2 Aralık 2019 Pazartesi

HIZLI YAŞA GENÇ ÖL, CESEDİN YAKIŞIKLI OLSUN!
Ey kalbi güzel insanlar...Ya da güzel kalbli insanlar! Kalbinizi iyi dinleyin. Kulak verirseniz size neler söyler, neler?
Kalbimiz her gün bir kamyonu 32 km. götürecek kadar enerji üretir. Ömür boyu ürettiği enerji ile dünyamızın uydusu Ay'a gider geliriz.
Ama siz siz olun yine de Amerika'nın aya yolculuk palavrasına inanmayın.
Kalbinizi dinleyin. Aklınızı da bilgi ile besleyin.
Sorsanıza kalbinizi bir ritm ile çalıştıran ne?
Kainat kitabını hele bir okumaya başlayın, sizi şaşkınlıklara götürecek nice gerçeklikle karşılaşacaksınız.
İnin bakın misal, okyanusun diplerine.
Elektrik üreten balıklardan Torpil Balığı'na bir bakın. Sorun kendisine, "Hey birader...1000 voltluk elektriği nasıl üretiyorsun. Bu güç bir evi bir gün süresince aydınlatabilecek bir enerjidir."
Tabi sen bu soruyu soramazsın.
Çünkü ülkendeki elektrik santrallerini doğal gazla çalışır hale getirdin. Dünyanın en pahalı doğalgazını kullanıyorsun hemi de. Ayrıca ülkende bulunan Toryum kaynaklarından bile habersizsin. Bir çuvalıyla bir şehrin tüm enerji ihtiyacını karşılayacak faydalı nükleer yakıttan...
Bütün bu soruları soramazsın. Çünkü henüz dünyanı bile tanımıyorsun. Saatte kendi etrafında 1670 km hızla dönen bir gezegende yaşıyor ama neden savrulmuyoruz diye sormuyorsun bile. Yerçekimi deyip geçiştirme lütfen. Dünyanın magmasındaki bir ateş kütlesinde yüzdüğünü bile unutuyorsun di mi?
Aynı dünyanın güneşin etrafında dönüş hızı ise 1670 km nin 60 katı; saatte 108 bin km.
Ama sen bu aralar çok meşgulsün. Rakamlarla aran pek iyi değil. Patates, soğan ve döviz fiatlarına kilitlenmişsin. Bir de yılbaşında ki büyük ikramiyeye. Oh ye!
Hoş senin içindeki süratten de haberin yoktur ey Adem'in oğlu-Havva'nın kızı!
Ey atomlardan ibaret olup, yaradılmışların en şereflisi olan...Seni bu şerefe düçar kılan idrak mekanizmandır. Tefekkür etsene. Düşünsene hikmeti.
Her atom bir çekirdek ve etrafında dönen elektronlardan ibarettir. Elektronlar saniyede 1000 km hıza sahiptirler. Yani bir saniyede İstanbul'dan Antalya'ya yolculuk mesafesi kadar.
Şimdi düşünmeni istiyorum: Dünyamıza 6500 km uzaklıkta bulunan Yengeç Pulsarı (Pulsar, içinde bulundukları nebulaların çekirdeği ve kalbi hükmünde oldukları kadar, kalp atışları gibi harika fasıllarla (ritimlerle) uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızlarıdır.) bize biraz daha yakın olsaydı şiddetli radyasyona tabi kalırdık.
Pulsarın yaydığı X ve Gamma ışınları çok yüksek frekansta olacağından hücrelerimizin materyali olan DNA larımız parçalanırdı. DNA ların parçalanacak raddede olması ise tüm canlılığın yok olması demektir.
Kainatta tesadüfe yer yok dostum.
Tesadüfsüzlüğü var eden Rabbimize hala şükretmeyecek miyiz?
Secdeler bizi bekliyor birader!
Bütün insan ırkını bir küp şeker boyutuna sıkıştırabileceğimiz
bilgisi size inandırıcı gelir mi? Eğer gelmediyse yanıldınız. Evrende böyle
cisimler vardır, bunlar Nötron yıldızı olarak bilinen yıldız mezarlarıdır.
Güneşimizden 1.35 ila 2 katı ağırlıkta kütleye sahip yıldızlar ömürlerinin
sonlarına doğru kendi içlerine çökmeye başlarlar. İçlerinde yerçekimi o kadar
güçlüdür ki, atomu bile yerle bir edip elektronla protonları nötrona
dönüştürür. (Nötron yıldızlarında yerçekimi o kadar güçlüdür ki 1 metreden yere bırakacağınız cisim yere çarptığında 7.2
milyon kilometre/saat hıza sahip olacaktır.) Atomun %99.9999999999999 boştur, atom içine çökünce doğal olarak bu boşluk kaybolur. Çok yoğun, sadece nötronlardan oluşan bir madde yığını kalır ortada. Bu kadar sıkıştırılmış bir ortamda
bütün insan ırkının işkâl edeceği hacim bir küp şekere eştir. İşte bu cisimlere Nötron yıldızı denir. Nötron yıldızlarından alacağınız bir çay kaşığı maddenin ağırlığı 900 Büyük Gize piramidi ağırlığında olacaktır. Eğer dünyayı bir Nötron
yıldızına dönüştürseydik, Beyoğlu kadar bir büyüklüğe sahip olacaktı.
Yıldızlar da kayar durmaz yerinde
solar güzelliğin kalmaz yüzünde
sensiz can verirken son nefesimde
bir yudum su vermeye gelemez misin?
Not: İlk Pulsar yıldızı, 1967 yılında Cambridge’te bir kız öğrenci Susan Jocelyn Bell tarafından radyo teleskopu aracılığı ile “görüldü”. Bell o zamanlar 24 yaşındaydı. Pulsar yıldızları ile ilgili 3 tane nobel ödülü verilmesine karşın (ki bunlardan biri Bell’in hocası Anthony Hewish’e verildi), Bell’e nobel ödülü verilmedi. Büyük astrofizikçi Fred Hoyle dahil çoğu bilim adamına göre bu bilim tarihinde yapılan en büyük haksızlıklardan biridir. Bell buluşu yapan radyo teleskopunu inşa etmek için tam 2 yıl çalışmıştı. Hocası Hewish gözlemin hata olduğunu iddia etmiş, Bell ısrarla gözlemini savunmuştu. Hocaları bu radyo dalgalarının uzaylılardan gelen mesaj olduğunu savundukları zamanda, aynı türde radyo dalgaların evrenin çeşitli yerlerinden geldiğini görüp bu iddialarını çürüten gene Bell’di. Bilim dünyası insanların sandığı kadar adil değildir!
FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder