12 Mart 2014 Çarşamba




TALİH KUŞU SERÇE MİDİR,
 KARGA MI...MARTI MI YOKSA?

kadim bir dilden,
dinlemiştim bu öyküyü
zamanın harman olup,
emsal olarak savrulduğu,
paralel bir zaman diliminde...
nasihatin para ettiği,
insanın insanlığa imrendiği,
tarihin hasad zamanında!
...
iki yakın dost,
ekmek-aş kalmayınca,
ata yurdunda,
çoluk çocukları,
nafakasız kalmasın diye,
çıkarlar umut içinde yola!
...
ben diyeyim istanbul'a,
siz deyin izmir'e,
ya da ankara'ya...
...
az giderler,
uz giderler,
dere tepe düz giderler!
birinin adı adalet olan,
diğerinin meraklı,
iki yakın dost!
...
o zamanlar yollar duble değil,
kendilerini taşıyan eşekleri,
mercedes değil!
gece- gündüz,
yollar tekin değil!
haramiler kravatlı,
eşkiyalar okumuş hiç değil...
...
derken...
yolları düşmüş bir küçük ülkeye...
iki yabancı olarak,
ayak basmışlar şehere!
...
oda ne?
ortalık ana-baba günü!
kimse kimsenin farkında değil,
insanlar üzgün,
bakışları süzgün!
...
ağızları bıçak açmıyor!
sükut kol geziyor!
...
adalet sorar;
kimse yok mu?
soruma cevap verecek bir babayiğit?
meraklı sorar;
neler oluyor burada?
...
nihayet,
yaşlıca bir kadın,
bir kocakarı,
ufak ufak dökülür,
anlatır durumu,
vaziyeti!
...
meğer ölüvermiş ülkenin kralı!
kalabalığın nedeni bu imiş,
kral gömülmeden
yeni kral seçilecekmiş!
...
ülke,
altın kafeste beslediği,
talih kuşunu,
salarmış kalabalığın üstüne,
kuş kimin,
başına konarsa,
seçilirmiş yeni kral!
...
meraklı,
kıs kıs gülüvermiş,
dönmüş arkadaşına,
şimdi bu kuş,
gelirde konarsa bizim başımıza...
...
adalet demiş,
o halde ben kral olursam,
adaletle hükmederim...
...
meraklı,
sırıtmış pis pis,
ben kral olursam,
geçiririm herkesi kazığa!
...
görevliler salıvermişler,
talih kuşunu!
...
kuş havada bir iki süzülüp,
konuvermiş meraklının başına!
...
halk itiraz etmiş,
bunlar yabancı,
biz de ne gezer,
ne merak,
ne adalet!
...
bir- iki- üç derken,
talih kuşu,
yeniden salınmış halkın arasına!
...
kuş bu, talih kuşu!
herbir seferinde,
konuvermiş,
meraklının başına!
...
halk mecburen kabul eder,
meraklının krallığını!
...
bir iki fasıl derken,
meraklı,
taç takındığı günde,
kral olur, yabancı ülkeye!
...
kral olduğu gün,
iki vatandaş yaklaşır,
payitahta!
aralarındaki mevzuu çözmek için krala!
...
kral meraklı,
merak edip dinlemez vatandaşı!
...
işaret eder cellata!
iki vatandaşta,
oturtula kızağa!
...
yakın dostu adalet,
meraklı kralın...
eğilir kulağına,
ilk günden ne bu zulüm!
...
meraklı kral,
gevrek gevrek güler,
ah be adalet!
sevgili dostum!
bana sitemin boşuna,
bütün kabahat,
talih kuşunda!
Bu millet,
haketseydi adalet,
kuş konar mıydı başıma?
...
demedim mi,
koltuk benim olsun,
oturtacağım vatandaşı,
yağlı kazığa!
...
bu öyküden,
ders almak gerekirse,
zorlamayın kendinizi...
...
eee...sonra demeyin!
merak edin biraz,
ne meraklı kralı,
ne de adaleti!
yalnızca talih kuşunu;
o kuş ki,
şimdilerde,
eminönü'nde,
Yenicami yanında,
Nimetabla,
milli piyango bayiinde!

FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder