24 Ekim 2018 Çarşamba

SORGULAYANA DÜNYA GÜZEL
Ateist arkadaşım "sizin dinciler bizden daha Allahsız" dedi. "O nasil bir cümle lan" dedim. "Allah'a inanıyor olsalar Allah'ın emirlerini yerine getirirler, yasaklarından kaçınırlar." dedi, sustum. "Biz hiç olmazsa vicdanımizla yaşamaya çalışıyoruz, sizinkilerde vicdan da yok" dedi.
Aradan kısa bir sure tekrar karşılaştık. "Merak ettim" dedi. "Bu Kuran'da ne var ki Müslüman olduğunu iddia edenler Kuran'ın tarif ettiği Müslümanlar olamıyorlar?"
Mesleği psikolog olan arkadaşımın son sözleri beni sarstı.
"Fatiha Suresinin tefsirini okuyorum. Bu gidişle Kelime-i Şehadet getireceğim. Anladım ki sizin müslümanların Kuran'dan haberleri yok. Hoş, benim de haberim yokmuş. Artık sizinkilere acıyorum. Müslümanlıktan habersiz Müslümanlar!"
"Allahçılık yapıyor sizinkiler" diye de ekledi.
Dün akşam da telefonla konuştuk uzun uzun.
"Kısa kes lan" dedi "konuşmayı!"
"Akşam Namazım kaçacak."

Derken aklıma bir hikaye geldi. Hadi onu da anlatayım bari.
Küçük kasabanın birinde bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, bir genelev inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler.
Ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar.
Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler.
Genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direkt veya indirekt olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler.
Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:
- Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum, demiş.
Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.
-Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,
-Diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!
Fehmi Demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder