18 Aralık 2013 Çarşamba

YAHUDİLER İŞ BAŞINDA

TEMEL İNGİLTERE'DE. DİREKSİYONDA... YOLUN SAĞINDAN GİTMEKTE. TRAFİK POLİSİ ANONS YAPAR! "TERSTEN GİDİYORSUN!" TEMEL SÖYLENİR;" HEPİSİ, HEPİSİ!"

YA DA 
temel bir gün istanbul-ankara otoyolunda gidiyormuş. o sırada radyodan anons yapılıyormuş. "istanbul-ankara otoyolunda biri araba ters yola girmiştir." Temel de "NE BİRİ HEPSİ,HEPSİ" DEMİŞ

Kumpas!



"Türkiye kendi haline bırakılmayacak kadar önemli ve değerli bir ülkedir" diye çok yazdım! "Türkiye Türkler'indir" dense de ne yazık ki hiç olmamıştı!
Ne kadar gözyaşı ve kan akıtsak da ülke sadece kağıt üzerinde bizimdi!Bunu bilmedik!
Gerçeklerle yüzleşmeden yıllarımızı geçirdik! Asla ve kat'a önümüze çıkan isimlerin kimlere çalıştığını, kimler için yaşadığını öğrenemedik!
Burası Kurtlar Vadisi Türkiye idi!Bu vadinin en büyük sırrı büyük yalanlarıydı!
Her köşede, her alanda ipi dışarıda olan insanlar vardı!
Kocaman bir millet sadece kandırılıyordu!
Tarih yazan bu toprakların çocukları oyuncak haline getiriliyordu! Kişiliksiz, kimliksiz bir robota dönüştürülüyordu!
Ülke elden giderken bile yan yana olamıyorduk! Birbirimizi suçluyor günün sonunda ayağımızın altındaki halı çekiliyordu!
İşte şimdi tam bu durum ile başbaşayız! Oynanması geç bile kalan FİNALE doğru hızla ilerliyoruz! Hep yazdığım gibi yer İSTANBUL!
Maç burada olacak!
Bir yanda Türk devleti, bir yanda ise ülkenin gerçek sahibi olan MUSEVİ BARONLAR! Tabii yanlarında bizim BOĞAZ sakinleri de hazır bulunuyor!
Anlayacağınız herkese karşı tek başımızayız!Göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız!
Birileri üzülecek ama maalesef olması gereken bu! Keşke başka bir çıkış yolu olsaydı! Keşke herkes ülkenin büyüklüğünden kendine düşen payı almaya razı olsaydı!
Keşke herkes aynı yöne kürek çekseydi! Ama olmadı!
Olamazdı!
Bu vadinin kuralı buydu! Bu kuralları da ne yazık ki TÜRKLER koymamıştı!
Neler oluyor peki?
Bakın! Aklınıza kim geliyorsa alt alta yazın!
Yerli ve yabancı BARONLAR ile arkalarındaki KRALİÇE, Türkiye'de Tayyip Erdoğan diye birini görmek istemiyor!
İsminin anılması tansiyonunu hoplatıyor! Bütün sorunlarımızın arkasındaki temel GERÇEK bu!
İngiltere hiçbir zaman Ankara'ya doğrudan saldırmadı!
İstiklal Savaşı'nda bile! Daima araya tampon aldı! Bu çoğu zaman Amerika, bazen Avrupa, bazen de İsrail oldu!
Aradaki ilişkilerin SON DURAĞI Buckingham olduğu için aslında içeriyi karıştıran Londra'ydı!
Ama bizler bunu görecek devlet adamı yetiştirmekte zorlandığımız için bu mücadele 200 yıl sürdü!
Londra'nın gösterdiği her noktayı DÜŞMAN tanımlamasına sokarken Kraliçe hiç aklımıza gelmedi! Bu onların akıllı olmalarından kaynaklanıyordu!
Para, basın, iletişim, madenler, petrol, altın ve elmas gibi çok önemli enstrümanlar onların elindeydi! Bizler sağa sola karavana atarken onlar hem burada hem başka yerlerde PARAYI götürüyorlardı!
Daima PARANIN peşinden gider, istedikleri sonucu alırlardı! PARA hem algıların hem de güvenin oluşmasında büyük katalizördü!
Son operasyondaki amaç da AK Parti'nin "AK"ıyla ekonomik "GÜVEN"i hedef almıştır! Hukuk işini yaparken haliyle bunları düşünmez ve görmez.
Dosyadakilere bakar! Gereğini yapar. Sözümüz yok!
Amma BARONLAR böyle düşünmez! Onlar ülkeyi MİLLİ çizgiye kim çekmeye çalışırsa hedef alırlar!
Hatırlayın Hakan Fidan'ın isminin MİT Müsteşarı olarak anıldığı günleri! Başta İsrail basını olmak üzere Musevi Baronların elindeki dünya medyası hep bir ağızdan "Türk istihbaratının başına bir İran yanlısı geçti!" şeklinde manşetler attı!
Bizim TESADÜF diye geçiştirdiğimiz olaylar Londra'da AKIL olarak kabul ediliyordu! Hakan Fidan belki Türkiye'ninCARİ AÇIĞINI kapatmak adına bir takım eylemlerde bulunmuştu! Bilemiyorum!
Ama İRAN'ın petrol ve altın trafiğini logosunda 33. DERECE Mason işareti olan İngiliz HSCB ve Standart Chartered Bank yönetiyordu! Tablo böyleyken hiçbir BARON ya da İsrail devletinden biri çıkıp itiraz etmiyordu!
Kağıt üzerinde İran abluka altındaydı! İngiltere'nin hiç ilişkisi yoktu! Gerçekte ise İran'ın dev kuruluşu BANK SEDERAT'la her türlü ilişki mübahtı!
İşte Hakan Fidan, Dışişleri ve Halk Bankası muhtemelen bu akışı Türkiye'ye çevirdi!
Ülkenin en büyük yaralarından birini kapatmak için yapılması elzem hareketlerden biri yapılmış ve suyun İstanbul'a akması sağlanmıştı!
Gelen-giden paranın haddi hesabı belli değildi!
Merkez Bankası ve onun Başkanı Erdem Başçı sırf bu yüzden hedef oluyordu! New York'ta BARONLAR 20 milyon dolar dağıtıp "Gidin Türkler'in elindeki paranın miktarını öğrenin!" diyordu!
Hoş, öğrenmeye kalkan 13 kişi tutuklanıp hapsi boyluyordu!
İran'ın parası, altını ve petrolü Türkiye üzerinden alıcı buluyordu!
Hindistan bunlardan sadece biriydi! Halkbank bu iş için devredeydi! Ayrıca KÜRT petrolü de dünya ileAKDENİZ'de buluşacak ve alım-satımın parası yine HALKBANK'a akacaktı!
Bu BARONLAR için ciddi tehditti!
Bölgede Türkler'in oyun kurmaya başlaması onlar için ÖLÜMDÜ!Dengelerin değişmesi demekti!
Bunu göze alamazlardı! Amerika'daki MUSEVİ lobisi ayağa kalktı!
Kaldırıldı! Kemal Bey maiyetini alıp kapı kapı dolaştı!
"Erdoğan'ın rotasından sapmayacağım. Bize de şans verin! İnanmıyorsanız Sayın Derviş'i de yanımıza KONTROLÖR olarak koyun!" dedi!
Bu teklif birileri için cazipti!
Türkiye bölgedeki rolünden kopmayacak ama paralar BARONLARIN bankasına akacaktı!
Bu projeye onay veren çok oldu!
CHP ve The Kemal's, GÜVENOYU aldı!
Türkiye'nin küçük olması, büyümemesi kimin umurundaydı!
Eller birleşince Kemal Bey atlayıp Türkiye'ye geldi! Ekonomi hakkında bildiklerini CHP'yle paylaşmaya başladı!
Start verilmişti!Erdoğan gidecek, değişen CHP koltuğa oturacaktı!
Kürtler de, MHP de sessiz kalacaktı!
Çünkü Erdoğan fazla MİLLİYDİ!
OYUN BU ARKADAŞLAR!
Kıssadan hisse; İnançlı bir TÜRK dünyayı değiştirebiliyor!
Sorun buna izin verecek misiniz, vermeyecek misiniz!
Güç sizde!
Gerisi BOŞ!

********************************************************************************************************************



Unutmayın!

Türkiye yine garip bir türbülansın içinden geçiyor! Karanlıkta birileri yumruk atmak istiyor!
"Bunlar kimdir?", "Ne amaç taşıyorlar?", "Kimin adına ringe çıkıyorlar?" gibi soruların aslında çok fazla önemi yok! Önemli olan AKLIMIZI kullanıp başımıza çuval geçirmeye çalışanların kim olduğunu tespit etmek!
İçeridekileri tek tek biliyoruz!
Sıkıntı yok! Ama onların da bilmediği DIŞARIDAKİpatronları kim?
Eğer kroşeyi BÜYÜK BARONLARA indiremezsek içeride kavga bitmez!
Belki şu an hafızamızda taze değil ama biraz geri gidelim...
Bugünü anlamak için DÜNÜ iyi bilelim...
Erdoğan'ın başında olduğu parti 2002 seçimlerinden zaferle çıktı. Ama küçük bir sorun vardı. Partinin lideri seçimi kazansa da Meclis'e YASAKLI olduğu için gidemiyordu!
İlkokul öğrencilerinin okuduğu bir ŞİİR yüzünden CEZAverilmişti! O gün cezayı isteyenlerle bugün isteyenler birbirine benzemese de aynı yere çalışıyordu!
Tabii millet bunu o zaman göremiyordu!
Yasak anlaşılır değildi! Deniz Bey'in araya girmesiyle Erdoğan, Ankara'ya geldi. Siirt seçimleri yenilendi. 2003'teBAŞBAKAN olarak hak ettiği koltuğa oturdu! Ama Erdoğan'la uğraşanlar geri adım atacak gibi değildi!
Bu kez GOOGLE'dan faydalanarak KAPATMA DAVASI açıldı! Davanın özünde "ERDOĞANSIZ BİR AK PARTİ"yatıyordu. Tabii savcı bunu bilmiyordu!
BARONLARIN isteğiyle parti kapatılacak başka bir oluşumla yola devam edilecek, YASAKLI Erdoğan da götürülmüş olacaktı!
Evdeki hesap çarşıya uymadı! Anayasa Mahkemesi'nin askeri üyesi Serdar Özgüldür, 6'ya 5'le "kapatmama" kararının alınmasında kilit rol oynadı! Özgüldür, daha sonra internete düşen ses kaydında "AK Parti devleti yıkacak ne yapmış, hepsi şeyden internetten alınma, uydurma!.." diyordu! Karar öncesinde ve önemli PAŞALARIN tutuklanmasından sonra Rothschildler'in kurduğu İNGİLİZ haber ajansı REUTERS, "Askerle hükümetin arasındaki ipler tamamen koptu!" diye haberler geçiyordu! Asker, siyasetten uzaklaştıkça Londra orduyu kaşıyordu!
Bakın son bir ayda yani 15 Kasım-15 Aralık tarihleri arasında İNGİLİZ GAZETELERİ tam 145 kez Tayyip Erdoğan haberi yaptı...
Bu sürede Prens Charles haberi ise sadece 89'du... Senaryo arada yazılır, pişirilir MUSEVİLER'in sahibi oldukları dünya medyasına servis edilirdi!
Kapatma davasından önce ise ERDOĞAN'ı durdurmak için Yahudi lobilerinden BİLMEDEN emir alanlar, bir araya gelip cuntalarla, darbelerle gidişatı durdurmak istedi! Olmadı!
Daha sonra 2007 Köşk krizi çıktı!
Aslında fırtına ona karşı değildi! Çok başka gerekçeleri vardı! Anlayış gösterip Başbakanlık koltuğunda oturmaya devam etti! Ama onu oradan indirme çabaları hiç bitmedi! Gezi ile geldiler, para ile geldiler, Irak'tan, Suriye'den, İsrail'den geldiler! Ama yıkamadılar! Yıkamadıkça bir araya gelip KOALİSYON oluşturdular! Zaten hepsi BARONLARAçalışıyordu ancak sadece onların haberi yoktu!
Neyse...
Yıkılmayan Erdoğan geri adım atacağına ülkeyi büyütüyordu! Risk alıp PKK sorununu bitirmek için adım attı! OSLOsızdı! Yeni Türkiye'nin önemli figürü Hakan Fidan orada deşifre edildi! Bir taşla iki kuş vuracaklardı!
Denediler! Şimdikiler o zaman yani 7 Şubat'ta da geldiler! Acı verseler de önleri kesildi! Hasta yatağında yatan Erdoğan yine indirilmek istendi!
Bu DEVLETİ iyice bütünleştirdi! Asker ve MİT Erdoğan'ın sonuna kadar arkasındaydı!
Onlar saldırdıkça BAŞBAKAN ülkenin elini en uzağa kadar götürdü! Abdülhamit Han'ın vasiyeti olan IRAK petrollerini Türkiye'ye taşıdı! Kürtlerle kardeş olduğumuzu hem içeriye hem dışarıya ilan etti! Yetmedi ısrarla çıkarılmak istenenSÜNNİ-Şİİ kavgasını İran'ın enerjisini Akdeniz'de dünya ile buluşturarak boşa çıkardı! Her hamleye misliyle karşılık veriliyordu!
GEZİ'de arkada kalanlar hiç fark edilmeyeceklerini düşündüler!
Oysa kazın ayağı öyle değildi!
İran'ın Hindistan'la ticaretini ispiyonlayan AIPAC isimli YAHUDİ oluşumu, kardeş kuruluş olan Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'ndeki Şubat 2013'te düzenlenen toplantıda 'apolitik Türk gençliğini sokağa çıkartalım' projesini hayata geçiriyordu!
AYAKLANMA PROVASININ adı da gariptir "İstanbul İsyanı!" oluyordu!
55 bin üyesi bulunan kuruluşun başındaki ve arkasındaki isim ünlü YAHUDİ, kumarhaneler kralı Sheldon Adelson'du...
Doktor ÖZ'ü özel uçağıyla İsrail'e götüren kişi yani!
Neyse...
Bu toplantılardan 3 ay sonra, İsrail lobisi AIPAC, Türkiye aleyhine kampanya başlattı.
47 milletvekili, İran'la ticarete aracılık ettiği gerekçesiyle Halkbank'a yaptırım istedi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da, çalışmaya destek verdi.
Amerika'da Museviler işi pişirmeye çalışırken, bizim BARON, Sarıgül'ü devreye sokuyor, Kemal Bey'i de Washington'a gönderiyordu!
Amerika'daki Museviler'le bizim Türk görünümlü BARONLAR arasında TEK TUŞLA sağlanan bir ilişki vardı! Kraliçe de bütün olanları CANLI izlerdi!
Bunların canı kanı PARA ve Türkiye idi!
Paranın asla ve kat'a başkası tarafından yönetilmesini istemezlerdi! Buna dayanamazlardı! Ama TÜRKLER bunu başarmıştı! Kağıt üzerinde AMBARGO uyguladıkları ama el altından hazinesini yönettikleri İRAN Ankara'yı seçmişti!
Hindistan da yanına gelmişti! Irak sıradaydı!
Bir anda Türkler PETRO DOLARLARIN buluştuğu adres olmuştu! Paranın aktığı yerde HALKBANK'tı! İngilizler bir ülkenin rejimi ile ilgilenmezler!
Sadece kontrol ederler! Bütün bunlar Kraliçe'nin felç geçirmesine neden olacak işlerdi! 
"PARA kaçmasın" diye bir araya geldiler!
Amerikan Merkez Bankası'nın ortakları arasında olan Rothschild, Lazard Brothers, Israel Moses Seif Bank, Warburg, Lehman Brothers, Kuhn Loeb, Chase, ve Goldman Sachs'ı da alarak saldırdılar!
Tabii biz bu saldırıyı bizim çocuklar üzerinden hissettik! Amaç Türkiye'yi durdurup Erdoğan'ı indirmekti!
Onlarca saldırı sonunda NİHAYET kendileri ortaya çıkıyordu!
200 yıldır hep PARAVANLARLA uğraşıyorduk!
Şimdi kavga, kavgaya benzedi!
Yahudiler'in daha doğrusu Rothschildler'in Ortadoğu'da 10 dolara yaptıkları işleri Ankara 1 dolara yapıyordu!
Bu dükkanın onların yüzüne kapanması demekti! Din, dil, coğrafya, tarih bizi çok ama çok öne çıkarıyordu!
Rahatsızdılar!
Erdoğan'ın Köşk'e çıkıp işaret ettiği birinin BAŞBAKAN olması gizli sahiplerimizin tamamen buradan kovulması anlamına geliyordu!
Dahası Ortadoğu, BARONLAR için pasaportla bile giremeyecekleri bir yer olacaktı!
İçeride gördüğümüz her şey aslında BARONLARIN yansıması!
Hep dediğim gibi KOALİSYON içinde yok yok!
Ama bizim bunları seçecek kadar gözlerimiz keskin!
Hangi partiye oy verirseniz verin!
Kimseye AK Parti'yi sevin ya da gidip oy verin diyemem!
Ama düşünün! 
Ülke ve millet için kafa yorun!
Erdoğan giderse ülkenin bir daha asla bizim elimize geçmeyeceğini bilin!
Bunu söylüyorsam bir bildiğim var!
Pişmanlığı bile yaşayacak vaktimiz olmaz!
Size benzeyen ama ipi dışarıda olanlar tarafından yönetilmek istiyorsanız, kişiliksiz, kimliksiz bir TÜRK olarak yaşamak istiyorsanız bilemem!
16 DEVLETİ el ele kurduk! Bu 17'ncisi olmayacak ama en büyüklerinden biri olacak!
Erdoğan onlar için Abdülhamit'ten sonraki en güçlü rakip!
Haa unutmadan gitmediler!
Buradalar!
Gelecekler!
Safları sıklaştırın...
 

Ergün DİLER / TAKVİM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder