14 Mart 2014 Cuma



ah! be Türkiye'm, uyansana!



hangi kelime,

insafa gelirde,

merhem olur,

kanayan güzel ülkem,

türkiyeme!

ne kadarda haklısı varmış,

bu amansız kavganın!

al takke ver külah,

ne kusur var,

ne günah!

şu yaşa geldim,

böyle rezillik görmedim,

varlık sebebimiz,

kavga nedenimiz!

akıl erdiremedim!

...

üç ağaç derken,

sekiz can verirken,

unutuldu gerçek neden,

illa ki avm,

akıllar tutuldu!

koca koca adamlar,

bir kemik uğruna,

kavgaya tutuştu!

...

a be çocuk,

sen bu kavganın neresindesin?

a be taze umut,

neden karanlığa girersin!

...

amerika buyurmuş,

aktörler değişe!

oyun aynı oyun,

roller değişe!

...

söylenecek çok söz var,

galiz küfürler hatta,

yutuyorum,

memleket hatırına!

...

fitnede tuzum olmasın,

umutlar solmasın diye

yutmak bana kalsın!

...

aydın din adamı,

Alman yapımı arabasından indi.


Rus yapımı asansöre bindi.
İtalyan yapımı kapıyı açarken Kore üretimi kefiyyesini ve Tayvan yapımı cilbabını düzeltti.
İsviçre yapımı saatine baktı, Bangladeş'li hizmetçisi ve çocuklarının Endonezya'lı mürebbiyesiyle Fin yapımı cep telefonuyla görüştü.
Sonra ağır adımlarla Hollanda yapımı mikrofona yöneldi ve Çin yapımı pahalı bir kalemi sallayarak:


''Sizi uyarıyorum, sakın ha gravat takmayın. Muhakkak ki gravat kafir batının bir sembolüdür" dedi.


"Hizmetten bir adım geri kalmayın!"


Kalabalık tövbeler çekerek ve homurtularla ululadığı bu adama olan bağlılıklarını gösteren hareketler yaptılar..."


...


tevbe ya rab!


ruhbanlardan sen bizi koru!


...


dinciler böyle,
dinsizler hepten cahil!


...


cahil kaldın Türkiye'm,

ah! be Türkiye'm, uyansana!

fehmi demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder