ÇOCUKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ BİZİM OLSUN PROJESİ
SANAL
KAHRAMAN KAVRAMI ve
HEROTÜRK
PROJESİ
Gün
gelmiş, uzak diyarlardan bu topraklara kahramanlık yapmaya gelmiş
olanların, daha fazla kahramanlık
yapmalarını gerektirecek sebepleri
kalmadığında, hepsi birer birer kendi
yurtlarına geri dönmüşlerdir.
Örümcek
Adam Peter Parker New York’a, Süperman Clark Kent Metropolis’ e yada Kripton’a,
Kara şövalye Batman Bruce Wayne de Gotham’a geri dönmüşlerdir.
Ben-Ten,
Xman, Texas, Tommiks, Zagor, Asterix, Tenten, Red Kit, Tarzan, Hary Potter ve
diğerleri...
Çocukluk
hayallerimizi de yanlarına alarak.
Hepsinin
görev süreleri bitmiştir bu topraklarda.
Hem bu
toprakların kendi kahramanı vardır artık; Herotürk!
O Gün
Bugündür.
Bugün
artık, Herotürk’ün günüdür.
***
*Milli sanal çizgi roman
kahramanına acilen, bütün gecikmişliğimize rağmen ihtiyacımız var. Bu kahraman hem bizim çocuklarımıza
hem de dünya çocuklarına vereceği mesajlarıyla, kendi kültürel kodlarımızla
birlikte evrensel insani değerlerin paylaşım ve yayılımında stratejik önem
arzetmektedir.
*Çocuk eğitiminde
"rol model" olarak sanal karakterler önemlidir. Çizgi roman bu işin
başlangıç aşamasıdır. Hemen arkasından ise çizgi film. Son dönem teknolojisi 3D
animation ise özellikle bilgisayar oyunları ile bütün dünya insanlarının
gündemini belirlemektedir.
*Bu konu eğitimde "informal"
bir modeldir.
*Konunun "kültür
ekonomisi" boyutu ve önemi tartışılmaz derecede elzemdir.
Texas, Tommiks, Zagor, Swing derken, çocukluğumuzu batının
kahramanlarıyla süsledik. Sonralarda kültür emperyalizmi oldu bütün o
birikimler. Yaş ilerledi, sonrasında çoluk çocuğa karıştığımız günleri yaşar
olduk. Harcanmış çocukluğumuzun farkına varmışlığı, kendi çocuklarımıza bizden
kahramanlar sunma ihtiyacı hâsıl etti. Lakin ortada günümüzün çocuk dimağına
uygun bizden tiplemeler yoktu. Onların da Benten’lerle, He-man’lerle
büyümelerini çaresizlikle izledik. Her dönem batı yeni nesil kahramanlar
üretmeye ise devam etti.
Bundan yaklaşık on yıl kadar önce, küçük oğlumla kahvaltı
sofrasındaydım. Oğlum yemek alışkanlığı olsun diye aldığım çizgi karakterlerin
resmedildiği tabaklardan birinde yemeğini yerken (yemek dediğim de yabancı
markalı mısır gevreği) bir süre sonra yemeğinin bittiğini ifade etti. Bir an gözüm
tabağının dibine takıldı. Aman Allah’ım! Tabağın dibinde bir FARE...
Ürkütücü, değil mi? Çocuğunuz öğrettiğiniz “Besmele” ile başladığı
yemeğini “fare” resminin bulunduğu bir tabakla nihayetlendiriyor. Ama gelin
görün ki “fare” dediğimiz şey aslında “Mickey Mause” değil miymiş? Ay ne kadar
da şirin! Tabi ki de “fare” başka bir şey, “Miki Mause” başka...
Kahroldum... Yıkıldım...
Mankurtlaşmış ben nasıl isyan etmez, nasıl kahretmezdim ki?..
Ne yapmalıydım, ne yapılmalıydı?
Uzun yıllar, nihayetinde “HeroTürk”ün doğum sancılarına sebebiyet
verdi.
J. K. Rowling isimli genç İngiliz bayanın yazdığı Harry Potter
isimli kitaptan kazandığı paranın 40 milyar dolar olduğunu öğrendiğimde ise,
olayın salt kültür emperyalizmi olayı olmayıp bir yandan da ekonomik gerçekliğinin
masumane bir geçiştirme ile bertaraf edilemeyeceğini görmüş oldum.
Yalnızca Simpson isimli çizgi karakterin lisans gelirlerinin
yıllık 8 milyar dolar olması ve dünyadaki bu tür çalışmaların sahiplerine nasıl
bir güç kazandırdığı sonucu ise tablonun gücünü ortaya koymaktadır.
Ülkemizin lisanslı okul çantaları için yurt dışına ödediği bedelin
de milyonlarca dolar olduğunu hatırlatarak artık bu arenada biz de yer alalım
diyerek “HeroTürk” dedik...
Neden “HeroTürk “ün çizgi filmi olmasın? Kalemi, kırtasiyesi,
tabağı-çanağı, kılığı-kıyafeti? Yurt dışına ödenen paralar neden memleketimde
kalmasın? Neden memleketin çocukları “HeroTürk” kültürüyle büyümesin? Dünya
çocukları neden “HeroTürk”e hayran olmasın?
Hala da kendi paralarımızla hem kendimizi hem çocuklarımızı
aldatıyoruz.
***
NEDEN ve NASIL HEROTÜRK
PROJE AMACI
Ülkemizin birlik ve beraberliğe,
dünyanın barış ve adalete ihtiyaç
duyduğu günümüzde … Yüreğinde ecdadının hissiyatını, aklında evrensel
değerleri, batının ilim refleksiyle bir
tutup, onları bir haznede harmanlandıran… Kısaca; milli-manevi değerlere sahip,
yeni nesil bir kahramanın çocuklarımızca rol-model olarak benimsenmesini
sağlamak.
PROJE METODU
Bize ait değerlerin tarihi köklerine de vurgu yapacak şekilde,
çocukların hoşuna gidecek fantastik maceralar içerisinde hikayenin akışına
uygun, kilit noktalara serpiştirerek bilinçlerinde yer edinmesini sağlamak.
Olaylar dün, bugün ve yarın üçlemesinde ele alınacaktır.
Günümüzden güncel bir olaydan yola çıkılarak, tarihin dip konularına atıflarda
bulunmak ve gelecekle ilgili vizyon oluşturacak “fütürist” bakış açıları
sergilemektedir.
PROJE TEMASI
Her macerada bizim kültür
ve inaç kodlarımıza uygun yeni bir
temanın takipçiliğin
e düşeceğiz.. Eğitim, çevre ve sağlık gibi insanlığın ortak teması konuları
güncel hikayelerle süsleyip sosyal sorumluluk projelerine dönüştürmek için
ergonomik ve rantabl aksiyonlar formüller üreteceğiz.
“Türk” temasından maksat, ırkçı bir yaklaşım
değildir.Bizim Türklüğümüz Mimar Sinan’ın Türklüğüdür. Etnik köken esas
değildir.Baş kahramanımız Ertuğrul’un annesinin Bitlis kökenli bir Kürt,
babasının da Tokatlı Çerkes ailelere mensubiyeti bu tavrımızın çıkış
noktasıdır. Bu coğrafyanın 1000 yıllık şemsiyesinin adıdır Türklük
İnsan
isimli canlı türünün insancıl markasıdır “Türklük!”
Barış, adalet, ilim, irfandır bizim Türklük anlayışımız.
Eserde, Niko, Chen, Widmark, İbosanjo, Esta gibi değişik ırk ve
milletlerden oluşan yan karakterlerimizle de, hikayelerimiz de ”Yüzyılın İyilik
Takımı” nı kurmayı ilke edindik.
YOL VE YÖNTEM
HEROTÜRK VAKFI
Çalışmalardan elde
edilecek gelirler ile milli bir çocuk ve gençlik yetiştirme politikası
oluşturulmasını takip edecektir.
HEROTÜRK ROMAN
Her ne kadar Herotürk eserleri çocuklar için gibi gözükse de, okur
profilinde amaç 7’den 77’ye her okuru kucaklamak yer almaktadır. Kitap okuma
eğiliminin az olduğu ülkemiz için HeroTürk’ler ‘ailenizin kahramanı’ olgusuyla
herkesi de okuma kampanyasının doğal hedefi olarak görmektedir.
HEROTÜRK ÇİZGİROMAN
Türk resim sanatının gelişmesi için Türkiye’nin bir Walt Disney
akademisini hazırlamak hedef alınmaktadır.
Herotürk Çocuk dergisi yakın plan hedefler arasındadır.
HeroTürk için sıraladığımız açıklamalar çizgiroman kitabımız
içinde geçerlilik arzeder.
HEROTÜRK ÇİZGİFİLM
Hem TV’ler için çizgi dizi…
Hem sinema için çizgi film…
Hem reel dizi ve sinema filmi…
İnteraktif bilgisayar oyunları…
HEROTÜRK LİSANSLI
ÜRÜNLER
Reklam yüzü bir tipleme oluşturarak kahramanımızı endüstriyel
formata indirgemek kısa vadeli hedefimizdir.
Çocuğa yönelik her türlü gıda, tekstil, kırtasiye gibi ticari
faaliyetlerde bir marka olarak materyal havuzu oluşturacağız.
Doğru seçilen karakter ile firmanın dünyadaki akımları izlemesini
sağlar.
Markanın değerine katma değer katar (markanın değerini artırır).
Böylece markanın bilinir ve tanınırlığını artar.
Çeşitli sektörlerde yapılan karakter lisans anlaşmaları piyasada
sinerji yaratır, firmaların satışlarına ivme kazandırır, pazarlama kolaylığı
sağlar.
Firmanın Rakiplerinden bir adım önde olmasını ve markanın tercih
edilmesini sağlar.
Karakter lisansları; kullanırken uyulması gereken kurallar
olduğundan, ürünün Kalite standardını yükseltir.
Lisanslı ürünler sektörü Türkiye’de hızla
büyüyen pazarlardan biri. Özellikle çocuk odaklı başlayan bu sektör artık 7’den
77’ye herkesin ilgi alanına girmiş durumda. Yabancı film, dizi, basketbol gibi
alanlarda da artık oldukça söz sahibi olan ve büyümesi hız kesmeyecek
sektörlerden biri.
Türkiye’de çocukların tüketim ve ilgi alanlarının oluşturduğu
Pazar 12 milyar dolar gibi dev bir boyuta ulaşmış durumda. Dünyada 170 milyar
dolarlık büyüklüğe sahip sektörün Türkiye’de ise emekleme aşamasında olduğunu
söylemek yanlış olmaz. Zira Türkiye’de lisanslı ürünler pazarı 100 milyon
Euro’luk bir büyüklüğe sahip.
Ancak sektör özellikle çocukların ilgisi ve yarattığı ürün
skalasıyla ülkemizde de çok hızlı bir büyüme grafiği yakalamış durumda.
Lisanslı ürünler pazarı çok geniş faaliyet yelpazesine sahip.
Oyuncak sahası lisans sektörünün lokomotifi. Kırtasiye sektörü pek çok ürün
grubunu bir araya toplayan, oyuncak dışındaki tek lider. Tekstil ve gıda
sektörleri kırtasiyenin ardından sıralanıyor.
Bu anlamda lisanslı ürünler sektörünün yarattığı iş fırsatları da
her geçen gün artıyor. Zira lisansör firmalar, lisansiyerlerine ilgili
karakterin sadece görselini kullanma hakkını vermekle kalmayıp, aynı zamanda
arkasında durduğu çok güçlü bir pazarlama planıyla destek de sağlıyor.
Her yıl yenilenen tasarım rehberleriyle, firmalara kendi ürün
konseptlerini yenileme ve trendleri takip etme şansını tanıyor. Lisanslı
karakter, dünya markası olmanın tanınırlık ve gücüyle firmalara her alanda
destek sağlıyor. Lisanslı ürünler sektörü içerisinde hala bakir Pazar alanları
arasında yer alan hediyelik eşya, cd ve online oyunların ise lisanslı ürünler
sektöründe kısa zamanda büyüme odağı olacağı düşünülüyor.
HEROTÜRK SPONSORLAR
Gerek ortaklık gerekse reklam karşılığı olarak HeroTürk her türlü
teklifi de değerlendirecektir.
HEROTÜRK DESTEKLER
Devletimizin ve sosyal örgütlerin reklam kampanyalarında ve her
türlü tanıtım çalışmalarında HeroTürk tüm ekibiyle hizmete hazır olacaktır.
HEROTÜRK SOSYAL
SORUMLULUK PROJELERİ
Proje dosyamız bu konuda oldukça zarif ve faydacı fikirlerle
kamuoyuna çıkmaya hazırdır. Zamana ve gelişmelere bağlı olarak bu geniş
yelpazemiz paylaşılacaktır.
HEROTÜRK ÇOCUK
TİYATROSU
WWW.HEROTURK.TV adresini ise bir çocuk portalına dönüştürmek,
internet tv. yapmak yakın vadedeki hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
***
EN İYİ YATIRIM ÇOCUĞA
YAPILAN YATIRIMDIR
Eğitimde çağdaş yorumlardan biri olan çizgi roman yaklaşımı
ile…Hem çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırtmak hem de kendilerine ait
olan hikayelerimizle tasvirlediğimiz
sunumların onların hayal dünyalarında gerçekçi tasavvurunu gerçekleştirmek
amaçlanmaktadır.
NEDEN ÇİZGİ ROMAN
“İyi bir çizgi roman çizeri
karışık bir konuyu ele alır ve basitleştirir. Bu da hayatın göründüğünden çok
daha basit olabileceğini göstermesi açısından çocuklara yardımcı olur”...
“Tom Miks, Teksas, Kinova, Pekosbil, Zagor, Teks, Martin Myster,
Mister No, Kızıl Maske, Mandrake, Baytekin, Kaptan Swing, Nathan Never, Ken
Parker, Tarzan...” Tenten, Asterix, Red Kit, Koltes Maltes gibi daha pek çok
ünlü kahramanı da unutmamak gerek. Bu ilgi, Türk çizgi roman yazar ve
çizerlerinin de doğmasına; başta Karaoğlan ve Tarkan gibi daha pek çok ünlü kahramanların
yaşama geçip yurtdışına kadar seslerini duyurmasına neden olmuştur. Çizgi roman
Amerika, İtalya ve özellikle Fransa’da geniş okur kitleleri olan yayın
türleridir. Fransa’da yalnızca çizgi roman basan 50’nin üzerinde yayınevi
vardır. Bunların dışında, hangi yayınevinin portföyüne baksanız kesinlikle
çocuk ya da genç ve yetişkin için hazırlanmış çizgi roman dizileri görürsünüz.
Öylesine gelişim göstermiş bir alandır ki, yarışmalarından fuarlarına kadar tüm
dünyayı bir ağ gibi sarmıştır. Belki bir araştırma yapılsa, çizgi roman
kitaplarının düz yazılı kitaplardan tiraj olarak yirmi misli fazla sattığı
görülür. Amerika’da haftalıklar içinde bazı çizgi romanların birbuçuk milyonun
üzerinde sattığını biliyoruz.
Çizgi romanlar, kendi aralarında gerek çizgi, gerekse konu
bakımından çok farklılıklar gösteren sanat eserleridir. Küçük yaşlarda okuma
alışkanlığının kazanılmasında ve geliştirilmesinde, kitabı sevdirmek için bu
resimli kitaplar büyük önem taşır. Okuma alışkanlığı olmayan ülkelerde,
çocuklar için çizgi romanlar bir başlangıç ve okumaya geçişte önemli bir
basamak niteliğindedir. Günümüzde öğretmenlerin, ebeveynlerin bile hâlâ
kitaptan saymadıkları, okuyana iyi gözle bakmadıkları çizgi romanlar, yine de
sevimli kahramanlarıyla bir tutkuya dönüştürdüğü okuma alışkanlığını
çocuklarımıza, gençlerimize aşılamayı başarmıştır.
Pek çok kitap okurunun ilk basamağı olan bu kitaplar, tüm
baskılara karşın, okurun kendi bulduğu yöntemlerle evlerin gizli köşelerinde saklanarak, kaplarını
değiştirerek, başka kitapların içine saklanarak okuruyla gizli buluşmasını
sürdürmüş, elden ele dolaşmayı başarmış ve tutkunları arasında sağlam bir
arkadaşlığın kurulmasını sağlamıştır.
Çizgi roman okuru, kitaplarını yalnız çizgi roman okurlarına
veren, onlarla başka maceraları takas eden, verdiği-aldığı kitaplarla ilgili
not defteri tutan, envanter çıkaran bir okurdur. Onlardan daha çok koleksiyon
tutkusu olan ve bunu oluşturan başka bir okur kitlesi yoktur.
ÇOCUK GELİŞİMİNİ SÜPER
KAHRAMANLAR NASIL ETKİLİYOR?
Çoğu çocuk
iki yaşını tamamladıktan kısa bir sonra taklit ve karakter oyunları oynamaya
başlar. Okulöncesi dönem boyunca, bu tarz oyunların içeriği gelişir ve süresi
uzar. Çizgi film kahramanları gibi tanıdıkları karakterler ile özdeşleşerek
küçük çocuklar yaşamı kendi perspektiflerine göre yeniden oluştururlar ve
yarattıkları bu yeni dünyada bir kontrol duygusu yaşarlar. Taklit ve karakter oyunları sayesinde kim
olmak istiyorlarsa onu olabilme şansı yakalarlar.
Bir karakterle özdeşleme şeklindeki oyunlar çocukların hem
zihinsel hem de sosyo-duygusal gelişimi için önemlidir. Bir çizgi film
karakterinin yerine geçen çocuk, o karakterin bakış açısını anlamaya çalışır.
Bu çaba sadece zihinsel süreçleri ve yaratıcı düşünceyi geliştirmekle kalmaz
aynı zamanda çocukların empati duygusu kazanmalarına fırsat verir. Bir süper
kahraman yerine geçen çocuğun o karakterin nasıl baktığını, konuştuğunu, düşündüğünü
ve davrandığını keşfetmesi gerekir.
Diğer taraftan küçük çocuklar, ebeveynin değil kendi
kontrollerinde olan bir dünya hayal ederler. Çizgi film kahramanları ya da
barbie bebeklerle özdeşleşme oyunları
çocuğun düşünce seviyesinde ortaya çıkan bağımsızlaşma sürecinin ilk
adımlarıdır. Ayrıca, 2-6 yaş arası
çocuklar engellenme, sevgi, kızgınlık gibi yaşadıkları yoğun duygularla baş
edebilmenin bir yolu olarak da tanıdıkları karakterlerin yerine geçme oyunları
oynayabilirler. Oluşturdukları hayal dünyasında
en güçlü, en hızlı ya da en güzel karakterlerin yerine geçerek aslında gerçek
dünyada yaşadıkları korku, yetersizlik, güçsüzlük gibi duygularını yansıtmış ve
büyük oranda boşaltmış olurlar.
Küçük
çocuklar çizgi film karakterleriyle özdeşleşme oyununu genelde çok ciddiye
alırlar ve sıklıkla hayal ve gerçek arasındaki ayrımı tam olarak yapamazlar. Karakterle özdeşleşme oyunlarında çocuk fiziksel ya da duygusal
olarak kendisine ya da etrafa zarar vermediği sürece, ebeveynin neyin gerçek
neyin hayal olduğu konusunda çocuğa açıklama yapması gerekmez. Çocuklar
deneyimle ve başka zamanlarda onunla yaptığınız konuşmalar sayesinde neyin
gerçek neyin hayal ürünü olduğunu kendiliklerinden öğrenirler.
Kız çocuklar için Barbie, erkek çocuklar için action-man gibi
oyuncak karakterlere olan ilgi 5 yaş civarı en yüksek seviyeye ulaşır. Bu
oyuncak karakterler sayesinde, çocuğun hayalleri kişileştirilmiş olur.
Neredeyse tüm gün boyunca sıkılmadan barbie’lerle oynayan kız çocukları ya da
savaşçı rolündeki oyuncak adamları dövüştüren erkek çocuklarıyla sık
karşılaşırız. Oyuncaklara roller vererek ve oynatarak çocuklar kendi
dünyalarını genişletmektedir. Diğer taraftan, oyun sırasında arkadaşını
geçebilmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıkça verimli bir öğrenme
deneyimi yaşamaktadır.
Örneğin, her zaman kazanmak ve en güçlü olmak isteyen 5 yaşındaki
Can’ı düşünelim. Can sık sık ailesine şöyle demektedir: “Ben büyüyünce Örümcek
Adam’dan daha hızlı olacağım.”
Can örümcek adam kostümleri giymekte, yeni çıkan örümcek adam
aksesuarlarını istemekte ve örümcek adamla ilgili her şeyi sevmektedir. En
sonunda, örümcek adam kıyafetleriyle dolabın tepesine çıkıp atlamak istediğinde
çok endişelenen ailesi Can’ın oyununa müdahale etmek zorunda kalmıştır.
Kendisini yaralayabileceği için ailesini fazlasıyla endişelendirse de sizce de
bu oyun Can’ın “sadece 5 yaşında” olduğu gerçeğiyle başa çıkmasını
kolaylaştırmıyor mu?
Çocukların
hayali kahramanlara ya da bir takım oyuncaklara olan tutkusu önüne geçilmesi
gereken bir boyut aldığında anne ve baba ne yapmalı?
Okul öncesi dönemde çocuğunuzun hayali kahramanlara olan tutkusu
size çok abartılı gözükse de aslında sağlıklı gelişimin bir parçası olarak
kabul edilebilir. Özellikle 4 yaş civarında çocuklar hayali kahramanlarla
özdeşleşerek güçlü ve yeterli olmayı deneyimlemektedir. Ayrıca, bu
kahramanların korktukları ya da hayran oldukları özelliklerini hayal
dünyalarında yeniden şekillendirerek bu yaşa özgü zihinsel gelişim
gereksinimlerini karşılarlar. Hayali kahramanlar çocuğun gerçek ile hayal ürünü
arasındaki farkı öğrenme sürecini destekler. Ama yaşı ilerlemesine rağmen
çocuğunuzun hayali kahramanlara olan ilgisi tutku şeklinde sürüyorsa çocuğun
günlük yaşantısındaki bazı deneyim ve duygularıyla başa çıkmakta zorlandığı ve
bu nedenle hayal dünyasına sığındığı düşünülebilir. Bu durumda ailenin çocukla
kurduğu iletişimde daha aktif bir rol alarak, günlük deneyimlerde çocuğun güçlü
ve yeterli olma, kendini ifade etme, dikkat çekme ve fark edilme, aidiyet hissi
yaşama gibi temel duygusal gereksinimleri karşıladığından emin olması gerekir.
Bunu sağlamanın en etkin yolu da çocukla birebir oyunlar oynamaya vakit
ayırmaktır. Çocuğunuzun sizi oyun arkadaşı olarak kabul edip birlikte yeni
oyunlar kurmaya başladıkça gerçek ve hayal arasındaki farkı hissettirmeye
başlayabilirsiniz. Sizinle birebir oyun bir süre sonra çocuğunuza çok daha
cazip gelecek ve hayali olduğunu bildiği kahramanlarla özdeşleşme oyununa
ilgisini kaybedecektir.
Diyelim ki bir çocuk örümcek adam hayranı. Ona bu karakterle ilgili
oyuncakların dışında diğer objeleri de almanın zararı mı vardır, yoksa hayal
gücü gelişimini olumlu yönde mi etkiler?
Örümcek adamı seven çocuğunuza, ilgili objeleri alıp almama kararı
hem çocuğunuzun yaşına hem de sizin böyle bir şeye bütçe ve zaman ayırmayı
isteyip istememenize bağlıdır. 2-6 yaş arasında bir çocuğunuz varsa ona örümcek
adamla ilgili objeleri almanızın bir sakıncası olmayabilir. Hayal gücü bu
objeler sayesinde gelişir diyemesek de bu objeler çocuğunuzun oyunlarını belki
daha gerçekçi hale getirerek onu oyuna devam etme ve hayal gücünü zorlama
konusunda motive eder. Diğer taraftan çocuğunuzun her istediğini almak zorunda
olmadığınızı hatırlamanız önemlidir. Objenin içeriğine göre ya da çocuğunuzla
kurduğunuz sınırlar dengesine göre oyuncağı almak istemeyeceğiniz durumlar
olabilir. Örneğin, çevreye ya da kendisine zarar vereceğini düşündüğünüz
“kılıç” şeklinde bir obje istiyorsa çocuğunuz almamayı seçebilirsiniz. Eğer
çocuğunuzun yaşı daha büyükse ona objeler almak yerine, örümcek adam çizgi
romanları sunabilirsiniz.
Çocuklara
Barbie, Winx, Spider-Man gibi oyuncaklar alırken nelere dikkat edilmeli?
Oyuncaklar çocukların hayal gücünü geliştirmelidir. Ebeveynler
çocuklarının hangi oyuncakları tercih ettiğini ve onlarla nasıl oynadığını gözlemlemelidir.
2-6 yaş arasında barbie ya da Winx bebekler ve action-man şeklindeki oyuncaklar
çocukların fantezilerini gerçekleştirmesine yardımcı olur. Ancak bu
oyuncaklarla ilgili unutulmaması gereken çok önemli bir nokta vardır:
bebeklerin gerçeğe uymayan abartılı anatomileri bazı çocuklara çekici
gelmektedir, aynı gizeminden dolayı çocukların çok çekici bulduğu cinsellik
konusu gibi. Kadın-erkek stereotipini vurgulayan bu oyuncaklar çocukların
oyununa yetişkin meselelerinin fazlaca dahil olmasını teşvik etmekte ve
çocukların kendi kendine keşif ve kendini ifade imkanını azaltmaktadır.
Çoğu çocuk test etmesi gereken agresif duygularını oyunlar
aracılığıyla tükettikten sonra oyuncak hayvanlar ya da kuklalar gibi daha
güvenli oyuncaklara yönelmektedir. Basit oyuncaklar çocukların kendi
hayallerini ve isteklerini, agresif ya da cinsellikle ilgili fantezilerini
deneyimleyip aşabilmelerine daha fazla şans verir.
Oyuncaklar, çocuklara akranıyla oyun oynayabilme ve başkalarından
bir şeyler öğrenebilme fırsatı sunmalıdır. Oyuncak seçerken, oyuncağın
çocuğunuzun sizinle ya da arkadaşları ya da kardeşleriyle etkileşime geçmesine
izin verip vermediğine dikkat etmelisiniz. Oyuncak çocuğun kendi fantezi ve
hayallerini ortaya çıkarıyor mu? Kendi çözümünü bulabilmesi yolunda çocuğu
zorluyor mu? Oyuncak hayal kurmanın ne kadar kısmını çocuğa bırakıyor?
ÇOCUKLAR DA MARKA GİYER
ALIŞVERİŞTE SON SÖZ
ÇOCUKLARIN
Giyim ve gıdanın yanı sıra araba ve ev alımında bile aileler
üzerinde belirleyici bir konum edinen çocuklar, Türkiye`de 12 milyar dolarlık
bir pazar yarattı. Çocuklara özel marka ve mağazaların sayısı artıyor.
Anne ve
babaların çocukları için kullandığı `yemedim yedirdim, giymedim giydirdim`
sözü, 12 milyar dolarlık dev bir sektör yarattı.
Giyimden oyuncağa, sağlıktan gıdaya kadar pek çok alanda
alışverişin yeni kahramanı artık çocuklar oldu. Öyle ki modacılar her mevsim
birbirinden ilginç çocuk kıyafetlerini tasarlamak için koştururken, firmalar da
çocukların sevdiği çizgi kahramanların lisansını almak için her yıl milyonlarca
euro para ödüyor.
Araştırmalara göre de doğumundan itibaren tüketici konumunda olan
çocuk, ailesinin her türlü satın alma kararında yüzde 82 etkili oluyor. Bir dediği
iki edilmeyen çocuklar, son dönemde krizden bunalan firmaların da baş tacı.
Çocukların etkileri sadece kendileriyle ilgili konularda değil, ailenin genel
tüketiminde de etkili oluyor. Bu nedenle çocuklarla ilgisiz bir alanda bile
çocuklara yönelik mesajlara öncelik veriliyor.
Çünkü çocuk
bir şey talep ederken ailenin maddi durumuna bakmıyor.
Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya da, çocukları ele geçirenin
dünyayı da ele geçirmiş sayılacağını söyleyerek, `Soframızdaki kahvaltıya kadar ne yiyeceğimizi bile çocuklar belirliyor`
diyor. Psikolog Alanur Özalp ise bazı firmaların tamamen çocuklara yönelik
reklamlar yaptığını belirterek, şu uyarıyı yapıyor: `Örneğin çocukların
oynadığı araba reklamları... Evler bile pazarlanırken çocuklar kullanılıyor.
Oysa bu iki konuda çocuklar karar verici değil, fikri alınan olmalı.`
Çocuklara yönelik pazarda en büyük payı yüzde 21 ile gıda alıyor.
Daha sonra oyuncak ve hazırgiyim geliyor. Ayrıca, mobilyadan beyaz eşyaya,
yayıncılıktan temizlik ürünleri sektörüne kadar çok geniş bir pazarda hem
çocuklara hitap eden hem de çocuklar aracılığıyla aileleri hedefleyen ürünler
öne çıkıyor.
ÇİZGİ KAHRAMAN YARIŞI
Çocuk tüketicileri hedefleyen firmalar, çizgi karakterlerin ve
film kahramanlarının lisans hakları için de yarışıyor. Walt Disney, Mattel,
Nickeodeon& MTV Licensing, King Features, Paws Inc. Comedy Central, Smiley
Corparation ve Universal Studios gruplarının çizgi karakter ve film
kahramanlarının lisans haklarını kiralamak için sıraya giren firmalar,
ayakkabıdan elbiseye, takıdan gözlüğe, kırtasiyeden gıdaya, mobilyadan oyuncağa
kadar pek çok ürünü, çocukların hayal dünyasına hitap edebilmesi için Barbie,
Batman, Hot Wheels, Winx, Örümcek Adam, Pokemon gibi kahramanların figürleriyle
süslüyor. Çizgi kahramanlarının resimlerini giysi veya ayakkabı üzerinde gören
çocuklar da direkt bu ürünlere yöneliyor.
KIZLARIN GÖZDESİ BARBİE
Kız çocuklarının vazgeçilmez tutkusu ve tercihi Barbie bebekleri,
Türkiye`de de en yaygın çocuk markası olarak yerini koruyor. ABD`li Mattel`in
sahibi olduğu ve dünyada en bilinir ilk 50 marka arasında yer alan Barbie,
endüstriyel tasarım markası haline de geldi. Barbie`nin 50. yaşı, dünyanın en
ünlü modelistlerinin iştirakleri ile yetişkinler için de bir tasarım programına
dönüştürüldü.
Lisans hakları, 2000`den beri Türkiye`de Gamma Medya Ajansı
tarafından temsil edilen Barbie, 30`dan fazla lisanslı firma tarafından, 10`dan
fazla kategoride ve binden fazla ürünle çocukların beğenisine sunuluyor.
Barbie lisanslı ürünlerinin perakendede 12.1 milyon euro satış
hacmi ile lider konumda bulunduğuna dikkat çeken Gamma Genel Müdürü Zeynep
Ataman, Barbie`nin günlük yaşamın bir parçası haline geldiğini söylüyor.
Türkiye çocuk lisanslı ürünleri pazar payının yüzde 47`sine sahip olan
Gamma`nın portföyünde yer alan sevimli karakterler Sünger Bob, Dora, Garfield,
Betty Boop ve Smiley gibi 40`tan fazla karakter de çocuk ve yetişkinler için
kırtasiyeden ev tekstiline kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesinde
perakendeciyle buluşuyor.
Çocukların TV de izleyip sevdiği ya da oyuncağı ile oynadığı
karakterlerle arasında sıkı bir bağ oluştuğunun altını çizen Ataman, `Bu,
lisanslı ürünleri almaya yönelten bir sevgi, bazen tutkudur. Bazen de moda diye
çocuk buna uymak ister. Örneğin kız çocuklarının Barbie sevgisi gibi.
Nickelodeon karakterleri de TV`de yayınlandığı sürede fanatik sevenlerini
oluşturdu. Temel Reis, Garfield ve Ağaçkakan Woody ve Smiley ise, Türkiye
tanınırlığında ilk sırada yer alan ve hiçbir zaman ölmeyen klasik karakterler
arasında yer alıyor` diye konuşuyor.
ARABANIN LASTİĞİNİ BİLE
ÇOCUK SEÇİYOR
14 yıl önce Çilek markasıyla çocuklara yönelik mobilya üretimine
başlayan Çilek Mobilya, bugün 45 ülkedeki 2 milyon çocuğun odasını süslüyor. 14
yıl boyunca her yıl yüzde 25-30 arasında büyüme gösterdiklerini vurgulayan
Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Öztel, dünyada artık çocukların söz sahibi
olduğunu belirterek, `Çocuklar artık
babasının arabasının lastiğine kadar her alanda belirleyici oluyor. Biz de
bu nedenle çocuk markası olmayı seçtik` diyor. Üretimlerinin yarısını 45 ülkeye
ihraç ettiklerini anlatan Öztel, Türkiye`de 85, dünyada 90 mağazaları
bulunduğunu, 2008`de perakende cirolarının 125 milyon dolara ulaştığını
anlatıyor.
ÇİN, ÇOCUK SAĞLIĞINI
HİÇE SAYIYOR
Çocukların tüketimin her aşamasında belirleyici konumda olduğunu
kaydeden Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, `Bugün çocukları ele geçiren dünyayı ele geçirmiş sayılır.
Soframızdaki kahvaltıya kadar ne yiyeceğimizi çocuklar belirliyor` diyor.
Yetersiz denetimler nedeniyle piyasaya çocuk sağlığına zarar veren
pek çok ürünün sürüldüğünü kaydeden Kaya, `Gıda ve oyuncak sektöründe ciddi
boşluklar var. Özellikle Çin`den gelen ürünler geri dönüşüm plastiklerden yapıldığı
için çocukların sağlığını bozuyor. Tekstilde boyalı kıyafetlerin çocuk
sağlığına birçok olumsuz etkisi var. Yine Çin`den gelen melaminli süt tozu,
çikolata ve kek gibi ürünlerde kullanıldığı için çocuklara ciddi zarar veriyor.
Bu nedenle tüketimde ailelerin çok dikkatli olup doğru ürünleri seçmesi
gerekiyor` diyor.
Fikrini
sorun her dediğini yapmayın
Çocuk ürünleri pazarının çocuklar ve aileler açısından bir de
psikolojik boyutu var. Psikolog Alanur Özalp`a göre, ebeveynler alışverişte
çocuklarının isteklerini dikkate almakla birlikte her dediğini yapma yanlışına
düşmemeli.
Çocukların doyumsuz olmasına neden olacak bu tip davranışların hem
aile bütçesi hem de çocuğun sosyal gelişimine zarar vereceğinin altını çizen
Özalp, `Elbette her konuda olduğu gibi tüketim konusunda da aileler çocukların
fikrini almalı ancak bu durum abartılmamalı. Karar verici olan çocuk olmamalı`
diyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder