28 Ağustos 2020 Cuma


NEDEN TÜRKÇE TİŞÖRT?

Bilen bilir, ben tişörtlerimin tasarımını kendim yaparım. Seminerlerde, tv ekranlarında, kamuya açık alanlarda bu tişörtleri giyinmeye özen gösteririm.
Yeni sezon için yeni tasarımlar yapıyorum, bu aralar.
Neden mi?
İnanacaksın kardeşim. Rabbine, ahiret gününe, adalete, akla, dürüstlüğe, üretmeye, paylaşmaya...kendine!
İnanacaksın kardeşim ayrıca domuzdan post gavurdan dost olmayacağına!
İnanacaksın, kaya gibi imanın olacak, çelik gibi...elmas gibi! Eksiğini gediğini gidermeye inanacaksın. Cehaletin en büyük bela olduğuna. Kibrin, yalanın sana kötülükler getireceğine inanacaksın. Tembelliğin de...
Eksiklerini gidermek için Cihad edeceksin. Mücadele edeceksin her türlü yoksunlukla! İyiliği çoğaltmanın derdine düşeceksin, kötülükle de mücadele edeceksin; elinle, dilinle, kalbinle mesafeler koyacaksın arana kötülükle!
Kötülere fırsat vermeyeceksin bir de.
Merhametli olduğun kadar uyanık da olacaksın. Saf kalacaksın, safdirik olmayacaksın!
Unutma hayat iman ve cihad'dır.
Bak gavura; tshirti(tişört) esvabın yaptı. Artık onlar gibi düşünüyor, onlar gibi yaşıyorsun!
Ama bu kadar da salak olma be kardeşim.
Sen tekstil ülkesisin.
Onların markalarına üretimler yapıyorsun.
Taşeronsun.
Ama bu kadar da aptal olmak zorunda mısın be kardeşim?
Gavurun tabelası oldun da haberin yok.
Onların markalarını göğsünde taşıyorsun giydiğin tişörtlerle.
Allah'ın Sivaslısı, Tokatlısı, Trabzonlusu! Dilimi konuşamıyorum diye ciyaklayan Diyarbakırlı!
Bir bak üzerindeki tişörtte yazana; Texsas yazıyor, Paris, Newyork, London!
Çocuklarına onların kahramanlarının baskılarının bulunduğu tişörtlerini giydiriyorsun, farkında bile değilsin. Her biri Spiderman, Süperman! Kaptan Amerika varken Musab'dan bahsetme boşuna çocuklarına! Amerikan, İngiliz bayraklı tişörtlerle dolaşıyor gençlerin!
Onlar gibi düşünüp, onlar gibi yaşıyoruz.
Onlar gibi yiyip, onlar gibi giyiniyoruz.
Hem de çoğunu biz üretiyoruz o kıyafetlerin.
Alınterimizle üç kuruşa mal ettiğimiz o tekstil ürünlerini otuzüç kuruşa geri alıyoruz gavurdan.
Ezikliğimizi giderme pahasına marka marka adam olduğumuzu zannediyoruz!
Hayat iman ve cihad'dır.
Sahi biz neye iman ediyoruz.
Bir ömür boyu yaşam mücadelemizi neye, kime karşı yapıyoruz.
Sonra da göz yaşları döküyoruz; fakirliğimizden. Kendimizin sebep olduğu belalara kendi aptallığımızdan başka suçlular arıyoruz.
Kendi ellerimizle çocuklarımızı dönüştürüyoruz.
Hem de çokca paralar harcayarak.
Okullarda yapıyoruz bunu, kendi sokaklarımızda!
Kültür ekonomisinden haberi yok şanlı iktisatçılarımızın. Sanayicimiz markalaşmadan bizar!
Siyasiler nutuk derdinde.
Eğitimciler ezberlediklerini ezberletmeye çalışıyorlar yeni nesillere.
Yani devinim...Döngü berbat! Makus talihi değiştirelim diyen erbab yok.
Çilesi de bize düştü memleketin!
Tişört deyip geçmeyin!
Ben size uzun uzun emperyalist hikayeler anlatırım.
Gidin, uzanın Hindistan'a da parmakları kesilen dokuma işçilerinin ellerine bir bakının derim.Ya da Metropolitan defilelerine bir uzanın hele.
Israrlı bir cehaletle tek kişilik hücrelernizde kafanız ne kadar basar, bilemem. Mavi mürekkebi bıraktığımızdan beri indigo mavisinin tılsımındayız.
Kovboyların ve madene hücum edenlerin coğrafyasında ki bay Lewis e kulak verin bari. Ya da Türken Raus'mu desem?
E olacağı buydu!
İnandığımız gibi yaşamadık, şimdi yaşadığımız gibi inanmaya başladık!
Çok çağdaşlaştık be!
Efendilerimizden bile daha çok çağdaş olduk ya lan!
Yakın zamanda Heybeliada'da Querr Olimpiyatları düzenlendi, ondan bile haberimiz yok!
Çünkü;
Biz hergece Heybelide mehtaba çıkıyoruz.
Heybemizde ise ısmarlanmış gündemler!
HA BİR DE..
KADINLAR MESELEMİZ VAR Dİ Mİ?
İki yumurta kıramayan kadınlar için, size yaprak sarıp mantı açan kadınları harcadınız...
Okuma alışkanlığı Zara ya da Mango'daki etiketlerden ibaret olan kadınlar için Marx'ı, Engels'i tez konusu yapmış kadınları harcadınız...
3 bin dolarlık Tom Ford Black kullanan kadınlar için, mum kokulu kadınları harcadınız...
Göbeginizi iğrenç bulan kadınlar için, o göbeğe sarılıp uyuyan kadınları harcadınız...
Yemeğe çıktığınızda sürekli hesabı size kitleyen kadınlar yüzünden, "Bu sefer de benden olsun" diyen kadınları harcadınız.
"Manikürüm bozulur" diyerek ütü bile yapmayan kadınlar için, kirli donunuzu elinde yıkayan kadınları harcadınız...
Adnan Hoca'nın "kedicikleri"ni andıran kadınlar için, "Selvi boylum al yazmalım"ın Asya'sına benzeyen kadınları harcadınız...
Yağmur yağınca saçları bozulmasın diye en lüks cafe'ye dalan kadınlar yüzünden, kolunuza girip "Beraber ıslanalım" diyen kadınları harcadınız...
Cebinizde para yokken telefonunuza dahi bakmayan kadınlar için, "Canım sen çaldır, ben sana dönerim" diyen kadınları harcadınız...
Kuaförden çıkmayan kadınlar yüzünden, saçını süpürge eden kadınları harcadınız...
Model arabadan aşağısına binmeyen kadınlar için, halk otobüsündeki tek koltuğu sizinle paylaşan kadınları harcadınız...
Müzik zevki Aleyna Tilki'den ibaret olan kadınlar yüzünden, size çilingir sofrası kurup ud çalan kadınları harcadınız...
Televizyonda magazin programları dışında başka bir şey izlemeyen kadınlar yüzünden, sizinle üstüne formasını çekip maç izleyen kadınları harcadınız...
Lavinya şiirini vanilyalı dondurma zanneden kadınlar yüzünden, o mahûr beste çaldığında gözyaşları müjgan'la buluşan kadınları harcadınız...
"Parasız adam gereksiz adam" diyen kadınlar için, "İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur" diyen kadınları harcadınız...
Burnu aktığında Amerikan Hospital'a koşan kadınlar yüzünden, kırk derece ateşle yanarken alnına sirkeli bez koyan kadınları harcadınız...
Kredi kartlarınızın limitlerini patlatan kadınlar için, yarım kilo kıymayla beş çeşit yemek yapan kadınları harcadınız...
Saçlarınız döküldüğünde sizi beğenmeyen kadınlar için, kel kafanızı öpen kadınları harcadınız...
Zamanı gelince sizi bir kağıt parçası gibi buruşturup atan kadınlar yüzünden, aşkı için her türlü ihanetinize ve zorbalığınıza katlanan kadınları harcadınız...
FEHMİ DEMİRBAĞ












 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder