9 Haziran 2015 Salı

YEİS SENİN, YEİS BİZİM İŞİMİZ OLAMAZ, REİS!

1492
Emirliklerden oluşan ve Avrupa'nın göbeğinde 800 yıl hükümranlık süren Endülüs Uygarlığı ve Devleti, Hristiyanların aralarına soktuğu fitnelere aldanarak, birbirleriyle girdikleri çatışmalar neticesinde zayıf düşmüş ve nihayetinde tarihin "vazgeçilmezler mezarlığındaki" yerini almıştı.
Son kalan Gırnata Emiri, şehrin anahtarını işgalci güçlere verip te şehrinden uzaklaşırken yüksek bir tepeden son kez ecdadının mazisinin olduğu topraklara baktı. Gözyaşları içerisindeydi. Yanında bulunan annesi oğluna seslendi; "Ağla oğlum ağla! ERKEKLER GİBİ MÜCADELE ETMEDİN, ŞİMDİ KADINLAR GİBİ AĞLA!"

1839; İngilizlerle ticaret anlaşması yaptık.

1864; İngiliz Sömürge Bakanı Glagstone dedi ki, "Müslümanları Hristiyanlar gibi yaşar hale getirmeliyiz!"

1864; Çerkez kavimlerinin birbirleriyle didişmeleri neticesi, soykırım ve  sürgünü ile de Kafkasya'yı Ruslara teslim ettik. Osmanlının çatısının yıkılışını izledik.

1876; Tanzimat fermanı ile Fransızlarla yakınlaştık.

1908; Dört ayrı gayrı müslimin Sultan Abdülhamid'i görevinden azlini seyrettik. İT' lerin (İttihat ve Terakki) hareketi Türk siyasi hayatına ilerici-gerici kavramlarını hediye ederlerken 23 milyon kilometrekare vatan toprağını 780 bin kilometrekareye dönüştürdüklerinin acı hikayeleri artık tarih olarak yazılıyordu.

1914; Birinci Dünya Savaşının artık kazanarak kaybedeniydik. Müttefikimiz Almanlardı ve biz yine unutmuştuk domuzdan postun, gavurdan da dostun olmayacağını...
Sarıkamışta donduk,
Yemende kavrulduk!
Çanakkale'de vurulduk can evimizden!

İstanbul işgal altındayken kültürel işgalimizin de temelleri atılmıştı aynı zamanda!

İstiklal Savaşı ayrı hikaye, İstiklal Mahkemeleri ayrı! İstiklal Caddesi apayrı!

Bir başbakan sallandı demoklesin iki kılıcı arasına kurulan salıncakta!

İlim, kültür, sanat, edebiyat ve ahlakta yozlaştık!

Millet "mefkure" ye hasret...

Yokluk ve yoksulluk makus talihimiz oldu...Cehalet yavan ekmeğimize katık kıldığımız sentetik gıdamız!

Ulu önderlerimiz oldu da Allah'ın ezanını bile uzun süre "Ulu" ladık! Olanları "Normal" sandık!

Sandıklarda çeyizlerini sakladı gelinlik kızlarımız, millet olarak ta bizler kaderimizi!

Elimizden kitabımız alınmıştı. Okuyamadık, anlayamadık...Duvarlarımıza astık, bizi çarpmasından hep korktuk.

Evlatlarımızı kendi değerlerimize göre yetiştiremedik bile...

Aile kavramı, kavga alanlarımız oldu.

Yeryüzü coğrafyası kandan ve gözyaşından sınırlar çizdi bize. Çok dayak yedik emperyal abilerden; Afganistan, Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan, Myanmar, Sudan, Nijerya, Libya...Saymakla bitmez acının haritası! Bizde emsal bildik çağdaş yaşamı da karılarımızı dövdük, çocuklarımızı...asker dövdü, polis, öğretmen...sokakta dövdük birbirimizi vatan uğruna; yurtseverler ve milliyetçiler olarak!

SONRA; 

"O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır!", dedin ya REİS!

Dedin ya;

One minute,
Dünya beş'ten büyüktür,
Dindar ve ahlaklı nesil!

Yüreğimizin yağlarını erittin!

2071 dedin de son 300 yılın mefkuresini hatırlattın ya!

Rahmetli validen vefat ettiğinde dudaklarınızdan dökülen Kur'an-ı Kerim'in tilaveti bize Endülüs'ü, Kudüs'ü, Ayasofya'yı ve unuttuğumuz GERÇEK AŞK' ı hatırlattı be reis!

Esma bacımızın şehadetine döktüğünüz gözyaşlarınız "Ağlayın su yükselsin belki kurtulur gemi, anne seccadem gelsin bize dua et emi?" dedirtti!

"Bizim sevdamız, bu milletin selametini garanti altına almak,  ecdadın emanetini gelecek nesillere teslim etmektir." dedin ya...
Sakın müteessir olma Reis...
Alfabenin bütün harfleri bir araya KARMAN-ÇORMAN olarak gelseler de; CHPMHPHDPFETÖCIAMOSSADUSAENGLANDGERMANYFALANDAFİLAN olarak misal, hiç biri bizim için bir RTE edemezler bunu bilsinler.
Hele ki 7 Haziran KUTSAL KİRLİ İTTİFAK tuzağı sonrası, hani İtalyan basını "Son bin yılın Selahaddin Eyyubisi durduruldu" diye manşet attı ya...
Hani Alman basını sevinçten kudurdu...
İsrail hakeza! Yerli ve yersiz bilumum müşrik, münafık, kafir ve fasık!...
SAKIN ÜZÜLME!
YEİS SENİN, YEİS BİZİM İŞİMİZ OLAMAZ, REİS!
Bizim iktidar anlayışımız ancak musalla taşında "İYİLERDEN" olmaktır.
DURMAK YOK, SON NEFESİMİZE KADAR YOLA DA, DAVA'YA DA DEVAM!
fehmi demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder