15 Ocak 2020 Çarşamba

SİGARA HARAM DEĞİLDİR 
AMA İÇİLMESİ DE CAİZ DEĞİLDİR
Siz bakmayın diyanetin şimdilerde sigaraya haramdır fetvası vermesine. Hoş aynı cesareti başka konularda da göstermesini bekliyoruz amma. Nerede o yürek diye de kestirip atıyoruz işte. Hani içki, kumar, faiz konuları...Zina...Eşcinsellik!...İstanbul sözleşmesi filan!
Bir zamanlar sigara içmek sağlık demekti... Çünkü sigara üreten firmalarla ilaç üreten firmaların patronları aynıydı. Doktorlar reçeteye solunum hastalıklarının tedavisi için ilaç niyetine yazıyorlardı sigarayı. Çocuklarla reklamları yapılıyordu. Sigara özellikle Hollywood'da delikanlılığın kitabında yazıyordu. Sonra zararları kanıtlanınca, milyonlar bu illet yüzünden süründükten, öldükten sonra, son günlerin kampanyaları başladı.
Şaşırmayın; eroin bile ilk çıktığında ilaçtı ve eczanelerde rahatlıkla satılıyordu.
Margarini de sağlık olarak bilirdik. Yıllarca reklamlarda yer aldı. Sonra bir gün öğrendik ki, kötüledikleri, tu bela ettikleri terayağı sağlık, meğerse margarin hastalıkmış.
Süte sağlık kaynağı dediler. Pastörize ettiler, sütün sağlık olmasının sebebi olan faydalı mikropları öldürdükten sonra çocuklarımıza içirdiler. Bir gün diyecekler ki bunlar da zararlıymış.
Tuz yemeyin diyorlar. Tuz tansiyonu artırır diyorlar. İnsanlar mineralsiz kalınca kendilerini halsiz hissediyor, onlara ilaç satıyorlar çünkü. Yakın zamanda tuzun tansiyonla alakası yokmuş diyecekler.
Ki aklıma geldi söyleyeyim. Bilirsiniz Nestle'yi; dünyanın en büyük çikolata markasını. Aynı zamanda bu firmanın şeker ilacı ürettiğinden haberdar mıyız peki? Hem hastalandır, hem şifa ver. Allah'ım nasıl bir şizofrenik bir durum bu?
Kalorisiz yiyecek reklamı yapıyorlar. Şekeri çıkarınca, sağlıklı oluyormuş. Şekeri çıkarıp ne koyuyorlar peki? Kanserojen etkisi kanıtlanmış, şekerden onlarca yüzlerce kat tatlı olan, pankreası daha çok yoran, muhtemelen şeker hastalığına yol açan endüstriyel tatlandırıcıları koyuyorlar. Kalorisiz ama kanser eden yiyecekler. Diyet colayı hatırlayın lütfen.
Zamanında kadınlara menapoz geciksin diye hormon replasman ilaçlarını sattılar. Milyonlarca kadın kullandı bunu. Sonra "pardon bu kanser yapıyormuş" deyip işin içinden çıktılar. Talidomid verdiler gebelerin içi bulanmasın diye, bebekler kolsuz bacaksız doğunca yine pişkince sırıttılar.
Şu aşı meselesinin de aslında üstüne korkusuzca gitmek lazım.
Bilim yavaş yavaş gelişiyormuş. Bu uğurda yapılan gayretler de kutsalmış. Cennetleri dünya olduğu için ceplerini doldurdukları paralar da ödülleri oluyor. Ölen, sakat kalan milyonlar da bilim gazileri, şehitleri...
Unutmayın, biri size "modern bilim" diyorsa, oradan kaçacaksınız. Bakmayın onların kafasının karışık olduğuna, bal gibi biliyorlar neyin doğru neyin yanlış olduğunu, ama size biraz daha zehir satıp bir de ilaçlamak, cehenneme gidene kadar biraz daha ilahlık taslamak dertleri.
Bizim bildiğimiz "ilim", "bilim" diye uyduruk bir tanrıya dönüştükten sonra oldu ne olduysa, hiçbir şey yaratmayan, insanlara yararı dokunmayan bir şeyi ilah edindi insanlar. "Bilim insanı" olunca, bu koca çarkları olan sömürü sisteminin sözcüsü oldular. Muazzam bir puta dönüştüler ki sıkıysa eleştir? Bugünün ve yarınların belası eşcinselliği bile bugünlerde bilimsellik zokasıyla millete yedirmeye çalışıyorlar.
Hepsini geçtim. Bilim adı altında oluşturulan eğitim kurumlarına bir bakın hele; insanlık buralarda karartılıyor, insaniyet burada can çekişiyor. Dünyanın en azılı suç örgütleri okullardan yetişiyor desem kim sizlerden kim itiraz edebilir bana. Tektipleştirme ve köleleştirme düzenleri ne yazık ki okullarımız!
Siz siz olun, ne sağlıkta, ne dinde, ne eğitimde, ne de gıdada hangi sektör olursa olsun aklınızı kapitalizmin sözcülerine kiraya vermeyin. Karşılığı dünyada da ahirette de perişanlık olur vesselam...
Biraz sorgulayın be güzel ülkemin safdirikleri...
FEHMİ DEMİRBAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder