3 Ağustos 2017 Perşembe

TOKAT-TURHAL YOLCUSU KALMASIN!
Memleketim Tokat'ta geçirdiğim 10 günlük izlenim ve değerlendirme ile ilgili tuttuğum notlarımı uçakta gözden geçiriyorum.Ama önce bu aşamaya nasıl geldik, dilerseniz oradan başlayayım*
Bundan bir süre önce Sayın Reisim rica etmişti. Daha doğrusu kendisine ufak bir fikir beyan etmiştim.
"Reis" demiştim.
"Müsaedenle kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" projesini artık hayata geçirsek ne dersiniz?"
"O da ne ki?"
Hah! şöyle...Bende ki taktik oldum olası böyle işte.
Önce karşındakini meraklandıracaksın! Reiste olsa insan neticede; önce merak!
"Yine ne parlak fikir yumurtlayacaksın Fehmi?" dedi.
"Abi" dedim. Anlattım fikrimin detaylarını...
Sağolsun beni sever, itibar da eder. "Tamam, olur" dedi, sözümü kesmeksizin son noktasına kadar dinledikten sonra.
Şunu söylemiştim kendisine.
"Abi" demiştim. "Sayın Reisim; malum memleketin tek sivri akıllsı ben değilim. İller bazında...çok sayıda memleketin onca okumuş evladı var. Sanatçısı, aydını, akademisyeni...Malum ki biz hemşehrici bir toplumuz. Memleketçiyiz. Malum bende Tokat'lıyım. Hani beni vazifelendirseniz. Tokat'la ilgili ekstrem projelerim var. Size bir ara bahsetmiştim..."
Önce bütün illerin valilerini...ama kaymakamlarıyla beraber...ve belediye başkanlarıyla birlikte bir araya Ankara'da toplayalım. Projemin detaylarını da onlara ayrıca anlatayım. Sonra da örnekleme açısından memleketim Tokat'ta bir pilot uygulama gerçekleştirelim. Her il bazında bir temsilci de bizim uygulamalarıza müşahede açısından iştirak etsin.
Ufak ta bir ricam olacak. Bazı kimseler yapmak istediğim çalışmalarla ilgili Tokat yetkililerine kulis yapıyorlarmış. "Fehmi'yle ilgili teşrik-i mesaiye girmenizi istemiyoruz diye. İşte bu Bizans kulisçilerinin kulaklarını bi çekseniz. Biliyorsunuz böyle tipler Allah'tan korkmaz, ama sizden it gibi tırsarlar.(Burası hikayenin gerçek kısmı)
Reis talimatı verdi verdi ve kısa süre içinde istediğim toplantıyı gerçekleştirdim.
Hazirun'a dedim ki;
" Herkesten ricam, il bazında bir Şehir Konseyi çalışmasına başlayacağız. Bu komisyonda il bazlı olmak üzere...ama ilçelerle de, kasaba ya da beldelerde de alt komisyonları hazırlanılacak. Bu sistemin adı "Sivilizasyondur".
Şehir konseyinin doğal üyeleri;
1 Valilik makamı
2 Devleti temsilen orada bulunan (Her bir bakanlığın karşılığı olan birimler.) müdürlükler, birimler. Emniyet, adalet, eğitim, sağlık, tarım, müftülük,üniversite temsilcileri vs.
3 İl bazında yapılanmış Stk temsilcileri. Ancak stk lar kendi aralarında yapmış olacakları seçimle komisyonda temsil olunacaklar. Diyelim bir ilde 20 stk var. Bunların yöneticilerinin aralarında yapılacak olan seçimle...Seçimde ilk 3'ü alan kişiler bir başkan eşliğinde Konsey'in üyesi olabilirler. Seçimlere katılacak stk lardan en az 1000 üyesi olanlar bu fırsata dahil olabilirler.
4 Konsey başkanı tüm üyelerin seçimiyle belirlenir.
5 Belediye başkanı
6 Siyasi parti temsilcileri. Ancak mecliste grubu bulunan partilerden olacaktır. Meclis dışı partiler ise kendi aralarında yapacakları seçimle konsey'e bir üye verebilirler.
7 Bölge seçilmiş vekilleri
Konseyi temsilen seçilecek başkan tüm üyelerin eşit olarak seçecekleri kişi olacaktır. Seçim sıralamasında ki ilk yedi kişi genel istişare yönetimini oluşturur.
Bu konsey ilerleyen aşamalarda genel seçimler için il bazında milletvekili seçimlerinde kendi aralarından Türkiye Vekilliği adı altında siyasi partilere bağlı olmaksızın 3 aday gösterebileceklerdir. Seçimi ancak bir aday kazanabilir. Ancak Mevcut Meclis için kanun teklifi hazırlama görevleri olacaltır. Kanun onaylanmasında bir icraları olmayacaktır.
Şehir Konseyinin sorumluluk alanları o bölgenin eğitim, çevre, sağlık, kültür, ekonomi konularında ihtisasi çalışmalar yapmak şeklinde ana hatlardan ibaret olacaktır.
Neyse toplantı ve istişare sürecimiz bitti. İlk etapta Tokat ile ilgili çalışmalara başladık. Yakın zamanda da bu yazıyı yazmama sebep olan Tokat gözlemlerimiz için 10 günlük seyahat notlarımı toparlıyorum. Yarın sabah Reise taktim edeceğim; Tokat'ta yapılan çalışmaların raporunu.
Öncelikli olarak şehrin gelecekle ilgili bir vizyon programı ve envanter çalışması yapılmış.
Tokat'tan daha küçük Hollandanın neler yaptığını baz alarak çalışmaya başlamışlar. Bölge endüstriyel tarım ve hayvancılığı strateji olarak benimsemiş.
Bölgenin endemik bitki yapısı çıkartılmış. Bölgenin habitatı hesaplanmış. Coğrafi bütün ayrıntılar milimine kadar hesaplanmış.
1 Artova şehrin sanayi yapılaşmasına uygun yer seçilmiş.
2 Bütün ilçeler arasına demiryolu bağlantıları yapılmış.
3 Turhal'da Türkiye'nin ilk server'i açılmış. Adeta Şehrin altına ayrı bir şehir inşa olmuş.
4 Tokat'tan Samsun' a kadar Yeşilırmak genişletilmiş, su taşımacılığı ve balıkçılık işi profesyonelce yapılır olmuş.
5 Şehrin tarihi dokusu tarihi eserler gözetilerek yeniden biçimlendirilmiş. Amasyanın ırmak evleri güzel bir örnek olmuş.
6 Turhal kalesi başta olmak üzere bölgedeki bütün kaleler tarihsel dokusuna dokunulmaksızın restore edilmiş.
7 Gaziosmanpaşa üniversitesindeki 25.000 öğrenci kafeterya gençliği olmaktan kurtarılmış. 100 lü öğrenci gruplarıyla bütün öğrenciler Tokat'ın bütün köylerine salınmış. Hem halkla içiçe oluyor gençler, hem de bilgilerini hayatın içinde staja dönüştürüyorlar.
8 Aynı zaman da bütün okul öğrencileriyle birlikte bir ağaçlandırma faaliyeti başlamış Tokat'ta.
9 Diyanet görevlileri gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarmak için hummalı bir çalışmaya girmişler, emniyet ve eğitim camiasıyla ortak olarak.
10 Bir kültür komisyonu kurulmuş bütün belediyelerce. Kültür bütçelerini çarçur etmiyorlarmış. Ortak çalışmalara imza atıyorlarmış. Özellikle sinema. Bölge tarihi üzerine hoş çalışmalar...Danişmentname'den tutun, Battal Gaziye, Kazıklı Voyvodaya...Gazi Osman Paşamıza...Hatta Sezara kadar çokça film, belgesel. Artık laylaylom işlerle iştigale son diyorlarmış...Uvertür şarkıcılara para akışını kesmişler...
11 Bölge sanatçılarına (sanatçı deyince hemen şarkıcı gelmesin aklınıza) yazarı, çizeri...Tokat dışında yaşayanları da dahil...Akıl ve Düşünce- Kültür ve sanat festivali adı altında 10 gün şehirde bir araya getirilerek Tokat'ın geleceği masaya yatırılıyormuş.
Yani Allah için verdiğimiz bütün talimatları tek tek yerine getirmeye başlamışlar.
Neyse uçağımız havalimanına inmek üzere. Hele değerlendirmeleri bir güzel yazıya dökeyim. Sonra sizlerle paylaşırım. Belki de benden önce bu gelişmeleri Reis açıklar.
Tabi adam onca derdi içinden fırsat bulabilirse.
Malum;
Fetöyle boğuş reis...
Merkel'i fırçala reis...Kudüse el at...Trump'a ağzının payını ver. Akparti içindeki Akplileri ayıkla reis...Reis hosteslerin etek boylarına müdehale et...Reis...Reis...
Ah be reis...Bu takayla nereye kadar?
Fehmi Demirbağ
SATILIK BÖBREK VE MEHMET GÖRMEZ
 
Vay babam vay. Biz organ mafyası mevzularına dokunupta ihtisasi çıkarımlar yapmaya çalışırken, memlekete ve hayata dair...Meğer gerçeklerden kopuk yaşıyormuşuz. 
Ajanslara bir haber düştü. Herşeyi işportaya düşüren halkımız meğer bu organ işini de işportalık yapmış, bir nev'i. Arama motorlarına, "satılık böbrek" yazdığınızda çok sayıda internet sayfası çıkıyor karşınıza. Fiatı, özelliği belirtilmiş böbrek, karaciğer ne ararsanız sayfalarda. Sakatat dükkanı maşaallah. Hadi alan razı satan razı...Onu anladık ta bu parçalar nerde modifiye oluyo? Hangi sağlık kuruluşunda? Hangi ahlaksız...memleketin okumuş çocuklarından olan tabibin marifetli elleri arasında?
"Ben sana doktor olamazsın demedim ki, adam olamazsın" hitabının muhatabı, yeminli adam bu organizasyonun-alışverişin kilt adamı.
İrdelersek...
Adam böbreğini, karaciğerini satacak hale geldiyse...
Bakın burda da irdelenmesi gereken başka hususlar var. 
Adam namuslu herşeyden öteye. Çalmıyor, çırpmıyor...çaresiz ancak. Kimbilir hangi bankanın hangi tuzağına düşmüş. Ya da hangi gereksiz bir alışverişin kurbanı olmuş. 3 al bir öde kampanyalarının mağdurlarından. Ya da bu bir çığlık, insanlar ekonomik olarak daralmışlar.
Behey mubarek kardeşim. Verdin böbreğini aldın parayı. Eee yarana merhem de oldu diyelim. Ama sen bu kafa da bu alışkanlıklarda olduğun sürece...Ey canım Mehmed'im...Güzel yurdumun canım insanı. Görmez'den gelirsen hakikatleri...Adeta istifa eder hale gelirsin hayattan. Şimdi böbreğinden...Ya yarın!
Alışmıştık, namusunu, iffetini satan profillerle karşılaşmaya.
Hatta vatanını satanlarla...
Ama iş kendi vücudunun parçalanması noktasına gelenler...dehşet verici. Bu bir çığlık.
Hoş böyyüklerimiz mimleketin çoookkk daha böyyül meseleleriyle iştigal ederlerken sanırım...yoğunluklarından bu sesleri duyamaz haldeler. Yepyeni aldanmışlıkları görmez'den gelmeye devam etmekteler.
Misal mi istiyorsunuz?
RAKAMLAR YILLARDIR DİNDAR VE AHLAKLI NESİL DİYEN BİZİ HAKLI ÇIKARIYOR! KÜLTÜREL ERAZYON YAVAŞ YAVAŞ ERİTİYOR BİZLERİ...Ne duyan, ne gören ne de işin acısını hisseden yok...Kimlerden; elbette yetkililer denilen güruhtan! Ama çığlık halktan!
Mak araştırma şirketi dindarlık araştırması yapar yakın zamanda, halkının % 99' unun Müslüman olduğu iddia olunan Türkiye'mde.
%78 Namaz kılmıyor.
%75 Kur'an okumuyor.
%45 Kadere inanmıyor.
%54 Kur'an okuyamıyor.
%55 Ramazanda oruç tutmuyor.
%65 Hiç Kur'an kursuna gitmemiş.
%65 Peygamberimizin hayatını okumamış.
%30 Hiç camiye gitmemiş.
%49 Evlenirken dindarlık çok önemli değil diyor.
%59 Selamlaşırken 'Selamun aleykum' demiyor.
%46 Halifelik istemiyor.
%35 Güsül abdesti almıyor.
Cenabet ülkede ne bet ne bereket kaldı vesselam.
Drama bağlamayın. Mehmet Görmez istifa etmişmiş...
Darısı bilumum koltuk sahiplerine. Allah'tan adam onurluymuş.
Diyanetin ne kadar etkisi oldu ki bu yukarıda ki tablonun bertaraf edilmesinde? Ya hu bu ülkenin hemen her mahallesinde camiler yok mu? Ne iş yapar bu imam (Öncü-önder) efendiler? Bu namaz kıldırma-cenaze kaldırma memurlarıyla nereye kadar? 657' ye tabiliği önceleyip 6666 ya tabiliği geri planda tutan anlayışla nereye kadar?
Hala yanmaz kefenciler, darvinizmi İslam akaidine eklemlemeye çalışanlar, sidikçiler-idrarcılar, yoğurtçular...şimdi isim versem hop oyurup-hop kalkacak müridanları olan çok sayıdaki the cimeat company'ciler. Zekatseverler, himmet severler...
Siz ulaşmazsanın insanımıza...
Ey Eğitimciler!
"Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" demişti Atatürk. Bakın okullara ve görün yetişen neslin kimin eseri olduğunu Ey Müslüman Öğretmenler.
Sızıntı diye bir derginin etrafında toparlamıştı öğretmeni Fetoş. Yani 15 Temmuz'u bu ülkeye iteleyen bu öğretmenlerin yetiştirdiği askeri-polisi olmadı mı?
Ben bunları kime yazıyorum ki;
siz sağcıyım diyen kalabalıklar...siz okumazsınız ki? A4 sayfa hacmindeki yazıya bile "Fehmi abi, çok uzun yazıyon" diye serzenişte bulunmuyon mu kardeşim?
Vampirin sarımsaktan korktuğu gibi kormuyomusun...hele ki kalın kitap diye ifade ettiğin çalışmalardan?
Yok...yazımı fazla uzatmayacağım;
Gidişat iyi değil...Onu bilin istedim. Tabi kafanızı Fatih Terim'den...Kıyafetime Karışma saçmalıklarından! gibi gibi kaldıracak olursanız!
Vatandaş imanını satan, ahlakını satan, vatanını satan hoca efendilerin ektiğini biçiyor; böbreğini-karaciğerini satıyor.
Ciğersiz-merhametsiz...sadece cebini dolduran liyakatsiz yöneticiler yüzünden!
Çünkü onurlu...ama çaresiz...
Ancak satacak ciğeri kalmayınca vatandaşın...varın ötesini düşünmeyin!
Fehmi Demirbağ