11 Mayıs 2018 Cuma

CEZAEVLERİ ÖZELLEŞTİRİLMELİ Mİ?
Doğrudur, cezaevine girmişliğimiz de vardır, mahkumlara seminer vermek için.
Maltepe cezaevinde seminere başlarken mahkumlara şöyle seslenmiştim: "Sizler ne şanslısınız! Hangi suçtan buradasınız bilemem ama, işlediğiniz suçlar için tevbe etme imkanınız var. Eğer samimi bir şekilde tevbe ederseniz Rabbimiz sizleri bağışlayacaktır. Devletin vermiş olduğu cezayı çekmek, tamamlamak durumundasınız belki amma, ahirette çekeceğiniz ceza için şimdiden kurtulabilirsiniz. Kendinizi bu açıdan sıfırlayabilirsiniz. Geriye kalan ömrünüzü bu şuurla geçirirseniz, ibret alırsanız, tevbe ederseniz ahiretiniz açısından güvende hissedebilirsiniz kendinizi!"
Seminer sonrası cezaevi yetkilisi arkadaş "Hocam buraya seminer vermek için, nasihat vermek için çok sayıda kişiden yardım alıyoruz. Herkesin ilk tepkisi siz suçlusunuz. Cehennemde yanacaksınız!"
"Ele verir talkını, kendi yutar salkımı" durumuna düştüğümüzden beri...
"Bana ne, sana ne, ona ne, kime ne" deyip benmerkezci olduğumuzdan beri...
"Allah-u Alem demeyip, elalem ne der" deyip başkalarının kanaatini gözeterek yaşadığımızdan beri...
"İrşad'ı-tebliği bir kenara bırakıp, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dediğimizden beri...
Helali- haramı, kul hakkını hayatımızdan çıkarıp, "Devlet malı deniz, yemeyen domuz" dediğimizden beri...
İçki, kumar, faiz ve zina ile gündelik hayatımızı kuşattığımızdan beri...
Toplumumuz suçlu üretiyor.
"Emr-i Bil Maaruf, Neh-i Anil Münkeri" bıraktığımızdan beri...
İyiliği hor görüp kötülüğü baştacı yaptığımızdan beri 300 YILDIR ÇEKTİĞİ BELALARA İLLALLAH DİYEN ÜMMET, HAKKIYLA "LA İLAHE İLLALLAH" DİYEMEDİĞİ İÇİN BU AFETLERE MÜSTEHAKTIR...HALA DA ANLAYABİLMİŞ DEĞİL!
Yüzbinlerce tutuklumuz-hükümlümüz var. Siyasi suçluları saymıyorum. Ceza evlerimizin kontenjanı 163 bin küsur.
Sokaklar, okullar potansiyel suçlularla dolu.
Cezaevlerinin cezalandırıcı olduğu kadar aynı zamanda ıslah edici özelliğinin de olması gerekir.
Düşündüm de...
Cezaevlerinin bir kısmı özelleştirilse...
Geliri özellikle maddi suçlardan dolayı içeri girmişlerden...dolandırıcılardan temin edilse. Mal durumu iyi olanların masrafları kendilerinden, yakınlarından tahsil edilse.
Ayrıca büyük bir imalathaneye dönüştürülse cezaevi... Mahkumlar istihdam mantığında çalıştırılsa. Bir okul düzeneğinde eğitim verilse bunlara. Diyanet dini eğitimlerini verse ayrıca.
Yani ülkeye ekonomik açıdan da külfet olan cezaevleri özelleştirilemez mi? En azından belirli suçtan mahkum olanlar için.
Hani bu konuyu bi düşünelim derim.
Kısa kestim mevzuyu...Uzun uzun konuşalım derim amma!
Toplum bu yapısıyla suçlu üretmeye devam ediyor. Tıkanıklığı af yöntemleriyle halledemeyiz.
Kader mahkumları kavramı bile sıkıntılı. Ya bu mahkumların mahkum ettikleri.
Geciken adaletten tutunda haksız adalet uygulamaları da malum kanayan yaralarımızdan.
Üff ne bileyim yaa...Bir şeyler yapmamız gerekiyor, bir onu biliyorum. Toplumda güven, hoşgörü gibi kavramlar gümbürtüye gitmek üzere. Azgınlaşan, hayvanlaşan bireyler hele bir de gruplaştılar mı iyice tadı tuzu kalmıyor hayatın.
Şehirleşme-modernleşme-sekülerleşme-din bezirganlığı ve cehalet tırtlattı bizi.
İşin temeline inen kafa sayısı da azaldı. Toplumda, anketler öyle diyo birbirine güvenen insan sayısı yüz kişide iki.
Uyarılar tedirgin edici.
Hele bir de nüfusumuzun üçte biri oniki yaşın altındayken bu yetişkin yapımız bu çocukları kendilerine benzetecek, maazallah!
Dertlendim işte...Paylaşayım istedim.
FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder