16 Ağustos 2020 Pazar

 KONUŞARAK TÜKENDİK

Düzene, rejime, sisteme alternatif hiç bir uygulama ortaya koyamadık. Ne eğitimden ne de aile sistemine kadar. Mimariden sanata...Ekonomiden, kişisel huzura kadar!
Biz İslamcıların ömrü yalnızca umut vermek ve itiraz etmekle geçti. 
Çünkü İslam'dan da habersiziz.
Çağdan da habersiz kaldık!
Yalnızca itiraz ettik!
Ululadık çoğu kez! Ya da put deyip geçiştirdik.
Ne güzel sloganlarımız vardı; "Kuşların kanadına hak yol İslam yazacağız" dedik, misal ama çevrecilikten nasibimizi alamadık. "Yaş kesen baş keser" diyen atalarımıza inat talan ettik ormanlarımızı, betondan mabedler kurduk biteviye! Kul hakkından bahsettik kürsülerde, kul hakkını hamuduyla yutuverdik. 
"Müminin mümine gülümsemesi olan sadaka"yı nakit olmadığı için kabul etmeyince stk'larımız-cemaatlerimiz bir somurtur oturdu suratlarımıza; çığlık misali!
Şiddet dilimiz oldu, her kavilde; kötülüğe karşı gösterecektik oysa o tavrı; elimizle-dilimizle-kalbimizle!
Bilemedik-kabullenemedik oysa ne kadar hodbin bedeviler olduğumuzu.
Recm var mı yok mu diye tartışırken "linç" hukukumuz oldu. Haksızlıklara şeytandan beter sustuk!
Haklılığımızın tescil mercii menfeatlerimizdi.
Okumadık-okumayı sevemedik bir türlü!
Okuduk ama lakin, yalan-mazeret-palavra!
Samiyetsizliğimizi ihlas bildik!
Cimriliğimizi tedbir!
Cehaletimiz kaderimizdi!
En baba alimlerimiz Kuran, Sünnet kavramlarını hamam ortamlarında tartışmaya açtılar! Hamam oğlanları örgütlendiler harf harf; L oldular, G, B, T oldular, artısına eksisine bakmaksızın!
Kalu bela'daki sözleşmeyi unutanlar İstanbul sözleşmesi deyuverdiler; İstanbul'dan bahseden peygamberi yalnızca demeçlerle anarken! Bizans ve Roma! Sodom ve Gomore! Romasıyla, hamamıyla, dondırmasıyla...ve illa ki ahlakıyla boca oldular beyinlerimizin ve yüreklerimizin en ücra kıvrımlarına!
Evlerimizde İtalyan barok mobilyalar, mefkuremizde tek bir gaye var; iktidar koltukları! Verilmesi gerek her türlü ödün itina ile verildi, kılıflanarak!
Evlatlarımızdan şikayetçi olmaksa tek hünerimiz oldu, kaldı elimizde!
Natoyla başlar; Amerikan tıraşı başlar! Fransız öpücüğü konduralı yanaklarımıza çok oldu 1856'dan beri!
Uzun uzun yazasım var!
Uzun ve kallavi kalaylayasım var müsebbiplerini fitnenin!
Mevsimin en hazin hali hangisidir?
Ömürlerimiz takvimin yaprakları misal bir bir dökülürken.
Şubat' ın sonuydu yüreklerimiz ayaz tutarken!
Şimdi Haziran! Kavruluyoruz! Kahrolanlar azalırken...Zordur ölmek Haziran'da!
Bir kominist kadar olamamak, davasına sahip çıkamamak ne zor anne!
Yeter!
Daha fazla konuşmak istemiyorum!
Konuşursam idam fermanımı imzalayacağım!
Alayına...
Bırakın beni yalnızlığıma!
Siz kakafonize devam ededurun!
Ama tarafı eylemeyin beni ahmaklığınıza!

FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder