14 Kasım 2018 Çarşamba

MÜTEREDDİD KALMIŞ ESKİ BİR MÜCAHİDİN MÜTEAHHİT OLUNCAYA KADAR Kİ MÜTEADDİT HİKAYESİNDEN BİR BÖLÜM!
TEREDDÜDSÜZ OKUYABİLİRSİNİZ!
Sokaklarında İstanbul'umun,
kimsesizlere kimse...
pınarları kurumuşken, çeşmeleri...
yad edilesi günlerin,
kuru hatıralara terk edilip te...
Beyazıt meydanında, kahrolsun nidaları altında
yakıp ta israil ya da amerikan bayraklarını,
hayta mı çocuklardık yoksa!
Yoksa yoksulluğumuz muydu,
bir arada tutan bizleri?
Şimdilerde randevu peşinde koşarken
polis kovalardı oysa bizi,
cebimizde demokrasi risalesi,
bir diğerinde Hasan El-benna!
En çokta bediüzzaman!
Bir mahallenin 40 kişisinden birisi,
şimdilerde tanıyanı olmayan,
oysa bağırınca sokağın bir ucundan,
sarhoş sadaları susardı...
Biz konuşurduk,
Hakim susardı, savcı...
Yürekliydik...
Zalime sille, mazluma teselli!
Birileri müjganla ağlaşırken,
biz hocalar efendi derdik, efendi efendi..
Bir reisimiz vardı, yüreğimiz,
Uğruna gömlek değiştireceğimiz...
oysa haramilerin peşindekiler,
bizlerdik...
company cemaatleri nerden bilirdik
İstanbul vardı, lağım kokardı...
İstanbul geleceği boğardı...
Abilerimiz vardı az da olsa,
Bulamaç değildi hiç bir şey,
Bir Ayasofya açılsa
Bahar gelecekti sadabad'a!
Sıkılı yumruklarımızda saklıydı
Sanki peygamber sancağı!
Toplanmalar gizliydi,
taarruzun adı tebliğ!
Parola ayrılırken,
selamun aleykum.
Parmakta gümüş yüzük,
Koltukaltına sürülen hacıyağı,
Beyazıtta beyazsaray!
Valilik makamı, Çakaloğlu!
Masrafsız militanlardık hasılı!
Devletler kurar, yıkardık sabaha doğru...
Aşk namahrem, oyalanmak abes,
nalbur rıza sponsorumuz!
Eskilerde hayırseverimiz!
Milli gazeteyi Beyoğlu meyhanelerine sokmak,
cihadın en büyüğü: Allahüekber!
32. günler istihbaratımız!
Edip yüksel sapıtmış; şok!şok!şok!
80 ler, 90 lar...
şimdi hepsi birer dizi...
Ya biz yanlış çocuklardık,
ya yaşadıklarımız yalan...
Teğet geçerken hayat bizi,
biz yanlış şıklar kurbanı...
Aynı mahallenin başka çocuklarını bilmedik,
Biz bize büyüdük, birlikte büyüttük,
dinlediğimiz masalların canavarlarını...
Derken,
gökten 3 elma düştü!
Lat, menat, uzza!
Kimimiz servetin kulu,
Şehvetin bazımız,
Şöhretse hepimize İlah!
Tevbe kapısı yok!
Akıllar kira da!
Binlerce helvadan tanrı,
Acıkınca yediğimiz...
Seccadeler boyu eğilip bükülmeler,
sayısız umre, sayısını unuttuğumuz kabe turizmi,
Aç kalışımızın bittiği dominoslar,
elimizin altında zemzemimiz, colalar!
Arakanda yakılmış Müslümanlar,
Yemen fakir yer, para etmez...
Kudüs elden çıkalı çok olmuştu da
yakıştıramıyorduk işte...
Kabenin işgalini de zem zem Towersle
yada istanbul'un sokaklarını...
Mall Of İstanbul!
The stanbule!
Kültürel işgal kuvvetlerinin markasında,
fast foodlar fat madamlar!
Hemen yardım toplayalım!
Çokça almaya hevesli adam var tanıdık...
Suriye, ırak, pakistan! Dıgıdık dıgıdık!
Zannetme; yardımları alacak; Kimse yok mu?
İtira etme sus, konuşanlar ne yumuşak ne kırık!
Çok olduk, çoğaldık...
İstanbul'umun sokakları şimdi pek şenlik!
Site site kuşatıldık!
Çok olduk, çoğaldık...
Hayallerimiz...
Hayaletlerimiz...
Hayatlarımız... Kocaman oldu!
Ama kayboldu hayalarımız...
Küçülense adamlarımız...
Herşey arzu ettiğimiz gibi başladı,
Planlarımız bizden gibi...
Projelerimiz...
Necibimiz yok lakin...
Cemil adamlarımız..
Hışırtılı kasetlerden çıkmıyor sesi Timurtaş'ın!
Tam ekran, HD kaliteli hocalar şimdi.
Biz savaşı kazandık, öyle dediler...
Ganimet milyar dolarlar!
Öyleyse...
Hala neden gelir mazlumların iniltileri,
sokak aralarından!
Neden hıçkırıklar...
ben neden yazdım bu dizeleri?
neden mutsuzum, lale bahçelerinden?
...
Kır kalemi şair,
Radikal şimdi gazete adı; kapandı ama!
Tesettüzsüzce...
Herkes Cuma kılıyor artık,
Mektup bitti, E-mail devri!
Bak Hasan Nail'de gideli 9 yıl olmuş,
Mezat kültür sanat,
Eskileri (seni-beni) elden çıkart!
Ara eskilerden bir köşe kapanı,
bük boynunu, yut, yut!
İş iste, ihale!
Eskiler mi?
rahatlat kendini; unut!
Avun ve avut!
Taki senden vazgeçilinceye kadar,
sürsün saltanatın!
FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder