1 Haziran 2018 Cuma

TANIMANIZI İSTEDİĞİM BİRİ VAR!
7000 bin kişiyle gönderildiği Cebelitarık bölgesinden başladığı fetihlerle İspanya'da 700 yılı aşkın süren İslam medeniyetinin kurucu unsurlarından birisinden bahsediyorum.
Berberi asıllı Nefzafe veya Zenate kabilesine mensup olduğu bilinen Tarık bin Ziyad, Emeviler tarafından Kuzey Afrika topraklarından esir olarak alınmış ve kabiliyetiyle ön plana çıkmıştır. Kökeninin İranlı ya da Arap olduğu yönünde iddialarda bulunmaktadır. Kuzey Afrika valisi Musa bin Nusayr'ın komutası altına giren Tarık, müslüman olmasıyla azat edilmiş ve komutan olarak görevlendirilmiştir. Bu dönemde Tanca ve Ceuta' nın fethine katılmıştır. 708 yılında Tanca valisi olan Tarık Endülüs' ün fethine kadar bu görevde kaldı. Tarık Bin Ziyad, 1492'ye kadar İspanya'da hüküm sürecek İslam Devleti varlığının temelini atmıştır.
Messinin, yani Arjantinli topçunun top koşturduğu topraklardan söz ediyorum, İspanya'dan.
İspanya'da kurulan beşeriyetin yüzakı Endülüs uygarlığından bahsetmeye çalışıyorum. Bugün kü Avrupa'nın kazanımlarının maddi ve manevi kaynağından...
Kuzey Afrika'nın İspanya'ya bakan kıyısı Sebte'nin Kontu Julianos çeşitli sebeplerle Vizigot Kralı Rodrigo’ya kızgın olduğundan Musa bin Nusayr’a başvurarak onu İspanya’nın fethi için teşvik ediyordu. 710 yılında Musa bin Nusayr tarafından Güney İspanya’ya gönderilen Tarif bin Malik kumandasındaki 500 kişilik birliğin keşif seferinde başarı göstermesi ve bol miktarda ganimetle geri dönmesi Endülüs’ün fethi konusunda müslümanları cesaretlendirdi.
Bunun üzerine Musa bin Nusayr, Tarık bin Ziyad’ı Endülüs’e gidecek birliklerin kumandanlığına tayin etti. 7000 kişiden oluşan ordunun büyük çoğunluğu Berberiler’den meydana geliyordu. Sebte’den gemilerle İspanya’nın en güneyindeki Calpe bölgesine ulaşan Tarık, fetihten sonra kendi adıyla anılacak olan Cebelitarık’ta 28 Nisan 711 tarihinde karargah kurdu.
Tarık bin Ziyad’ın askerlerinin geriye dönmesini engelleyip onları savaşa teşvik etmek amacıyla gemileri yaktırması hadisesi ihtilaflıdır. Bunun meydana geldiğini kabul edenler olduğu gibi uydurma olduğunu ileri sürenler de vardır. Gemilerin tamamının değil sembolik olarak birkaç tanesinin yakıldığı da söylenmiektedir.
Tarık askerlerine şu tarihi sözleri söyledi: ''Arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Düşmanın silahı, teçhizatı ve erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.''
Tarık ilk deneme seferinin ardından kuzeye doğru yöneldi. Çünkü asıl hedefi Cordoba şehriydi. O sırada Vizigot Kralı Rodrigo, Kuzey İspanya’daki bazı şehirlere saldıran Franklar’la mücadele ediyordu. Kurtuba ile Rodrigo’nun bulunduğu Arbune (Narbonne) şehirleri arasında 1000 mil kadar mesafe olduğundan Tarık ilk anda önemli bir direnişle karşılaşmadı ve kuzeye doğru ilerledi. Birkaç defa önüne çıkan Rodrigo’nun yeğeni Bencio’yu mağlup etti. Bunun üzerine Rodrigo büyük bir ordu topladı. Bu ordunun asker sayısı hakkında tarihçiler 40.000 ile 100.000 arasında çeşitli rakamlar vermektedir.
Tarık, Musa bin Nusayr’a mektup yazarak yardım istedi. Musa da 5000 kişilik destek birliği gönderdi. İki ordu Şezune (Sidonia) şehri yakınlarındaki Lekke vadisinde (Rio Guadalate) karşı karşıya geldi. İki ordu arasında sekiz gün devam eden savaş sonunda Vizigot ordusu 26 Temmuz 711 tarihinde ağır bir yenilgiye uğradı. Tarık bin Ziyad Guadalete Muharebesi olarakta bilinen savaşta Vizigot kralını ağır bir yenilgiye uğrattı. Vizigot Kralı Rodrigo’nun akıbetiyle ilgili olarak öldürüldüğü, ortadan kaybolup izini kaybettirdiği, nehirde boğulduğu gibi farklı rivayetler mevcuttur.
Bu zaferin ardından Musa bin Nusayr da 10.000 kişilik bir kuvvetle İspanya'ya geçti. Tarık'ın başarılarını da kıskandığı için daha fazla ilerlememesini emretti. Ancak Tarık bin Ziyad ortamın müsait olduğunu düşünerek harekatı sürdürdü.
Tarık, 712 yılında Toledo'yu aldıktan sonra Kurtuba, Archidor ve Libire kentlerini de ele geçirdi. Toledo'da Musa bin Nusayr'ın ordusuyla buluşan Tarık bin Ziyad emirlerini dinlemediği gerekçesiyle askerin önünde Musa bin Nusayr tarafından azarlandı. Buna karşılık Tarık’ın Musa’ya karşı saygılı davrandığı ve onun gönlünü almak istediği nakledilir. Musa bin Nusayr, Tarık’tan ele geçirdiği ganimetleri ve Hz. Süleyman’a ait olduğu söylenen masayı istedi. Tarık masa ile birlikte bütün ganimetleri Musa’ya teslim etti. Musa bin Nusayr’ın Tarık’a olan öfkesi fazla sürmedi ve iki kumandan İspanya’nın kuzeyine doğru iki koldan akınlarını sürdürdü.
Ertesi yıl İslam orduları Leon (Liyun), Galicia (Cillikıye) bölgeleriyle Lerida (Laride), Barselona (Berşelune) ve Saragossa (Sarakusta) şehirlerini ele geçirdi. Böylece müslümanlar tarihte ilk kez Fransa topraklarına kadar ulaştı.
İspanya'nın fethinden sonra Musa bin Nusayr 714 senesinde Şam'a döndü. Yanında götürdüğü Tarık Bin Ziyad'ı Halife Hişam'a şikayet etti. Halife yaptığı araştırmada İspanya'nın gerçek fatihinin Tarık bin Ziyad olduğunu öğrendi. Onu cezalandırmadı ama ülkesine de geri göndermedi. Tarık Bin Ziyad ölümüne kadar Suriye'de kalarak sakin bir hayat geçirmiş ve 720 yılında hayata gözlerini yummuştur.
Tarık bin Ziyad İslam'ın Avrupa'ya yayılmasında büyük rol oynadı. Ordusuyla çeşitli bölgelere seferler düzenledi. Bu sayede Endülüs'te ki devletin genişlemesini sağladı. Üç yıl gibi bir sürede İspanya'nın tamamı ele geçirildi. Müslüman olduktan sonra yaşamının tamamını İslam'ı yaymak için harcayan Tarık bin Ziyad.
Sekizinci yüzyılın ilk çeyreğini geçmeden vefat etti. İsmi Cebelitarık Boğazı'na verilmiştir. Arapça'da "cebel" dağ demektir. Cebel-i Târık, "Tarık'ın dağı" manasına gelmektedir.
Haydi okumanız bittiyse bu medar-ı iftiharımız olan İslam büyüğümüzü bir gence anlatın, ona tanıtın. Messi'yi bildiği kadar bilmesi gerektiğini anlatın kendi yıldızlarını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder