18 Aralık 2018 Salı

KASABANIN ŞERİFİ ACUN EFENDİNİN PSİKOPAT MASTER ŞEFİ MR. PAPAĞAN
Say bakalım 100' e kadar, desem parmaklarından destek almadan yapamaz, ama parmak sallar hakikate!
Tuzsuzluğun bu kadarına da pes. Yani tadını kaçırmayalım bazı şeylerin.
Tek bir tuz tanesindeki atom'dan haberi olmayan, bihaber! Saniyede 1 milyar tane sayacak hıza olsan bile tüm atomları saymak için ihtiyacın olan sürenin 500 yıl civarı olduğunu bilir misin? Sen 70 yıllık ömrünü haybeye geçirme bari. Bırak lüzumsuz numaratörlüğü...Tapu biriktirmeyi, banka hesaplarını şişirmeyi.
Dakikada 60-80 arası çarpan kalbinle bir düşün. Düşün dakikada 615 kez çarpan sinek kuşunu.
Tek bir bakterinin DNA' sının içerdiği bilgi herbiri 100 bin kelimelik 20 romana denktir.
Ah pardon, siz uzun yazıları okumazdınız değil mi?
DNA 3 milyar harften oluşan, canlı ile ilgili tüm bilgileri
saklayan muazzam büyüklükteki bilgi bankasıdır. Banka dedik, faiz yuvasından bahsetmiyoruz ama.
DNA'nın kopyalanması 1000 ciltlik...yani 1 milyon sayfanın kopyalanması ile eşdeğerdir. Bu 1 milyon sayfanın 20-40 dakikada hatasız olarak kaydedilmesi demektir.
Bir ağacın yapraklarının rengini, bir kurdun azı dişlerinin büyüklüğünü, bir zürafanın boyunu veya ayak parmaklarımızın şeklini DNA belirler.
DNA, hücre çekirdeklerinin hepsinde bulunan kromozomları oluşturur.Her bir kromozomda, tek,uzun bir DNA molekülü vardır. Bir DNA molekülü insanın tek bir saç telinden binlerce kere daha ince olduğu halde yüzlerce ciltlik ansiklopedinin bilgilerini içermektedir..Bir DNA molekülünün belirli bir genetik özellik İçeren kesitine GEN adı verilir.
İşte biz Acun efendinin kepazeliklerine kilitlenirken batı dünyası bu konuları işliyor.
Biz ise şurda yazılı iki satır yazıyı bile okunmaya tahammülsüsüz. Ya da çapımız yok ki anlayalım, kavrayalım.
Frekansı konuşuyor insanlar. Biz geri zekalı tv yayınlarının yaymış olduğu frekansların içeriklerin zararlarından bile bizar olamıyoruz.
Beyin Dalgaları...
Delta, Teta, Alfa, Beta ve Gama...
5 çeşit beyin dalgası var ve neredeyse müzik notaları gibi çalışıyorlar. Bazıları düşük frekanslardır, diğerleri yüksek frekanslardır. Birlikte uyum yaratma gücüne sahipler.
Düşünceleriniz, duygularınız ve hisleriniz mükemmel dengede, etrafınızdaki her şeye odaklanmış ve açık durumdadır.
Birisinin “Daha rahat olmak ve iç huzuru bulmak Alfa beyin dalgalarımı eğitmek istiyorum” gibi bir şey söylediğini duydunuz mu? Aslında, insanlar belirli bilinç durumlarına sokmak için belirli beyin dalgalarını harekete geçirebilen biyo-geri bildirim makineleri hakkında konuşuyorlar. Eh, burada dikkatlice adım atmalıyız…
“Göz kavrar beyin ise o şeye şekil verir.”
Beyin dalgalarımız söz konusu olduğunda, otantik sağlık ve mutluluğun anahtarı, her birinin kendi sıklıklarında ve optimum seviyelerinde çalışmasına izin vermede yatar. Ayrıca statik olmadıklarını da hatırlamalıyız. Daha çok yaşlandıkça değişirler. Dolayısıyla, daha iyi odaklanmak için Beta dalgalarını ya da daha iyi ruh sağlığı için Gama dalgalarını eğitmeye çalışmak faydasızdır.
Gerçek şu ki, hiçbir beyin dalgası türü diğerinden daha iyi veya daha fazla “özel” değildir. Hepsi önemlidir, çünkü bunlar nöronlarımızın ve zihinsel durumlarımızın elektriksel aktivitesinin sonucudur.
Hepimiz biliyoruz ki beyin bir elektrokimyasal organdır. Aslında, nörologlar, tüm sinir hücrelerimizin aynı anda aktif hale gelmesi durumunda, bir ampulü açmak için yeterli enerjinin olacağını açıklar. Ne kadar şaşırtıcı değil mi!
Bu elektriksel aktivite, farklı beyin dalgalarından sorumlu olan şeydir. Her aktivitenin, zihinsel durumun ve düşüncenin bir çeşit beyin dalgası yayabildiği karmaşık, büyüleyici ve mükemmel bir süreçtir.
Gün boyunca, beynimiz beş çeşit beyin dalgasını aktif tutar. O sırada ne yaptığımıza bağlı olarak, bazı beyin dalgaları beynin bazı bölgelerinde daha aktif olacak, diğerleri ise diğer alanlarda daha az aktif olacak, ancak hiçbiri kendi başına “kapalı” olmayacaktır.
Örneğin, Alfa dalgalarınız bir noktada frontal lobunuzda yoğun olarak aktif olabilir, bu da sizi biraz endişeli hissettirecektir. Bununla birlikte, oksipital alandaki bu aynı Alfa dalgaları ideal bir rahatlama durumu anlamına gelecektir. Bu nüanslar akılda tutmak için iyidir.
Manyetik alan üzerine çalışırken batı dünyası biz yarışma programlarındaki kart karıların ya da posası çıkmış ihtiyarların elektrik alış-verişlerini konuşuyoruz.
Cürmü yeten devam etsin:
DNA bir organizmanın oluşuma ilişkin bilgileri taşır.DNA molekülleri, hücre çekirdeğinde bulunurlar ve vücudumuzda bulunan tüm proteinleri oluşumu sırasındaki kodlamış bilgileri içerir.DNA’nın protein yapma işlemi ,inanılmayacak derecede kusursuzdur. DNA molekülü bükülmüş bir merdivene benzer.Her bir hücrenin DNA merdiveni hem anneden hem babadan gelen genleri içerir.Merdivenin basamakları,timin (T), adenin (A), sitozin (C), ve guanin ( G),adı verilen bazların kusursuz düzenlenmesiyle oluşur.Her bir aşamanın tamamlanması için bir baz çifti, belirli bir kombinasyonla eşleşir. T her zaman A ile, A da her zaman G ile eşleşir. Buna karşılık, C her zaman G ile ve G de her zaman C ile eşleşir. BU eşleşme, DNA’nın kendini kopyala işleminde önemli rol oynar.
Kopyalama işlemi başladığında DNA dizeleri çözülür ve baz çiftleri birbirinden ayrılır. Bu aşamada molekül, açılmakta olan bir fermuara benzer.Daha sonra serbest halde bulunan timin (T), adenin ( A), guanin (G), ve sitozin ( C),içeren nükleotidler, dizideki eşleşmemiş bazlara katılırlar. Serbest halde bulunan A’lar T’lerle, serbest halde bulunan T’lerle A’lar eşleşir.Aynı şekilde serbest halde bulunan G’ler C’lerle,ve C’ler G’lerle eşleşir.
Dizideki eşleşmemiş moleküllerin her biri, yalnızca belirli bazlarla eşleşeceği için DNA kendisinin mükemmel bir kopyasını üretebilir.Böylece eskiden tek bir DNA molekülün bulunduğu yerde kısa bir süre içinde iki özdeş DNA molekülü ortaya çıkar. DNA’nın içerdiği bilgiler bu şekilde kopya edilirken, bir hücre bölünebilir ve bir organizmanın nasıl oluşacağı hakkındaki bilgilerde nesilden nesile geçmiş olur.
***
Nesilden nesile derken; biz de nesillerimizi nasıl tarümar ederiz isimli ahmakça bir düzende soluk almaya hayat adı veriyoruz.
Vesselam...
Artık yazasım değil, kusasım geliyor!
FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder