HEROTÜRK' TEN SÜPERMAN ABİSİNE;
Nasılsın? İyi misin?
Duydum ki, yine memleketi kurtaracakmışsın.
Onunla da kalmayıp tüm dünyayı kötülerin elinden alacakmışsın.
Sevgili arkadaşım,
seni çok sevdiğimi bilirsin.
Bu konuda seni uyarmak istedim. Yüzüne söylesem belli ki darılacaksın;
mektup yazarsam daha rahat birbirimizi anlarız diye düşündüm.
Memleket öyle kurtarılmaz.
Ülkesini ve dünyayı kurtarmak isteyen insanların ajandalarında
daimi yer alması gereken bazı unsurlar vardır.
Eski Çin'de insanlar devlet işlerini yoluna koymak için
önce cemiyet hayatını düzene koyarlarmış.
Cemiyet hayatını düzene koymak için önce aile hayatlarını yoluna sokarlarmış.
Aile hayatlarına yoluna koymak içinse önce kendi özel hayatlarını düzene sokarlarmış.
Bundan iki - üç bin yıl önce Eski Çin'deki bu tespit ve işleyiş yaşlı dünyamız kadar kadim ve hâlâ günceldir.
Vizyon sahibi insanlar olabilmek öyle kolay bir iş değildir.
Kapasite ister, fedakarlık ister, çalışma ister, azim ister, aşk ister.
Hayat bizden dünyayı kurtarmamızı değil, kendimizi kurtarmamızı ister.
Yaşamakta olduğumuz ömür "bizim" ömrümüz.
Doldurduğumuz saatler "bizim" saatlerimiz.
Mahşer günü karşılaşacağımız ilk soru "Kendin için ne yaptın?" olacak.
Kendini kurtarabildin mi?
Namazlarını eksiksiz kıldın mı?
Haramlardan kaçıp helallere tutundun mu?
Gözünü - dilini harama bulaştırdın mı?
Gençliğini, sağlığını, boş vaktini ve paranı nereye harcadın?
Allah'ın yeryüzüne dağıttığı ilimden ne kadar nasiplendin?
Ne biliyorsun?
Ne kadar biliyorsun?
Uzun hayatın boyunca benim rızamı hak edebilmek için ne yaptın?
Sıfır kilometre bir bedene, beyine ve kalbe neler yükledin?
"Dünyayı kurtarabildin mi" sorusu kim bilir ne zaman gelir?
Değerli Süpermen,
"ya, bu millet adam olmaz" diyerek
"adam olmayı" hep başkalarından beklediğin sürece
"biz adam olamayız!"
Değişmeyi, gelişmeyi, düzelmeyi, iyileşmeyi başkaları asla beceremez.
"Ben" iyiysem, kaliteliysem toplum da iyidir, kalitelidir.
"Biz" düzelmişsek, "millet" de düzelmiştir.
İki günü birbirine eşit olanı bırak, yıllarımız bile birbirine eşitse,
"bu millet adam olmaz".
Eğer sen dahi anlattığın gerçekleri yaşamıyorsan,
seni dinlemem için bir sebep gösteremezsin bana.
İşinde yalan varsa, haram karışıyorsa,
ibadetlerin aksıyorsa, gözün - gönlün harama meylediyorsa,
çocuklarınla aran bozuksa, ailende huzur yoksa,
yolda giderken insanlar sana selam vermiyorsa veya
"bu adam benim gibi değil" diye Allah'ın selamını insanlardan esirgiyorsan,
en son okuduğun kitabın adını dahi hatırlamıyorsan,
tirajını 100 bine çıkarmak için uğraştığın Millî Gazete'nin
sadece spor sayfasını veya siyaset sayfasını "lütfen" okuyorsan,
Kur'an-ı Kerim hâlâ, ama hâlâ evinin en güzel köşesinde
ilk aldığın günkü gibi duruyorsa,
bu memleket adam olmaz canım Süpermenim.
Sen kendi nefsini kurtaramazsan,
bu memleket kurtulmaz.
Senin çıtan yükselmezse Türkiye hep üçüncü ligde oynar.
"Senin kaliten + Benin kalitem = Bizim kalitemiz = Türkiye'nin kalitesi";
bu denklem böyle kurulmuştur,
böyle işler.
Adam gibi adam olan üç ya da beş kişiyle yürümez yaptığın iş.
Dünyayı kurtaracaksan 300 bin olmalısın, 500 bin olmalıyız.
Çünkü kıymetli Süpermenciğim,
Allah hak etmeyene vermiyor.
Yahudi'ye küfretmeden önce, ondan bazı dersler almayı da ihmal etme.
Karanlığa küfredeceğine, üzerindeki tembellikten kurtul
ve bir mum yak.
Çok kızdığın yahudi,
kendi batıl davası için kaç bin yıldır çalışıyor?
Batıl bir davaya insan nasıl bu kadar bağlı kalabilir, hiç düşündün mü?
O da "Mesih" bekliyor, kendini kurtarsın,
tekrar ana vatanına dönebilsin diye.
Ama senin gibi, benim gibi yatmıyor.
Lafla peynir gemisini yürütmüyor.
O'nun gelişine hazırlık için yeryüzündeki şartları
müsait hale getirebilme yolunda parayı kontrol ediyor;
siyaseti, medyayı, yargıyı, sporu, sanatı, ulaşımı, tarımı.
Bak, dünyanın dört bir yanını ateşe verdi bile.
Her ocakta bir yangın başladı.
Dünyayı kurtarmak için senin yapman gerekenleri o yapıyor, n'aber?
Sen eli kolu bağlı küfrediyorsun sadece.
Kendi ellerini kendin bağladın tembelliğinle.
Bedenin tembel olsa neyse, zihninde de aynı uyuşukluk var.
Kullanmazsan uyuşacaktır elbet.
Büyüklerimiz bizim yerimize düşünüyorlar, deme bana.
Sana ne lüzum var o zaman bu dünyada?
Yahudi'nin yaptığı zulümlerde senin hiç mi payın yok?
Mehdi gelecek, her şeyi düzeltecek diyorsun.
Falanca kişi mehdidir, filanca değildir diyorsun.
Aç tavuk kendini darı ambarında sanır.
Mehdi sana ne yapsın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder