23 Eylül 2014 Salı



GELECEĞE MEKTUP


Seni Allah'ın selamıyla selamlıyorum torunum,
Sen bu satırları yaklaşık 21900 gün sonrası okuduğunda...

23 eylül 2014 tarihinde yazıyorum bu satırları sana, 2071 yılında okuman için. Henüz doğmuş değilsin. Kim bilir, nasıl bir yakın gelecekte hangi şartlar altında gözlerini açacaksın dünyaya? Sen doğduğunda ben hayatta olacak mıyım kim bilir?

Fakirlik ve cehaletin egemen olduğu günlerden uzanıyorum sana.

Savaşların, sürgünlerin, ahlaki çöküntünün hakim olduğu bir dünya gündeminin arasına sıkışarak sesleniyorum.
Doğanın fauna ve florasının...habitatının talan edildiği günlerde...

Yaklaşık 1000 yıl önce İlay-ı Kelimetullah sancağını dönemin süper gücü Bizansa karşı bu topraklara diken sultan Alparslan hazretlerinin bir torunu olarak kaleme alıyorum satırlarımı.
Şu an için bu topraklarda yaşayan nüfusun yaklaşık 50 milyonunun tarih olacağı günlere yazıyorum.

Dünyayı nasıl bir gelecek bekliyor bilemiyorum. Hangi sancak, hangi bayrak altında yaşayacağız onu da bilemiyorum. Duam Allah'ın rızasını arzulayan insanların hakim olduğu bir dünya.

Şimdilerde ülkemizdeki iki gücün çatışmasını yaşıyoruz. İki muhafazakar görüş kıyasıya bir çatışmanın içerisindeler. Akparti ve cemaat. Sizin zamanınızda bu iki yapıdan da eser kalır mı bilemem. Muhtemel ki iki yapının da liderlerinin toprakları üzerinde çok otlar bitecek...Çok kar yağacak üzerlerine.

Cemaatin paralel yapılanması adı verilen meçhul uzantıları çözülür mü bilemem. Ya da Akparti içerisindeki başka bir paralel yapılanma olan kalkınmacıların seyri Müslüman toplumun kaderinde nasıl bir seyir takip edecek; bütün bunlar tarihin uzantısı olarak size aksedecek mi bilemem.

Günümüz gençliğinin durumu içler acısı. Ensest sapıklık, çocuk pornosu, uyuşturucu başta olmak üzere bilumum günahın her türlüsü toplumsal dokumuzu perişan etmekte.
Yöneticilerimiz ise ülke nüfusunu şehirlere yığmaktalar. Beton kafalı, naylon yürekli adamlar sizlerin geleceklerini çalmaktalar.

İlim, kültür, sanat, edebiyat ve ahlak üzerine kafa yoran Allahın kulu yok denecek kadar az. Din görevlileri bile suskunlar bu durum karşısında.

Üniversitelerimizin durumu içler acısı. Bir de paralıları çıktı ki ortaya; yalan rüzgarı tenimizi savurmakta.

Sağlık sektörü denilen tıp terörüne karşı teyakkuzda olun!

Aile dokumuz perişan...
Tarım ve hayvancılık politıkamız, enerji politikamız, sanayileşmemiz, endüstriyel alt yapımız, bilgi ve bilişim donanımımız yok, yok, yok!

Karamsar olmanız adına yazmıyorum bütün bunları.

Bu gerçeklerle yüzleşmeye hazır olun ve siz siz olun lüzumsuz mevzularla gün tüketmeyin.

Unutmayın, sizler de torunları olacak gelecek nesilsiniz!

Biz dedelerinizi örnek almayın; ibret alın!

Devletinizin düşmanı olmayın. Ama mevcut sistemi de Allah'ın rızasına uygun olması için çatır çatır eleştirin. Yıkıcı değil yapıcı eylemler üretin.

Ahlak tek refleksiniz olsun!

Biz 2071 yolunda çocuk ve gençlik politikaları da oluşturamadık. Çocuklarımızı batının gümrüksüz ithal kavramlarıyla büyütüyoruz.

Siz, çizgi filmler yapın, kendi değerlerimizi rol model bazında informal olarak gelecek nesle aktarmak için.

Mutlaka da Kitabımız Kuranla ilişki kurun. Onu okuyun ve anlamaya çalışın.

Kişileri ve olayları konuşmayın. Nedenlere odaklanın.

Sorgulayın!

Aklınızı kiraya vermeyin. Tek liderin etrafında bütünleşin; Allah' ın Resulunun!

Irkçılıktan uzak durun! Unutmayın, Müminler kardeştir. Yine unutmayın ki küfür tek millettir. ve yine unutmayın ki; sü (asker) uyur, düşman uyumaz!

Eğer o günlere kaldı ise; Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin'den gelebilecek her türlü fikri uzantıya karşı şüpheyle yaklaşın.

Tabiata karşı saygılı olun. Umarım sizin zamanınıza kadar soyu tükenen tek mahluk "medya maymunları" olur.

Ağaç dikin!

Okuyun ve yazın; medeniyetler kağıt, kalem ekseninde döner.

Rabbinize hesap vereceğinizi asla aklınızdan çıkartmayın!

3071' e, torunlarınıza yazacak bir şeyleriniz olsun!

(2071'de büyük ihtimalle 40 milyon olacak İstanbul. İnsanlar araçların üzerine basarak mesafelerini katedecekler,  ayrıca yaya trafiği oluşturacaklar. Türk otomobilini belki yapmış olacağız ama petrolle çalışan araçlar petrolün tükenmesinden dolayı piyasadan kalkacağı için yaptığımız araçları at, eşek ve katırlara çektireceğiz. Eşek en kıymetlisi olacak. Bu kezde bu hayvanların atıkları belediyelerin en önemli sorunlarını teşkil edecekler. Gavur ise başka teknolojilere adım atarken yine en bilmişlerimiz Türkiye'nin "bor" cenneti olduğunu söylemeye devam edecekler. Kanal İstanbul kenarındaki bütün yapılaşmalarda yine kütüphane kavramı asla gündemde olmayan konuların başında yer alacak. İstanbul geçirdiği büyük deprem sonrası sorumluların geçmiş hükümetler olduğu gerçeğiyle yine yüzleşecek. Acun Ilıcalı almış olduğu 5 ayrı tv kanalında yine yarışmalar yapacak, yeteneklisini arayacak Türkiye' nin. Köpek, kedi, fare, papağan gibi hayvanların hünerlileri her yarışmanın ayrı birincileri olacak. Kulak memesine sütyen yapan bir tasarımcımız Avrupa'ya Türk tekstilini tanıtmanın övüncünü bütün basınla paylaşacak. Trabzonspor gaspedilen şampiyonluk hakkı için "uzay mahkemesine" başvuracak. Karadayı ile Hakim Feride Şadoğlu o zamanda bir araya gelemeyecekler. (-Hadi ufkunuzu geniş tutun! Sizce daha başka neler olacaktır?-)

Bana da Fatihalarınızı göndermeyi unutmayın!

Sizleri nefesimizin sahibi olan Rabbime emanet ederken, tek duam; üzerinizden albayrağımızın gölgesi eksik olmasın!

Dedeniz
Fehmi Demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder