13 Kasım 2024 Çarşamba

BEBEK SAHİLİNDE NELER OLUYOR?

BEBEK SAHİLİNDE NELER OLUYOR? Türkiye'de gündem belirlemek kadar gündemde boğulmakta o kadar kolay. Ülke cahil alt yapısıyla herşeye müsait hale geldi/getirildi. Ama önce bir giriş yaparak olaylara bir dalış yapalım. Müslüman bir toplumu çökertmek isteyenler ne yaparlar? Buradan başlayıp son olaylara bu pencereden bakalım hele. 1. 'Anneleri hedef alırlar' Önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirirler ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca nesiller televizyonun ve internetin emzirip büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişir." 2. Bir toplumu yıkmak isteyenler, o toplumun babalarını borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm eder ki ne eşlerine, ne evlatlarına, ne de ailelerine ayıracak vakitleri kalmasın. Taksit ödemekten, kirayı denkleştirme derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri olmasın. 3. 'Evliliği zorlaştırırlar' Bir toplumu çürütmek isteyenler evliliği pahalılaştırıp, nikâhsız birlikteliği ucuzlatır ki genç nesiller haram yollara tevessül etsin. Zinayı kolaylaştırıp evliliği zorlaştırırlar ki nesiller; flörtün, ahlaksızlığın pençesinde eriyip gitsin. Aile politikalarıyla, nafaka kanunlarıyla, pozitif ayrımcılıkla aileye darbe üstüne darbe indirirler ki toplumun çekirdeği çürüyüp gitsin. 'Helal kazancı zorlaştırırlar' 5. 'Alimleri itibarsızlaştırırlar'. Bir toplumu bitirmek isteyenler o toplumun âlimlerini, hocalarını, imamlarını itibarsızlaştırırlar ki toplumu derleyip toparlayacak, onlara rehberlik edecek, istikamet belirleyecek olan âlimlere güven kalmasın. Onları kendi aralarında birbirine düşürür, halkın önünde tartıştırır, her birine farklı bir şey söyletirler ki halkın nazarında itibarları zedelensin. İmamları ve hocaları komedi filmlerinin ve fıkraların başkarakteri haline getirip gözden düşürürler ki kriz anlarında rehberlik yapıp safları tahkim edecek kimse kalmasın. Cemaatleri, dernekleri, tarikatları asli vazifelerinden uzaklaştırıp ihale kovalama ve kadro yerleştirme derdine düşürerek, onlarla ilgili kafalarda soru işaretleri ve korkular üretirler ki toplumu irşad edecek kimse kalmasın. 6. Bir toplumu mahfetmek isteyenler öğretmenleri itibarsızlaştırırlar ki öğrencileri bile onları ciddiye almasın ve onların üzerinde hiçbir yaptırımları kalmasın. Velilerin fırçaladığı, talebesinin hakaret ettiği, yöneticisinin kıymet vermediği sıradan memurlara dönüşsünler. Sonunda ne bir nesil yetiştirebilecek heyecanları, ne toplumu ıslah edebilecek aşkları, ne de zorluklarla başa çıkabilecek azimleri kalır. 7. 'Toplumu televizyona bağlarlar' Bir toplumu perişan etmek isteyenler o toplumu dizilerden, yarışma programlarından, yemek, evlilik ve magazin programlarından başlarını kaldıramayacak hale getirirler ki gerçek hayatla bağları kopsun. Diziler vesilesiyle ahlaksızlığı, yasak aşkı, zinayı seviyeli birliktelik ve aldatmayı sıradan bir iş olarak gösterirler ki toplumun temelleri sarsılsın! ... Siz bakmayın Hürriyet gazetesinin "Türkiye Türklerindir!" sloganına. ABD eski Dışişleri Bakanı Albrigth; “Türkiye, Türklere verilemeyecek kadar büyük bir ülkedir.” Madeleine Albright, 1937 yılında Çekoslovakya'nın başkenti Prag'da doğmuş bir Yahudi politikacıdır. İkinci dünya savaşından sonra diplomat olan babası ile beraber Amerika'ya göçmüştür. ABD'nin BM temsilciliğini yapmış ve Başkan Bill Clinton zamanında da dışişleri bakanı olmuş birisidir. Birçok ABD üniversitesinde ders vermiştir. Bazı düşünce kuruluşlarının yöneticisidir. Dünya Yahudi lobisinin ileri gelenlerindendir. Dünyada Yahudi çıkarlarını koruyan önemli merkezlere öncülük eder. İsrail devleti kurulduğunda ilk cumhurbaşkanı Chaim Weizman bir konuşmasında "biz Yahudiler 20. yüzyılda orta doğu'da yıkılmaz denen devleti yıkarak 2 tane devlet kurduk. Onlara öyle güzel sistem inşa ettik ki Türkler bize Filistin'i vermeyen Abdülhamit'e en az 200 sene daha söverler!" Türk siyasetçisi Süleyman Arif Emre de yazdığı "Siyasette 35 yıl" isimli kitabında, "uluslararası bir toplantıda bir sözcü "dünyada şu 4 ülkeyi yahudiler doğrudan yönetmektedirler: Abd, Fransa, Türkiye ve İsrail" derken orada bulunan Türk diplomatlar buna itiraz etmemişlerdir" şeklinde bir anekdot aktarmaktadır. ... Müsterih olun, memlekete bişi olmaz. Öyle iç savaş filan da çıkmaz. Çünkü 1000 yıllık bir davanın karşı tarafı olan haçlı ittifakı henüz bizimle ilgili son kararalarını vermediler. Bu kararı vermek içinde aceleleri yok. Önce hedefleri gerçekleşsin hele. Ne demişti Glagstone (İngilizlerin Yahudi kökenli Sömürge bakanları) "kafir Türkleri yok etmek için onları Hristiyanlara benzeyen müslümanlara dönüştürmeliyiz!" Adamlar oryantalizmi boşuna kurdular? Gugukkuşu operasyonlarını haybeye mi yaptılar? General Alenby ve Gertrude Bell Pera Palasta sarışın bir Osmanlı paşasıyla ki kendisi 1917 de Filistin'i İngilizlere terkeden kişi....Nelerin pazarlığını yapmıştı. Hatırlatayım...Bir gezi olaylarında şunca milyar dolar kaybetmiyor mu bu ülke? Neden tepemize bir anda bombaları boca etsinler ki? Kültür bombalarıyla yeterince kazanıyorlar. Hem de bu bombalar yaptığı manevi yıkımlarla nesilleri bir bir aslından kopartmıyor mu? Haa! Şundan emin olun hamasetinize dokunmazlar. Çünkü onunla gazınızı çıkartmak durumundalar. Yani gazınızı almazlarsa beklenilmeyen sonuçlar çıkabilir. Merak etmeyin gavur hesabını en ince ayrıntılarına kadar yapar ve takipte eder. Borca dayalı bir ekonomi modelimizin olmasını ister. Üretim yapmayalım, turizm ve eğlenceye yönelik geçimimiz olsun ister. İstihdam sorunu olsun ki 3 kuruşa herşeyini satabilecek hala getirsin özellikle memleketin gencini. Fuhşiyatı körükler. Uyuşturucu, alkol bol bol tüketilsin ister. Toplumsal uyuşturucu olarak futbol, müzik, dizi-sinema, ciameat ilahlarından destek alır. İhracat olarak börtü-böcek satman neyine yetmez ki? 80 li yılların salyangoz ihracat rekortmenlerini hatırlatırım. Şehirlerde yaşamamızı ister. Orada bizi sitelerde hapseder. Avmlerde güdüler. Demokrasi dininin müminlerine döneriz de haberimiz olmaz, misal kendi dininin emri olan namazı kılmayanlarımızın oranı %78 dir amma hepimiz fena halde İslamcı ve dava eriyizdir. Faizi hiç sevmeyiz, ismini kar payı yaparsanız o hariç. Siz gavuru salak mı sanıyorsunuz? 1000 yıllık bir mücadele sonunda bu noktaya getirdiği Müslüman Türk'ü bir başına bırakacak ha!? Onun gelişmesi için yardımda bulunacak filan. Daha detaylı yazabilirim bu konuyu da, mubarekler siz okumuyorsunuz ki? Neyse... Seçimlere ne kaldı ki şunun şurasında... Hep bir ümit hep, hep. "Bir topluluk kendini değiştirmeden, Allah onları değiştirmez" diyor halbuki rabbim. Sahi 50 yıl sonrasının Türkiye'sinde neler olacak? Kısa bir hatırlatmayla bitirelim yazıyı. 1860 yılında doğar Teodor. 1897 yılında Basel'de topladığı az sayıdaki insanlarla Yahudi Devleti kurulması hususunda "Siyon Protokolleri" başlığı altında uzlaşırlar. Kendisi 1904 yılında ölür. Yani Yahudi Devletinin kurulmasını göremez. 1948 yılında, yani 50 yıl sonrasında Yahudi Devleti kurulmalı kararından kısa bir sürenin ardından İsrail kurulur. Biz de yaklaşık 100 yıldır muasır medeniyet seviyesine erişmeye çabalar dururuz. Sağdan soldan hayallerimiz hep bunun üzerinedir. Kısaca Allah reise ömür versin. Sonrası yine kimlerle teselli olacağız acaba? Fehmi Demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder