"Küresel sehirler, küresel markalar artık dünyada devletler gibi siyasi aktör haline geliyor. Kültür de siyaset ve ekonomi gibi stratejik unsur oluyor." Küresel markalar; İŞGALCİ KOLLUK KUVVETLERİ! ŞİMDİ MİLLİ MÜDAFA ZAMANI! KIZLI-ERKEKLİ KAYBEDECEĞİZ YOKSA GELECEĞİMİZİ! YANİ; NE KARA KUVVETLERİ, NE HAVA KUVVETLERİ, NE DENİZ... İLLA Kİ; KÜLTÜR KUVVETLERİ!
18 Aralık 2024 Çarşamba
1. Bölüm: Virane Yapıdaki Gölge
Sıcak bir yaz sabahı, İstanbul'un kenar semtlerinden birinde, namı fazla duyulmamış, sakin bir mahalle yeni bir gün uyanıyordu. Dar sokaklardan gelen hafif ekmek kokusu, bakkalın önünde giren birkaç yaşlı teyzenin fısıltılı sohbetleri, kuş cıvıltıları ve bir bisikletin paslı zilinin cılız sesi… Hepsi, burada hayat ne kadar kendi halinde akıp gittiğini yetiyordu. Bu mahalledeki insanları tanır, acısını ve sevincini paylaşır, dedikoduyu da yardımlaşmayı da iyi bilirdi. Ancak bu sıradanlığın tam ortasında, pek kimsenin yüzleşmek istemediği bir yıkım gibi duran virane
Yıllar önce belki bir fabrika, belki bir depo olarak kullanılmıştı. Kimine göre savaş dönemine sığınak, kimine göre Rumlardan kalma bir konak… Etrafında çeşitli rivayetler dolaşsa da sürecin ne olduğu bilinmiyorzdi. Şimdiyse çatısı delik, pencereleri tuğlayla kapatılmış, duvarlarının sıvası dökülmüş, içerisi çalı-çırpı ve çöp dolu bir harabeden ibaretti. Bu yapıya çekici gelmez, çocuklar bile futbol topu bu binanın duvarlarına kaçsa cesaret edemezdi. Mahallelinin “uğursuz” bir köşesiydi.
Sabahın erken saatlerinde, Sami atölyesini açarken gözleri gayriihtiyari o yöne takar. Dükkanının çaprazında, uzaktaki bir köhne bir silüet olarak bu yapı, sanki o sabah farklı bir görünüme bürünmüştü. Sami, ellili yaşlarını süren, sanat ruhlu, antikacı mağazalarını kızıllaşmış ahşap kapılarla süslemiş bir adamdı. İnce kemikli sakalından birkaç telak saçına kadar her şey, yaşanmışlıkların izini taşırdı. Babası Kıbrıs'ta şehit düşmüştü, o hatırayı göğsünde bir madalyon gibi taşırken, geleneksel değerlere saygı duyarken dünyada da farklı hassasiyetiyle izlerdi. Bu sabah da içinden bir his, virane yapıda olağan dışı bir şeyler olduğunu söylüyordu.
“Hatice!” diye seslendi, atölyenin hemen yanındaki evin saklanan sarkanına. Hatice, başörtüsünü düzelterek, elinde çaydanlıkla belirdi. “Buyur Sami, hayırdır erkenden sesleniyorsun?” diye cevap verdi. Sesindeki yumuşak tını, evcimen bir sıcaklığın taşınmasıydı. Yıllar önce tıp fakültesinde başarısızlıkla başörtüsü yaşamış, hayallerinden vazgeçip eve dönmüştü. Şimdiyse sabrinın ve dirayetin sembolleri görülüyor. “Şu virane yapısı bir göz gezdirici” dedi Sami. Hatice kaşlarını hafif uzaktan uzaktan incelediler. “Aynı harabe işte... Niye farklı olsun ki?” Ardından çay bardaklarını Sami'ye
Ancak Sami'nin içi rahat değildi. İçeriden kendi oğulları Murat'ın liseye devam etmek için hazırlandığı sesler geliyordu. Murat, mahallede doğup büyümüş, şimdi aynı mahallede sanat tarihi öğretmenliği yapan dindar ve idealist bir genç adamdı. O sırada Murat da adım attı, elinde evrak çantası, üzerinde ütülü pantolonu vardı. "Babam, ne taraftasın?" diye merakla sordu. Sami omzunu silkti. “Bilmiyorum çocuğum. Bir garip içim sıkıldı. Sanki orada
Murat yürüyordu: “Belki bir kedi ya da martı baba. Takma kafana.” Derken mahalleden geçen ve her daim içinde bir telaş ifadesi olan muhtar Sema belirdi. Sema gençlere ve sokak hayvanlarına yardımın görülmesiyle belirtildi, sevecen ancak dik başlı bir kadındı. O da Sami'nin bakışlarını takip edince sordu: “Bir şey mi oldu Sami ağabey?” Sami parmakları pantolon cebine sokup başını iki yana salladı: “Yok canım, sadece içeride bir huzursuzluk.” Sema gülümsedi: “Hayırlısı diyelim.”
Gün geçtikçe mahalle rutinine geri döndü. Bakkal, terzi, manav… Herkesin işinde gücünde. Ancak yeniye dair doğru söylentiler başladı. Önce çöpçü Niyazi geldi, atölyeye uğrayıp Sami'ye fısıldadı: “Sabah orada bir yabancı adam görülmüş diyorlar. Siyah pardösülü, güneş gözlüklü biriymiş. Viraneyi incelemiş, sonra kaybolmuş.” Ardından mahalledeki komiser Kadir'e de benzer bir bildirimde bulunulmuştu. Kadir, karakolun küçük odasındaki bu ihbarları gizlerken, çekmeceden daha önce mahalle hakkında gelmiş olan anonim mektupları ortaya çıkardı. Bu mektuplarda “KKPC” denilen bir biriktirme adı geçiyordu. Kara Kitap Pagan Cemiyeti diye bir şey… Uluslararası kötülük kongreleri, kadim inançlar, pagan mabedi inşası gibi laflar. Kadir komiser daha önce bu mektupları bir deli saçması zannetmişti, ancak şimdi virane yapıdaki hareketlilikle bu konuyu tekrar hatırlayacak
Akşamüstü serinliği çökerken Sami tekrar düzgünleşti. Hatice bir tabak kurabiye hazırlayıp yanına verdi, belki bir iki arkadaşa ikram eder diye. Sokak lambaları henüz yanmamıştı, hava turuncu-mavi bir gölgede. Sami'nin gözü yine o yapıda... Tam o sırada, gidişattan sanki bir karaltı hızla ilerledi. Sami ürperdi. “Orada biri var” diye mırıldandı kendi k
Bu esnada Tülay, ailenin büyük kızı da çocukluğuyla birlikte tekrar baba evinde yaşıyordu. Kocası FETÖ'den tutuklu bir astsubay olduğu için zor günler geçiriyordu. O gece, Tülay çocuğuyla uykuda, ama sanki içi rahat değil. Gözlerini bir açtığında pencereden hafif gölge oyunları gördü. Uzaktan mahalle sokak lambasının yetersiz kesintileri, sanki bir adam karşı apartmanın çatısından bakıyor gibi geldi ona. Yattığı yerden kalkmak istedi, ama çocuğu uyuyordu. Korktu. Kimseyi uyandırmaya da cesaret edemez. Sadece perdeyi kapattı. İçine bir tedirginlik
Öte yandan, müteahhit Muhittin'in arabası mahallesinde göründü. Bu adamın kirli geçmişi, çürük binaları, depremde yıkılan binalar herkes tarafından biliniyordu. Son zamanlarda mahalledeki evlere yüksek teklifler sunuyordu. Kimsenin neden bu kadar olduğunun anlamı yoktu. Bu kadar değerlenecek ne vardı burada? Muhittin arabadan inip kapı kapı dolaşmaya başladı: “Evini satmak istemez mi yanlış teyze? İyi para verin.” İnsanlar onu kovalıyordu. Bu başarısızlık canını sıkıyordu. Ama Muhittin geri adım atmayacaktı, çünkü efendisi Sayın Nosam öyle kalmıştı. Bu Bay Nosam denen kişi kimdi peki? Ne bir fotoğrafı vardı, ne bir kaydı. Sadece adı biliniyordu. Onun niyeti: Mahalle boşaltılacak, o viranenin tamamı ele alınacaktı. Neden? Belki o binayı yıkarak dev bir pagan mabedi inşa etmek için.
Akşamın ilerleyen saatlerinde Apo ortaya çıktı. Mahallenin mafyacılığına soyunmuş, kolpa bir tipti bu Apo. Yanındaki salak yardımcısı Ezik ile birlikte gençlerin takıldığı köşebaşına gidip, “Sizlere güzel işler var, kim kolay para kazanmak istiyor?” diye fısıldadı. Gençler ürkekti, çünkü Apo'nun işleri hiç yasal değildi. Ama bazısı hevesli olabilir. Apo, mahallede huzursuzluk çıkarma görevini üstlenmişti. Gençleri suça teşvik ederek, ailelerini bezdirip, mahallenin terk edilmesini sağlamayı hedefledik. Bir yandan müteahhit Muhittin, diğer yandan Apo'nun baskıları… Bu mahalle nereye sürükleniyordu
Gece geç saatlerde doğru evin ışığı tek tek sönmeye başladı. Sami, atölyesinin önünde bir sandalye çekip gökyüzüne baktı. “Ah babam” diye iç geçirdi, “Buralarda tuhaf şeyler oluyor. Hissederdim.” Babasının Kıbrıs şehitliği ona bir dürüstlük, bir cesaret miras bırakmıştı. Bu mahalle onların yurduydu. Burada teslim edilemezdi. Ardından Hatice'nin çağrısını duydu, “Sami, geç artık içeri!” diye. Çaresiz içeri girdi, ama kalbi dışarıdaydı
Viranenin önünde ise ince, uzun boylu, siyah pardösülü bir adam belirdi. Yüzü gözükmüyordu, siyah bir bere, gözlerin gözleri seçilmiyordu. Etrafı kolaçan etti, cep telefonundan bir numarayı değiştirdi. Uzun bir dille konuşuyordu. “Evet, her şey yolunda, evin temizliğini ama hallederiz. Muhittin bugün başarısız oldu. Apo'yla gençlere baskıya devam. KKPC planından sapma yok. Sayın Nosam emri böyle verdi.” Sesi soğuk, metalik bir tondaydı. Daha sonra ortamın arka sok
O gece kimse bu konuşmayı duymadı. Kimse bu yabancıyı görmedi. Sadece Sami'nin hisleri doğruydu: Virane yapıda, çevresinde bir gölge dolaşıyordu. Bu gölge, Kara Kitap Pagan Cemiyetinin haberiydi. Yakında mahalle sakinlerinin, sıradan hayatlarının altının kazıldığı, bu toprakların kadim bir inancı uğruna feda edilmek istendiği, huzurun yerinin entrika, cinayet ve korkuya bırakılacağını anlayacaklardı. Şimdilik kimse bu büyük oyunu bilmiyor, sadece karanlık bir gölge mahalleyi reklamı
2. Bölüm: Okuldaki Kaynama ve İlk Cinayet
Mahalle, bir sonraki gün güncel ama henüz tamamlanmamış talimatlar bir huzursuzlukla ortaya çıktı. Akşam, virane yapı etrafında beliren gölge, kimliği meçhul yabancılar, Muhittin'in boşaltma çabaları ve Apo'nun sinsi Hareketleri kulaktan inceleme fısıltıya dönmüş, sakinlerin yüreklerine ince bir endişe germişti. Herkesin kendi hayatındaki telaşına dalmış, ancak havada uçan bir şeyler
Murat, sabahın ilk ışıklarıyla evden çıkarken annesi Hatice'nin meraklı bakışlarını üzerinde hisseder. “Dikkatli ol oğlum,” dedi Hatice, sesi yumuşak ama ürkek. Murat yaklaştı: “Anne, merak etme. Sadece okula gidiyorum.” Ama Hatice'nin yüreği ana yüreği, mahalledeki bu gar
Okulun, mahallenin merkezi, eski bir binaydı. Yüksek tavanlı koridorlar, ter kokan sınıfları, siyah önlüklü geçmişi ve nostaljik bir mimarisi vardı. Şimdi Murat, orada Sanat Tarihi öğretmenliği yaparken aslında kendi gençliğine, çocukluğuna aynada devam ediyordu. Yaşları yedi boyutta olanlardan her biri farklı karakter, farklı hikaye anlatımı. Bu ülkenin minyatü
Murat sınıfa kayıtlı, Ferit en arkada oturuyor, ayaklarını ön sıranın demirine uzatmış, pervasız bakışlarıyla çevre süzülüyordu. Yanında saf, iyi niyetli Boran, gözüne ilişip duran bir sineği izliyordu. Talha ve Samir köşede fısıldaşıyor, yeni bir kısa film fikirlerinden bahsediyorlardı. Selim, Karadenizli paragraflar anlatmak için kollarını sıvamış, ama kimsenin ilgisini çekmeyince içli içli homurdanıyordu. Funda, Çerkes asıllı bir kız, elinde bir romanla başını hiç kaldıramıyordu. Tuğba, Boşnak ailesinin moda meraklısı kızı, yanındaki ayna ile saçlarını düzeltiyordu. Sınıfın diğer isimleriyle benzer
Murat derslerini anlatırken gözlerinin bazen dışarı kaymadığını fark etti. Okulun bahçesi, mahallenin küçük dünyasının vitrinidir ya, orada olup biten olayı, sınıfa yansır. Müdür Mahmut avludan kenarlarında sinsi bir ifade vardı. Kulağına cep telefonunu dayamış, birinin gizli anlaşmaları yapıyormuş gibi. Murat göz ucuyla bunları izliyor, toplumun karşısındaki börekçi Muhterem pencereden sırıtıyor, kantinci Rıza ise ona el hareketleri yaparak rekabetlerini sürdürüyorlardı. Bu detay çekişmeler, büyük fırtınanın haberleri görülüyor.
Dersin süresinde meydana gelen değişimler. Masada oturan Resim öğretmeni Tülin, zarif elleriyle boya tüplerini bir kutuya yerleştiriyordu. bilgilerin açıklanması zor bir yakınlık mevcuttu. Murat onu değiştirdin mi? Henüz adını koymamıştı, ama Tülin'in gülen gözleri, konuşurken sesinin yumuşak çıkışları kalbine sıcaklık veriyordu. “Günaydın Murat Bey,” dedi Tülin. Murat karşılık verir Nesrin, Müzik öğretmeni, hırsla araya girdi: “Murat, bugün okul çıkışı bir etkinlik var, gelir misin?” Nesrin'in sesinde hafif bir kayıplık tınısı vardı. Tülin'in varlığı Nesrin'i rahatsız ediyor.
Murat kaçamak bir gülümseme ile “Bakacağım Nes
Öğle tenefüsü yaklaşırken, koridorda bir uğultu duyuldu. Müdür Mahmut aceleyle dışarıya koştu, birkaç öğretmen ortaya çıktı. Murat ve Tülin de onların arasındaydı. Okulun arka taraflarında depo tarafında bir kalabalık toplanmıştı. Öğrencilerin meraklı bakışlarıyla baş döndürmüş, bazılarının bilmediği fısıltılar ortaya çıkıyordu. Kadir Komiser, birkaç polis memuruyla birlikte oradaydı
Deponun arka kapısı açıldığında gözleri büyüdü. İçerisinde bir ceset bulunuyordu. Orta yaşlı bir adam, yüzü kanla kaplı, göğsünde bıçak izi, ceketinin cebinden sarkan bir kâğıt parçası. Çevrede kimsenin cesedi tanımlanıyordu. Bu adam kimdi, burada ne işi vardı? Kadir komiser öne eğildi, cebindeki kâğıdı çıkardı. Üzerinde sadece üç harf yazıyordu: “KKPC.”
Murat içinden “İşte başlıyor” diye düşündüm. Dün gece o virane etrafındaki gölgelerin bir anlamı vardı. KKPC ismi yeniden belirlenmişti. Bu uluslararası pagan cemiyeti dedikleri şey, gerçek miydi? Yoksa birileri panik yaratmak için mi bu ismi kullanıyordu
Okuldaki bu cinayet haberi hızla mahalleye doğru ilerliyor. Bakkalın önünde toplaşan kadınların ağızlarını elleriyle genişliğinde “Aman yarabbi” diye haykırdılar. Birkaç kişi “Biz dedik ki uğursuz şeyler oluyor” dedi. Sami, durağının önünde durup derin bir nefes aldı. Bu cinayet mahalleyi kökünden sarsacak. Akşama doğru, gazeteci Aydın, mahalle muhtarı Sema'dan görüşmek için kapısına dayandı. Sema ne diyeceğini bilemedi, “Polisle ilgilenin, sakin olun lütfen” demekten başka bakım yoktu
Müteahhit Muhittin, haberi duyunca kendi kendine mırıldandı: “Bu kadar hızlı mı ilerliyor işler?” Belki de KKPC bu cinayete gözdağı veriyordu. Ya da mahallede korkuyu büyütecek, insan evlerini satmaya zorlayacaktı. Apo ise köşe başında gençlere göz kırpıyor, “Bakın mahalle tehlikeli, en iyi özellik özelliklerden para kapmak için, ne diyebilirsiniz?” diye fısıldıyordu. Ferit bu tuzaklara açıktı. Belki Apo'nun ağına düşecekti. Boran'ı da çekmek çalışmıyor. Talha ve Samir bunu görüyor, engellenmeye çabalıyordu.
Okul çıkışında, Murat ve Tülin'de yürüdüler. Sanki konuşacak çok şey var ama kelime yok. Tülin sonunda sessizliği bozdu: “Biliyor musun Murat Bey, bu ceset… Bahçemizde bulunuyor çok garip. KKPC nedir?” Murat omuz silkti: “Tam bilmiyorum. Bir çeşit gizli örgütler içerirler. Pagan inançları, kadim tapınakları… Ko
Tülin'in gözleri görmüyordu. “Dikkatli olun,” dedi hafif titreyen bir sesle. Murat da onun yüzüne bakarken bir an ürperdi. Bu cinayet sadece bir başlangıç ise daha kötülerin gelebilmesi
Akşama doğru mahalle artık karanlığa gömülürken, evlerdeki konular değişmedi. Herkesin cesedinden, KKPC yazısından bahsediyordu. Sami, Hatice ve Tülay bir masanın parçaları toplandılar. Türkan sızıntıları çıktıkça sıkıntılıydı. Murat geç dönmüş, boğazında bir düğümle yemeğini yiyordu. Tülay, “Baba, bu KKPC nesi?” diye sordu. Sami, ellerini önünde buluşturdu: “Tam olarak bildikleri. Ama mahallemize musallat olmuş bir karanlık güç gibi görünü
O gece kapılar erken kapandı, yapıları örtüldü. Kimse ayrılmadı. Virane çevrede sessiz bir rüzgar esiyordu. Belki o pardösülü adam yine oradaydı, belki Apo'nun torbacıları köşede uyuyordu. Ne olursa olsun, bu ilk cinayetle mahalledeki sükûnet kayıtlıtu. KKPC'nin adı artık herkesin dünyasındaydı ve kimse bunun ne anlama geldiğini görebiliyordu. Yarının neler getireceğini de kimse tahmin etmiyordu. Şimdilik sadece korku ve şaşkınlıklar vardı. Ve kıyafetlerin içinde, çalışmaya başladıkları, görünmeyen bir el, sıradaki köyler
3. Bölüm: Evlerin Tekliflere Direnişi
Güneş, mahallenin dar sokaklarına pek nazlı bir sabah doğdu. Sokakların duvarlarından süzülerek ilerleyen solgun ışık, evlerin kapılarını, küçük dükkanların tahta panjurlarını usulca okşuyordu. Ancak mahalleli, dün vücutta bulunan cesedin şokunu henüz atlatamamıştı. Gece boyunca yataklarında huzursuz dönen insanlar sabah uyandığında, kafalarında geniş sorular vardı. KKPC kimdi, ne istiyordu, bu cinayetin tesadüf müydü yoksa devamı gelecek miydi?
Sami, mağazanın kapısını açarken komşusu bakkalın önünde durur. Bakkalın tedirgin bir ifadeyle, gazete manşetlerine bakıyordu. Yerel gazeteci Aydın'ın hazırladığı özel bir ek daha basılmamıştı ama şehir gazetelerinin bazılarında küçük bir haber geçmişti. “İstanbul'un kenarının şüpheli ölümü” diye küçük bir paragraf. Henüz büyük bir yansıma yoktu ama mahalleli kendi içinde fırtınalar kopuyordu.
Tam bu sırada müteahhit Muhittin arabasıyla gelip sokağın başında durdu. Takımın elbiseli, giysili, sinsi bir gülümsemesi vardı. Dün cenazeyi bulanlar, polisin gördüğü sahneyi unutamamışken, Muhittin neden bu kadar rahat olabiliyordu? Arabanın kapısını taşıyabilir, elinde bir tomar evrakla ara sokaklara daldı. Her kapalı çalmaya devam ediyor. İlk durak, üç çocuk annesi Meryem Hanım'ın eviydi. “Abla,” dedi yumuşak bir sesle, “Evinizi satmayı düşünmez misiniz? Duyuyorsunuz, mahalle güvenli değil. Size iyi bir teklif
Meryem Hanım öfkeyle kapıyı kapatır: “Hangi yüzle geliyorsun buraya be adam! Biz burada doğduk, büyüdük. Evimi satmam!” Bu tepki Muhittin'in yüzündeki sahte gülümsemeyi donuklaştırdı ama çok fazla para başka bir kapıya yöneldi. Aynı replikler, aynı usandırıcı pazarlıklar. Kimi kapı dünyası kapanıyor, kimi kaçamak cevaplar veriyordu. Ama kimse hemen teslim olmak niyetinde değildi. Bu mahalle kök salmıştı, evlatlarının anıları, atalarının hatıraları bu du
Sami, atölyenin önünde dururken bu sahneyi takip etti. Hatice elinde bir çay tepsisiyle çıkıp eşine baktı: "Ne yapmaya çalışıyor bu adam?" Sami, kaşlarını çatıp, “Mahalleliyi bezdirmek istiyor. Bu cinayet de gözdağı olabilir. Belki de KKPC dediğiniz bu karanlık örgütle bağlantılı.” Hatice'nin bakışları farkında değildi. Tülay, pencereden gözetliyor; kızı Türkan okul yolunda ilerlemeden ilerliyor, Murat
Bu es
Öğle saatlerinde gazete satıcısı bağırarak sokaklardan geçebilir, bakırcı Emin Usta “Bir gazete ver!” diye seslendi. Gazetede güncel cinayetin ayrıntıları ama mahalledeki olaylar tıslıyordu. Dedikodular uçuşuyor, herkes bir yandan “Evini oturdu” diyen Muhittin'e, öte yandan mahalle gençlerini bulaştırmaya çalışan Apo'ya lanet ediyordu. Bu Apo da çok konuşulmaya başlamıştı. Bazı odalar gizli o gizli köşebaşındaki adama sokulup bir şeyler alıp veriyorlardı. Bu durum aileleri derinden huzursuz
Mahallenin muhtarı Sema, bir toplantı düzenledi. Çayocağının yanındaki boş alanda aile reisi toplanana kadar. Sami oradaydı. Konu belliydi: “Bu tekliflere boyun eğecek misiniz? Evimizi, havamızı bırakıp kaçacak mıyız?” Ortamda voltaj vardı. Bazılarının bilmediği: “Ya cinayetler artarsa? Ya ortama zarar verirse?” diye sordu yaşlı bir adam. Sema sakin kalmaya devam edecek “Polise güvenelim, birlik olursa kimse bizi kolay kolay teslim alamaz” dedi. Sami söze girdi: “Dostlar, bu mahalle bizim evimiz. Köklerimizi kolayca söküp atamayız. Korkarsak, satarsak, bu belirsiz
Çoğunluk kararlıydı. Kolay pes etmeye niyetleri yoktu. Ancak bu inat, karşı tarafta farklı yönte
Okul çıkışında Murat, bahçede Tülin'le karşılaştı. Tülin sessizdi. Nesrin uzaktan onları izliyor, ayrılıkları günlük fırtına gibi çarpıyordu. Murat “Mahallede işlerini kızdırıyorlar, evlerimize göz dikiyorlar” dedi. Tülin omuzlarını düşürdü, “Neden gidiyorlar?” diye sordu. Murat cevap vermedi. Belki virane koruma altında saklı kadim bir sır vardı. Belki KKPC o sır uğruna her şeyi göze alıyo
O sırada müdür Mahmut bir köşede telefonla konuşuyordu. “Evet Muhterem Usta, sen de mi evini satacaksın? Bakınız okulun yanı kritik arazi. İyi fiyat verirler diyor Muhittin. Sen beni aracı yap, komisyon alırım,” diye fısıldadı. Okul müdürünün menfaatçisi, her olayda fırsat araması bu mahalledeki ahlak zeminini çatlatan küçük bir detaydı. Eğitim yuvasının başındaki adam bile şey içinde bir kazanç kapısı arıyorsa, mahalleliyi kim
Akşama doğru havadaki sıcaklık düştü ama mahalledeki basınç yükseldi. Bu kez Apo, yanında Ferit'i ve birkaç serseri kılıklı genci alarak sokaklarda tehditkâr bakışlarla gezindi. Aileler tedirgindi, çocuklarını pencerelerden izliyor, erken saatlerde eve çekiyordu. Apo arada bir kahkaha atıyor, Ezik adlı yardımcısına “Gördün mü lan, herkesin katılabileceği” diyordu. Oysa Ezik sakar, beceriksizdi, Apo'nun o bakışlarından bile ürküyordu.
Murat, okuldan dönerken, Ferit'i Apo'nun yanında gördü ve içi cız etti. Bu çocuğun daha dün sanat tarihi dersinde konuşulan Rönesans üstatlarının tablolarına dalgın dalgın bakıyordu. Şimdi ise suçun başlangıcında. Talha ve Samir, Ferit'i kurtarmak için bir plan düşündüler. Boran'ın saf yüreğini kullanarak Ferit'i yalnız bırakmak, konuşmak istiyorlardı. Ne kadar başarılı olurlar bilinmez, ama onların kendi cephesinde bir m
Evlerin satış tekliflerine direnmesi, KKPC'nin planını zora sokuyordu. Bu sessiz örgüt sedasız çalışır, önce toprağı boşaltır, sonra mabedini inşa ederdi. Şimdi mahalleli direniyordu. Bu durum Bay Nosam'ın hoşuna gitmiyordu, muhtemelen yeni bir köy yapacaktı. Kim bilir, belki daha büyük bir gözdağı, belki ik
Sami gece evde çay içerken Hatice'ye bakıp fısıldadı: “Bu şey içinde bambaşka bir şey var. Sırf para için değil, sanki bir inanç, bir tapınak meselesi.” Hatice başını salladı, “Belki bu KKPC, şu virane yapıyı kutsal sayıyordur. İnsanları kovup oraya mabet kuracaklar.” Tülay kapının eşiğinde durdu, “Anne, baba bu delilik, böyle şeyler gerçek mi?” Sami “Gerçek olup olmaması önemli değil, ayrılmışlar, inanmışlar ve yapıyorlar”
Komiser Kadir, gece karakolda şöyle düşünüyor: Cinayet, teklifler, KKPC notları… Belki de geçmişten gelen o isimsiz ihbar mektuplarını hafife almasa bugün daha hazırlıklı olurdu. Artık polis miktarının artırılması, sivil ekiplerin görevlendirilmesi gerekiyordu. Bu mahalleyi terörize eden gücün elde edilmesi için
Yarı gece, mahallenin çatıları arasında bir gölge silindi. O gölge, dün görülen siyah pardösülü adam olabilir miydi? Sessizce bir evin bahçe duvarına tırmandı, içerideki sesi dinledi, sonra geri çekilip gözden kayboldu. Ertesi sabah Meryem Hanım'ın kapısında yine bir olmamaktı belki: “Cumartesi! Yoksa başına kötü şeyler gelir.” Böyle küçük tehditler, halkın sabrını zorluyor, korkuyu yayıyordu.
Ama mahalle pes etmedi. Yarın yeni bir gün gücü ve direneceklerdi. Evler belki yıpranmış, duvarları çatlak, boyası soluktu ama insanlar sıcaktı, anıları derindi. Bu topraklar onları büyütmüştü. KKPC, Muhittin, Apo ve diğer tüm karanlık figürler, bu halkın köklerinin sökülüp atılmasının o kadar kolay olmadığı bir
Sıcak yaz akşamının sessizliğinde, sadece cırcır böceklerinin sesi duyuluyordu. Mahallede fısıltılar, korkular, endişeler ve hoşgörülü bir katılıma katılarak neşeli bir gerilim yaratılıyordu. Evlerin tekliflerine direniş vardı. Bu direniş belki daha da büyüyecek, belki can yakan bedelini ödeterek de olsa dostum ay
4. Bölüm: Mahallenin Çığlığı
Güneşin batmak üzere olduğu bir akşamüstüydü. Sami, antikacı dükkanının önünde durmuş, elindeki eski bir dürbünü temizliyordu. Dükkanın içinde, raflara göre dizilmiş antikalar, tarih kokan bir atmosfer yaratılıyordu. O sırada içeri aceleyle
"Babacım" dedi Murat, nefes nefese, "bu iş büyüyor. Muhittin'in teklifleri artık tehdit boyutuna
Sami başını kaldırdı ve oğluna dikkatlice bakıldı. "Anlat bakalım, neler oldu?" diye sordu.
Okul müdürü Murat, Mahmut'un yanından geçip, okul bahçesine yakın bir arsayı da KKPC'ye satmayı planladığını öğrendiğini söyledi. Mahmut'un bu gizli durumu takip ettiğini, ancak duyumların hızla yayıldığını belirtti. Ayrıca mahallede birkaç genç kaybolmuş, mahalleler arasında huzursuzluk vardı.
Hatice içeri girdi, elinde çay tepsisiyle. "Sami" dedi endişeyle, "komşuların çoğu"
Sami, bir sürenin kapsamı düşünüldü. "Bu mahalle bizim evimiz" dedi sonunda. "Kimsenin bizi buradan söküp atmasına izin vermeyeceğiz.
Bu sırada mahallenin muhtarı Sema dükkanına geldi. Yüzü asık, sesi telaşlıydı. "Sami Bey, acil konuşmamız lazım. Apo'nun adamları, kahvehaneye giderken insanları tehdit etmişler. 'Burayı terk etmezseniz canınızda
Sami'nin kaşları çatladı. "Bu daha başlangıç. KKPC'nin gölgesindeki bu kirli işler iyice açığa çıkıyor
O gece, mahalle camisinde Hayrettin Hoca'nın başkanlığında bir etkinlik düzenlendi. Toplantıya mahalledeki birçok kişi katıldı: gençler, yaşlılar, kadınlar, çocuklar… Murat ve Tülin, öğrenci velilerinden oluşan bir grup organize ederken, muhtar Sema üyeleri için bir güvenlik planı hazırlıyordu. Ancak toplantı sırasında kantinci Rıza ve börekçi Muhterem arasında çıkan tartışma, ayrıntıların karmaşıklığı hale g
"Sen Apo'yla iş birliği içindesin, Rıza!" diye bağırdı Muhterem. "Mahallede huzuru bozanlardan birisin.
Rıza yerinden fırladı. "Sen de Muhittin'in yanındasın. Herkes biliyor, müşterinin maaşını ödememek için KKPC'den paranın yeteceğini biliyor."
Toplantının bir süreliğine korunmasına dönüştü. Hayrettin Hoca, herkesin sakinleşmesini sağladı ve konuşmasına devam etti. "Birbirimizi suçlamanın zamanı değil" dedi sert bir sesle. "Eğer birlik olmazsak, bu mahalle yok olur.
Toplantı sonunda Sami'nin elinde bir eylem planı oluşturuldu. Mahalle gençleri, Tülay'ın koordineunda devriye bölgesine ayrıldı. Tülin ve Murat, sosyal medya üzerinden kampanya başlatarak mahalle direnişini duyurmayı üstlendi. Sami ise Sema ve komiser Kadir ile birlikte, hukuki bir mücadelenin başlamasının ayrıntıları ortaya çıktı.
Ancak mahalledeki çığlıklar ertesi gün daha da yükseldi. Bir gece geç saatlerde, virane geçişleri etraftan dumanlar yükselmeye başladı. Mahalleli toplanıp olay yerine koştuğunda, yıkık duvarların arasında, Apo'nun adamlarından biri ağır yaralı halde yatıyordu. Delikanlı, titrek bir sesle, "Onlar geldi
Sami ve Murat, komiser Kadir ile birlikte hemen olaya el attılar. KKPC'nin bu mezrası, mahallede daha büyük bir çatışmanın haberiydi. Ancak bu kez mahalleli daha güçlü, daha dayanıklı ve daha kar
Virane yapıdan yükselen gölgeler, mahalleye devam ediyor korku salıyordu, ancak Sami'nin özgürlüklerindeki direniş, bu korkuyu her geçen gün biraz daha azalıyordu. Mahalle halkını, seslerini birleştirip bir kaydedip dönüştürmeye karar vermeliydi. Karanlığın yüzü ne kadar korkunç olursa olsun, birlik gücünün güç göstermesinin
5. Bölüm: Kirli İlişkiler ve Karşı Duruş
Sabah güneşi mahalleye doğarken, Sami'nin antikacı dükkanındaki hava ciddiydi. Masanın çevresinde Sami, Murat, Tülin ve Hatice toplanmıştı. Önlerinde, mahallede yaşanan son gelişmelerin detaylarında yazılı bir defter ortaya çıkıyor. Sami'nin yüzü düşüncesili, ancak kararlılıkla se
"Artık hiçbir şüpheye yer yok" dedi Sami, defterdeki notlara göz gezdirerek. "Muhittin ve Apo bu işi büyütüyor. Aramızdaki huzuru bozmaya çalışıyorlar. Mahallemiz için daha da sıkıntılı günler kapıda."
Murat, deftere işaret ederek konuştu. "Dün gece Apo'nun adamlarının kahvehaneye gidip tehditler savurduğunu duyduk. Aynı zamanda mahalledeki gençlerin egzersizya çalışya çalıştıkları bilgisi var. Talha ve Samir birkaç genci kurtarmış ama durum gittikçe kötüleşti
Tülin, oturduğu yerden doğru
"Bu gençlerin elden kaymasına izin veremeyiz" dedi Hatice, sesini titreyerek. "Eğitimleri, aileleri, hayatları mahvolacak. Hem mahallemizi koruyup hem de çocukları bu bataktan çekip çıkar
Bu sırada muhtar Sema içeri girdi. Eldeki dosyalar masanın üzerinde kırılabilir sandalyesine yerleştirildi. "Bunlar mahallenin şikâyet dilekçeleri" dedi. "İnsanlar korkuyor. Kimileri taşınmayı düşünüyor, kimileri ise polisle iş birliğinin bağımsızlığını istemiyor. Ancak, bir şey yapmazsak bu mahalle tamamen Apo'nun ve Muhittin'in eline geçecek."
Sami, Sema'ya dönerek başını salladı. "Haklısın. Ama önce KKPC'nin üzerindeki mahalle planlarını tamamen ortaya çıkarmalıyız. Ellerinde neler var, ne yapmaya çalışıyorlar, bunu öğrenmeliyiz."
Aynı kısımlar, Muhittin'in kendi ofisinde Apo ve adamlarından yazılımların montajı yapılıyor. Ofis pencereleri ağır perdelerle kapalıydı ve atmosferik dumanı bölgedeydi. Muhittin, deri koltuğunda yedeklenmiş, uzaktaki kağıtlara bakıyordu
"Apo," dedi sert bir sesle, "halkı korkutmak için daha ne yapmam gerekiyor? Bu insanlar inadına direniyor.
Apo, öne eğilerek yavaşlamaya başladı. "Bize daha fazla adam ve para lazım. O zaman mahalledeki gençler tamamen kontrol yerinden alırız. Murat ve şu muhtar kadın başta olmak üzere herkesin üzerine daha sert gitmemiz istiyoruz."
Muhittin kaşlarını çatlayarak düşündü. "Eğer işler böyle devam ederse KKPC'den ciddi bir fırça yeriz. Bu işi temiz halletmemiz gerekiyor. Yoksa Nosam bizi siler."
Bu sırada Apo'nun yardımcısı Ezik içeri girdi. "Abi, dışarıda mahalleden bir gençle konuştum. Ferit'in arkadaşlarından biri.
Muhittin öfkeyle vurdu. "Bu Sami de kim oluyor? Onu bir şekilde susturmalıyız. Eğer mahallede liderlik devam ederse, bu bizim işimizi
Akşam olduğunda, Sami ve Murat mahallesindeki birkaç kişiyle buluşmak üzere caminin yanındaki boş arsada toplandı. Hayrettin Hoca, gençlerin dini ve temel eğitimine daha fazla zaman ayırmayı teklif etti. Muhtar Sema ise para tasarrufu sağlamak için bir nöbet sistemi k
Sema, "Bu mahalleyi korumak için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor" dedi. "Eğer biz birlik olmazsak, Apo ve Muhittin mahallemizi parça parça yutacak
Murat, başarısızlıklara dönerek sözlerine ekledi. "Bu sadece evlerimizi koruma meselesi değil. Burada yaşayan gençlerin geleceği tehlikede. bunları bu beladan kurtarmamalıyız. Bunun için uzun süre da bir şeyler yapmayı planlıyoruz. Tülin ve ben bir bilgilendirme toplantısı
Sami, kalabalığa hitap ederek sonlarını sonlandırdı. "Biz bu mahallede doğduk, büyüdük. Burası bizim evimiz. Kimse bizi burada kovalamaz. Hep birlikte hareket edersek, karşımızdaki güç yeneb
Gece boyunca planlar yapıldı, güvenlik sistemleri belirlendi ve mahalle halkı daha sıkı bir dayanışma içinde girdi. Ancak kimse bu çatışmanın daha ne kadar süreceğini görecek. KKPC'nin gölgesi mahallede dolaşıyordu ve kapsamlı dönen entrikalar, sadece bir başlangıçtı.
6. Bölüm: Mafya ve Entrikalar
Mahallenin sokaklarında gece sessiz hakimliği yaparken, Çınaraltı Kahvehanesi'nden gelen kahkahalar ve bardakların kargaşa sesleri bu huzuru bozuyordu. Apo ve arkadaşları kahvehanenin loş ışıklarında toplanmış, bir sonraki adımlarını planlıyorlardı. Ortam, tütün dumanı ve alkol kokusuyla ağır bir ortama bürünmüştü. Apo'nun gözleri, Ezi duran karşısında çekingen bir şekilde
"Mahalle halkı direniyor. Hiçbir şeyden korkmuyorlar mı?" diye sordu Ap
Ezik tedirgin bir şekilde başını salladı. "Abi, Ferit okuldan birkaç genci daha yanımıza çekti. Ama o Murat Hoca... Sürekli peşimizde. Gençler toparlıyor, bizi engellemeye çalışıyor."
Apo, tarafsız öfkeyle vurdu. "O Murat Hoca'yı bir daha karşımda görmek istemiyorum! Bu mahalleyi dağıtmak için bize karşı duran herkesi sustura
Apo bir süre sustuktan sonra sinsi bir gülümsemeyle şunları ekledi: "Sema muhtarı da unutmayın. Mahalledeki organize olmaya çalışıyor. Onu da bir şekilde etkisi
Ertesi sabah Sami'nin atölyesinde hummalı bir çalışma sahnesi yapılıyordu. Sami, Murat, Hatice ve Sema bir masanın çevresinde toplanmış, bir önceki gece yaşanan olaylar değerlendiriliyorl
"Gece Apo'nun adamlarından birkaçı dükkâna tehdit mektubu bırakmış" dedi Sema, elindekilerin yanında durmak. "Kantinci Rıza, sabah dükkânının kapısında kırık bir şişe kurtarmak. Şişenin özünde notta 'Ya iş birliği yap, ya terk et' yazıyormuş
Murat'ın yüzü kızardı ve görünüşte sert bir şekilde vurdu. "Bu böyle devam edemez! Apo, gençler mahvediyor, esnaf korkutuyor. Onu bir an önc
Sami, sakin bir şekilde cevap verdi. "Bu Mesele Apo'yla sınırlı değil. Onun arkasında kim olduğunu öğrenmeden harekete geçilirken hata büyütülür. Önce bilg
Bu sırada Tülin, düşünceli bir şekilde konuştu. "Apo'nun yakın çevresinden birkaç kişiyi tanıyorum. Belki de gelişmiş yazılımları konuşabiliriz. Özellikle Ezik... Onun konuşmaları hazır olduğunu düşünüyor
S
Gece
"Ezik
E
Murat
Ezik, kor
Sam
Ezik, gözünü kaçırarak cevap verdi: "Abi, Apo genellikle Çınaraltı Kahvehanesi'nde görüşüyor. Oradan bilgi
Aynı anda, Apo kahvehanenin karanlık köşesinde bir masada, telefonunu kontrol ediyordu. Telefon çaldığında, bölgedeki gergin ifade daha da belirginleşti. Karşıdaki ses, Apo'yu iyice sıkıştırıp
"Apo" dedi ses, soğuk bir tonla. "İşler yavaş ilerliyor. Mahalle halkı direniyor. Sana daha ne kadar süre devam ediyor? Bu işi çözemiyorsan, seni gözden çıkarmaktan çek
Apo, alnındaki teri silerek konuştu. "Efendim, merak etmeyin. Yarın sabah her şey farklı olacak. Planlarımızı hızlandıracağız."
Telefon kapandığında, Apo masadan kalkarak adamlarına bağırdı. "Herkesi toplayın! Bu mahalleyi yakıp yıkmadan bize huzur yok. Yarın
Ertesi gün mahallede gerilim doruktaydı. Sami, Murat ve Sema, halkı bir araya getirmek için muhtarın ofisinde toplantılarda toplandılar. Sema, halkın direncini artırmak için bir konuşma yaparken, Murat, Apo'nun planlarını bozmak için bir adım daha atılması için
"Bu iş sadece savunma yapmakla bitmez" dedi Murat. "Apo ve genişleme güçlerinin ne mesafeden ayrılmasından bu savaşı kazanamayız. Ezik'ten bilgilerle ilgili açıklamalar. Şimdi harekete geç
Sami, bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştu. "Haklısın, Murat. Ama bu işi sadece mahalle içinde çözmek için hata çözülür. Apo'nun bağlı olduğu Büyük Adam kimse, onun
Tülin, cesaretle konuştu. "Ezik'in bilgilerini doğruysa, Apo'yu bir şekilde köşeye sıkıştırabiliriz. Çınaraltı Kahvehanesi'nde neler döndüğünü öğrenmek için gitmemeliyiz."
Sami başını salladı. "Tamam, bu gece harekete geçiyoruz. Ama dikkatli olmalıyız. Herkes hazırlıklı olsun."
Bölüm, Sami ve ekibinin Apo'nun planlarını bozmak için organize olmaya başlamasıyla sona erdi. Mahallede fırtına öncesi bir sessizlik vardı. Ancak ertesi gün, Apo'nun harekete geçmesiyle
7. Bölüm: Çatışmanın Eşiğinde
Mahalle, sabahın erken saatlerinde beklenmedik bir hareketliliğe uyanmıştı. Apo ve adamlar, Çınaraltı Kahvehanesi'nde topladıkları gece alışverişi kararları uygulamaya koymuşlardı. Sokaklar, sabah güneşine rağmen gergin bir atmosferle doluydu. Esnaf dükkânlarını tedirgin bir şekilde açarken, mahalle sakinlerinin yüzlerinde korku
Sami, atölyesinde sabah çayını içerken, kapıda beliren Murat'ı hemen açılır. Murat'ın bölgedeki ciddiyeti, yaklaşan tehlike
“Baba” dedi Murat, derin bir nefes alarak. “Apo ve arkadaşları sabaha karşı mahallede dolanmış. Duvarlara tehdit içerikli yazılar yazıyorlar. Özellikle içeriğiyle ilgili çok fazla hareketle
Sami, fincanını ayırıp cebini aldı. “Bu iş artık sabrımızı taşıyor. Mahalleliyle bir araya gelmeli ve harekete geçmeliyiz. Biz bir şey yapmazsak, onları bu mahalleyi tamamen ele geçirecek.”
Mahalle meydanında düzenlenen toplantıya katılanlar, esnaf ve kişiler yoğun bir katılım göstermişti. Sema muhtar, önünde durarak sakinleştirici bir konuşma yapmay
“Arkadaşlar, biliyoruz, hepimiz huzursuzuz. Ancak bu mahalle bizim evimiz ve kimliğe teslim olmayacak. Hep birlikte hareket ederse bu
Murat, söz almak için öne çıktı. “Bugün sadece kendimiz için değil, mücadele söyleminde bulunmak için. Apo ve adamlarının bu mahallede huzurunu bozmalarına izin vermemeliyiz. Ancak unutmamalıyız ki bu konuyu sadece Apo'nun işi değil. Arkasında kim olduğunu anlamaktan hareket edersek
T
"
A
Apo, "Bugün bu mahalleyi birleştireceğiz" dedi, yumruğunu vurarak. “Gençleri okula gitmekten, esnafın zorluklarından korkmaktan hale getir
Ezik, anne
“Ezik” dedi tehditkâr bir sesle. “Sen son zamanlarda biraz fa
Ezik, boğazını temizleyerek başını iki yana salladı. “Hayır abi, bir sorun yok. sadece sen
Apo, Ezik'e baktığında bir süre gözlerini daraltarak, ancak daha fazla
Gece çökerken, Sami ve Murat, Apo'nun faaliyetleri için yeni bir plan üzerinde çalışıyordu. murat
“Baba, okulun arka tarafında sokakta Apo'nun adamlarının genellikle toplandığını öğrenir. Eğer orayı kontrol edebilirsek,
Sami başını salladı. “Doğru. Ama sadece onları izleyemiyor. Ellerinde başka ne tür kozlar olduğunu öğrenmeliyiz. Bunun için daha fazla havanın belirginleştiği var.”
Bu sırada Sema içeri girdi. “Mahalledeki gençlerden biri, Apo'nun bir toplantı düzenleyeceğini söyledi. Bu toplantıya sızmayı başarabilirsek, belki daha fazla bilgi topla
Sami, Sema'nın yaptıklarını düşünürken, Murat kararlı bir şekilde cevap verdi. “Bu olabilir, ama denemeye değer. Apo'nun planlarını öğrenmek için başka bir
Gece saatlerinde, Murat ve Sema, Çınaraltı Kahvehanesi'nin bulunduğu bir köşeye saklanmıştı. Apo'nun hücrelerinin hücrelerindeydi. Murat, kahvehanenin arka kapısından dışarıya doğru ilerlemeye çalıştı. S
Kahvehanenin loş ışıkları altında Apo'nun sesi yankılanıyordu. “Bu mahalleyi ele geçirmek için onun yolunu deneyeceğiz. Yarın sabah okulda baskınlar var. Gençleri korkutursak, aileleri de arkamızda dur
Murat, yakalandıktan sonra bölgeden geri çekilmeye çalışırken, aniden gelen bir sesle irkildi. “Burada ne şey var?” Sesin sahibi, Apo'nun adamlarından korundu. Murat'ın bireysel farkları, sonuçları daha da karmaşık bir hal
Bölüm, Murat'ın açığa çıkmasıyla sona erdi. Apo'nun planları artık netleşmişti, ancak Murat'ın bu tehlikeli saldırılardan nasıl kurtulacağı, mahallenin ka
8. Bölüm: İhanet Çemberi
Sabahın erken saatlerinde mahallede bir gerilim havası hakimdi. Çınaraltı Kahvehanesi'ndeki gece toplantısında Apo'nun ve adamlarının çözümlenen kararları mahalledeki huzuru iyice sarsmaya başlamıştı. Sokaklara astıkları tehdit içerikli yazılar ve eylemler eylemler, mahalleliyi
Sami, atölyelerinde, önceki gece Murat'ın Apo'nun planlarını yapmak için yaptıkları tehlikeli saldırı saldırılarına maruz kalır. Oğlunun anlattıkları, bu kez karşılarındaki tehlikenin ne kadar büyük olduğu gözlerin önünde sermişti.
Murat henüz uykudayken yeni uyanmış bir hâlde atölyeye geldi. Gözlerinin altı çökmüş, çevresi gergin bir his vardı. "Baba, Apo'nun adamlarından biri beni fark etti" dedi. "Neyse ki arka sokaklardan kaçarak kurtuldum, ama artık daha dikkatli olmamız gerekiyor. Onlar da bizi takip edebilmei
Sami, çocuklarının anlattıklarını sakin bir şekilde dinledi, ardından düşünceleri olan bir şekilde konuştu. "Bu mahallede düzeni bozmak için ne gerekiyorsa yapacaklar. Biz ise birlik olup buna karşı koymak zorundayız. Hemen Sema'yla konuşma mahalleliyle tekrar toplama
Mahalle meydanında düzenlenen toplantıya bu kez daha fazla katılım vardı. İnsanlar, son günlerde yaşananlardan dolayı daha fazla ayakta kalmış ve bilmiyorlardı. Sema, meydanın ortasında durarak söz aldı. "Arkadaşlar" dedi. "Apo ve adamlarının amacı sadece bizi korkutup buradan ayrılmak değil. Mahallemizi tamamen ele almak istiyoruz.
Murat, toplantıya gelen gençlerden biri olan Talha'nın gözlerinden yükselen kararlılığı fark etti. Talha, her zamanki gibi öne çıkmasını diledi. "Hocalarım" dedi. "Bu mahalle bizim evimiz. Ben ve arkadaş da uzağa gelmeye hazırız. Ferit bile birkaç gün önce Apo'nun adamlarından uzak duracağını
M
Bu sırada Apo, Çınar
Ez
"Yarı
E
E
"Bu
Bu arada
"Açık
Ferit, sinir
Mura
Bu olaylardan
Bu sı
A
9. Bölüm: Kapan Kapanıyor
Mahalledeki huzursuzluk, Apo'nun oyunları ve Ferit'in ihanetleriyle giderek büyüyordu. Sami, Murat ve Sema, mahalle halkını daha fazla bilgilendirmek ve organize etmek için gece gündüz çalışmayı sürdürüyor. Ancak bir sorun vardı: Ferit'in Apo'ya bilgi sızdırdığına dair şüphe
Sami, bu durumu Murat'la paylaşırken bilmiyorlardı. "Oğlum, Ferit'i izlememiz gerekiyor. Apo'nun her hamlemizi bilmesi bir tesadüf olam
Murat, içtenlikle bu şüpheye katılarak Ferit'e bir şans vermeyi arzuluyordu. "Baba, belki de Ferit sadece korkuyordur. Onu desteklemek yerine kazanmayı
Sami, çocuğunun sakinliğine ve sabrina hayran olsa da, tehlikenin giderek büyüdüğünü hissediyordu. "O halde dikkatli ol Murat. Bu çocuk Apo'nun tuzağına düşmüş olabilir. Her adımını takip etmel
Bu sırada Apo ve arkadaşları yeni bir köy için hazırlık yapıyorlardı. Apo'nun bu seferki hedefi okul çapında büyük bir karmaşıklığı ortaya çıkarmak ve mahalleliye korku salmaktı. Ezik'e, planın det
"Ezik, okulda birkaç gençle kavga çıkar. İnsanların yolunu kurtarmıyorlarsa mahalleyi terk etmeye daha yatkın
Ezik, Apo'nun planından rahatsızdı ama korkusundan dolayı itiraz edemiyordu. "Tamam abi, adlandırıldığın gibi ayrıştır," diye
Ertesi gün kaçak işler daha da karmaşıklaştı. Sabah saatlerinde Ferit'in, Apo'nun iki adamıyla köşesinde konuştuğunu gören Talha, durum hemen Murat'a
"Öğretmenim, Ferit yanlış işlerin içinde. Onun bu insanlarla ne işi olabilmesi
Murat, durumu sakince değerlendirdi. "Ferit'in bizimle ya da görünürde olduğunu göstermek için onunla konuşmamız gerekiyor. Bir yargıya varmadan önce ona fırsat tanıyalım."
Murat, Ferit'i sınıfta yalnız bir köşeye çekti. "Ferit, neler oluyor? Seni bu adamlardan uzak durman için tam olarak uyardık. Bana doğruyu söyle, neler yapıyorsun?"
Ferit, ilk başta sessiz kaldı. Yüzünde bir huzursuzluk vardı ama sonunda Murat'ın dürüst bakışlarına dayanamayarak konuşmaya başladı. "Hocam, ben... Apo beni tehdit etti. Eğer yapmazlarsa aileme zarar vereceklerini söyledi.
Murat derin bir nefes aldı. Ferit'in korkularını anlıyor, ama bu durumun hem mahalleye hem de gençlere zarar verebileceğini biliyordu. "Ferit, sana yardım edebilir. Ama önce Apo'nun planlarını öğrenmeliyiz. Bana ne bildiğini sö
Ferit, titreyen bir sesle devam etti. "Yarın akşam mahallede bir parça çıkaracaklar. Amaçları gençleri oynanan ve
Murat, bu bilgileri hemen Sami ve Sema ile paylaştı. Mahallede güvenlik önlemlerinin alınması ve gençlerin bilinçlendirilmesi konusunda hemfikirdiler. Sema, mahallenin gençleriyle konuşup onları bilgilendirmeyi üstlendi. Sami ise gece boyunca mahallede nöbet tutmak için bir e
"Bu mahalle bizim yuvamız" dedi Sami. "Kimse bizi burada
Gece, Apo'nun beklediği gibi başlamadı. Mahallenin kalabalıkları, sokak köşelerinde günlükleri, gençlerin okul aralıklarında bir araya gelerek destekleniyordu. Apo'nun adamları, beklenmedik bu dayanışma karşısında şaşkına dönüş
Ancak Apo, kolay pes edecek biri değildi. "Madem planımızı bozdular," dedi kendi kendine, "o zaman direkt Sami ve Murat'ı hedef alırz. Onlar bu direnişin başındaki kişileri. Önce özgürce devireceğiz, sonra o
Apo, adamlarına Sami'nin antikacı mağazalarını hedef almalarını belirtir. "Dükkana zarar verin" dedi. "Onların ne kadar çaresizliği olduğu
Gecenin ilerleyen saatlerinde Sami'nin mağazasına molotof kokteyli atıldı. Alevler hızla yükselirken, Murat ve diğer mahalle sakinlerinin durumu farklılaşan yangını söndürmeye koştu. Neyse ki büyük bir zarar olmadan alevler kontrol” alındı. Ancak bu olay, Sami ve Murat'a Apo'nun ne kadar ileri gidebileceği bir kez daha
Sami, durağın önünde mahalleliye seslendi. "Bu sadece bir başlangıç. Ama unutmayın, biz bir arada olduğumuz süre boyunca bu mahalleyi kimse ele
Mahalle halkı, Sami'nin bu sözleriyle daha da kenetlendi. Apo'nun bu yeni saldırısı, mahallelinin direnişini daha da güçlendirmişti.
Bölüm, Apo'nun başarısızlığına rağmen daha sinsi planların başlamasıyla sona erdi. Bu arada, Ferit'in taraf değiştirme olasılığı ve Sami'nin mahalleliyi bir arada tutma çabası, hikayeyi daha da karmaşık ve sürükleyici bir hâle dile getirdi. Apo'nun bir sonraki hamlesi ne olacak? Mahalle halkının bu savaşı kazanılabilecek miydi? Tüm bu sorular bir
10. Bölüm: Tuzak ve İhanet
Apo'nun son saldırısı mahallede derin bir öfke yaratmıştı. Sami'nin antikacı mağazasına yapılan saldırıdan sonra mahalle sakinlerinin birlik verisi piyasaya sürülüyordu. Ancak Apo, bu birlikteliği bozacak kadar kurnazdı. Yeni bir plan dosyası için adamlarıyla bir araya ge
"Mahalleyi bölecek bir şey yapmalıyız" dedi Apo, sigarasını derin bir nefesle çekerek. "Küçük hayatta kavgalar artık yaralanmıyor. Daha büyük bir şey lazım."
Ezik, Apo'nun bu plan için çekingen bir şekilde bir öneride bulunduğunu belirtti. "Abi, belki de Mahmut müdürle konuşmalıyız. O adamın menfaatine uygun bir şey görürse onu türlü ticarie faydası olur.
Apo, Ezik'e küçümser bir bakış attı ama fikri aklının bir köşesine yazdı. Mahmut'un açgözlülüğü biliniyordu ve onu kullanm
Okulda işler gergindi. Murat, aralarındaki gerilimi yumuşatmaya çalışıyor. Ferit, bir yandan Apo'ya sunulan saklamaya çabalarken bir yandan da Talha ve Samir'le olan arkadaşlık bağlarını koparmaya çalışmıyordu. Ancak bu iki hayat arasında sıkışıp kalmak, Ferit'i daha da tehlikeli bir hale getirmek
Bir süre sonra Ferit, Talha ve Samir'in konuşmalarına kulak misafiri oldu. Talha, mahalledeki dayanışmayı anlatırken Samir, Apo'nun karanlık planlarını anlatıyor
"Mahallede bir şeylerin döndüğünü" söyleyen Samir, gözleri ciddiyetle parıldayarak. "Apo ve arkadaşları, bizi düşürmeye çal
Ferit, bu sözleri duyunca içindeki çatışma daha da büyüdü. Apo'ya sadık kişiler mahalledeki insanlara ihanet edecekti. Ancak Apo'dan uzaklaşırsa aile zarar görebilirdi. İçerdiği parça yüzünden Talha'nın ona olan güvenini tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu biliyordu.
Apo, Mahmut müdürle buluştu. Mahmut'un açgözlü ve kurnaz tavrı hemen belli oluyordu. Apo, ona bir zarfla dayanıklıdır. Zarfta yüklü miktarda para va
"Bak Mahmut" dedi Apo, yüzünü gülümseyerek yerleştirerek. "Bu mahallede işler benimki gibi olacak. Sen de bu işin bir parçası olursa çok kazanırsın. Yapman gereken tek şey, Murat öğretmeninin ve birkaç öğrencinin itibarını zedelemek. Küçük bir dedik
Mahmut, zarfı alırken gözlerini parladı. "Sen rahat ol Apo. Murat ve o sinema meraklısı Talha hakkında birkaç şey uyuyorum. İnsanlar zaten onların şüphesiyle bakı
Ertesi gün, Mahmut, ebeveynlerin odalarındaki çayını yudumlarken ortaya atılan dedikoduları bir sohbe
"Yahu, şu Murat öğretmen ve o Talha var ya," dedi alaycı bir tonla, "çok şüpheli işler peşindeler gibi geliyor bana. Talha sürekli film çekiyor, belki de kaçak işler için kullanılıyordur. Kim bilir, bir gün polis kapımıza dayanıyorsa şaşırıyorum."
Tülin ve Nesrin, bu sözlere kulak kabarttı. Tülin, Mahmut'un sözlerinden rahatsız olmuştu. "Murat'ın böyle bir şey yapacağına inanmıyorum" dedi. "O, bu mahallenin gurur duyduğu bir
Ancak Nesrin, Mahmut'un dedikodusunu daha da körüklemekte başarısızlıkla karşılaşmamıştı. "Ama neden sürekli Talha'yı koruyorlardı ki? Belki gerçekten bir şeyleri saklıyorlardı."
Tülin, bu sözlere karşılık olarak ama Murat'ın gidip onu uyar
Murat, Tülin'den korunma durumlarının sakinliğini araştırmaya çalıştı. "Bu söylentilerin arkasında Apo'nun olduğunu biliyoruz" dedi. "Ama korkmuyorum. Çünkü doğru olan neyse onu savunuyoruz
Bu sırada Talha, okulun deposunun arkasında Samir ve diğer birkaç öğrenciyle bir kısa film sahnesi çekiyordu. Ancak Ferit'in gözetiminde olduklarından habersizdiler. Ferit, çekilen görüntüleri Apo'ya aktarmak üzere gizlice kaydetmişti. Apo, bu ayrıntıları manipüle edip Talha ve Murat'ı karalamayı planlıyordu.
Mahallede ise Sami ve Sema, insanları sakinleştirmeye çalışıyor. Sami, topladığı birkaç mahalleliye seslenirken güven doluydu. "Dedikodulara inanmayın. Biz bir arada durdukça kimse bize zarar veremez."
Sema ise gençlerle birebir konuşarak onların güvenini kazanmaya çalışıyor. "Unutmayın, bu mahalle hepimizin evi. Kötülüklere karşı birlikte durmalıyız."
Gece olduğunda Apo, Mahmut'tan yayılan dedikodularla mahallenin huzurunu bozmayı başarmıştı. Ancak Ferit'in kaydettiği görüntüler, Apo'nun eline daha büyük bir koz sözü verdi. Apo, bir sonraki h
Murat, Sami ve Sema, bu karanlık planların bozulması vararak daha büyük bir önlem almayı planlıyordu. Ama içlerinden biri ihanet ederse ne seçilir? Bu sorun çözümü, giderek artan tehlikeli bir yüzleş
11. Bölüm: Karşı Karşıya
Mahalle, Apo'nun kirli planlarının gölgesinde giderek daha huzursuz bir yer haline gelmesi bekleniyor. Dedikodular, mahallelerdeki insanlardan ayrılan bölünmeler ekmişti. Sami ve Sema, mahalle sakinlerini bir arada tutmak için çabalasa da Apo'nun sinsi planları gitgide daha et
Sami, akşamüstü antikacı dükkanında, Murat ve Tülin'le çalışıyor, son olayları anlatıyordu. Tülin, Mahmut'un dedikodularını ve Apo'nun Talha'yı hedef alma planlarını detaylıca anlattı
"Murat, durumu çok ciddi" dedi Tülin. "Mahalledeki herkesin görünümü senin ve Talha'nın itibarı sarsılıyor. Bir şeyler olmazsa Apo amacına
Murat, derin bir nefes aldı. "Biliyorum Tülin. Ama bu dedikodularla baş etmek kolay değil. İnsanların zihinlerine işlenen şüpheyi temizlemek için daha fazlasını yapmalıyız."
Sami, Murat'a destek olmak için konuştu. "Bizi ayakta tutan şey doğru bildiğimizize olan inancımız. Apo ve onun gibiler, kötülükle mahalleyi ele geçiremez. Birlik ol
Apo ise karanlık planlarının bir sonraki aşamasına geçmişti. Ezik, Ferit'ten aldığı payları Apo'ya ulaştırmıştı. Bu görüntülerde Talha ve arkadaşları, kısa bir film gösterimi sırasında görülüyordu. Apo, bu ayrıntıları manipüle ederek Talha'yı yasadışı bir iş yapısı
"Şimdi izliyoruz" dedi Apo, adamlarına. "Bu mahalle nasıl karışıyor. Murat da o çocuğu savunmaya kalkarsa, mahalledeki herkes o
Görüntülerin sos
Haber
"Bu kadarı da
Sema, hem
Sami, toplantıya gelenlere seslendi. "Bu mahalleye zarar vermek isteyenler var. Dedikodulara inanmayın. Talha masum bir çocuk. Bu haberler tamamen iftira."
Mahalledeki yaşlılardan biri öne çıktı. "Ama Sami Bey, bu görüntüleri görmedik mi? Gazetede yazılanları nasıl yalanlayabiliriz?"
Tam bu sırada, Murat söze girdi. "O görüntüler manipüle edildi. Talha ve arkadaşları sadece bir kısa film çekiyordu. Bunun yasadışı bir ticari ilgisi yok. Boyut bu işin asıl sorumlularını gösterece
Murat ve Talha, okuldaki güvenlik kameralarını incelemeye karar verdi. Tülin, bu araştırmada onlara yardımcı oldu. Güvenlik görüntülerinde Ferit'in, Talha ve arkadaşlarının gizlice izlendiği fark edildi. Ancak bu ayrıntıları Apo'ya nasıl ulaştırdığını kanıtlamak için daha fazlasına
Murat, Ferit'le yüzleşmeye karar verdi. Açık
"Ferit, benimle konuşmamız lazım" dedi Murat, kararlı bir sesle. "Apo için öğrenim görüyorum. Ama hala doğru olanı seçme şansı
Ferit, kaçakçılığını yaptı. "Ne diyorsun öğretmenim? Ben kimse için çalışmıyorum."
Murat, bir adım daha yaklaştı. "Ferit, mahalle bizim evimiz. Apo'ya yardım ederek sadece kendine değil, hepimize zarar veriyorsun. Şimdi doğruyu söyle ve bu işi bitirelim."
Ferit, bir an duraksadı. İçindeki suçluluk nedeniyle okunuyordu. Ancak konuşmadan uzaklaşmayı seçti. Murat, onu durdurmaya çalışmadı. Ferit'in doğru yolunu bulmayı umut etmekten başka çaresi yok
Bu arada Sema ve Kadir Komiser, mahalledeki huzursuzluğu yumuşatmak için halkla aynı özelliklere devam ediyordu. Sema, gençlerle iletişimi kurarken Kadir Komiser, Apo ve adamlarının faaliyetleri
Kadir Komiser "Semiha Hanım, Apo ve adamlarının peşindeyiz" dedi. "Ama beyanları somut delil olmadan harekete geçemeyiz."
Sema, kararlılıkla konuştu. "O zaman biz de delil toplarız. Mahallemizi bu adamlara tes
Gece olduğunda Apo, mahallede yeni bir kaos yaratmak için plan yapıyordu. Ancak bu kez Sami ve arkadaşları da hazırlıklıydı. Apo'nun karanlık planlarının ortasında, mahalledeki birlik ve dayanışma duygusu güçlenmişti. Kötülüğe karşı mücadele eden mahalle halkı, daha büyük bir
12. Bölüm: Karanlığın İçinden
Mahalle
Sami, odalarda bakımlara baktı ve ciddi bir ses tonuyla kritik durum başladı. "Bu mahalle bizim. Bizi bölmelerine, gençlerimizi beslemelerine izin vermiyoruz. Apo sadece bir piyon. Asıl tehlike onun tasarruf güçleri."
Kadir Komiser, masadaki haritayı işaretleyerek özelliklerini devam ettirdi. "Elimizde bazı deliller var. Apo'nun mahallesinde gençleri kötü yola sürüklemek için kullanılan yerler tespit edildi. Özellikle eski bir depo var. Orada ne işleri çevirmemiz gerekiyor."
Sema, derin bir nefes aldı. "Bize güvenen insanları kaybetmeye başladık. Eğer bu depo olayını çözebilirse, mahalle halkını yeniden bir araya getirebiliriz."
Sami, kararlılıkla başlarını salladı. "O zaman harekete geçelim. Herkes hazır mı?"
Herkes, planlarını uygulamak için dağıldı.
Murat ve Tülin, ayrılık belgesiyle daha fazla zaman geçirmeye başladı. Talha ve Samir, Murat'a Apo'nun çetesiyle ilgili anlatılan bazı söylentiler paylaşılıyor.
"Öğretmenim" dedi Talha, "Apo'nun adamları, Ferit'i daha fazla işe almaya çalışıyor. Ona bizimle ilgili yalanlar yaparlar."
Samir şunları ekledi: "Ferit'in yaptığı yanlışlar ama o hala bizim arkadaşımız. Onu Apo'nun elinden kurtarmamız lazım."
Murat, bu sözlerden etkilenmişti. "Haklısınız çocuklar. Ferit'i kaybetmemeliyiz. Ama dikkatli olmalıyız. Apo tehlikeli bir adam."
O gece, Sami ve Kadir Komiser, Apo'nun kullandığı eski depoya gizlice girmek için planlarını uygulamaya koydu. Depo, karanlık ve terk edilmiş bir haldeydi. Ancak odada, Apo ve adamlarının gizli toplantıları gösteren hızlar mevcuttu. Eski mobilyalar, yıpranmış halılar ve duvarlarda garip semboller dikkat çekiyordu.
Sami, elindeki küçük bir el feneriyle duvarları incelerken garip bir yazıya rastladı. "Kara Kitap Pagan Cemiyeti" yazıyordu. Altında ise belirsiz semboller vardı.
"Kadir, bunu ne anlıyorsun?" diye sordu Sami.
Kadir, yazıya baktı. "Bu, Apo'nun sadece bir araç olduğunu kanıtlıyor. Arkasında çok daha büyük bir güç var. Bunu çözüldüğümüzde, Apo'nun iplerini elinde tutan kimseye ulaşacağız."
Depoda, Apo'nun Sayın Nosam'dan sağlanan talimatları içeren bazı belgeleri buldular. Bu belgeler, mahalledeki huzursuzluğun planlı bir şekilde çıkarıldığı kanıtlanıyordu.
Ertesi gün Sami, Sema ve Kadir komiser, mahalledeki insanları bir araya topladı. Ellerindeki belgeler ve deliller mahalle halkına gösterildiler.
"Sizlere anlatılanlar çok önemli bir gerçek var" diye başladı Sami. "Mahallemizdeki huzursuzlukların, gençlerimizin dışarı çıkmasının ve iftiraların hepsi planlı bir oyunun parçası."
Halk, Sami'nin kadınlarına dikkatle dinliyordu. Sema, devam etti. "Birlikte hareket edersek, bu oyunu bozabiliriz. Bu mahallenin her yerinde. Biz yoğun bir şekilde destek olursak, Apo ve onun gidişatındaki güçler bize zarar veremez."
Mahalle halkı, bu konuşmalardan sonra yeni
Apo, de
Gece yarısı, Apo’nun adamları, mahallede bazı yerlere zarar vermeye başladı. Sokak lambaları kırıldı, duvarlara tehdit içerikli yazılar yazıldı. Ancak Sami ve Kadir komiser, bu saldırıya hazırlıklıydı. Mahalle halkı, bu provokasyonlara karşı sokağa çıktı ve birbirine destek oldu.
Murat,
Talha, Sam
Sabah o
"Bu
S
13. Bölüm: Karşılaşma
Mahallede bir gece daha sessizlikle vardı. Ancak bu bağımsızlık, fırtına öncesi bir dinginlik gösteriyor. Sami, Hatice, Kadir Komiser ve Sema, Apo'nun son saldırılarından sonra yeniden bir araya geldi. Ellerdeki belgelerde, Bay Nosam'ın gerçek kimliğine ve saklanmasına ilişkin bazı ipuçları ortaya çıkıyor. Ancak bunun yolları
"Kara Kitap Pagan Cemiyeti" dedi Sami, belgelere bakarak yayarak. "Bu isim daha önce hiçbir yerde g
Kadir komiser belgeleri incelerken ayrıntılı bir şekilde konuştu: "Bu bir tek mahalle meselesi değil. Apo bir araç. Onun üzerindeki varlıkların ortaya çıkmasından bu sorun çözülmez. Ancak delillerdeki delillerle yukarıya çıkmamız olur ol
Sema araya girdi. "Mahalledeki insanlar, bu saldırılara rağmen bir arada durmaya karar verdiler. Ama daha ne kadar dayanamıyoruz. Gençler hayattaydı"
Ta
"Boyutunu anlatmamız gereken bir şey var" dedi Murat.
Murat, uçan olan bi
Talha, heyecanla şunları ekledi: "Ferit, bizimle konuşmuyor ama onu bir depoda gördük. Apo'nun adamları ona bir şeyler veriyordu. Paketleri gördüm, ne olduğunu anlamadım ama iyi bir şey olmadığını biliyordum."
Kadir Komiser, bu bilgileri titizlikle dinledi. "Bu depo, Apo'nun kontrolünde kaybolmuş biri olabilir. Oraya kadar genişletilebilir ama dikkatli olmalıyız. Önce orada neler döndüğünü anlamalıyız."
Sami, tasarlandı ve ayrıntıları verdi. "O depoya bir sızma şeklimiz gerekiyor. Eğer Apo'nun bağlantılarını ve Ferit'i kurtarabilirsek, bu durumda zayıf nokta
Ertesi gece, Sami ve Kadir komiser, deponun gidişatını yapmak için harekete geçti. Talha ve Samir de onlara uzaktan gözlem yaparak destek oluyor. Depo, eski bir fabrika binasıydı. İçeriğinden hafif bir ışık sızıyordu. Sami, fısıldayarak konuştu: "İçerde hareket var. Ama ne olduğunu anlamamız için biraz daha yaklaşmamız gerekiyor."
Kadir, yavaş yavaş ilerleyerek depoya yaklaştı. İçeriden gelen sesler, bir toplantının gerçekleştiği gösteriliyordu. Apo'nun sesi net bir şekilde duyuluyordu. "Mahallede işler zorlaşıyor ama bu bizi yıldırmaz. Sayın Nosam onun herşeyinin kontrolünde olduğun
Sami, bu sözlerden sonra daha fazla dinlemenin tehlikeli olduğunu ifade etti ve geri çekildi. Ancak tam o sırada bir ses duyuldu.
Apo'nun adamlarından biri, buradaki bir hareket farklıydı. Sami ve Kadir, hızla geri çekilmek zorunda kalır.
Ertesi sabah Sami ve Kadir, elde ettikleri bilgileri Sema ve Hatice ile paylaştı. Kadir, "Bu işin içinde Apo'dan çok daha büyük bir plan var" dedi. "Bay Nosam, mahallemizi tamamen kontrol"
Sema, derin bir nefes aldı. "Mahalledeki insanları bu tehlikeye karşı uyarmalıyız. Ama onları korkutmadan yapmalıyız. Eğer insanlar paniğe kapılırsa, bu durum Mr. Nosam'ın terapisi ya
Sami, kararlılıkla konuştu. "Bu mahalle bizim. Bize saldıran kim olursa olsun, bir arada durarak onları durdurabiliriz. Ama bir plandan vazgeçin
O akşam Sema, mahallede bir toplantı düzenlendi. Mahalle sakinleri, Sami ve Kadir'in anlattıklarını dikkatle dinledi. İnsanlar, Apo'nun gerçek yüzünü ve arkasında
"Bu
"Birlikte hareket edersek, bizi korkutamazlar!" dedi
Kararlılık, mahalledeki dayanışmayı daha da güçlendirdi. Ancak Sami, bunun yeterli olmadığını biliyordu. Apo'nun ve onun zayıflamalarının durdurulması için daha büyük bir
Sami, Murat, Kadir ve Sema, gece boyunca planlarını geliştirdiler. Apo'nun deposuna bir kez daha sızmayı ve içerideki delilleri ele geçirmeyi planlıyorlardı. Bu kez daha dikkatli olacaklardı. Ancak bu operasyonun riskleri büyüktü. Çünkü Apo, artık mahalledeki karşı koyuluğun farkındaydı ve daha sert önl
Sami, derin bir nefes aldı ve kararlılıkla şöyle konuştu: "Bu mahalle için, geleceğimiz için bu riski göze almalıyız. Eğer başarabilirsek, sadece mahallemizi değil, burada yaşayan herkesin umudunu da kurtarabiliriz."
Bu sözler, mahallenin oluşturduğu ve dostlarının içinde yeni bir umut ateşi yaktı. Artık herkes, bu mücadelenin sadece bir mahalleyi değil, bir mücadelenin çözülmeyen mücadelesinin bilincindeydi.
fehmi demirbağ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder