ilk zamanlarda
zorlanıp ''yapamıyorum olmuyor'' diye zorlandığımız günler oldu. Ama çok keyif
aldığımız günler de oldu. Başaracağına inanıyordum ilk günlerde.Öğretmenimize
oğlum Emir’i sorduğumda Emir tam bir ''İstanbul Beyefendisi'' dediği günü
hatırlıyorum.Hatta bu kelimeyi kullandığında evladımla gurur duymuştum.
İstedikten sonra başaramayacağı hiçbir şey olmadığına inanarak oğluma destek
verdim.Her geçen gün daha güzel yaptığı İstanbul Belediyesi'nin başardığını
görmek beni çok mutlu etti. Fehmi Hoca'mız sayesinde oğlumun bir yeteneğini
daha fark etmiş oldum.</p>
<p class="Stil1">Değerli hocamızın şefkatli, hoşgörülü tavrı ve ilgisi ebeveyn
olarak beni çok mutlu ediyor. Böyle bir etkinliğin oğluma kattıkları ise
ileriki yaşlarda ahlaklı bir yetişkin olarak şekilleneceğidir.Resim çizmenin,
kitap okumanın ne kadar değerli olduğunu kelime hazinesinin gün geçtikçe
arttığını ve böyle etkinliklere devam ettikçe kendini daha iyi ifade etmesine
yardımcı olduğunu ve başardığını gördükçe özgüveninin arttığını fark etmenin
mutluluğunu yaşıyorum.Kâğıdın kalemin hayallerle bir resim çizmenin ne kadar
önemli olduğunu sadece çizgi roman çalışmasıyla kalmayıp davranış değerlerinin
önemini yalan söylemenin ne kadar yanlış olduğunu, hoşgörünün ve ahlakın
önemini kazandığını ve ahlaklı bir birey olacağını düşünüyorum.</p>
<p class="Stil1"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu dersin İleriye
dönük bir yatırım olarak geri döneceği için Fehmi Hoca'mıza çalışmalarımıza
katkı sağlayan diğer hocalarımıza ve okulumuza çok teşekkür eder saygılarımı
sunarım.</p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 107%; margin-bottom: 8.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: Calibri;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">AHMET SALİH DOĞAN (VELİSİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bir sanat etkinliğinin içinde olması başlı başına faydalı bir
etkinlik.Hem bizim için hem çocuğumuz için olumlu yanları oldu.Bu ders için
araştırma yapması, kafa yorması ve işin içine bizleri de katması bizler için
gerçekten çok farklı bir deneyim oldu.Aynı zamanda sorumluluk bilinci ile ciddi
bir şekilde ödevlerini yapması, kafasında bir olgu oluşturup bunu yazıya ve
resme dökmesi görsel zekâsını güçlendirdi.Boş bir kâğıdı anlamlı bir hale getirmek...
Günün sonunda ortaya alıntı dahi olsa bir ürünün ortaya çıkması, kendine güven
duygusunu geliştirmesi ve farklı arkadaş ortamlarına girmiş olması çocuğumuza
birçok katkı sağladı.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">AHMET SALİH DOĞAN (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bir sanat etkinliğinin içinde olması başlı başına faydalı bir
etkinlik.Hem bizim için hem çocuğumuz için olumlu yanları oldu.Bu ders için
araştırma yapması, kafa yorması ve işin içine bizleri de katması bizler için
gerçekten çok farklı bir deneyim oldu.Aynı zamanda sorumluluk bilinci ile ciddi
bir şekilde ödevlerini yapması, kafasında bir olgu oluşturup bunu yazıya ve
resme dökmesi görsel zekâsınıgüçlendirdi. Boş bir kâğıdı anlamlı bir hale getirmek...
Günün sonunda ortaya alıntı dahi olsa bir ürünün ortaya çıkması, kendine güven
duygusunu geliştirmesi ve farklı arkadaş ortamlarına girmiş olması çocuğumuza
birçok katkı sağladı.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇİZGİ ROMAN OKULU MU? O DA NE? -AYŞE
DEMİRCİ(VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Okulumuzun her zaman farklılığı olacağını biliyor ve
inanıyordum. İlk toplantımızda çizgi roman dersinden bahsedilmişti. Öylesine
bir resim dersi olacak diye düşünmüştüm.</p>
<p class="Stil1">Zaman ilerledikçe Fehmi Hoca'mızın bu konudaki ciddiyetini
hissetmeye başladım. Her defasında eksik yönlerimizi bizlere bildirmek için
toplantılar yapmaya başladı.Toplantıda isteksiz veliler ve öğrenciler hep
vardı. Biz velilere göre bu ders gereksizdi. Bize göre çocukların okul
derslerine yoğunlaşması daha doğru olacaktı. Aslında bu dersin sonunda bir ışık
bir farklılık olacağını hissediyordum. Ama oğlum çok isteksizdi. Kitap okuyup
özet çıkarmak zor geliyordu. En zorlandığımız kısım resim yapmaktı.İlk resmimiz
çöp adam oldu. İlk kitap özetimizde birkaç satır ancak yazıldı. Bu süreçte
toplantılarda çocukların isteksizliğinin sebeplerini çok tartıştık. Toplantılarda
veliler olarak eksikliklerimizi gördük. Hocamız hem bizi hem çocukları eğitmiş
oldu. Fehmi hocamızın sabrı ve gayreti ile çok güzel yerlere geldik.Artık çöp
adam resimlerinin yerine olağan üstü resimler çıkmaya başladı. Oğlum sayfa
düzenine önem vermeye ve yazısına dikkat etmeye başladı. Noktalama işaretlerini
kullanacağı yerlere daha dikkat eder oldu. Okuduğunu anlamaya anladığını
deftere dökmeyi başardı.Artık öyle bir iki satır da değil sayfalarca özet
çıkarıp hayal gücünü kullanarak hikâyeler yazmaya başladı.</p>
<p class="Stil1">Şimdi ise çocuklarımızın eserlerinin de bulunduğu MEB onaylı
kitapları basılacak. Oğlum daha 11 yaşında ve adına kitap çıkıyor. Bu çok büyük
bir başarı. Ayrıca okulumuzda yapılacak sergide çocuklarımızın çizimleri
sergilenecek. Şu geldiğimiz noktaya bakın. Nasıl başladık? Nasıl başardık? Biz
bile hayretler içindeyiz. Fehmi hocamıza çok teşekkür ederiz.</p>
<p class="MsoNormal" style="margin-top: 12.0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">HATİCE ALPTEKİN (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Saygı değer hocalarımızın özenli çalışması ve öğrencilere olan
sohbetleri çocuklarımız üzerinde samimi doğal yakın iletişim kurmalarını
sağlamış oldu.Çizgi roman dersi bizlere yazarak kendini ifade etmesine ve
çizerek ise hayal gücünü çizgilere dökmesine katkı sağladı.</p>
<p class="Stil1">Kıymetli hocamız Fehmi Bey'in emekleri ve katkıları için çok
teşekkür ederiz.Bu güzel çalışma evlatlarımızın hayal güçlerine yol göstermiş
oldu.İnternet çağında oldukça kıymetli ve değerli bir çalışmaya vesile oldu. </p>
<p class="Stil1">Emekleriniz ve yaptıklarınız için tekrar teşekkür ederiz.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ŞEYMA TEPE – MAHMUT TEPE (VELİ)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Öncelikle size teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum.
Öğrencilerimiz çok şanslılar sizler gibi insani değerleri vurgulayan hayatın ve
yaşamın olmazsa olmazı bu değerler çerçevesinde yavrularımızı yetiştiren biri
öğretmene sahip oldukları için. Peygamberimizin (sav) ahlaki ve sünneti üzerine
evlatlarımızı yetiştiriyorsunuz. Okulun ismine yakışır tavır sergilemeleri için
ulvi bir çabanız var, bu çabayı da çocuklarda gözlemleyebiliyoruz. Minnettarız
iyi ki varsınız. </p>
<p class="Stil1">Dersinizi ve çabanızı da bu minvalde değerlendirirsek; öncelikle
öğrencimizde el becerisi ve çizim kabiliyetinin çok ilerlediğine şahit
oldum.Çocuğumun hikâyeokumalarında olay değerlendirmeleri ve soyut kavramları
çok iyi öğrenerek gelişim gösterdiğine şahit oldum. Yorum kabiliyeti gelişti,
bu durum çizim yeteneğine de yansımış. Değerler eğitimini de önemsemeniz
öğrencimizde nezaket ve adap değerlerinde gelişme sağladı. Allah razı olsun,Mevla’m
sizleri de sizin gibi iyi insanlarla karşılaştırsın.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ALİ EYMEN (VELİ GÖRÜŞÜ) <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Merhaba hocam, çizgi roman dersini ilk duyduğumuzda acaba diye
düşündük ve kafamızda soru işaretleri oldukça fazla belirmişti.Ali Eymenilk
okula giderken resim dersinde yeteneklerini oldukça sınırlı şekilde gösteren
bir çocuktu. Kursun başlamasıyla Ali Eymen’de değişim başlamış ve kendini ifade
etmenin başka bir yolunu keşfetti.Zaman ilerledikçe resim ve çizgi roman
konusunda aldığı yol bizleri oldukça şaşırtmakla beraber aynı zamanda
gururlandırıyordu.Fehmi Hoca'nın yıl içinde yapılan çalışmalar
kitaplaştırılacak demesi ve bu kitabın kapak çizimlerinden bir tanesinin Ali
Eymen’in çizimi olması bizi oldukça sevindirmişti.Ali Eymen ve kurstaki tüm
öğrencilerin kat ettiği bu yolda en önemli etken şüphesiz Fehmi Hoca'mdır.
Bizlere ve tüm çocuklara bu yoldaki katkılarından dolayı Fehmi hocama
teşekkürlerimizi bir borç biliriz.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ZEYNEP İKBAL ÇİZGİCİ<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bu proje benim için pek ilgi çekici değildi hatta benim için sıkıcıydı.Hikâye
yazmak gibi şeyler hoşuma gitmiyor. Hikaye yazmak sabır istiyor ve çok fazla
konsantrasyon gerektiriyor. Ama ne kadar hoşuma gitmese de bu projenin bana
yararları dokundu. Mesela sabrımı geliştirmemi sağladı, hayal gücümü kullanarak
ortaya bir şeyler koyma gücümü geliştirdi, her yeni hikâyede daha fazla şey
üretebildim. Hatta hikâyeler konuşmamı düşünmeme etkiledi.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ZEYNEP NUR BİLGİÇ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bu etkinlik hikâye yazmamızı çok geliştiren bir etkinlikti. Aynı
zamanda yanına resim çizmemizde konuyu bağdaştırma yeteneğimizin gelişmesini
sağladı. Din ile alakalı bir hikâye yazdığımız için hem de dinimizi daha iyi
anlıyoruz günlük hayatla bağdaştırdığımız için daha kalıcı oluyor. Ailemle
okurken hem iyi zaman geçirmiş oluyor hemde yazarken yaptığım hataları
düzeltmiş oluyorum. Bence faydalı bir etkinlik ve en sonunda kitap haline
gelmesi çok güzel olur. Her okulda yapılabilir benim hoşuma gitti.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A FATMA ŞULE AZİZOĞLU <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Açıkçası yazmak ve çizmek sıkıcı ama onu okumak ve herkesten
beğeni almak güzel. Güzel bir proje ve bunun devam etmesini dilerim Türkiye
adına güzel bir proje olacağına eminim eğer bu etkinliğe onay verirseniz başta
olmak üzere hocamız arkadaşlarımız okulumuz adına minnet ve gurur duyarız.
Belki beni pek önemsemezsiniz ama yazma tutkusu ile dolup taşan çocukları
heveslendirirsiniz bu projenin hem okullar arası hem de öğrenciler arası güzel bir
çalışma olacağını düşünüyorum. Saygılarımla küçük hayalleri olup bunu hayata
geçirmek isteyen arkadaşlarıma yardım etmeye çalışan küçük bir kız.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ZÜMRA OKAR<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt; text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bence bu etkinlik gayet güzeldi hem güzel hikayeler
yazabilmemizi sağladı hem resim yeteneğimizi ortaya çıkardı. Hatta yazarken
aklıma anılarım geldi güzel anılarım ve kötü anılarım aklıma geldi oldu ve beni
rahatlattı. Yani oturup bir hikâye yazmak gayet eğlenceliydi. Resim yaparken
hayal gücümüzü genişletiyor. Bazen gönüller sınıfta yazdığı hikâyeyi okuyor
bazıları hem heyecan verici bazıları komik ve bazıları sinema filmi gibiydi.
Başta hiç aklıma gelmez yapamam ben resmi çizemem diye düşünüyordum ama şimdi
neler yazıp neler çizdiğimi gördüm ve çok mantıklı ve güzel bir etkinlik
olduğunu fark ettim.</p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A HAYRUNNİSA KARAASLAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ben normalde resim çizen birisi değildim. Bu proje sayesinde bir
resme vakit harcadım.Hikâye yazma işini sevdim. Hobim gibi oldu ve şunu fark
ettim artık daha iyi hikâye yazmaya başladım. İyi ki proje yapılmış hem
yazdığım konuları daha iyi anladım bana birçok katkısı oldu. Hikayeler için
oturup düşündüm. Önceden bir şeye oturup düşündüm mü hatırlamıyorum düşünerek
hem güzel eserler çıktı hem de resimler. Bana bir sürü katkısı oldu. Bu yüzden
Merve hocama teşekkür ederim. İyi ki bu projeyi yapmışsınız inşallah böyle
güzel projeler çoğalır.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A GÜL SENA ŞEKER <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ders içinde yaptığımız bu etkinlik bana çok şey kattı. Mesela
ben önceden bu kadar güzel hikâye yazamıyordum ama bu etkinlik sayesinde hikâye
yazdıkça kendimi geliştirdim. Hikâye yazmak bana çok iyi geldi. Yani derslerime
nasıl olduysa daha çabuk odaklanmaya başladım. Ben küçüklüğümden beri resim
çizmeyi çok seviyordum ama tabi küçükken güzel resimler çizemiyordum artık her
hikayemden sonra resim çizdiğim için kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Ama
ben önceden hiç masaya oturup güzelce hikâye yazdığımı hatırlamıyorum ama bu
etkinlik sayesinde bazen masama güzelce oturup hikâyemi yazmaya başlıyorum. İyi
ki böyle bir proje var inşallah uzun bir süre daha devam eder. Böyle güzel bir
projeye kattığı için Merve hocaya çok teşekkür ediyorum</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ELİF TEKİNER <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu projenin güzel ve yazı dilimizi geliştirmeye yönelik olduğunu
düşünüyorum. Genel olarak iyi bir proje hem yazma alışkanlığı olmayan insanlara
yeni alışkanlıklar kazandırıyor hem yazmayı seven insanlara yazdıkları şeyleri
okuma imkânı tanıyor.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A MÜSLİME BOSTAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bir hikâye yazmak bana zor geldi ancak arkadaşlarımın hikâyesini
dinlemek heyecan vericiydi. Bu etkinliğe devam edersek kendimi geliştireceğimi
düşünüyorum</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ŞEVVAL BETÜL ÖZTÜRK <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu proje gerçekten çok güzel. Kendime bir zaman ayırıp hikâye
hakkında kafamın içerisinde bir beyin fırtınası çıkıyor. İlk olarak ben kafamda
bir hikâye oluşturup başka bir deftere yazıyorum daha sonra bu yazdığım hikâyeyi
annemle üstünden geçiyoruz ve son olarak bunu defterime geçiriyorum. Annem de
son bir kontrol Edip imza alıyor. Resmi çizip tarih attıktan sonra okulda
arkadaşlarımı okuyorum. İşte bu proje benim kendimi bir nebze bile olsun
özgüvenli olmaya sevk etti. Ben insan içerisinde biraz çekingen bir kişiyim
hikayemi ilk okuduğum gün kendimi çok kasmıştım, beğenmezler diye çok
korkmuştum fakat aslında öyle bir şey olmadı. Bu yüzden kendimi kasmamam
gerektiğini fark ettim artık insan içerisinde biraz daha rahat konuşmalar
yapabiliyorum ayrıca gerçekten hikâyelereolan bakış açım çok değişti ve hikâye
yazmakta geliştiğini düşünmeye başladım. Bu hikâye yazma hem benim derse olan
ilgimi artırdı hem konularımızla alakalıydı bu sebepten ötürü de derse olan
ilgim çokça arttı. Bu sınıfta okuma olayı sayesinde hikâyeyi yazarken
arkadaşlarımın yazdığıhikâyeler sayesinde fikir sahibi oluyorum. Ben bu
projeden gerçekten büyük zevk alıyorum ve çok hoşuma gidiyor. Kendimi bir
alanda geliştirmemi ve özel hissettirmemi sağladı bu yüzden çok mutluyum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ELİF ESMA ÇETİNKAYA <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Açıkçası ben bu etkinliği çok faydalı ve heyecan verici buldum.
Bu etkinlik başladığı için mutluyum çünkü böyle projeler hem gelişmemizi hem de
sınıf karşısında okuyarak özgüven sahibi olmamızı sağlıyor. Bir şey başarma
hissi o kadar harika ki insan mutlu oluyor ve olmalı da. Projeye bakış açımı
hep iyi yönde tutmaya çalıştım umarım proje devam eder eğer devam ederse belki
resim yeteneğim gelişir kim bilir belki özgüven sahibi bir insan olurum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ELİF RANA ERDOĞAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ders içerisinde yaptığımız bu etkinlik kavramları çok iyi
anlamamızısağladı. Günlük hayattan kesitleri aklımda canlandırıp yazmayı bir
konu hakkında düşünmeyi ve daha birçoğuna yardımcı oldu. Empati yapmayı,
olaylar karşısında nasıl davranmam gerektiğini düşünüp bunları yazdım. Yazarken
hayal kurdum bazen karakterlerin yerinde olduğumu düşündüm bazen yazarken
zorlanmam o kavramı bilmediğimin göstergesi olduğunu düşünüp o konuları daha da
çalıştım. Yazmayı sevdim oturup bu konu hakkında kendim ile istişare ettiğimi
fark ettim ailemin ve ben arkadaşlarımın yazdıklarımı beğenmesi beni daha da
yazma ya sevk etti. Yazma alanında olan yeteneklerini fark ettirme yardımcı
oldu maalesef yazmakta zorlandığı fakat bu konudada daha çok yazmam gerektiğini
ve kendimi geliştirmem gerektiğini yazarken eğlendiğime aynı zamanda
yanlışlarımı bulmaya arkadaşlarımdan ilham aldıkça mutluluğum arttı yazdım
konuların güzelliğini görünce karakterime oturtmaya çalıştım karakterimi
etkilediğini yeni karakterler kazandığımı fark ettim. Kendime yazmak için bir
şeyler ararken buldum fikir ararken güzel haberlere denk gelince bu konuya olan
merakım arttı sıkıntı şu ki hala fikir bulmakta zorlanıyorum ama yazmayı
seviyorum insanlara yazarak kendimi daha iyi anlattığımı inanıyorum Buda
insanlarla iletişimimi kolaylaştırıyor yazar ak hayal gücümün ve gururum
kelimelerimin geliştiğine inanıyorum. Yazdıkça Kalemimin güçlendiğini
hissediyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ELİF YILDIZ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Açıkçası bu etkinlik gayet güzel bir etkinlik. Ben de bu
etkinliği gayet beğenip yapıyorum. İnsanın zihnini açıyor ve rahatlatıyor. Bu
etkinlik sayesinde neler yazabileceğimi öğrendim. Bazı yazdığım metinlerde
farklı anılarım aklıma geldi ve o anılarım aklıma gelince çok fazla sevindiğim
oldu üzüldüğümde oldu. Bence ben de etkinlikte gayet güzel şeyler yazdığımı
düşünüyorum. Resim çizmek de yazmak kadar güzel olmuştu. Gerçekten de güzel
resimler çizmiştim neler çizebileceğimi gördüm öğrendim.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A ZEYNEP ALTINTAŞ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Yaptığımız bu etkinlik ilk başlarda ilgimi çekmemişti ama hikâye
yazarken resim çizerken eğlendim. Gittikçe hikayelerimin resimlerimin ve hayal
gücümün geliştiğini düşünüyorum. Ailemle aramdaki ilişkilerde pek bir şey
değişmedi. Telefona çok bakan biriydim bu etkinlikten dolayı mı bilmiyorum ama
bence bu etkinlik sayesinde telefona bakmaktan soğudum. Derse ilgim artmadı
çünkü derse zaten ilgi duyuyordum bu etkinliğin yazımıgeliştirdiğini
düşünüyorum bence bu etkinliği herkes yapmalı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A BETÜL KAVURGA <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Yaptığımız bu proje benim için yararlı oldu. Özellikle Türkçe
dersinde kompozisyon hikâye yazma konusunda çok işime yaradı. Bu projeyi biz
başlattık belki bu proje bir gün büyür ve Türkiye genelinde her yerde yarışma
düzenlenir. Ben o günleri görürsem ne mutlu bana. Arkadaşlarım ile her hafta
bir konuda hikâye yazıp birbirimize gösteriyoruz. Profesyonel olmasam da güzel
yazmaya çalıştım gerçekten gittikçe hikâyelerimin geliştiğini ve daha güzel
olmaya başladığını fark ettim ayrıca diğer ders hocamız Merve Sultan Genç
öğretmenime de bizi teşvik ettiği için teşekkür ederim.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A HİRA ÇOKAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Bu proje benim için güzel bir etkinlikti. İslami alanda olması
da hoşuma gitti. Benim hayatımda faydaları da var mesela günlük hayatta
yaptığım yanlışları fark edip düzelttim, doğrularımı fark edip güzelleştirdim.
Yazdıkça yazma yeteneğinin iyileştiğini düşünüyorum. Aile içi iletişimimizin de
güzelleşeceğini düşünüyorum bu etkinliği düşünenlere teşekkür ederim.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A MERYEM HANNE KUŞAKÇI<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18.0pt; text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bu etkinlik boyunca çok keyif aldım düşünce dünyam ve hayal
gücüm gelişti. Yazdıkça yazı tarzım gelişti ve bu işten keyif almaya başladım.
Resmimde gelişti çok zevk alarak ve severek yaptım.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-A AYŞE NAZ ÖLÇEK <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu dersi gerçekten çok seviyorum etkinliğe gelirsek benim biraz
da olsa unutkanlığım azaldı ayrıca bu etkinliği yaparken gerçekten hayal gücüm
oldukça fazla gelişiyor ve genişliyor. Bu çok hoşuma gidiyor. Bir iş yaparken
daha hızlı bir şekilde sorunlara çözüm bulduğumu ve üretken olmaya başladığını
fark ettim. Diyebilirsiniz ki hani önceden bulamıyor muydun hayır tabii ki
buluyordum fakat bu özelliğinin büyüdüğünü fark ediyorum. Voleybol oynarken
topun nereye kadar gidebileceğini ya da zihni antrenman yaparken topu
kaldırdığım yeri daha rahat hayal edebiliyorum artık. Ayrıca bu projenin resim
yeteneğimize de oldukça katkı sağladığını düşünüyorum. Hem benim böyle küçükken
yazarlara iyi ilgim vardı onlara halen hayranlıkla bakıyorum bir gün benim de
yazar olduğumu hayal Edip hevesleniyorum fakat bu etkinlik sayesinde bu
hevesimi karşılamış oldum çünkü hayallerim farklı ve her şeyi aynı anda
yapamayacağını biliyorum bu proje sayesinde hayallerimden birini
gerçekleştirmiş oldum. Bu projeden gerçekten çok memnunum hayatım için ve bence
aynı zamanda geleceğim içinde atmış olduğum çok güzel ve iç açıcı bir projeydi.
Öncelikle böyle güzel şeylere katkı sağlayıp sonra bizi kattığı için Merve
hocama çok teşekkür ederim daha sonra katkı sağlamış olduğum bu proje için
emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7 -B YAĞMUR AKÇAY <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bu etkinlik sayesinde yazdığım konulardan ders çıkarttım ve
eğlenceliydi sınıf arkadaşlarımın hikâyelerini dinlemek ve resimlerine bakmak
güzeldi.<b><o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B FEYZA NUR ÖZDEMİR <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu projenin bana katkısı oldu mesela derslerde ki konuyu daha
iyi anlamama sağladı kendimi geliştirmem konusunda bana yardımcı oldu. Bu
hikayeler yazmak benim yazar olma isteğimi artırdı. Sınav esnasında hikayelerim
aklıma geldi ve konuları daha iyi cevaplandırdım. Sınıfta hikayelerimizi
okurken eğleniyor ve yeni fikirler üretebiliyorum bu proje bana katkılar
sağladı eminim ki çoğu kişiye de öyledir. Benim fikrim başka okullarda böyle
etkinlikler yapabilirler dersi öğrenmek amacıyla yardımcı olur.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B AYŞE EBRAR ÖZDEMİR <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu proje bana en önemlisi cesaret kazandırdı. Ben normalde asla
kendime güvenerek yazdığım bir şeyi sınıfa çıkıp okuyamam kendime güvenim yok
ama hikayemi okuduktan sonra sınıftakilerin yüzündeki tebessümü görünce kendi
adıma bir şeyleri başardığımı anladım ve ayrıca ilk hikayemdeki ve son
hikayemdeki farklı görmeyi başardım. İnsanın gitgide geliştiğini anladım ve
denemekten zarar gelmeyeceğini bazı konularda çekinmeden yaptığımız şeyleri
insanlara sunmamızın gerektiğini anladım. Gerçek hayatta bazen insanların
yüzüne söyleyemediğim şeyleri hikâyedeki karakterlerime söyletiyordu ve
gerçekten ben söylemiş gibi hissedip rahatlıyordum ilk zamanlarda hikâyemi ya
beğenmezlerse ya da geliştirirlerse diye korkuyordum ama gitgide eleştirilmenin
yanlış olmadığını düşündüm hikâyemi herkesin beğenmek zorunda olmadığını fark
ettim ve alıştım artık eleştirilmekten de beğenilmemekten de korkmuyorum.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B ELİFNUR SEVİM <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu projenin bana oldukça katkısı oldu özellikle öğretmenimiz
bizden hikâye yazmamızı istediği zaman en mutlu ve en heyecanlı olan bendim.
Aklımda bir sürü fikir vardı. Küçüklüğümden beri resme, karikatüre, yazı
yazmaya ve hikâye, kompozisyon, şiir, şarkı ve benzeri şeyler yazıp insanlara
bir şey katmaya anlatmaya karşı ilgim vardı. Bu projede bana harika bir fırsat
sundu sundu. Bu fırsatı güzel değerlendirdiğimi düşünüyorum. Gün geçtikçe yazı
ve resme olan yeteneğim artıyor, bu da beni mutlu ediyor.Resimleri müzik
dinleyerek çiziyorum.Artık daha iyi yazıp çiziyorum. Bu projenin günlük hayatımda
daha rahat konuşma, daha iyianlatma gibi özelliklerime katkı sağladığını
düşünüyorum. Aynı zamanda akıcı konuşuyorum. Umarım bu proje devam eder</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B AYŞE ZEHRA GEDİK <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Aslında bu projenin bana olan katkısı dersleri izledikten sonra
konuyu daha çok pekiştirmem oldu hayal gücü geliştirmek ve konuyu pekiştirmek
için gerçekten çok yararlı bu sayede konu kafamı oturuyor bu defteri hikâye
yazmadan önce konularımız bittikten sonra bir tiyatro yapardık şimdi ise deftere,
çünkü konuları sığdırmaya çalışıyoruz. Öncelikle bu proje gerçekten çok güzel
ve yararlı benim tek istediğim inşallah defterlerimizdeki hikâyeler başka
ülkelere başka çocuklarda ulaşsın yani sadece biz de İstanbul’da Türkçeyle
sınırlı kalmasın başka milletlere başka insanlara da ulaşmasını istiyorum</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7- B AYBÜKE TARKAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu proje devam ederse resim yeteneğinin gelişeceğini düşünüyorum.Aynı
zamanda yazı yazma yeteneğimi de ilerleteceğini düşünüyorum. Bana ait bir dergi
olması fikri beni çok mutlu ediyor. Küçüklüğümden beri annem diyanet görevlisi
olduğu için bana Diyanet Çocuk dergisi alırdı. O dergiyi aldığım gibi karikatür
bölümünü açıp orayı okurdum. Karikatürü çok seviyorum. Umarım bir karikatür
dergim olur.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B BEYZA YILMAZ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu projenin bana katkısı hayal gücüm daha kuvvetli yaptı gibi
hissediyorum çünkü ilk yazdığım hikâye de aklıma hiçbir şey gelmiyordu ama
sonlara doğru bir annenin kızını okudu hikâyenin içine koymayı bile
düşünebildim bu konuda kendimle gurur duyuyorum. Resimlere katkısı da oldu
çünkü yaptım resimlerde bildiğiniz çöp adam vardı ama son resmim de insanları
tam olarak çizmeyi başaramasam da gelişme kat ettim. Ayrıca dersi anlamada
fayda sağladı konumuzla ilişkili yazılar yazdığımız için konunun kafamda
oturması daha kolay oldu.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7- B MERYEM AK <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bu etkinlikten
çok keyif aldım bazen yapmakta zorlandım ama yazmak hoşuma gidiyor sadece
yazmakta zorlanıyorum ama yazarken eğleniyorum ve geliştiğini fark ediyorum
proje devam ederse katılmak çok isterim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B ZEYNEP RANA KALKAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu çalışmanın bana katkısı başkalarının hikâye ve düşüncelerini
dinlemek oldu çok keyif aldım. Resim çizmeyi pek sevmesemde karikatür çizmek
hoşuma gitti uzun süredir hikâye yazmıyordum hayal gücü kullanmak gerçekten çok
eğlenceliydi çok keyif aldım.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7 -B BERRA NUR YILMAZ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu proje bana çok katkı sağladı hikâye yazmak insanı çok şey katıyor.
Üretme gücümü geliştirdi ilk başta çok zorlanıyordum. Aklıma hiçbir şey
gelmiyordu ama yavaş yavaş yeni fikirler bulmaya başladım. Yazdığım hikâye ile
ilgili resimler çizmek de ayrı güzel ve eğlenceliydi. Bazı günler hiçbir şey
yazamadım ama günlük hayatta yaşadığım şeylerle bağlantı kurarak hikâyemiortaya
çıkardım. Güzel bir şeydi büyüyünce yazar olmak. Bunu çok istemiştim. Yani
yazar olmak değilde yaptığım işin yanında kitap yazmak, o kitabın çıkışı cidden
çok güzel olurdu. Bunu ilerde gerçekleştirmek istiyorum.Bu projenin de bu
konuda bana yardımcı olabileceğini inanıyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7- B ZEYNEP ECRİN ÖZGENÇ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-align: justify;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Hikâye yazarken yazdığım konuyu güzel bir şekilde öğrendim. Çizdiğim
resimlerle hikâyelerimi destekledim ama o hikâye yazmadı öncesi zor araştırma
yaptım fikir aldım ve böylece hikâyeler ortaya çıktı yani yazı yazmak eğlenceli
ama ilham gerekiyor.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7- B ŞEYMA NUR SEVİNÇTEKİN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Hazırladığımhikâyelerde hayatımdan esinlendim. Ayrıca(pek çizemesem
de)hikâyeyi aklımda canlandırarak çizmeye çalıştım. Hikâyeyi yazmadan önce
başlığın anlamını araştırdım onunla ilgili örnek hikâyeler okudum. Bence bu
gayet güzeldi.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B RÜMEYSA TAPAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu proje benim hayal gücümü çok genişletti ilk zamanlarda hiç
yazamıyordum ama ilerledikçe hemen aklıma gelmeye başladı resim çizmekten
normalde çok başarısızımdır ama hikâyemi hayal edip resimlemeyi seviyorum bu
projenin devam etmesin çok istiyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-B DİLRUBA ECRİN BİLGİNER <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu etkinlik ilk başta garip gelmişti zaten resim yeteneğim yok
diye düşündüm ama yine de bir şeyler yazıp çizmeye başladım. Çok eğlenceli oldu
projeyi sevdim belki bir gün sadece deftere değil dergileri de yazınızı
fırsatımız olur artık daha güzel yazdığımı hissediyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7 – B MERYEM SENA AKIN<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ben bu etkinliği çok beğendim hem hayal gücümüze hem de
dersimizle alakalı konumuza bağlantı kurmamızı sağladı. Resim yapmak da çok iyi
olmasam da hikayelerin yanına resim çizmek çok iyi hissettirdi hem mutlu etti.
Bu etkinliği çok beğendim ve devam etmesini istiyorum</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C ELİF ERVA KILIÇ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bence bu etkinliği yapmamız güzel de ona zaman ayırmak düşünme
ve farkına varmamı sağladı. Bir şey yazmaya başlamamı kolaylaştırdı ve bunun yapılmasının
güzel olduğunu düşünüyorum ve devam etmesini istiyorum. Zaten boş
vakitlerimizde güzel ve sıkıcı olmayan bir şekilde geçirmemizi sağlıyor en
azından telefona bakmak yerine böyle şeyler yazmak güzel.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C BETÜL YANAR <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Proje için biraz daha vakit ayıra bilseydik bence daha eğlenceli
olurdu, hayal gücümüz gelişiyordu proje sayesinde resmim o kadar güzel olmadığı
için resim sayfaları biraz kötüydü bazı arkadaşlarımızın ki komik bazıları
eğlenceli bazıları ise heyecanlı hikâyeler yazıyorlardı, bence en iyisi komik
ve aksiyon içerendi.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C MERYEM SUDE ÖZDEMİR<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Hikâye yazma bana katkı sağladı mesela evde ödevlerimi yaptıktan
sonra masama oturup hikâyemi yazdım. Okula geldiğimde isearkadaşlarımınhikayelerinidinledim
ve hep ders çıkaracak şeyler yazarlardı arkadaşlarım. Açıkçası bana katkısı
oldu ve bence güzel bir maceraydı en sevdiğim şey ise hikâye uygun resim çizmek
de ama ne olursa olsun bence eğlenceliydi.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C NUREFŞAN ZEHRA ER<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu proje yazı yazma ve üreticiliğimize katkı sağladı, benim için
eğlenceli oldu. Seçtiğimiz konular önemli ve hepimizin dikkat etmesi gereken
konulardı. Bu konular hakkında yazı yazmak için araştırdık ve bilgi sahibi
olduk bazen bu konularla ilgili dinimizin görüşlerine de baktık bu sayede artık
bu konuları daha çok dikkat ediyoruz </p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C NURBANU KILIÇER <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bence çok güzel bir çalışma hem yazarken hem arkadaşlarımınkini
dinlerken çok eğlendim. Ben normalde hikâye yazamam ama hikâye etkinliğini
yazabildim gayet yararlı oldu.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C AYŞE ZÜBEYDE KARA <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu projeyi açıkçası çok sevdim annem de çok sevdi hatta resim
çizme sayfalarında yazmak kadar sevdim.Hocamızın bahsettiğim çizgi roman
kursuna gitmek istiyorum, bu alanda kendimi geliştirmek ilerletmek istiyorum bu
projenin devamını istiyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C SÜMEYYE PAKER <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ben bu çalışmayı sevdim ve derse ilgi duymamı sağladığını
düşünüyorum, yazarken eğlendim ve yazmak hoşuma gitti.Bence böyle çalışmalar
devam etmeli çünkü diğer ödevlere göre daha eğlenceli bu etkinliğe devam etsek
daha güzel olurdu. Ben normalde yazı yazmayı seven bir insanım ve bu çalışmayı
beğendim diğer derslerimizi yaptıktan sonra yazı yazmak beni rahatlattı keşke
devam etseydik.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C LİN MARŞAHA <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Bu yaptığımız etkinlik bence gayet yararlıydı, eğlenceli geldi.Hikâye
yazmak daima eğlenceli gelir bana ve okumakta aynı zamanda resim çizerken de
çok eğlendim ve kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum, projenin devam etmesini
istiyorum </p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C MERYEM BETÜL BAYSAN <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">Bence bu proje güzel çünkü sorumluluk bilincini arttırıyor, diğer
okul ödevleri arasında bir farklılık oluyor, insanın yazma becerisini hızlı
düşünmesini ve hayal gücünü geliştiriyor. Bu projenin genel olarak güzel ve
yararlı olduğunu düşünüyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">7-C ZEYNEP KOÇ <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Ben bu etkinliği beğendim çünkü hem hikâye yazma becerilerimizi
geliştiriyor hem de güzel ve ahlaki konuları ele alıyor.Ben hayatımda belirli
bir fark oluşturduğunu düşünmüyorum ama daha fazla hikâye yazsaydık diğer
sınıftakiler gibi daha farklı olacağını düşünüyorum, resim yapmak eğlenceliydi
projenin devam etmesini isterdim.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoListParagraph" style="mso-list: l1 level1 lfo14; text-align: justify; text-indent: -18.0pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Symbol; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÇİZGİ ROMAN ETKİSİ (ŞEREF KURTARICI,
TUZLA ÇİZGİ ROMAN ÖĞRENCİSİ, YAŞ 61)<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="Stil1">Sevgili torunlarımın çizim, resim eğilimlerini değerlendirmek,
geliştirmek ve onları canlı ve üretkenlik içeren etkinliklere bulaştırmaya
gayret ediyordum ki Türkiye'nin ilk ve tek "Çizgi Roman Okulu" ile tanıştım.
Tabi, ilk öğretim ve gençlik yıllarımdan sonra pek vakit ayıramadığım çizme ve
resim yapma isteğim depreşince ben de onlarla birlikte "Çizgi Roman
Okulu" öğrencisi oldum. Dede, torun birlikte başladık ve değerli
Hocalarımızın özverili çalışmalarıyla, destekleriyle devam ettik.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Çizgi Roman’ın bir ifade yöntemi olduğunu, insanlığın ve
iletişimin çizim ileçizgi ile resim ile başladığını, günümüzde de çizgi
içerikli iletişimin devam ettiğini biliyordum, eminim siz de biliyorsunuzdur.
Ben, Çizgi Roman’ın, insana görme, farkı fark etme, kontrol etme, kompozisyon
içinde kompozisyon yapabilme, öz ve vurucu ifade içeriğine ulaşabilme
becerileri kazandırdığını ve geliştirdiğini tecrübe ettim. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Çizgi Roman’ın bu yönlerini nasıl kullanabilirim diye uğraşırken,
kaynak tararken, bahsettiğim olumlu ve olağan üstü bu etkilerin bilimsel
araştırmalar vasıtasıyla doğrulandığını öğrendim… </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Tabii, Çizgi Roman’ın hayal gücünü arttırdığına veya hayal
edebilmeyi sağladığına, ya da hayal yeteneğini geliştirdiğine; çok sıkıntılı
geçen son zamanlarımızda dillerimizden düşürmediğimiz “Terapi” etkisi
yaptığına; yani manevi ve ruhsal destek sağlamasına; olumlu düşünce ve çözüm
eğilimli yaklaşıma, mizahi bakışa sokma etkisine; çocuklarla ve gençlerle iyi
iletişim kurabilme ve onların kendi aralarında canlı ve sevgiye dayalı iletişim
kullanabilme etkisine; dijital dönüşümün zarar verici, yıpratıcı etkisinden
nasıl korunabileceğine de şahit oldum. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Ağırlıklı olarak teknik özelliğe sahip ve gençlerden oluşan
kitlenin mesleki ve teknik gelişimi ile kişisel gelişiminde ve
Teknisyen-Müşteri iletişiminin tam sağlanması ve geliştirilmesinde; örneğin;
Teknisyenin arızayı kullanıcıdan anlayarak alabilmesi, her arızaya veya her
olaya yeni bir öykü şeklinde bakarak ön yargısız yaklaşabilmesi, işini özenerek
yapabilmesi, dolayısıyla arızayı tek seferde ve doğru olarak giderebilmesi,
talebi karşılayabilmesi ve arızanın nasıl giderildiğini, talebin nasıl
karşılandığını ifade edebilmesinde; olayın sadece teknikten ibaret olmadığının
ve insan merkezli bir işin içinde bulunulduğunun, sevgiye de yer verilmesinin
ihtiyaç olduğunun fark edilebilmesinde; daha okul aşamasındayken, daha
Teknisyen adayı iken, daha “Müşteri” ile karşılaşmamışken Çizgi Roman’ın yer
alması gerektiğini düşünüyorum. </p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Çizgi Roman’ın sayfalara sığamayacak kadar derinlik; canlı ve
cansız belleklere sığamayacak kadar kapsam, konu ve bilgi içerdiğini; insanın
içindeki özeni, sevgiyi, olumluyu, iyiyi, kullanılmamış özelliği, bilinmeyen
yeteneği, inancı, ne varsa ortaya çıkardığını söyleyebilirim. Özetle, burada ve
yukarda bahsettiğim insani dönüşümü, siz de “Çizerek”, “Çizgi Roman” yaparak
deneyimleyebilirsiniz.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İSVEÇ, EĞİTİMDE TABLETLERDEN KAĞIT VE KİTABA DÖNÜYOR<o:p></o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="Stil1">İsveç, okullarda bilgisayarları bir kenara bırakıp kitaplara
geri dönmeyi planlıyor. Gerekçe, öğrencilerin okuma-yazma becerisinin azalması.</p>
<p class="Stil1">İsveç, eğitimde tabletlerden kağıt ve kitaba dönüyor</p>
<p class="Stil1">İsveç'in gündeminde dijital tahtaya, ekrana, elektronik
cihazlara veda ederek, geleneksel eğitim araçlarına geri dönmek var.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">İsveç, 15 yıl önce modern eğitim yöntemlerine geçti. Öğrencilere
anlatılanları deftere yazmak yerine tablet üzerine not almaları öğretildi.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Amaç teknolojik imkanlar sayesinde öğrenme süresini kısaltmak,
beyni hıza alıştırmaktı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Ancak zamanla okuma yazma becerilerinde düşüş gözlemlendi. Hazır
bilgiye bağımlılık arttı, araştırma isteği azaldı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Çocukların kendini ifade etme yeteneği zayıfladı, okumada
gerileme başladı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Hükümet bu durumu ulusal bir sorun olarak ele aldı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">Okuma yazma yetisinin azalmasının, bilgiye erişimi ve kişiler
arası iletişimi kısıtlayabileceği belirtildi.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">İsveç Eğitim Bakanı Lotta Edholm ve Kültür Bakanı Parisa<a name="_GoBack"></a>Liljestrand kitaplara geri dönmeyi planladıklarını açıkladı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1">İki bakan eğitimde bilgisayar ve tabletlerden
vazgeçilebileceğini aktardı.</p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p class="Stil1"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kaynak: TRT Haber Web
Sitesi <o:p></o:p></i></p>
<p class="Stil1"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">https://www.trthaber.com/haber/dunya/isvec-egitimde-tabletlerden-kagit-ve-kitaba-donuyor-775387.html<o:p></o:p></i></p>
<p class="Stil1"><o:p> </o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">ÖZGEÇMİŞ<o:p></o:p></span></b></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Merve
Sultan GENÇ<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kazım
Karabekir Eğitim Fakültesi<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İlköğretim
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölümü<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İlköğretim
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Programı<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Lisans<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">EĞİTİM<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Lise:
Bakırköy İmam Hatip Lisesi, İSTANBUL<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İlköğretim:
Gökkuşağı Koleji, İSTANBUL<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">KİŞİSEL
BİLGİLER<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Doğum
Yeri ve Yılı: Trabzon- 12.08.1992<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Cinsiyet:
Kadın<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İLETİŞİM<o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">E-Posta
Adresi: </span><a href="mailto:mervesultan1.genc@gmail.com"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">mervesultan1.genc@gmail.com</span></a><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><a href="mailto:fehmidemirbag@gmail.com"><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">fehmidemirbag@gmail.com</span></a><span style="font-size: 16.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-78060630928906785962023-07-11T15:05:00.003-07:002023-07-11T15:05:51.026-07:00TOPRAĞI VATAN KILAN TÜRKÜLER ESENLER KONSERİ<div class="" data-block="true" data-editor="1vt86" data-offset-key="eqnks-0-0" style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="eqnks-0-0" style="direction: ltr; overflow: hidden; padding-bottom: 2px; padding-top: 2px; position: relative;"><span data-offset-key="eqnks-0-0">TOPRAĞI VATAN KILAN TÜRKÜLER </span></div></div><div class="" data-block="true" data-editor="1vt86" data-offset-key="do71f-0-0" style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="do71f-0-0" style="direction: ltr; overflow: hidden; padding-bottom: 2px; padding-top: 2px; position: relative;"><span data-offset-key="do71f-0-0">(ESENLER KONSERİ) </span></div></div><div class="" data-block="true" data-editor="1vt86" data-offset-key="bcqmf-0-0" style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="bcqmf-0-0" style="direction: ltr; overflow: hidden; padding-bottom: 2px; padding-top: 2px; position: relative;"><span data-offset-key="bcqmf-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="" data-block="true" data-editor="1vt86" data-offset-key="deucs-0-0" style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="deucs-0-0" style="direction: ltr; overflow: hidden; padding-bottom: 2px; padding-top: 2px; position: relative;"><span style="color: #1d9bf0;">https://youtu.be/jVcuLHTvIfw</span><span data-offset-key="deucs-1-0"> </span></div></div><div class="" data-block="true" data-editor="1vt86" data-offset-key="do4bj-0-0" style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="do4bj-0-0" style="direction: ltr; overflow: hidden; padding-bottom: 2px; padding-top: 2px; position: relative;"><span data-offset-key="do4bj-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="" data-block="true" data-editor="1vt86" data-offset-key="fseg0-0-0" style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="fseg0-0-0" style="direction: ltr; overflow: hidden; padding-bottom: 2px; padding-top: 2px; position: relative;"><span data-offset-key="fseg0-0-0">Alternatif Konser</span></div></div><span style="background-color: white; color: #0f1419; font-family: TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 20px; white-space-collapse: preserve;">Türkülü Seminer</span><div><br /></div><div><iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/jVcuLHTvIfw" style="background-image: url(https://i.ytimg.com/vi/jVcuLHTvIfw/hqdefault.jpg);" width="480"></iframe></div>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-13844782528596838982023-04-04T06:20:00.002-07:002023-04-04T06:20:48.191-07:00<p> GÜÇLÜ DEVLET OLMAK</p><br />Kafkas kökenliyim. <br />Tokatlıyım.<br />AB pozitiftir kan grubum.<br />Müslümanım. <br />Ehli Sünnet diyebilirsiniz.<br />Sanatçıyım.<br />Bu özelliklerimden hangisi sizi bana yakın kılar?<br />...<br />Pakistanlı göçmen bir ailenin oğlu Hamza Yusuf, İskoçya'nın ilk Pakistan kökenli başbakanı oldu. İskoç ulusal kıyafetini giydi. Geçirdi ekose eteğini bacaklarına. <br />İskoç halkının menfaatlerini koruyacağına, İskoç Devleti'ne, İskoç Milleti'ne sonuna kadar bağlı kalacağına, İskoçya için canla başla çalışacağına devletin resmi diliyle yemin etti.<br />"Gardaş ben Pakistanlıyım, İskoç kıyafeti falan giymem, dilinizle yemin etmem, kendi dilimle yemin edeceğim" demedi..<br />Dedirtmezler!<br />O makama talipseniz o makamın raconuna uymak zorundasınız. <br />Kısa süre önce cemaatle namaz kılan fotoğrafları yayınlandı sosyal medyada. Yere göğe konduramadı tüm kesimler. Kimi demokrasinin faziletlerinden dem vurdu, kimi de makamların Müslümanca yaşamaya engel olmayacağını savundu. <br />Ama gökkuşağı lobisi yanlı faaliyetleri yine dolaşmaya başlayınca sosyal medyada bizim mahalle sus-pus oldu. Bizim mahalle derken cinsel yönelim-genderciler olayı görmezden geldi. Neme lazım; iş yine 6284 konusuna gelirde yeni bir gerginlik olmasın.<br /><br />Avrupa'da çok fazla Ortadoğu kökenli müslüman var, fakat hiçbirine "ben Arabım, ben Peştunum, ben Hinduyum, ben şuyum ben buyum" dedirtemezsinz. Sizi döverler!<br /><br />Şaka yapmıyorum.<br />Bir Arap, bir Pakistanlı, bir Afgan; bir İngiliz'den daha İngiliz'dir, bir Fransız'dan daha Fransız'dır.<br /><br />Batı ülkeleri, küçük etnik unsurlar üzerinden kendi ulusal kimliğini tartışmaya açmaz. Kimseye devletin resmi kimliğini, bayrağını, dilini sorgulatmaz.<br />Bizdeki "yok efendim insan hakları, hakların kardeşliği" vs ayağına "devlete karşı etnik milliyetçiliğe" asla ama asla izin vermez.!<br />Kurumlar o kadar güçlüdür ki herkesi sisteme uydurur, tavizi yoktur.<br />Siyasiler oy devşirmek, ona buna şirin gözükmek adına devletin ulusal kimliğini tartışmaya açamaz. Yok yerinden yönetim, yok özerklik...<br />Adamın aklını alırlar.<br />Düşünsenize, Fransa'da, İngiltere'de, Almanya'da vs.vs devletin yönetimine talip olmuş kişiler çıkıp desinler ki "ben bu devletin bayrağını problemli görüyorum, anayasadan İngiliz, Fransız vs isimlerini çıkaracağız, bu ülkede sadece Fransızlar yaşamıyor" !!<br />Oruçlu ağzımla yazıyorum, Vallahi, billahi ve tallahi adamın aklını alırlar.<br />Bırak kendisi, sülalesi bile artık o ülkede barınamaz, o devletten ekmek yiyemez...<br />...<br />HA KONUŞALIM AMA!<br />Konuşalım Allah'ın verdiği AKIL nimetini nasıl kullanmamız gerektiğini. Milli kimlikle birlikte KÜLTÜREL YOZLAŞMADAN nasıl korunmamız gerektiğini. Milli eğitimi, milli sağlık politikalarını. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hayallerini...<br />Konuşalım ADALET olmazsa hiçbir şeyin yerli yerinde duramayacağını. Vicdanla cüzdan arasında bırakılan hukuk sisteminin HAKK'ın tecellesinde bir işe yaramayacağını. Atın önünden etin alınıp itin önündeki otla değiştirilmesi gerektiğini. <br />Millet olmanın saygılı bireyler olmakta saklı olduğunu...Dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla ortak paydada birleşenlerin millet olabileceğini konuşalım.<br />Konuşalım AHLAK olmazsa...Yani kişiye göre değişkenlikler göstermeden aynı tutum ve davranışlarda bulunmak; kırmadan, dökmeden, incimeden...KUL HAKKI esaslı...<br />Ahireti düşünerek...Hesaba çekileceğimizi...<br />Ahirette milletler için ayrı cehennem ve cennet yok!<br />İnananlar ve inanmayanlar esaslı insanlar ahiret yurdunun vatandaşları olarak...<br />Irkçılık yapmadan...Ama millet olarak...<br />Kavmiyetçilik yapmadan...Ama Türk milleti olarak!<br />Müslüman kavramını atfetmeden de Türk olmayacağını bilerek...Tevhide ve akaide uygun olarak!<br />Yani...<br />...<br />Gazeteci Banu Avar Fransız siyasetçi Patrik Deveciyan ile yaptığı röportaj esnasında sorar,<br />"Siz bir Ermeni olarak 1915 olayları hakkında ne düşünüyorsunuz?<br />Patrik Deveciyan : "Ben Ermeni değilim, Fransızım"<br />Banu Avar : "Ama siz Ermeni kökenlisiniz"<br />Deveciyan : "Fransa bir ulus devlettir ve ben de bir Fransız vatandaşıyım, yani Fransızım"<br />Banu Avar; "Ama siz değil misiniz 'Türkiye'de insanlara Kürt, Laz, Çerkez, Süryani denilmeli" diyen?<br />Patrik Deveciyen : "O başka!"<br />...<br />Ben Kafkas kökenliyim. <br />Tokatlıyım.<br />AB pozitiftir kan grubum.<br />Müslümanım. <br />Ehli Sünnet diyebilirsiniz.<br />Sanatçıyım.<br />Bu özelliklerimden hangisi sizi bana yakın kılar?<br />Türk milletinin bir ferdiyim!<br />...<br /><br /><br />FEHMİ DEMİRBAĞFEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-35759008889012635892023-02-13T05:51:00.003-08:002023-02-13T05:51:17.444-08:00<h1 style="text-align: left;"> <span style="background-color: white; color: #050505; font-family: inherit; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">AMERİKANYA İLE YAKIN TARİHİMİZ</span></h1><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space: pre-wrap;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">AmeriKANya "Deprem" dolayısıyla savaş gemilerini sınırlarımıza gönderdi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir de güvenlik gerekçesiyle BM destekli ülkemize girdiklerini düşünsenize bu soysuzların? Ne diyordu Pensilvanya Kardinali "Onlar karılarınıza, kızlarınıza ilişmezler!"</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Gavur sevdalılarımız, mandacılarımız dört gözle bunların çizmelerini ülke topraklarında görmek için can atıyorlar. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;"><span style="font-family: inherit;"><a style="color: #385898; cursor: pointer; font-family: inherit;" tabindex="-1"></a></span>Rahmetli Oktay Sinanoğlu 1945'te Amerika'nın ülkemizi işgal ettiğini bütün detaylarıyla anlatmıştı. Balgat'a çok büyük bir Amerikan üssü açılmıştı. Şu anki meclis binasının içine Amerikan askeri karargahı yapılmıştı. Amerikan askerinin yapmadığı rezaletler kalmamıştı. İnsanımız sormaya başlamışlardı; "Biz kurtuluş savaşını neden yaptık?" Adeta bir sömürge ülkesine dönmüştük.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">2. Dünya savaşına girmemiş ve savaş girmemiş bir ülkenin başkenti işgal altına girmişti. Ebedi şef öleli çok olmuş, Milli şef dönemini yaşıyordu ülke. Daha Kurtuluş Savaşı yaşanırken Amerikan mandası isteyen kişinin iktidar olduğu yıllar. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Akabinde Marshall yardımı...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Fullbrigt...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kore svaşı ve Nato macerası...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kovboy yakamıza yapışmıştı bir kere.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Sıcak savaştan soğuk savaşlı günlere...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kovboy soğuk savaş sonrası da dünyanın jandarmalığına soyunmuştu bu kez. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">11 Eylül'le uydurulan İslami terörizm ve sonrasında kanlı çizmeleriyle ümmet coğrafyasını talan ediyordu. Ardında kan ve gözyaşından başka bir şey vaad etmiyordu; demokrasi zokasıyla!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Genişletilmiş Ortadoğu Projesi tıkır tıkır işliyordu. Arz-ı Mevud kapıdaydı. Dijital paganizm, küresel deccalizm, emperyalizm; ne derseniz deyin soluğu Anadolu insanının ensesindedir. Biliyor ki bu toprakların insanları onların cehennemi planlarının tek engelidir. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ama...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ben yine de bu katilin-zalimin unutanlar için bu şeytanın yakın tarihte yediği, dolayısıyla yiyebileceği herzeleri hatırlatayım da uyarma görevimi ifa edeyim.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Başlıyoruz: </div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space: pre-wrap;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">07.09.1950. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ankara Yenişehir’de oturan Mr. Morris adındaki Amerikalı uzman kapısınının önünde bıraktığı motorsikletinin çamurluğuna dokunan 11 yaşındaki Turhan adlı çocuğu penceresinden av tüfeği ile vurdu..</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Yaralı çocuk hastaneye kaldırıldı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Mr.Morris görevi başında olduğunu söylediğinden polisler dokunamadı. Amerikalı ceza almadı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">3.01.1953 </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ABD Kongresi üyelerinden Mr.Sonston, Kongrede yaptığı konuşmada Türkiye'deki Amerikalıların sekreter adı altında metres tuttuklarını söyledi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">20.11.1957</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Samsun’da Şehir Gazinosu’nda Amerikalılar M.Kemal’in resmini yırttılar. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">1957</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;"> yılında Ankara, İzmir ve İstanbul’da yalnız erkek çocukların çalıştırıldığı fuhuş evleri çoğaldığı tespit edildi...!!</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">30.09.1955</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Samsun’da içki içen on kadar Amerikan askeri ara sokaklarda nara atarak gezerken kızlara sarkıntılık yaptılar. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kendilerini önlemeye çalışan ve efendi olmaya davet eden mahalle bekçisini dövdüler. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Olaya vatandaşlar da müdahil oldu.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalı askerleri önlemeye gelen bir jandarma eri ve bir bekçiyi saldırıp ağır yaraladılar. Çünkü karşılarındaki er ve bekçiler aldıkları emir nedeniyle Amerikalı askerlere zor kullanama konusunda uyarılmışlardı. Sonunda halk galeyana gelerek Amerikalı askerlerin hepsini dövdü.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">28.06.1955</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir Amerikalı Hilton Oteli asansöründe görevli kıza tecavüz etmeye kalkıştı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kızın bağırması üzerine yetişenler kızı kurtardı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">18.03.1959</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bill adındaki bir Amerikalı 15 yaşındaki bir kıza tecavüz etti...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">23.04.1959</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tuslog’da çalışan Amerikalılar gece kulubünde Türklere çatarak kavga çıkarttılar. Dışarı çıkartılan Amerikalılar burada da nara atarak etrafa küfredince toplanan halk tarafından yuhalandılar. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalılar polis kordonu altında evlerine götürüldüler..</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">13.08.1959</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalı çavuşların yönettiği büyük bir kaçakçılık çetesi yakalandı. İki Amerikalı general ve iki albaydan oluşan bir heyet Türkiye’ye geldi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bu heyetten sonra bir başka heyet daha Türkiye’ye gelerek olayın basına yansımaması için uyarıda bulundular.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Heyet hükümetten bu işi kapatmasını istedi. Mahkemeye yayın yasağı kondu. İki Amerikalı mahkeme esnasında tanıkların önünde Atatürk’e küfretti. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bütün bu olanlara ve tanıklara rağmen Amerikalılar delil yetersizliği gerekçe gösterilerek bütün suçlardan beraat ettiler.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">14.09.1959</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalı bir çavuşun evini randevu evine çevirdiği tespit edildi 3 Amerikalı fuhuş yaparken yakalandı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">7.11.1959</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tarihi itibarıyle Türkiye içerisinde serbestçe çalışan dört Amerikan mahkemesi vardı. Amerikalılar Türkiye’de 300’den fazla suç işlemişlerdi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">15.04.1961</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ABD'li astsubay Calvin Hubert,yol dışında çimenlikte uyumakta olan erimizi cipiyle kasten çiğneyerek öldürdü.Polislere görevli olduğunu söyleyerek serbest kaldı</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">18.04.1961</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">ABD'li bir subay biri 12 yaşında olan 2 Türk çocuğunu arabası ile çiğneyerek öldürdü</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ceza almadı..</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">15.06.1961</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Evinde fuhuş yaptıran Amerikalı karakola gelmeyi reddetmişse de polis kendisini karakola götürdü. Amerikalının küçük yaştaki kızları çalıştırdığı tespit edildi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">16.07.1961</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalılar plajda halka hücum ettiler.Polislere görevli olduklarını söylediler.Ceza almadılar.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">18.03.1962</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir Amerikalı çavuş Gebze yolu üzerinde bir Türkü çiğneyerek öldürdü. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">7.10.1962</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalı kadın Binbaşı Miltret Butler bir Türkü çiğneyerek öldürdü...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">21.10.1962</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Adana İncirlik Üssü Sendika Başkanı Canan Bıçakçı bir açıklama yaparak üste çalışan Türk görevlilere Amerikalıların kötü davrandığını, sürekli hakaret bulunduklarını ve küfür ettiklerini söyledi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">22.10.1962</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalı Çavuş John Menemen'de bir Türkü çiğneyerek öldürdü</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">11.08.1963</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İzmir’de büyük seks partisi. Radar üssünde görev yapan Amerikalılar seks partisi düzenlediler. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Camlar açık olduğu için halk ortalıkta dolaşan çırılçıplar kızlar görünce polise haber verdiler..</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalılar gelen polislere görev başında olduklarını söyleyince polis müdahale edemedi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">15 kadar küçük kıza tecavüz edildiği halde, Amerikalılara dokunulamadı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">6.05.1964</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Tuslog’da görevli bir Amerikalı yüzbaşı ve çavuş Türk bayrağına hakaret etti.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">11.05.1964</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bayrağı yırtan bir Amerikalı Wilburd Martin “Bütün Türkler …. Çocuğudur” diyerek hakaret etti.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">13.06.1964</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir Amerikalı asker Türk kadınına cebren tecavüz etti.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">24.06.1964</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Adana’da John adındaki bir Amerikalı çavuş mahalle bekçisini vurdu</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bekçi Resul ağır yaralandı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">28.11.1964</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Bir Amerikalı çavuş zorla bir kızın evine girmek istedi. Mahalle halkı kızın bağırması üzerine olaya engel oldu. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Kız sinir krizleri geçirdi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">6.12.1964</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ankara. Amerikalı çavuş Veysel adındaki Türkü arabasıyla ezdi..</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">10.04.1966</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Ankarada çavuş Glen bütün mahallenin gözü önünde bir bayanın kapısına dayandı kırmak istedi vatandaşlar engel oldu.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">16.05.1966</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Büyükada'da 30 Amerikan askeri içki içtikten sonra etrafa saldırdı, vatandaşları dövdü sarhoş Amerikan askerlerine polis müdahale edemedi.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">6.08.1966</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Çavuş Keith Esentepe’de Mediha isimli bir kadını ezerek ölümüne sebebiyet verdi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Aynı tarihte Diyarbakır’a 20 kilometre uzaktaki Pirinçlik hava alanında korumakla görevli Türk birliğinin başındaki subaya Amerikalı subay silah çekti.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Birliğin başındaki Türk teğmenin adı Yılmaz Baysan’dı. Amerikalılar teğmeni silah zoruyla hapsettiler. Türk birliğindeki diğer askerler silahlarını alarak komutanlarını kurtardılar.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">16.61961</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalı S.W TopkapıSarayı Bağdat Köşkünden sedef kakmalı takımları çalarken yakalandı.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">İfadesinde Türkiye’yi çok sevdiğini amacının hırsızlık değil Türkiye’den anı götürmek olduğunu söyledi. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Amerikalıların Türkiye’de işledikleri suçlara büyük ölçüde sansür uygulanmış, sadece Amerikalıların isimleri değil mağdurların isimleri bile gizli tutulmuştur.</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">O yılların hükümetleri de TCK 163. madde ile, 5816 madde ile, özellikle İRTİCA ile mücadele ediyordu. AYİN adını verdikleri iddialarla Tesbih çeken parmaklarla mücadele ediyorlardı. </div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">...</div><div dir="auto" style="font-family: inherit;">Hatırlatayım istedim. </div></div><div class="x11i5rnm xat24cr x1mh8g0r x1vvkbs xtlvy1s x126k92a" style="background-color: white; color: #050505; font-family: "Segoe UI Historic", "Segoe UI", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin: 0.5em 0px 0px; overflow-wrap: break-word; white-space: pre-wrap;"><div dir="auto" style="font-family: inherit;">FEHMİ DEMİRBAĞ</div></div>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-47938199097554189662023-02-01T07:39:00.002-08:002023-02-01T07:39:56.943-08:00<p> NOKTALAMA İŞARETLERİ</p><br />Nokta ( . )<br />1. Cümlenin sonuna konur: Vikipedi, kâr amacı gütmeyen dijital bir ansiklopedidir.<br />2. Bazı kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve başkası, ve benzeri, ve benzerleri, ve bunun gibi), Alm. (Almanca), Ar. (Arapça), İng. (İngilizce) vb.<br />3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 3. (üçüncü), 15. (on beşinci); II. Mehmet, XIV. Louis, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak, 4. Levent vb.<br />4. Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII - XIV. yüzyıllar arasında vb.<br />5. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:<br />I.<br /><br />1.<br /><br />A.<br /><br />a.<br /><br />II.<br /><br />2.<br /><br />B.<br /><br />b.<br /><br />6. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923 vb.<br />Uyarı: Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923 vb.<br />7. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: Tren 09.15'te kalktı. Toplantı 13.00'te başladı.<br />8. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur: Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960.<br />9. Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 1.000, 326.197, 49.750.812 vb.<br />10. Web adreslerinde kullanılır: <a class="x1fey0fg xmper1u x1edh9d7" href="www.cizgiromanokulu.org">www.cizgiromanokulu.org</a><br />11. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 4.5=20, 12.6=72 vb.<br /><br /><br />Virgül ( , )<br />1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur: Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum. (Halide Edip Adıvar)<br />2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Umduk, bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)<br />3. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur: Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)<br />4. Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur: Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Mustafa Kemal Atatürk)<br />5. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:<br />Akşam, yine akşam, yine akşam,<br />Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)<br />6. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur: Aç karnına sigara içmekle hiç de iyi etmiyorsun, dedi. (Necati Cumalı)<br /><br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre tırnak içinde aktarılan bir anlatımın sonuna virgül konabilir:<br />"Sözcüklere boş yere harcamayacak kadar çok seviyorum," diyen ozandan dilimize pek az şiir çevrilmiştir.<br />7. Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur: – Bu akşam Datça'ya gidiyor musunuz, diye sordu.<br />8. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:<br />Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey'e,<br />– Bu anahtar köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)<br />9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.<br />10. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır: Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi. (Reşat Nuri Güntekin)<br />11. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur: Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Mustafa Kemal Atatürk)<br />Sayın Başkan,<br />Sevgili Kardeşim,<br />Değerli Arkadaşım,<br />12. Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş)<br />13. Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra konur: Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu.<br />Uyarı: Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmaz: Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı)<br />14. Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o zamirlerinden sonra konur: O, eski defterleri çoktan kapatmış, Osmanlıya kucağını açmıştı. (Tarık Buğra)<br />15. Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur: Falih Rıfkı ATAY, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.<br />Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur: ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.<br />Uyarı: Metin içinde ve, veya, yahut, ya ... ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz: Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşekkürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa)<br />Uyarı: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz: İmlamız lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil! (Yahya Kemal Beyatlı)<br />Uyarı: Metin içinde -ınca / -ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz: Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)<br />Uyarı: Şart ekinden sonra virgül konmaz: Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete. (Tarık Buğra)<br /><br />Noktalı virgül ( ; )<br />1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.<br />2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum.<br />3. İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir: Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu. (Yahya Kemal Beyatlı)<br /><br />İki nokta ( : )<br />1. Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur:<br />Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem.<br />2. Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur:<br />Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. (Mustafa Kemal Atatürk)<br />3. Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.<br />4. Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur:<br />Bilge Kağan: Türklerim, işitin!<br />Üstten gök çökmedikçe,<br />alttan yer delinmedikçe<br />ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?<br />Koro: Göğe erer başımız<br />başınla senin!<br />Bilge Kağan: Ulusum birleşip yücelsin diye<br />gece uyumadım, gündüz oturmadım.<br />Türklerim Bilge Kağan der bana.<br />Ben her şeyi onlar için bildim.<br />Nöbetteyim! (A. Turan Oflazoğlu)<br />5. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:<br />– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?<br />Ziraatçı sayar:<br />– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün... (Falih Rıfkı Atay)<br />6. Web adreslerinde kullanılır: <a class="x1fey0fg xmper1u x1edh9d7" href="https://tr.wikipedia.org">https://tr.</a><br />7. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7, 100:2=50 vb.<br /><br />Üç nokta ( ... )<br />1. Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da bu yanı... (Tarık Buğra)<br />2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.<br />3. Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konur: ... derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı... (Tarık Buğra)<br />4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur: Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)<br />5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:<br />Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:<br />— Koca Ali... Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)<br />Uyarı: Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir: Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (Tarık Buğra)<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre ünlem ve soru işaretinden sonra üç noktanın üçü de konur:<br />Ne iyi çocuktu!...<br />Akşam mı gelecekler?... Saat kaçta?...<br />6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:<br />— Yabancı yok!<br />— Kimsin?<br />— Ali...<br />— Hangi Ali?<br />— ...<br />— Sen misin, Ali usta?<br />— Benim!..<br />— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?<br />— Hiç...<br />— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa!..<br />— !.. (Ömer Seyfettin)<br />Uyarı: Üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz.<br /><br />Soru işareti ( ? )<br />1. Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur: Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel)<br />2. Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur:<br />Gümrükteki memur başını kaldırdı:<br />— Adınız?<br />3. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: 1496 (?) yılında doğan Fuzuli...<br />Uyarı: mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf tümleci olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.<br />Uyarı: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)<br /><br />Ünlem işareti ( ! )<br />1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin sonuna konur: Ne mutlu Türk'üm diyene! (Mustafa Kemal Atatürk)<br />2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur: Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)<br />Uyarı: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir: Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)<br />3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır: İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).<br /><br />Kısa çizgi ( - )<br />1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:<br />Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bil-<br />mem. Havuzun suyu bulanık. Kapının saatleri 12'yi geçmiş. Kanepe-<br />lerde kimseler yok. Tramvay ne fena gıcırdadı! Tramvayda-<br />ki adam bir tanıdık mı idi acaba? Ne diye öyle dönüp dönüp baktı?<br />Yoksa kimseciklerin oturmadığı kanepelerde bu saatte pek başıboş-<br />lar mı oturur? (Sait Faik Abasıyanık)<br />2. Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur, bitişik yazılır: Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında durmuştu. (Ömer Seyfettin)<br />3. Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır: al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük vb.<br />4. Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, dur-, gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır- vb.<br />5. İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve sonuna konur: -ak, -den, -ış, -lık; -ımsa-; -la-; -tır- vb.<br />6. Heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma, bi-le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, prog-ram, ya-zar-lık vb.<br />7. Arasında, ve, ile, ila, ...-den ...-e anlamlarını vermek için kelimeler veya sayılar arasında kullanılır: Aydın-İzmir yolu, Türk-Alman ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30, Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı'nda soy-dil-din üçgeni, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, Türkçe-Fransızca Sözlük vb.<br />Uyarı: Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz: On on beş yıl. Üç beş kişi geldi.<br />8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-20=30<br />9. Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır: -2 °C<br /><br />Uzun çizgi ( — )<br />Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir:<br /><br />Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır:<br />— Eski şehri gezdin mi?<br />— Rothschild'in evine gittin mi?<br />— Goethe'nin evini gezdin mi? (Ahmet Haşim)<br />Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:<br /><br />Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.<br />İslam Bey — Ben daha ölmedim. (Namık Kemal)<br />Uyarı: Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz: Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu: "Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?" (Faruk Nafiz Çamlıbel)<br /><br />Eğik çizgi ( / )<br />1. Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy)<br />2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı No.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA<br />3. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 18/11/1969, 15/IX/1994 vb.<br />4. Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -a /-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden vb.<br />5. Web adreslerinde kullanılır: https://tr.<br />6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70/2=35<br />7. Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi araya boşluk konulmadan kullanılır: g/sn (gram/saniye)<br />Ters eğik çizgi ( \ )<br />Bilişim uygulamalarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kullanılır: C:\Belgelerim\Türk İşaret Dili\Kitapçık.indd<br /><br />Tırnak işareti ( " )<br />1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır: Türk Dil Kurumu binasının yan cephesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir." sözü yazılıdır.<br />Uyarı: Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır: "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" diyorlar. (Yahya Kemal Beyatlı)<br />2. Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır: Yeni bir "barış taarruzu" başladı.<br />3. Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları tırnak içine alınır: "Yazım Kuralları" bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.<br />Uyarı: Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitap ve dergi adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın eğik yazıyla dizilerek de gösterilebilir: Cahit Sıtkı'nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti. (Ahmet Hamdi Tanpınar)<br />Uyarı: Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme işareti kullanılmaz: Elif Şafak'ın "Bit Palas"ını okudunuz mu?<br />4. Bilimsel çalışmalarda künye verilirken makale adları tırnak içinde yazılır.<br /><br />Tek tırnak işareti ( ' )<br />Tırnak içinde verilen cümlenin içinde yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü, ibareyi belirtmek için kullanılır: "Mustafa Kemal Atatürk henüz 'Gazi Mustafa Kemal Paşa' idi. Benden ona dair bir kitap için önsöz istemişlerdi." (Falih Rıfkı Atay)<br /><br />Yay ayraç ( )<br />1. Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için kullanılır. Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna uygun noktalama işareti konur: Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre bir tümcenin sonunda ayraç içinde açıklama yapılmışsa ve ayraç içindeki tümcenin ilk sözcüğü özel ad değilse küçük yazılır, nokta kapama ayracından sonra konur:<br />Kitap basımı son yıllarda hızla artmaktadır (niceliksel artışın, niteliksel artış anlamına gelip gelmediği tartışılabilir).<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre ayraç içine alınan bir anlatım, içinde kullanıldığı tümcenin bir öğesi [Türk Dil Kurumuna göre öge] durumundaysa sonuna nokta konmaz:<br />İlk konuşmamı (1980'lerde, yine bu kentte yapmıştım) anımsıyorum.<br />O zaman, yorgun ve umutsuz (hatta dünyaya küsmüş) biriydim.<br />2. Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır: İmek fiilinin (ek fiil) geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.<br />3. Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır:<br />İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam'a yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın... (Reşat Nuri Güntekin)<br />4. Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kullanılır: Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir ya kimsenin. (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)<br />5. Alıntılarda, alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine alınabilir.<br />6. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır: Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.<br />7. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır: 1496 (?) yılında doğan Fuzuli...<br />8. Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra kapama ayracı konur:<br />I)<br /><br />1)<br /><br />A)<br /><br />a)<br /><br />II)<br /><br />2)<br /><br />B)<br /><br />b)<br /><br />Köşeli ayraç ( [ ] )<br />1. Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır: Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel eserlerini Bodrum'da yazmıştır.<br />2. Metin aktarmalarında, çevirilerde, alıntılarda çalışmayı yapanın eklediği sözler için kullanılır: Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar taşının şeklinde ortaya çık[tığını] söyledikten sonra... (Hilmi Yavuz)<br />3. Kaynak olarak verilen kitap veya makalelerin künyelerine ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet, 1922. Server Bedi [Peyami Safa]<br /><br />Kesme işareti ( ' )<br />1. Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Kurtuluş Savaşı'nı, Mustafa Kemal Atatürk'üm, Türkiye'mizin, Fatih Sultan Mehmet'e, Muhibbi'nin, Gül Baba'ya, Sultan Ana'nın, Mehmet Emin Yurdakul'dan, Kâzım Karabekir'i, Yunus Emre'yi, Ziya Gökalp'tan, Refik Halit Karay'mış, Ahmet Cevat Emre'dir, Namık Kemal'se, Şinasi'yle, Alman'sınız, Kırgız'ım, Karakeçili'nin, Osmanlı Devleti'ndeki, Cebrail'den, Çanakkale Boğazı'nın, Samanyolu'nda, Sait Halim Paşa Yalısı'ndan, Resmî Gazete'de, Millî Eğitim Temel Kanunu'na, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği'ni, Eski Çağ'ın, Yükselme Dönemi'nin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'na vb.<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre kimi özel adlara getirilen ekler kesme imiyle ayrılmaz. Çünkü bu tür özel adlar, bir kişiyi değil toplulukları, toplulukların düşünce ve eylem biçimlerini yansıtmakta, bu nedenle üst üste ekler alabilmektedir:<br />Atatürkçü, Atatürkçünün, Atatürkçülük, Türkün, Türklük, Türklüğün, Türklerin, Ankaralı, Ankaralının, Avrupalılaşmak, Almanın, Almanların, Rumun, Rumların...<br />"Türkiyesiz bir çağdaş dünya düşünülebilir mi?"<br />"Yeşil adada kalıcı barış, Türkün ve Rumun birbirini iyi anlamasıyla kurulacaktır."<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre kişi, ülke, kent vb. adlarıyla kurulan kimi tamlamalarda, ikinci ada getirilen ek (tamlanan eki), kesme imiyle ayrılmaz:<br />Mustafa Kemal'in Türkiyesi, Atatürk Türkiyesi; (benim) Ankaram, Atatürküm, 1950'lerin İstanbulu...<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre "Tanrı, Allah, Tanrıça, Rab, Mevla, Yaradan" gibi adların yer aldığı deyimlerin, bu adlardan türetilenlerle bileşik [Türk Dil Kurumuna göre birleşik (kelime)] sözcüklerle terimlerin kullanım sıklığı düşünülerek ikili yazıma yol açmamak için, bu sözcüklere getirilen ekler kesme imiyle ayrılmaz:<br />Tanrım, Allahım, Tanrıcı, Tanrısal; Tanrının günü, Allahından bulsun, Allaha emanet, Allahtan kork, Rabbim seni korusun, Yaradana sığınıp...<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre semt, mahalle, alan, bulvar, sokak adlarına gelen ekler kesme imiyle ayrılmayabilir:<br />Mamaktan, Kadıköyün, Beyoğlunun; Atatürk Bulvarının, Bağdat Caddesinden...<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre yön adlarıyla kalıplaşmış olan veya yazı içinde belli bölgeleri, uygarlıkları yansıtmakta kullanılan "Uzakdoğu [Türk Dil Kurumuna göre Uzak Doğu], Yakındoğu [Türk Dil Kurumuna göre Yakın Doğu]; Kuzey Ülkeleri, Güney Ülkeleri, Üçüncü Dünya..." gibi bileşik [Türk Dil Kurumuna göre birleşik (kelime)] sözcüklerle tamlamalara getirilen ekler kesme imiyle ayrılmaz:<br />Yakındoğuya bakış, birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur.<br />Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır: Hisar'dan, Boğaz'dan vb.<br />Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun'un 17. maddesinin c bendi... Yukarıda adı geçen Yönetmelik'in 2'nci maddesine göre... vb.<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre yasa, yapı, yapıt, ören adlarına getirilen ekler kesme imiyle ayrılmayabilir:<br />1982 Anayasasının, Medeni Kanunun; Çankaya Köşkünden, Yıldız Sarayına; Düşünen Adamın (yontu), Efes Harabelerinin...<br />Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan önce kullanılır: Yunus Emre'nin (1240?-1320), Yakup Kadri'nin (Karaosmanoğlu) vb.<br />Ek getirildiğinde Avrupa Birliği kesme işareti ile kullanılır: Avrupa Birliği'ne üye ülkeler...<br />Uyarı: Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki örtüsü, Kuşadamızdaki liman vb.<br />Uyarı: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112'nci Birleşiminin 2'nci Oturumunda; Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb.<br />Uyarı: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.<br />Uyarı: Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Mustafa Kemal Atatürkçülüğün vb.<br />Uyarı: Sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Çelik, Halit, Şahap; Bosna-Hersek; Kerkük, Sinop, Tokat, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi, Halidi, Şahabı; Bosna-Herseği; Kerküğü, Sinobu, Tokadı, Zonguldağı biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir.<br />Uyarı: Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.<br />2. Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur: Nihat Bey'e, Ayşe Hanım'dan, Mahmut Efendi'ye, Enver Paşa'ya; Türk Dil Kurumu Başkanı'na vb.<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre bir özel ada bağlı saygı sözcüklerine, sanlara ve takma adlara getirilen ekler kesmeyle ayrılmayabilir: Can Beyin, Ali Ağadan, Şenay Hanımın, Nene Hatunun...<br />3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye vb.<br />4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65'lik, 9,65'lik, 657'yle vb.<br />5. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için konur: Yabancı Sözlere Karşılıklar Kılavuzu'nun veri tabanının Genel Ağ'da hizmete sunulduğu gün olan 12 Temmuz 2010 Pazartesi'nin TDK için önemi büyüktür.<br />6. Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için kullanılır:<br />Bir ok attım karlı dağın ardına<br />Düştü m'ola sevdiğimin yurduna<br />İl yanmazken ben yanarım derdine<br />Engel aramızı açtı n'eyleyim (Karacaoğlan)<br />7. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: a'dan z'ye kadar, Türkçede -lık'la yapılmış sözler.<br />*****<br />NOT: Dil Derneği Yazım Kılavuzu'na göre ay ve gün adlarında kesme işareti kullanılmaz: 1919 Mayısı, 12 Eylülün, 28 Ocağın vb.FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-89984008238807527542023-02-01T07:15:00.003-08:002023-02-01T07:24:35.434-08:00TÜRKÇE'NİN YAZIM KURALLARI <div><br /></div><div>Yazıda doğabilecek karışıklıkların önüne geçmek,
yanlış okumayı önlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, herkesin aynı
şekilde yazıp okumasını sağlamak için belirlenmiş olan kurallara imlâ (yazım)
kuralları denir. Bu kurallardan birçoğu aslında anlama ve telâffuza bağlıdır.
Anlam ve telâffuz; akla, mantığa, geleneğe, çoğunluğa vb.ne uyduğu takdirde
-zaten yazıldığı gibi okunan ve okunduğu gibi yazılan bir dil olan- Türkçenin
imlâsı kolayca halledilecektir. </div><div><br /></div><div>İÇERİK: 1. Büyük Harflerin Kullanımı 2.
Kısaltmaların Yazımı 3. Ek-Fiilin Yazımı 4. ile Edatının (Hem edat, hem
bağlaç)Yazımı 5. mi Soru Ekinin Yazımı 6. dE Bağlacının ve -dE Hâl Ekinin Yazımı
7. ki Bağlacının, -ki İlgi Zamirinin ve -ki Yapım Ekinin Yazımı 8. Birleşik
Kelimelerin Yazımı 9. İkilemelerin Yazımı 10. Sayıların Yazımı 11. Tarihlerin
Yazımı 12. Pekiştirmeli Kelimelerin Yazımı 13. Düzeltme İşaretinin Kullanımı 14.
İki Şekilde Yazılabilen Kelimeler 15. Yabancı Kelimelerde Büyük “i”nin Yazımı
16. Ses Değişikliği Görülen Bazı Kelimelerin Yazımı 17. Hem Ayrı Hem Bitişik
Yazılabilen Ekler 18. Ünlü Uyumlarına Aykırı Olan Eklerin Yazımı 19. Alıntı
Kelimelerde Kesme İşaretinin Kullanılması Kullanılmaması 20. Satır Sonunda
Kelimelerin Bölünmesi 21. Alıntı Kelimelerin Yazımının Dilimize Uyarlanması 22.
Yabancı Özel Adların Yazımı 23. Diğer Türklere Ait İsimlerin Yazımı 24. İmla
(Yazım ) Kılavuzu </div><div><br /></div><div>1. BÜYÜK VE KÜÇÜK HARFLERİN YAZIMI Alfabemizde (Lâtin
alfabesi) her harfin bir büyük, bir de küçük şekli vardır. Yazıda yaygın olarak
küçük harf kullanılır. Ancak belirli yerlerde büyük harf kullanılmalıdır. Büyük
harfle küçük harf arasında okunuş olarak fark olmasa da yazılış olarak büyük
farklar vardır. Büyük ve küçük harflerin kullanımı ile ilgili kurallar
şunlardır: » Her cümlenin ilk kelimesi büyük harfle başlar. Büyük harfle
başlamayan bir kelime dizisi, öncesi yazılmamış ya da silinmiş bir cümle
zannedilebilir. “Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine
düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini
düşünmeyeceksin!” “Ömür, yarınlara bağlanan ümitlerle geçip gitmekte,
gafilcesine kavgalarla, gürültülerle, didinmelerle tükenip durmadadır. Sen
aklını başına al da, ömrünü, şu içinde bulunduğun bugün say.” (Mevlâna) »
Noktayla, iki noktayla, üç noktayla, soru ve ünlem işaretleriyle biten
cümlelerden sonra gelen cümleler büyük harfle başlar. * Ah, bilsen biz senin
ıstırabını ne iyi anlıyoruz! Biz ki her şeyi görür ve anlarız. Düşün, bir
elbiseyle bir vücut arasındaki esrarlı rabıtayı düşün. O elbise ki terzinin
elinden vücudun basit hendesesine göre yapılmış mânasız bir kalıp hâlinde çıkar
ve sonra bir vücuda yapışıp onun bütün hareketleriyle yaşamaya başlayınca ne
hâle gelir, düşün! Başlangıçta hiçbir şey ifade etmeyen elbiseler atılacağı güne
kadar vücudun her hareketini saniyesi saniyesine kaydeden korkunç bir hâfızadır.
Birçok oturuş şekillerinin kabarttığı diz kapaklarımızı düşün! Her duygunun
hususi bir biçim verdiği omuzlarımızı düşün! Kambur vaziyetlerinde nasıl arkaya
toplandığımızı, bütün mafsal yerlerinde nasıl halkalaştığımızı düşün! Vücudun
sonsuz hareketleri içinde bize düşmeyen pay hangisidir? Bunların içinde
sefaletlerin, açlıkların, ihtirasların, cinayetlerin, coşkunlukların,
kahkahaların alnımıza çizdiği hep hususî bir çizgi vardır. İnsanlar sanırlar ki,
bizim üstümüzdeki her çizgi, her intiba, bir diğer çizgi veya intiba ile
silinir, hepsi birbirine karışır, manasız bir halita olur ve sonunda biz eskimiş
bulunuruz. Eskiriz, fakat insanlardan evvel eskidiğimiz için onlardan daha ince
ve hassas olan biz, bütün çizgiler ve intibalarımızı hep birbirinin içinde
saklarız. Bu böyle bir halitadır ki, bunun düğümünü ele geçirebilen göz onu
çözdükçe, doğumumuzdan ölümümüze kadar bütün hayatımızı, zamanın atomları içinde
sıkıştırır ve bu korkunç, ah, bu korkunç hafıza küpü içinde, mazinin, birbirinin
üstünden akan küçük yılanlar hâlinde nasıl kaynaştığını görür. Fakat o göz kimde
vardır? Kimsede… Yalnız bizde… Biz, ki her şeyi görür ve anlarız, seni görüyor
ve anlıyoruz… Bize artık hikâyeni anlatma!… Ne lüzum var? Biz onu biliyoruz. Ben
sana kendi hikâyemi ne diye anlatayım? Sen de onu bilirsin. Beni bir ölünün
üstünden çıkardılar. Burada satın alacak adam bekliyorum. Öbürü tıpkı benim
gibi, bugün bir ölünün üstünden çıkmadıysa yarın ikinci gün veya üçüncü gün
çıkacak. Düşün, düşün, biz insanlardan evvel eskidiğimiz hâlde kaç insan
eskitiyoruz? Bizim ıstırabımızı düşün! Biz vücutsuz kalan bir elbise miyiz,
yoksa elbisesiz kalmış bir ıstırabın vücudu mu? (Necip Fazıl, Eski Elbiselerin
Hafızası) * Orhun Kitabesi’nde Türk hakanı şöyle diyor: Türk Tanrısı, Türk
milleti yok olmasın diye atalarımı gönderdi ve beni gönderdi. Ben hakan olunca
gündüz oturmadım, gece uyumadım. (Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları) » Bu
işaretler asıl cümlenin içinde, yani iç cümlede ise sonraki kelime büyük harfle
başlamaz: “Durun!” diye bağırdı annem. Bu kez çocuk, “Bu peri midir, melek mi?”
diye düşünerek, öğretmene hayranlıkla baktı. » İki noktadan sonra cümle
gelmiyorsa, örnekler sıralanıyorsa bunlar büyük harfle başlamaz: Bazı mastarlar
kalıcı nesne adı olmuşlardır: yemek, çakmak, dolma, dondurma, kavurma, buluş… »
Örneklerle başlayan cümleler de büyük harfle başlar: Bilgisayar, sinema,
tiyatro, internet, fotoğraf gibi hobiler, pahalılık yüzünden lüks gibi
görülmektedir. » Cümle içerisinde başkasından aktarılan ve tırnak içinde verilen
cümleler de büyük harfle başlar: Atatürk gençliğe seslenirken ilk önce “Ey Türk
gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet,
muhafaza ve müdafaa etmektir.” demektedir. » Tırnak içinde verilen söz tam bir
cümle değilse veya cümlenin baş kısmı verilmemişse büyük harfle başlamaz.
Nabi’nin “……… var içinde” redifli gazeli açıklanacak. » İki kısa çizgi veya iki
virgül arasında verilen ara sözler, ara cümleler, açıklama cümleleri büyük
harfle başlamaz. Bu konuda kararlı olduktan sonra -geç karar vermiş olsan da-
başarıya ulaşırsın. Başımın ağrısı yazları -sıcaklardan olmalı- daha da artar.
Kalıcı konutları bu yıl sonuna kadar -geçen seneki lâf- yetiştireceklermiş.
Çıkmamız gereken uygar milletler seviyesini -ki bu seviyeye hâlâ çok uzağız-
Mustafa Kemal hedef olarak göstermişti bize. Bu işi 2010 sonuna kadar
bitireceklerini -inanılacak gibi değil- söylüyorlar. Bu adam, seni temin ederim,
sahtekârın biridir. Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz. » Rakamla
başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz. 1998
yılında ortaokulu bitirdim. » Şiirde her mısra (birkaç mısra bir cümle oluştursa
da) büyük harfle başlar. Küçük harfle başlatılmış bir mısraın ilk kelimesi veya
kelimeleri silinmiş veya yazılmamış zannedilebilir. Günümüz şiir kitaplarında bu
kurala çoğunlukla uyulmamaktadır: … Bir de baharlar bilirim, Apartman odalarında
büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği. Anadolu bozkırlarında İstanbul’dan
çıkıp, Diyarbekir’e doğru, tekerleri Yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğuyla
içen Cesur otobüs pencerelerinden Bilinçsiz bas kaymasıyla görülen Evrensen
kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında Çıplak ayakları yumuşak
topraklara batmış ırgat çocuklarının Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen. </div><div><br /></div><div>ÖZEL İSİMLER ♦ Bütün özel
isimler (özel ismi oluşturan her kelime ve onları niteleyen, tanıtan unvanlar)
büyük harfle başlar. Büyük harfle başlamazsa cins ismi zannedilebilirler: » Kişi
adları ve soyadları, takma adlar, kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı
sözleri, unvanlar ve meslek adları, tarihî kişilerin adlarından önce gelen unvan
ve lâkaplar büyük harfle başlar: Ali, Meltem, Mehmet, Meral, Yasemin, Uğur,
Ahmet… Binbaşı Ömer, Doktor Kenan, Mütercim Asım, Ankaralı Âşık Ömer… Mustafa
Kemal Atatürk, Mehmet Akif Ersoy, Nazım Hikmet Ran, Yavuz Bülent Bakiler,
Kâmuran İnan, Victor Hugo, Halil Cibran… Nedim, Fuzulî, Bakî, Muhibbî (Kanuni),
Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka Gündüz (Hüseyin Avni, Eniz
Avni), Kirpi (Refik Halit), Deli Ozan (Faruk Nafiz), Halide Salih (Halide Edip),
Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı), Mehmet Ali Sel (Orhan
Veli)… Sayın Kenan Evren, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Hamdi Bey, Mustafa
Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Doktor Behçet
Uz, Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel… Fatih Sultan Mehmet, Mimar
Sinan, Yavuz Sultan Selim, Genç Osman, Deli İbrahim, Avcı Mehmet, Nişancı Mehmet
Paşa, Aslan Yürekli Richard, Deli Petro… » Akrabalık adları bildiren kelimeler
büyük harfle başlamaz; ancak akrabalık kelimeleri başta gelirse büyük harfle
başlar. Fahriye abla, Ayşe teyze, Numan amca… Nene Hatun, Baba Gündüz, Dayı
Kemal… » Resmî yazılarda saygı bildiren sözlerden sonra gelen makam mevki, unvan
bildiren kelimeler büyük harfle başlar: Sayın Bakan, Sayın Başkan, Sayın
Profesör, Sayın Vali… » Kurum, kuruluş, kurul, müessese, makam, üniversite
isimleri: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mamak Anadolu Lisesi, Yeşilay Derneği,
Türk Dil Kurumu, Ege Üniversitesi, Kars Valiliği, Mamak İlçe Millî Eğitim
Müdürlüğü, Bakanlar Kurulu, Emek İnşaat, Millî Kütüphane, Türk Ocağı… » Kurum,
merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm vb. ifade eden kelimelerden
herhangi biriyle belli ve özel bir kurum, kuruluş vb. kastedildiği zaman bu
kelime büyük harfle başlatılabilir: Bu yıl Meclis yine çok çalıştı. Son yıllarda
Bakanlık, destek faaliyetlerini daha da artırdı. » Millet, kavim, boy, oymak,
din, mezhep isimleri ve bunlara mensup olanlara verilen isimler: Türk, Türkler,
Yunan, İngiliz, Çeçen, Ruslar, Alman, Arap… Oğuz, Kazak, Tatar, Özbek, Tacik…
Müslüman, Musevî, Hıristiyan… Müslümanlık, İslâm, Musevîlik, Hıristiyanlık…
Şiilik, Budizm, Malikîlik, Hanefîlik… Hanefî, Şafiî, Alevî, Budist, Katolik… »
Din ve mitoloji kavramlarını karşılayan özel adlar büyük harfle başlar. Bazı
dinî kavramlar küçük harfle başlar. Tanrı kelimesi özel isim olarak
kullanılmıyorsa küçük harfle başlar: Allah, Tanrı, Cebrail, Zeus, Kibele…
cennet, cehennem, uçmak, tamu, sırat köprüsü… Eski Yunan tanrıları… » Dil ve
lehçe isimleri: Türkçe, Farsça, Fransızca, Macarca, Fince, Tibetçe, Kırgızca,
Özbekçe, Tatarca, Oğuzca… » İl, İlçe, Semt, mahalle, cadde, bulvar, sokak,
pasaj, çarşı, park isimleri (bunlarda geçen tüm kelimeler) büyük harfle başlar:
Sivas, Ankara, İstanbul, Mamak, Yenişehir, Şirinevler, Atatürk Bulvarı, İvedik
Caddesi, Gönül Sokak, Mısır Pasajı, Kuyumcular Çarşısı, Güvenpark, Altınpark,
Kuğulu Park… » Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb yapı adlarına ait bütün
kelimeler büyük harfle başlar: Topkapı Sarayı, Çankaya Köşkü, Ankara Kalesi,
Galata Köprüsü, Atakule… » Devlet, ülke ve bölge isimleri: Türkiye, Türkiye
Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Afganistan, İran, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti… Batı Almanya, Batı Trakya, Güney Yemen, Doğu Avrupa, Doğu Anadolu
Bölgesi, İç Anadolu (Bölgesi), Ege, Marmara… Not: Yön bildiren kelimeler bir
bölge veya ülke adından önce gelirse büyük, sonra gelirse küçük yazılır. Geçen
yaz Kuzey Kıbrıs’a tatile gittik. Kıbrıs’ın kuzeyine tatile gittik. Doğu
Anadolu’nun coğrafyası… Anadolu’nun doğusundaki dağlar… » Kıta isimleri:
Avrasya, Asya, Avrupa, Afrika, Amerika, Antarktika, Arktika, Avustralya. »
Deniz, okyanus, göl, akar su, boğaz, geçit isimleri: Akdeniz, Karadeniz, Manş
Denizi, Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu Van Gölü, Hazar Denizi, Beyşehir Gölü,
Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Seyhan, Fırat, Nil, İstanbul Boğazı, Panama
Geçidi, Süveyş Kanalı … » Dağ, tepe, ova, yayla isimleri: Elmadağ, Uludağ, Ağrı
Dağı, Erciyes (dağı), Everest Tepesi, Çukurova, Konya Ovası… Dikkat! “Çanakkale
Boğazı, Gülek Geçidi, Haymana Ovası, Konya Ovası, Van Gölü, Ağrı Dağı” gibi her
iki harfi de büyük yazılan özel isimlere dikkat edilirse, birinci kelimenin
zaten il olarak mevcut olduğu; ikinci kelime eklenince oluşan ismin o ile ait
ama yeni ve özel bir varlığı karşıladığı görülür. Yani iki kelime birden
kastedilen varlığa aittir. Meselâ Çanakkale Boğazı sadece Çanakkale kelimesiyle
ifade edilemez. Hâlbuki Hürriyet gazetesi, Marmara denizi, Altay dağları, Nil
nehri, Ankara şehri, Fırat nehri, Erciyes dağı gibi örneklerde birinci kelime
büyük, ikinci kelime de küçük harfle başlamaktadır. Bunun sebebi bu kelimelere
eklenen ikinci kelimelerle yeni bir özel isim oluşturulmuş olmamasıdır. Hürriyet
zaten bir gazete adı; Nil zaten bir nehir adı; Ankara zaten bir şehir adı;
Erciyes zaten bir dağ adıdır. Erciyes dağı, Erciyes kelimesi ile de ifade
edilir. » Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar. Ancak dünya, güneş ve ay
kelimeleri terim olarak (astronomi ve coğrafya terimi) kullanılıyorsa özel isim
olduğu için büyük; diğer anlamlarında (gerçek, mecaz, yan, eş, deyim vb.)
kullanılıyorsa cins ismi olduğu için küçük harfle başlar: Merih, Mars, Jüpiter,
Venüs, Küçükayı, Halley… Ay’ın yakından çekilmiş fotoğrafları insanlığı pek
şaşırtmıştı. Yazın Güneş ışınları Dünya’ya dik olarak gelir. Türkiye’nin birçok
yerinde insanlar Güneş tutulmasını seyretti. Sabahtan beri dünya kadar yer
dolaştık. Şair sevgilisinin yüzünü aya benzetir. (ayın kendisine değil,
görünüşüne) » Kitap, gazete, mecmua, eser, kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge,
genelge isimleri büyük harfle başlar. Bunlara dahil olmayan kelimeler küçük
harfle başlar: Sabah (gazetesi), Milliyet (gazetesi); Varlık (dergisi); Türk
Dili (dergisi); Yaprak Dökümü; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Türk
Ansiklopedisi; Halı Dokuyan Kızlar (tablosu), Düşünen Adam (heykeli), Medenî
Kanun, Borçlar Hukuku… » Hayvanlara takılan özel isimler: Düldül, Sarıkız, Fino,
Tekir, Karabaş, Yumoş, Minnoş… » Yer ve millet adlarıyla kurulan birleşik
kelimelerdeki özel adlar büyük harfle başlar. Antep fıstığı, Brüksel lâhanası,
Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Maraş dondurması, Van kedisi… » Yazı
başlıkları, konu adları büyük harfle başlar: İmlâ Kuralları, Dil Bilgisinin
Bölümleri, 19. Yüzyılda Türk Edebiyatının Seyri… » Gazete ve dergiler konu
başlıklarında sadece ilk kelimeyi büyük harfle başlatırlar: Kamyon eve girdi,
Büyük seçim yarın… » Kitap, gazete, dergi isimleriyle konu başlıklarındaki “ile,
ve, de, ya da, ki” bağlaçlarıyla soru ekinin küçük yazılması gerekir: Başarmak
ve Kazanmak, Türk Dili ve Edebiyatı, Karga ile Tilki, Ya Devlet Başa ya Kuzgun
Leşe, Ben de Yazdım… » Kitap, gazete, dergi isimleri ve konu başlıkları -dikkat
çekmek için- bütünüyle büyük harfle yazılabilir. Bu durumda aralardaki “ile, ve,
de, ya da, ki” bağlaçlarıyla soru ekinin küçük yazılması gerekir: Başarmak ve
Kazanmak, Türk dili ve edebiyatı, karga ile tilki… (Başka bir bilgi: Yazı
başlıkları tamamen büyük harfle yazılmışsa, bağlaçlar da tamamen büyük harfle
yazılır. Başlıkların sadece baş harfleri büyük yazılmışsa, bağlaçlar küçük
harfle başlar.) » Mektuplarda ve resmî yazılarda hitapların ilk kelimeleri büyük
harfle başlar: Aziz kardeşim, Canın anneciğim, Sevgili kardeşim Hakan… » Ay ve
gün adları, belirli bir tarih belirttiğinde büyük; bunun dışında küçük harfle
başlar: Bu yıl 2 Eylül’de döneceğiz. 15 Kasım 1999 Pazartesi günü konferans
yapılacak. Bu yıl temmuz sıcaklarında kavrulduk. Bu sokakta salı günleri pazar
kurulur. » Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar. Yazı birkaç
kelimeden oluşuyorsa ilk kelime büyük harfle başlar. Yazı rakamla başlamışsa
ondan sonraki kelime küçük harfle başlar. Giriş, Çıkış, Müdür, Müdüriyet, Vezne,
Başkan, Doktor Otobüs durağı, Şehirler arsı telefon… III. kat, IV. sınıf, I.
blok… » Kurultay, sempozyum, panel vb toplantıları bildiren özel adlar büyük
harfle başlar: Manas Bilgi Şöleni, Uluslar Arası Türk Dili Kurultayı… » Millî ve
dinî bayramlarla bayram niteliği kazanmış günler büyük harfle başlar; ancak
genel nitelik arz edenler küçük harfle başlar: Cumhuriyet Bayramı, Ramazan
Bayramı, Kurban Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Nevruz
Bayramı, Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Tıp Bayramı, tiyatro günü, kitap
haftası, film haftası, sağlık haftası, dil kurultayı. » Çağ, dönem ve tarihî
olay adları büyük harfle başlar: Cilâlı Taş Devri, İlk Çağ, Millî Mücadele,
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı… » Özel isimlerden türetilen isim, sıfat ve
fiiller büyük harfle başlar ve ekleri de kesme işareti ile ayrılmaz. Bu özel
isimler türetilen kelimenin içinde kalıyorsa büyük harfle başlamaz: Türkleşmek,
İslâmlaşmak, Türkolog, Darvinci, Sivaslı, Ankaralı, Türkçecilik, Avrupalı…
Panislâmizm, Panturanizm, Pantürkizm… “Özel isim kendi anlamı dışında yeni bir
anlam kazanmışsa küçük harfle başlar. Müzik terimleri için de bu geçerlidir:
acem, acemi, hicaz, nihavent, amper, jul, allahlık, donkişotluk… acembuselik,
acemaşiran, bayatî, hicazkâr, türkü, varsağı… </div><div><br /></div><div>2. KISALTMALARIN YAZIMI Kısaltma;
bir kelime, terim veya özel adın içerdiği harflerden biri veya birkaçı ile daha
kısa olarak ifade edilmesi ve sembolleştirilmesidir. Yapılan kısaltmaların
benimsenmesi, yaygınlaşması ve herkes tarafından anlaşılması gerekir. AA, AB,
ABD, age., AGİK, AIDS, aids, AKM, Alb., Alm., anat., AOÇ, AP, APS, Apt., Ar.,
Ar. Gör., ark., Asb., ASELSAN, Asist., ASKİ, AŞTİ, AT, Atğm., ATO, AÜ, AÜ, AÜ,
Av., B (batı), B. (bay), bağ., BAĞ-KUR, BBC, BCG, BDT, bk. (bakınız), BM, Bn.
(bayan), BOTAŞ, Bşk., C. (cilt), DGM, dm, EKG, ed. (edebiyat), FIFA, Fr., g,
GAP, gr, HABITAT, Hz., İETT, KBB, km, l, m, Mah., MKE, No. veya Nu., öl., sn
(saniye), TIR, TL, yy., zool. » Kurum, kuruluş, müessese, makam, üniversite
adlarının kısaltmalarında bütün harfler büyüktür. Harfler arasına nokta koymaya
gerek yoktur. TRT, TBMM, İTÜ, DSİ, TDK, TTK, MEB, AÜ DTCF, DAÜ, D, B, K, G, KB,
GB, KD, GD (son sekizi yön adı) Bu kısaltmalardan sonra gelen çekim ekleri kesme
ile ayrılır. Ekler kısaltmanın son harfin okunuşuna göre belirlenir; kelimenin
uzun şeklinin okunuşuna göre değil: MEB’e, TBMM’nin, DTCD’ne değil DTCF’ye,
İTÜ’nden değil İTÜ’den, TDK’nin » Bazı kısaltmalar da kelime gibi
oluşturulmuştur. ASELSAN, BOTAŞ, İLESAM, SEKA, TÖMER, TEDAŞ » Kısaltması büyük
harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan bu kısaltmalara getirilen
eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır: ASELSAN’da, BOTAŞ’a, İLESAM’ın,
SEKA’nın, TÖMER’den, TEDAŞ’ta, NATO’dan UYARI: “Numara” kelimesinin kısaltması
da kelime gibi okunduğundan getirilecek olan ek okunuşa göre getirilecektir:
No.lu, No.suz » Nokta kullanılan kısaltmalar da vardır. Bunlardan sonra
getirilen ekler kesmeyle ayrılmaz: K.K.K., M.Ö., M.S., P.K., T.C. » Özel isim
veya unvan olan bir kelime birkaç harfle kısaltılıyorsa yalnız ilk harf büyük
yazılır. Prof., İst., Doç., Dr., Av., Alb., Gen. Alm. (Almanca), İng., Kocatepe
Mah., Güniz Sok. Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu
esas alınır; ekler kesmeyle ayrılmaz: İst.da, Alm.yı, İng.ye » Özel isim olmayan
kelimelerin kısaltması küçük harfle başlar. C. (cilt), s. (sayfa),
bkz.(bakınız), vb. (ve benzeri), vs. (ve saire), is. (isim), sf. (sıfat), hz.
(hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), kim. (kimya) Bu
kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu esas alınır; ekler
kesmeyle ayrılmaz: vb.leri, vs.den, is.ler, sf.lar, hz.da, çev.e, ed.ı, fiz.le,
kim.da » Elementlerin ve ölçülerin kısaltmalarında nokta kullanılmaz: C, Ca, Fe,
m, mm, cm, km, g, kg, l, mg … Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun
şeklinin okunuşu esas alınır; ekler nokta kullanılmadığı için kesmeyle ayrılır:
m’ye, mm’de, cm’yi, km’ye, g’dan, kg’dan, l’de, mg’ı » Sert sessizle biten
kısaltmalara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde okunuşta sondaki sert ünsüz
yumuşamaz: AGİK’in (agiğin değil agikin), TÜBİTAK’a (tübitağa değil tübitaka)
Ancak “birlik” kelimesiyle kurulan kısaltmalarda yumuşama görülür: ÇUKOBİRLİK’e
(çukobirliğe) </div><div><br /></div><div>3. EK-FİİLİN YAZIMI Ek-fiil isimlerin yüklem olmasını sağlayan
ektir. a. Ek-fiil (imek fiili) eklendiği kelimeye bitişik de yazılabilir ondan
ayrı da… Ama genellikle bitiştirilir. Ayrı yazıldığı zaman ünlü uyumlarına uyup
uymadığına bakılmaz. Bitişik yazılan ek-fiil “büyük ve küçük ünlü uyumu”
kurallarına uyar. 1. Sessiz harfle biten kelimeye bitiştiriliyorsa, başındaki
“i” düşer: rahatsız idim ⇒ rahatsızdım, çocuk ise ⇒ çocuksa, Serkan imiş ⇒
Serkan’mış, koşar iken ⇒ koşarken Suçlanan ben imişim ⇒ benmişim Biz imişiz ⇒
bizmişiz Meğer sen ne çalışkan imişsin ⇒ çalışkanmışsın Çalışkan imişsiniz ⇒
çalışkanmışsınız Adam yirmi yıldır evine hasret imiş ⇒ hasretmiş 2. Sesli harfle
biten kelimeye bitiştiriliyorsa, başındaki “i” düşer ve yerine “y” kaynaştırma
harfi gelir: Bir güzelin hayranı i-di-m ⇒ hayranıydım, hayranı idik ⇒
hayranıydık Zeki idi ⇒ zekiydi Ali imiş ⇒ Ali’ymiş, Hasta ise ⇒ hastaysa,
Nöbetçi iken ⇒ nöbetçiyken, Merhametli imişler ⇒ merhametliymişler Merhametliler
imiş ⇒ merhametlilermiş 3. Fiillere getirildiğinde onların birleşik zamanlı
çekimlerini yapmayı sağlayan ek-fiil bitişik de ayrı da yazılabilir: çalışmış
i-di-k ⇒ çalışmış idik ⇒ çalışmıştık okuyor i-se ⇒ okuyor ise ⇒ okuyorsa okuyor
i-miş-ler/okuyorlar imiş ⇒ okuyorlarmış </div><div><br /></div><div>4. “ile” EDATININ, “ile” BAĞLACININ
YAZIMI “ile“, edat ve bağlaç olarak kullanılır. Yazılışları bakımından
aralarında fark yoktur. » “ile”, kendinden önceki kelimeye bitişik de
yazılabilir, ondan ayrı da… Bitişik yazılan “ile” kelimesi “büyük ve küçük ünlü
uyumu” kurallarına uyar. Ayrı yazıldığında ünlü uyum kuralları aranmaz: arabası
ile ⇒ arabasıyla, konu ile ⇒ konuyla, annem ile babam ⇒ annemle babam » Ünlüyle
biten kelimelere bitiştirildiğinde, baştaki “i” ünlüsü düşer ve yerine “y”
kaynaştırma harfi gelir: Bora ile ⇒ Bora’yla, sopa ile ⇒ sopayla, dava ile ⇒
davayla, arkadaşı ile ⇒ arkadaşıyla, dolayısı ile ⇒ dolayısıyla… » Ünsüzle biten
kelimelere bitiştirildiğinde, sadece baştaki “i” ünlüsü düşer, büyük ünlü
uyumuna göre “la” veya “le” şeklinde kullanılır. Murat ile ⇒ Murat’la, cam ile ⇒
camla, deve ile ⇒ deveyle… </div><div><br /></div><div>5. “mi” SORU EKİNİN YAZIMI Hem isimlere hem de
fiillere getirilen bir çekim ekidir. “-mİ”, kendinden önceki kelimden her zaman
ayrı (bir kelime gibi) yazılır: Gelecek miydin? (fiile) Sen misin? (isme) Geldi
mi?, okuyor mu?, onlar mı?, özgün mü?… Sen burada mısın? Bizi duyuyor musunuz?
İzmir mi yoksa İstanbul mu daha güzel? Ağlasam sesimi duyar mısınız
mısralarımda? » Eklendiği kelimenin son sesine, dolayısıyla büyük ve küçük sesli
uyumu kurallarına uyar: Salı mı? Sen mi? O mu? Ölü mü? » Soru ekinden sonra
gelen ekler kendisine bitişik yazılır. Seni çağıran bu çocuk muydu? » Soru
anlamı vermediği zamanlarda da ayrı yazılır. Yağmur yağdı mı dışarı çıkmak
isterim. Güzel mi güzel bir evi var. </div><div><br /></div><div>6. “dE” BAĞLACININ VE”-dE” HÂL EKİNİN
YAZIMI “de” bağlacı ve “-de” eki birbirinden kolayca ayırt edilebilir. Aşağıda,
dikkat edilmesi gereken noktalar da verilmiştir. a. “dE” Bağlacı Her zaman
kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı ve “de, da” şeklinde yazılır;
bitiştirilmez, “te, ta” şeklinde yazılmaz. “ya” ile birlikte kullanıldığında
“da” ayrı yazılır: “ya da” İsimlerden sonra da kullanılabilir, fiillerden sonra
da. Kelimenin son hecesine kalınlık-incelik bakımından uyar. Ama ünsüz uyumuna
bağlı değildir, yani -te, -ta şekilleri yoktur. Gölgende ban da bana da yer ver.
Ateşten kızaran bir gül arar da Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi. Bu soruyu Ali
de mi bildi? Sorsan da söylemem. Çalış da çalış… Büyüyecek de bana bakacak.
Çalışıp da kazanacaksın. Alacak ya da almayacak. b. “-dE” Hâl Eki İsim çekim
eklerindendir. İsmin bulunma hâlini yapan hâl ekidir. Yer ve zaman bildirir.
Sesli uyumlarına uyar. “dE” bağlacının yalnız “de”, “da” biçimleri varken; “-dE”
hâl ekinin “-de”, “-da”, “-te”, “-ta” biçimleri vardır. Bunun sebebi ekin
bitişik yazılıyor olmasıdır. Yapım eki olarak da kullanılabilir: Örnekler: Eski
İstanbul’da ne güzel günler yaşanmış. Saat yedide mi gelecekmiş? Her şey yerli
yerinde. Suyu bir yudumda içti. Siz ayakta kaldınız. Çamaşırları elde
yıkıyormuş. Yılda yirmi gün izni var. Yüzde yetmiş başarı vardı. Ayda yılda bir
uğrar oldu. Elde avuçta ne varsa bitti. Parmak kalınlığında yaprakları var.
Peyami Safa’nın “Sözde Kızlar”ını okudun mu? </div><div><br /></div><div>7. “ki” BAĞLACININ, “-ki” İLGİ
ZAMİRİNİN ve “-ki” YAPIM EKİNİN YAZIMI Aşağıda bu bağlacın ve iki ekin
birbirinden ayırt edilmesi için dikkat edilmesi gereken noktalar da verilmiştir.
a. “ki” Bağlacı Sadece “ki” biçimi vardır. Kendinden önceki ve sonraki
kelimelerden ayrı yazılır. Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle
yapısına aykırı olarak kullanılır. “ki” ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin
içinde kısa çizgiler arasında verilebilir: Örnekler: Bu ezanlar -ki şahadetleri
dinin temeli- Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın. Atatürk diyor ki: … Bir
şey biliyor ki konuşuyor. Ben ki hep sizin için çalıştım. Sınavı kazanabilir
miyim ki… Baktım ki gitmiş. Ancak bu bağlaç birkaç örnekte kalıplaşarak bitişik
yazılmaktadır. belki, çünkü (ünlü uyumuna girmiş), hâlbuki, mademki, meğerki,
oysaki, sanki. b. “-ki” İlgi Zamiri Ek hâlindeki tek zamirdir. Eklendiği
kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir
ismin (tamlananın) yerini tutar. Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece
-ki şekli vardır: Örnekler: senin kalemin ⇒ seninki, Ali’nin eli ⇒ Ali’ninki,
onun düşüncesi ⇒ onunki… c. “-ki” Yapım Eki İsimlere eklenerek yer ve zaman
bildiren sıfatlar türeten ektir. Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan
eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken “-dE” hâl ekiyle birlikte
kullanılır. Sadece -ki ve az da olsa -kü şekilleri vardır: Örnekler: bu yılki
sınav, yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım … masadaki kitaplar, duvardaki
saat, evdeki hesap … </div><div><br /></div><div>8. BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZIMI İki ya da daha fazla
sözcüğün, yeni anlamda bir sözcük oluşturması için birlikte kullanılmasına
“birleşme” denir. Birleşme sırasında sözcüklerde anlam, tür ve ses
değişiklikleri olabilir: * Birleşme sırasında sözcüklerde ses aşınması ya da ses
türemesi olabilir. pazar – ertesi ⇒ Pazartesi sütlü- aş ⇒ sütlaç his etmek ⇒
hissetmek af olmak ⇒ affolmak * Birleşme, farklı türdeki sözcüklerin farklı
biçimlerde kullanılmasıyla oluşabilir: Hanımeli (belirtisiz ad tamlaması
biçiminde) Atatürk (eksiz iki ad) Akciğer (sıfat tamlaması biçiminde) Mirasyedi
(bir isim, bir çekimli fiil) Gökdelen (bir isim, bir fiilimsi) Birkaç (iki
sıfat) Biçerdöver (iki çekimli fiil) Çıtçıt (ikileme) Bakakalmak (iki fiil) *
Birleşme sırasında sözcükler anlamlarını yitirebilir: bal arısı (iki sözcük de
anlamını taşıyor) suböreği (birinci sözcük anlamını yitirmiş) rüzgârgülü
(ikinci sözcük anlamını yitirmiş) aslanağzı (iki sözcük de anlamını yitirmiş)
a. Anlam kayması yoluyla kurulan bileşik sözcükler bitişik yazılır: Akbaba,
suçiçeği, devetabanı … b. Ses değişimi yoluyla oluşmuş bileşik sözcükler bitişik
yazılır: Güllaç (güllü aş), Kahvaltı (kahve altı), Niçin (ne için) c. Tür
değişmesi yoluyla oluşmuş bileşik sözcükler bitişik yazılır: mirasyedi,
uyurgezer, sıkboğaz d. Yardımcı birleşik eylemler, bileşme sırasında ses
değişikliği olmuşsa bitişik; ses değişikliği olmamışsa ayrı yazılır: hal-olmak,
zan-etmek, seyir-etmek, kayıp-olmak, fark-etmek, muhtaç-olmak -> hallolmak ->
zannetmek -» seyretmek -> kaybolmak -» fark etmek -»muhtaç olmak e. Kurallı
birleşik eylemler her zaman bitişik yazılır anlayıvermek, görebilmek,
uyuyakalmak, düşeyazmak » Anlamca kaynaşmış birleşik fiiller bitişik yazılır:
vazgeçmek, başvurmak, hoşgörmek Detaylı bilgi için ayrıca bakınız ⇒ Birleşik
Kelimelerin Yazımı </div><div><br /></div><div>9. İKİLEMELERİN YAZIMI » İkilemeler genellikle ayrı yazılır.
Araya hiçbir noktalama işareti de konmaz. adım adım, ağır ağır, akın akın, allak
bullak, aval aval (bakmak), cır cır (ötmek), çeşit çeşit, derin derin, gide
gide, güzel güzel, karış karış, kös kös (dinlemek), kucak kucak, şıp şıp
(damlamak), şıpır şıpır, tak tak (vurmak), takım takım, tıkır tıkır, yavaş
yavaş. bata çıka, çoluk çocuk, düşe kalka, eciş bücüş, eğri büğrü, enine boyuna,
eski püskü, ev bark, konu komşu, pılı pırtı, salkım saçak, sere serpe, soy sop,
süklüm püklüm, yana yakıla, yarım yamalak. » m ile yapılmış ikilemeler de ayrı
yazılır: at mat, çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı, kitap mitap. » İsim durum
ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikilemeler de ayrı yazılır: baş başa, diz dize,
el ele, göz göze, iç içe, omuz omuza, yan yana; baştan başa, daldan dala, elden
ele, günden güne, içten içe, yıldan yıla; başa baş, bire bir (ölçü), dişe diş,
göze göz, teke tek; ardı ardına, boşu boşuna, günü gününe, peşi peşine, ucu
ucuna. » Bitişik yazılan ikilemeler de vardır: cırcır (böceği), cızbız, civciv,
çıtçıt, dırdır, fırfır, fısfıs, hımhım, hoşbeş, şıpşıp (terlik), yüzgöz (olmak)…
darmadağınık, darmaduman, karmakarışık. </div><div><br /></div><div>10. SAYILARIN YAZIMI Sayılar rakamla
yazılabildikleri gibi harfle de yazılabilir. » Küçük sayılar, yüz ile bin
sayıları ve daha çok edebî karakter taşıyan metinlerde geçen sayılar harfle
gösterilir. İki hafta sonra, haftanın beşinci günü, üç ayda bir, dört kardeş,
üçüncü sınıf, yüz yıllık tarih, bin yıldan beri… Yaş otuz beş, yolun yarısı
eder. » Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin
sayılar ile büyük sayılarda rakam kullanılır. Öğleden sonra saat 17.30’da,
1.500.000 lira, 25 kilometre, 150 kg, 15 metre kumaş, 60.000.000 insan… Saat ve
dakikaların metin içinde harfle yazılması da mümkündür. Saat dokuzda, dokuzu beş
geçe, yediye çeyrek kala, sekizi on dakika üç saniye geçe, meselâ saat onda…
Romen rakamları, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, kitap ve dergi ciltlerinde ve
kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında
kullanılır. Hükümdar adlarında kullanılan rakamlar hükümdarın adından önce
gelir. XX. yüzyıl, III. Selim, XIV. Louis, V. Karl, I. Cilt… » Rakamlardan sonra
getirilen ekler kesme işareti (‘) ile ayrılır: Saat 10.30’da, 1972’de, 2000’den,
12’nci… » Sıra sayıları harfle de gösterilebilir, rakamla da: beşinci, yirmi
ikinci… * Rakamlardan sonra, sıra belirtmek üzere nokta da kullanılabilir,
“-ncİ” eki de: 16., 20., XXI., 16’ncı, 121’inci, 110’uncu… » Üleştirme sayıları
harfle gösterilir: ikişer, yedişer, dokuzar, üçer üçer, onar onar, ellişer bin
lira, yüz yirmi yedişer milyon… » Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan
sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır. Gruplar arasına nokta da
konabilir: 22 605, 111 548 600, 22.605, 111.548.600 » Sayılarda kesirler
virgülle ayrılır: 15,2 5,26 » Harflerle yazılan birden fazla sayının her biri
ayrı yazılır. Yüz yirmi beş milyon, on altı, yedi yüz iki, * Ancak para ile
ilgili işlem ve belgelerde (senet, çek vb.) harflerle yazılan sayıların tamamı,
aralarına sonradan başka harfler konmasın diye birbirine bitişik yazılır:
onbirmilyonyediyüzaltmışikibindokuzyüzkırkaltı </div><div><br /></div><div>11. TARİHLERİN YAZIMI a. Tarihler
zaman birimi olarak en kısadan en uzuna doğru sıralanır: gg.aa.yyyy: 30 Haziran
2016 30.06.2016 30/06/2016 b. Gün, ay, yıl rakamlarının arasına nokta ya da eğik
çizgi konur: 11.12.2015 = 11/12/2015 c. Tarihlerde aylar harfle de rakamla da
yazılabilir. Ayların adı harfle yazılırsa gün, ay ve yıl arasına işaret konmaz:
2 Eylül 2000 = 02.09.2000 </div><div><br /></div><div>12. PEKİŞTİRMELİ KELİMELERİN YAZIMI Pekiştirme
sıfatları ve zarfları bitişik yazılır: dümdüz, sapsarı, mosmor, kapkara, apaçık,
tertemiz, çepeçevre, sapasağlam, darmadağınık, yapayalnız, çırılçıplak,
çepeçevre </div><div><br /></div><div>13. DÜZELTME İŞARETİNİN KULLANIMI Düzeltme işareti Türkçe olmayan
kelimelerde kullanılan bir işarettir. Bu işaret hem uzatma hem de inceltme
görevinde kullanılır. İnceltme görevi sadece “g, k, l” ünsüzleri için; uzatma
görevi de “a, i ve u” ünsüzleri için söz konusudur. a. İnceltme görevi » Bazı
yabancı kelimelerde -Türkçede kalın ünlülerle birlikte kullanılmayan- ince
ünsüzler (g, k, l) vardır. Bu ünsüzlerin ince olduğunu, yani ince okunmaları
gerektiğini kendilerinden hemen sonra gelen kalın ünlülerin (a, u) üzerine
düzeltme işreti koyarak anlarız. Bu ünsüzlerin ince okunmasının gereği
asıllarının öyle oluşu; amacı da yanlış anlam çıkarılmasını engellemektir:
dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, rüzgâr, yegâne bekâr, dükkân, hikâye,
kâfir, kâğıt, kâr, kâtip, mekân mahkûm, mezkûr, sükûn, sükût, ahlâk, evlât,
felâket, hâlâ, hilâl, ilâç, ilân, ilâve, iflâs, ihtilâl, istiklâl, kelâm, lâkin,
lâle, lâzım, mahlâs, selâm, sülâle, telâş, villâ, vilâyet billûr, üslûp, velût
*Batı dillerinden alınan kelimelerde de durum böyledir. plâj, plân, plâk,
klâsik, lâhana, lâik (a kısa okunur) , lâmba, Lâtin, melânkoli, reklâm… *Ses
yansımalı kelimeler için de aynı kural geçerlidir. lâklâk, lâpa lâpa, lâp lâp,
lâkırdı, lâppadak… *Eğer bu kelimelerden bazılarında düzeltme işareti
kullanılmazsa aynı harflerle yazılan başka kelimelerle karıştırılabilir ve
yanlış anlamalara yol açılabilir ki bu kelimelerin anlamları çok farklıdır: Hâlâ
il hala Kâr ile kar b. Uzatma görevi Türkçede uzun ünlü yoktur. Arapça ve
farsçadan alınan ve uzun ünlü barındıran kelimelerde uzun ünlünün üstüne
gerektiğinde düzeltme işareti konur. Düzeltme işaretinin üç türlü uzatma görevi
vardır: Birincisi: Düzeltme işaretinin bu görevi uzun ünlüleri göstererek yine
aynı harflerle yazılan kelimelerin birbirinden ayırt edilmelerini sağlamaktır.
Eğer bu kelimelerde düzeltme işareti kullanılmazsa aynı harflerle yazılan başka
kelimelerle karıştırılabilir ve yanlış anlamalara yol açılabilir ki bu
kelimelerin anlamları çok farklıdır. Zaten bu kelimelerin hepsinin aynı
harflerle, hem kısa hem de uzun ünlülerle yazılan şekilleri vardır: Âdet :
gelenek, alışkanlık adet : sayı Yâr : sevgili yar : uçurum Âlem : dünya, evren
alem : bayrak Şûra : danışma kurulu şura : şu yer Hâlâ : şimdi hala : babanın
kız kardesi “âciz, âdem, âdet, âkit, âlâ, âlem, âli, âlim, âmâ, âmin, âşık,
âyan, bâtın, dâhi, dâhil, dâr, fâni, hâdis, hâk, hâkim, hâl, hâlâ, hâsıl, hâşâ,
hayâ, mâni, nâkil, nâr, nâzım, rahîm, sâdır, sâri, şâhıs, sûra, tâbi, vâkıf,
vâris, vâsi, yâd, yâr” Not: “katil” (öldürme) ve “katil” (öldüren) kelimeleri
aynı şekilde yazıldıkları ve birbirine karıştırılma ihtimali olduğu hâlde,
öldüren anlamındaki “katil” kelimesindeki uzun a, düzeltme işareti olmadan
kullanılır. Bunun sebebi, düzeltme işareti kullanıldığında “k”nin ince (ke)
telâffuz edilebileceği endişesidir. Aynı endişe gasıp, kaide, kail, kadir,
kelimeleri için de geçerlidir. Bu kelimelerin hangi anlamda kullanıldığı,
telâffuzdan ve cümlenin anlamından çıkarılabilir. İkincisi: Arapça kelimeleri
sıfat yapan ve yine Arapça bir ek olan nispet “i”sini belirtme hâl ekinden ve
iyelik ekinden ayırt etmek için bu “i”nin üzerine konur. Bu harfin üzerinde
kullanılmasının gereği aslının öyle oluşu; amacı da yanlış anlam çıkarılmasını
engellemektir: Abbasî, adlî, anî, adî, ailevî, an’anevî, askerî, bedenî,
dünyevî, cevabî, edebî, ebedî, fizikî, garbî, hakikî, ırkî, ilmî, irsî, kalbî,
mahallî, nebatî, örfî, ruhî, sun’î, şarkî, tarihî, ulvî, ümmî, vasatî, yabanî,
zihnî… * Söyleyişte kısa olan nispet “i”lerine düzeltme işareti konmaz; çünkü
bunlardaki “i”ler çekim ekiyle karıştırılmaz. çengi, çini, tiryaki, zenci,
Kutsi, Necmi, Ruhi… *Bazı Türkçe kelimelerde de nispet “i”si bulunabilir. Bu
kelimelerde ikinci heceler de uzun okunur. altunî, bayatî, gümüşî, kurşunî…
Türkü, varsağı, Hüsnü, Lütfü, kırmızı gibi kelimelerde nispet “i”si ünlü
uyumlarına uymuştur. *Nispet “i”si alan kelimelere ek getirildiğinde düzeltme
işareti olduğu gibi kalır. ciddîleşmek, resmîlik, millîlik, mahallîleşme… *Eğer
bu kelimelerdeki nispet “i”lerinin üzerine düzeltme işareti konmazsa belirtme
hâl ekiyle veya iyelik ekiyle karıştırılabilir: (Türk) askeri, askeri gördüm,
askerî elbise (Türk) tarihi, tarihi bilirim, tarihî eserler (onun) zihni zihni
geliştirir zihnî meseleler Üçüncüsü: Aynı harflerle yazılan, fakat hem farklı
dillerden olan hem de işlevleri ve okunuşları farklı olan “bi”leri ayırt etmek
için kullanılır. Farsça olan ve yokluk anlamı veren “bî” ön ekinde kullanılır;
bu ön ekin “ile” anlamı veren Arapça “bi” ön ekinden ayırt edilmesi sağlanır:
bîçare, bîvefa, bîtaraf; bihakkın, bizatihi, bilumum… </div><div><br /></div><div>14. İKİ ŞEKİLDE
YAZILABİLEN KELİMELER Bazı kelimelerin söylenişinde “ğ”nin “v”ye dönüştüğü
görülür. Bunları iki şekilde yazılması ve okunması doğrudur. döğmek ⇒ dövmek;
göğermek ⇒ gövermek; oğmak ⇒ ovmak; öğmek ⇒ övmek; söğmek ⇒ sövmek, öğün ⇒ övün…
Söyleyişte ğ ⇒ v değişimi görülen bu kelimeleri “v”li yazmak daha uygundur. </div><div><br /></div><div>15.
YABANCI KELİMELERDE BÜYÜK “İ”NİN YAZIMI Lâtin harflerini kullanan yabancı
milletlerin yazı sistemlerinde büyük “i harfi noktasız yazılır. Ibsen, Indiana…
Türkçe metinlerde de bu isimler bu şekilde yazılır. Ancak bu isimler sözlüklerde
“i” sırasında yer alır. </div><div><br /></div><div>16. SES DEĞİŞİKLİĞİ GÖRÜLEN BAZI KELİMELERİN YAZIMI »
Ünlü daralması görülen Türkçe kelimeler: söyle-yor ⇒ söylüyor, anla-yor ⇒
anlıyor, yaşa-yor ⇒ yaşıyor, de-yor ⇒ diyor de-e ⇒ diye de-en ⇒ diyen, de-e-lim
⇒ diyelim, ye-en ⇒ yiyen, ye-ince ⇒ yiyince, ye-ecek ⇒ yiyecek, kork-ma-yor ⇒
korkmuyor, gel-me-yor ⇒ gelmiyor… * Birden çok heceli olan kelimelerde de sadece
söyleyişte daralma vardır, atlayarak (>atlıyarak), başlayan (>başlıyan),
yaşayacak (>yaşıyacak), atlamayalım (>atlamıyalım), gelmeyen (>gelmiyen),
gizleyeli (>gizliyeli)… » Ünlü düşmesi olan kelimeler: ağız ⇒ ağzı, burun⇒
burnu, koyun (bağır, döş)⇒ koynuna, alın⇒ alnı, oğul⇒ oğlu, gönül⇒ gönlüm,
beniz,⇒ benzi, ömür⇒ ömrüm, cürüm⇒ cürmü, hüküm⇒ hükmü, fikir⇒ fikri…
ileri-le-mek⇒ ilerlemek, koku-la-mak⇒ koklamak, kavuş-ak⇒ kavşak, uyu⇒ uyku,
devir⇒ devril-… nerede⇒ nerde, burada⇒ burda, şurada⇒ şurda… kayıp⇒ kaybolmak,
emir⇒ emretmek, keşif⇒ keşfetmek, sabır⇒ sabretmek… * “gönülden gönüle, ağıza,
buruna, babadan oğula” örneklerindeki gibi ekte geniş ünlü varsa hece düşmesi
olmayabilir. oyunu, koyunu vb. hece düşmesi olmayan kelimelerdir. * Özel
isimlerde -hâliyle- hece düşmesi olmaz: Gönül’e, Ömür’ü… » Ünsüz türemesi
görülen kelimeler: aff ⇒ af ⇒ affetmek, affı hiss ⇒ his ⇒ hissetmek, hissi zann
⇒ zan ⇒ zannetmek, zannı redd ⇒ ret ⇒ reddetmek, reddi şıkk ⇒ şık ⇒ şıkkı, zemm
⇒ zem ⇒ zemmetmek, hall ⇒ hal ⇒ halli, halletmek… fiat⇒ fiyat, faide⇒ fayda,
zaif⇒ zayıf, repertuar⇒ repertuvar, lâboratuar⇒ lâboratuvar konservatuar⇒
konservatuvar, tual⇒ tuval, tualet⇒ tuvalet… *Bu kelimelere benzeyip de ünsüz
türemesi görülmeyen kelimeler: Duayen, fail, faiz, fuar, fuaye, kuaför, lâik,
puan, suare… » Ünsüz düşmesi görülen kelimeler: Türkçede ikiz ünsüz bulunmaz. Bu
yüzden Arapçadan dilimize geçmiş olan ve sonunda ikiz ünsüz bulunduran kelimeler
yalın durumunda kullanıldığında ünsüzlerden biri düşer. hakk⇒ hak, redd⇒ ret,
hiss⇒ his, zann⇒ zan, zemm⇒ zem, hall⇒ hal, şıkk⇒ şık, afv⇒ af… *Alıntı
kelimelerden “ft, st” ünsüz çiftleriyle bitenlerin bir kısmında “t” sesi
söyleyişte düşme eğilimi gösterse de yazıda korunur. çift, rast, serbest…
*Farsça “hane” kelimesiyle yapılan birleşik kelimelerde “ha” hecesi
korunmalıdır. Hastahane, pastahane, postahane, muayenehane, yazıhane, sarphane,
dökümhane, yatakhane, yemekhane, dershane, eczahane… *Fransızca’dan dilimize
girmiş olan sürpriz kelimesindeki r, yazıda da konuşmada da korunur. » n ⇒ m
değişimi görülen kelimeler: Türkçe veya yabancı kelimelerde b’den önce gelen n
sesi m’ye dönüşebilmektedir. saklanbaç⇒ saklambaç, dolanbaç⇒ dolambaç, anbar⇒
ambar, canbaz⇒ cambaz, anber⇒ amber, çeharşenbe⇒ çarşamba, pencşenbe⇒ perşembe,
çenber⇒ çember, sünbül⇒ sümbül, penbe⇒ pembe, tenbel⇒ tembel, menba⇒ memba…
*İstanbul, Safranbolu, Zeytinburnu, düzenbaz, sonbahar, bin bir, binbaşı, onbaşı
gibi kelimelerde söyleyişte m’ye doğru bir kayma olmasına rağmen yazıda yine “n”
olarak korunur. » i ⇒ ı dönüşümü görülen bazı Arapça kelimeler: Bunlarda “k”
sesi daima kalın okunur. inkılâp, inkıyat… » b ⇒ p değişmesine uğratılan Arapça
kelimeler: * “s”den sonra gelen “b”, “p”ye dönüşür. nispet, ispat, kispet,
müspet, naspetmek, tespit, tespih… * “s”den sonra gelmeyen “b”ler ise olduğu
gibi kalır. Makbul, ikbal, tatbik, teşbih… » c ⇒ ç değişmesi görülen ve
görülmeyen Arapça kelimeler: eçhel, içtihat, içtimaî, meçhul… mescit, tescil,
teşci… » d ⇒ t değişmesi görülen yabancı kelimeler: * Farsça “-dar” soneki
bulunduran kelimelerde d, t’ye dönüşür. emektar, minnettar, silâhtar, taraftar…
* Bazı Arapça kelimeler: metfun, methal, methiye, tetkik… * Bazı Arapça
kelimelerde “d” korunmuştur: takdim, takdir (taktir farklı anlamdadır), takdis,
tasdik, tekdir… * “din” kelimesiyle kurulmuş Arapça isimler: Seyfettin,
Necmettin, Hayrettin… * “abd” kelimesiyle kurulmuş olan ve “u”lu veya “ü”lü
kullanılan Arapça isimler: Abdullah, Abdurrahman… Abdülkadir, Abdülkerim,
Abdülaziz, Abdülhamit, Abdüsselâm… </div><div><br /></div><div>17. HEM AYRI HEM BİTİŞİK YAZILABİLEN EKLER
Ek-fiilin çekimleri olan “iken, ile, ise” kelimeleri kendinden önceki kelimeden
ayrı yazılır. Ama bunların bitişik yazılış şekilleri de vardır: -ken, -le, -se.
Bitişik yazılırken araya kaynaştırma harfi de girebilir. Ama bu eklerden sadece
“-ken”, hiçbir zaman ünlü uyumlarına uymaz; her kelimeden sonra “iken” ya da
“-ken” olarak yazılır. Alır iken ⇒ alırken, okulda iken⇒ okuldayken, gelenler
ile⇒ gelenlerle, Ali ile⇒ Ali’yle, çanta ile⇒ çantayla olacak ise⇒ olacaksa,
okumalı ise⇒ okumalıysa… </div><div><br /></div><div>18.ÜNLÜ UYUMLARINA AYKIRI OLAN EKLERİN YAZIMI » -yor
(şimdiki zaman eki): Sadece -yor şeklinde yazılır, ünlü uyumlarına aykırıdır.
geliyor, biliyor, istiyor, gizliyor… » -ken (zarf-fiil eki): Ünlü uyumlarına
aykırıdır. Sadece -ken şeklinde yazılır. alırken, koşarken, bakarken… » -leyin
(isimden zarf yapan ek): Ünlü uyumlarına aykırıdır. sabahleyin, akşamleyin »
-(İ)mtırak (sıfattan sıfat yapan ek): yeşilimtırak, mavimtırak, ekşimtırak… »
-ki (Aitlik eki, ilgi zamiri ve sıfat yapan ek): “bugünkü, dünkü, öbürkü”
kelimeleri hariç -ki eki ünlü uyumlarına aykırıdır; -ki şeklinde yazılır ve
okunur. onunki, yukarıdaki, akşamki… » -taş (isimden isim yapan ek): meslektaş,
ülküdaş… » -gil (aile bildirir): halamgil, dayımgil, baklagiller… </div><div><br /></div><div>19. ALINTI
KELİMELERDE KESME İŞARETİNİN KULLANILMASI KULLANILMAMASI » Bazı Arapça kelimeler
gırtlak ünsüzü taşıdıkları, Türkçede de bu özelliği anlaşılacak şekilde telâffuz
edildiği için kesme işareti barındırırlar: “an’ane, an’anevî, bid’at, cür’et,
cür’etkâr, cüz’î, iz’an, kat’î, kat’iyen, kat’iyet, kıt’a, kur’a, Kur’an,
mel’un, mes’ul, mes’uliyet, mes’ut, meş’ale, sun’î, sür’at, şer’î, vak’a.”
*Alıntı olup da kesmesiz kullanılan bu yapıda kelimeler de vardır. defa,
defetmek, heyet, menetmek, mesele, neşe, neşet, sanat… Aşağıdaki kelimelere
iyelik ekinin getirilmesi, aslında kelimenin sonunda bulunup da dilimizde eriyen
gırtlak ünsüzünü ortaya çıkarır ve kesme işaretini gerektirir. (Bu kelimelerdeki
ekler iyelik ekidir.) cem ⇒ cem’i, cüz ⇒ cüz’ü, kat ⇒ kat’ı, men ⇒ men’i, nev ⇒
nev’i, tab ⇒ tab’ı… *Sonunda gırtlak ünsüzü bulunan kelimeler iyelik ekini -ı,
-i biçiminde alırlar. Bunlardan cami ve mâni kelimeleri camisi ve mânisi
şeklinde de olabilir. Bunlar yalın hâlde kullanıldıklarında sonlarında tek ünlü
vardır. bayi⇒ bayii, cami⇒ camii veya camisi, mâni⇒ mânii veya mânisi, memba⇒
membaı, mısra⇒ mısraı, sanayi⇒ sanayii… *Bu kelimelere yönelme hâl eki
getirildiğinde araya “y” sesi girebilir de girmeyebilir de. Her iki kullanış da
doğrudur: bayiye, bayie; camiye; camie; membaya, membaa; mevzuya, mevzua,
mısraya, mısraa… bayiyi, bayii; camiyi; camii; membayı, membaı; mevzuyu, mevzuu,
mısrayı, mısraı… *Bazı Arapça kelimelerde kısa ünlüden sonra gelen gırtlak
ünsüzü dilimizde kaybedilerek ondan önceki ünlü uzun okunur. dava, mamur, mana,
memur, resen, tamim, tecil, tediye, tehir, telif, tesir… </div><div><br /></div><div>20. SATIR SONUNDA
KELİMELERİN BÖLÜNMESİ » Satır sonunda, yer kalmadığı için yarım kalan
kelimelerin bölünmüş olduğunu, yani devamının altta olduğunu göstermek için
satır sonunda kısa çizgi kullanılır: … O zaman gördü ki, küçük çocuk,
memleketlisi, minimini yavru ağlıyor. Ses- sizce, titreye titreye ağlıyor. »
Birleşik kelimeler de tek kelime gibi telâffuz edilerek heceleme buna göre
yapılır. ………………………………………… ba- şöğretmen Atatürk ……………… il- kokuldayken
…………..Karaosma- noğlu’nun…………………… » Kelimeler satır sonunda ve başında bir tek
harf kalacak şekilde bölünmez. Aşağıdaki gibi kullanımlar yanlıştır:
……………………………………………..a- rabayla ………………………………….u- çurtmamızın …………………….cami- i
……………………………………….niha- î……………………………….. Doğruları şöyle olacaktır:
……………………………………………ara- bayla ……………………………….uçurt- mamızın ……………………………….ca- mii
…………………………………………ni- haî……………………………… » Özel isimlerde ve rakamlarda kesme işareti
satır sonuna geliyorsa ve kesme işaretinden sonraki kısmın alt satıra geçmesi
gerekiyorsa bu durumda kısa çizgi kullanılmaz: ……………………….. Geçen yıl Ankara’
daki akrabalarımıza …………….1996′ da ………………………….. » Gırtlak ünsüzü için kesme
kullanılan kelimelerde kesmeli heceler satır sonuna getirilmez.
………………………………………………meş’- aleyi değil ……….meş’a- leyi olacak ………… kur’- dan değil
…………..kur’a- dan. olacak » “de” ve “ki” bağlacı ile “mi” soru ekinden önceki
kelime satır sonunda kalıyor da bu ek ve bağlaçlar alt satıra iniyorlarsa araya
(satır sonuna) kısa çizgi konmaz: ………………………………… önünde kitap da yoktu
………………………….. gördüm ki söylüyorum ………………… geçen yıl mı kazanmış? » Özgün
imlâsıyla yazılan yabancı kelimeler satır sonunda kendi dillerinin kurallarına
göre bölünür. </div><div><br /></div><div>21. Alıntı Kelimelerin Yazımının Dilimize
Uyarlanması-Uyarlanmaması 1- Dilimize mal olmuş yabancı kelimeler Türkçede
söylendiği gibi yazılır. kulüp, kent, kamu, duvar, merdiven, çamaşır, pencere,
kitap, iskele, banka, sigorta, sandalye… *Dilimize mal olan ya da olmayan bazı
kelimeler söylendiği gibi yazılmamaktadır: beysbol, blender, funya, çikolata,
entelektüel, firkateyn, fosseptik, kampus, master, mönü… 2- İki ünsüzle biten
bazı Arapça ve Farsça kelimelerin son iki ünsüzü arasına ünlü girer: emr>emir,
keşf>keşif, azl>azil, nakl>nakil, hükm>hüküm, bahs>bahis, fikr>fikir,
nutk>nutuk, sabr>sabır, şahs>şahıs, şehr>şehir, ilm>ilim, zehr>zehir. *Bu
kelimelere ünlüyle başlayan bir ek veya yardımcı fiil eklendiğinde, sonradan
konan ünlü, yazılışta da okunuşta da düşer. emir>emretmek, keşif>keşfi,
azil>azli, nakil>nakledilmek, hüküm>hükmü, bahis>bahsimiz, fikir>fikrin,
nutuk>nutku, sabır>sabretmek, şahıs>şahsı, şehir>şehrim, ilim>ilminiz,
zehir>zehri, zikir>zikreylemek 3- İçinde iki veya daha fazla ünsüzün yan yana
bulunduğu yabancı kelimeler olduğu gibi yazılır: alafranga, apartman, biyografi,
elektrik, gangster, orkestra, telgraf… 4- İki ünsüzle başlayan ve iki ünsüzle
biten batı kökenli kelimeler olduğu gibi yazılır; ünsüzler arasına ünlü konmaz:
gram, gramer, grup, kral, kredi, kritik, plân, pratik, problem, program, proje,
prova, psikoloji, slogan, spor, stil, stüdyo, trafik, tren… film, aks, form,
lüks, modern, natürmort, risk, slayt, teyp… 5- Bazı yabancı kelimelerde kelime
başında veya iki ünsüz arasında ünlü türemiştir. Bunlar da bu yeni şekilleriyle
kullanılırlar: iskarpin, iskele, istasyon, iskelet, istatistik, kulüp… 6- Ön ek,
son ek veya edat bulunduran yabancı kelimelerle iki kelimeden oluşan yabancı
kelimeler: alelhusus, alelâcele, bîçare, bilâistisna, bilvesile, bîvefa,
ilelebet, lâdinî, lâkayt, naçar, namağlûp, namevsut, namüsait, namütenahi,
Panislâmizm, Panturanizm, Pantürkizm, reorganizasyon, sürrealizm, realizm,
romantizm… otobiyografi, telekart, telekonferans, bankamatik… 7- Batı kökenli
kelimelerin içindeki ve sonundaki “g” sesi korunur: lig, org, morg, biyografi,
dogma, magma, monografi, paragraf, program, arkeolog, demagog, diyalog, jeolog,
katalog, monolog, psikolog, Türkolog, ürolog… *Ancak “coğrafya, fotoğraf,
topoğraf” kelimelerinde “g”ler “ğ”ye dönmüştür. 8- Ödünçlemeler (dilimize mal
olmamış kelimeler) özgün imlâları ile yazılır: by-pass, center, centrum,
check-up, fuel-oil, pipeline, pizza, spaghetti… 9- Bilim, sanat ve uzmanlık
dallarında kullanılan terimler de özgün imlâları ile yazılır. andante (müzik),
cuprum (kimya), deseptyl (eczacılık), quercus, terminus technicus (teknik
terim). 10- Yabancı dillerden alıntı yapılan deyim ve sözler özgün imlâları ile
yazılır. Veni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim.); conditio sine qua non
(Olmazsa olmaz.); eppur si muove (Dünya her şeye rağmen dönüyor.); to be or not
to be (olmak veya olmamak); l’art pour l’art (Sanat sanat içindir.); l’Etat
c’est moi (Devlet benim.); traduttore traditore (Çevirmen haindir.); persona non
grata (istenmeyen kişi). Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi
için; Bir akşam uyudu; Uyanmayıverdi. (Orhan Veli Kanık) </div><div><br /></div><div>22. YABANCI ÖZEL
ADLARIN YAZIMI a. Arapça ve Farsça özel adların yazımı 1- Türkler tarafından
kullanılan kişi adları Türkçedeki söylenişine göre yazılır: Ahmet, Bedrettin,
Fuat, Mehmet, Necmettin, Ömer, Rıza, Saadettin Aynı isimlerin Araplar ve Farslar
tarafından kullanıldığı belirtilecekse yumuşak ünsüzler korunur. Bu imlâ,
bilimsel çalışmalarda da kullanılabilir: Ahmed, Bedreddin, Fuad, Muhammed,
Necmeddin, Saadeddin … 2- Arapça ve Farsça yer adları Türkçe söyleyişe göre
yazılır: Cezayir, Fas, Filistin, Mısır, Suudi Arabistan, Bağdat, Cidde, Halep,
İsfahan, İskenderiye, Medine, Mekke, Şam, Şiraz b. Lâtin alfabesini kullanan
milletlere ait özel isimlerin yazılışı Yabancı özel adlardan türemiş akım
adlarıyla dilimizde eskiden beri Türkçe biçimiyle kullanılan kişi ve yer adları
Türkçe söyleyişe göre yazılır. Bunların dışındaki yabancı özel adlar özgün
imlâlarıyla yazılır. Bu kelimelerdeki özel karakterler ve işaretler de mümkün
olduğunca (baskı sırasında bulunabiliyorsa) korunur: Napolyon, Şarlken, Atina,
Brüksel, Cenevre, Londra, Marsilya, Münih, Paris, Roma, Selânik, Venedik,
Viyana, Hollânda… Alain, Beethoven, Byron, Shakespeare, Nice, New York, Rio de
Janerio, Molière… Marksist, Dekartçılık, Kartezyenizm… realist, realizm,
romantizm, dadaizm, fütürizm vb. c. Yunanca adların yazımı Yunanca isimler,
Yunan harflerinin Lâtin alfabesindeki karşılıkları kullanılarak yazılır:
Homeros, Herodotos, Sokrates, Aristoteles, Platon, Papandreu… Bazıları dilimiz
söyleyişine uyarlanarak kullanılmaktadır: Herodot, Sokrat, Aristo, Eflâtun,
Pisagor, Öklid d. Rusça adların yazımı Rusça isimler, Rus harflerinin Lâtin
alfabesindeki karşılıkları kullanılarak yazılır: Çaykovski, Gogol, Puşkin,
Tolstoy, Petersburg Ancak “Moskva” kelimesi dilimizde “Moskova” olarak
kullanılmaktadır. Rusçadan alınan bazı kelimelerin yazımı: Enisei⇒Yenisey
Dostoevskiy⇒Dostoyevski Çexov⇒Çehov e. Çince ve Japonca adların yazılışı Çince
ve Japonca adlar, Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır. Kişi isimlerinde
tire kullanılır: Pekin, Şanghay, Tokyo, Hiroşima, Osaka, Sun Yat-sen, Lin
Yu-tang… 23. Diğer Türklere Ait İsimlerin Yazımı Türk devlet ve topluluklarına
ait isimler, ünlüler bakımından Türkiye Türkçesine, ünsüzler bakımından ilgili
Türk toplumundaki kullanıma göre yazılır: Azerbaycan, Özbekistan, Taşkent,
Semerkant, Bakû… İslâm Kerimov, Nebi Hazri, Saparmurad Niyazov, Gasım Gasımzade…
Öteden beri tanınan şahısların isimleri Türkçedeki yaygın imlâları ile yazılır:
Cengiz Aytmatov… Lâtin alfabesinde bulunmayan harfler kullanılmaz: Baxtiyar ⇒
Bahtiyar, Baykoñur ⇒ Baykonur… </div><div><br /></div><div>ÖZET: Türkçenin Genel Yazım Kuralları 1- Belli
günlerin isimleri cümle içinde oldukları zaman büyük harfle başlanılarak
yazılır. Örnek: Anneler Günü, Nevruz, Tiyatro Günü. 2- Cümle içinde geçen ay ve
gün adları küçük harfle yazılır. Belli bir tarihi işaret eden ay ve gün adları
büyük harfle yazılır. Örnek: 29 Mayıs 1453 yılının Salı günü. 3- Milli ve dini
bayramlar büyük harfle başlar. Örnek: Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı,
Cumhuriyet Bayramı. 4- Gazete, dergi, kitap adlarının bütün kelimeleri büyük
harfle başlar. Özel ada dahil olmayan sözler büyük harfle başlamaz. Örnek:
Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi. 5- Kişi isimleri ve soy isimleri büyük
harfle başlar. Örnek: Mehmet Akif Ersoy, Ziya Gökalp, Cahit Sıtkı Tarancı, Ömer
Seyfettin. Unvan ve sayı bildiren isimler büyük harfle başlar. Öğretmen Hüseyin,
Profesör Kenan, Dr. Coşkun, Binbaşı Ali, Hamdi Bey, Mustafa Efendi, Zeynep
Hanım. 6- Özel coğrafya adları büyük yazılır. Örnek: İstanbul, Konya, Akdeniz,
Uludağ, Kızılırmak, Pınarbaşı, Asya, Avrupa, Güneydoğu Anadolu. 7- Ülke adları
büyük harfle başlar, ülke adlarından sonra gelen krallık, halk cumhuriyeti,
cumhuriyet gibi kelimeler de büyük harfle başlar. Örnek: Türkiye Cumhuriyeti,
Arnavutluk Halk Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,
Amerika Birleşik Devletleri, Çek Cumhuriyeti. 8- Tarihe geçmiş kişilerin
belirlenmiş, bilinen unvanları, lakapları da büyük yazılır. Örnek: Yavuz Sultan
Selim, Fatih Sultan Mehmet, Nişancı Mehmet Paşa, Safiye Sultan, Şeyhülislam Esad
Efendi, Gazi Osman Paşa, Mimar Sinan. 9- Kişilerin takma adları (mahlas) büyük
yazılır. Örnek: Avni: (Fatih Sultan Mehmet) – Muhibbi: (Kanuni Sultan Süleyman)
Tarhan: (Ömer Seyfettin) – Mehmet Ali Sel: (Orhan Veli Kanık) – Aydede: (Refik
Halit Karay) – Deli Ozan: (Faruk Nafiz Çamlıbel) – Baki – Fuzulî – Dertli –
Kaygusuz Abdal. 10- Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa küçük
harfle başlar. Örnek: hicaz (makam), acemi (tecrübesiz), amper (elektrik akımı
şiddet birimi), allahlık (saf, zararsız). Müzikte kullanılan makam ve tür adları
küçük harfle başlar. Nihavent, hicazkar, türkü, varsağı. 11- Yer ve millet
adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel adlar büyük harfle başlar. Örnek:
Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Japon gülü. 12- Din kavramları
içinde geçen özel adlar büyük yazılır. Örnek: Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus. Tanrı
kelimesi özel bir ad olarak kullanılmadığı zaman küçük yazılır. Eski Yunan
tanrıları, ilkel kabilelerin tanrıları. 13- Milletlerin, boyların, oymakların,
dil ve lehçelerin adları büyük harfle başlar. Örnek: Türk, Kırgız, Tatar, Alman,
Türkçe, Almanca, Hintçe, Latince. 14- Din ve mezhep adları da büyük harfle
başlar. Örnek: Müslüman, İslamiyet, İslamlık, Hristiyan, Katolik. 15- Resmi
yazılarda hitapların birinci kelimesi ve ondan sonra gelen isim soylu kelimeler
büyük harfle başlar. Örnek: Sayın Başkan, Sayın Müdür. 16- Levhalar ve açıklama
yazıları büyük harfle başlar. Levha yazıları birkaç kelimeden oluştuğunda ilk
kelime büyük harfle başlar. Örnek: Giriş, Çıkış, Vezne, Doktor, Başkan. 17-
Saray, köşk, han, kale köprü, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük
harfle başlar. Örnek: Topkapı Sarayı, Çankaya Köşkü, Mostar Köprüsü. 18- Kurum,
kuruluş, işletme, kooperatif, okul, birlik, dernek adlarının her kelimesi büyük
harfle başlar. Örnek: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Dış İşleri Bakanlığı,
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Millî Kütüphane, Atatürk Hava Limanı,
Edebiyat Fakültesi, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Toprak Mahsulleri Ofisi,
Et ve Balık Kurumu, İstatistik Enstitüsü, Fakirleri Koruma Derneği, Bakanlar
Kurulu. 19- Kurum, merkez, bakanlık, üniversite gibi kuruluş bildiren kelimeler,
belli bir kurum kastedildiğinde büyük harfle başlar. Örnek: Bu yıl Meclis yeni
döneme erken başladı. 20- Bazı kuruluşların adlarını yazarken yaygınlık kazanmış
şekillerine uyulur. Örnek: Genelkurmay Başkanlığı, Kara Yolları Genel Müdürlüğü,
İç İşleri Bakanlığı. Bu isimler kalıplaşmış olduğu için uygulanan biçimleri ile
yazılırlar. 21- Yabancı dağ, tepe, akarsu, göl adlarının yazılışında, yabancı
yazılışlara uyulur. Örnek: Leman, Mississippi, Frie, Mont Bianc. 22- Bazı
yabancı şehir, dağ, göl ve akarsuların adları dilimize Türkçe biçimleriyle
yerleşmiştir. Türkçe söylenişe uygun bu adlar Türk yazılış kurallarına uygun
olarak yazılır. Örnek: Viyana (Wien), Marsilya (Marseille), Venedik (Venezia),
23- Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, göl, nehir, dağ, boğaz vb. tür
bildiren ikinci isimler küçük harfle başlar. Örnek: İstanbul şehri, Marmara
denizi, Erciyes dağı, Meriç nehri. Balkaş gölü. NOT: Ancak, ikinci isim özel
isme dahil ise ve ikisi birden kastedilen kavramı karşılıyorsa, ikinci isim de
büyük harfle başlar. Bu halde dağ, deniz ve göl, boğaz, ırmak kelimeleri büyük
harfle yazılır. Örnek: İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı, Beyşehir Gölü, Tuz
Gölü, Rumeli Kavağı, Haymana Ovası, Muş Ovası. 24- Yukarıdaki maddede olduğu
gibi mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak geçen bu kelimelerin baş harfleri
büyük yazılır. Örnek: Abbasağa Mahallesi, Eminönü Meydanı, Türk Ocağı Caddesi,
Kızılay Meydanı. 25- Özel adlardan meydana gelmiş mahalle, meydan, bulvar, cadde
ve sokak adları büyük harfle başlayıp ayrı olarak yazılır. Örnek: Fevzi Çakmak
Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, Barbaros Bulvarı. 26- Kurum ve kuruluş adlarında
yer alan kelimeler bazen söz içinde geçebilirler, o zaman küçük harfle
yazılmaları gerekir. Örnek: Bugün radyo ve televizyon programları iyi değildi.
27- Coğrafya ve astronomi ile ilgili yayınlarda Güneş, Dünya, Ay, Merkür gibi
gezegen ve yer isimleri büyük yazılır. 28- Yabancı yer adlarının bitişik veya
ayrı yazılışında yabancıların kullandığı biçimlere uyulur. Örnek: Hyde Park, New
York, Buenos Aires, San Marino. 29- Akrabalık adları bildiren kelimeler küçük
harfle yazılır. Örnek: Sevgili kardeşim, Ayşe teyze, Saim amca. 30-
Mektuplardaki hitap cümlelerinde ilk kelime büyük harfle başlar, ondan
sonrakiler özel isim değilse küçük devam eder. Örnek: Değerli dayıcığım, Sevgili
kardeşim. 31- Hukukla ilgili her kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge
adlarının her kelimesi büyük yazılır. Örnek: Nutuk, Medenî Kanun, Borçlar
Hukuku.
</div>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-17649060940440630242023-01-11T13:05:00.001-08:002023-01-11T13:05:58.638-08:00TOPRAĞI VATAN KILAN TÜRKÜLER- TÜRKÜ<iframe width="480" height="360" src="https://youtube.com/embed/t-60sytgQJc" frameborder="0"></iframe>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-12220760330085046842023-01-10T09:57:00.001-08:002023-01-10T09:57:20.278-08:00TOPRAĞI VATAN KILAN TÜRKÜLER-SİLİVRİ KONSERİ<iframe width="480" height="270" src="https://youtube.com/embed/ZUlnQ2PbTYs" frameborder="0"></iframe>FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-87753997729439128402022-11-21T14:28:00.001-08:002022-11-21T14:28:01.812-08:00TOPRAĞI VATAN KILAN TÜRKÜLER<iframe style="background-image:url(https://i.ytimg.com/vi/fhSJqFD3lMQ/hqdefault.jpg)" width="480" height="270" src="https://youtube.com/embed/fhSJqFD3lMQ" frameborder="0"></iframe>
FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-3686582330265021412022-11-15T10:20:00.005-08:002022-11-15T10:20:39.001-08:00 ÇİZGİ ROMAN HAKKINDA BİR KISIM AKADEMİK ÇALIŞMALARIN BAĞLANTILARI:
1. ÇİZGİ ROMANDA “YENİ” AÇILIMLAR:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1797943
2. ÇİZGİ ROMANLARIN YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE
KULLANIMI:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1855965
3. BİR POPÜLER KÜLTÜR ÜRÜNÜ OLARAK ÇİZGİ ROMANIN KÜLTÜREL, TOPLUMSAL VE SİYASAL İŞLEVLERİ:
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/39566.pdf
4. TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE ÇİZGİ ROMANLARIN ÖĞRENME DÜZEYİNE ETKİSİ:
https://www.anadiliegitimi.com/.../article-file/233994
5. ÇİZGİ ROMANIN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE KULLANILMASI:
https://www.researchgate.net/.../334784694_Egitici_Cizgi...
6. ÇİZGİ ROMANLARIN YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE KULLANIMI:
https://www.researchgate.net/.../354011250_CIZGI...
7. GÖRSEL BİR ÖĞRETİM MATERYALİ OLARAK DİJİTAL ÇİZGİ ROMAN TASARIMI:
https://www.academia.edu/.../G%C3%B6rsel_Bir_%C3%96%C4...
8. GÖÇMEN ÇOCUKLARIN TÜRKÇE İLETİŞİM BECERİLERİNİN GELİŞİMİNDE ÇİZGİ FİLMLER:
https://www.academia.edu/.../G%C3%96%C3%87MEN_%C3...
9. Sosyal bilgiler dersinde eğitici çizgi roman ve eğitici çizgi film kullanımının öğrencilerin tutum, motivasyon ve akademik başarılarına etkileri:
https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/56040
10. ARGÜMANTASYON DESTEKLİ EĞİTİCİ ÇİZGİ ROMANLARIN
ÖĞRENCİLERİN ÇEVREYE YÖNELİK İLGİ, MOTİVASYON VE
AKADEMİK BAŞARILARINA ETKİSİ İLE ÖĞRENCİ
DENEYİMLERİ
file:///C:/Users/FD/Downloads/yokAcikBilim_10329667.pdf
11. Fizik Öğretiminde Çizgi-Roman Tekniği ile Geliştirilen Bilim-Kurgu Hikâyelerinin Yaratıcı Düşünme Becerilerine Etkisi:
http://www.efdergi.hacettepe.edu.tr/.../3434-cizgi-roman...
12. EĞİTSEL ARAÇ OLARAK ÇİZGİ ROMANIN İLKÖĞRETİM 8. SINIF TÜRKÇE DERS KONULARINA UYARLANMASI:
http://www.jret.org/FileUpload/ks281142/File/29.cihan.pdf
13. Çizgi Romanla Fen Bilimleri Öğretiminin Öğrenci Başarısına Etkisi:
https://www.bestdergi.net/index.../bestdergi/article/view/74
14. Eğitici Çizgi Romanların Disiplinler Arası İçeriklerinin Belirlenmesi ve Okuduğunu Anlama Stratejilerine Uygulanabilirliği:
https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/320936/
15. Çizgi-roman tekniği ile geliştirilen bilim-kurgu hikayelerinin öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerinin ve fiziğe ilişkin tutumlarının gelişimine etkisi:
https://avesis.gazi.edu.tr/.../cizgi-roman-teknigi-ile...
16. ÇİZGİ ROMAN’DA ÜÇÜNCÜ ANLAM
https://acikerisim.isikun.edu.tr/.../11729/1284/1284.pdf...
17. Matematik Eğitiminde Manga Çizgi Roman Kullanımı:
https://asosindex.com.tr/index.jsp?modul=articles-page...
18. Çocuk Haklarına Yönelik Eğitici Çizgi Roman:
https://www.academia.edu/.../%C3%87ocuk_Haklar%C4%B1na_Y...FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-44614082459624629212022-11-15T10:19:00.004-08:002022-11-15T10:19:46.403-08:00MİNİ TARİH
"İhtilal" ve "devrim" ifadeleriyle hedef alınan II.Abdülhamit Han İT mensuplarınca tardedilmiştir. Bunun içinde dönemin şeyhülislamlarından destek bulmuşlardır. Peki nasıldırlar bu şeyhülislamlar?
"Dini mübîni İslam'ın taarruza uğraması Tanzimatla başlasa da, sistemli olarak İT devresine rastlar... İT Fırkası, 1910'da kendileri gibi Yahudi uşağı bir mason ve kızılbaş olan Musa Kazım'ı bab-
ı meşîhata (eskiden istanbul'da din işlerini tedvir eden, Devleti Âliyenin Diyanet işleri Reisi) tayin eder. Aynı partinin önde gelen isimlerinden, zamanın gazinocularından pezevenkler kralı namıyla anılan Giritli Necati isimli dönme bu şeyhülislam (!) Musa Kazım'dan bir fetva koparır. Fetva (!) şöyle:
"Müslümanlar, üzümlerini şarapçılara satabilir, kendileri şarap imal edebilir, içebilir ve meyhane açabilir. "Medrese-i ulűmun Ehl
-i Sünnet talebeleri, bu mason şeyhülislam (!) makamından çıkıp evine gitmek için arabasına binerken ve evi önünde arabasından inerken "meyhaneci meyhaneci" diye tempo tutarlar (...)Meyhaneci 1914'de bab-ı meşîhattan ayrıldı. Yerine kim geldi dersiniz? Ürgüplü Hayri isimli daha alçak birisi. (...)
Ürgüplü Hayri'nin ilk fetvası (!): "Müslüman kadınlar kerhanede çalışabilir." Müslüman halk ona da kerhaneci lakabını taktı. Öldüğünde cenazesi Cumhuriyet döneminde Ürgüp'e götürüldü. Mezarı çok şatafatlı olup Fener Patrikhanesi yaptırmıştı. İşte bu Ürgüplü Hayri'nin oğlu bir zamanlar Amerika'da elçiyken Türkiye'ye getirilip başbakan yapılan Suat Hayri Ürgüplü'dür. Amerika'da çeşitli gazetelere lűtiliği övücü beyanatlar vermesiyle tanınmıştır ve bizzat lűti olmasıyla nam salmıştır. Yine bir ittihat ve Terakki mensubu olan ve Osmanlı Mebusan Meclisi'nde üye bulunan Numan Usta adlı bir Alevi, ilk komünist parti "İştirakiyyun"un kurucu üyesidir. II. Abdülhamit Han'a karşı darbeye kalkışan Hareket Ordusu isimli çapulcu sürüsünün önemli isimlerinden Resneli Niyazi de bir Bektaşiydi.
Genç Türkler ve ittihat ve Terakki devrinde islam
alfabesinin iptal edilerek Latin alfabesinin kabul edilmesi
yolunda yoğun gayretler sarfedildiği malum. İşte bu hareketin tohumlarını atan adam Ahundzâde ( Ahmet Ağaoğlu) isimli bir Azeri Alevisidir ve Ruslar'a bağlı resmi bir görevli sıfatıyla İstanbul'a gelerek sadrazamla görüşmeye çalışmıştır. Her ne kadar bu görüşmeye muvaffak olamasa da, devrin fikrî (!) ve edebî (!) iklimi
üzerinde istediği tesirleri bırakmayı başarmıştır. Onun alfabe değişimi fikrinin en ateşli taraftarları, birer Bektaşi olan Namık Kemal ve Mithat Paşa'dır. Özellikle Mithat Paşa'nın ihanette çok ileri gittiği, Osmanlı bayrağındaki"hilal"in yanına haç koymayı bile denediği ve "bugüne dek: Âl-i Osman dediler. Bundan sonra da Âl-i Mithat desinler" diyecek kadar işi azıttığı malum."FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-48980586183970188522022-11-03T13:16:00.002-07:002022-11-03T13:16:23.740-07:00ÖNCE BEYAZ KİRLENDİHANGİMİZ DAHA ÇOK BEYAZSAK, EN ÇOK KİRLENENİMİZ O
Amerikanya'nın kurucusu olduğu Robert Kolejin türevi Boğaziçi Üniversitesi düzenliyor sanmayın sakın 10. su düzenlenen Boğaziçi film festivalini. Kısaca BKSV vakfının işi bu. Yani yönetiminde benimde tanıdığım İslamcıların olduğu vakıf. Cumhurbaşkanlığı sanat danışmanlarından olan, eski okul arkadaşım vakıf yönetimindeki zatlardan biriyle 10 küsur yıl önce Berlerbeyi'ndeki makamında konuşmaya çalışmıştım; Gençlerimiz kültür-sanat yoluyla yozlaştırılıyorlar dediğimde, o önündeki buzlu bademlerden atıştırarak "hadi ya Fehmicim, durum cidden bu noktada mı" dediğinde bir kez daha hayıflanmıştım, salon adamlarının siyaset ve sanat konusunda gerçeklerden bu kadar kopuk olduklarına.
İşte festivalin ödül töreninde TSK'ya iftiralar da bulunan TTB'nin başkanı hatuna sahip çıkılıyor, alınan ödüller atfediliyor kendisine. Salondan bir kişi, ismi pek bilinmeyen bir delikanlı itiraz ediyor bu soytarılığa. Bir salon dolusu zıpçıktı'dan ses yok sahnedeki lüzumsuzluğa. Ne Kemalistlerden, ne İslamcılardan.
"Olacağı buydu. Bizim mahalle sanatı ihmal ederse, sanatçı yetiştiremezse olacağı buydu" yorumları yapıldı.
Bir yanda 29 Ekim, Cumhuriyet kutlamaları yapılıyordu. Bir yandan da Togg'un ilk seri üretim modelinin tanıtımı.
Hengamede Mahir Ünal'ın harcanışına şahid olduk. Dil devrimi ve harf devrimine karşı söylediği sözler Devlet Bahçelinin şerh düşmesiyle siyaseten kızağa alınışına sebep olmuştu. Sağcı, solcu, ülkücü, mülkücü, islamcı, mislamcı bilmem; adaidlerinin ana damarı laiklil olanlardan, kemalist olanlardan hep irreti olurum. Bahçeli misali...
Bir kaç yıl önce Ankara'da kendisini ziyarete gittiğimde "Biz Müslüman sanatçıları neden görmezden geliyorsunuz, neden destek vermiyorsunuz?" dediğim Mahir Ünal siyasi dengeler adına harcanmıştı.
TSK’ya iftira atan birine bile ‘ barış’ ve ‘demokrasi’ adı altında kendi cenahı sahip çıkarken, Mahir Ünal’a ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ kapsamındaki benim de iştirak ettiğim fikirlerinden dolayı kendisine sahip çıkamadığımız için ben şahsen özür diliyorum. Büyüklük biz de kalsın.
TSK'ya iftira edenle pandemi döneminde aynı aşı politikalarını yürütenler eğer taban bu hatuna söykünmeseydi, görmezden gelinecekti.
Neyse...
Akparti Grup Başkan vekili artık hemşehrim Özlem Zengin olmuştu. Kendisiyle İstanbul kadın kolları başkanıyken bir görüşme yapmıştım. Gençlik, kültür, sanat ve geleceğimiz üzerine konuşurken o benden daha çok veryansın ediyordu. İyi de siz yapma makamındasınız, sızlanma-mazeret makamında değil dediğimde kendisine ortam buz kesmişti.
Taban tarafından pek hazedilmeyen hemşehrim özellikle İstanbul sözleşmesi, Ayasofya imamımın azli gibi meselelerden dolayı soğuk durulan bir isim.
Aynı şikayetlenmeyi il başkanı Aziz Babuşçu'ya da yapmıştım. Gezi'den bir kaç gün önceydi. Bana çıkışarak sanat başka, siyaset başka diyerek vizyonunu ortaya koymuş bir il başkanımızdı.
Hasılı; dost acı söyler.
Doğu Perinçek bile artık dua eder fotoğraflar ortaya koyuyor.
"Ben ateistim, 15 dakikada çeyrek porsiyon domuz yememiz gayet normal" deyip "İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları" toplantısına katılan Canan Kaftancıoğlu...
Hafız Kemal KIlıçdaroğlu...
Yasin okuyucusu Ekrem...
Bütün karşı mahalle oy oranı %70'lerde olan sağ kesimden oy almak için muhafazakar görüntüler verirken...
Oy oranı %30'larda olan sol kesimden oy almak için sağcıların...Hele hele İslamcıların Kemalistliğe eklemlenmek adına yaptıkları şaklabanlıkları da ibretle izliyorum. Belediye konserleri aycıca tüy dikmenin adı.
Ümmetçilikten bizi kurtaran adama övgüler dizen kadının kocası şu an Prag elçisi olan kişiyle makara yaptığında sustuğumuzla başlamıştı aslında kokuşmuşluk.
Konjektör adına sustuk.
İtiraz etmeye çalışanların adlarının üstü silindi.
Şimdi veryansınlar...
Bir de şu sorunun cevabını arıyorum;
Hafazan Allah....
Reisten sonra Cumhurbaşkanlığına Canan Kaftancıoğlu'nun, Cemal Enginyurt'un...Ya da benzer bir ismin geçtiğini düşünsenize...
Paradigmanın iflası mı desem,
Siyasal İslamın mı?
FEHMİ DEMİRBAĞFEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-50465365535277368152022-10-30T03:50:00.001-07:002022-10-30T03:50:43.191-07:00MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRIMDIR!
Esirgeyen ve bağışlayan Rabbimin adıyla;
EY İMAN ETMİŞ OLANLAR, EY MÜSLÜMANLAR, İÇİNİZDEN OLMAYANLARDAN, SİZE YABANCI KİMSELERDEN KENDINIZE DOST KABUL ETMEYİNİZ!
ÇÜNKÜ ONLAR, SİZLERE KARŞI ZARAR ZİYAN VERMEKTEN, ARANIZA FİTNELER, FESADLAR SOKMAKTAN HİÇ BİR VAKİT GERİ DURMAZLAR. ELLERİNDEN GELEN FENALIKLARIN HİÇ BİRİNİ SİZDEN ESİRGEMEZLER.
SİZİN SIKINTILARA, MUSİBETLERE, FELÂKETLERE UĞRAMANIZI İSTERLER.
GÖRMÜYOR MUSUNUZ, HAKKINIZDA BESLEDİKLERI DÜŞMANLIK AĞIZLARINDAN TAŞIP DÖKÜLÜYOR.
BUNUNLA BERABER YÜREKLERİNDE, SİNELERINDE GİZLEMEKTE OLDUKLARI KİNLER, GAREZLER, HUSÛMETLER, O BİR TÜRLÜ ZABTEDEMEYIP DE AĞIZLARINDAN KAÇIRMAKTA OLDUKLARI DÜŞMANLIKTAN ÇOK BÜYÜKTÜR, ÇOK ŞİDDETLİDİR.
EĞER SİZLER AKI KARADAN, İYİYİ KÖTÜDEN SEÇER, HAYRINI, ŞERRİNİ DÜŞÜNÜR AKLI BAŞINDA ADAMLARSANIZ BU HIKMETLERİN, BU İBRETLERİN GEREĞİNCE HAREKET EDEREK HEM DÜNYADA, HEM AHİRETTE SELÂMET BULURSUNUZ.
***
EY MÜSLÜMANLAR, SİZİN İÇİN YUKARIDA MEALİNİ VERMEYE ÇALIŞTIĞIM ALLAH'IN BUYRUKLARINA UYMAKTAN BAŞKA SELÂMET YOLUMUZ YOKTUR.
Memleketin sevk ve idaresinde takib edilecek hareket yolu da, siyaset kuralı da... tabiatıyla bireysel ilişkilerimizde de hassasiyetlerimiz bu çerçevede olmalıdır.
İnsanların mümin, müşrik, münafık, kafir ve fasıklar olarak değerlendirilmesi esastır. Hem birey hem toplum aynı özellikleri içerir, bu kalıpların hacmiyle...
Hasılı;
‘-Ey mü'minler, size ellerinden gelen fenalığı yapmakdan çekinmeyen, bu hususta hiçbir fırsatı kaçırmayan, dininize yabancı kimseleri kendinize sırdaş, dost, arkadaş kabul etmeyiniz. Bunların sureti hakdan görünerek size güleryüz göstermelerine, hayrınızı ister gibi tavırlar takınmalarına asla kapılmayınız. Onların gece gündüz isteyip durdukları sizin felaketinizden, yıkılmanızdan, esaretinizden başka bir şey değildir. Baksanıza, size karşı kalplerinde besledikleri, düşmanlık o kadar dehşetli ki bir türlü zabtedemiyorlar da ağızlarından kaçırıyorlar. Hâlbuki yüreklerinde kök salmış olan düşmanlığı, ağızlarından taşan sözlerle bile kıyaslamak mümkün değildir;nefretleri ondan çok fazladır, çok şiddetlidir. İşte bütün bu gerçekleri, uyarmak adına sizlere açıktan, açığa tebliğ ediyoruz, bildiriyoruz. Eğer aklı başında insanlarsanız, eğer dünyada ve ahirette zelil olmak, hüsranda kalmak istemezseniz ancak Allah'ın uyarıları gereğince hareket ederek kurtulursunuz.’
Bu âyeti celile Âli İmran Sûresindedir.
Tevbe Suresi’nde de; ‘Ey Müslümanlar, Cenâb-ı Hak içinizden hak yolunda gayrette bulunanları, Allah ile onun resulunden, bir de mü'minlerden kendisine dost edinmeyenleri görmedikçe sizler öyle başı boş bırakılacak mısınız, zannediyorsunuz?’ Bu iki âyeti celileden başka diğer âyeti kerime daha vardır ki hep aynı ruhtadır.
KARDEŞLERİM;
Bizim bu değerlendirmelerimiz; ‘acaba diğer milletlere karşı biraz şiddetli davranılmıyor mu? Yabancılar hakkında daha, merhametli olmak icab etmez mi idi?’ gibi düşüncelere sebebiyet verebilir.
Öyle ya, gözümüzü açtık ‘Avrupa medeniyeti, Avrupa irfanı, Avrupa adaleti, Avrupa efkâr-ı umumiyesi’ nakaratından başka bir şey işitmedik. Kiminin adaleti, kiminin hamiyeti, kiminin dehası, kiminin ilerlemesi kulaklarımızı doldurdu. Lisan bilenlerimiz doğrudan doğruya bu heriflerin eserlerini, bilmeyenlerimiz tercümelerini okuduk. Çizgi filmleri, sinemaları, hayatımızı kuşatan markaları, edebiyatları,hele edebiyatlarının ahlâkî, insanî, sosyal konuları pek hoşumuza, gitti. Yazarların ahlakî kıymetlerini ve insaniyelerini, eserleriyle ölçmeye kalkıştık. İşte bu kıyaslamadan itibaren aldanmaya, hatadan hataya düşmeye, başladık. Bu adamların sözleriyle özleri arasında asla münasebet, benzerlik olamıyacağını bir türlü düşünemedik. İşte okuyup yazanlarımızın çoğuna sonradan gelip yapışan bu hata batılılaşma ve çağdaşlaşma adı altında tüm toplumumuza nüfuz etti.
Özellikle Müslümanların yaşadıkları coğrafyalara baktığımızda...Yani Asyanın ve Afrikanın ‘Avrupalı / Batılı’ dediğimiz "gelişmiş ülkelerin" diğer milletleri esaret altına, tahakküm altına aldıkları biçare insanlara karşı reva gördükleri zulmü, gadri, hakareti görmezden gelme ancak insani özelliklerden sıyrılma ile mümkündür.
"BAĞNAZLIKTAN HİÇ HABERİ OLMAYAN TEK MİLLETİZ”
Avrupalıların ilimleri, irfanları, medeniyetteki, sanayideki ilerlemeleri inkâr olunur şey değildir. Ancak insaniyetlerini, insanlara karşı olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki bu ilerlemeleriyle ölçmek katiyyen doğru değildir. İddiam odur ki; heriflerin ilimlerini, fenlerini almalı fakat kendilerine asla inanmamalı, asla kapılmamalıdır.
Bunların bütün insanlara bilhassa Müslümanlara karşı öyle kinleri, öyle husûmetleri vardır ki, hiçbir suretle sakinleştirmek imkânı yoktur. Seküler ya da laiklik görüntüsüyle güya dinsiz geçinirler. Hürriyeti vicdan diye kâinatı aldatıp dururlar. Hele biz Müslümanları, biz şarklıları taassubla itham ederler dururlar! Heyhat, dünyada bir müteassıb / yoz-yobaz millet varsa Avrupalılardır, Amerikalılardır. Taassubdan hiç haberi olmayan bir millet isterseniz o da bizleriz.
KARDEŞLERİM!
Bilirim ki bu sözlerim sizin senelerden beri avutulmuş, uyutulmuş fikirlerinize biraz aykırı gelecektir.
Onun için bir iki misal getirmek icab ediyor: Bilirsiniz ki bizim 1.dünya savaşına girmemizden en çok istifade eden bir millet varsa o da Almanlardı. Şunu hatırlatayım ki ‘dünya savaşına girmek mi lâzımdı, girmemek mi iyi idi, girmeden durabilir mi idik, biraz daha geç mi girmemiz uygun idi? …’ gibi meselelerin hiçbirini konu edecek değilim. Onu değerlendirmek artık vicdanlı tarihçilerin işidir. Ortada bir olay var ki biz Almanlarla birlikte olarak harbe girdik. Yüzbinlerce şehit verdik. Yüzbinlerce aile ocağı söndü. Milyonlarca servet kaynadı gitti. Şimdi; Almanlar için ne lâzım geliyordu? Ne yapacaklardı? Şüphesiz bütün dünyanın, bütün dünyadaki milletlerin kendilerine harp ilân ettikleri bir zamanda böyle tek ortakları, destekçileri olan bizleri sinelerine basacaklar, bütün gazeteleriyle, bütün kitaplarıyla, bütün yazar-çizer tayfalarıyla, sanatçılarıyla bizi alkış, teşekkür tufanları içinde boğacaklardı. Heyhat!
***
Bundan sonrasını dünya savaşının ilk senesinde Almanya'ya giden Akif merhum anlatıyor;
" Bir görev ile Berlin’e gitmiştim. O aralık Almanya hükümeti bize dedi ki:
‘-Bizim millet meclisimizde bilhassa katolik vekiller kıyamet koparıyorlar: Almanlar gibi ilerlemiş, fen bilgisi olan bir millet nasıl oluyor da Müslümanlar gibi Türkler gibi vahşilerle ittifak ediyorlar? Bu, bizim için alçaklık değil midir?...’ diyorlar. ‘Aman, makaleler yazınız, eserler yazınız, biz onları Almancaya tercüme ettirelim. Ta ki Müslümanlığın da bir din, Müslümanların da insan olduğu bunların nazarında anlaşılmış olsun.’
Almanya hükümeti haklı idi. Çünkü Alman milleti nazarında Müslümanlık vahşetten, Müslümanlarsa vahşilerden başka bir şey değildi. Onların gazetecileri, romancıları; hele ‘müsteşrik/doğubilimci’ denilip de doğu lisanlarına, doğu fen ilimlerine, doğu ahlâk ve adetlerini biliyor geçinen adamları mensup oldukları milletin fikirlerini asırlardan beri bizim aleyhimize o kadar müthiş bir surette zehirlemişlerdi ki arada bir anlaşma, bir barışma olmasına imkân yoktu. Biz o sırada kendimizi onlara tanıtmak için tabiî elden geldiği kadar çalıştık. Lâkin tamamıyla başarılı olduğumuzu asla iddia edemem. Heriflerin taassubu yaman! Kökleşmiş bir takım kanaatler hakkı görmelerine mani oluyor.
Harp esnasında bilirsiniz ki Almanya imparatoru İstanbul’a gelmişti. Biz safderun Müslümanlar halifenin ortağı sıfatıyla o misafire karşı nasıl hürmette, nasıl ikramda bulunacağımızı şaşırdık. Bu şaşkınlıkta o kadar ileri gittik ki hilâfetin merkezi, yani İstanbul’un minarelerini kandil gecesi imiş gibi kandillerle donattık. ‘Alman dostluk yurdu binası kurulacak.’ denildi. Bol keseden bir kaç camimizi heriflere peşkeş çektik..
Ha! Gelelim bizim bu gibi fedakârlıklarımıza karşı gördüğümüz karşılığa! Düşmanlar Kudüs’ü bizim elimizden gasbettikleri zaman bu felâket dünya savaşı üzerine büyük bir etki yapmıştı. Yani Filistin cephesinin bozulması muharebe terazisini düşmanlarımızın tarafına epeyce eğdirmişti. Dolayısıyla güya dostumuz olan Almanlarla yine Almandan başka bir şey olmayan Avusturyalıların bu işten bizim kadar üzülmüş olmaları gerekirdi.
KARDEŞLERİM!
İşe bakın ki; ‘Kudüs, ister İngilizlerin eline geçmiş olsun, ister bu memleketin düşman eline geçmesi, bu cephenin bozulması yüzünden savaş bizim hesabımıza kaybolsun, tek Müslümanların elinde, Türklerin elinde kalmasın da düşmanımız da olsa, dindaşımız olan İngilizlerin eline geçsin,’ diyerek Viyanalılar şenlik yaptılar. Evlerini donattılar. Bu maskaralığı men edip yakılan elektrik fenerlerini söndürünceye kadar Avusturya hükümetinin göbeği çatladı. Artık taassubun hangi tarafta, hürriyetin, müsamahakârlığın hangi, tarafta olduğunu bu misallerle de anlayamazsanız kıyamete kadar anlayacağınız yoktur.
Fehmi Demirbağ
(Mehmet Akif Ersoy'un Nasrullah kürsüsünden isimli vaazından uyarlanmıştır.)
FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-17270720504623226762022-10-30T03:27:00.002-07:002022-10-30T03:27:21.011-07:00ÇANAKKALE'DE VURULDUK / TİYATRO OYUNUÇANAKKALE’DE VURULDUK
FEHMİ DEMİRBAĞ
1. BÖLÜM:
OYUNCULAR:
KAYZER 2. WİLHEİM
OPPENHEİM
SEBOTTENDORF
YAVER HANS
GAZETECİ ADOLF
…
Almanya’nın İstanbul konsolosluğunda önemli ve gizli toplantı yapılmaktadır.
Çalışma masasında evrakların arasına adeta boğulmuş Kayser bir yandan da ayakta kendisini dinleyen gazeteci Adolf’e konuşmaktadır.
KAYZER: Cihad eylem planımızı uygulamaya geçebiliriz artık. İngilizlerin, Fransızların, Rusların kontrolündeki İslam topraklarında ayaklanma çıkarmalıyız. Bunun için Halife bayrağının altındaki Türklerin aktif bir işbirliğine ihtiyacımız var.
Masanın üzerindeki bir raporu eline alır. Odada dolaşmaya başlar. Ara sırada gazeteciye bakınır.
KAYZER: Bu söylediklerimi ve göreceklerini ben söyleyene kadar sakın gazeteye basma. Yalnızca tarihe kayıt olarak düş Adolf.
ADOLF: Ben güvenilir bir gazeteciyim. Biliyorum her gazeteciye güvenilmez ama bana güvenebilirsiniz sayın Kayzer.
KAYZER: Bu rapora göre propaganda faaliyetinin en önemli odağı, Mısır ve Hindistan olmalıdır. Daha sonra Osmanlı’nın, Kafkasya’da Rusya’ya karşı başarılı bir savaş yürütmesi ikinci adımdır.
ADOLF: Biraz yavaş söyler misiniz sayın Kayzer?
KAYZER: Üçüncü sırada ise Tunus, Cezayir ve Fas’taki Fransız sömürge alanlarının ayaklandırılması gelmektedir. Bir gerilla hareketi başlatmalıyız.
Sonra tekrar masanın başına geçti. Elindeki raporu masaya bıraktıktan sonra bir başka raporu eline alır. Raporu hızlıca gözden geçirirken konuşmaya devam eder. Gözleri uzaklardadır.
KAYZER: Bakü petrol hatlarına sabotaj eylemleri yapılmasından, Süveyş Kanalı’nın ablukaya alınmasına, siyasetçilere suikast planlarından istihbaratla ilgili eylemlere ve broşürlerle propaganda taktiklerine kadar pek çok çalışmayı aynı anda başlatmalıyız.
ADOLF: Bütün bunlar Almanya’ya pahalıya mal olmaz mı efendim?
KAYZER: Bunun için tam 300 milyon mark bütçe ayırdık. Nasıl olsa bu parayı Müslümanlardan fitil fitil geri alacağız. Yeter ki Tanrı Euro ya Almanım desin!
Kayzer bir an durdu. Bakışlarını kapıya doğrulttu. Bağırdı.
KAYZER: Hansss!
Bir yandan da raporlara bakarak konuşmasını sürdürdü.
KAYZER: Şu meseleyi iyice anlayalım sevgili Adolf.
ADOLF: Anlamaya çalışıyorum efendim. Şansölye Bismarck’tan beri bütün dünya sizi anlamaya çalışıyor.
KAYZER: Nasıl İngiltere Mısır’da, Fransa Tunus’da, İtalya Trablus’da, Avusturya Bosna’da ve Rusya Sırbistan ve dolaylı olarak Balkanlarda hak sahibi durumdaysa Almanya’nın da yeni yaşam alanı olarak Osmanlı üzerinde nüfuz kurması gerekiyor.
ADOLF: Osmanlı’da buna müsait yani. İçeride ne çok bizlerle, İngilizlerle, Fransızlarla hatta Ruslarla işbirliği yapan, yapmaya hazır insanı varmış; hayret!
KAYZER: Bin yıldır bunun şartlarını olgunlaştırmaya çalıştık. Nihayet emeklerimizin karşılığını alıyoruz, alacağız.
ADOLF: İngiliz sömürge bakanı Glagstone’nin dediği gibi; Kafir Türkleri ya diyalog, hoşgörüyle ya da Hristiyanlara benzeterek alt edebiliriz diyorsunuz yani.
KAYZER: Hatta bu bir varoluş savaşımızdır. Osmanlı’nın her yerden kuşatıldığı şu süreçte bir doğal müttefik olarak bize de ihtiyacı var.
Odanın kapısı açıldı. İçeri Yaveri Hans girdi. Asker selamını çaktı.
HANS: Emredin Kayzerim.
KAYZER: Gelmediler mi daha?
HANS: Geldiler efendim. İçeri kabul için emrinizi beklemekteler.
KAYZER: Bekletme…Hemen al içeri.
Odaya Oppenheim önde Sebottendorf arkada girerler. Asker selamı vermeden başlarını öne eğerek Kayzer’i selamlarlar. Gazeteci Adolf’le de gözleriyle selamlaşırlar. Kayzer masa başında olduğu halde gözlerini elindeki evraklardan kaldırır. Seri bir hareketle elindekileri masaya bırakır. Oppenheim’e gülerek yanına gelir. İki eliyle omuzlarından kavrar onu. Bir yandan da kahkaha atmaktadır.
KAYZER: “Hacı Wilhelm Muhammed!” “Hacı Wilhelm Muhammed!” “Hacı Wilhelm Muhammed!”
İşte bunu çok sevdim sevgili Ebu Cihad! Demek yaptığınız yayınlarla beni Müslümanlara Hacı Wilhelm Yusuf Muhammed diye tanıtıyorsunuz? Kılık değiştirerek Hacc’a gittiğimden bahsediyorsunuz.
ADOLF: Biz gazeteciler bile bir yalanı bu kadar inandırıcı söyleyemeyiz.
KAYZER: Propaganda esnasında yalan söyleyin, inananlar olacaktır. Şayet başarısız olduysanız devam edin. Başka inananlar olacaktır.
OPPENHEİM: Propagandada kullanılan yalanlar ne kadar büyük olursa insanların onlara inanması kolaylaşır, yalanın etkisi artar.
ADOLF: Ya Müslümanlar? Bildiğim kadarıyla bir Müslüman asla yalan söyleyemez.
KAYZER: Ama cahil Müslümanlar yalanlara çabuk inanırlar. Hem bu Müslümanlar tarihin bahsettiği o Müslümanlar değiller. Onun için bu haldeler.
ADOLF: Demek sizin Müslüman olduğunuza inanıyorlar?
OPPENHEİM: Sadece sizin mi? Hatta Alman halkının topluca İslam dinini seçtiğine inanıyorlar.
KAYZER: (Gülerek) Ne yani şimdi namaz kılıp, oruç tutmaya mı başlayacağım?
ADOLF: Gerek yok sayın Kayzer. Benim kalbim temiz der geçersiniz, günümüz Müslümanları gibi.
KAYZER: 19. Yüzyıl Müslümanlar için zor geçeceğe benziyor.
ADOLF: Sızlanmaya başladığınıza göre cidden Müslüman mı oluyorsunuz yoksa, efendim.
(Gülüşürler)
OPPENHEİM: Efendim. Müminleri kafirlerin boyunduruğundan kurtarmak için Allah tarafından görevlendirildiğinizi de söylüyoruz Müslümanlara.
KAYZER: Çok güzel…İnanıyorlar değil mi safdirikler. Kuşkulanmıyorlar değil mi?
OPPENHEİM: Burada, İstanbul’da Doğu haber ajansını kurmamız iyi oldu sayın Kayzer. El Cihad adını verdiğimiz gazete bu konuda üzerimizdeki kuşkuları gidermekte. Ayrıca bu doğrultuda yaptığımız tüm propaganda materyalleri bizi hedefimize daha da yaklaştırmaktadır.
ADOLF: Bir tavsiyem olsun. Bu Türkler okumayı pek sevmezler. Okuma oranları da pek düşüktür. Gazetenin dışında diğer mecralarıda kullanınız.
OPPENHEİM: Ne yani instegram hesabı da açalım mı? Tik tok? Diğer bütün sosyal medya hesapları. Twitter, Facebook…Trol de besleyelim mi? Şöyle bir hastag’e ne dersiniz? #hastaosmanlı
ADOLF: Bu casusların espri anlayışına da hastayım…007 bond, James bond…Tafa, Mus..tafa gibi bir şey…
OPPENHEİM: Pek muhterem bir kısım medya…Elbette resim, karikatür, film, kitap, şiir ve diğer resmi propaganda malzemeleriyle propaganda çalışmalarımızda ayrıca radyo, telgraf, fotoğraflar ve kartpostallar da kullanıyoruz.
ADOLF: Ayrıca uluslarası basına da kaynak sunacak şekilde propaganda metinleri de hazırlamalısınız. Gazeteler halkın mazlumlardan nefret etmesini, zalimleri ise çok sevmesini sağlar.
KAYZER: Danke schöne… Wunderbar! Unutmayın! Propagandanın özünü, Osmanlı İmparatorluğu’nun İslam birliğini sağlayıp başı çekmesi ve Almanya ile birleşerek İngiltere ve Fransa’yı saf dışı etmesi oluşturmalı.
OPPENHEİM: Hiç kaygınız olmasın sayın Kayzer. Ben organizyonun başı Oppenheim olarak sizi temin ederim ki büyük Almanya yolunda var gücümüzle mücadele etmekten bir an bile geri durmayacağız. Hile Kayzer! Hile Führer! (Eliyle Hitler selamı verir.)
YAVER: Efendim. Davetiniz üzere sayın Sebottendorf’ta burada.
Daha önce odaya giren Sebottendorf’un varlığından habersiz gibi davranan Kayzer yaverinin uyarısıyla bu kez ona yönelir. İki eliyle omuzlarını kavrar onun da.
SEBOTTENDORF: Onur duydum efendim.
KAYZER: Çalışmalarını takip ediyorum Baron Rudolf von Sebbottendorf. Kahire’ye seni gönderdiğimizden beri haftalık bütün raporlarını okuyorum. Demek sen de Bektaşi oldun ha İstanbul’da?
Kahkaha atar.
KAYZER: Yaver sen hariç odadaki herkes Müslüman, bir sen kafirsin. Ben Hacı Muhammed Yusuf. Oppenheim, Ebu Cihad. Şefik Hüsnü’de Rudolf! Sana da bir Müslüman adı verelim mi, ne dersin? Gazeteci Adolf ne dersin, sen de kelime-i şehadet getirecek misin?
SEBOTTENDORF: Efendim talimatınız üzerine Mısır Hidiv’i Abbas Hilmi Paşa’nın yakın adamlarından Hüseyin Fahri Paşa ile yakınlık kurdum. İstanbul Beykoz’da Bektaşi oldum. Hem Arapça’yı hem de Osmanlı Türkçe’sini öğrendim.
ADOLF: İşte tarihin en gizemli kişisi. Demek o meşhur, gizemli Baron sizsiniz?
SEBOTTENDORF: (Adolfe cevap vermez. Konuşmasını ciddiyetle sürdürür.)
Efendim bir yandan da Gül Haç ve Thule örgütlerini kurmak için Sabetaylarla temaslarımı sürdürmekteyim. Sultan Abdulhamid’e bağlı Yıldız Teşkilatını sonlandırarak yeni kurulan Teşkilat-ı Mahsusa’yı kontrolümüze almak için uğraş veriyoruz.
ADOLF: İşte tarihin en gizemli kişisi. Demek o meşhur, gizemli Baron sizsiniz öyle mi?
SEBOTTENDORF: Başta Enver Paşa olmak üzere tüm İttihat Terakki örgütünde etkimiz yerinde…Kızılay’ın başkanlığını yürütüyorum. Türk vatandaşlığını aldım ayrıca. Yalnız…
KAYZER: Yalnız ne?…
OPPENHEİM: Efendim…İngilizlerle ciddi sorunlar yaşıyoruz. Benim gibi asıl mesleği arkeolog olan Lawrence gibi İngiliz ajanlar çalışmalarımızı sekteye uğratmak istiyorlar. Osmanlı’nın her taşının altında casuslar cirit atıyor.
KAYZER: Uçan şeyh lakaplı şu İngiliz mi? Gertrude Bell’in yetiştirmesi…Meraklanmayın Abdulhamid bize güveniyor. O İngilizlere, Fransızlara, Ruslara fırsat vermez.
ADOLF: Abdulhamid kimseye güvenmez efendim. O Allah’tan başkasına güvenmez.
KAYZER: Olasılıklara karşı bizim de bir planımız var. Yahudi Emmanuel Karaso, Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani ve Gürcü Arif Hikmet Paşa ne güne duruyor? Lakin aynı adamlarla İngilizler de temasta.
OPPENHEİM: Biz İngiliz, Fransız ve Ruslara karşı faaliyetler yürütmekteyken Lawrence’ de, Arapları Alman ve Osmanlılara karşı ayaklandırmaya çalışıyor.
KAYZER: Kudüs’e boşuna mı koskoca Protestan kilisesini diktik? Son haçlı seferinin kumandanlığı biz Almanlar’a ait? Korkmayın, başaramazlar. Hem Türkler İngilizleri düşman bellediler. Bizim farkımızda bile değiller.
OPPENHEİM: Ben İstanbul’da Arap Yarımadası’nda Alman propagandasının başarılı olması adına Şerif Hüseyin ve oğlu ile görüşmeler yaparken, Lawrence de aynı kişilerle farklı amaçlarla buluştu. Ben Enver Paşa ile görüşüp kendisini o bölgede hazırladığı savaş stratejisine ikna ederken Lawrence da İngiltere’nin çıkarları için Şerif Hüseyin’i Osmanlı’ya karşı ayaklanmaya ikna etti.
KAYZER: Ortalık karışacağa benzer. Bölge barut fıçısı. Çıkarlarımız için Osmanlı’yı yanımızda tutmalıyız. Bakın ben İstanbul’da Abdulhamid’e yakın olmak için bir çeşme yaptırıp hediye etmedim mi? Kudüs gezimizde Selahattin Eyyubi’ye methiler düzmedim mi? 300 milyon Müslüman’ın hamisi olduğumuzu her şartta söylemiyor muyuz? Büyük Almanya yolunda durmak yok.
YAVER: Efendim, sözünüzü kesmek istemem ama. İkramlara geçebilir miyiz?
KAYZER: Kusura bakmayın. Oturun bile diyemedim. Buyurun oturun. Hepimize Türk kahvesi söyleyeyim mi? Yanına da Türk lokumu… Yemek olarak da saray mutfağına ne dersiniz? Hans servise geçebiliriz.
Yaver dışarı çıkar.
Herkes bir koltuğa oturur.
OPPENHEİM: İngiliz, Fransız sömürgelerindeki Müslümanları ordusuna kattı malumunuz. Biz de onlardan esir aldıklarımızı ayrı kamplara alıyoruz. Cihad fikri ile tekrardan onları İngiliz’lerin, Fransızların üzerine salmak istiyoruz.
KAYZER: Bu güzel. Öncelikle Berlin’de Hilal ismini vereceğimiz bir kamp açın. Onu örnekleyin diğer kamplar içinde. Napolyon’nun Mısır’ı işgal ettiğinde yaptığı gibi kampa bir de cami inşa edin. Asla Müslümanları huylandırmayın. Uyanırlarsa biz Almanlar’ında, İngilizler’inde, Fransızlar’ında, Ruslarında işi zor…
OPPENHEİM: Bir küçük örnek vereyim müsadenizle. Hintli Müslüman askerler savaştıkları askerlerin Halifenin askerleri olduğunu anlayınca tetik basan parmaklarını taşlarla ezdiler. Müslümanların arasındaki kardeşlik ruhu uyanırsa bu kez hepimizin başlarını taşlarla ezerler.
SEBOTTENDORF: Almanlar olarak siyasi birliğimizi çok yakın zamanda ancak gerçekleştik. Ancak diğer bütün ülkeler dünyanın zayıf olan coğrafyasını kısa zamanda sömürgeleştirdiler. Hızlı bir sanayileşme hamlesine girişen Alman İmparatorluğu hammadde ve sömürge ihtiyacı nedeniyle Osmanlı topraklarına yönelmesinden doğal ne olabilir?
ADOLF:Aynı nedenlerle Osmanlı topraklarında faaliyetleri olan İngiltere, Fransa ve Rusya ile karşı karşıya gelmemizde normal yani. Doğru hamleleri doğru zamanda yapan bu çatışmanın galibi olacaktır.
OPPENHEİM: Bir Hristiyan Devletler Topluluğu olan Avrupa ülkelerinin mazisi zaten çatışmalardan ibaret değil mi? Biz alışığız birbirlerimizi otuzyıl, yüzyıl savaşlarıyla kırmaya. Bu durumda Osmanlı’ya acıyacak halimiz yok ya…
SEBOTTENDORF:Hem Osmanlı-Almanya yakınlaşmasını organize eder hem de İngiliz, Rus ve Fransız sömürgelerindeki Müslümanların ayaklandırılması için gayretlerimizi artırmalıyız.
ADOLF: Bunu somutlandırmak adına ne öneriyorsun?
SEBOTTENDORF:Parayı elinde tutan Yahudilerin kontrolünü siz bana bırakın. Londra Yahudi Cemiyeti üzerinden Avrupa mason teşkilatlarını Pancermen politikalarımızla biz yönlendiriyoruz. Tıpkı Osmanlı’da başlattığımız Panislamist ve Pantürkist hareketler gibi.
KAYZER: Danke schöne… Wunderbar! Sıra geldi son hamleye. İngilizler parasını ödedikleri halde sipariş verdikleri gemilerini alamayan Osmanlı’yı iyice kızdırdılar. Onların yanlarında olduğumuzu göstermek için Akdeniz’e biz de Goeben ve Breslau isimli gemilerimizi gönderelim. Oradan da gemilerimiz Karadeniz’e açılsınlar.
OPPENHEİM: Osmanlı ordusunun başına da Limon Von Sanders’i getirelim derim. Hani şu Siyonist paşayı…
SEBOTTENDORF: Efendim acele etmeyin. Benden haber bekleyin. Başımızın belası Avusturya-Macaristan tahtının veliahdı Arşidük Franz Ferdinand'ın hele bir icabına bakalım. Sonrası kolay…
KAYZER: Sonrası Rusya! Rusya’nın uçsuz bucaksız toprakları da iştahımızı kabartmakta.
ADOLF: Ama bir Engel var.Rus Çarı II’nci Nikola…
Rusya’ya egemen olmak dünyadaki parayı kontrol etmek kadar önemlidir.
Zira Rusya’yı kontrol etmek bütün dünyayı kontrol etmenin ilk ve en önemli adımıdır.
SEBETTENDORF: Rothschild Ailesi, Lord Alfred Milner üzerinden maddi destek vererek Bolşevik ihtilalinin planlayıcıları arasına katıldı. Alman Yahudisi Marks ve Ukrayna Yahudisi Lenin Rusları batıya teslim edecektir.
SEBOTTENDORF: Bir de efendim; Şehzade Yusuf İzzettin meselesi var. Almanlarla ilişkiyi bitirelim der her ortamda. Şu Abdülaziz’in oğlu.
OPPENHEİM: Meraklanmayın onun da sonu babası gibi olacaktır. Keseriz onun da bileklerini, intihar etti der geçeriz.
KAYZER: Takılmayın beyler böyle şeylere. Bekle bizi tarih! Bundan böyle yalnızca Almanya’yı yazacaksın!
Geri kalmışlığı ve kaybolmuşluğumuz gerilerde kaldı. Goethe Faust’unda şeytanla anlaşmadı mı? Schiller, insanın vahşi doğasını dizelere dökmedi mi bizim için? Fichte yazmadı mı amentümüzü? Wagner yazdı notalarla anlattı ezik geçmişimizi ve ondan kurtuluşun “destansı” reçetesini.
Hep birlikte ayağa kalkarlar.
Birlikte bağırırlar.
KORO: Es lebe Deutschland! Tolles Deutschland! Hile Kayzer! Hile Führer!
ADOLF: (Şiddele bağırır.) Hile Hitler!
HEP BERABER: O kim yahu?
ADOLF: Şimdilik korkmayın yahu. Ben Adolf. Gazeteci…(Pis pis sırıtır)
BİRİNCİ PERDENİN SONU
İKİNCİ PERDE
OYUNCULAR:
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN
ENVER PAŞA
DOKTOR TARIK
1.GAZİ
2.GAZİ
3.GAZİ
Çanakkale cephesinde bir sargı çadırındayız. Uzaklardan top tüfek sesleri gelmektedir. Çadırda tedavi olan 3 gazi ve başlarında bir doktor bulunmaktadır.
1.GAZİ: Gurbanın olayım tabip bey. Ben iyiyim, bir şeyim yok. Sal beni taburuma gideyim.
(Diğer gazilerden iniltiler gelir.)
DOKTOR TARIK: Hastane gemisi Reşit Paşa sahile yanaşmak üzere. Seni ve buradaki arkadaşlarını İstanbul’daki Haydarpaşa Hastanesi’ne yolluyorum. Burada yaralarınıza sadece pansuman yapabildik.
1.GAZİ: Ne yani taburcu etmiycen mi beni?
DOKTOR TARIK: Hastanede şifa bulun çabucak. Taburunuza geri dönersiniz inşallah.
1.GAZİ: Taburcu olup dönecem bende kısa zamanda cepheye.
DOKTOR TARIK: Şifanı bul, önce köyüne dön. Avradın var mı senin? Bak burada evli olanları kısa süreliğine evlerine gönderiyorlar. Nüfus çok kırıldı Çanakkale’de. Artık çocuklar savaşıyor cephede. Sonra gelirsin cepheye.
1.GAZİ:Yediğim kurşun yaraları değil, şarapnel parçaları değil tabip bey, içimi ençok bu çocukların hali parçalar. Okul çocukları bunlar. Daha el kadarlar.
2.GAZİ: Tabip bey…İstanbul’da, Anadolu’da okullar boşalmış öyle mi?
DOKTOR TARIK: Sadece kurşunlar, uçaklardan dökülen bombalar öldürmez ki Mehmedi. İspanyol gribi taaa Siirt’e, Nusaybin’e kadar ulaşmış. Kırıp geçirir milleti.
3.GAZİ: Bir de yokluk ve yoksulluk. Memleket dört koldan kuşatıldı. Düşman, hastalık, açlık ve yokluk.
2.GAZİ: Gardaş sen ona bir de hainleri ekle… Bir de cehaleti…En beterleri de bunlar.
(İçeri bağırarak iki kişi girer; öndeYusuf İzzettin, arkada Enver Paşa.)
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Bu ne densizlik? Yorgunluk ve hastalık sebebiyle harbe tahammülü kalmayıp geri çekilen bazı askerlere sen nasıl olur da ateş emri verirsin? Hem de Alman mitralyözlerine! Asker senin mermilerine mi düşmanın mermilerine mi karşı koysun?
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Koca devleti yiyip bitireceksiniz. Bıktım sizin ahmaklıklarınızdan. Nedir bu memleketin senin gibi ittihatçılardan çektiği?
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: İngiliz’i, Rus’u, Alman’ı emperyal amaçları için birbirlerine düşmüşken devletimizi neden araya soktunuz? Bu savaşın kaybedeni yalnızca biz olacağız, görmüyor musunuz?
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Masonlara, dönmelere, devşirmelere aldandınız babam Abdülaziz’i katlettiniz.
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Yetmedi amcazadem Abdülhamid’i tard eylediniz saltanattan. Korkarım bana da bir hainlik düşünürsünüz. Öyle ya vatana, vatan evlatlarına acımayanın devlet erbabına ne merhameti ola ki?
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Görmez misin yalnızca Çanakkale’de 254 bin vatan evladı toprağın altını yurt edindi. Bir o kadarda İstanbul’da hastanelerde şehid olanlar. Selatin camilerimiz doldu taştı yaralılarla. İngiliz uçaklarının bombaları altında Reşit Paşa gemimiz yaralı taşır durur İstanbul’a.
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Ama sayın şehzadem! Başka laf bilmez misin sen? Söyle bu nasıl bir gaflettir, bu nasıl bir dalalettir, bu nasıl bir ihanettir.
ENVER PAŞA: Devlet güçsüz düşmüştür. Lakin Avrupalılar’ın birbirlerine düşmeleri bizim için bir fırsat vermiştir. Yeniden eski şaşaalı günlerimize dönebiliriz şehzadem. Türk ve İslam dünyasını bir araya getirebiliriz.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Ah bu ittihatçıların romantik düşleri. Eğitim, kültür, sanat çalışmaları ile…İman, tebliğ ve irşad çalışmaları olmadan yalnızca askeri olarak birlik olmaz Enver. Yılların enkazı üzerimizde. Lakin savaş sonumuzu getirir. Önce madden ve manen toparlanmalıyız.
ENVER PAŞA: Bütün gayretimiz bunun içindir Şehzadem.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Gördük gayretinizi paşa. Sarıkamış faciasını unuttum mu sanırsın? 120 bin vatan evladını soğukta yaktınız, kavurdunuz; donarak şehid oldular. Tarih bu ihanetinizi unutmayacak.
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Yıkıl karşımdan! O yakın arkadaşların Cemal ve Talat paşaları da uyar! Yeter artık, milleti keyfinize yem eyledikleriniz.
ENVER PAŞA: Ama sayın Şehzadem!..
(Şehzade öfkelenir, eldivenleriyle Enver’e vurur.)
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Yıkıl dedim Enver! Defol huzurdan!
(Ortalık sessizliğe bürünür bir an için. Şehzade yatan gazilerin yanına gelir.)
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Geçmiş olsun Gazim. Şanslıymışsınız…Kurtulmuşsunuz…Sabredin yaralarınızda iyileşir elbet.
1.GAZİ: Bizim şanslılarımız…Şehid oldular şehzadem.
2.GAZİ:Vatan sağolsun efendim.
3.GAZİ: Devletimiz varolsun!
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: (Doktora yönelir.) Durumlar nasıldır tabip bey. Moraller nasıldır.
DOKTOR TARIK: Allahım’ıza şükür şehzadem. Lakin sargı yerinde morfin sıkıntısı çekmekteyiz.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Söyleyin tüm eksiklerinizi elimizden geldiğince tedarik edelim en kısa sürede.
DOKTOR TARIK: Morfin mühim efendim. Yaralı askerlere ağrı kesici yapmak durumundayız.
1.GAZİ: Anlatsana başından geçeni şehzademize, tabibim.
DOKTOR TARIK: Mühim bir şey değil efendim.
1.GAZİ: Nasıl mühim değil? Söyle tabip bey. Söyle de tüm dünya bilsin burada neler yaşandığını.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Buyurun tabip efendi. Merak eyledim ben de durumunuzu.
DOKTOR TARIK: Siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “morfin“dir.
Tabipler olarak yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyoruz. Bu yüzden de bir nöbet tutuyoruz.
Kısa süre önce hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurmuştuk.
Sedye ile gelen her yaralı, burada masaya koyuluyordu. Tabiplerin elinde enjektör, enjektörün içinde ağrı kesici.
2.GAZİ:Bin kez anlatsan hep dinlerim seni Tabip bey. Çok etkileyici yaşadığın.
3.GAZİ:Susta dinleyelim.
DOKTOR TARIK: Tabipler olarak ilk muayeneyi yapıyorduk ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandığımızı askerlere ağrı kesiciyi yapıyorduk.
Oysa gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesicimiz yoktu.
Duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydık.
1.GAZİ:Ah ah! Buna nasıl yürek dayanır?
DOKTOR TARIK: Benim de o gün önüme bir asker getirildi. Yaralının ağır yaralarına baktım. Askerin iyileşemeyeceğini öngördüm. Ona ağrı kesiciyi yapmadım. O sırada askerden iniltili bir ses duydum.
“Baba!”
1.GAZİ:Allahhhh!
DOKTOR TARIK: Çadırdaki herkesin gözü üzerimdeydi. Kafamı çevirip inileyen yaralıya baktım ki…Yaralar içinde kıvranan asker oğlumdu.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Üzüldüm. Umarım şifa bulmuştur, iyileşmiştir.
DOKTOR TARIK: Oğluma ağrı kesiciyi yapamadım efendim. Biliyordum ki durumu iyi değildi ve eceli yakındı.
1.GAZİ:Allahhhh!
DOKTOR TARIK: Kısa süre sonra cansız bedenine sarıldım. Dudaklarımdan yalnızca şu sözler döküldü; “Affet oğlum, o senin hakkın değildi.”
3.GAZİ:İnna lillahi ve inne ileyhi raciun.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Allahuekber! Siz nasıl asil bir milletsiniz! Sizlerin hadimi olmak bizler için şereftir.
2.GAZİ:Muhakkak ki biz Allah’dan geldik ve O’na dönücüleriz!
(Biranlık sessizlik olur)
1.GAZİ: Şehzadem söyleyin de Lapsekili’nin de hikayesini anlatsın tabip bey.
DOKTOR TARIK: Arkadaşlar Şehzademizi meşgul etmeyelim.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Estağfirullah…Ben sizleri meşgul etmeyeyim.
3.GAZİ:Tabibin anlattıkları biz de ağrı kesici etkisi yapıyor şehzadem. İlaç ne ki?
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN:Anlatmak isterseniz dinlemek isteriz Tarık efendi.
DOKTOR TARIK: Kocadere köyünde büyük bir sargı yeri kurulmuştu. Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gürünlü, kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyordu... Bunlardan biri Lapseki'nin Beybaş Köyündendi ve yarası oldukça ağırdı.
3.GAZİ:Ben de Tokat’lıyım şehzadem.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Bilmez miyim, bütün ümmet coğrafyası burada. Hacc’a gitmek için yola çıkmış Özbek Müslümanları duymuşlar ki Serpuşlular dayanmış mahremimize…Onlar da istikameti Çanakkale bilmişler, varıp gelmişler cepheye.
DOKTOR TARIK: Yaralı zor nefes alıp vermekteydi. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için elbisemin yakasına yapıştı. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşmıştı. Ama tane tane kelimeler döküldü dudaklarından. "Ölme ihtimalim çok fazla. Ben bir pusula yazdım arkadaşıma ulaştırın..."
3.GAZİ:Vah garibim vahh! Bu milleti inletenler inim inim inlesinler ahirette!
1.GAZİ:Amin gardaşım amin. Allah yarına bırakır yanlarına bırakmaz.
DOKTOR TARIK: Yaralı asker tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkundu: "Ben... Ben köylüm Lapseki'li İbrahim Onbaşıdan 1 Mecidiye borç aldıydım... Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin."
2.GAZİ:Allahhhh! Yürek mi dayanır buna! Sana her şey helal olsun gardaşım!
DOKTOR TARIK: "Sen merak etme evladım" dedim. Kanıyla kırmızıya boyanmış alnını elimle bir baba şefkatiyle okşadım. “Söyleyin hakkını helal etsin" diyordu sürekli. Az sonra kollarımda şehit oldu.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Aksine onlar diridirler ve Rableri yanında rızıklanmaktadırlar. O şehitler, Allah’ın kendilerine bağışladığı nimetlerle sonsuz bir mutluluk duyarlar. Arkalarından gelecek olup, henüz kendilerine katılmamış olan mücâhid kardeşleri adına da: «Onlara hiçbir korku yok, onlar asla üzülmeyecekler» müjdesiyle sevinirler.”
DOKTOR TARIK: Aradan fazla zaman geçmedi ki…. Oraya sürekli yaralılar getiriliyordu. Bu yaralılardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyordu. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler de bir masaya yığılıyordu. Masaya yanaştım. O künyelerden birini elime aldım…
2.GAZİ:E hadi söyle…Künyede ne yazıyordu?
DOKTOR TARIK: Gözyaşlarımı silmeye daha fırsat bulamamıştım. Pusulayı açtım, hıçkırarak okumaya başladım. Olduğu yere de yıkıldım kaldım. Ellerini yüzüne kapattım.Oğlumun cenazesine bu kadar gözyaşı dökmemiştim.
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Ne yazıyordu pusulada.
DOKTOR TARIK: "Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil'e 1 Mecidiye borç Verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim."
3.GAZİ: Allahuekber!
ŞEHZADE YUSUF İZZETTİN: Bu aziz millet hayatını helali gözetip haramdan kaçınarak yaşarsa değil bir Çanakkale bin Çanakkale olsa vız kalır!
Allah bu milleti dininden, imanından, Kuranından, Vatanından mahrum komasın.
Hep beraber: Aminnn!
ÜÇÜNCÜ PERDE
OYUNCULAR:
MEHMET AKİF:
EŞREF EDİP:
DOKTOR TARIK:
1.GAZİ:
MEHMET TEVFİK:
AHMET TALİP:
(Sebilirreşad dergisinin yazıhanesindeyiz.)
MEHMET AKİF: Devleti imar ve ihya edeceğiz iddiasıyla romantik hülyalar peşinde koşan Jöntürkler’in devleti ve milleti nasıl perişan ettiği malum. Liyakatsiz ve ehil olmayan kadrolar memleketi İngiliz’e, Fransız’a teslim etti. Lakin bizim de mesuliyetimiz var bu durumdan. Biz de takıldık bir süre bunların peşine.
DOKTOR TARIK: Efendim siz içinde yaşadığı dönemin sorunlarını bütün teferruatı ile gören ve gördüklerini şiirlerine yansıtan ender şairlerimizden birisiniz. Sizin yoksulluktan çocuk işçiliğine, boşanmadan alkol bağımlılığına kadar dönemimizin pek çok toplumsal sorunlarını yansıttığınızı biliyoruz.
MEHMET AKİF: Estağfirullah. Biz kulluğumuzun derdindeyiz tabip efendi. Doğrudur, imtihanın zor olduğu zamanlardayız.
DOKTOR TARIK: İşte siz zor zamanlar deyip pes etmiyorsunuz. Bütün bu hengameyi mazeret uydurup, ben tek başıma nasıl değiştiririm deyip milletinize arkanızı dönmüyorsunuz.
MEHMET AKİF: Dedim ya ben önce kendi kulluğumun derdindeyim. Bir kul olarak en büyük sorumluluğumuz da iyiliği emredip, kötülükle mücadele etmek.
DOKTOR TARIK: Şiirleriniz, yazdıklarınız, emekleriniz gelecek nesile dahi ilham verecektir. Allah ecrinizi mubarek eylesin.
HEP BERABER: Aminnn!
EŞREF EDİP: Sebeb-i ziyaretiniz nedir beyler?
1.GAZİ:(Heyecanlı)Çocuğumu bulmak istiyorum. Bana yardımcı olun beyim.
DOKTOR TARIK: Dur sakin ol, gazi. Hepsini anlatacağız.
MEHMET AKİF: Önce misafirlerimizi tanıyalım, tanışalım hele. Benden başlayalım tanışmaya. Ben “Fasulye aşı yemeye razı olduktan sonra kimseden korkmayan, balkan harbinden işgale kadar memleketi için, dini için mücadele etmeye çalışan bir kelime ve fikir işçisiyim.”
DOKTOR TARIK: Estağfirullah sizi tanımayan mı var üstadım? Siz bizim manevi önderimizsiniz.
1.GAZİ:Ben de tanıyorum efendim sizi. Özellikle Çanakkale şiirinizden. Ben oradaydım da.Orada yaşadıklarımızı, şimdi sizin mısralarınızda tekrar tekrar yaşıyoruz. Çanakkale’yi nasıl unuturuz?
“Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor.”
DOKTOR TARIK: Allah bir daha bu millete Çanakkale gibi cephelerle imtihan etmesin.
(Hep beraber amin derler.)
EŞREF EDİP: Ben de Eşref Edip. Sebilürreşad dergisinin emanetçisiyim. Neşriyat vasıtasıyla dinimizin ve memleketimizin müdafasını ele almaya çalışıyoruz.
DOKTOR TARIK, 1.GAZİ, YETİM MEHMET TEVFİK, AHMET TALİP: Memnun olduk efendim.
MEHMET AKİF: Baylar! Özür dilerim benim çıkmam lazım. Galata gümrüğünde Said-i Nursi ve Babanzade ile görüşmem var. Biraz erken çıkayım müsadenizle. Rastlarsam gümrükte hamallık yapan Kuşçu başı Esref Bey’in emir eri Zenci Musa ile de hasbihal etmek isterim.
EŞREF EDİP:Ben ilgilenirim kardeşlerimle. Sen burayı merak etme üstad.
MEHMET AKİF: Tabip Tarık söylediğimi yaptım. Size mecmuanın sayfalarını açtım. Eşref bey ne gerekiyorsa yapacaktır.
DOKTOR TARIK: Şükranlarımı sunarım. Teşekkür ederim üstadım.
MEHMET AKİF: Allaha ısmarladık. Mevlamıza emanet olun dostlar. Kalın sağlıcakla.
HEP BERABER: Siz de Allah’a emanet olun.
EŞREF EDİP: Tanışmamıza devam edelim. Buyurun lütfen siz de kalmıştık.
DOKTOR TARIK: Efendim ben Tarık Nusret. Cephede görev almış bir tabibim efendim.
1.GAZİ:Evladınızı nasıl kaybettiğinizden de bahsedin tabip bey.
DOKTOR TARIK: Bir benim değil ki, savaş süresince milyonlarca evladımız şehid oldu. Hepimizin canı feda olsun vatana.
EŞREF EDİP: Dinlemek isterim. Anlatmak isterseniz…
DOKTOR TARIK: Belki daha sonra. Benimkinden daha mühim, kardeşlerimin meselelerini gündeme alalım müsaadenizle. Söyle Gazi sen söyle talebini…
1.GAZİ:Halepliyim efendim. Kimim kimsem kalmadı efendim. Bir oğlum vardı. İstanbul’da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de talebe idi. Arkadaşlarının çoğu cephede şehid oldu. Ne şehidlerin ne gazilerin arasında adını bulamadım. Daruleytam’a bakındım izini bulamadım. Almanya’ya çalışmak için gönderilen çocuklar arasında var mıdır diye izini sürmekteyim.
EŞREF EDİP: Adı nedir evladımızın? Kendisiyle ilgili evraklar var mıdır?
1.GAZİ:Mazhar efendim. Benim de adım Osman, Kerkük Türklerindenim. Savaştan önce Halep’te yaşıyorduk. Çil yavrusu gibi dağıttı bizi gavur. Ne olur evladımı bulun efendim?
EŞREF EDİP: İnşallah diyelim. Elimizden ne gelirse yapacağımızdan emin olun.
1.GAZİ:Allah sizden razı olsun beyim…
EŞREF EDİP:Cümlemizden…cümlemizden. (Odada oturan delikanlılardan birine döner.) Söyle bakalım evladım, seni de tanıyalım.
AHMET TALİP: Ahmet Talip adım. Üç yaşında annemi kaybetmiştim. Kısa süre sonra babam yeniden evlendi. Analığım gün göstermedi bana. Sonra savaş çıktı. Babamın Kadıköy’de bir lostra dükkanı vardı. Ben de o küçük halimle sellacılık (buzculuk) yapıyordum. Cihan harbi patladı. Babam silah altına alındı, ertesi senede Gelibolu’da şehid düştü. Evlad’ı şühedadan olarak beni Kadıköy yetimhanesine verdiler. Orada çıraklık eğitimi aldım. Sonra da Almanya’ya gönderildim. Oradan da arkadaşım Mehmet Tevfik ile yurda kaçtım.
EŞREF EDİP:Hazin bir hikaye seninkisi de evladım. Benden ne istiyorsunuz?
AHMET TALİP:Binlerce Türk çocuğu Almanya’da adeta köleler gibi çalıştırılıyorlar. Onlara sahip çıkın efendim. En azından onları unutturmayın.
EŞREF EDİP: Enver Paşa’nın ön ayak olmasıyla Darüleytam Müdüriyeti ve Maarif Nezareti’nin pek de yeterli sayılamayacak hazırlıkları neticesinde Almanya’ya apar topar yollanmış evlatlarımızın varlığının farkındayız. Lakin olumsuzluklar yakamızı bırakmıyor. Nereye yetişeceğimizi şaşırdık.
DOKTOR TARIK: Cihan Savaşı sırasında şehit düşen vatan evlatlarının yetim çocukları Darü’leytamlar’da…Devletin Dar’üleytamlara iaşe vermekte zorlanması, yetim çocukların Almanya’ya gönderilmesi ve çıraklık programına tabi tutulması planını ortaya çıkardı.
EŞREF EDİP:Biliyoruz… Plan düşünüldüğü gibi yürümedi ve vatan evlatlarının hazin hikayeleri ortaya çıktı. Çıraklık için gönderildiğini düşünen Osmanlı yetimlerinin büyük kısmı madenlerde ağır şartlarda çalıştırılmaya başlatıldı. İnce bir giysiyle karın tokluğuna çalışan Osmanlı yetimleri kısa zamanda hastalanıp ölmeye başladılar. Çünkü beslenemiyorlardı da.
DOKTOR TARIK: İhmal edilmiş olsalar da Müslüman evladı bunlar. Domuz etinin ucuzluğu nedeniyle Almanlar sıklıkla domuz çorbası içerken bahtsız Osmanlı yetimleri bu çorbalara el sürmüyordu. Kimi öldü, kimi kaçtı, kimi yakalanıp tekrar madenlerine teslim edildi.
AHMET TALİP:İşte biz bir şekilde yurda dönmeyi başaran şanslılardanız. Öleceksek yurdumuzda ölelim dedik.
DOKTOR TARIK: Bir de Ermeni tehciri sonrası el konulan yetim Müslüman Türk çocuklarının Ermeni kimliğiyle batıya kaçırıldığını duyurmalıyız. Bizim evlatlarımızla işgücü ihtiyacını karşılamaya gitti Almanlar.
EŞREF EDİP: Onların da işine geldi, bizimkilerin de…Biz de yetimlerimizi külfet olarak görmeye başlamıştık.
DOKTOR TARIK: Meğer yapılan antlaşmaya göre, bu yetim çocuklar Almanya'da 3 sene boyunca karın tokluğuna çalışacaklar, 4. seneden sonra bir miktar maaş alacaklar, bu alacakları maaşın da yarısını ittihatçılara göndereceklerdi. İttihatçılar bu insanlık dışı, bu aşağılık anlaşmayı gizlediler bir de…
AHMET TALİP: Şu üzerimizde gördüğünüz kıyafetleri giydirdiler bize. O günleri unutmayalım diye burada da üzerimizden çıkarmıyoruz bunları. Mavi kep, mavi pelerin! Müslüman Türk çocuklarının kölelik üniforması.
DOKTOR TARIK: Almanlar bu planla Osmanlı nüfusu üzerinde etkili olma arzusu taşıyorlardı. Onlar Alman dilini ve kültürünü tanıyan ve bunlara gıpta eden bir kuşak oluşturma imkânı, kolay başarılabilecek bir hedef olarak ele almışlardı.
AHMET TALİP:Kaçanlar, kaybolanlar hatta ölen çocuklar oraya gitmezden önce yetimhanelerdeki kalabalıktan, izdihamdan, açlıktan kurtulacaklarını, büyük Alman ülkesinde daha iyi koşullarda yaşayacaklarını varsayıyorlardı.
DOKTOR TARIK: Ayrıca Oradaki işçi çocuklarla bizimkilerin uyumsuzluğu barizdi. Ardı arkası kesilmeyen kavga dövüş neticesinde, çocukların ne çalışma ne de dinlenme saatlerinde bir araya gelmeleri mümkün değildi.
AHMET TALİP:İşte ençok döğüş kavga çıkartanlardan biri de arkadaşım Mehmet Tevfik’ti. Konuşsana Tevfik.
EŞREF EDİP: Hay Allah konulara daldık, seni tanımayı atladık. Söyle bakalım sen kimsin?
MEHMET TEVFİK:Almanların deyişiyle ben yabaniyim efendim. Elebaşı diyorlardı bana.
EŞREF EDİP: Bırak Almanların ne dediklerini de sen tanıt kendini.
MEHMET TEVFİK: Tuvaletleri, teharet muslukları bile yoktu. Neyinden memnun olaydım ki Almanların. Bizi bir de hor görüyorlardı. Ben anasız, babasız biriyim efendim. Kendimi bildim bileli hep yetimdim. Bir de vatansız kalamam dedim kaçtım oralardan.
EŞREF EDİP:Hakikat bu işte. Gençlerimizi zamanında ihmal ettik, geleceğimizi de imha ettik.
DOKTOR TARIK: Bu çocukları size emanet etmek istiyorum.
EŞREF EDİP: İstanbul’un sokakları yetimlerle dolu. Hele İngilizlerin işgalinden sonra durum daha da kötüleşti. Gençleri kötü yola düşürmek için fuhşu, alkolü,uyuşturucuyu yaygınlaştırıyorlar.
DOKTOR TARIK: Bu çocukları size emanet etmek istiyorum. Ne dersiniz efendim? Anadolu’da direniş başladı. Biz de Osman gaziyle birlikte Anadolu’ya geçip milli mücadeleye katılacağız.
1.GAZİ:Yetimimden bir haber alırsanız, izini bulursanız bana haber verin beyim.
DOKTOR TARIK: Bir de Şehzade Yusuf İzzettin’in katilleri bulundu mu? Haberiniz var mı?
EŞREF EDİP: Nerde? Babasının katilleri bulundu mu ki oğlunun katilleri bulunsun? Onun da bileklerini keserek intihar süsü verip katlettiler.
DOKTOR TARIK: Bir de İstanbul’un işgaliyle Enver Paşa Almanya’ya gitti diyorlar.
EŞREF EDİP: Evet oradan da Kafkasya’ya geçecekmiş. Büyük Cihad planlıyormuş…
DOKTOR TARIK: Ah Enver’in planları…Ahhh! Ahh…
EŞREF EDİP: Siz kalkabilirsiniz. Bakalım ben çocuklar için bir şeyler ayarlayabilir miyim?
(Vedalaşırlar. Eşref Edip çocuklarla baş başa kalır.)
EŞREF EDİP: Okuma yazmanız var mı çocuklar? Ne dersiniz sizi gazeteci olarak yetiştirelim mi? Müslümanların doğru bilgiye ihtiyaçları var. Ne dersiniz?
DÖRDÜNCÜ PERDE
ASIMIN NESLİ
Karaköy Gümrüğündeyiz. Sahnenin sol tarafında, yüklerin indirilip, bindirildiği yerin az ötesinde, genelde hamalların mola verdikleri bir çay ocağında sivil iki vatandaş kendi aralarında hararetli bir şekilde konuşmaktadırlar. Bu 2 isimden biri Babanzade Ahmet Naim, diğeri de Said-i Nursi’dir.
Sahnenin sağ köşesinde hamallar çuval ve sandıkları istiflemektedirler. Hamallardan biri Zenci Musa’dır. Az ötede ortamı teftiş eden işgal kuvvetleri komutanı General Hurrington ve yaveri bulunmaktadır.
(OYUNCULAR: Babanzade, Said-i Nursi, Mehmet Akif, Zenci Musa, General Hurrington; Yüzbaşı Bennet, 2 hamal, 2 esnaf…10 kişi)
SAİD: (Köstekli saatine bakar) Üstad nerede kaldı? Başına bir iş gelmiş olmasın?
BABANZADE: Telaşlanma! Akif’in herhangi bir randevusuna geciktiği görülmüş şey değildir. Hem o gecikmedi, biz erken geldik.
SAİD: Hay Allah! Benim köstekli yine durmuş sanırım. Zor zamanlarda yaşıyoruz. At izi it izine karışmış. İnsan sevdikleri için endişelenmekte haklı. Hele küffarın çizmesi Evlad-ı Fatihan topraklarını çiğnerken sakin olmak da mümkün değil. Öyle ya Akif verdiği sözleri tutmasıyla meşhurdur.
BABANZADE: Mehmet Akif, sözünü yerine getirmemeyi “namusa mugayir’ sayar. Akif, Meşrutiyetin ilk senelerinde, bir cuma günü Midhat Cemal’le sözleşir. Akif, O’nun Çapa’daki evine gidecektir. O gün adam boyu kar yağar. Arabalar, tramvay, tren ve vapur, hava şartlarından işlemez. Sütçü ve ekmekçiler, kar ve tipiden dışarı çıkıp, dağıtım yapamaz. Vakit öğle olmuştur ve ekmekçiler hâlâ, ortada gözükmemektedir. Derken kapı çalar: Midhat Cemal, karşısında Akif i görür. Büyük şairin bıyığının yarısı donmuştur. Midhat Cemal, Akif in kar ve tipiye rağmen, Beşiktaş’tan Çapa’ya nasıl geldiğini merak eder. O, bu mesafeyi yürüyerek kat etmiştir. Akif ise, arkadaşının hayretine şaşırır. Akif: “Gelmemem için kar, tipi kâfi değil, vefat etmem lâzımdı. Çünkü geleceğim diye söz vermiştim.” cevabı üzerine;
Midhat Cemal, daha da şaşırır ve: “İnsanların birbirlerine verdikleri sözün, bu kadar korkunç bir şey olması beni ürküttü.” der ve ardından Akif’e esprili bir cevap verir:
“Akif. Sen eğer verilen sözün manasını bu türlü anlıyorsan, bana izin ver de ben bu türlü anlamayayım. Benim verdiğim sözün, şiddetli bir lodosa bile tahammülü yoktur.” Hatta bu söz vermedeki hassasiyetini gören Mithat Cemal, sonraki tarihlerde ona söz vermekten çekinir.
SAİD: İnanmış adamdır Akif.
BABANZADE: Çok yakın dostlarından Fatih Gökmen de Akif’in söz verme hassasiyeti konusunda şunları anlatır: “Akif, verdiği söze bağlı olmayanlara insan gözüyle bakmazdı. Aramızda geçen bir olayı anlatayım: Ben Vaniköy’de oturuyordum. Kendisi de Beylerbeyi’nde. Bir gün öğlen yemeğini bende yemeyi, sonra da oturup sohbet etmeyi kararlaştırdık. O gün, öyle yağmurlu, boralı bir hava oldu ki her taraf sele boğuldu. Havanın bu haliyle karadan gelemeyeceğini tabii gördüm. Yakın komşulardan birine gittim. Yağmur, bütün şiddetiyle devam ediyordu. Eve döndüğümde ne işiteyim, bu arada. Mehmet Akif Bey sırılsıklam bir vaziyette gelmiş. Beni bulamayınca, evdekilerin bütün ısrarlarına rağmen içeri girmemiş. “Selam söyleyin” demiş ve o yağmurlu havada dönmüş gitmiş! Ertesi gün, kendisinden özür dilemek istedim. “Bir söz ya ölüm veya ona yakın bir felaketle, yerine getirilmezse mazur görülebilir.” dedi ve benimle altı ay dargın kaldı.” demiştir.
SAİD: Ne diyordu Allah’ın Resulu; “Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların zarar görmediği kimsedir.” İşte o Müslüman ki, yalan söylemez, emanete ihanet etmez ve verdiği sözde durur. İşte bu özelliğe sahip Müslümanlar için de Allah, Al-i İmran suresinde diyor ki, “Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”
BABANZADE: Eyvallah Said. Ektiğini biçer insan. Biz bugün bu fırtınaları yaşıyorsak zamanında ektiğimiz rüzgarlar nedeniyledir. Öyle ki, ilahi ilke tecelli etti; Efendimizin işaret ettiği gibi “Ne zaman ki iyiliği emredip, kötülükten sakındırmaktan vaz geçerseniz Allah başlarınıza kötülerinizi musallat eder de iyilerin dahi duası kabul olmaz!.”
SAİD: Peygamberimiz “Sizden biri İslam’a aykırı bir iş görürse onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmiyorsa diliyle değiştirsin buna da gücü yetmiyorsa kalben buğz etsin ki bu da imanın en düşük derecesidir” buyuruyor. İşte ahvalimiz en zayıf imanın olduğu zamanı işaret ediyor. Öyle olmasa ne işi vardı yurdumuzda İngiliz’in, Fransız’ın, İtalyan’ın, Yunan’ın…hülasa yedi düvel’in?
( İki arkadaşın konuşmaları devam ederken sahnenin sağ tarafı hareketlenir.)
Az ötede ağır yükleri indirip, kaldıran Zenci Musa kendi kendine bir yandan da söylenmektedir. Ara ara öksürmektedir.
ZENCİ MUSA: Trablusgarp’ta İtalyan kafirlerine karşı verdiğimiz mücadele esnasında tanımıştım kumandanımı; Kuşçubaşı Eşref’i. Şunca zamandır ayrı düştüm kendisinden, özlemi yakar içimi. Taa o zamanlar Şeyh Senusi’nin direnişine katılmıştım. O günden beri yakar içimi devletimin ahvali. Kafkasya’da, Balkanlar’da, MağrıptanMaşrıka kadar ümmetin her bir coğrafyasında, Süveyşten Çanakkale’ye kadar dökülmedik kanımız mı kaldı! Olsun, vatana can feda da görürüm ya şu İngiliz’in, Fransız’ın, İtalyan’ın çizmesini dedem Fatih’in emaneti İstanbul’da ciğerim yanar…Af ki af…Of ki of!...
Musa’nın yanına selam vererek Mehmet Akif yaklaşır.
AKİF: Ne oflarsın koca adam.
MUSA: Ve aleykumselam…verahmetullahi ve berakatühü!
Bir hamlede Akif’in eline sarılır elindeki çuvalı bir kenara atarak. Hasretle kucaklaşırlar.
MUSA: Vay koca şair! Üstadım! Ne işin vardır senin buralarda?
Akif az ötede oturan 2 kişiyi işaret eder. Onlara da eliyle selam eder.
AKİF: İki kadim dostla hasbihalim olacaktı. Onun için uğradım buraya. Gelmişken sana da bir selam vereyim dedim.
MUSA: Hoş gelmişsin, sefalar getirmişsin. Bak gücenirim dostlarınla muhabbetten sonra tiz ayrılmayasın buradan. Yemek yiyelim, eski günlerden konuşalım. Özledim be koca şair seni…(Duralar) Hem kumandanım Eşref’de sürgün olduktan beri yalnız kaldım koca memlekette… Dünya dar gelir bana!
AKİF: Necid çölünde, isyancı Arap şeyhlerini yola getirmek için kurulan nasihat heyetinde ki bir yolculuğumda tanımıştım seni Musa. Seninle o çöllerde güreşmedik mi, ok mu atmadık, kılıç mı kuşanmadık? Daha o zamanlar senin ahlak ve terbiyene hayranlık duyarak, seni pek severek, yaptığın kahramanlıklardan takdir ederek şu dizeleri kaleme almıştım.
“Eşref Bey’in emir eri, Zenci Musa
Omuz vermiş, göğe çıkmış: Nebi İsa”
Lakin…(Duralar) Duyduğum şeyler canımı sıktı.
MUSA: (Tereddüt ve şaşkınlıkla…Biraz da sıkılarak, mahcup bir şekilde) Hayırdır, beyim? Bir cürmümüz mü, bir yanlışımız mı olmuştur.
AKİF: Olmaz mı? Oldu ki şikayetlenmekteyim.
MUSA: Bilerek hata işlemekten Rabbime sığınırım. Bilmeden işlediğim kusurlardan da yine Rabbimin merhametine sığınırım beyim. Bilmeden işlediğim kusurumu söyle ki bileyim beyim; Rabbimden af dileyeyim.
AKİF: Fedakarlık ve feragatinin haddi hududu yoktur Musam. Sen ki bu millete, bu ümmete her türlü cömertliği verdin. Müsaade et de bu millette sana vefasını göstersin.
MUSA: Estağfirullah beyim. Ne haddime! Lakin hala kusurumu bilemedim.
AKİF: Sen ki red etmedin mi Bayazıt Camiinde perişan olarak gecelersin de... Sen ki Yemenden beri bildiğin Ali Sait Paşanın geçimin için önerdiği Karaköy Gümrüğünde önerdiği kahyalık teklifini red edersin; “Kahyalığı yaşlı, eli ayağı tutmaz bir emektara verin. Çok şükür benim gücüm kuvvetim var, bana hamallık işi verin, ben onu yapayım” diyerek…
MUSA: Efendim…Şey…
AKİF: Daha bitmedi. Bilirim ki hastasın, verem olmuşsun. Yine duydum ki bütün ısrarlara rağmen sırf devlete yük olmamak için bir hastaneye yatmayı da kabul etmezsin. Diyeymişsin ki, o yatağa mecbur olan başka bir Müslümana verin, yatsın, şifa bulsun.
MUSA: Merak buyurmayın…Tiz zamanda Üsküdar’daki Şeyh Ataullah Efendi’nin Özbekler Tekkesi’ne geçeceğim. Hem vatan sağolsun da, vatan bu küffarın işgalinden kurtulsun da bizim hayatımızın ne önemi ola ki!
AKİF: Sen yine de kendine dikkat et. Şu hasta ve garip halinle bile Anadolu’ya silah sevkiyatı için gizli gizli çalışırsın. Rabbim senden razı olsun Musam! Allah kumandanına da tez zamanda özgürlüğünü versin, sizi birbirinize kavuştursun.
MUSA: Ne güzel dua buyurdun koca şair. Biz de senden ilhamımızı alırız. Seninde ne fedakarlıklar yaptığını iyi biliriz. Hem ki biz Çanakkale’de İngiliz’le vuruşurken senin o muhteşem şiirinle teselli olurduk.
AKİF: Söylettirene hamdolsun. Allah bir daha bu millete Çanakkale gibi savaş vermesin.
MUSA: Vaktin varsa…Müsaade edersen…Sana okumak isterim o güzel şiirini…
AKİF: Estağfirullah…Ezberledin mi yoksa? Mahcup ettin şimdi beni!
MUSA: (Şiiri okumaya başlar)
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızcatehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmicihânın duruyor karşına da,
Ostralya’ylaberâber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîlistîlâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıylesefîl,
Kustu Mehmedçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârıhayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz.
Sonra mel’undakitahrîbemüvekkelesbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam ;
Atılan her Iağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnaksağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre .
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sîs-i İlâhî o metîn istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun’-i beşer ;
Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi;
“O benim sun’-i bedî’im, onu çiğnetme” dedi.
Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
AKİF: Hay yüreğine sağlık. Ne güzel okudun. Duygulandırdın beni. Neyse nasip olursa görüşelim inşallah. Dostlarım beni bekler. Randevu saatimde yaklaştı. Bekletmeyeyim onları.
MUSA: Nasip olursa koca şair…Nasip olursa görüşmeyi dilerim…
AKİF: Kal sağlıcakla…Allah’ıma emanet olasın.
MUSA: Ümmet-i Muhammed emanet olsun Rabbimize!
Mehmet Akif Said ile Babanzade’nin bulunduğu tarafa doğru yönelir.
AKİF:Selamunaleykum
SAİD-BABANZADE:Aleykumselam…
BABANZADE: Kimdi o yiğit adam. Kaptırdınız kendinizi muhabbete…Dedim, Akif ilk kez randevusuna gecikecek.
(Gülüşürler)
AKİF: Aslen Sudanlı… 1880 yılında Girit’te, bir Türk mahallesinde dünyaya gelmiş. Kahire’de yaşayıp Osmanlı’ya sadakatle bağlı olan dedesi, küçük yaşlarda Musa’yı da yanına almış ve onu dinine bağlı bir mümin, devletine bağlı bir nefer olarak yetiştirmiş.
SAİD-BABANZADE: Allah razı olsun.
AKİF: Olsun İnşaAllah olsun. 1911 yılında İtalyanların Libya’yı işgali sırasında gönüllü Osmanlı askeri olarak Libya’ya gidip Şeyh Senusi’nin direnişe katıldı.
SAİD-BABANZADE: Hay maşaAllah.
AKİF: Cephede Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Kuşçubaşı Eşref Bey’le tanışır. Uzunca boylu, iri cüsseli ve cesur olan Zenci Musa, Eşref Bey’in dikkatini çeker tabii. Sonraki yıllarda “Kuşçubaşı Eşref’in emir eri olma şerefine nail olduğum andan itibaren Çerkez Komutanımı babam bildim.” Der.
ÇAYCI SALİH: 1912 yılında Balkan Harbi çıkınca maiyetine girdiği komutanıyla birlikte cepheye gider. Batı Trakya Cumhuriyeti’nin kurulduğu, Edirne’nin geri alındığı cephede komutanının âdeta gölgesi olur. Canhıraş çarpışır, devleti için mücadele eder.
BALIKÇI: Balkan Savaşları henüz bitmişti lakin 1914 yılında tüm dünya milletlerini etkileyecek olan I. Dünya Harbi patlak veriyordu. Devletimiz istemese de 4 yıl sürecek uzun bir savaşın içerisinde buldu kendini.
SATICI: Yorgun, bitkin ve büyük kayıpları olsa da Osmanlı, Çanakkale, Kafkasya, Filistin, Kanal ve Hicaz cephelerinde işgal devletlerine karşı var gücüyle savaştı. Çanakkale’de korkusuzca savaşanlar arasında Zenci Musa da vardı. Çanakkale Savaşı bitti, zafer kazanıldı ancak vatan için görev devam ediyor.
HAMAL 1: I. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı Genel Kurmay Başkanı Enver Paşa bir gece yarısı Teşkilat-ı Mahsusa’nın son lideri Kuşçubaşı Eşref’i evinde ziyaret etti. Mezkûr cepheler ile verilen görevlerde vazifesini büyük bir başarıyla ifa eden ve bir Osmanlı ajanı olarak hemen her şeyden haberdar olması münasebetiyle kendisine, kuşların dilini biliyor ki her durumdan haber alıyor düşünceleriyle “Kuşların Şeyhi” lakabı takılan Kuşçubaşı Eşref Bey’e, “İngilizler Kuzey Arabistan’ı ele geçirdiler. Oradan da yavaş yavaş yukarıya doğru ilerleyip Filistin topraklarına sızıyorlar. Biz bunları yukarıdan püskürtmeye çalışıyoruz. Fakat İngilizleri güneyden de vurmadıkça savaşı kontrol altına alamayız. Güneyde bulunan kolordumuzda yeteri kadar askerimiz mevcut değil lakin bizim gibi düşünen, bizim gibi hisseden, bizim gibi vatan sevdalısı olan Yemenliler var. Oralarda olan askerlerimize ve Yemenlilere yardım etmemiz gerekiyor ki bir an evvel toparlanıp; hem isyan eden Şerif Hüseyin birliklerini dağıtsın hem de İngilizleri geri püskürtmeyi başarsın. Onların derlenip toparlanması için gereken parayı gönderecek olan da yine biziz. 300 bin altın hazır. Para buradan, İstanbul’dan gidecek.” dedi Enver Paşa.
HAMAL 2: Eşref Bey bir an şaşırır. Enver Paşa’nın gözlerinin içine bakarak, “Nasıl gidebilir ki bu altınlar Yemen’e? Yemen’le İstanbul arasındaki Orta Doğu işgal altında. Medine’de Fahrettin Paşa canhıraş direniyor, nasıl gidebilir, kim götürebilir bu parayı Yemen’e?
ÇAYCI:” Enver Paşa’nın cevabı hazırdır: “Bu parayı sen götürebilirsin Kuşçubaşı Eşref.”
AKİF: Kuşçubaşı Eşref, Arap yarımadasını iyi bilmesi, aşiretleri tanıması, Arapçasının mükemmel derecede olması hatta kabile kabile şiveleri ihtiva etmesinden dolayı evvela emir eri Zenci Musa’yı ve Teşkilat-ı Mahsusa’dan güvendiği 70 kadar adamını toplar.
SATICI: Altınlar her birine dağıtılır ve kendisi de bir Arap edasıyla kılık değiştirir. İki ayrı kola ayrılarak Medine’de buluşmak üzere yola koyulurlar ve sözleştikleri gibi bir sorun yaşamadan Medine’ye ulaşmayı başarırlar.
HAMAL 1 : Fahrettin Paşa, Eşref’e, “Medine’den bir adım dahi dışarı çıkamazsın çünkü İngiliz istihbaratı 300 bin altınla sizin Yemen’e gittiğinizi öğrendi. Sizi ben ordumla Hayber’e kadar götürürüm. Hayber’de ordumla uğurlarım ancak sizi orada bıraktığım anda, daha birkaç kilometre dahi ilerlemeden kuşatırlar.”
ESNAF 1: Eşref Bey, “Neye mal olursa olsun bunu yapacağım.” der ve Fahrettin Paşa’nın ordusuyla Hayber’e giderler. Hayber’den dışarı çıkalı daha 10 kilometre olmadan Cembele mevkiinde 25 bin kişilik İngiliz-bedevi birlikleri Eşref Bey ve adamlarının etrafını kuşatırlar.
HAMAL 2 : Burada bir gün bir gece son neferine kadar çarpışırlar fakat en sonunda başına aldığı bir darbe ile yaralanan Eşref Bey esir düşer. Kendisi küçük düşürülmek için yayan ve perişan bir vaziyette yürütülerek Edward Lawrence’in içinde bulunduğu bir çadıra götürülür. Eşref İngilizler’e başlarına 100 yıllık bela saracaklarının tehdidinde bulunur. (İRA)
AKİF: Ancak Eşref’in adamlarından iki kişi altınları develere yüklemiş hâlde kaçmayı başarır. Çünkü Kuşçubaşı Eşref kendisini yem etmiş, emir eri Musa’yı görevlendirerek çöle göndermiş ve her ne olursa olsun Yemen’e ulaşmasını emretmişti.
BALIKÇI: Altınların kaçırıldığını anlayan İngiliz kuvvetleri Zenci Musa ve arkadaşlarının peşine düşmüş ancak ne Musa’yı ne de arkadaşlarını yakalamayı başarabilmişlerdi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Zenci Musa altınlarla birlikte Sana’ya ulaşmayı başarır.
ESNAF 2: Altınların teslimi sırasında görevini yapmanın mutluluğu fakat komutanının esareti sebebiyle yaşadığı üzüntüyle Ali Sait Paşa’ya buruk bir ses tonuyla, “Çok şükür başardık fakat Eşref Bey’imizin düşman eline düşmesine engel olamadık.” der.
ÇAYCI: Zenci Musa altınları teslim ettikten sonra yine gönüllü olarak Yemen’deki direnişe katılır. Büyük kahramanlıklar gösterir fakat İngilizlere esir düşer. I. Dünya Savaşı’nın bitiminde serbest bırakılır. 1919’a kadar Yemen’de kalır fakat Millî Mücadelenin başladığını duyar duymaz İstanbul’a gelir. Ancak ne bir kuruş parası ne de kalacak bir yeri vardır.
SAİD:Üstad bu Musa senin şiirlerinde yer verdiğin Asım’ın Nesli olmaya…
BABANZADE:Müstefid olduk canım arkadaşım Akif, anlattıklarından. Lakin artık bizim görüşmemizi icap ettiren önemli konumuza geçelim. Musa’nın ki gibi ne hikayelerimiz, Musa gibi ne kahramanlarımız var bizim. Birbirlerimize üzülecek anımız yok. Düşman artık fiili işgalden kültürel işgale de meyletti. Bir beka sorunuyla da karşı karşıyayız. Acilen karşı durmamız gereken hususlar var, onları konuşalım diye bir araya geldik.
SAHNENİN SAĞ TARAFINDAYIZ
GENERAL: Yüzbaşı Bennet… Söylediğimi yaptınız değil mi? Müslümanların kanaat önderlerinin çocuklarına musallat olacaksınız. Onları değişik alışkanlıklara bulaştıracaksınız. Rol modellerini gözden düşüreceksiniz.
YÜZBAŞI: Evet efendim. Sömürge bakanımız Glagstone’nin dediği gibi “Hristiyanlar gibi yaşayan Müslümanlar elde etmek” için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca… İstanbul’a giriş ve çıkış yapacak olanlara vize işlemi de başlattık efendim. Bizden izin almadan kimse İstanbul dışına çıkış yapamaz.
GENERAL: Unutma Bennet…Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar mühim bir ülke.
Onları silahla savaşarak alt edemeyeceğimizi gördük Çanakkale’de, Kut’ülAmare’de… Müttefikleri Almanlar cephede kaybettiler diye yenik sayıldılar Türkler. Hoş, biz Kudüs’ü aldığımızda bizimle birlikte sevindi müttefikleri. Onun için İstanbul’da bulunduğumuz süre içinde…Onların gelecek nesillerini, ahlâka aykırı telkinlerle bozup yozlaştırmalıyız. Aile hayatını yıkmalı. Onlara baskı kurmalı, azınlıkları Ermenileri, Rumları kışkırtıp üste çıkarmalıyız. Sanatı zayıflatarak, edebiyatı müstehcen ve şehevî hale sokmalıyız. Toplumun değer verdiği kutsalları, hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilâne olaylar uydurmalıyız. Hudutsuz bir lüks, baş döndürücü modalar icat etmeli, çılgınca israfı desteklemeli, herkesi borçlandırmalıyız. Kalabalıkların vakitlerini eğlencelerle, oyunlarla oyalamalı, herkes düşünmekten alıkonulmalıdır. Aşırı-marjinal görüşlerle, halkın fikirleri zehirlenmeli, gürültü ve kargaşalıklar çıkarılmalıdır. Genel hoşnutsuzluklar meydana getirilmeli, sosyal sınıflar arasına kin ve güvensizlik sokmalıyız. Saçma fikirler ortaya atarak, halkı uygulanması imkânsız yollara sevk etmeli, onları boş hayallerle oyalamalıyız.Hayat pahalılığını sürekli azdırmalı ve lüks tüketim yaygınlaştırılmalıyız. Türklerin kaderi artık elem, ızdırab ve yoksulluk ve cehalet olmalı…
(Duralar. Az ötedeki Musa’yı fark etmiştir.
GENERAL: Bu iriyarı zencide kim ola ki?
YÜZBAŞI: Efendim, Hani şu kuvvetlerimizi atlatıp altınları Yemen’e ulaştırmayı başaran Sudanlı Zenci Musa var ya, işte O
(Birlikte Musa’nın yanına giderler.)
GENERAL: Selam sana iri adam. Marifetlerini duydum. Senin gibi Afrika kökenli çok askerim var orduda. Eğer bizimle çalışmak istersen altına boğarım seni. Bu perişan halinden kurtarayım seni. İstediğin rütbeyi seve seve vereyim sana.
(Musa heybetli şekilde General’e doğru ilerler. Dibine yaklaşınca adeta kükrer.)
MUSA: “Komutan, her teklif, herkese yapılmaz. Senin bu teklifin beni ancak rencide eder. Benim bir devletim var: Devlet-i Osmanî. Bir bayrağım var, o da ay yıldızlı bayrak. Benim bir tek komutanım var o da Kuşçubaşı Eşref. Ama şunu bil ki bu iş daha bitmedi. Sizinle mücadelemiz devam edecek.”
AKİF: Said İngilizler senin için bir yakalama emri çıkartmışlar. Artık ortalıklarda pek gözükmesen iyi edersin. Anglikan Kilisesine verdiğin cevap pek hoşlarına gitmemiş anlaşılan.
BABANZADE: Bir de yazmış olduğun işgalcilerin aleyhine olan yazıların iyice tedirgin etmiş onları. Anadolu’nun direnişinden bahsedermişsin. Bir de işgalcilerle işbirliği yapmaya çalışanları kaleminle yerden yere sokarmışsın!
SAİD: Görmez misiniz beyler? Özellikle müttefik askerleriyle azınlıkların davranışlarına bir bakınız; meskenlere el koyuyorlar, Türklere hakaret ediyorlar, değerli eşyalarını gasp ediyorlardı. Ayrıca halkın, bayrak, ezan gibi kutsal değerlerine de saldırıyorlar. Posta paketleriyle yurtdışına ‘sikke’ ve külçeler halinde altın da kaçırıyorlar. Bir de kültürel işgal var ki… İşgali yalnızca tüfekle yapmıyorlar…
AKİF: Müslüman gençleri alkole, uyuşturucuya alıştırmak için yapmadıkları fedakarlık yok. Kısa zamanda 22 tane sinema salonuaçtılar İstanbul’da; edepsiz filmler çekiyorlar Veznecilerde revü kızlarının olduğu eğlence merkezleri açtılar. Ramazan eğlenceleri adı altında bile, direklerarası gösteri merkezlerinde yaşanan kepazelikler cabası.
BABANZADE: Bir yanda bu işgalden kurtulmak adına milli mücadele vermemiz gerekirken diğer yandan da ahlaki yozlaşmayla da mücadele etmeliyiz. Mazhar Osman gibi dostlarla da konuştuk Yeşilay adında (Hilal-i Ahdar) bir örgütlenme için harekete geçmeliyiz.
ÇAYCI: Efendiler… Sizler bir şeyler yapmazsanız İngilizleşmiş kendi çocuklarımızla karşı karşıya kalırız.
SAİD: Öyle ya, inandığımız şekilde yaşamaz isek bir süre sonra yaşadığımız şekilde inanmaya başlarız..
ESNAF 2: Bir de yetim çocuklarımıza musallat oldular. Onları özellikle Almanya’ya kaçırıyorlar. Nihayetinde bu evlatlarımızı bir haçlı olarak yetiştirecekler.
SAİD: Arkadaşlar, bu işgalcilerle mücadele etmek için neşriyata önem vermeliyiz. Hak yolunda kalem oynatıp hakikati milletimizle paylaşmalıyız. Çanakkale savaşından teyyareler yalnızca bomba atmadılar. Propaganda içerikli kartpostallar da saldılar gökyüzünden yeryüzüne. Edebiyatçılar savaşı dahi dediler bu savaşa. Yazarlarıyla da savaşta saf tuttular.
AKİF: Hak batıl mücadelesi bu. Kıyamete kadar bitmeyecek. Onlar davalarından milim şaşmazlar. Vatanı savunmak için saftutanlara isyancı deniliyorsa varın işin vehametini siz yorumlayın.
SAİD:Evlatlarımıza sahip çıkalım arkadaşlar evlatlarımıza sahip çıkalım! Elbette şu meşakkatli günlerde dahi ümitvar olunuz. Şu istikbal inkilabı içinde en gür sada İslam’ın sadası olacaktır.
AKİF: Bana müsaade. Yeşilay’ın kurulmasının kararını aldığımıza göre benim yola revan olmam gerek. Anadolu’ya geçeceğim.
( Musa elindeki bir fıçıyı atarak… )
MUSA: İşte şu viski fıçılarının içindekileri Müslüman gençlerin kursaklarından geçirmek istiyorlar. İstiyorlar ki Müslüman Türk gencinin aklı başından gitsin de kendilerine gönüllü köle olsunlar.
(General Yüzbaşı Musa’yı tartaklayacakken araya Akif ve diğerleri girer Musa nınÖksürüğü artar. Yere doğru yığılır. Akif’in kollarındadır.)
AKİF: (Bağırır.) Bir araba bir araba bulun çabuk. Musa’mı hastaneye kaldıralım.
MUSA: Yok beyim yok. Beni Özbekler Tekkesine götürün. Sevgiliyle buluşmam ordadır. (Kendinden geçer. Akif’in haykırışı yankılanır.)
AKİF:Musaaaaaaa!
1. PERDE SONU
2.PERDE
(Sala sesi duyulur sahne boştur... Sala sesi düştüğünde Bir öğrenci sahneye girer)
1.ÖĞRENCİ: Bu sala da ne için acaba
3.ÖĞRENCİ: ( Gözleri yaşlı…)Dün gece Beyoğlu’nda Said Halim Paşa’nın misafiri olarak kaldığı Mısır Apartmanında Hakk’a emanetini teslim etti.
1.ÖĞRENCİ: Kim… Kim vefat etti?
3.ÖĞRENCİ: Dünyada çekmediği eziyet kalmayan? Ailesi bile perişan olan. Yıllarca yurdundan uzak kalan.Safat eserini bizlere bırakan, Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm’ı” gelecek nesiller içinde bir klavuz olmalıdır diyen Mehmet Akif
1.ÖĞRENCİ: Duydunuz mu ahali?! İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif vefat etmiş.
3.ÖĞRENCİ:Cenazesi Beyazıt camiinden kaldırılacak.
2.ÖĞRENCİ: Duyduk! Lakin hiçbir erkan katılmayacakmış cenazeye!
1.ÖĞRENCİ: Olsun biz millet olarak kaldırırız cenazemizi. Asım’ın Nesli burada. Hemen bir bayrak getirin, cenaze geldiğinde naaşına saralım üstadımızın.
2. ÖĞRENCİ: Müsterih olunuz! Onun adı her sabah ve her akşam, Türk İstiklâl Marşı genç göğüslerdengür bir ses dalgası halinde ufuklardan ufuklara yayıldıkça, milletin sevgisinden örülmüş bir ebediyet halesi içinde yaşayacaktır.
3. ÖĞRENCİ: O Akif ki istiklal harbinde bu milletin manevi lideri idi. Vefasızlık gösteremeyiz. O ki Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın diye milletinin derdiyle dertlenen biri değil miydi?
1. ÖĞRENCİ: Akif bu milletin yüz akıdır.
2. ÖĞRENCİ: Yazmış olduğu İstiklal marşı için takdir edilen ücrete tenezzül etmemiş her kuruşunu hayır derneklerine bağışlamıştır.
3.ÖĞRENCİ: Üzerinde giyecek paltosu bile olmamasına rağmen hem de…O ki Teşkilat- ı Mahsusa O’nu Berlin’e görevli gönderdiğinde arkadaşlarına olan ikramını cebinden ödemişti. Asla milletin imkanlarına el uzatmamıştı.
1.ÖĞRENCİ: Akif’i unutturmamalıyız gelecek nesillere. Ondan ilham alacak çok şeyimiz var.
2. ÖĞRENCİ:Âkif, geçim sıkıntısı içindeyken bile sözüne sadık kalarak vefat eden arkadaşının çocuklarını evine almış ve kendi evlatlarıyla birlikte okutup yetiştirmiştir.
5.ÖĞRENCİ: Dindar Akif bize güzel bir örnektir. Ezanın yasaklanıp da Türkçe ibadet saçmalığına düşüldüğünde Kuran Tercümesi isteyenlerin niyetlerine hizmet etmemek için yazmış olduğu çalışmanın basımını bile men etmişti.
3. ÖĞRENCİ: Akif ne diyordu; “Avrupalıların ilimleri, irfanları, medeniyetteki, sanayideki ilerlemeleri inkar olunur şey değildir. Ancak insaniyetlerini, insanlara karşı olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki bu ilerlemeleriyle ölçmek katiyyen doğru değildir. İddiam odur ki; heriflerin ilimlerini, fenlerini almalı fakat kendilerine asla inanmamalı, asla kapılmamalıdır.”
1.ÖĞRENCİ: bize millet olma şuurunu veren Akif’i elbette ahret yolculuğunda yalnız bırakamayız!
( Gerilerden gelen bir oyuncu öğrencilerin yanına gelirken, bütün öğrenciler susup ona bakmaya başlar… Oyuncu ağır adımlarla gelip öğrencilerin yanında yerini alır ve onlara bakarak söze girer; Korkma... Şiirin ilk kıtasını okuduktan sonra sahnedeki oyuncular sıra sıra diğer kıtaları okumaya başlar. Şiir okunmaya başladığında herkes hazır ol vaziyetindedir. Sahnede olmayan oyunculara da kalan kısım pay edilir ve sırası gelen sahneye şiirini okuyarak girer. Hepsi sahnenin farklı yerlerinde durur ve 10 kıta bittiğinde İstiklal marşı müziği girer. Seyirciyle beraber istiklal marşı okunur. Final)
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri ‘toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
BİTTİ
FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-26196829821973660092022-10-29T02:27:00.000-07:002022-10-29T02:27:01.613-07:00MAVİ KEP, MAVİ PELERİNJön Türkler'in Almanya'ya gönderdiği yetim işçilerden haberimiz yoktur sanırım?
Osmanlı Devleti'ni imar ve ihya edecekleri iddiasıyla 31 Mart ihtilaliyle iş başına gelen Jöntürklerin yedikleri herzelerin hala bir çoğundan haberimiz yok. Misal, müterake yıllarında yani devletin son zamanlarında Almanya'ya karın tokluğuna gönderdiği yetimleri duymuş muydunuz? Ya da Ermeni tehciri sonrası el konulan yetim Müslüman Türk çocuklarının Ermeni kimliğiyle batıya kaçırıldığından...
Devlet başıbozuklarca ele geçirildikten sonra ard arda gelen savaşlar sebebiyle zor duruma düşmüş, yetim çocuklarına bakamayacak hale gelmişti. "Darüleytam" yani "yetimler yurdu" çok sayıda yetim çocuğa ev sahipliği yapmaktaydı. 1917 yılına gelindiğinde artan yetim sayısına bakacak kaynak bulmakta sorunlar yaşanılmaya başlanıldı.
Adeta koskoca devlete babaları savaşta şehit düşmüş çocuklar fazla gelmeye başlamıştı ittihatçıların yönetimine.. Müttefik Almanya ile görüşüldü. Almanya, İttihatçılardan'dan yetimleri istedi... Almanya'ya savaş ekonomisi için iş gücü lazımdı. Dolayısıyla iki devlet arasında bir protokol imzalandı.
İlk etapta yaşları 14-16 arasında değişen 314 yetim çocuk, çalıştırılmak üzere Sirkeci Garı'ndan Almanya'ya şaşaalı bir törenle gönderildi. Çocukların başlarında mavi bir serpuş omuzlarında yine mavi bir pelerinle...
Almanya maceramızın ilki, 2. Viyana kuşatması sonrasında da yine dindaşlarımız kalakalmışlardı Almanya topraklarında; yitip giderek tarihin tozlu sayfaları arasında.
Yetim çocuklar konusu mühim. Nedense kimse düşmedi bu yetim çocukların peşine. Düşmedikleri gibi 1960 larda işçi olarak ekmek parası uğruna gidenlerin peşine. Yeter ki onlar döviz göndersinlerdi ülkeye...
Gönderilen bu yetim çocuklara Almanya bakacak, onların ihtiyaçlarını karşılayacak, hatta meslek öğretecekti. Güya meslek öğrenecek olan bu çocuklar Berlin'de de törenle karşılandılar. Çocukların 200'ü madenlere gönderildi. 80 tanesi tarlalarda çalıştırıldı. İçlerinden sadece 30'u meslek öğrenebilecekleri işlere yerleştirildiler.
Madende çalışan çocukların şartları son derece zordu. Haftanın 7 günü karın tokluğuna çalışıyorlar, domuz eti ve domuz suyu ile yapılmış çorba yemeyi reddettikleri için de yavan ekmekle beslenmek zorunda kalıyorlardı. Yetersiz beslenmenin yanında, yetersiz barınma, yetersiz giyinme gibi problemler de vardı. Bunlardan dolayı madenlerde çalışan pek çok çocuk hastalanıp hayatını kaybetti.
Doğruydu; madenlerde Alman çocuklar da çalışmaktaydı. Alman çocukların 1 gün dinlenme tatilleri ve de maaşları vardı. Bunu öğrenen bizim yetimler madenlerden kaçmaya başladılar.
Polisse kaçan çocukları yakalıyor, yeniden madene getiriyordu.
Almanya bu durum karşısında ne yaptı biliyor musunuz? Bu çocukları müterake yıllarını yaşayan İstanbul'da ki ittihatçı Türk hükümetine şikayet etti.
Meğer yapılan antlaşmaya göre, bu yetim çocuklar Almanya'da 3 sene boyunca karın tokluğuna çalışacaklar, 4. seneden sonra bir miktar maaş alacaklar, bu alacakları maaşın da yarısını İstanbul hükümetine göndereceklerdi. İttihatçılar bu insanlık dışı, bu aşağılık anlaşmayı gizlemişti...
Almanya, bu 314 çocuktan hayatta kalanları "firar ediyorlar, antlaşmayı bozuyorlar" gerekçesi ile geri gönderdi. İttihatçıların foyası meydana çıkmıştı. Oysa ki çocuklar yaşadıkları eziyete sabretseler, köleliğe baş kaldırmayıp, firar etmeselerdi, İttihatçılar bu yöntemle daha nice yetim çocuğu daha Almanya'ya gönderecek ve bu yetimlerin külfetinden (!) kurtulacaktı. Hatta ikinci grup olarak göndereceği çocuklar hazırlanmıştı bile...
Peki bütün bunlardan sonra ne olmuştur dersiniz?
İşgal altındaki İstanbul hükümeti utanıp hayatta kalan yetim çocuklara kucak açmıştır değil mi? Hayır! Hemen Almanya ile yeniden temasa geçilir. İlk gönderilen çocuklardan hayatta kalanlar geri alınır. Çünkü ilk giden çocukların hem yaşları büyüktür, hem de çoğu şehirli çocuklardır. İttihatçılar ikinci parti göndereceği çocukları daha düşük yaş grubundan ve de Anadolu'nun yetim köylü çocuklarından seçer.
Böylece yaşı küçük ve mazlum, suskun, sessiz Anadolu çocukları Almanya'daki şartlardan şikayetçi olamaz, firar edip işi bozmaz diye düşünürler. Almanya'ya bu şekilde binlerce yetim Türk çocuğu daha gönderilir. Babaları vatan için şehit düşmüş çocuklar, ittihatçılara külfettir ve yönetim bu çocukların pek çoğundan kurtulmuştur...
200 bini aşkın yetim çocuğun hangi birinin hikayesinin ardına düşebiliriz ki?
FEHMİ DEMİRBAĞ
FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5710590080592821589.post-88404513446281552752022-10-28T03:15:00.001-07:002022-10-28T03:15:24.547-07:00TÜRKİYE YÜZYILI BAŞLIYOR MU?
Sordu mu?
-Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz!
Ne dersiniz? Bir çalışma grubu oluşturup, seminerler, konferanslar düzenleyip, anketler yapıp elde ettiğimiz bulgulara göre karar alalım, diye?
Yooo...
Dedi ki; "Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!"
Bitti!
Hangi inkılabını sordu millete? Yeri geldi sehpalar kuruldu, şehirler bombalandı aldığı kararlar uygulansın diye.
Bizse bıdıbıdıyla alternatif olmaya çalışıyoruz müesses nizama.
Konuşuyoruz kürsüler boyu.
Yazıyoruz galon galon mürekkeplerle.
Orman bırakmadık yazmak için kağıt üretmeye...
Ben de çok rapor hazırladım, çok makale, çok kitap yazdım.
Ertuğrul Yalçınbayır'da mecliste okudu yazdığım raporu, Nurettin Nebati'de...
Eeee?
Yaklaşık 2 yıldır yazasım yok. Yazmaya ara mı verdim; hayır. Yazıyorum, paylaşmıyorum.
Bu arada, düzenle örtüşmeye mi çalıştım? Kalbimde yukarıda işaret ettiğim ilgili kişiye karşı en ufak muhabbetim hiç olmadı, olamaz da...İmanla şirk bir arada bulunmaz da ondan!
Çünkü kitle, tuhaf!
Abi kısa yaz diyor bana taban.
Uzun raporlar raflarında tavanın.
Yazıyla alakası yok umumun.
Okuyan da yok nasılsa.
Eleştirme!
Herkes bir Kemalist ki sormayın!
Ama karşı mahalle mahkeme salonu basıyor, bizimkilerde bir şirinlik muskası? Bizimkiler bizim değil lakin.
İttihatçılardan beri sistem böyle; kabul edenler-etmeyenler!
Mührü kim ele alıyorsa tavır aynı, değişmiyor.
Lozan...İmzala!
İstanbul Sözleşmesi...İmzala!
Paris iklim...İmzala!
Aşı olacaksınız, köpek gibi hemi de!
Baş üstüne, emredersiniz! Rap rap!
Kimliklerimiz; en delikanlılarımızın ki bile; gender!
Üniversiteler konuşuyor, ekranlar konuşuyor, siyasiler konuşuyor, sokak konuşuyor...Sürekli bir istemezük!
İş yapan var mı?
Efendiler, yarın şeriatı ilan ediyoruz!
Sümme haşa, kopmaz mı kıyamet!
Siz devrimlerin tezlerle olduğunu mu sanıyorsunuz?
Efendim ne derler? Küstürmeyelim, diyalog-hoşgörü filan?
Elalem ne der? Batı ne der?
Hükümetin kerhen en beğendiğim bakanı, Milli Savunma Bakanı Akar diyesiymiş; “Türkiye ve İsrail arasında hem tarihi hem kültürel bakımdan ciddi bağlarımız, ortak değerlerimiz var!”
Ne zaman diyor; hem de Türkiye yüzyılının başladığının ilan edildiği günlerde.
Bu beyanını beğenmedim bakanın. İsrail ile hiç bir ortak değerim yok benim. İyi de fincancı katırlarını ürkütmeden, nasıl itiraz edebilirim?
Hoş hep itiraz ettim bu tür adamlara; Gül'e, Davutoğlu'na, Babacan'a misal.
Dediler fitne çıkarıyorsun; şimdilerde adı geçen kişilere dümdüz sinkaf eyleyenler.
Türkiye yüzyılı başlıyor; Zerujda kızlarımız sıkmabaşlı fenomen...
Türkiye yüzyılı başlıyor; aileler darmadağın!
Türkiye yüzyılı başlıyor; bu milli eğitimle mi? Bu kültür politikalarıyla mı? Bu meclisle mi?
Sloganla mı?
İttihad ve terakki gibi mi?
Hem birlik hem gelişme!
...
Dahasını yazacağım da...
Yazı uzun olmasın; siz okumuyorsunuz?
...
Kısasını sona sakladım; Bir topluluk kendini değiştirmeden, Allah onları değiştirmez! (Ra'd-11)
FEHMİ DEMİRBAĞ
FEHMİ DEMİRBAĞhttp://www.blogger.com/profile/08448414461064746548noreply@blogger.com0