28 Ekim 2022 Cuma

TÜRKİYE YÜZYILI BAŞLIYOR MU?

Sordu mu? -Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz! Ne dersiniz? Bir çalışma grubu oluşturup, seminerler, konferanslar düzenleyip, anketler yapıp elde ettiğimiz bulgulara göre karar alalım, diye? Yooo... Dedi ki; "Kabul edenler, etmeyenler? Kabul edilmiştir!" Bitti! Hangi inkılabını sordu millete? Yeri geldi sehpalar kuruldu, şehirler bombalandı aldığı kararlar uygulansın diye. Bizse bıdıbıdıyla alternatif olmaya çalışıyoruz müesses nizama. Konuşuyoruz kürsüler boyu. Yazıyoruz galon galon mürekkeplerle. Orman bırakmadık yazmak için kağıt üretmeye... Ben de çok rapor hazırladım, çok makale, çok kitap yazdım. Ertuğrul Yalçınbayır'da mecliste okudu yazdığım raporu, Nurettin Nebati'de... Eeee? Yaklaşık 2 yıldır yazasım yok. Yazmaya ara mı verdim; hayır. Yazıyorum, paylaşmıyorum. Bu arada, düzenle örtüşmeye mi çalıştım? Kalbimde yukarıda işaret ettiğim ilgili kişiye karşı en ufak muhabbetim hiç olmadı, olamaz da...İmanla şirk bir arada bulunmaz da ondan! Çünkü kitle, tuhaf! Abi kısa yaz diyor bana taban. Uzun raporlar raflarında tavanın. Yazıyla alakası yok umumun. Okuyan da yok nasılsa. Eleştirme! Herkes bir Kemalist ki sormayın! Ama karşı mahalle mahkeme salonu basıyor, bizimkilerde bir şirinlik muskası? Bizimkiler bizim değil lakin. İttihatçılardan beri sistem böyle; kabul edenler-etmeyenler! Mührü kim ele alıyorsa tavır aynı, değişmiyor. Lozan...İmzala! İstanbul Sözleşmesi...İmzala! Paris iklim...İmzala! Aşı olacaksınız, köpek gibi hemi de! Baş üstüne, emredersiniz! Rap rap! Kimliklerimiz; en delikanlılarımızın ki bile; gender! Üniversiteler konuşuyor, ekranlar konuşuyor, siyasiler konuşuyor, sokak konuşuyor...Sürekli bir istemezük! İş yapan var mı? Efendiler, yarın şeriatı ilan ediyoruz! Sümme haşa, kopmaz mı kıyamet! Siz devrimlerin tezlerle olduğunu mu sanıyorsunuz? Efendim ne derler? Küstürmeyelim, diyalog-hoşgörü filan? Elalem ne der? Batı ne der? Hükümetin kerhen en beğendiğim bakanı, Milli Savunma Bakanı Akar diyesiymiş; “Türkiye ve İsrail arasında hem tarihi hem kültürel bakımdan ciddi bağlarımız, ortak değerlerimiz var!” Ne zaman diyor; hem de Türkiye yüzyılının başladığının ilan edildiği günlerde. Bu beyanını beğenmedim bakanın. İsrail ile hiç bir ortak değerim yok benim. İyi de fincancı katırlarını ürkütmeden, nasıl itiraz edebilirim? Hoş hep itiraz ettim bu tür adamlara; Gül'e, Davutoğlu'na, Babacan'a misal. Dediler fitne çıkarıyorsun; şimdilerde adı geçen kişilere dümdüz sinkaf eyleyenler. Türkiye yüzyılı başlıyor; Zerujda kızlarımız sıkmabaşlı fenomen... Türkiye yüzyılı başlıyor; aileler darmadağın! Türkiye yüzyılı başlıyor; bu milli eğitimle mi? Bu kültür politikalarıyla mı? Bu meclisle mi? Sloganla mı? İttihad ve terakki gibi mi? Hem birlik hem gelişme! ... Dahasını yazacağım da... Yazı uzun olmasın; siz okumuyorsunuz? ... Kısasını sona sakladım; Bir topluluk kendini değiştirmeden, Allah onları değiştirmez! (Ra'd-11) FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder