9 Ağustos 2018 Perşembe


NEDEN HEROTÜRK!

“İman etmedikçe cennete gidemeyiz. Birbirimizi sevmedikçe de gerçek mana da iman etmiş olamayız. Birbirimizi sevmek içinse aramızda selamı yaymalıyız!” Dünyanın tek önderi ve tek kahramanı alemlerin efendisi bu buyruğu bize tavsiye etmiş. Bu doğrultuda sizleri selamlıyorum; ALLAH’IN SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN.
Ben Ertuğrul. Siz beni diğer adımla daha yakından tanıyorsunuz; HEROTÜRK!
15 yaşındayım. Tıpkı Örümcek adam gibi. Nedense Peter Parker’a kahramanlığı layık görenler ben Türk olduğumdan mıdır nedir “bu yaşta çocuktan kahraman mı olur” diyorlar. Bir de tarihi bilmiyorlar. İslamın peygamberine iman edenlerin çoğunluğu çocuk ve gençlerden ibaretti. İslamın ilk öğretmeni misal 16 yaşındaydı. Allah’ın aslanı diye bilinen Ali 8 yaşında peygamberin davetine katılmıştı. Yetişkinlerin dertleriyle boğuşan insanlık nedense çocukları hep gözardı etmektedir. Bir süre sonunda çocuklarda o sıkıntılı yetişkinlere dönüşüyorlar. Bu sarmalın adına da sistem diyorlar, ideoloji diyorlar.
Herotürk ismini bana İtalyanlar vermişti. Babam Türkiye’nin Roma büyükelçisidir. Venedik Belediye başkanının kızı Esta’yı bir gondol kazasında kurtarmıştım, bunun üzerine de İtalyan basını bana “Kahraman Türk” anlamına gelen Herotürk ismini vermişti. Bütün dünya bu isim üzerine tartışma yapmamışken ülkem Türkiye’de “Madem kahramansın. Neden Herotürk ismini kullanıyorsun? Hero’da neyin nesi? Gibi akılalmaz bir reddedişin içine girdiler. Görende zanneder ki amanda aman her konuda milliymişiz de kala kala bir benim adım kalmış yozlaşan. Giydikleri kıyafetlerden, yedikleri içtiklerine kadar, eğitimden sağlığa kadar yozlaşmış millet bana gelince bir milliyetçi kesiliyorlar ki sormayın gitsin.”
Benim maceralarımı merak eden arkadaşlar www.eforyayinevi.com adresinden kitaplarıma ulaşabilirler.
İtalyan, İngiliz, Yunan asıllı Amerikalı, Çinli, Nijeryalı arkadaşlarım var bana maceralarımda yoldaşlık eden. Clark Kent gibi, Parker gibi gazeteciyim bende. Ama sosyal medyada yazıyorum. Bir haber sitem var. Youtuberlik yapıyorum aynı zamanda.
Geçen hafta Arvalap Adasının diğer ucunda yer alan Hell’de “Dünya Kahramanlar Kongresi” vardı. Hatta adanın Agartha isimli kötülükler kısmından da katılımcılar olmuştu. Enok’un kitabından pasajlar okuyarak kongreyi açan Mr. Nosam sanal kahramanlara daha büyük işler düştüğünü ısrarla vurguladı.
Marvel evreninden, DC evreninden, Dream Works’tan, Pixar’dan, Walt Disney’den çokça kahraman salonu doldurmuştu. İslam dünyasından kahraman olarak bir ben vardım koca salonda. Kongre sonrası anlamıştım ki kongre  davetiyesini göndermelerinin sebebi kendilerine katılmam içinmiş. Yani çocukların akaidini bozacaktım. Sihirden, büyüden normalmiş gibi bahsedecektim Müslüman Türk çocuklarına. Onlara Kabbala kültürünü verecektim. Dünya hegemonlarına hizmet etmem istendi. Çocuklarımızın tüketim toplumunun parçalaları olmaları için gayret etmeliymişim. Hele okullar meselesine hiç girmemem gerekiyormuş. Sosyal medyadaki şu paylaşımımdan hiç hoşlanmamışlar: “Çocuk okutuyoruz iddiasındaki yapılar...Okullar, vakıflar filan!
Nerede bu okuttuğunuz çocuklar ya hu?
Etliye sütlüye karışmayan çocuklar sizin okuttuklarınız mı?
Bir de hatırlatırım memleketin canına okumaya çalışanları...
Kime ne okutuyorsunuz, anlamıyorum!
“Kahraman olmak için pelerine ihtiyaç yoktur, erdemli bir genç zaten kahramandır” tarzı savunmalarım işlerine gelmiyormuş. Tekerlerine çomak sokmam rahatsızlık veriyormuş beylerin. Yüceler meclisi yeryüzü tanrıları olarak benim çalışmalarımdan memnun değillermiş. “Tam bağımsız Müslüman Türkiye” söylemimden rahatsızlık duymaktalarmış. Hele bir de “çocuklarımız için...acilen milli edebiyat, milli çizgi film, milli internet, milli oyuncak istiyormuşum ki (doğru diyorlar)…
Sorgulamamı sevmemişler; Gelecek 10 yılın sonunda bizi neler bekliyor?
Nüfusumuzun 20 küsur milyonu 12 yaş altı çocuklarımızdan ibaret. Bu çocukların geleceği ülkemizin geleceği demek ise...Misallendireyim; Çin’de en fazla yılda 34 yabancı filme izin veriliyor. Onlar böylelikle Çin’ li kalıyorlar.
Bizse Amerikan filmlerinin ve Amerikan özentili bizden gözükenlerin kültürel taarruzlarının işgali altındayız. Onun için Küçük Amerikayız. Müslüman Türklüğümüz ise bir iddiadan ibaret.
Dinsizlik, densizlik, deistlik, ateistlik, ırkçılık, ensestlik, lgbt, uyuşturucu, terör, misyonerlik, eyyamcılık, modernizm gibi olgu ve oluşumların gençlerimizin üzerinden geleceğimizi tehdit ettiğini defaaten topluma hatırlatmamdan rahatsız olduklarını yinelediler.
Kongre üç gün boyunca çeşitli etkinliklerle sürdü.
Bir de müze açmışlar “Sanal Kahramanlar Evreni” diye. Ne kadar mitolojik tanrı varsa hepsine bölüm ayırmışlar. Mu, Atlantis, Reptilian, Anunnaki ırkları için özel bölümler yapmışlar. Harut, Marut, Ecinniler bölümleri insana kafayı yedirtecek şekilde dizayn edilmişti.
“Tanrının oğlu olduğuna inanan insanlar elbette Süperman’a da, Batman’a da inanacak. Endişe etmeyin ey sanallar!” diye mikrofa konuşuyordu Mr. Nosam. “Noel babaya inanan insanlar bir şekilde yanmaz kefene de inanacaklardır!”
Bense içimden “Allah’ım! Biz müslümanları dincilerin şerrinden koru!
müşriklerin...
kafirlerin...
fasıkların ve münafıkların!” diye duamı ediyordum.
Pastör Andrew Brunson’un davasını takip ediyordum, duruşmalarını filan. O zaman almıştım kongre davetiyesini. Diriliş Kilisesinden bir zangoç çocuk tutuşturdu elime davetiyeyi. Çocuk aslen Müslüman çocuk. Ama misyonerlerin faaliyetleri neticesinde dininden uzaklaşanlardan.
“Bir sanal hikaye olan hristiyanlığa ve yahudiye neden rağbet eder ki Müslüman Türk evladı” diye de sordum kendime?
Kongre başlarken gelişmiş ülke liderlerinden kutlama telgrafları okundu uzun uzun. Çizgi roman kültürü nerede yaygın ise bilin ki o ülke gelişmiştir. Hem kültür üretirler hem de o kahramanlar üzerinden kültür ihraç ederler. Ne diyordu Cizvit Papazları “ Çocuklarınızı yedi yaşına kadar bize verin, sonrasında sizin olsunlar!?”
Ayrıca kültür ekonomisi oluştururlar, ülkeleri gelir elde ederler. Gelde bu hakikati bizim bir kayıt cihazı gibi ezberle yetişmiş ilim üretemeyen kafalara anlat. Gelde sanal kültür kahramanlarının ülkelerinin lejyonerleri, işgalci kolluk kuvvetleri olduğunu anlat!
Çocuk edebiyatında yokuz. Ülkemizde basılan kitapların %90 ı tercüme! Yani kilise kafasıyla Müslüman Türk çocuğu yetiştirmeye çalışan gafillere işin önemi nasıl anlatılabilir ki? Çizgi filmlerin öneminden, internet oyunlarının öneminden 5 yaşındaki çocuğunun eline akıllı telefonu tutuşma acziyetindeki gafillere konunun önemini nasıl anlatsam? Barby bebekle kadının ölçülerinin 90-60-90 olduğuna inandırılan bir nesle nasıl Hz. Fatıma olunacağından bahsedilebiliriz ki?
Merhametsiz bir nesil yetişiyor, Bizansın ilkeleriyle yetişen. Onun içindir ki AVM mabetlerinde büyüyen Hary Potter nesli “zulmün 1453’te başladığına inanıyor!”
Ben Ertuğrul!
Osmanlı başlarken Ertuğrul Gaziyle başlamıştı hikayesi.
Çanakkale’de okumuş çocukları katledilirken Ertuğrul Körfezinde, Ertuğrul Teryaresinin yardımıyla Nusret Gemisiyle mayın döşeyerek durdurmak istedik sanal akaide mensup insanları.
Ertuğrul gemisiyle son kez uzandık geniş coğrafyalara…
Şimdilerde yine bir Ertuğrul’la dirilişin peşindeyiz.
Mr. Nosam’a restimi çektim.
Dedim “ ben sizinle hareket etmeyeceğim!”
Fehmi abiyle mücadele etmeye devam edeceğiz sizin sanal dünyanızla ve sanal kahramanlarınızla.
Biz gerçeğiz ve gerçek olmaya da devam edeceğiz.
Kongrenin ayrıntılı notlarını sizlerle bilahere paylaşacağım.
Şimdi yeni maceralar için müsaadenizi rica ediyorum.
Washington’a Kelime-i Tevdhid Sancağını dikmeye gidiyorum. Kudüs’ü geri almaya!
Benim maceralarıma eşlik etmek isterseniz; buyrun!
Hem Fehmi abi "Çizgiroman okulu" açtı. Çocuklarımız batının sanal kültür kahramanlarıyla tek yanlı olarak yetişmesinler diye sanatçı yetiştiriyor. Yeni kahramanlarımız olsun diye!

FEHMİ DEMİRBAĞ