30 Mart 2015 Pazartesi



İletişim bilgileri: fehmidemirbag@gmail.com  

Proje başlığı: ÇANAKKALE’DE VURULDUK! 
                (YAZIYORUM-YAŞIYORUM)


                                       
Proje süresi: 12 Ay

Proje konusu: Türkiye toplumu olarak sosyal dokumuzda varlığına ençok ihtiyaç duyduğumuz konuların başında rehabilitasyon ve motivasyon gelmektedir. Sağlıkta, eğitimde ve hukukta bu durum ise aciliyet kesbetmektedir. Özellikle "ERGEN GENÇLİK" pozisyonu ile adlandırılan toplumun gelecek gerçeğinin refleksinin muhatabı olan "geleceğimiz olan gençlerin" spesifik durumları ise ihtisas gerektiren pozisyon barındırmaktadır.
                                         
Genç insanlarımıza adı geçen projemizle bir adım atma gereği duyduk. "Anlaşılmazlık" temelinine dayanan süreçler "ifadesizlik" kıskacında bu durumdaki insanımızı ayrıca özellikle "şiddet" dilini kullanmaya itmiş, ahlaki zaafiyetlerin ve toplumsal kurgumuzdaki eksikliklerin neticesinde de istenilmeyen son bu insanlarımızın adeta sokağa ve moderniteye terk edilerek "makus kader"i olmuştur. Yalnız olmadıkları, anlaşıldıkları yolunda bir kanaat vermek için bu durumdaki insanımıza kağıt, kalem ile tanıştırmak gereğinden yola çıkarak "yazarlık" eğitimi vermek istiyoruz.
                                         
 Malumdur; her yaş grunbuna yönelik insan yapımızda "hayatım roman" eğilimi vardır. Hele ki "feleğin sillesi" ni yediği intibaında olan kuşak çatışması-anlaşılamayan insanlar  sıfatlı  insanımıza kendisini ifade etme şansı da vermek lazım. Bu çalışma bir nev-i iç muhasebe, telkin ve teskin gibi imkan oluşturacağı içinde, kimbilir bir çoğunun içinde yatan "yazar"ı da uyandırmak imkanı sunacaktır.  
                                       
   
LİSELERİMİZ üzerinden de dış dünyaya okuma-yazmanın önemi vurgulanacağından toplumla aynı dili kullanma açısından uzlaşı imkanı da sağlayacaktır.
                                         
 İnformal yaklaşımımız bu durumdaki insanımıza ortak gündem imkanı sunacağından genel hassasiyetler açısından da düşünsel bir platform oluşturacaktır.
                                         
 Ayrıca; toplumsal barışın, huzurun ve refahın gelişmesine, bireysel hayat ve davranışlarıyla katkıda bulunabilecek ifade özgürlüğüne de  bir atıf planlanmaktadır.
                                         
  Proje LİSELİ GENÇLER arasında birliktelik ve arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirerek bireylerin; tarihini, kültürünü ve medeniyetini bilen, ülkemizde ve dünyada olup bitenleri iyi tahlil eden, yeni projeler üretebilen kişiler olarak yetişmelerine yardımcı olabilecek içerik barındırmaktadır.


Proje Stratejisi
                           
  *Yazı kabiliyetinin geliştirilmesi,
                           
 *Okuma ve yazma fiiline aynı anda işlevsellik kazandırılması,
                         
   *Olayları kavrama; anlama-anlatma yetisinin artırılması,
                           
  *Tarihe not düşme duygusu verilmesi,
*Planlı olma alışkanlığı kazandırılması,
*İfade edebilmenin getirdiği gereklilik ile ruhsal olarak rahatlama imkanı sunulması,
*Hayal kurabilme, plan yapabilme husunda vizyonerlik istidatı kazandırılması…
*Milletçe aynı konuda ortak gündemle, ortak duygularla hareket ederek kollektiflik bilinci yerleşmesi,
*Çalışmalar GENCİMİZİ  kaleme ve kağıda yakın tutacak, “günde bir sayfa” yazılması koşuluyla, hem disipline olması sağlanacak…hem de bir nebzede olsa iç alemleri dizayn edilecektir. Belki grup çalışmasına sebebiyet verilecektir.
*Geleceğin başarılı bireylerinin bir gençlik hatırasını, gelecekte gün ışığına çıkması yakın gelecek açısından da keyifli bir beklentiye dönüştürecektir.

         
  Proje Gerekçesi:  
Uygulamanın ilk aşamasında projenin hayatiyet bulacağı ortamlarda aynı zamanda binlerce el yazması esere de sahip olacağız. Gençlerimizin yazdıkları bu çalışmalar en azından aileleri açısından manevi olarak çok daha önem arzeder hale gelecektir. Her sene tekrarı halinde, hele birde proje ülke sathına yayılabilecek düzeye geldiğinde toplumumuzun vizyonu adına önemi paha biçilemez hal alacak. Aynı zamanda bu çalışmaların bilgisayar ortamında kaydı ile de dünyanın en büyük sanal kütüphanesinin temelleri atılacaktır. Türk edebiyatının şahlanışının başlangıcına işaret böylelikle ortaya konulacaktır. Bir anda yekun sayıda yazar elde etmek Guinnes Rekorlar kitabına da bu konuda ülkemizin ve insani yaklaşımızın adını yazdıracaktır. Türk insanı için ortak lisan ve ortak hissiyat paydası söz konusu olacaktır.

Projenin Etki Alanı ve Yaygınlaştırılması:
Yazma fiilinin bütün liseli gençliğe kazandırılması ile internet üzerinden de bir sanal kütüphane oluşturulması  ile birlikte edebiyatımızın yeni kalemlerle yeni ürünler üretir hale gelmesini organize etmek.
Roman, hikaye-öykü, şiir, makale, günlük, röportaj, derleme, araştırma-inceleme gibi edebiyatın her tarzında işlenecektir.

Hedef Grup:
İLÇEMİZDEKİ lise ve dengi okullardaki öğrencilerimiz  hedef kitledir. Yazarımız Fehmi Demirbağ’ a ait özel bir yöntem ile yaklaşık 2 saatlik bir süre ile gençlerimiz yazma hususunda eğitileceklerdir. Buradan elde edecekleri teknik ile arkadaşlarımız artık birer potansiyel yazardırlar. Gençlerimize  öncesinde dağıtılacak özel ajanda/defter kitapların yazım materyalidir. Katılımcılardan çalışmaların toplanma tarihi 3 ay sonrasıdır.
Ajandaya yazılanlar ayrıca bilgisayar ortamına aktarılacaktır. Bu konuda okullardan destek alınabilinir.

Açılacak bir web adresi gençlerin  çalışmalarının yer alacağı bir “sanal kütüphane” oluşacaktır. GAZİOSMANPASASANALKUTUPHANE.COM gibi…

Özet:
Kişi, ne denli bilgili olursa olsun, belleğine güvenmemelidir. Çünkü, zamanla birçok şey unutulabilir. Bu nedenle, unutulmaması gereken şeyler, yazıya geçirilmelidir.
Yazının bulunması, insanlık için çok büyük bir devrim olmuştur. Sözlü olarak aktarılan bilgiler, kulaktan kulağa geçerken birçok değişikliğe uğrar.
Kimi önemli konular unutulur. Ama yazıya geçirilen bilgiler, gelecek kuşaklara hiçbir değişikliğe uğramadan aktarılır. Böylece, insanlığın binlerce yıllık birikimi, kuşaktan kuşağa aktarılmış olur.

Bilindiği gibi insan ömrü sınırlıdır. Ancak insanlık dünyada var olmayı  sürdürecektir. Yeni kuşaklar, kendilerinden önceki kuşakların birikiminin üstüne yeni değerler ekleyerek daha güzel bir dünya için çalışmayı sürdüreceklerdir. Böylece, kesintisiz bir biçimde uygarlık gelişip ilerleyecektir.
Bunu sağlayan da yazıdır.

Bilginler ve sanatçılar, insanlığın gelişmesi için en dinamik güçlerdir. Ancak bunların çalışmaları yazıya geçirildiği ölçüde gerçek değerini bulur. Bugün, yüzlerce yıl öncesinin bir destanı, şiiri, romanı bizi ne denli etkiliyor. Eğer yazı olmasaydı bunların büyük bölümünü yitirmiş olacaktık. Örneğin, Türk destanları zamanında yazıya geçirilemediği için bugün elimizde olan özetleri ile yetinmek zorundayız. Bunların elimizde bulunan kısaca konuları bile, insanlık için hazine değerindedir. Atalarımızın nasıl düşündüklerini, nasıl yaşadıklarını bu metinlerden anlayabiliyoruz.
Bu destanların tümü yazıya geçirilmiş olsaydı, şimdi tarihimizi, geçmişimizi daha ayrıntılı bilmiş olacağımız gibi, bunların anlatımı ile beslenen sanatımız da daha yetkin olacaktı. İran destanı Şehname' nin Firdevsi; Yunan destanı İlyada' nın Homeros tarafından derlenip toplanması ve bu destanların daha sonra yazıya geçirilmesi sayesinde bugün insanlık büyük kültür yapıtlarına sahip olabilmiştir. Dahası denilebilir ki, İlyada' dan yola çıkan batılı yazarlar, bu günkü batı sanatını yaratabilmişlerdir. Birikimin, insanlık tarihinde ne denli önemli olduğu bu örneklerde de görülebilmektedir.
Kişi, çok bilgili olsa da zamanla birçok şeyi unutabilir. Birikimleri kuşaktan kuşağa aktarabilmenin en önemli yolu yazıdır.
Okur-yazarlığın genel tanımı bir dilin yazınlarını okuyabilme, okunan öğeleri algılama ile kavrama yetisine sahip olunmasıdır.
Günümüz bağlamında okur-yazarlık iletişimin bir parçasıdır. Bir dili bilip, konuşabilmenin yanı sıra iletişim kurabilmek için yeterli derecede okuma ile yazmayı da bilmek gerekir.
 UNESCO’nun tanımına göre okur-yazarlık; Değişik türdeki yazılı kaynakları, kayıtları kullanarak tanımlama, anlama, yorumlama, bir araya getirme, iletişim kurma ile hesap yapma yeteneğidir. Toplumun geniş bir kitlesine seslenebilmek, bilgisi ile gücünü geliştirerek hedeflerine ulaşması için bireye olanak veren olgudur.
Okumak, doğduğu andan itibaren birçok eğitim süreci geçiren insan için en kolay ve en etkili öğrenme yoludur. Sahip oldukları bilgilerin %60’ını bu yolu kullanarak edinen gelişmiş ülke toplumları, günümüzde daha fazla okuma alışkanlığına sahip olmanın sağladığı avantajları her alanda yaşamaktadırlar. Geri kalmış toplumların karşılaştıkları sorunların bir çoğunun kaynağında ise eğitimsizlik yer almaktadır. Bu toplumlarda kişiler, okuyarak geçirebilecekleri zamanları çoğunlukla yararsız uğraşılarla geçirmektedirler. Oysa okuma alışkanlığı öncelikle kişilerin kendisi için edinilmesi mutlaka gereken bir alışkanlıktır.
Ne var ki iş okuma-yazma bilmekle bitmiyor. Hiç okuma yazma bilmeyene Kara Cahil denir. Yalnız okuma-yazma bilip, bu düzeyde kalmış olanlara da Cahil denmektedir. Bundan anlaşılan, yalnızca okuma-yazma bilmekle de cehaletin sürekliliğini korumakta olduğudur.
Okuma bilmek yazılı bir konuyu anlayabilmeye yarar. Bunun ötesinde bilgi sahibi olmak ise, okuyup anladıklarıyla o konudaki bilgilerini karşılaştırıp bir sonuca varabilmeyi sağlar. Demek ki, bilgili olmak kişiye fikir sahibi olmayı, fikir yürütebilme yetisini kazandırır. Bu olmayınca da tek başına okuma-yazma bilmenin insanı çok uzaklara götüremeyeceği açık bir gerçektir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder