8 Ağustos 2020 Cumartesi

ANA-YASA VE İSLAMCILIK

 ANA-YASA VE İSLAMCILIK


Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddelerinden 3. maddeye göre devletin resmi dili Türkçe'dir.
Madde 42, "Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak
okutulamaz ve öğretilemez." Kolejler bu durumdan muaftırlar, misal! Bebelere İngilizce eğitim, gel vatandaş gel!
Siz bakmayın yenilenen nüfus kimlik belgesinin aynı zamanda İngilizce olarak düzenlenmesine. Hayatın her alanında İngilizce'nin tartışılmaz hakimiyetine! Üstümüzdeki urbalardan tutunda, oturduğumuz yuvalarımıza, kursağımıza giren her şey İngilizce! Kafa mı karıştırmayın; tuhaf sorularla varmayın üstüme. Siz bana Mabel Matiz'den sorun! Hatırlatmayın lütfen Münker Nekir'i! Din başka devlet başka! Laikiz; layıkız hasılı!
Madde 20 de herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir demesine rağmen aynı anayasa, bugün "Aile" konusu olmadık sıkıntıları yaşamaktadır. Bizim özel hayatımız ve aile hayatımız İstanbul Sözleşmesi ile batı standartlarında! Köhne geleneklerimiz kazınmalıymış zahir. Baba katiliyle baban aynı safta!
Madde 21 "genel sağlık ve genel ahlâkın korunması" devlet babanın ukdesindeymiş, yazılanlara göre. Gülmeden okuyun lütfen! Genelevleri çağrıştırmasın sizde yazılanlar, genelleme yapmadan okuyun!
Madde 24 " Kimse dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz." dese de bunun İslami hükümleri kapsadığı ümidine kapılmayın sakın.
Madde 25, "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir." dese de İstanbul Sözleşmesi aleyhine bir düşünce ve kanaate sahip olamazsınız. Homofobiksiniz ve kadına şiddetten yanasınız demektir.
Madde 41, " Aile, Türk toplumunun temelidir" dese de ortada aile mi kaldı diye itiraz etmeyin lütfen. Boşanmalar artmışmış filan gibi itirazlarınızı kendinize saklayın. Şehirleşme ve modernite üzerine gevezelikler yapmayın.
"Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi
ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır." Bu cümleyi okuduktan sonra, şöyle geriye doğru yaslanın ve güvenin anayasanın bu vaadine.
Maddenin ek fıkrası güldürmeye devam eder: " Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri
alır."
Her türlü istismar; desem ki çizgi filmler de dahil mi bu istismara? Çocuk edebiyatı filan?! Hani paganizm, spüretilizm, eşcinsellik ile taze beyinler iğdiş etmeye yönelik yayınlar? İnternet! BTS Army? Okumadan imzalanan sözleşme?
Madde 58,"Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü
alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır."
Kumardan gençleri koruyacak olan devletin, Gençlik ve Spor Bakanlığına aittir oysa Spor Toto müdürlüğü.
...
İslamcıların bir kısmı, buna ben de dahilim bas bas bağırıyoruz; İstanbul Sözleşmesi kalksın diye! Eee kalkınca ne olacak? Her şey güllük gülistanlık mı olacak? Cedaw-medaw, Lozan-Mozan'da kalkacak mı?
Kalkmazsa ne olacak? Ahlaki çürüme devam mı edecek? Suçlu sadece İstanbul Sözleşmesi mi?
Cek-cak, meli-malı dan ibaret olan günümüz İslamcılığı düzene asla alternatif üretmeyi başaramamıştır; bu kafayla da başaramaz da! Payanda olabilir ancak! Olmuştur da!
Eğitim konusunda çaresizdir; bilim üretemez.
Kültür'de ve sanatta yoktur; çapsızdır.
Mimariden anladığı yoktur, betonun insafındadır ufku!
Yönetimi beceremez; komisyoncudur!
1839'dan beri böyledir.
1856'dan beri!
1876'dan beri çırpınmaktadır.
1923'te pes etmiştir.
Çünkü Kuran'dan habersizdir. Sünnet yoktur hayatında! Batıya entegre olmayı matah bir şey zanneder durur. Ama eskilerle övünmek tek şiarıdır. Sloganları ayet hükmündedir.
Okumaz; ne insan kitabını, ne kainat kitabını, ne de Vahyin kitabını!
Ülkemizde basılan kitpların %90'ının tercüme olması tüylerini ürpertmez misal.
Küçük havuzlarda mensubu olduğu minik kalabalıklarla okyanus edebiyatı yapmayı sever. Kendi cemaatine mensup olursa kurtulacaktır bütün insanlık! Bedevi olduğunun farkında bile değildir. Köylülük başındaki kirli şapkasının yanaklarındadır.
Ama hep suçlar!
Bütün yoksunluğumuz sebebi şeytandır. Ah n'olur du o melun secdeye kapansaydı? Kabil öldürmemeliydi kardeşini. Muaviye'dedir bütün suç! Suçlu Mustafa Kemal'dir. Suçlu CHP zihniyetidir. Suçlu İstanbul Sözleşmesidir.
Ülke nüfusunun 25 milyonu 12 yaş altındadır; bu çocukları nasıl yetiştireceğinin bir projesi yoktur elinde. Çocuk nasıl yetiştirilecektir bilemez, yetiştirilememiş olduğunun farkında olmaksızın!
Ah ulan mehdi bir türlü gelmedin! Gelsen bitecek Müslümanların bütün sorunları!
Beyrut, Filistin, Libya, Şam, Bağdat...Kanar durur bütün yara-bereleri! Kudüs, Mekke, İstanbul sokakları yabancı iştahlara terkedileli çok oldu! Bütün dimağlar markalarca kuşatıldı, farkında bile değil!
Endülüs'te raks özlem! Adalet, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kurban etleriyle aynı derin dondurucuda!
Sinema üretemez, şiir yazamaz aydınları! Godot'u bekler entelleri, köylüleri mehdiyi beklerken!
Hamam uğultusu konuşulanlar!
Stad coşkusunda kalabalıklar!
Ham hamaset, ziyafet!
Tesellimiz Ayasofya açıldı; bir bir kapanırken bütün kavramlarımız!
...
Bu kakafonide notaların faziletinden nasıl dem vuram? Bilemedim!
...
Dilipak'a dava açarmış hatunlar! İslamcı hatunlar!
...
Koş hatun, koş; "İslam" cı geldi, koş!
...
Anayasa'dan bahsederek geldim bu satırlara! Analar satırlara geleli çok oldu oysa!
...
Vesselam!

FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder