1 Ekim 2015 Perşembe


İYİLİĞE DAVET GEREK, 
KÖTÜLÜKTEN DE MEN ETMEK!


Herkes mazeretlerinin eseridir der. Ya da esiridir mi demişti yoksa ünlü düşünür Tokatliuslu İmhef Ğabrimed.
Günler bir bir tükenipte bu dünyada alacağımız nefeslerin sayısı azaldıkça nedense daha çok paylaşım yapası geliyor insanlarla...Daha çok yalnızlaştıkça amma!
Geride bıraktığımız paslı günlerin ruhumuzu tetanoz yapacağı endişesi bir şekilde gündelik hayatın çirkefliğine karşı nasılda yalnızlaştırıyor şehrin insanını. Belki de ondandır, ondandır yani sessizliğimizi saklamak için çıkardığımız gürültülerin nedeni.
Yalnızlaşan dünyamızdaki en belirgin mazeretimiz ise odaklanmasını bariz klişelere yüklemlemiştir. Ençok ta "kimseye iyilik yapmayacaksın" diye aşağılık bir tekerleme pelesenk olmuştur dikenli dilimize; hep bir iyilik beklerken herkesten.

Hani, hikayedeki gibi;

Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırmıştır.Kurt ormanda oraya buraya kaçmakta, ancak peşindeki avcıları bir türlü ekememektedir. Canını kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar.
Köylü elinde yabasıyla tarlasına girmektedir. Kurt adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar:

'Ey insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak nefesim kalmadı, eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler.'

Köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler. Çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam eder. Birkaç dakika sonra da avcılara rastlar. Avcılar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü 'görmedim' der ve avcılar oradan uzaklaşır. Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışar salar.

'Çok teşekkür ederim' der kurt, 'Bana büyük bir iyilik yaptın' 'Önemli değil' der köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye baslar. 'Bir dakika' diye seslenir kurt köylüye: Çok uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum, çok bitkin düştüm, açım,kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazım ve burada senden başka yiyecek bir şey yok. Köylü şaşırır: 'Olur mu, ben senin hayatını kurtardım.'
'Yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur' der kurt. 'Ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım.'

Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.

Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar. ' Ne vefası ' der kısrak, 'Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum,gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe yaramadığımda beni böylece kapıya kovdu...

Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar. 'Ben hizmetin değerini bilen bir efendi
görmedim' der köpek, ' Yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarını korurum,yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur...'

Kurt köylüye döner, 'işte gördün' der. Köylü deson bir çabayla 'Ama üç diye konuşmuştuk, birine daha soralım, sonra beni ye' diye cevap verir.

Bu kez karşılarına bir tilki çıkar. Başlarından geçenleri,tartışmalarını anlatırlar. Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir.
'Her şeyi anladım da' der tilki 'Bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın?' Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar:
'Gözümle görmeden inanmam...'
İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar.
Köylü eline bir taş alır ve 'Beni yemeye kalktın ha nankör yaratık' diyere torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar.

Sonra tilkiye döner, 'Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın' der. Tilki de 'Benim için bir zevkti' diye cevap verir. O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi öldürür. Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter:
'Haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş...'
...
Koy bakalım kendini karşındakinin yerine...Sonra ardısıra yazalım iyilik temalı hikayelerimizi. Hayvanlar alemiyle örneklemek istedim, bu konuda anlatmak istediğimi. Hayvani yönlerimizin ağır bastığı bu günlerde.

Yani diyorum ki...

Sahi ben şimdi ne demek istedim ya hu?

Fehmi Demirbağ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder