14 Ocak 2019 Pazartesi

DAVAM!
Bilen bilir bizi. Davamız ve derdimiz bir ömür boyu birilerine koltuk kazandırmak, onların koltuklarını muhafaza etmek üzerine olmamıştır. Mücadelemiz hidayetimizi muhafaza etmek ve başkalarının hidayetlerine vesile olmak üzerine olmuştur. Bu yolda dünyalık iltimaslara da şükür ki itibarımız olmamıştır. Ne yuhalamalarımızda ne de alkış tutmamızda nefsimizin tercihince hareket etmedik. Aksine hertürlü putun devrilmesi adına da İbrahim'e balta olmayı tercih ettik.
Devir gereğidir de demedik. Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy da...İtiraz etmek hususunda hiç geri adımımız da olmadı.
Rejimin de beslemesi olmadık, rejime köpeklik yapanlara da eyvallah demedik.
Din yolunda dinbazlarla kavga ettik, din düşmanlarıyla ettiğimiz kadar. Dincilerden tiksindik dinsizlere dua ederken.
Ama...hiç bu kadar kendimi öfkeli ve yorgun hissetmedim.
Ahlaki erozyon da hiç bu kadar da tesirli değildi.
Ensest...
Uyuşturucu...
Deistlik...
Ateistlik...
Terörizm...
Lgbt...
İçki, kumar, zine, faiz...hiç bu kadar güçlenmemişti.
Ahlaksızlık milli kimliğimize dönüşmeye başladı. Görgüsüzlük, hadsizlik ve cehalet...Damarlarımızda dolaşan kanımız gibi her zerremizde.
Evlatlarımız...
Düşmanlarımız oldu!
Heyhat, abartıyor muyum ne?
Halbuki gelişen ekonomimizden bahsetsem ne ala değil mi?
Ya da siyasi bir kısım kimliklerin herzelerinden mi bahsetsem ne?
Geleceğe dair siyasi öngörülerden konuşalım mı?
Reis desem?
Ya da teşkilatlar...Cemaatler...
Ama asla bilimden söz etmeyeceğim. İLİMDEN, İRFANDAN, KÜLTÜRDEN, SANATTAN! Magazin dururken ne gerek anlaşılmaz maslahattan mevzulanmaya?
Pensilvanya canavarından habersiz Tazmanya canavarlarından?..
Bir Medeniyet yolculuğundan bahsetmeye ben takatsiz kaldım. Ne kadar da yabancı olduğumu anlıyorum yaşlandıkça, yaşadığım hayata.
Mevzularınız mevzuum değil hülasa.
Kim ki kefilim olur öte de...Yani hesap günün de...belki susabilirim de vicdanlarınızı rahatsız etmemek için. Var mı öyle babayiğit?
Fehmi Demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder