24 Kasım 2017 Cuma

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KURTLU OLMASIN!

"Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" diyen Osmanlı paşası doğru bir ifadelendirmede bulunmuştu. Cidden de yeni nesil öğretmenlerin elinde yoğruldu. Devrim yolunda istiklal mahkemelerinin gögesinde, takrir-i sükun güvencesinde ve mutlak irade sultasında... Harf inkılabı, dil devrimi derken yepyeni bir ulus yaratılmaya(!) çalışılıyordu. Başarılı olundu da.
Artık yönünü batıya dönerek onların değerlerini kıble edinen nesiller yetiştiriliyordu.
Kurancanın alfabesi mezar taşlarına hapsolunmuştu. İlk öğretmen sıfatı yine o osmanlı paşasının ukdesindeydi. Kimse hatırlamıyordu, 16 yaşındaki Musab Bin Umeyr'in cahiliye araplarına Allah'ın mesajlarını öğretme gayretlerini ve asırların öğretmeni efendimizin görevlendirdiği vekil öğretmenin asil hayatını.
Sonra 1947 de Amerikalılarla Full Bright anlaşmasını yaptık. Eğitim sistemimizde karar mercii onlar olmuştu. Nasıl askerimiz Natoya icarlandı ise...Nasıl siyasetimiz Amerikan meclislerinin vesayetine girdi ise...ve ekonomimiz dünya bankasına peyk oldu ise...
Bediüzzaman, Süleyman Hilmi Tunahan, Mehmet Zahid Kotku gibi oyunbozanlar olmasa ne güzel topyekün kafirleşecekti. Bunun için ilk dönem batıdan damızlık erkek getirelimden tutunda camileri kilise havasında dizayn edelim diyenlere kadar herkes muasırlık yolunda muhteşem tezler üretiyorlardı. Atatürkekber diyerek çıktıkları yolda ayaklarına bağ olan Erbakan ve Erdoğan gibilerini nasıl sevebilirlerdi ki? Tam gizli kardinal efendi hazretleri ile sapkınlıklarının halvetlerine erecekleri zaman bu millet bir ayrık otuyla hesaparın ötesinde bir hesap sahibinin olduğuna işaret ediyorlardı.
Ki bu zevat eğitimcilerin arasından türedi. Bir vaiz sıfatıyla önce öğretmenlerin arasına sızıntılandı. Sonra dershaneler, kolejler filan derken yetiştirdikleri altın nesillerinin tenekeden paslı yürekleri olduğunu bu fakir ama arifan millet 15 Temmuzda dünyaya kanıtladı.
Öğretmenlık mesleğine gelince...Bir peygamberlik refleksinde olan buy müessese üzerinde hertürlü ayak oyunlarının düzenlendiği entrika alanı oldu. Değersizleştirildi. Ütopik ve muazzez olan manevi boyutu boşaltıldı. Hiç bir şey olamazsam bari öğretmen olayım anlayışıyla bir maşet kapısına dönüştürüldü. Çürümenin alfabesindeki ilk harf oldu öğretmenlik. Öğretmenler ve öğretemenler diye iki ayrı doğal yapıya dönüştü. Samimi ve gayretli öğretmenlerimizin ellerinden öperek bütün hürmetlerimle kendilerini bu rüsvay duruma karşı tenzih ederek....diyorum ki; "öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır!"
Nesilin durumu ortada...okullarımızın...
Bir kalp inkılabına ihtiyacımız var.
"Kalbi eğitmeden aklı eğitmek eğitim değildir. Vicdan olmadan bilgi sahibi olmak tehlikelidir." diyen Aristo haksız mı yani?
Hele Hz. Ali'nin meydan okumasına ne demeli?
"Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum!"
Yani 29 çarpı 40 yıl demeyeceğim ama hakkıyla öğretmenin elzem olduğuna da dikkat çekerim.
Bir de teklifim olacak. Şu Gençlik ve spor bakanlığını bölün ikiye. Gençlik bakanlığı salt bir başına kalsın. İnformal ve hayat boyu öğrenme mevzularıa el atsın. Spor bakanlığı da tüpçü başkanın herzeleriyle uğraşsın dursun. Hatta yakınlarda ölen Naim Sülwymanoğlu'nun hayatını filme dönüştürsün. Kültür bakanlığı da destek versin artık canım.
Reis demişti ya" Eğitim ve kültür işinde sınıfta kaldık" diye.Pisa yönetim kurulu başkanı geçenlerde bunu gerekçelendirdi: "Öğrettikleriniz geçersiz!"
Yani Kutlu olsun Öğretmenler günü. Kurtlu değil!
Yani "ya eşini ya işini terket diye taşeron öğretmenleri anlayamayan milli eğitim bakanlarımız da olmasın artık.
Hani" şu okullar olmasa eğitim sorununu çözecem diyen" bakanları da gördü ya bu ülke, ne desem?
Okumayan ülkemin güzel insanları...ve yazmayan!
Ünlü Tac Mahal yapılırken Raca inşaat alanını gezer. İşçiler taş yontmaktadırlar. Bir işçiye sorar, ne yaptığını. O da taş yonttuğunu söyler. Bir diğeri "buraya bir mabed yapılacak. Onu yapıyorum" der.
Öğretmenler, çok yontulması gereken taşımız var. Hüner onları mabede dönüştürebilmekte!

Geçmiş alimlerimize rahmetler olsun...Geleceği belirleyen alimlerimiz olsun duasıyla...

FEHMİ DEMİRBAĞ




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder