26 Kasım 2013 Salı

TUZU KURULAR ÜLKESİ


SÖYLE BANA MECALSİZLER MAKAMININ SULTANI,

HALA GEÇMİŞ ZAMANLAR COĞRAFYASINDA ŞİİR SEVMEYE CESARETİN VAR MI?

HELE BİR BAK DİYECEKLERİME; HAZIR KİRPİKLERİNE ŞİİR LEKELERİ DEĞMİŞKEN....

UZAN DOKUN SÖZLERİME Kİ, BELKİ DEĞİŞİR BU KEZ DÜNYA!

Ete kemiğe bürünüp,
Ademoğlu görünenler,
vay gidi oyalanasıcalar!
Geçim derdi olmayıp,
seçimde zorlananlar...
Ay onu mu seçmeliyim, bunu mu?
Dertleri dert, keder ki keder!
...
üstüne gitmeyin, ağlar!
Hay Allah, kararsızım!
Onu mu yemeliyim,
bunu mu giymeliyim?
Şimdi dinlence,
eğlence zamanı,
nereye gitmeliyim?
Yorulduk ayol, sayarken paraları...
Onlarda insan,
üzülürler de çoğu...
gözyaşları bol,
timsahlısından,
kıyafetleri gibi...
marka marka teselli,
doktor alışveriş yap dedi!
Salık verme, usul,
talkın talkın!
salkım; benim payım!
Deve görgücüyle mideye,
erkan böyle, huy böyle!
Sahtesinden besmele,
Allah'ın adıyla başlanır,
şanıyla bitirilmez...
slogan malum, çok şükür!
Tuzu kurular ülkesinde,
Allahın on kuluna bir pul,
bir puluna on kul!
Nuhun ki başka,
asıl benden sonrası tufan!
Göm başını kuma,
çal böyle, çal söyle!
Herodot tarih söylesin, ninni!
Ay çok banalsin, çok avami,
Harami ki ne harami!
Burunlar havada, kaf dağında,
dağları ben yarattım edasında!
kibir katık, öfke aparatif
Palavra; masallar devri!
Tuzu kurular ülkesi,
Güce tapanlar ülkesinin,
az ötesinde...
Tahtım taht, bahtım baht!
Şans, çirkin şansı...
Marifet, iltifata tabi...
övgü illa ki,
yergi gereksiz...
sabırsa, fakir işi...
umut, garibana fildişi!
Bunaldım, stresteyim canım,
ikikere iki neden dört?
rögar kapakları açık, ört, ört!
Şişikler, hepsi bir millet
Tuzu kurular ülkesinde...
İtinayla ahkam kesilir,
kurban niyetine!
İbrahimin hikayesi,
halil ibraam sofrası,
İsarda ne, hele infak!
Artıklarım, artık zekat!
fitre, sadaka; oh rahatladım!
Ben ki seçkin, sen zavallı,
Hemi de pek bi akıllı!
Tuzu kurular ülkesinde,
Rütbe Allah'ı kandırmak
Dua değil, maval okumak,
insanlık mı?
hepsi birer basamak!
Egoma dokunanı yakarım,
şeytandır benim, ortağım!
Kader, günah keçisi,
Ben güçlerin efendisi...
Tuzu kurular ülkesinde,
tek korku,
mazlumun ahı,
bir de göz yaşı...
Görmeyin canım, sizde,
ya da görmezden gelin!
tuzu kurular ülkesinde,
velhasılı;
işler; yaş, yaş!
...
beis yok! aynı yatakta sabahladıklarım,
şimdi düşmanlarım...
zekatımı çaldılar,
fidyemi, sadaka mı?
imdaat! kimse yok mu?
...
keçi sakallı lejyonerler saldırın!

Güce tapanlar ülkesinde,
kemik; kutsal aş
sunaklarda çocuklar
milli marş; ne kuru, ne yaş!
ruhlar taş!
kadınlar meta,
aile mevta!
adamlar kukla!
Ferisiler yazıp, bozmakta
oyun; ibadet,
tanrılar dahi vatandaş!
gayri safi milli amentü!
Anayasa yok,
akla esen kanun,
bük bileğimi gardaş;
iflastır sonun!
Güce tapanlar ülkesinde,
ne yaz, ne kış
mevsim ne dediysek o!
kar yağacak ya da yağmayacak!
küresel ısınma, kutup ayılarına!
Bugün sıra bende,
şimdi istismar zamanı!
Eskilerden bahsedeyim mi canım,
uyuturum belki...
helal ile haram yasak kelime,
fetvalar resmi onaylı,
karar; el-cevap:
ya getiri ya götürü...
Güce tapanlar ülkesinde,
mevzuat hazretleri şah mı şah,
daha çok eğilen tek padişah!
Mürekkep yasak, harf yasak,
kokmayın diye çözüm, sarımsaklamak!
illaki savsaklamak!
yok yok değil lakin,
fikir,izan ve insaf...
Güce tapanlar ülkesinde,
birdirbir binbirdirek,
sınırı olmayan ülke
başkenti egonuz,
rüyalar bile patentli.
Ütopyamız;
Belki bir kadın,
bir de bir adam,
gerekecek...
Musa doğacak...
Asasının gölgesinde,
vaad edilmiş bir ülke belirecek!
Alan memnun, satan
güce tapanlar ülkesinde
değişmeyen tek şey değişim!
Putlar satranç tahtasında,
piyon bir senin, bir benim!
Böyle gelmiş böyle gider,
yolu bulmak tek şose!
İlk taşı atacaklar yok lakin,
herkes günahkar, herkes masum!
Bir mermer lahit,
şehirden çıkış yolu,
kefen üniforma, ceplisinden...
Meyyitler başvekil,
meçhuller mebus!
Güce tapanlar ülkesinde,
korku elzem,
beklemek kabus!
Ah kudüs, ah kudüs!
Kara, renklerin sultanı...
Ak güvercin kafesinde, sus!
bir uzak düş, endülüs!
Burdan kabe'ye yol yok,
yordam yok...
pus mu pus!
sus!
...
ey! inandığı gibi yaşamayıp ta,
yaşadığına inanan milletim,
bunları unut;
hani,
yüzyılın başında,
almanlar ve sairleri,
arkeolog olmuşlardı,
bağdat demiryolu filan...
petrol bölgelerine girmişlerdi de,
hani,
güzide anadolum,
tezek yakmakla meşguldü...
bakın kuluncağa,
toryum yataklarına...
şimdilerde orada,
amerikanın füzesavarları var,
dikkatimizi savarak...
savaronalı günlerden,
aksaraylara!
biz ki hala burnumuzu boktan çıkarmadan,
yakarız ya kendi çıramızı da,
tezeğimizi de...
...
üniversitelerde eğitim tırt...
hadi istisnalarını hocaların,
tenzih edelimde,
ürkütmeyelim fincancı katırlarını!
neymiş dershaneler,
üniversitelere öğrenci hazırlıyormuş...
yuh!
kendi çocuklarına,
müşteri muamelesi yapan,
başka memleket var mı yeryüzünde!
...
bahaneler en kemiklisinden,
filanda filan işte,
hazırız efendilerim,
boş beyinlerimizle,
gündemlerimizi belirleyin...


FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder