30 Ocak 2019 Çarşamba

BTS ARMY VE NAYLON ÇORAP

"Zeytin yağlı yiyemem amman" diye başlıyordu Türkü. Hakir görüyordu yani Zeytin'i. Tin suresinde "İncire ve zeytine andolsun" diye betimlenen nimeti.
Zeytin ağacıyla incir ağacı aynı dönemde meyve verir. Zeytin sineğinin, zeytin ağaçları ve zeytin meyvesine zarar vereceği dönemlerde, iyice olgunlaşan incir ağaçlarının meyveleri bal dökmeye başlar. İncirin balı, zeytin sineğine cazip gelir ve zeytin yerine incir meyvesini tercih eder. Zeytin alanlardaki incir ağaçları tıpkı bir paratoner gibi zeytin sineklerini üzerine çeker. Olgun incir meyvesinin balını yiyen zeytin sinekleri de bir süre sonra zehirlenerek ölür.
Eskiden her zeytin bahçesinde 3-4 incir ağacı bulunmasının nedeninin bu olduğunu ama sonraki nesillerin bu gerçeği bilmediği için sinek topluyor diye incir ağaçlarını kestiğini nasıl açıklayalım ki toplumumuza?
Yani mısırözü, ayçiçek yağlara, margarine yöneltildiğimiz 50'li yıllardan bahsediyorum. Dönümlerce binlerce yıllık zeytin ağaçlarını katlettiğimiz...Elde ettiğimiz pek az zeytin yağını da sağlıklı yaşamak isteyen Amerikalılar'a ihraç ettiğimiz...Süt tozuyla beslendiğimiz...Bir kurbanlık koyun gibi Amerikanın önüne kapaklanmaya başladığımız yıllardan!
55 yılına geldiğimizde sırf Conilere yaltaklık adına müsebbibi oldukları Kuzey- Güney Kore savaşına asker gönderdiğimiz, Güneylilerin safında yer tuttuğumuz...
Bunun için Menderes ezanın aslına dönmesi tavizini kopartmıştı yankilerden. Ceza kanunu 163 ile 5816 sayılı yasa karşılığında ama.
Koreliler pek sevdiler bizi. Beraber 60 lı yıllarda bir olduk Almanya' nın madenlerini doldurduk işçi olarak. Ayrıca kovboy Moon tarikatıyla dinlerinden vazgeçmeleri karşılığında kapitalistleşmelerinin ve gelişmelerinin önünü açıverdi.
Küresel programın icabı son zamanlarda nötr cinsiyet projesi gereği de bütün dünyada kore rüzgarları esmeye başladı. Kore sineması, kore filmleri, kore müziği derken köse erkeklerinin şahsında cinsiyetsizleştirme çabalarında rol model olmaya başladılar.
Hele bizim imamhatipli kızların bile dahil olduğu BTS isminde 7 kişiden mürekkep bir topluluk var ki; evlerden ırak. Fanları kendilerini BTS ARMY olarak tanıtıyorlar. Pardon; BTS diyemezsiniz: BiTiEs demeniz gerekiyor!
BiTiEs'in askerleri yani!
Klipleri milyara yakın kitleleri tarafından yakından izleniyor. Web aleminde nasıl BTS Army olunur diye milyonlarca tıklamanın yapıldığı mecralara sahipler. Adeta yeni bir dinin amentüsünü iddia edecek kuralları var.
Sorun çocuklarınıza, onlardan habersiz velet kaldı mı? Rap Monster, Jin, J-Hope, Suga, Jimin, Taehyung(V), Jonkook ismindeki 20 li yaş ortalamasındaki bu gençlerin sizin 15 yaş ortalamasındaki ergen veletlerinizin üzerindeki etkisi sizden daha fazladır. Bundan emin olabilirsiniz. Kız mı erkek mi belli olmayan görüntüleriyle, feminen kıyafetleriyle, lgbt renkleriyle çocuklarınızın rol modeli olan bu grubun dünyanın nereye doğru evrilmeye çalışıldığının da bariz bir kanıtı.
"Basma da fistan giyemem" diye devam ediyordu Türkü. Pamuklu o canım kumaşlar bu aşağılamadan sonra elbette yerini naylon kıyafetlere bırakacaktı.
Olayı benim doğduğum yıla götürelim bu kez...

Naylon çorap'ın yeni çıktığı, yer yataklarının yerini ağır ağır yaylı ranzalara bıraktığı yıllardır. Yıl 1964. Reşadiye'nin Hatipli Köyünde orta boylu, kumral saçlı, siyah gözlü, güzel bir kız yaşamaktadır. Evlenecek kızlar için ''lüks'' olan naylon çorap giymek, karyolada yatmak özlemi, öğretmenle evlenince giderilmektedir.Bu kız, daha küçük yaşlarda öğretmene varma özlemiyle yetiştirilmiştir. Annesi, çocuğunu; "A benim öğretmene layık kızım, seni öğretmene vereceğim..." gibi sözlerle yönlendirmektedir. Ancak, kız büyüyüp gelinlik çağına gelince köyün zenginlerinden birinin çobanlık yapan oğluna nişanlanır. Aynı zamanda köyde öğretmen okulunu bitiren bir genç de bulunmaktadır. Kız da bu gence sevdalıdır. Bu sevda yüzünden nişanlısından ayrılır. Fakat, bu kez de öğretmenin babası, oğlunu köy kızıyla evlendirmek istemez; çünkü, oğlunu şehir kızıyla evlendireceğine yemin etmiştir.

Ailesi tarafından aynı köyden bir başka çobanla on bin lira başlık parası için evlendirilmek istenir. Kızın, öğretmene olan sevdasının yanında, öğretmen hanımı olmak, karyolada yatmak, naylon çorap giymek hayalleri de yok olmuştur. Düğün hazırlıkları başlar. Düğün günü gelir çatar. Kız başı yıkanır. Adet gereğince başı yıkanan kız, köyün çevresinde gezdirilir. Bu gezi sırasında gelinin mani söylemesi gerekir. Kız, öğretmene sevdalı olduğu için mani yerine sevdasını şu türküyle dile getirir;

"Öğretmene varamadım
Naylon çorap giyemedim
Karyolada yatamadım
Abum abum gız abum..."



FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder